SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Işgal

QHA - Kırım Haber Ajansı - Işgal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Işgal haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Daily Sabah gazetesinde Kırım'daki Rus işgalini meşrulaştıran propaganda yazısı! Haber

Daily Sabah gazetesinde Kırım'daki Rus işgalini meşrulaştıran propaganda yazısı!

Rusya, 2014 yılında uluslararası hukuku ihlâl ederek işgal ettiği Kırım'da bir yandan baskı politikasını sürdürürken bir yandan da çeşitli propaganda faaliyetleriyle Yarımada'nın resmî statüsü hakkında gerçekleri çarpıtmaya, işgali meşru göstermeye çalışıyor. İşgalin ilk günlerinden itibaren Kremlin yönetimi ile iş birliği yapan sözde Kırım Müftüsü, işbirlikçi ve hain Emirali Ablayev tarafından kaleme alınan "Mücadeleden Birliğe: Kırım'ın Yeniden Doğuş Yolculuğu" başlıklı yazı, İngilizce olarak yayın yapan Daily Sabah gazetesinin internet sayfasında yayımlandı. Görüş yazıları kısmında 16 Ocak 2025 tarihinde yayımlanan söz konusu yazıda, Rusya'nın Kırım'ı işgali meşrulaştırılmaya çalışıldı. KIRIM'DAKİ RUS İŞGALİ VE BASKILAR ÖRTBAS EDİLDİ, RUS İŞGALİ MEŞRULAŞTIRILMAYA ÇALIŞILDI İşbirlikçi Ablayev'in görüş yazısında, 2014 yılından bu yana Kırım Tatar halkının ana vatanı Kırım'da devam eden Rus işgali övülürken; Kırım Tatar halkına Rus işgal yönetimi tarafından işlenen insanlık suçları ise gizlendi. Ayrıca, Kırım'daki Rus işgaline başından bu yana karşı çıkan, işgalci yönetimi tanımayıp Ukrayna'nın Kırım dahil toprak bütünlüğünü savunan Türkiye Cumhuriyeti'nde faaliyet yürüten Turkuaz Medya Grubuna bağlı "Daily Sabah" gazetesinde bu türden bir yazının yer alması da dikkatlerden kaçmadı. ABLAYEV'DEN RUS PROPAGANDASI! Rus işbirlikçisi Ablayev'in yazısında; Kırım'daki Rus işgalinin getirdiği baskılar ve onlarca Kırım Tatarının gördüğü zulümlerden hiç söz edilmezken türlü bahanelerle Ukrayna devletine karşı alenen düşmanlık güdüldü. Ukrayna döneminde yaşanan olayları diline dolayan Rus kuklası Ablayev, Rus işgalindeki Kırım'da yaşanan dini baskılardan ise hiçbir şekilde söz edilmedi.  Putin Rusyası'nın sadık hadimi olan sözde müftü Emirali Ablayev, yazının son kısmında; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kırım’ın Rus kuklası sözde Başkanı Sergey Aksyonov'a da minnetlerini sunmayı ihmal etmedi. İşbirlikçi hain Ablayev, soydaşları Kırım Tatarları Kremlin'in baskı mekanizması altında ezilirken ve Ukrayna-Rusya Savaşı'nda Moskova tarafından zorla cepheye sürülürken, Kremlin'e övgüler dizmeye devam etti.

