SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İsmail Bey Gaspıralı

QHA - Kırım Haber Ajansı - İsmail Bey Gaspıralı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İsmail Bey Gaspıralı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türk kadın hareketinin öncüsü Şefika Gaspıralı’yı torunu Av. Şahika Kürdemir anlattı Haber

Türk kadın hareketinin öncüsü Şefika Gaspıralı’yı torunu Av. Şahika Kürdemir anlattı

Türk kadınının millî ve medenî uyanışının en önemli figürlerinden, Türk kadın hareketinin öncüsü Şefika Gaspıralı’nın oğlu Niyazi Kürdemir’in kızı Av. Şahika Kürdemir, Kırım Haber Ajansı (QHA) stüdyolarına konuk oldu. Gaspıralı ailesinin mirasını, Şefika Hanım’ı bir aile büyüğü olarak nasıl hatırladığını ve Kırım ile Azerbaycan’a yaptığı duygusal ziyaretleri samimiyetle paylaşan Kürdemir, büyükannesi Şefika Hanım’ın disiplinli ve bilinçli yapısından, Türkiye’ye göç ettikten sonra yaşadığı zorluklara kadar pek çok konuyu içtenlikle anlattı. BİR AİLE BÜYÜĞÜ OLARAK ŞEFİKA GASPIRALI Kürdemir, Şefika Hanım’ın torunu olmayı ve ailesinden devraldığı kültürel ve düşünsel mirası anlattı. Kürdemir, Şefika Hanım’ın göçten itibaren ailesini, çocuklarını ve torunlarını sahiplenen bir aile büyüğü olduğunu belirtti ve “Göçten itibaren ailesini, çocuklarını ve torunlarını sahiplenen bir aile büyüğüydü. Son derece disiplinli ve çalışkandı.” diyerek büyükannesinin karakterini anlattı. Şefika Hanım’ın çocuklarını da bu doğrultuda yetiştirdiğini kaydeden Kürdemir, torunlarıyla da yakinen ilgilendiğini vurguladı. Baba Niyazi Kürdemir’in görevi sebebiyle Ankara’da ikamet ettikleri için Şefika Hanım'la birlikte geçirdikleri zamanların sınırlı olduğunu ifade eden Kürdemir, “Onun için senenin belli dönemlerinde Ankara'ya misafir olarak gelirdi. Biz de yazları, ağabeyim ben ve annem, okul bittiği zaman İstanbul'a gider, Ayaspaşa'daki evlerinde kendisinde birkaç gün kalır ziyaret ederdik.” dedi. “YAPTIĞI HER İŞİ TİTİZLİKLE YAPARDI” Şefika Hanım’ın son derece bilinçli bir insan olduğunu vurgulayan Kürdemir cümlelerine, “Yaptığı her iş de son derece titizdi ve sonuna kadar aldığı bir işi götüren bir yapısı vardı. Bu nedenle de bizimle çok fazla birlikte olamadığı için belki bizde bu disiplini uygulamışlığı yoktu ama halamın çocukları ve torunları üzerinde bunu görmek mümkündü.” şeklinde devam etti. Aynı zamanda Kürdemir, “Kendisi zaten memleketinde o kadar önemli işlerle uğraşmıştı ki, onları İstanbul'da devam ettiremediği için bu şekilde aileye yönelik -her zaman için düşüncem odur ki- bir tutum içinde olmuştur.” ifadelerini kullandı. “YAŞADIĞI SORUNLARI ASLA YANSITMADI” Kürdemir, babası Niyazi Kürdemir'in genç yaşta vefatının, Şefika Hanım üzerinde büyük bir etki yarattığını ifade etti. Aynı zamanda Şefika Hanım’ın yoğun sağlık sorunlarıyla boğuştuğunu da belirten Kürdemir, “Ama bütün bunları yansıtmamaya, daha doğrusu asgari şekilde yansıtmaya gayret etti. Yine de faaliyetlerine devam etti. İstanbul'da gerek dernek çalışmalarına gerek ailedeki görevlerine aynen devam etti.” dedi. Şefika Hanım ile ilgili anılarından birinde Şefika Hanım’ın Türkiye'deki sağ-sol çatışmaları hakkında yaptığı uyarıları hatırlayan Kürdemir, “O dönem çok nasihat ederdi. Bu çatışmaların faydasız olduğunu, en çok da bunları körükleyenlerin zarar göreceğini söylerdi. Ayrıca hukuk eğitimi almam onu çok duygulandırmıştı. Dedem Nesip Yusufbeyli de avukattı. Ailede ikinci bir avukatın çıkacağını söyleyerek çok duygulandığını hatırlıyorum.” dedi. Şefika Hanım’ın rahatsız olmasının kendisini çok üzdüğünü belirten Kürdemir, “Yapmak istediği şeylere sağlığı müsait değildi. Bu da onu çok üzüyordu tabii. Ama tabii çocuğunu kaybetmiş bir ebeveyn olarak bunları da normal görmek lazımdı. Hep hayatı halamın yanında geçti. Vefatı da orada oldu zaten.” cümlelerini kullandı. AİLEDEN KALAN KÖKLÜ MİRAS Kürdemir kendisinin Şefika Hanım’ın torunu olduğunu öğrenen insanların tepkilerine de değindi. Bu bağlamda Kürdemir, “Bunu her yerde tabii vesile olmazsa söylemek mümkün olmuyor. Kanıyla canıyla dördüncü kuşaktan biriyle tanışmak, çok büyük şaşkınlık yaşıyor bir kere. Ve saygı duyduklarını söyleyebilirim. Umarım ailemden ben bana itikal eden şeyleri bu zamana kadar düzgün taşıyabilmişimdir.” şeklinde konuştu. “KIRIM’IN HAVASINI SOLUMAK BANA BABAMIN ANLATTIKLARINI ANIMSATTI” 2004 yılında Kırım’a, 2005’te ise babasının doğduğu yer olan Azerbaycan’a yaptığı ziyaretleri duygulanarak anlatan Kürdemir, Kırım ziyaretinde çok duygulandığını belirtti. Kürdemir, “Kırım’da dedem İsmail Bey’in mezarını, matbaayı ve ailesinin yaşadığı yerleri görmek beni çok etkiledi. Tahmini mezar çok güzel yapılmış; bunu söyleyebilirim.” dedi. Kürdemir, Kırım ziyareti sırasında İsmail Bey Gaspıralı’nın doğduğu köyü de gördüğünü kaydetti ve şu şekilde devam etti: Oralarda olmak, o havayı solumak bütün zamanında babamın geçmişte bana kısa beraberliğimiz döneminde anlattığı şeyleri anımsattı. Babamın o Kırım'daki evin bahçesindeki geçirdiği zamanların hepsi gözümün önünden geçti. Çok etkilendim; çok hoşuma gitti. Tabii geçmişin izleri çok farklı ve etkileyici oluyor. Her şeyden etkilendiğimi, döndüğüm zaman uzun süre etkisinde kaldığımı hatırlıyorum. Kürdemir 2005'te Azerbaycan ziyaretinde; baba Niyazi Kürdemir’in Gence’de doğduğunu evi ve Nesip Yusufbeyli’nin en son görüldüğü Kürdemir ırmağını ziyaret ettiğini belirterek, “Oralarda ağladığımı hatırlıyorum. Duygu yüklü bir geziydi. Özellikle babamın doğduğu evde çok ağladığımı hatırlıyorum. Aynı şekilde Kırım'da da tabi tüylerim diken diken olmuştu. O bahçede oturduğumda böyle ‘Acaba şu köşe miydi babamın anlattığı şu yer miydi?’ diye düşündüm.” dedi. ŞEFİKA HANIM’IN TÜRKİYE’DEKİ YAŞAMI Kürdemir, Türkiye’ye geldikten sonra Şefika Gaspıralı’nın bir çeşit “ikinci acı vatan olayı” yaşadığını belirtti. Öte yandan Şefika Hanım’ın bu konular hakkında çok konuşmadığını ifade eden Kürdemir şu ifadeleri kullandı: Çok sayıda dil bilen, iyi eğitimli bir kadın olarak İstanbul’a geldi. O dönemde kadınların okur yazarlık oranının oldukça düşük olduğu bir toplumda, öz dayısı mecliste yer almasına rağmen uzun süre iş bulamadı. Geçimini sağlamak için gel-git işlerde çalışmak zorunda kaldı. Çocuklarını yine de okuttu. Babam Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu oldu. Tabi bütün bunlar kendisini çok hırpalamış, çok üzmüş. Bu yüzden bütün zamanın yüküyle zamanından önce yaşlanmıştı diyebilirim. “DİK DURUŞUNU ASLA BOZMADI” Konuşmasının sonunda Kürdemir, Şefika Hanım’ın tüm rahatsızlıklarına rağmen, kendisini hiçbir zaman bırakmadığını vurguladı. Kürdemir son olarak, “Kendisini hiçbir zaman bırakmadı. Hiç kimseye yük olmak istemedi. Gayet sessiz, efendi bir şekilde kendi hayatını sonuna kadar sürdürdü. Bunu çok net söyleyebilirim. Ama tabi gönül isterdi ki, Türkiye'de de bu kadar kıymetli bir insan gerçek değeriyle yerini bulabilseydi. Gönül bunu isterdi tabi ama olmamış.” ifadelerini kullandı.

