SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Işkence

QHA - Kırım Haber Ajansı - Işkence haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Işkence haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Rusya’nın Kırım’da 11 yıldır işlediği suçlar cezasız kaldı Haber

Rusya’nın Kırım’da 11 yıldır işlediği suçlar cezasız kaldı

Ukraynalı insan hakları savunucuları, uluslararası örgütler ile iş birliği yaparak, Kırım ve işgal altında bulunan diğer Ukrayna bölgelerinde Rusya tarafından sistematik olarak işlenen savaş suçlarına dair kanıtları Birleşmiş Milletlere (BM) sundu.  İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan BM İnsan Hakları Konseyi’nin 58. oturumu kapsamında "İşkence ve Keyfi Gözaltılar: İnsanlığa Karşı Suçlar" başlıklı etkinlik düzenlendi. Toplantıda; Ukrayna merkezli insan hakları örgütleri, Rusya’nın işgal altındaki Ukrayna topraklarında sistematik olarak işlediği savaş suçları hakkında bilgi verdi. İşgalci güçlerin halka baskı yapmak için sık sık insan kaçırmaya başvurduğunu belirten insan hakları savunucuları, İnsan Hakları İçin Medya Girişimi’nin Rusya tarafından yasa dışı olarak alıkonulan en az bin 908 sivilin kimliğini tespit ettiğini bildirdi.  "... İŞGAL KARŞITI DURUŞLARI NEDENİYLE İLK HEDEF HALİNE GELİYORLAR..." İnsan Hakları İçin Medya Girişimi Analitik Departmanı Başkanı Lyubov Smaçilo, Rusya’nın işgal gerçeğini kabul etmeyen geniş bir Ukrayna grubunu hedef aldığını vurgulayarak şunları kaydetti: "Bu kişiler, aktif bir direniş göstermeseler bile, işgal karşıtı duruşları nedeniyle ilk hedef haline geliyorlar. Sivillere yönelik bu baskılar insanlığa karşı suç olarak değerlendirilmelidir." Smaçilo; Birleşik Krallık, Polonya, Litvanya, Yunanistan, Finlandiya, ABD, Almanya, Bulgaristan, Hollanda, İsviçre, İzlanda, Meksika, Slovakya, Gürcistan ve Estonya delegelerini, Ukraynalı insan hakları savunucuları tarafından geliştirilen sivillerin serbest bırakılmasına yönelik bir eylem planına katılmaya çağırdı. İnsan hakları örgütleri, Rusya tarafından alıkonulan sivillerin yaş, cinsiyet ve meslek gibi kriterlere göre sınıflandırılmasını ve her grubun belirli ülkeler tarafından himaye edilerek serbest bırakılmaları için diplomatik baskının artırılmasını öneriyor. KIRIM’DA GÖZALTILAR VE İŞKENCELER 2014’TEN BERİ SÜRÜYOR Kırım İnsan Hakları Grubu Temsilcisi İrına Baran El-Ghali, Rusya’nın işgal dönemi boyunca hukuksuz tutuklamaları işkence yöntemi olarak kullandığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Kırım’ın işgalinden bu yana 11 yıl geçti, ancak tek bir suçlu bile cezalandırılmadı. Dahası, Kırım'da işkence yapan faillerin, şu anda yeni işgal edilen Ukrayna topraklarında da aynı suçları işlediğini biliyoruz."

İşgal, işkence ve korku: Rus tanklarına direnen halk, şimdi neden sessiz? Haber

İşgal, işkence ve korku: Rus tanklarına direnen halk, şimdi neden sessiz?