Rusya'da yeni uygulama: Ya Rus vatandaşlığı al ya da vatanından git Haber

Rusya'da yeni uygulama: Ya Rus vatandaşlığı al ya da vatanından git

Rusya'nın işgal altındaki Ukrayna topraklarında, 5 Şubat 2025 itibarıyla "kontrollü kişiler listesi" adı verilen yeni bir kayıt sistemi devreye girecek. İşgalci yönetimin açıklamasına göre bu sisteme, Rusya'da yasa dışı olarak bulunan ve sınır dışı edilmesi gereken yabancılar ile vatansız kişiler kaydedilecek. Öte yandan bu uygulama ile işgal altındaki topraklarda yaşayan ve Rus vatandaşlığı almak istemeyen kişiler hedef alınacak. Kırım Tatar Kaynak Merkezi, 6 Ocak 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, işgalci Kremlin yönetiminin Kırım dahil Rus işgali altındaki Ukrayna topraklarında, 5 Şubat 2025 itibarıyla "kontrollü kişiler listesi" adı verilen yeni bir kayıt sistemi başlattığını duyurdu. Söz konusu kayıt sistemi yürürlüğe girdikten sonra, Rusya'da yasa dışı olarak bulunan ve sınır dışı edilmesi gereken yabancılar ve vatansız kişiler ya Rusya'dan ayrılmak ya da Rusya’da kalabilmek için yasal bir dayanak edinmek zorunda kalacak. RUS VATANDAŞLIĞI DAYATMAK İÇİN BİR BASKI ARACI DAHA İşgalci yönetim, bu uygulama ile Rus işgali altındaki Ukrayna topraklarında yaşayan ve Rus vatandaşlığına geçmek istemeyen kişileri Rus vatandaşlığı almaya zorlayacak. Çünkü işgalcilerin yasalarına göre işgal altındaki topraklarda yaşayan ve Rusya vatandaşlığına geçmeyi kabul etmeyen Ukrayna vatandaşları da güya “Rusya'da yasa dışı olarak bulunan” kişiler olarak kabul ediliyor. İşgalcilerin açıklamasına göre bir kişi, "kontrollü kişiler listesine” dahil edildikten sonra Rusya İçişleri Bakanlığı, bu kişinin coğrafi konumlarını izleyebilme hakkına sahip olacak. Ayrıca listeye dahil edilen kişiler; bankacılık hizmetlerini kullanamayacak, emlak kaydı yaptıramayacak, araç kullanamayacak ve evlenemeyecek. RUSYA İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARDA YAŞAYANLARA ZORLA VATANDAŞLIK DAYATIYOR Kırım’ı 2014 yılında işgal altına alan Rusya Federasyonu, kısa süre içerisinde Ukrayna vatandaşlarını zorla Rus vatandaşlığına geçirme sürecini başlattı. Kırım'da zorla vatandaşlık dayatılması süreci, yerel nüfus üzerinde kontrol sağlamak için kullanılan ilk ve en önemli araçlardan biri haline geldi. Rus pasaportu almayı reddeden Kırım sakinleri; iş bulma, ikamet kaydı yaptırma ve sağlık sigortasından yararlanma gibi olanaklardan mahrum bırakılıyor. Ayrıca, Rus pasaportunun reddedilmesi; düzmece davalarla suçlu duruma düşürülme, zorla kaçırılma ve işkencelere yol açıyor.  İşgal altındaki Donetsk, Lugansk, Herson ve Zaporijjya bölgelerinde de aynı politika sürdürülüyor.

Rusya, Kırım üzerindeki kontrolünü kaybediyor! Haber

Rusya, Kırım üzerindeki kontrolünü kaybediyor!

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli düşünce kuruluşu Savaş Çalışmaları Enstitüsü (ISW) tarafından düzenli olarak yayımlanan Ukrayna-Rusya Savaşı temalı raporda Rusya'nın işgal altındaki Kırım üzerindeki kontrolünü kaybettiği analizi yapıldı. ISW'nin 2 Ocak 2025 tarihinde yayımladığı "Rusya'nın Saldırı Harekatı Değerlendirmesi" başlıklı raporda, analistler Kırım'da imha edilen Rus helikopterlerini ve sonuçlarını değerlendirdi. UKRAYNA, RUSYA'YI KIRIM'DA ZAYIFLATMAYA DEVAM EDİYOR Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Başmüdürlüğüne bağlı “Group 13” adlı özel birliğin 31 Aralık 2024 tarihinde Rus işgali altındaki Kırım yakınlarında gerçekleştirdiği operasyonu inceleyen ISW analistleri, "Ukrayna'nın Karadeniz'deki artan saldırı yeteneklerinin büyük olasılıkla, işgal altında bulunan Kırım üzerindeki Rus kontrolünü tehdit edeceği" değerlendirmesinde bulundu. Raporda ayrıca, "Ukrayna saldırıları, işgal altındaki Kırım'daki Rus operasyonlarını zayıflatmaya devam ediyor" ifadelerine yer verildi. UKRAYNA, İDA İLE KIRIM YAKINLARINDA BİR RUS HELİKOPTERİNİ DÜŞÜRDÜ Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Başmüdürlüğünden 31 Aralık 2024 tarihinde yapılan açıklamada, “Group 13” adlı özel birliğin Rus işgali altındaki Kırım yakınlarında gerçekleştirdiği operasyona ilişkin bilgi verildi. Ukrayna askerlerinin tarihte ilk kez Magura V5 insansız deniz aracına yerleştirilen füze ile bir hava hedefini düşürdüğü belirtilen açıklamada şu ifadelerine yer verildi: Karadeniz’de geçici olarak işgal altında bulunan Kırım'ın Tarhankut Burnu yakınlarında yaşanan çatışmalar sırasında Magura V5 insansız deniz aracına yerleştirilen P-73 SeeDragon füzelerinin kullanılması sonucu bir Rus Mi-8 helikopteri imha edildi. Ayrıca çatışmada bir Rus helikopterinin daha isabet aldığını ancak hava üssüne ulaşmayı başardığı kaydedildi. Ukrayna askerî istihbaratından dünyada bir ilk. Ukrayna, Rus işgali altındaki Kırım yakınlarında Magura V5 insansız deniz aracına yerleştirilen füze ile Rusya'ya ait bir askerî helikopteri düşürdü. pic.twitter.com/hFMdJwHtRY — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) December 31, 2024