Dr. Orhan Baldane: İsmail Gaspıralı, kendinden sonra bütün Türk dünyasını etkilemiş bir öncü ve rehberdir Haber

Dr. Orhan Baldane: İsmail Gaspıralı, kendinden sonra bütün Türk dünyasını etkilemiş bir öncü ve rehberdir

Pamukkale Üniversitesi, Türk dünyasının büyük fikir adamı ve Tercüman gazetesinin kurucusu İsmail Bey Gaspıralı'yı eserleri, fikirleri ve farklı yönleriyle ele alan konferansa ev sahipliği yaptı. PAÜ Türkçe Topluluğu tarafından 29 Nisan 2025 tarihinde düzenlenen konferans, üniversitenin Eğitim Fakültesi Dr. Engin Aksel Salonu'nda gerçekleşti. "Farklı Yönleriyle İsmail Gaspıralı" adı verilen konferansın konuşmacısı, Pamukkale Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Orhan Baldane oldu. Dr. Baldane; büyük Kırım Tatar aydını Gaspıralı'nın hayat hikayesini ve gazeteci, dilci, yazar, eleştirmen, siyasetçi ve insani yönlerini ele alan kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Gaspıralı'nın yaşadığı dönemi ve mücadelesini örnekleriyle aktaran Baldane, onun çok yönlü kişiliği hakkında bilgiler verdi ve öncü kişiliği ve rehber rolüne dikkat çekti. Konferansın soru-cevap kısmında ise Rus işgalindeki Kırım ve Ukrayna-Rusya Savaşı'na ilişkin öğrencilerin merak ettiği konu başlıkları hakkında Kırım Haber Ajansı Başeditörü Ömer Cihad Kaya konuştu. "TÜRKİYE, CEDİDİZM'İN ZAFERİNİ YAŞAMAKTADIR" Konferansın açılışında ilk olarak Pamukkale Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Başkanlığı Türkçe Topluluğu Başkanı Arif Akın hitabını gerçekleştirdi, topluluk ve faaliyetler hakkında bilgi verdi. Ardından Türk dünyasında aydınlanmanın büyük öncüsü İsmail Bey Gaspıralı'ya ithaf edilen konferansın açılış konuşmasını, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Öztürk icra etti. Prof. Dr. Öztürk, Gaspıralı'nın doğduğu ve yetiştiği dönemin dünyada büyük değişmelerin olduğu bir tarihi sürece denk geldiğini vurguladı. İsmail Bey Gaspıralı'nın (1851-1914), Kırım'dan çıkarak Türk dünyasının genelini etkilediğini belirten Prof. Dr. Öztürk, "Kırım, Türk düşüncesinin, Türkçülüğün, modernleşmenin, demokratikleşmenin çıkışına zemin hazırlamıştır. Gaspıralı'nın mücadelesi, Türk yurtlarının aydınları, ziyalıları arasında bir dalgalanma yarattı. Bu dalgalanmaya Usul-ü Cedid denmektedir. Cedit hareketi, modernleşmek, muasırlaşmak demektir. Atatürk'ün, 'Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız' sözünün arka planında Cedidizm vardır. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti, Cedidizm'in zaferini yaşamaktadır" ifadelerini kullandı. DR. ORHAN BALDANE: TÜRKÇÜ VE REFORMCU BİR LİDER Açılış konuşmasının ardından konuşmacı Dr. Orhan Baldane, İsmail Gaspıralı ismini ve meşhur sözünü ilk olarak lise yıllarında duyduğunu ifade etti. Ancak Gaspıralı ile esas tanışıklığının, Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde okurken hocası Prof. Dr. Yavuz Akpınar'ın dersleri ve onun Ötüken Neşriyat tarafından basılan İsmail Gaspıralı Külliyatı sayesinde gerçekleştiğini belirtti.  İsmail Bey Gaspıralı'nın neşriyat faaliyetleri ve reform çalışmalarında her zaman öncü bir rol oynadığına dikkat çeken Dr. Baldane, Gaspıralı'dan önce Türk dünyasında aydınlanma fikirlerini ifade eden, Gaspıralı'nın da fikren beslendiği Abdünnasır Kursavi, Şehabeddin Mercani ve Kayyum Nasiri gibi düşünürlerden söz etti. Dr. Baldane, "Türkçü ve reformcu bir lider" olarak tanımladığı Gaspıralı'yı çağdaşlarından ayıran en büyük özelliğinin, ufkunu Kırım'la sınırlandırmaması olduğunu vurguladı. Gaspıralı hakkında, "Onun büyük ve bütün bir Türk dünyası hayali vardı. Bunu daha 1881'deki yazılarında görmeye başlıyoruz" değerlendirmesini yaptı. Baldane, onun çağdaşı olan Ahmet Ağaoğlu ve Yusuf Akçura gibi vatanından ayrılmadığını ve mücadelesini Kırım'da sürdürdüğünü kaydetti.  İsmail Bey Gaspıralı'nın Rusları ve onların zihniyetini çok iyi tanıdığını kaydeden konuşmacı, "Bu sebeple Çarlık rejiminin tüm baskılarına rağmen Gaspıralı, 30 yıl gibi uzun bir süre Tercüman gazetesini ayakta tutmayı başarmıştır. Bunun altında yatan sebep, onun Rusları çok iyi tanıması ve ona göre faaliyet yürütmesidir. Bunun yanında Gaspıralı sadece Rusya'yı bilen bir insan değil İstanbul'da, Paris'te temasları var. Batı dünyasını da Osmanlı'yı da yerinde görüp tanımıştır. Bu bilgisini ve birikimini artı değere dönüştürmeyi başarmıştır"  dedi. "ONU ÖNCÜ VE REHBER YAPAN ÖZELLİK, KENDİNDEN SONRA BÜTÜN TÜRK DÜNYASINI ETKİLEMESİDİR" PAÜ Türk Dili ve Edebiyatı Araştırma Görevlisi Dr. Orhan Baldane, Gaspıralı'nın Türk dünyası ve Türk düşüncesi için önemini şu şekilde anlattı: "Gaspıralı'nın başlattığı hareket, silsile halinde Kırım'dan bütün Türk dünyasına yayılmıştır. Onu öncü, rehber ve hoca yapan özellik, kendinden sonra bütün Türk dünyasını etkilemesidir. Gaspıralı, mücadelesinin en başından beri merkeze dili koymuştur. Ortak Türk dilini öncelemiş ve bu yönde çalışmıştır. Ortak Türk dili, Gaspıralı için vazgeçilmez bir parola olmuştur." Dr. Baldane, Gaspıralı'nın ortak Türk dilinin önemini ilk keşfeden kişi olmadığını kaydederek; Azerbaycan'dan Mirza Aleksandr Kazım Bey'in fikirlerini ve Hasanbey Melikzade Zerdabi'nin Ekinci gazetesini örnek verdi. Rusların sert sansür politikasına rağmen, halkı aydınlatmaya çalışan Zerdabi'nin "Vatan dilinde