Rusya'nın Ukrayna’ya 24 Şubat 2022’te karşı başlattığı geniş çaplı işgal saldırısının ilk günlerinde Rus işgal güçleri tarafından kontrol altına alınan Herson ve Zaporijjya bölgelerindeki baskılar 3 yıldır devam ediyor. İşgalcilerin uyguladığı baskılar, yerel halkı sindirmeyi amaçlayan politikalara dayanırken halkta ciddi bir korku yaratıyor. İşgalin başından itibaren Rus güçler, bu bölgelerde başta Kırım Tatarları olmak üzere Ukrayna yanlısı sivil aktivistlere, gazetecilere ve kamu görevlilerine yönelik zorla alıkoyma, işkence ve tehdit yöntemlerini sıkça uyguluyor. Bölgedeki Ukrayna nüfusu; Rus pasaportlarının zorla kabul ettirilmesi, eğitim müfredatının Rus propagandasına göre değiştirilmesi ve muhalif seslerin susturulması gibi uygulamalarla ağır bir baskı altına alındı. İşgal altındaki Herson ve Zaporijjya bölgelerinde yaşayan insanlar, Rus güçlerinin ağır baskısı nedeniyle işlenen suçları ve insan hakları ihlallerini duyurmaktan çekiniyor. İşgalin ilk günlerinden beri Rus güçleri, Ukrayna yanlısı bireyleri tespit etmek için sıkı gözetim sistemleri kurarak, sosyal medya paylaşımlarını izlemeye alarak ve en ufak bir muhalif sesin dahi şiddetle bastırılacağını gösterdi. Kaçırılma, işkence, keyfi tutuklamalar ve zorla kaybetmelerin yaygın olduğu bu ortamda, halk korku içinde yaşıyor. Özellikle Rus işgaline karşı çıkan aktivistler, gazeteciler ve eski Ukrayna yetkilileri hedef alınırken, sıradan vatandaşlar bile herhangi bir şikâyet veya direniş belirtisi gösterdiklerinde cezalandırılıyor. Bu nedenle birçok kişi, yaşanan insan hakları ihlallerini dünyaya duyurmak yerine hayatta kalabilmek için sessiz kalmayı tercih etmek zorunda kalıyor. Son olarak Kırım Tatar Kaynak Merkezi, 12 Mart 2025 tarihinde, Rus işgal güçleri tarafından yasa dışı olarak alıkonulan Kırım Tatarı Rüstem Virati’nin Rus tutukevinde yaşamını yitirdiğini duyurdu. Herson bölgesindeki Novooleksiyivka kasabasında 16 Mart 2023 tarihinde işgalciler tarafından alıkonulan, işkence gören daha sonra işgalcilerin Kırım Tatarlarına baskı uygulamak amacıyla kurguladığı sözde Numan Çelebicihan Taburu Davası çerçevesinde 8 yıl hapis cezasına çarptırılan Virati hakkında hiç bir şey bilinmiyordu. Ailesi, onun kurtulacağına inanarak ve gazetecilerin haber yapmasının işgalcileri daha fazla baskıya yönlendireceğinden korkarak durumu gizli tutmayı tercih etti. Öte yandan Ukraynalı insan hakları savunucuları başta insan kaçırma olmak üzere işgalciler tarafından işlenen hak ihlallerinin dünyaya duyurulmasının işgalcilere karşı koymanın en etkili yöntem olduğuna dikkat çekiyor. İşgalcilerin bu tip bilginin yayılmasından korktuğunu belirten insan hakları savunucuları, ihlallerin gündeme getirilmesinin alıkonulan kişilerin hayatlarını korumaya yardımcı olduğuna dikkat çekiyor. Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Kırım Tatar Kaynak Merkezi Müdürü Av. Lyudmıla Korotkıh (Lyudmyla Korotkykh) ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Üyesi Gülnara Bekirova, Rus işgal güçlerinin Herson ve Zaporijjya bölgelerindeki baskılarını değerlendirerek işgal altında yaşayan insanların sessiz kalmalarının sebebini ele aldı. EN AZ 413 KİŞİ İŞGALCİLER TARAFINDAN KAÇIRILDI Kırım Tatar Kaynak Merkezinin verilerine göre, 24 Şubat 2022’ten sonra Rus işgali altına alınan Herson ve Zaporijjya bölgelerinde en az 413 kişi işgal güçleri tarafından alıkonuldu. İşgalcilerce hukuksuz bir şekilde alıkonulan 413 kişiden 104’ü ise Kırım Tatarı. Son zamanlarda çoğunlukla Rus işgalcilerce kaçırılan insanların yakınlarının insan hakları savunucularına ilgili vakaları bildirmediğini belirten Lyudmıla Korotkıh, “Bildiğiniz gibi işgalciler, Geniçesk dahil yeni işgal altına alınan bölgelerde kendi mahkemelerini oluşturdu ve insanları ‘yargılıyorlar’. Maalesef biz bazen bu davaları oldukça uzun bir gecikmeyle öğreniyoruz. Öncelikle bunun sebebi yakınlarının bu vakaları bildirmemesi ve bu konuda açık kaynaklarda bir bilginin olmaması; sosyal ağlarda veya medyada bu bilgiler yer almıyor.” dedi. Rusya’nın işgal altındaki bölgelerde yaşayan insanlara baskı uyguladığı için insanların ihlalleri bildirmeye korktuğunu aktaran Korotkıh, “Gerçekten çok korkuyorlar çünkü Rus işgal güçleri tarafından bu bölgelerin ele geçirilmesi sırasında büyük bir şiddet dalgasına tanık oldular. Dolayısıyla de herhangi bir bilgiyi paylaşmaktan çekiniyorlar.” ifadelerini kullandı.  