Putin, işgal altındaki Ukrayna toprakları üzerinde çevre yolu yapmayı planlıyor! Haber

Putin, işgal altındaki Ukrayna toprakları üzerinde çevre yolu yapmayı planlıyor!

Rusya'nın savaş suçlusu devlet başkanı Vladimir Putin'in 2024 yılını değerlendirdiği, halktan ve gazetecilerden gelen sorulara yanıt verdiği basın toplantısı 19 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşti. Putin, toplantıda Ukrayna'nın işgal altındaki bölgelerini Rusya topraklarıyla bağlayan ve  Azak Denizi kıyılarını çevreleyen bir çevre yolu inşa etme planlarından bahsetti. YOLUN BİR KISMI TAMAMLANMIŞ! Putin, yapılması planlanan yolun; Rusya'nın Rostov bölgesinden ve Ukrayna'nın işgal altındaki Donetsk, Zaporijjya, Mariupol, Melitopol ve Geniçesk kentlerinin topraklarından geçerek, Rusya'nın 2014'ten bu yana işgal altında tuttuğu Kırım'daki Canköy'e kadar uzanmasını hedeflediklerini belirtti. Ukrayna'nın bölgedeki iradesini yok sayarak hareket eden Putin, aynı zamanda Rusya'nın Taganrog şehrini Mariupol'a bağlayan 40 kilometrelik bir bölümün tamamlandığını öne sürdü.  KIRIM'A YENİ DEMİR YOLU İNŞASI PLANI Ayrıca Putin, liman kenti Rostov'u işgal altındaki Kırım'a bağlayan bir demir yolu inşa edildiğini de duyurdu. Demir yolunun rotasının ise işgal altındaki Donetsk, Mariupol ve Zaporijjya bölgesindeki Berdyansk'tan geçtiği iddia edildi. Putin, bu yolun Kerç Köprüsü'ne alternatif olmasının hedeflendiğini kaydetti. Rusya, Kırım Yarımadası'nı işgal ettikten sonra Kerç Boğazı üzerinde yasa dışı bir şekilde Kerç Köprüsü'nü (Kırım Köprüsü) inşa etti ve Ukrayna'ya karşı topyekun saldırı ve işgal girişimi sırasında lojistik ve askeri sevkiyatı buradan sağlıyor. Ukrayna'nın köprüyü işlevsiz kılmak için gerçekleştirdiği başarılı operasyonlardan sonra; Rus işgal güçleri gemilerle orduya yakıt ve silah taşımaya devam ediyor.

AB’den net mesaj: Kırım’ın yanındayız! Haber

AB’den net mesaj: Kırım’ın yanındayız!