gazete" kavramını öne çıkardığını belirtti. "İLMİNSKİY, TERCÜMAN'IN KAPATILMASI İÇİN DEFALARCA MOSKOVA'YA MEKTUP YAZMIŞTIR..." Dr. Baldane, Gaspıralı'nın mücadeleye başladığı dönemde Türk dilini farklı lehçelere bölerek; Türk topluluklarını birbirinden ayırma gayretinde olan Rus misyoner Nikolay İlminskiy'in de faaliyet yürüttüğünün altını çizdi. Yerel lehçeleri dillere çeviren İlminskiy'in çalışmalarına rağmen Gaspıralı'nın yılmadığını ifade eden Baldane, "İşte Gaspıralı, böyle engellerin olduğu bir dönemde ortaya çıkmış ve Tercüman ile bizlere ışık tutmaya çalışmıştır." dedi. Farklı yönleriyle Gaspıralı'nın fikirleri ve eserleri hakkında değerlendirmeler yapan Türkolog Baldane, gazeteciliğini eğpitimciliğini dilciliğini yazarlığını eleştirmenliğini siyaset adamlığını ve hepsinden öte eş, baba ve dost olan Gaspıralı'yı anlattı. İlk olarak Kırım Tatar aydının gazeteci rolüne dikkat çeken Baldane, onun Tercüman'a kadar çeşitli gazeteler çıkardığını ancak güçlü Rus sansürü nedeniyle bu çalışmaların akamete uğradığını dile getirdi. Rusların Kırım'ı işgalinin 100. yılı olan 1883'te Çarlık yönetiminin, Kırım'da göstermelik bir serbestlik yaratarak Gaspıralı'nın gazete çıkarmasına izin verdiğini ancak iki dil şartı koştuğunu ifade etti. Tercüman'ın bu nedenle hem Kırım Türkçesinde hem de Rusça "Perevodçik" adıyla basıldığını belirtti. Orhan Baldane, "Gaspıralı, Tercüman gazetesiyle Zerdabi'nin Ekinci gazetesiyle amaçladığı 'vatan dilinde gazete' ülküsünü gerçekleştirmiş oldu. Tercüman'ın temel vazifesi; Türklere kendi dillerinde bir gazete armağan etmek ve o gazete yoluyla fikirlerini anlatmaktı. Hatta, nasıl ki Gaspıralı Zerdabi'den etkilenmiştir; Gaspıralı'dan sonra da bütün Azerbaycan aydınları da ondan etkilenmiştir. Ahmet Ağaoğlu, Hüseyinzade Ali Bey, Ali Merdan Topçubaşı..." ifadelerini kullandı.  Baldane, Gaspıralı'nın Tercüman'ı çıkarırken; Kırım'da sansürün başında İlya Kazas isimli bir Karay Türkünün olduğunu ifade etti. Kazas ve Gaspıralı arasında sıkı bir dostluk ilişkisi vardı. Bu nedenle Baldane, Tercüman'ın çok defa kapanma tehlikesi yaşadığını ancak Kazas'ın rolü nedeniyle sansürden korunduğunu belirtti. Gaspıralı'nın bu gazeteyi çıkarmaya başladığı dönemde Rusya'da başka Türkçe gazete olmadığını ifade eden Baldane, Tercüman'ın yayın serüveni hakkında ayrıntılı bilgiler verdi: "Bu gazete Kırım'da basılıp İstanbul'a, Bakü'ye, Almatı'ya, Buhara'ya, Semerkand'a ve Kaşgar'a kadar gidiyor. Bugünkü şartlarda, bugünkü teknoloji ile bile zor olan bir durum... 140 sene önce bunu başarabilmenin ne demek olduğunu tahayyül edin. Kırım'dan çıkan bir gazete, İstanbul'dan Kaşgar'a kadar binlerce aboneye ulaşıyor. İşte Gaspıralı, bu yüzden önemli. Tercüman bu yüzden önemli. O dönemde Türk dünyasının geneli adına haber kaynağı olma görevini, neredeyse tek başına sürdürdü." Gaspıralı'ya bu noktada eleştirilerin yapıldığını belirten konuşmacı, onun Ruslar ile irtibatlı ve yakın ilişkide olduğu gibi iftiralara maruz kaldığını ifade etti. Baldane, "Bu Gaspıralı'ya atılan bir iftiradır, o asla Rusçu, Rusların adamı olmamıştır. Türk dillerini 'böl, parçala, yut' stratejisi ile tahakküm altına almaya çalışan İlminskiy, Moskova'ya defalarca mektup yazmıştır. İlminskiy'in Gaspıralı hakkında 'tehlikeli, panTürkist, Turancı' şeklinde jurnaller verdiği bilinmektedir. Tercüman'ın kapatılması için defaatle girişimde bulunmuştur." ikazını yaptı. GASPIRALI'NIN ÜNLÜ ŞİARI, ANCAK 1912'DE GAZETEDE YER ALABİLDİ İsmail Bey Gaspıralı'nın iyi bir bürokrat, iyi bir diplomat ve iyi bir siyasetçi olduğunu vurgulayan Baldane, onun Rusların dengelerini zeki ve uyanık bir şekilde gözettiğini söyledi. Baldane, bu şekilde basın yayın faaliyetlerini akamete uğratmadan sürdürdüğünü dile getirdi. Dr. Orhan Baldane, Tercüman'ın kendisiyle özdeşleşen ünlü sloganı "Dilde, işte, fikirde birlik" ifadelerinin, 1883'te çıkmaya başlayan gazetede ancak 1912'de yazılabildiğini vurguladı. Baldane, Gaspıralı'nın o vakte kadar bu sözleri gazeteye yazmasının kapanma sebebi olduğunu çok iyi bildiğinin altını çizdi. Ayrıca bu sözlerin, Çarlık Rusyası'nda basın serbestisi gelmesinin ardından Tercüman'a ek olarak çıkarılan Millet gazetesinde 1906 yılında ilk kez geçtiğini aktardı. "HAYATININ MERKEZİNE USUL-Ü CEDİD'İ KOYDU..." İsmail Bey Gaspıralı'nın eğitimci rolü hakkında ise Baldane, "Gaspıralı, hayatının merkezine Usul-ü Cedid eğitim sistemini koymuştur. O, halihazırdaki eğitim yöntemiyle işin devam edemeyeceğinin farkındaydı. Mevcut sistemle; ana dilin ve dünyevi ilimlerin öğretilemediğini, sadece Kur'an öğretilebildiğini biliyordu" dedi. Türk dünyasında aydınlanmanın büyük öncüsü Gaspıralı'nın, bu durum karşısında reform gerçekleştirdiğine ve yeni usülle eğitim sayesinde öğrenci ve öğretmenlerin haklarını yenilediğine dikkat çekti. Dr. Orhan Baldane, Gaspıralı'nın yeni eğitim modelini en ince ayrıntısına kadar düşünüp bunları metod haline getirdiğini kaydetti. Ayrıca büyük fikir adamı Gaspıralı, dilin "usül-û savti (ses/avaz yöntemi)" denilen bir sistemle öğretilmesi gerektiğini söylemişti. DİLCİ YÖNÜYLE İSMAİL BEY GASPIRALI Gaspıralı'nın ortak ve sade Türkçe istediğini aktaran Baldane, bu konuda İstanbul kadınlarının konuştuğu Türkçe'yi örnek gösterdiğini ifade ederek şöyle konuştu: "Gaspıralı'nın