BİRÇOK İNSAN KAÇIRILARAK İŞKENCEYE MARUZ KALDI "KAÇIRILAN İNSANLARIN KIRIM’A GÖTÜRÜLDÜĞÜ, ORADA YARGILANARAK CEZAEVLERİNE GÖNDERİLDİĞİ BİLİNİYOR" Yeni işgal edilen bölgelerde insanların kaçırıldığı, belirli bir süre boyunca alıkonularak işkencelere maruz kaldığı birçok vakanın mevcut olduğuna dikkat çeken insan hakları savunucusu şunları kaydetti: Özellikle, insanların kaçırılarak belirli bir süre boyunca alıkonulduğu birçok vaka yaşandı. Bir süre sonra insanlar serbest bırakıldı ancak fiziksel ve psikolojik olarak korkunç durumdaydılar. Bu yüzden sevdiklerinin bir gün serbest bırakılmasını uman aileler konuşmaktan, bilgi vermekten korkuyor. Ancak ne yazık ki her zaman böyle olmuyor. Kaçırılan insanların Kırım’a götürüldüğü, orada yargılanarak cezaevlerine gönderildiği biliniyor. Aileler ise mahkeme kararı açıklandıktan sonra bilgi vermeye başlıyor. Ayrıca bir başka sorun da ailelerin kime başvuracaklarını bilmemesidir. Kime güvenebileceklerini, hangi iletişim kanallarının güvenli olduğunu ve bu bilgileri nasıl yayabileceklerini bilmiyorlar. “Öncelikli sebep elbette güvenlik faktörü, çünkü insanlar korkuyor.” diyen Korotkıh, bir diğer meselenin ise, alıkonulan kişilere atanan sözde avukatların ailelere bu konuyu dile getirmemelerini ve bilgiyi yaymamalarını tavsiye etmesi olduğunu belirterek şu ifadelerini kullandı: Bunun sebebi, işgalcilerle bir şekilde anlaşmaya vararak durumu çözmeyi ve alıkonulan kişinin serbest bırakılmasını umuyorlar. Ancak ne yazık ki bu tür durumlar oldukça nadir gerçekleşiyor. “İHLALLERİ GÜNDEME TAŞIMAK EN ETKİLİ YÖNTEM” İnsan kaçırma vakasının duyurulmasının, bilginin yayılmasının en etkili yöntem olduğunu vurgulayan Korotkıh, “İlgili bilgilerin Ukraynalı insan hakları savunuculara aktarılması ilk önce bize hızlı tepki vermemizi, bu bilgiyi ilgili uluslararası kurumlara, başta BM olmak üzere insan hakları koruma örgütlerine iletmemizi sağlıyor. Bilgiyi yabancı medyada yayıyoruz, sosyal medyada duyuruyoruz, işgalciler bunlardan korkuyor, bundan sonra bazı insanlar serbest bırakılıyor veya en azından kaçırılan insanın alıkonulduğu yer hakkında bilgi veriliyor. Ayrıca işgalciler bu sayede alıkonulanan kişilere daha farklı davranmaya başlıyor; en azından işkence uygulamıyorlar ve yaşamları doğrudan tehdit altında olmuyor. Bu yüzden, işgal altındaki bölgelerde yaşayan herkesten, kaçırılan veya alıkonulan kişiler hakkında bilgi sahibi olduğunda, ister aile üyesi, ister komşu ya da tanıdık olsun, bu durumu duyurmasını istiyoruz. Çünkü bu, öncelikle alıkonulan kişilerin hayatlarını korumamıza yardımcı olur.” şeklinde konuştu. “SİLAHSIZ İNSANLAR RUS TANKLARINA KARŞI YÜRÜDÜ” Rusya Kırım’ı işgal ettikten sonra başta Geniçesk ili olmak üzere Herson ve Zaporijjya bölgelerinde yaşayan Kırım Tatarlarının ve Ukraynalı aktivistlerinin Kırım’ın idari sınırında düzenlenen birçok eyleme katılarak Ukrayna toprak bütünlüğünü kararlı bir şekilde savunduğunu belirten KTMM Üyesi Gülnara Bekirova, “Bu yüzden Rusya Ukrayna'ya karşı geniş çaplı işgal saldırısı başlattığında ve yüzlerce tankın bölgemizden geçtiktiğini gördüğümüzde elbette önce ailelerimiz, hayatlarımız için korktuk. Ama bu korku aynı zamanda bize evlerimizi, ailelerimiz korumaya cesaret verdi. İlk haftalarda silahsız, ellerinde sadece Ukrayna ve Kırım Tatar bayrakları olan insanlar tanklara karşı yürüdü. İşgalcilerin vazgeçeceğinden emindik. Ama bu çok acımasız, kanlı bir savaş. Çok sayıda insan işgalcileri protesto etmek için sokaklara çıktı. Ancak işgal güçlerinin uyguladığı baskı, aramalar, insan kaçırmaları, işkenceler insanları sindirdi.” dedi. “İNSANLAR ÇOK KORKUYOR” Rus işgalcilerin sindirme taktiğini yaygın bir şekilde kullandığını kaydeden Bekirova, “Geniçesk bölgesinde yaşayan Kırım Tatarları ve Ukraynalı aktivistlerin yüzde 70’i işgal altındaki bölgeleri terk etti. Çünkü işgalciler bölgeyi kontrol altına aldıktan hemen sonra özellikle aktif olan insanlara baskılar uyguladı, alıkoyarak işkence etti. Serbest bırakılanlar bir daha yakalanmamak üzere evlerini terk etmek zorunda kaldı. İşgalcilerin Ukrayna vatandaşlarına karşı benzeri görülmemiş vahşice yöntemler kullanıyor. İşgal altındaki topraklarda hapiste alıkonulan insanlarımıza her türlü işkence ve kötü muamele uyguluyorlar. Bu yüzden insanlar çok korkuyor.” ifadelerini kullandı.