Avrupa Birliği (AB) kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen tek organ olma hüviyetine sahip olan Avrupa Parlamentosu (AP), 18 Aralık 2024 tarihinde geçici olarak Rus işgali altında olan Kırım’daki insan hakları durumunu ele almak için Strazburg’da toplandı. AP üyelerinin; insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ihlalleri vakaları üzerine konuşmalar yaptığı oturumda, Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Sivastopol) şehrinin Rusya Federasyonu tarafından işgalinin 11. yılı ve işgal altındaki Kırım'da kötüleşen insan hakları durumu tartışıldı. AVRUPA BİRLİĞİ, KIRIM HALKININ KADERİNE IŞIK TUTMALIDIR Tartışmanın ilk konuşmasını Avrupa Halk Partisi Grubu (Hristiyan Demokratlar) Milletvekili Michael Gahler gerçekleştirdi. Gahler sözlerine, “Bir zamanlar Ukrayna’da özerk bir Kırım Cumhuriyeti vardı. 1991 yılında yapılan bağımsızlık referandumunda Kırım'da yaşayanların çoğunluğu da Ukrayna'nın bağımsızlığı lehinde oy kullandı. Kırım Tatarları kendi yasal temsiliyetlerine sahipti. Tüm bunlar Rusya'nın Kırım Yarımadası'nı yasa dışı işgali ve ardından ilhakı ile dramatik bir şekilde değişti.” ifadelerini kullanarak başladı. Konuşmasının devamında Gahler, Kırım’ın işgal altına girdiği 2014 yılından bu yana, Kırım’da hukukun üstünlüğü, temel insan hakları, uluslararası sözleşmeler ve Kırım Tatarlarının meşru temsiliyetinin göz ardı edildiğini vurguladı. Gahler ayrıca, Kırım Tatarlarının vatanlarından ayrı kalmasını dayanılmaz olarak nitelendirerek, “Ancak daha da önemlisi meşru haklarını talep ettikleri için zulme uğrayan bireylerin kaderine de ışık tutmaktır.” dedi. “İŞGALCİ RUSYA GERÇEKLERİN BİLİNDİĞİNİ BİLSİN” Öte yandan Gahler, işgal altındaki Kırım’da, düzmece bir dava çerçevesinde 7 yıl hapis cezasına çarptırılan Kırımlı aktivist, yurttaş gazeteci ve siyasî tutsak İrına Danılovıç, Rus işgalcilerin Kırım Tatarlarına baskı uygulamak amacıyla kurguladığı sözde “Hizb-ut Tahrir Davası” çerçevesinde 12 yıl hapis cezasına mahkûm edilen Tofik Abdulgaziyev ve yine “Hizb-ut Tahrir Davası” çerçevesinde 12 yıl hapis cezasına mahkûm edilen Amet Süleymanov gibi siyasî tutukluların isimlerinin kayıtlara geçmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: Böylece saldırgan ve zalim, onları tanıdığımızı bilsin. Derhâl ve koşulsuz olarak onların serbest bırakılmalarını talep ediyor ve 2014 yılında Kırım'da Ukrayna'ya karşı başlayan büyük işgal kapsamında devam eden Rus eylemlerini kınıyoruz. "KIRIM TATARLARI YENİ SÖMÜRGECİLİĞİN NESNESİ OLMUŞTUR" Genel kurulda bir diğer söz alan isim Avrupa Parlamentosundaki Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu Milletvekili Raphael Glucksmann oldu. Glucksmann, Kırım’ın Rus sömürgeciliğinin yayılması için bir laboratuvar olduğunu söyleyerek, “Kırım’ın her zaman Rusya'nın bir parçası olduğunu iddia edenler, tarihi yeniden yazmakta kararlı olan emperyalist bir rejimin propagandasını tekrarlamaktan başka bir şey yapmamaktadır. Ve bu silme işlemiyle sistematik olarak silinen bir halk varsa, o da Çarlar tarafından ezilen, Stalin tarafından sürgün edilen, Stalin tarafından zulme uğrayan yerli bir halk olan Tatar halkıdır. Kırım Tatarları yeni sömürgeciliğin nesnesi olmuştur.” ifadelerini kullandı. RUSYA’YA YAPTIRIM ÇAĞRISI Glucksmann ayrıca, Kırım