en çok karşı olduğu şey yerel şivelerdi. Bunlardan mümkün olduğunca uzak durmak ve ortak Türk dilini kullanmak gerektiğini söylüyordu. Modern bir dilci gibi çalışıyordu." YAZAR YÖNÜYLE İSMAİL BEY GASPIRALI Dr. Orhan Baldane, Gaspıralı'nın dilde reform ve ortak Türk dili ülküsü yolunda yazdığı hikaye, roman ve edebi eserleri ile bunu tatbik ettiğini ifade etti. Baldane, Gaspıralı'nın "Molla Abbas'ın Avrupa Maceraları: Frengistan mektupları" , "Darürrahat Müslümanları" , "Kadınlar Ülkesi" gibi eserlerinden örnekler vererek; onun düşünce dünyasına mercek tuttu. ELEŞTİRMEN GASPIRALI Büyük fikir adamının eleştiri yönüne de vurgu yapan Baldane, İsmail Bey Gaspıralı'nın Aydınlanma'nın en önemli şartının eleştiri olduğunun farkında olduğunu dile getirdi. Dr. Orhan Baldane, "Gaspıralı, Türk toplumunun övgü ve tenkit yokluğu hastalığına yakalandığını söylemiştir. Bu konuda yazarlara, fikir adamlarına büyük bir görev düştüğünü ifade etmiştir" dedi. Ayrıca, bu hususta onun "Avrupa Medeniyetine Bir Nazar-ı Muvazene (Avrupa Medeniyetine Bakış)" adlı eserini hatırlattı. SİYASETÇİ GASPIRALI İsmail Bey Gaspıralı'nın Rusya Müslümanları Kongresi'ne ön ayak olması hakkında bilgiler veren Baldane, bu toplantının Fatih Kerimi, Abdürreşit İbrahim, Sadri Maksudi Arsal gibi dönemin Türk dünyası aydınlarını bir araya getirdiğini vurguladı. Baldane, "Bu toplantılarda çok önemli kararlar alındı. 20 senede Usul-ü Cedid okulları, 5 okuldan 5 bin okula çıkmıştır. Cedid hareketi, kurumsal bir kimliğe bürünmüştür. Bu kongrede çok önemli bir karar daha alındı. Türk dünyasının geneline yayılan Usul-ü Cedid okullarında ilk iki sınıfta Türkiye Türkçesi eğitimi verilmesi gündeme geldi. Rusya içindeki Türk halklarının çocukları, kendi lehçesini öğrenecek ama hepsi ortak dil sayesinde birbiriyle anlaşacaktı." ifadelerini kullandı. EŞ, BABA VE DOST OLARAK GASPIRALI İSMAİL BEY Orhan Baldane, ilk olarak Gaspıralı'nın eşi Zühre Hanım'ın ailesinden bahsetti. Akçura ailesinden olan Zühre Hanım'ın Gaspıralı'nın Tercüman mücadelesine büyük destek verdiğini ifade etti. İsmail Bey Gaspıralı'nın, devrinin Yusuf Akçura, Ayaz İshaki ve daha birçok önde gelen ismiyle yakın ilişkiler ve aile bağları kurduğuna dikkat çekti. Kızı Şefika Gaspıralı hakkında ise Dr. Baldane, "Türk kadınının örnek alması gereken isimlerin başında geliyor. Muhtemelen Gaspıralı, kendi fikirlerinin, kendi düşüncelerinin Şefika Hanım'da gerçekleşmesini görmekten dolayı mesud bir şekilde son nefesini vermiştir. Şefika Hanım, Gaspıralı'nın hayalini kurduğu bir Türk kadınıydı. Şefika Gaspıralı'nın eşi de önemlidir. Nesip Bey Yusufbeyli, o Azerbaycan'ın ilk başbakanlarından. Şefika Hanım'ın çıkardığı Alem-i Nisvan gazetesi, Müslüman dünyasındaki ilk kadın dergisidir"  ifadelerini kullandı.  "MODERN TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KURULUŞ FELSEFESİNİN TEMELİNDE GASPIRALI'NIN İZİ VARDIR"   İsmail Bey Gaspıralı'nın aydın ve öncü fikirlerinin modern Türk devletinin kuruluşunda da etkisinin olduğunu vurgulayan Baldane, "Gaspıralı, Yusuf Akçura'yı etkilemiştir. Akçura, Ziya Gökalp'i etkilemiş ve Gökalp, Mustafa Kemal Atatürk'ü etkilemiştir. Gaspıralı, belki doğrudan Türk aydınlarıyla etkileşime geçmemiş olabilir ama fikri planda büyük bir etki yaratmıştır. Yani, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinin temelinde Gaspıralı'nın izi vardır" değerlendirmesini yaptı. Dr. Orhan Baldane, Bahçesaray'da 24 Eylül 1914 tarihinde mana alemine göç eden Gaspıralı'nın ölümünden sonra kendisine bütün Türk dünyasından mersiyeler yazıldığını vurguladı.  "DUYGUDA BİRLİK..." Araştırma Görevlisi, Türkolog Dr. Orhan Baldane, Gaspıralı'nın büyük mücadelesinin ışığında onun ideallerinin henüz gerçek olmadığını ancak bu yolda önemli adımlar atıldığını kaydetti ve sözlerine şu şekilde son verdi: "Türk dünyası olarak İsmail Bey Gaspıralı'nın meşhur parolasını hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor. Dilde, fikirde, işte birlik... Ben buna bir de dördüncü olarak duyguda birliği eklemek istiyorum. Ben asıl birliğin duyguda birlik olduğunu düşünüyorum. Aynı şeylere üzülüp aynı şeylere sevinirsek; dilde, fikirde, işte birlik kendiliğinden gerçekleşecektir."  Konferansın soru-cevap kısmında ise Rus işgalindeki Kırım ve Ukrayna-Rusya Savaşı hakkında öğrencilerin merak ettiği konu başlıkları hakkında Kırım Haber Ajansı Başeditörü Ömer Cihad Kaya konuşma gerçekleştirdi. Kaya, İsmail Bey Gaspıralı'nın bunca verdiği mücadele sonrasında günümüzde devam eden Rus işgali nedeniyle Kırım'da bu gibi programlar ile anılmasının mümkün olmadığını vurguladı. Rusya'nın Kırım Tatar halkına yönelik baskılarının 2014 yılındaki işgalden beri sürdüğünü belirten Kaya, Kırım Tatar milli hareketinin öz vatanında yasaklı olduğunu ve bu nedenle İsmail Bey Gaspıralı gibi büyük fikir insanlarının da gerektiği şekilde hatırasının yâd edilemediğini aktardı.  24 Şubat 2022'den bu yana Kırım Tatar halkının bunların üstüne bir de topyekun savaşla mücadele ettiğini vurgulayan Kaya; Ukrayna-Rusya Savaşı'ndaki güncel durum, ABD'nin yürüttüğü tartışmalı müzakere süreci ve ateşkes iddiaları hakkında değerlendirmeler yaptı. Konferans programı, Prof. Dr. Nurettin Öztürk'ün konuşmacı Dr. Orhan Baldane'ye plaket takdimi ile sona erdi.