BM Raporu: Rusya, Ukrayna'da sistematik olarak insanlığa karşı suçlar işliyor Haber

BM Raporu: Rusya, Ukrayna'da sistematik olarak insanlığa karşı suçlar işliyor

Birleşmiş Milletler (BM) Bağımsız Uluslararası Ukrayna Soruşturma Komisyonunun son raporuna göre; savaş suçlusu Rusya, Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı işgali sırasında “yaygın ve sistematik” bir şekilde insanlığa karşı suçlar işledi. Raporda özellikle "zorla kaybetme" vakalarına dikkat çekildi. SİVİLLER HEDEF ALINDI BM İnsan Hakları Konseyinin 58. Oturumu kapsamında bir rapor yayımlayan Komisyon, Rusya’nın işgal ettiği tüm Ukrayna topraklarında çok sayıda sivili alıkoyduğunu belirtti. Kaybedilen kişiler arasında yerel yöneticiler, devlet memurları, gazeteciler ve Rusya tarafından tehdit olarak görülen diğer bireyler bulunuyor. Ayrıca, birçok Ukraynalı savaş esirinin de zorla kaybetme kurbanı olduğu kaydedildi. İŞKENCE VE RUSYA’YA YASA DIŞI OLARAK SEVK EDİLME BM raporuna göre, Rus işgal yönetimi, alıkoyduğu kişileri ya işgal altındaki Ukrayna topraklarındaki gözaltı merkezlerine götürdü ya da yasa dışı olarak Rusya’ya sevk etti. İşgalcilerce kaçırılan kişiler, alıkonuldukları gözaltı merkezleri veya hapishanelerde ağır insan hakları ihlallerine ve suçlara maruz kaldı. İşkence ve cinsel şiddet de bu suçlar arasında yer aldı. Raporda, pek çok kişinin aylarca ya da yıllarca kayıp olarak kaldığı, bazılarının ise hayatını kaybettiği aktarıldı. Çoğu esirin akıbeti hâlâ bilinmezken, aileleri büyük bir belirsizlik içinde beklemeye devam ediyor. RUSYA BİLGİ VERMEYİ REDDEDİYOR Komisyon, kayıp yakınlarının Rus makamlarına yaptığı başvurulara karşılık, yetkililerin sistematik olarak standart yanıtlar verdiğine ve kayıpların durumu hakkında bilgi sağlamadığına dikkat çekti. Rus yetkililerin bu tutumu, kayıpların hukuki korumadan mahrum bırakılmasına yönelik bilinçli bir politika olarak değerlendirildi. KOORDİNELİ BİR DEVLET POLİTİKASI BM topladığı deliller doğrultusunda, Rusya’nın sivil halkı kaçırma eylemlerinin koordineli bir devlet politikası çerçevesinde gerçekleştirildiğini dile getirdi. BM, bunun insanlığa karşı suç teşkil ettiğini vurguladı. Daha önceki raporlarda da Rus makamlarının işkence suçu işlediği sonucuna varılmıştı. İŞKENCELERİ FSB YÖNETİYOR Son araştırmalar; Ukraynalı esirlerin alıkonulduğu hapishanelerde en yüksek yetkiye sahip olan kurumun, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) olduğunu ortaya koydu. FSB yetkililerinin, esirlere işkence uyguladığı veya uygulanmasını emrettiği tespit edildi. Özellikle sorgu süreçlerinde mahkumlara ağır işkenceler yapıldığı belirlendi. SİSTEMATİK CİNSEL ŞİDDET VE İŞKENCE BM Komisyonu, Rusya’nın gözaltı merkezlerinde sistematik olarak cinsel şiddeti bir işkence yöntemi olarak kullandığını belgeledi. Bu tür işkencelerin çoğunlukla erkeklere uygulandığı ancak Ukraynalı kadın esirlere yönelik cinsel saldırı ve tecavüz vakalarının da tespit edildiği belirtildi. Kadın esirlerin insanlık dışı koşullarda tutulduğu ve bu uygulamaların toplumsal cinsiyet temelli bir şiddet biçimi olduğu vurgulandı. CEPHEDE TESLİM OLAN UKRAYNALI ASKERLERE YÖNELİK İNFAZLAR Komisyon, Rusya’nın savaş esirlerini veya teslim olmaya çalışan Ukraynalı askerleri infaz ettiği veya yaraladığını tespit etti. Bu eylemler savaş suçu olarak nitelendirildi. Ayrıca, Rus ordusundan firar eden bazı askerlerin Komisyona ifade verdiği ve kendilerine Ukraynalı askerleri esir almamaları, öldürmeleri yönünde emir verildiğini bildirdi. Bu durumun, Rusya'nın koordineli bir politika izlediğine işaret ettiği belirtildi.

Kırımlı siyasi tutsak İrına Danılovıç, Rus cezaevinde insanlık dışı koşullarda alıkonuluyor Haber

Kırımlı siyasi tutsak İrına Danılovıç, Rus cezaevinde insanlık dışı koşullarda alıkonuluyor

