Kafkas Vakfı, Drau Faciası'nın canlı tanıklarını buldu: Kafkasyalı mültecilerin acı hatırası belgesel ile gün yüzüne çıkarılacak
II. Dünya Savaşı sırasında Avrupa’nın göbeğinde yaşanan en trajik olaylardan biri olan Drau Faciası, Kafkas Vakfının çalışmaları neticesinde 80 yıl sonra yeniden gündeme geldi. Kafkas Vakfının, Avrupa Birliği projeleri çerçevesinde Türkiye Ulusal Ajansının desteğiyle yürüttüğü “Kafkasya Hafızası: Avrupa Tren Macerası” projesi kapsamında, 30 gençle birlikte Avusturya’nın Irschen köyüne yapılan ziyaret, tarihi bir buluşmaya ve çarpıcı tanıklıklara sahne oldu.
Ziyaret kapsamında yapılan saha araştırmaları sonucunda, Drau Faciası’nın canlı tanıkları olan 97 yaşındaki Albert Amberger ve 95 yaşındaki eşi Getraud Amberger ile temas kuruldu. Amberger çifti, o dönemde Kafkasyalı mültecilerin bulunduğu kampa komşu olmuş, hatta soyu Kırım Hanlarına dayanan General Sultan Kılıç Geray ve maiyetindekilerin evlerini karargâh olarak kullandığını ifade etti.
Bu tanıklıklar, Drau’da yaşanan katliamın sivil hafızadaki izlerini gün yüzüne çıkardı ve olayın insani boyutunu da derinleştiren çok önemli birer kaynak oldu.
DRAU FACİASI NEDİR?
II. Dünya Savaşı’nda, 1943 yılında Kafkasya’dan çekilmek zorunda kalan Alman ordularıyla birlikte iltica eden Kafkasyalılardan oluşan 15 bin kişilik mülteci grubu önce İtalya’nın dağlık Paluzza bölgesine, ardından da savaşın bitmesiyle Avusturya’nın Drau nehri kıyısında kamp kurmuştu. 11 Şubat 1945 Yalta anlaşması ile mültecilerin Kızıl Ordu’ya teslim edilmesi kararı nedeniyle, 28 Mayıs 1945’te Kafkasyalılar, İngilizler tarafından Sovyetler Birliği’ne iade edilmek istendi. Bunun üzerine Alp Dağları’na kaçıp canlarını kurtarabilenlerin dışında, o gün binlerce Kafkasyalı Drau Irmağı’na atlayarak ya da İngiliz ve Ruslarla savaşarak öldürüldüler. 1945 yılı Mayıs ayında binlerce Kafkasyalı sürgün, İngiliz güçlerinin koruması altındayken Avusturya'nın Drau Nehri kıyısında teslim edildi ve büyük bir bölümü Sovyetler Birliği’ne iade edilerek ya öldürüldü ya da çalışma kamplarına gönderildi. Aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu bu sivillerin dramı, yıllarca sessizlik içinde kaldı.
KAFKAS VAKFINDAN HAFIZA VE VEFA YOLCULUĞU
Kafkas Vakfı, 2025 yılı başında başlattığı Avrupa Birliği destekli proje ile bu acı hafızayı genç nesillere aktarmayı hedefledi. Türkiye’nin farklı şehirlerinden seçilen 30 genç, trenle gerçekleştirdikleri Avrupa yolculuğunun son durağında Drau Irmağı kıyısında gerçekleştirilen anma programına katıldı. Sessiz bir yürüyüş ve dua töreniyle kaybedilenlerin hatırasını yaşatan gençler, aynı zamanda vefanın, hafızanın ve dayanışmanın canlı birer örneği oldu.
DRAU FACİASI BELGESEL OLACAK
Ziyaret sırasında elde edilen tanıklıklar ve belgeler, Kafkas Vakfının yürüttüğü belgesel çalışması kapsamında kayıt altına alındı. Facianın tanıkları, tarihi mekânlar ve gençlerin vefa yolculuğu, ilerleyen dönemde uluslararası kamuoyuna sunulacak kapsamlı bir belgeselde yer alacak.
KAFKAS VAKFI BAŞKANI ARIHAN: BU TANIKLIKLAR BİZİM İÇİN BİRER HAZİNE NİTELİĞİNDEDİR
Drau Faciası hakkında yapılan çalışmalarla ilgili Kafkas Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Arıhan şu açıklamayı yaptı:
“Bugün burada sadece bir anmayı değil bir adalet arayışını, bir hafıza seferini gerçekleştirdik. Gençlerimizle birlikte tarihin sessiz kalmış bir sayfasına dokunduk. Bu tanıklıklar bizim için birer hazine niteliğindedir. Drau Irmağı'nın kıyısında ölüme yürüyenlerin hatırasına sahip çıkmak, insanlık onuruna sahip çıkmaktır.”
KAFKAS VAKFI: UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ
Kafkas Vakfının, Avusturya temasları hususunda yaptığı açıklamada ise şu ifadeler yer aldı:
"Drau Faciasının Canlı Tanıklarıyla Buluştuk… Bugün sizlerle, Kafkasya sürgününün Avrupa’daki en karanlık sayfalarından biri olan Drau Faciasına dair son derece kıymetli ve tarihi bir gelişmeyi paylaşmanın heyecanı ve sorumluluğu içindeyiz.
97 yaşındaki Albert Amberger ve 95 yaşındaki eşi Getraud Amberger, o karanlık günlere bizzat tanıklık etmiş; Drau Irmağı kıyısındaki katliamın yaşayan son şahitleri olarak hafızalarımızda yer edecekler.
Avusturya’nın Irschen Köyü’nde yaşayan bu vefakâr çift, 1945’te Kafkasyalı sürgünlerin yaşadığı büyük dramı yakından görmüş; evleri ise General Sultan Kılıç Girey ve beraberindekiler tarafından karargâh olarak kullanılmıştı. Bugün onların anlattıkları, yalnızca birer hatıra değil; bir halkın kaderine ışık tutan, tarihin derinliklerinden gelen birer canlı belgeydi.
Kafkas Vakfı olarak, bu eşsiz tanıklıkları belgesel çalışmamız kapsamında kayıt altına aldık. Bu sadece bir çekim değil; hafızanın, vefanın ve adalet arayışının yaşayan kaydıdır. Unutmadık, unutturmayacağız."