10 Nisan Kırım Tatar Gazetecilik Günü Haber

10 Nisan Kırım Tatar Gazetecilik Günü

Türk dünyasının büyük ismi, Kırım Tatar aydını İsmail Bey Gaspıralı'nın Tercüman gazetesini hayata geçirdiği gün olan 10 Nisan tarihi, Kırım Tatar Gazetecilik Günü olarak kutlanıyor. Kırım Tatarları bugün Kırım Tatar Gazetecilik Günü'nü Rus baskısı altında geçiriyor.  KIRIM TATAR GAZETECİLİK GÜNÜ Türk dünyasında milli uyanışın büyük öncüsü, Kırım Tatarı münevver İsmail Bey Gaspıralı, Çarlık Rusya’nın bütün yasaklarına rağmen 10 Nisan 1883’te Tercüman Gazetesi serüvenini başlattı. Gazetenin sloganı, bugün dahi Türk dünyası için şiar olan “Dilde, fikirde, işte birlik!” oldu. Gaspıralı'nın milli bir basın yayın organı teşkil edilerek tüm Türk topluluklarının birbirinden haberdar olması arzusuyla hazırladığı gazetenin ilk nüshası, 142 yıl önce bugün ilk kez basıldı. 10 Nisan tarihinde Kırım Tatar Gazetecilik Günü’nün kaydedilmesi kararı, Bahçesaray’da 2011 yılında düzenlenen Kırım Tatar Medyaları Konferansında kabul edilmişti. Türk dünyasında milli uyanışın büyük öncüsü: Kırım Tatar aydını İsmail Bey Gaspıralı Türk dünyasındaki milli uyanış hareketlerinin öncüsü, “dilde, fikirde ve işte birlik” şiarının yolbaşçısı, büyük Kırım Tatar fikir adamı İsmail Bey Gaspıralı, 20 Mart 1851’de dünyaya geldi. pic.twitter.com/ljYXa3G5Y8 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) March 20, 2023 TERCÜMAN GAZETESİNİN İLK NÜSHASININ BASILDIĞI TARİH 10 NİSAN 1883 Ünlü Kırım Tatar siyasetçi, düşünür, yazar, eğitimci ve yayıncı İsmail Bey Gaspıralı tarafından çıkarılan ve Türk dünyasının aydınlanmasında büyük rol oynayan, Türk dünyasının ortak fikri mirası olan Tercüman gazetesinin ilk nüshası 1883 yılında Jülyen (eski) takvimle 10 Nisan’da (bugünün Gregoryen takvimine göre 22 Nisan) Bahçesaray’da basıldı. Tercüman, Kırım Tatar halkının yaşamının siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarını aydınlatan tarihte Kırım Tatarca yayınlanan ilk gazete olarak tanınıyor. Gaspıralı, gazetenin kapılarını şu cümle ile açacaktı: “Allah adına işe başlarken, gerçeğe ve aydınlığa hizmet etmek için kalemi elimize alıyoruz. Tercüman amacına ne kadar ulaşır? Bunu biz değil bizi değerlendirecek olanlar yargılayacaklardır” GASPIRALI'NIN ÖNCÜ EĞİTİM MODELİ USÛL-Ü CEDİD Tercüman neşredildiği ilk günden itibaren Türk dünyası için bir fikir karargahı haline gelirken, modernleşme sürecinde Türklerin din, dil, düşünce ve edebiyat hususunda gelişmesini sağladı. Hurafenin ve cehaletin baş düşmanı olan Gaspıralı, bu başarısını Usul-ü Cedid isimli modern eğitim modeliyle taçlandırmıştır. Tercüman Gazetesi, tüm Türk dünyasını etkilemiş, İstanbul’dan Kaşgar’a kadar bütün Türkler tarafından okunmuştur. Türk dünyasında ortak bir edebi dil için mücadele veren Gaspıralı’nın Tercüman’ı, bütün bir Türk dünyasının sesi olmuştu. VATAN KIRIM'DA KIRIM TATAR MEDYASI RUS BASKISI ALTINDA Kırım Tatarları bugün, tıpkı 142 yıl önce olduğu gibi Rus baskısı altında seslerini duyurmaya çalışıyor. Sürgüne, işgale, savaşa ve haksızlığa direniyor ve ses yükseltiyorlar. Kırım’ın 2014 yılında Rusya tarafındandan işgal edilmesinden sonra işgalci yönetim, aralarında QHA (Kırım Haber Ajansı), ATR, Meydan Radyosunun da olduğu birçok bağımsız medya kuruluşunun Yarımada'da faaliyet göstermesini yasakladı ve internet sitelerini de engelledi. Söz konusu medya kuruluşları günümüzde Ukrayna’nın ana kısmında faaliyetlerine devam etmek zorunda kaldı. Öte yandan işgalci yönetim, Yarımadada “Millet” televizyonu ve “Vatan Sedası” radyosu gibi kukla Kırım Tatar medya kuruluşlarını kurdu, işgali kabul etmeyen, Kırım’daki insan hakları ihlallerini, gerçek durumu yansıtmaya çalışan gazeteci ve blog yazarlarına karşı ise baskı uygulamaya devam ediyor. 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya'nın Ukrayna'daki topyekun işgal girişimi ve saldırılarının ardından Kırım'da Kırım Tatar halkına yönelik baskı ve zulüm daha da katlandı. Vatan Kırım'da milli bir basın yayın faaliyeti veya gazetecilik Rus baskısının kurbanı oldu. Kırım'da yurttaş gazeteci ve sosyal medya üzerinden dünyaya Kırım'ın gerçeklerini, Rus işgalinin yarattığı baskıları tanıtmak isteyen aktivistler, sistematik bir şekilde arama ve baskınlara maruz kalıyor.

İsmail Bey Gaspıralı'nın adı Yalova'da yaşayacak Haber

İsmail Bey Gaspıralı'nın adı Yalova'da yaşayacak

Yalova Çınarcık Meslek Yüksekokulundaki okuma salonuna; "Dilde, Fikirde, İşte birlik" şiarıyla bütün Türk dünyasının yolunu aydınlatan, büyük Kırım Tatar aydın ve fikir insanı İsmail Bey Gaspıralı'nın adı verildi.   İSMAİL BEY GASPIRALI'NIN TÜRK DÜNYASINDAKİ YERİNE VURGU YAPILDI Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yalova-Çiftlikköy Şubesi Yönetim Kurulu, okula bir teşekkür ziyareti gerçekleştirdi. Ziyarette; Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Ertürk, Yönetim Kurulu Üyeleri; Celal Elgin, Mualla Takat ve "Türk İllerinde Bir Güler Yüz Platformu" Yürütme Kurulu Üyesi Tekin Sarıçam yer aldı. Heyet, okul idaresine bu anlamlı karardan dolayı teşekkür ederek, İsmail Bey Gaspıralı'nın Türk dünyasındaki yerine vurgu yaptı. Okuma salonun bu ismi almasının yeni nesile aktarılması konusunda da önemli olduğu ifade edildi. Dernek temsilcileri, karardan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu yönde iş birliğinin artması temennisinde bulundu. İSMAİL BEY GASPIRALI  Soyadını babasının doğum yeri olan -bugün Rus işgali altındaki- Kırım’ın Gaspıra köyünden alan İsmail Bey Gaspıralı, 1851 yılında Bahçesaray yakınlarındaki Avcıköy’de doğdu. Sırasıyla Bahçesaray, Akmescit, Voronej ve Moskova’da eğitimini devam ettirdi. Daha 17 yaşını bile doldurmadan Bahçesaray’da bulunan Zincirli Medrese’de öğretmenliğe başlayan Gaspıralı, 1872 yılında Kırım’dan ayrılarak, Paris’e gitti. Burada geçirdiği 2 yıl boyunca ünlü Rus edebiyatçı İvan Turgenyev’in asistanlığı da dahil olmak üzere çeşitli işlerle hayatını kazandı. GASPIRALI İSMAİL BEY VE MİLLİ UYANIŞ İÇİN YAYINCILIK 1874 yılında eskiden beri istediği gibi bir Osmanlı zabiti olmak için İstanbul’a geçen Gaspıralı, 1 yıllık bekleyişinin ardından müracaatına olumlu yanıt alamadığı için Kırım’a geri döndü. 1878-1884 yılları arasında Bahçesaray Belediye Başkanlığı görevini yürüten Gaspıralı, Kırım ve yurt dışındaki ülkelerde yaptığı gözlemler ve geniş tecrübe birikimiyle birlikte yabancıların hakimiyeti altında yaşayan soydaşlarının seslerini dünya kamuoyuna duyurmak ve milli bir uyanış yaratmak amacıyla yayıncılığa başladı. Rusya Müslümanları hakkında pek çok yazı kaleme alan Gaspıralı İsmail Bey, Türk-Müslüman topluluklarının ayağa kalkması için gerekli eğitim ve reformun gerçekleştirebilmesi adına çağa uygun bir maarif sisteminin hayata geçirilmesi konusunda büyük çaba gösterdi. GASPIRALI'NIN TÜRK MODERNLEŞMESİNE KATKISI Milli maarif sistemiyle birlikte Gaspıralı’nın tasavvurunda Türk toplulukları için ortak bir edebi dilin teşekkülü bulunuyordu. Ortak bir edebi dilin katkısıyla birlikte milli bir Türk basını teşkil edilerek tüm Türk topluluklarının birbirinden haberdar olmasını arzu ediyordu. Bu şekilde milli kaynaşma ve bilinç sağlanabilecekti. Yine bu amaç doğrultusunda ilk nüshasını 22 Nisan 1883’de Türk dilinde gerçekleştirdiği “Tercüman” gazetesini hayata geçirdi. Osmanlı Türkçesi ile hazırlanan gazetede Tatarca ve diğer Türk dillerinden de takviye kelimeler kullanılmaktaydı. Bahçesaray merkezli gazete önceleri haftada bir gün, 1903’te haftada iki gün, 1912’de günlük hale geldi. Tercüman gazetesiyle birlikte Gaspıralı’nın maarif reformu düşüncesinin en güzel örneği olan “Usûl-ü Cedîd” ve okulları, Türk modernleşmesine büyük katkı sağlamıştır. Modern eğitimin gereklerine uygun olarak dizayn edilen ve donatılan okullarda, Türkçe okuma-yazma öğretiminin yanısıra, temel aritmetik, hat, Kur’an okuma ve İslâm’ın esaslarını öğretmeye yönelik dersler yer almakta, buna bir üst basamakta genel coğrafya ve tarih, İslâm ve memleket tarihi hakkında giriş bilgileri ve tabiat bilgisi dersleri de ilâve olunmaktaydı. Karşılaştığı büyük engellere rağmen Gaspıralı’nın Usûl-ü Cedîd sistemi ve okulları, 1917 yılına kadar “Ceditçiler” olarak bilinen milli reformcuların yetiştirilmesine büyük katkı sağladı. Bütün yaşamı boyunca Türk topluluklarının esenliği ve gelişimi için çaba göstermiş olan İsmail Bey Gaspıralı, bugün halen “Dilde, İşte, Fikirde Birlik” sloganıyla, bütün Türk dünyasının yolunu aydınlatıyor. Türk ve İslam toplumlarında modernleşmenin esaslarını ve gereklerini net bir şekilde ortaya koyabilmiş olan İsmail Bey Gaspıralı, kuşkusuz Kırım Tatar halkının en büyük gurur kaynaklarından ve fikir adamlarından biri olmaya devam ediyor. Türk dünyasındaki milli uyanış hareketlerinin öncülerinden ve en büyük fikir adamlarından olan Kırım Tatarı İsmail Bey Gaspıralı 24 Eylül 1914’de Bahçesaray’da hayata gözlerini yumdu.