İşgal altındaki Kırım’da, düzmece bir dava çerçevesinde 7 yıl hapis cezasına çarptırılan Kırımlı aktivist, yurttaş gazeteci, siyasi tutsak İrına Danılovıç, Rusya’nın Stavropol bölgesindeki cezaevinde insanlık dışı koşullarda tutuluyor. Danilovıç’ın buz kaplı duvarlar arasında kötü muameleye maruz kaldığı ve kirli içme suyu tüketmeye zorlandığı bildirildi. Zmina İnsan Hakları Merkezi Başkanı Tetyana Peçonçık’ın, Kırım.Realii'ye yaptığı açıklamalara göre; siyasi tutsak İrına Danılovıç’ın alıkonulduğu 120 kişilik koğuşta yeterli ısıtma sistemi bulunmuyor. Kışın binadaki duvarlar buz tutarken, yazın ise koğuş dayanılmaz şekilde sıcak oluyor. Hapishanedeki hijyen koşulları da felaket seviyesinde; yüzlerce kadının kullandığı banyoda yalnızca birkaç musluk bulunuyor. İçme suyunda ise su sistemindeki hayvan leşleri nedeniyle çürümüş et kokusu duyuluyor. Ayrıca, mahkûmlar saatlerce yağmur altında va dondurucu soğukta bekletiliyor, yiyeceklerden mahrum bırakılıyor ve sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor. MAHKUMLAR AÇ BIRAKILIYOR Peçonçık, Rus cezaevinde yemeğin, bir cezalandırma yöntemi olarak kullanıldığına dikkat çekerek, sadece üretim işlerinde çalışan mahkûmların yemekhaneye girebildiğini, diğerlerinin ise bazen tamamen aç bırakıldığını aktardı. Bununla birlikte mahkumların tıbbi yardıma erişimi neredeyse imkânsız; sağlık sorunu olanlar doktor muayeneleri için aylarca bekliyor, yakınları tarafından mahkumlara iletilen ilaçlar ise cezaevi yönetimince kaybediliyor. YAKLAŞIK 60 SİYASİ TUTSAK SAĞLIK SORUNLARI YAŞIYOR İnsan hakları savunucusu, yalnızca İrına Danılovıç’ın değil Rus hapishanelerinde tutulan 60'tan fazla Kırımlı siyasi tutsağın da benzer koşullar altında sağlık sorunları yaşadığını belirtti. Rus işgali altındaki Kırım’da, Yarımada'daki sağlık sorunlarını gündeme getiren yurttaş gazeteci İrına Danılovıç 29 Nisan 2022 tarihinde yasa dışı olarak alıkonuldu. İşgal güçleri, yurttaş gazetecinin evinde arama yaptı ve ailesine, hakkında 10 gün tutuklama kararı alındığını bildirdi.  DANILOVIÇ’A İŞKENCE UYGULANDI Avukat Ayder Azamatov, 14 Mayıs 2022’te yurttaş gazeteci İrına Danılovıç ile görüşebildikten sonra durumuna ilişkin açıklama yaptı. 8 gün boyunca Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) sözde Kırım Müdürlüğünde alıkonulduğunu bildiren avukat, FSB görevlilerinin, Danılovıç’ı kafasına torba geçirerek ormana götürüp öldürmekle tehdit ettiğini, günde sadece bir defa yemek verdiğini anlattı. İşgalcilerin 3 gün peş peşe yurttaş gazeteciyi yalan makinesine bağlayarak sorguladığını aktaran avukat, “Yabancı istihbarat servisleri, medya ve örgütler, Kırım Dayanışması sivil teşkilâtı, Kırımlı siyasi tutsakların akrabaları ve avukatları ile olan bağlantıları hakkında sorular soruldu. Danılovıç tüm sorulara olumsuz yanıt verdi ve yalan makinesi bunu doğruladı” dedi. 8 gün sonra FSB görevlilerinin serbest bırakılması karşılığında Danılovıç'a boş kağıt imzalamasını teklif ettiğini aktaran avukat, “İmza attıktan sonra, İrına Danılovıç’a çantasında sözde 200 patlayıcı maddenin bulunduğunu söylediler ve mahkemeye götürdüler. Sözde Kiyevskiy Bölge Mahkemesi, hakkında tutuklama kararı aldı” ifadelerini kullandı. İŞGALCİ MAHKEMEDEN YURTTAŞ GAZETECİYE HAPİS CEZASI Sözde Kefe Kent Mahkemesi, 28 Aralık 2022’de Danılovıç’ı suçlu bularak hakkında 7 yıl hapis ve 50 bin ruble para cezası kararı aldı.  TEDAVİ ALAMAYAN YURTTAŞ GAZETECİDEN AÇLIK GREVİ KARARI Gördüğü işkence ve kötü alıkonulma şartları nedeniyle İrına Danilovıç’ın sağlık durumu kötüleşti. İrına Danılovıç, uygun tedavi koşullarının sağlanmamasını protesto etmek amacıyla 21 Mart 2023’te açlık grevi başlatmıştı. Danılovıç yazdığı dilekçede, 4 aydır işitme sorunları yaşadığını ve sürekli olarak sol kulağında duyduğu çınlamanın dayanılmaz baş ağrısına sebep olduğunu aktarmıştı. Mini inme (mikro felç) geçirdiğini belirten yurttaş gazeteci, Kasım 2022’den beri tedavi talebinde bulunduğunu ancak tutukevi yönetiminin ve sözde hakimin bunu görmezden geldiğini bildirmişti. Danılovıç açlık grevine tedavi görene veya ölene kadar devam edeceğini açıklamıştı. Açlık grevini 2 hafta sürdüren İrına Danılovıç, işgalcilerin tedavi vaatlerine inanarak 6 Nisan 2023 tarihinde açlık grevine son verdi ancak uygun tedavi alamadı. Ağustos ayında Danılovıç’ın, tutukevinde uygun tedavi göremediği için sol kulağındaki işitme duyusunu tamamen kaybettiği bildirildi. Ayrıca Kasım 2023’da Rus cezaevinde yapılan muayene sonuçlarının Danılovıç’in Akmescit tutukevinde alıkonulurken felç geçirdiğini teyit ettiğini aktarıldı. İHTİYAÇ DUYDUĞU İLAÇLARI ALAMIYOR İrına Danılovıç’ın kız kardeşi Olga Danılovıç’ın 2024 yılının ağustos ayında aktardığına göre cezaevinde görevli olan Doktor Lidiya Morozova, kulak hastalığının şiddetli seyri nedeniyle Kulak Burun Boğaz (KBB) uzmanının İrina Danılovıç’a yazdığı ksilometazolin ilacını keyfi bir şekilde kestiği için siyasi tutsağın sağlık durumu kötüleşti. İlgili ilaç İrına Danılovıç’a 2 kere KBB uzmanları tarafından yazılmıştı ancak şu an siyasi tutsak bu ilacı alamıyor. İlacı kullanmaya bıraktıktan sonra İrına Danılovıç’ın sağlık durumunun kötüleştiğini, sık sık nefes darlığı krizleri geçirdiğini ve kulaklarındaki çınlamanın arttığını belirtildi. Siyasi tutsak İrına Danılovıç’ın kız kardeşi Olga Danılovıç, ilgili tüm tarafları kardeşine uygulanan insanlık dışı muamelesini dikkate almaya çağrısında bulundu.

Uluslararası Af Örgütü: Rusya, esir tuttuğu Ukrayna askerlerine ve sivillere karşı savaş suçu işliyor Haber

Uluslararası Af Örgütü: Rusya, esir tuttuğu Ukrayna askerlerine ve sivillere karşı savaş suçu işliyor