Konya Selçuk Üniversitesinde İsmail Bey Gaspıralı konuşuldu Haber

Konya Selçuk Üniversitesinde İsmail Bey Gaspıralı konuşuldu

Konya Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde "İsmail Gaspıralı'nın Hayatı, Eserleri ve Düşünceleri" konulu seminer programı gerçekleşti. Prof. Dr. Şaban Halis Çalış'ın moderatörlüğündeki seminerde; Dr. Öğretim Üyesi Yasin Avcı, Dr. Çağlar Söker ve Yüksek Lisans Öğrencisi Aytan Isayeva sunum yaptı. Azerbaycan Türkü Aytan Isayeva, seminer kapsamında Kırım Tatar aydını İsmail Bey Gaspıralı'nın hayatı ve eserlerine mercek tuttu. SEMİNER KONUSU İSMAİL BEY GASPIRALI OLDU Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Prof. Dr. Şahabettin Yiğitbaşı Konferans Salonu'nda, 4 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşen seminerde "Dilde, Fikirde, İşte Birlik" şiarıyla ömrünü Türk dünyasına adayan, Tercüman gazetesinin kurucusu İsmail Bey Gaspıralı'nın hayatı, çalışmaları ve eserleri ele alındı. Seminere, Kırım Derneği Konya Şubesi Başkanı Mustafa Sırrı Demirel, Konya Genç Tatar İnisiyatifi Başkanı Kamil Can, akademisyenler ve öğrenciler katılım gösterdi. Konya Genç Tatar İnisiyatifi Başkanı Kamil Can, Kırım Haber Ajansına (QHA) verdiği bilgide; Aytan Isayeva'nın özellikle Türk dünyasında aydınlanma hareketlerinin öncüsü İsmail Bey Gaspıralı'yı çalıştığını belirtti. Can, Azerbaycan Türkü Isayeva'nın Kırım Derneği Konya Şubesinde İsmail Bey Gaspıralı'yı anlatacağını da aktardı.  İSMAİL BEY GASPIRALI  Soyadını babasının doğum yeri olan -bugün Rus işgali altındaki- Kırım’ın Gaspıra köyünden alan İsmail Bey Gaspıralı, 1851 yılında Bahçesaray yakınlarındaki Avcıköy’de doğdu. Sırasıyla Bahçesaray, Akmescit, Voronej ve Moskova’da eğitimini devam ettirdi. Daha 17 yaşını bile doldurmadan Bahçesaray’da bulunan Zincirli Medrese’de öğretmenliğe başlayan Gaspıralı, 1872 yılında Kırım’dan ayrılarak, Paris’e gitti. Burada geçirdiği 2 yıl boyunca ünlü Rus edebiyatçı İvan Turgenyev’in asistanlığı da dahil olmak üzere çeşitli işlerle hayatını kazandı. GASPIRALI İSMAİL BEY VE MİLLİ UYANIŞ İÇİN YAYINCILIK 1874 yılında eskiden beri istediği gibi bir Osmanlı zabiti olmak için İstanbul’a geçen Gaspıralı, 1 yıllık bekleyişinin ardından müracaatına olumlu yanıt alamadığı için Kırım’a geri döndü. 1878-1884 yılları arasında Bahçesaray Belediye Başkanlığı görevini yürüten Gaspıralı, Kırım ve yurt dışındaki ülkelerde yaptığı gözlemler ve geniş tecrübe birikimiyle birlikte yabancıların hakimiyeti altında yaşayan soydaşlarının seslerini dünya kamuoyuna duyurmak ve milli bir uyanış yaratmak amacıyla yayıncılığa başladı. Rusya Müslümanları hakkında pek çok yazı kaleme alan Gaspıralı İsmail Bey, Türk-Müslüman topluluklarının ayağa kalkması için gerekli eğitim ve reformun gerçekleştirebilmesi adına çağa uygun bir maarif sisteminin hayata geçirilmesi konusunda büyük çaba gösterdi. GASPIRALI'NIN TÜRK MODERNLEŞMESİNE KATKISI Milli maarif sistemiyle birlikte Gaspıralı’nın tasavvurunda Türk toplulukları için ortak bir edebi dilin teşekkülü bulunuyordu. Ortak bir edebi dilin katkısıyla birlikte milli bir Türk basını teşkil edilerek tüm Türk topluluklarının birbirinden haberdar olmasını arzu ediyordu. Bu şekilde milli kaynaşma ve bilinç sağlanabilecekti. Yine bu amaç doğrultusunda ilk nüshasını 22 Nisan 1883’de Türk dilinde gerçekleştirdiği “Tercüman” gazetesini hayata geçirdi. Osmanlı Türkçesi ile hazırlanan gazetede Tatarca ve diğer Türk dillerinden de takviye kelimeler kullanılmaktaydı. Bahçesaray merkezli gazete önceleri haftada bir gün, 1903’te haftada iki gün, 1912’de günlük hale geldi. Tercüman gazetesiyle birlikte Gaspıralı’nın maarif reformu düşüncesinin en güzel örneği olan “Usûl-ü Cedîd” ve okulları, Türk modernleşmesine büyük katkı sağlamıştır. Modern eğitimin gereklerine uygun olarak dizayn edilen ve donatılan okullarda, Türkçe okuma-yazma öğretiminin yanısıra, temel aritmetik, hat, Kur’an okuma ve İslâm’ın esaslarını öğretmeye yönelik dersler yer almakta, buna bir üst basamakta genel coğrafya ve tarih, İslâm ve memleket tarihi hakkında giriş bilgileri ve tabiat bilgisi dersleri de ilâve olunmaktaydı. Karşılaştığı büyük engellere rağmen Gaspıralı’nın Usûl-ü Cedîd sistemi ve okulları, 1917 yılına kadar “Ceditçiler” olarak bilinen milli reformcuların yetiştirilmesine büyük katkı sağladı. Bütün yaşamı boyunca Türk topluluklarının esenliği ve gelişimi için çaba göstermiş olan İsmail Bey Gaspıralı, bugün halen “Dilde, İşte, Fikirde Birlik” sloganıyla, bütün Türk dünyasının yolunu aydınlatıyor. Türk ve İslam toplumlarında modernleşmenin esaslarını ve gereklerini net bir şekilde ortaya koyabilmiş olan İsmail Bey Gaspıralı, kuşkusuz Kırım Tatar halkının en büyük gurur kaynaklarından ve fikir adamlarından biri olmaya devam ediyor. Türk dünyasındaki milli uyanış hareketlerinin öncülerinden ve en büyük fikir adamlarından olan Kırım Tatarı İsmail Bey Gaspıralı 24 Eylül 1914’de Bahçesaray’da hayata gözlerini yumdu.