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), Rusya'nın esir tuttuğu Ukrayna askerlerine ve sivil rehinelere yönelik olarak işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar hakkında yeni bir rapor yayımladı. Raporda, Rusya'nın Ukraynalı esirlere yönelik işkence, iletişimden yoksun bırakma ve diğer insanlık dışı muamelelerde bulunduğu vurgulandı. Uluslararası Af Örgütü tarafından bugün sunulan “Sağır Edici Bir Sessizlik: Rus Esaretinde İletişimsiz Tutulan, Zorla Kaybedilen ve İşkence Gören Ukraynalılar” başlıklı rapor, Şubat 2022'den beri Rusya tarafından esir tutulan Ukraynalı savaş esirlerinin ve sivillerin, genellikle yıllarca, dış dünyadan nasıl kasıtlı olarak koparıldığını belgeliyor. İnsan hakları savunucuları, esirlerin akıbeti hakkında bilgi eksikliği olmasının işkence, kötü muamele ve hatta yasa dışı idamlar gibi uygulamaların cezasız bir şekilde gerçekleşmesine zemin hazırladığını belirtiyor. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, “Rusya'nın Ukraynalı savaş esirlerini ve sivilleri sistematik olarak kimseyle görüştürmeden alıkoyması, onları insanlıktan çıkarmayı ve susturmayı amaçlayan, ailelerinin sevdiklerinden haber beklerken acı çekmesine neden olan kasıtlı bir politikanın yansımasıdır." ifadelerini kullandı. İŞKENCELER RUSYA'NIN SİTEMATİK POLİTİKASININ BİR PARÇASIDIR İşkencenin tam bir tecrit koşullarında gerçekleştiğini, mağdurların tamamen gardiyanların insafına bağımlı hale getirildiğini vurgulayan Callamard, "Bu sadece tekil olaylar değil, tüm uluslararası hukuku ihlal eden sistematik bir politika." dedi. Raporda, Rus esaretindeki çoğu Ukraynalı askerin hiçbir iletişim hakkı olmadan alıkonulduğunu ve ailelerinin, esirlerin akıbeti hakkında hiçbir bilgi almadığı belirtiliyor. Ayrıca, işgal altındaki bölgelerde sivil halkın da zorla kaybedilme, keyfi tutuklamalar ve işkencelere tabi tutulduğu, bunun ise Rusya'nın halkı korkutmaya yönelik uzun süreli bir uygulama olduğu ifade ediliyor. Örgüt, bu tür eylemleri savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar olarak değerlendirdiğini belirtti. Bununla birlikte raporda Rusya yönetiminin, Ukraynalı savaş esirlerine uluslararası kuruluşların erişimini sağlamadığı belirtilerek, bunun esirleri uluslararası hukuk korumasının dışına çıkarılmasına yönelik kasıtlı bir politikanın parçası olduğu vurgulandı. Uluslararası Af Örgütü uluslararası topluma, bu suçlardan sorumluları cezalandırmak için, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve evrensel yargı yetkisinin kullanımı da dahil olmak üzere tüm olanakları kullanma çağrısında bulundu.

Rusya'da cezaevi personeline, Ukraynalı esirlere işkence uygulama emri verildi! Haber

Rusya'da cezaevi personeline, Ukraynalı esirlere işkence uygulama emri verildi!

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı geniş çaplı işgal saldırının ardından Rusya Federal Ceza İnfaz Servisi (FSIN) personeline, Ukraynalı esirlere karşı sert ve acımasız olmaları, onlara şiddet uygulamaları talimatı verildi. Birleşmiş Milletler (BM), Ukraynalı askerlere yönelik işkencelerin uygulandığını doğruladı. ABD merkezli The Wall Street Journal gazetesinin hazırladığı haberde, 24 Şubat 2024 tarihinden sonra Rusya Federal Ceza İnfaz Servisi (FSIN) personeline Ukraynalı esirlere işkence yapma ve şiddet uygulama talimatı verildiğini yazdı.  RUSYA'DA CEZAEVİ PERSONELİNE, UKRAYNALI ESİRLERE İŞKENCE UYGULAMA EMRİ VERİLDİ! Gazetenin hazırladığı habere göre; FSIN St. Petersburg ve Leningrad Bölgesi Şubesi Müdürü İgor Potapenko, FSIN özel kuvvetleri birimlerinin personeline Ukraynalı esirlere karşı zalim davranmalarını emretti. Potapenko, şiddetin sınırlandırılmayacağını ve işkenceleri kaydedebilecek kamera sistemlerinin kaldırılacağını belirtti. Daha sonra bu tür emirler, Rusya'nın farklı bölgelerinde de verildi. Bu talimatları alan bölgeler arasında Pskov, Moskova ve Buryatya yer alıyor. Esirlerle ilgilenen personel arasında sık sık rotasyon yapıldı; aynı kişiler bir cezaevinde bir aydan daha uzun süre tutulmadı. WSJ, haberini ikisi özel birimlerde görev alan ve birinin ise sağlık personeli olduğu öğrenilen üç eski FSIN çalışanına dayandırdı. Bu kişiler, Uluslararası Ceza Mahkemesine ifade verdikten sonra, tanık koruma programına dahil oldu. Tanıkların ifadeleri; belgeler, Ukraynalı esirlerle yapılan röportajlar ve Rus cezaevlerinin yetkililerine kaçmalarına yardımcı olan bir kişi tarafından desteklendi. RUSYA ESİR TUTTUĞU ASKER VE SİVİLLERE İŞKENCE UYGULUYOR Kasım 2024'te Ukrayna'daki Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, Rus yönetiminin ve askeri personelinin; Ukrayna'nın geçici olarak Rus işgalindeki bölgelerinde, Ukraynalı askeri personele ve sivillere karşı defalarca işkence uyguladığını ve uygulamaya devam ettiğini belirten bir rapor yayımladı.

İşkence ve açlık: Eski savaş esiri Vladıslav Zadorin Rus esaretinde yaşadıklarını QHA’ya anlattı Haber

İşkence ve açlık: Eski savaş esiri Vladıslav Zadorin Rus esaretinde yaşadıklarını QHA’ya anlattı

Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine karşı topyekun işgal girişimi ve saldırı başlatan Rusya, o günden bu yana asker sivil ayırt etmeksizin esir alıyor ve savaş suçlarına imza atıyor. Topyekun savaşın başladığı 24 Şubat 2022'de Yılan Adası’nda (Zmiyinıy) bulunan Ukraynalı deniz piyadesi Vladıslav Zadorin, tam 679 gün boyunca Rusya tarafından esir tutuldu. Rus esaretinde aç bırakılan, çok kez işkence gören ve kötü muameleye maruz kalan Zadorin, esaretteyken 60 kilo verdi. Ukrayna ile Rusya arasında 3 Ocak 2024 tarihinde gerçekleşen esir takası sonucu serbest bırakılan Zadorin, şu anda farklı ülkeleri ziyaret ederek; Ukraynalı savaş esirlerinin içinde bulunduğu kötü durumu ve işgalci Kremlin rejiminin zulmünü dünyaya duyurmaya çalışıyor. Kırım Haber Ajansına konuşan Ukraynalı deniz piyadesi ,eski savaş esiri Vladıslav Zadorin; savaşın ilk günlerini, nasıl esir düştüğünü ve Rus esaretinde yaşadıklarını anlattı. GENİŞ ÇAPLI İŞGALİN İLK GÜNÜNDE YILAN ADASI'NDA ESİR DÜŞTÜ 2019’da Ukrayna ordusuna katılan Vladıslav Zadorin deniz piyadesi olarak görev yaptı, Donetsk ve Luhansk’taki çatışmalara katıldı. 3 Ocak 2022’de görev yaptığı birlikle Karadeniz’deki Yılan Adası’na gönderilen asker, yaklaşık bir ay sonra adada görev yapan 82 askerle beraber işgalci Rusya'ya esir düştü. 24 Şubat 2022 tarihinde saat 04.00'te birliğinin alarma geçirildiğini belirten Zadorin, "İlk başta bunun bir tatbikat olduğunu düşündük. Çünkü günde birkaç kez tatbikat yapıyorduk. Ancak bu gerçek bir alarmdı. Pozisyonlarımızı aldık ve düşmana karşı koymaya hazırdık. İlk Rus gemisi, yaklaşık saat 09.00 civarında ufukta belirdi. Bir keşif gemisiydi. Yılan Adası’na ateş açtı ancak ıskaladı. Bu gemi geri çekildi ama radarlarda etrafımızda bir dizi Rus gemisinin bulunduğunu gördük. Saat 12.00 civarında ilk büyük gemi Vasiliy Bıkov korveti gözüktü, peşinden ise daha sonraki aylarda Ukrayna tarafından batırılan Moskova kruvazörü geliyordu" şeklinde anlattı. Rus gemileri Yılan Adası’na yaklaştığında açık kanaldan Ukraynalı askerlere teslim olma çağrısı yaptığını ve bunu Karadeniz'deki tüm gemilerin duyduğunu belirten asker, “Biz ise Ukraynalı askerler olarak onlara ‘Defol git Rus gemisi!’ cevabını vermiştik. Bu hikayeyi herkes biliyor.” dedi. Yılan Adası’nda deniz piyadeleri ve sınır muhafızları dahil olmak üzere yaklaşık 80 Ukraynalı asker ve Deniz feneri bakımı ve diğer görevleri yerine getiren bir dizi sivil bulunuyordu. Ukraynalı askerler, Rus işgal güçleriyle bağlantı kurarak sivillerin tahliyesine izin verilmesini istedi. Ukrayna ana karasından sivillerin tahliyesi için iki bot gönderildi. Komutan isteyenlere sivil kıyafeti giyerek adayı terk etme teklifinde bulundu. Ancak askerlerin hepsi bu teklifi reddetti.  Siviller adadan uzaklaşır uzaklaşmaz Moskova kruvazörünün Yılan Adası’na saldırmaya başladığını, daha sonra hava saldırısı düzenlendiğini ve Rus askerlerinin botlarla adaya indiğini aktaran Zadorin, “Savaşmaya hazırdık. Bunun bizim için ilk ve son çatışma olacağını ve adada öleceğimizi düşündük. Düşman akşama doğru adaya inmeye başlamıştı. Elimizde hiç gece görüş ekipmanı yoktu, cephanemiz de çok azdı. Bu yüzden komutanımız bize teslim olma emrini verme kararı aldı. Bu şekilde esir düştük. Bizi iskeleye yatırdılar ve akşam saat 17.30’dan sabah saat 05.00'e kadar o şekilde kaldık. O gece fırtına vardı ve iskeleye durmadan dalgalar vuruyordu. Yani gece boyunca iskelede rüzgar altında, soğuk suda yattık. Daha sonra sabaha karşı bizi, 82 kişiyi 10 kişilik odaya soktular.” şeklinde anlattı. UKRAYNALI ESİRLERE HER GÜN İŞKENCE EDİLİYOR Ukraynalı asker Vladıslav Zadorin Rus esaretinde yaklaşık 2 yıl geçirdi. 679 gün boyunca asker, çeşitli psikolojik ve fiziksel işkenceye maruz bırakıldı. Asker, alıkonulduğu Rus hapishanelerinde elektrikle işkence gördüğünü, acımasızca dövüldüğünü, kafasında votka ve şampanya şişelerinin kırıldığını ve tırnak altına iğneler sokulduğunu anlattı. Zadorin en korkunç işkencelerden birinin ise esirlerin zorla endüstriyel kurutuculara yerleştirilip ısıtılması olduğunu belirterek, “Birçok kişi orada hayatını kaybetti.” dedi. Rusya’nın Ukraynalı esirleri özellikle aç bıraktığına dikkat çeken eski esir, “Esir düştüğümde 120 kiloydum. Ama esarette 60 kiloya düştüm. Bir Rus hapishanesinde bize küflenmiş kara ekmek ve çorba olarak adlandırdıkları bir şey veriyorlardı. Çorba dedikleri şey; su ve pis patates kabuklarından oluşuyordu. Başka bir hapishanede esirlere yemek için 2 dakika veriliyordu. 2 dakika içinde esirler yemekhaneden yemek tenceresini alıp koğuşa getirmeliydi, yemek dağıtıp yemeli ve bulaşıkları yıkamalıydı. Bu süre tabii ki çok yetersizdi. Yemek faslı zamanında bitmediyse nöbetçi esir dövülüyordu” şeklinde anlattı. Asker; esirlerin açlıktan solucan, fare ve hatta tuvalet kağıdı yediğini kaydetti. RUSLAR ESİR DÜŞEN UKRAYNALI ASKERLERE İŞKENCE EDEREK, NATO'YA BAĞLI OLDUKLARI YÖNÜNDE İFADE VERMEYE ZORLUYOR! Ayrıca Rusların NATO ile savaştığına inandıkları için Ukraynalı esirleri farklı dillerde slogan atmaya zorladıklarını anlatan Zadorin, “Duş diye adlandırılan bir prosedürümüz vardı. Sıraya dizilip banyoya yürüdüğümüz sırada  işgalciler farklı koğuşlarda tutulan esirleri farklı dillerde slogan atmaya zorluyorlardı. Mesela bir koğuş İngilizce, diğeri Fransızca, başkası Lehçe slogan atıyordu. Sonra banyo binasına gelip soyunuyorduk. Orada coplarla bizi dövüyorlardı. Yıkanmak için 15 saniye veriliyordu. Duştan çıkışta yine dayak atıyorlardı. Herkese özellikle küçük beden kıyafet veriliyordu. Sonra kıyafete sığamadığımız için yine bizi dövüyorlardı. Her günümüz bu şekilde geçiyordu…” dedi. Zadorin, ayak numarasının 45 olmasına rağmen kendisine 41 numara ayakkabı verildiğini ve bu yüzden ayağındaki 2 parmağının az kalsın ampute edileceğini aktardı. Rus gardiyanların, esir düşen Ukraynalı askerlere işkence ederek NATO'ya bağlı oldukları, yabancı ülke vatandaşı oldukları yönünde ifade vermeye zorladığını belirten eski esir, “İstedikleri ifadeyi vermeyi reddettiği için bir esirin dilini ortadan ikiye böldüler. Kursk, Taganrog ve Rostov-na-Donu’daki cezaevlerinde esirler sadece işkenceye uğramakla kalmıyor, aynı zamanda hadım ediliyor ve tecavüze uğruyorlar" diyerek; Rus esaretinde öldükten sonra Ukrayna’ya iade edilen esirlerin naaşlarında sıklıkla iç organ eksikliği tespit edildiğini vurguladı. "HALA BİNLERCE UKRAYNALI ESİR ZALİM RUSYA'NIN ELİNDE" 3 Ocak 2024’te gerçekleşen esir takası sonucu serbest bırakılan Vladıslav Zadorin 3 aylık rehabilitasyondan geçti. Şimdi ise farklı etkinlikleri, farklı ülkeleri ziyaret ederek Ukraynalı savaş esirlerinin alıkonulduğu kötü şartları ve Kremlin rejiminin zalimliğini dünyaya duyurmak için şahsi deneyimlerini paylaşıyor. Zadorin, "Dünyanın gerçeği bilmesini istiyorum. Benim yaşadıklarımı hâlâ binlerce başka insanın yaşamaya devam ettiğini unutmamalıyız." değerlendirmesini yaptı.