"Dilde, Fikirde, İşte Birlik" hatıra parası satışta! Haber

"Dilde, Fikirde, İşte Birlik" hatıra parası satışta!

Türkiye Cumhuriytei Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Kasım 2024 tarihinde Kıgrızistan'ın başkenti Bişkek'te gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) Devlet Başkanları 11. Zirvesi'nde yeni bir haber duyurmuştu.  "DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK" Cumhurbaşkanı Erdoğan, TDT'nin 15. kuruluş yıl dönümü münasebetiyle Türk dünyasının fikir adamı, Kırım Tatar aydın İsmail Bey Gaspıralı'ya ithafen hatıra parası basıldığını duyurdu. Hatıra parasında TDT'ye tam ve gözlemci üye ülkelerin bayrakları ile Türk birliğine vurgu yapıldı. Ayrıca hatıra parasının arka yüzünde İsmail Bey Gaspıralı'nın, "Dilde, fikirde, işte birlik" sloganı yer alıyor. HATIRA PARASI SATIŞA ÇIKARILDI Hatıra parası, bugün saat 11.00 itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı Damga Matbaası Genel Müdürlüğüne bağlı Darphanede satışa çıkarıldı. Para, Darphanenin internet sayfasında 900 TL'ye satılıyor. İSMAİL BEY GASPIRALI  Soyadını babasının doğum yeri ve bugün Rus işgali altındaki Kırım’ın Gaspıra köyünden alan İsmail Bey Gaspıralı, 1851 yılında Bahçesaray yakınlarındaki Avcıköy’de doğdu. Sırasıyla Bahçesaray, Akmescit, Voronej ve Moskova’da eğitimini devam ettirdi. Daha 17 yaşını bile doldurmadan Bahçesaray’da bulunan Zincirli Medrese’de Rusça öğretmenliğine başlayan Gaspıralı, 1872 yılında Kırım’dan ayrılarak, Paris’e gitti. Burada geçirdiği 2 yıl boyunca ünlü Rus edebiyatçı İvan Turgenyev’in asistanlığı da dahil olmak üzere çeşitli işlerle hayatını kazandı. GASPIRALI İSMAİL BEY VE MİLLİ UYANIŞ İÇİN YAYINCILIK 1874 yılında eskiden beri istediği gibi bir Osmanlı zabiti olmak için İstanbul’a geçen Gaspıralı, 1 yıllık bekleyişinin ardından müraacatına olumlu yanıt alamadığı için Kırım’a geri döndü. 1878-1884 yılları arasında Bahçesaray Belediye Başkanlığı görevini yürüten Gaspıralı, Kırım ve yurtdışındaki ülkelerde yaptığı gözlemler ve geniş tecrübe birikimiyle birlikte yabancıların hakimiyeti altında yaşayan soydaşlarının seslerini dünya kamuoyuna duyurmak ve milli bir uyanış yaratmak amacıyla yayıncılığa başladı. Rusya Müslümanları hakkında pek çok yazı kaleme alan Gaspıralı, Türk-Müslüman topluluklarının ayağa kalkması için gerekli eğitim ve reformun gerçekleştirebilmesi adına çağa uygun bir maarif sisteminin hayata geçirilmesi konusunda büyük çaba gösterdi. GASPIRALI'NIN TÜRK MODERNLEŞMESİNE KATKISI Milli maarif sistemiyle birlikte Gaspıralı’nın tasavvurunda Türk toplulukları için ortak bir edebi dilin teşekkülü bulunuyordu. Ortak bir edebi dilin katkısıyla birlikte milli bir Türk basını teşkil edilerek tüm Türk topluluklarının birbirinden haberdar olmasını arzu ediyordu. Bu şekilde milli kaynaşma ve bilinç sağlanabilecekti. Yine bu amaç doğrultusunda ilk nüshasını 22 Nisan 1883’de Türk dilinde gerçekleştirdiği “Tercüman” gazetesini hayata geçirdi. Osmanlı Türkçesi ile hazırlanan gazetede Tatarca ve diğer Türk dillerinden de takviye kelimeler kullanılmaktaydı. Bahçesaray merkezli gazete önceleri haftada bir gün, 1903’te haftada iki gün, 1912’de günlük hale geldi. Tercüman gazetesiyle birlikte Gaspıralı’nın maarif reformu düşüncesinin en güzel örneği olan “Usûl-ü Cedîd” ve okulları, Türk modernleşmesine büyük katkı sağlamıştır. Modern eğitimin gereklerine uygun olarak dizayn edilen ve donatılan okullarda, Türkçe okuma-yazma öğretiminin yanısıra, temel aritmetik, hat, Kur’an okuma ve İslâm’ın esaslarını öğretmeye yönelik dersler yer almakta, buna bir üst basamakta genel coğrafya ve tarih, İslâm ve memleket tarihi hakkında giriş bilgileri ve tabiat bilgisi dersleri de ilâve olunmaktaydı. Karşılaştığı büyük engellere rağmen Gaspıralı’nın Usûl-ü Cedîd sistemi ve okulları, 1917 yılına kadar “Ceditçiler” olarak bilinen milli reformcuların yetiştirilmesine büyük katkı sağladı. Bütün yaşamı boyunca Türk topluluklarının esenliği ve gelişimi için çaba göstermiş olan İsmail Bey Gaspıralı, bugün halen “Dilde, İşte, Fikirde Birlik” sloganıyla, bütün Türk dünyasının yolunu aydınlatıyor. Türk ve İslam toplumlarında modernleşmenin esaslarını ve gereklerini net bir şekilde ortaya koyabilmiş olan İsmail Bey Gaspıralı, kuşkusuz Kırım Tatar halkının en büyük gurur kaynaklarından ve fikir adamlarından biri olmaya devam ediyor. Türk dünyasındaki milli uyanış hareketlerinin öncülerinden ve en büyük fikir adamlarından olan Kırım Tatarı İsmail Bey Gaspıralı 24 Eylül 1914’de Bahçesaray’da hayata gözlerini yumdu. Kırım Haber Ajansı, Türk dünyasında birlik için ömrünü vakfeden büyük Kırım Tatar aydını Gaspıralı İsmail Bey'i doğumunun (20 Mart 1851) 173. yılında saygı, özlem ve rahmetle anıyor.

TDT'den İsmail Bey Gaspıralı anısına hatıra parası! Haber

TDT'den İsmail Bey Gaspıralı anısına hatıra parası!

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Kasım 2024 tarihinde Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te katıldığı Türk Devlet Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları 11. Zirvesi'nin açılışında konuşma yaptı. İSMAİL BEY GASPIRALI ADINA HATIRA PARASI Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyasının büyük düşünce insanı, Tercüman gazetesinin kurucusu, Kırım Tatar aydın İsmail Bey Gaspıralı adına hatıra parası basıldığını duyurdu. Türk birliğine vurgu yapan Erdoğan, TDT'nin kuruluşunun 15. yıl dönümü vesilesiyle basılan hatıra parasına ilişkin olarak, "Bu yıl dönümüne özel olarak Türk dünyasının yetiştirdiği büyük fikir adamı İsmail Gaspıralı'nın, 'Dilde, fikirde, işte birlik' şiarına yer veridğimiz hatıra parasını sizlere takdim etmenin bahtiyarlığını yaşıyorum." açıklamasında bulundu. Erdoğan, İsmail Bey Gaspıralı dâhil olmak üzere ömrünü Türk dünyasının birliğine, dirliğine ve kardeşliğine adayan tüm fikir ve siyaset insanlarını andı.  TDT'den İsmail Bey Gaspıralı anısına hatıra parası! Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TDT Devlet Başkanları 11. Zirvesi'nde Kırım Tatar aydını İsmail Bey Gaspıralı adına hatıra parası basıldığını duyurdu. pic.twitter.com/mOPUr7fXua — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) November 6, 2024 İSMAİL BEY GASPIRALI  Soyadını babasının doğum yeri ve bugün Rus işgali altındaki Kırım’ın Gaspıra köyünden alan İsmail Bey Gaspıralı, 1851 yılında Bahçesaray yakınlarındaki Avcıköy’de doğdu. Sırasıyla Bahçesaray, Akmescit, Voronej ve Moskova’da eğitimini devam ettirdi. Daha 17 yaşını bile doldurmadan Bahçesaray’da bulunan Zincirli Medrese’de Rusça öğretmenliğine başlayan Gaspıralı, 1872 yılında Kırım’dan ayrılarak, Paris’e gitti. Burada geçirdiği 2 yıl boyunca ünlü Rus edebiyatçı İvan Turgenyev’in asistanlığı da dahil olmak üzere çeşitli işlerle hayatını kazandı. GASPIRALI İSMAİL BEY VE MİLLİ UYANIŞ İÇİN YAYINCILIK 1874 yılında eskiden beri istediği gibi bir Osmanlı zabiti olmak için İstanbul’a geçen Gaspıralı, 1 yıllık bekleyişinin ardından müraacatına olumlu yanıt alamadığı için Kırım’a geri döndü. 1878-1884 yılları arasında Bahçesaray Belediye Başkanlığı görevini yürüten Gaspıralı, Kırım ve yurtdışındaki ülkelerde yaptığı gözlemler ve geniş tecrübe birikimiyle birlikte yabancıların hakimiyeti altında yaşayan soydaşlarının seslerini dünya kamuoyuna duyurmak ve milli bir uyanış yaratmak amacıyla yayıncılığa başladı. Rusya Müslümanları hakkında pek çok yazı kaleme alan Gaspıralı, Türk-Müslüman topluluklarının ayağa kalkması için gerekli eğitim ve reformun gerçekleştirebilmesi adına çağa uygun bir maarif sisteminin hayata geçirilmesi konusunda büyük çaba gösterdi. GASPIRALI'NIN TÜRK MODERNLEŞMESİNE KATKISI Milli maarif sistemiyle birlikte Gaspıralı’nın tasavvurunda Türk toplulukları için ortak bir edebi dilin teşekkülü bulunuyordu. Ortak bir edebi dilin katkısıyla birlikte milli bir Türk basını teşkil edilerek tüm Türk topluluklarının birbirinden haberdar olmasını arzu ediyordu. Bu şekilde milli kaynaşma ve bilinç sağlanabilecekti. Yine bu amaç doğrultusunda ilk nüshasını 22 Nisan 1883’de Türk dilinde gerçekleştirdiği “Tercüman” gazetesini hayata geçirdi. Osmanlı Türkçesi ile hazırlanan gazetede Tatarca ve diğer Türk dillerinden de takviye kelimeler kullanılmaktaydı. Bahçesaray merkezli gazete önceleri haftada bir gün, 1903’te haftada iki gün, 1912’de günlük hale geldi. Tercüman gazetesiyle birlikte Gaspıralı’nın maarif reformu düşüncesinin en güzel örneği olan “Usûl-ü Cedîd” ve okulları, Türk modernleşmesine büyük katkı sağlamıştır. Modern eğitimin gereklerine uygun olarak dizayn edilen ve donatılan okullarda, Türkçe okuma-yazma öğretiminin yanısıra, temel aritmetik, hat, Kur’an okuma ve İslâm’ın esaslarını öğretmeye yönelik dersler yer almakta, buna bir üst basamakta genel coğrafya ve tarih, İslâm ve memleket tarihi hakkında giriş bilgileri ve tabiat bilgisi dersleri de ilâve olunmaktaydı. Karşılaştığı büyük engellere rağmen Gaspıralı’nın Usûl-ü Cedîd sistemi ve okulları, 1917 yılına kadar “Ceditçiler” olarak bilinen milli reformcuların yetiştirilmesine büyük katkı sağladı. Bütün yaşamı boyunca Türk topluluklarının esenliği ve gelişimi için çaba göstermiş olan İsmail Bey Gaspıralı, bugün halen “Dilde, İşte, Fikirde Birlik” sloganıyla, bütün Türk dünyasının yolunu aydınlatıyor. Türk ve İslam toplumlarında modernleşmenin esaslarını ve gereklerini net bir şekilde ortaya koyabilmiş olan İsmail Bey Gaspıralı, kuşkusuz Kırım Tatar halkının en büyük gurur kaynaklarından ve fikir adamlarından biri olmaya devam ediyor. Türk dünyasındaki milli uyanış hareketlerinin öncülerinden ve en büyük fikir adamlarından olan Kırım Tatarı İsmail Bey Gaspıralı 24 Eylül 1914’de Bahçesaray’da hayata gözlerini yumdu. Kırım Haber Ajansı, Türk dünyasında birlik için ömrünü vakfeden büyük Kırım Tatar aydını Gaspıralı İsmail Bey'i doğumunun (20 Mart 1851) 173. yılında saygı, özlem ve rahmetle anıyor.

İsmail Bey Gaspıralı’nın 1894'te hazırladığı Kur'an-ı Kerim yeniden basılacak Haber

İsmail Bey Gaspıralı’nın 1894'te hazırladığı Kur'an-ı Kerim yeniden basılacak

Ukraynalı çevirmen Mıhaylo Yakubovıç (Mykhailo Yakubovych), Türk dünyasının ve Kırım Tatarlarının en önemli isimlerinden büyük siyasetçi, düşünür, yazar, eğitimci ve yayıncı İsmail Bey Gaspıralı tarafından 1894 yılında hazırlanıp Bahçesaray’daki Tercüman matbaasında yayımlanan Kur'an-ı Kerim’i yeniden yayımlamayı planlıyor. Konu ile ilgili açıklama yapan Mıhaylo Yakubovıç, “İsmail Bey Gaspıralı tarafından hazırlanan Kur'an-ı Kerim’i Arapça tarihi bir metin olarak yeniden yayımlamak istiyorum. Bu bağlamda Müslümanlara, kutsal kitaplarının zamanında Ukrayna topraklarında, Kırım Tatar aydını tarafından yayımlandığını göstermek istiyorum. Birçok ülkede, Ukrayna'da Müslümanların var olduğunu öğrendiklerinde şaşırıyorlar. Aynı zamanda Rusya, çeşitli metinleri yeniden yayımlayarak bu mirası (Tercüman matbaası) kendine çekmeye çalışıyor.” dedi. Gaspıralı’nın yayımladığı Kur'an-ı Kerim’in büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Yakubovıç, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Kuran'ın matbaada basılması 19. yüzyılın 70-80'li yıllarına kadar yasaktı." açıklamasında bulundu. İsmail Bey Gaspıralı tarafından 1894 yılında hazırlanıp Bahçesaray’daki Tercüman matbaasında Arapça olarak basılan Kur'an-ı Kerim, Osmanlı İmparatorluğu ve Mısır’daki özel bir komisyon tarafından onaylanmıştı. Bu komisyon, yayımlanan metinlerin İslam normlarına uygun olduğunu teyit etmişti.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.