Ruslar için ölmeyi reddeden Tuvalılara işkence! Haber

Ruslar için ölmeyi reddeden Tuvalılara işkence!

İşgalci Kremlin rejimi, 24 Şubat 2022'de Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine karşı başlattığı işgal girişimi kapsamında Rusya sınırları içinde yaşayan birçok Türk halkından vatandaşları Ukrayna’ya karşı savaşmaya zorluyor. Putin Rusyası'nın savaş suçlarına ortak olmak istemeyen ve askere gitmeyi reddeden kişiler ise işkenceye maruz bırakılıyor. RUSYA'DA KÖLELEŞTİRİLEN TÜRK HALKLARININ DURUMU İÇLER ACISI! Özgür Milletler Birliği (Free Nations League) tarafından paylaşılan videoda; Ruslar için ölmeyi reddeden Tuvalıların dövüldüğü, elektroşokla işkenceye maruz bırakıldığı görüldü. 19 Ocak 2025 tarihinde sosyal medyada, Rusya için ölmeyi reddeden Tuvalılara işkence yapıldığını gösteren bir video yayımlandı. Yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: Tuva'nın başkenti Kızıl'da 55115 numaralı askeri birlikte; Beşenıy (Kuduz) lakaplı bir Rus askeri polisi, Rusya'nın onları cephede 'top yemi' olarak kullanmak istemesi üzerine, savaşmayı reddettikleri için askerleri copla dövüyor ve şok tabancasıyla işkence ediyor. Rusya'da köleleştirilen Türk halklarının durumu: İşkence gerçeği! Tuva'da bir askeri birlikte Ruslar için ölmeyi reddeden askerler dövülüyor, elektroşokla işkence görüyor. Kremlin, Rus olmayan halkları Ukrayna karşısında cepheye göndermeye devam ederken; savaşa gitmek… pic.twitter.com/AwECkWYGSr — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) January 20, 2025 RUS OLMAYAN HALKLAR ZORLA CEPHEYE GÖNDERİLİYOR Kremlin, Rus olmayan halkları yok etme politikasını sürdürerek onları Ukrayna karşısında cepheye göndermeye devam ediyor. Rusya Federasyonu’nda Ukrayna’daki çatışmalarda ölen askerlerin sayısının en yüksek olduğu beş bölge arasında Dağıstan, Buryatya ve Başkurdistan bulunurken; Buryatlar, tüm Rusya nüfusunun yalnızca yüzde 0.3’ünü oluşturmaktadır.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.