Tatarlarının var olma mücadelesinin sistematik olarak Ruslaştırılmaya çalışılmalarına rağmen sürdüğünü kaydederek, Rusya için yaptırım çağrısı yaptı. Glucksmann, Avrupa Birliği’nin (AB) Kırım Tatarlarına inandığını vurguladı ve Avrupa’ya saldıran emperyalist Rusya’ya karşı hiçbir şekilde teslim olunmayacağının altını çizerek sözlerini sonlandırdı. RUSYA SOVYETLERİN İZİNDEN GİDİYOR Avrupa Muhafazakârlar ve Reformistler Grubu Milletvekili Arkadiusz Mularczyk tartışmada yaptığı konuşmada, Rusya’nın Sovyetlerin izinden gittiğini belirtti. Mularczyk ayrıca konuşmasında, Rusya ile Kuzey Akım Anlaşması’nın imzalayan Almanya’yı eleştirerek, “Polonya Rusya'yı çok iyi tanıyor. Biz zaten saldırgan politikaların farkındayken Almanlar neden Putin ile anlaşmalar yapıyordu? Neden Kuzey Akım'a ticari bir girişim diyorlardı? Neden bu kadar çok siyasî grup Alman politikalarını destekliyordu? Kâr insan haklarından, barıştan daha mı önemliydi? Bu soruya siz kendiniz yanıt vermelisiniz.” ifadelerini kullandı. "KIRIM HER ŞEYDEN ÖNCE TATAR'DI" Tartışmada konuşma yapan Avrupa'yı Yenile Grubu (Renew Europe Group) Milletvekili Bernard Guetta sözlerine; Rusya’nın ve yandaşlarının Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu söylemesine rağmen, Kırım’ın her şeyden önce Tatar olduğunu vurgulayarak başladı. "Kırım her şeyden önce Tatar'dı" diyen Guetta, bununla beraber Kırım’ın Ukrayna ile bağımsızlığına kavuştuğunu ve Kırım’ın Ukrayna’nın uluslararası kabul görmüş sınırları içerisinde yer aldığını belirtti. Ukrayna'nın Kırım'la birlikte bağımsızlığına kavuştuğunu anımsatan Guetta, uluslararası hukukun tartışılamaz olduğunun altını çizdi. “HER ŞEY BURADA BAŞLADI VE BURADA BİTMELİ” Yeşiller ve Avrupa Özgür İttifakı Milletvekili Nicolae Stefanuta sözlerine, “Küçük bir çocukken evinizden uzak bir ülkeye kaçırıldığınızı hayal edin. Arkadaşlarınızın ve ailenizin sadece yarısı bu yolculuktan sağ kurtuldu. 50 yıl sonra geri döndüğünüzde, bu kez torunlarınızla birlikte bir kez daha evinizden zorla çıkarılıyorsunuz. Binlerce Kırım Tatarının başına gelen de tam olarak bu çünkü bir kültürü yok etmenin en kolay yolu, liderlerini, düşünürlerini, sanatçılarını ortadan kaldırarak onları kendi varlıklarından şüphe eder hâle getirmektir.” ifadeleriyle başladı. Stefanuta konuşmasının devamında, Kırım’da yaşanılanların aynı zamanda Putin'in tüm Ukrayna'ya dayatmak istediği baskı, etnik temizlik ve tarihi silme türünün de şablonu olduğunu vurguladı. Öte yandan Kırım işgal edildiğinde Avrupa’nın harekete geçmekte başarısız olduğunu hatırlatan Stefanuta, “Her şey burada başladı ve burada da bitmeli.” dedi. SİYASÎ TUTUKLULAR İÇİN ÇAĞRI Tartışmada konuşan Avrupa Halk Partisi Grubu Milletvekili Davor Ivo Stier, Rusya’nın Kırım’da uluslararası hukuka göre bir savaş suçu olan etnik arındırma politikalarını sistematik olarak uyguladığını belirtti. Konuşmasında ayrıca siyasî tutuklulara değinen Stier, AP'nin tüm siyasî tutukluların derhâl serbest bırakılmasını ve tüm sorumluların adalete teslim edilmesini talep etmesi yönünde çağrı yaptı. Ayrıca Stier, uluslararası toplumun Rusya’nın Kırım’ın işgaline yönelik girişimleri tanımaması gerektiğini vurguladı ve uluslararası toplumu Ukrayna’nın toprak bütünlüğü konusunda ısrarcı olmaya çağırdı. AVRUPA BİRLİĞİ'NE ÇAĞRI AP kürsüsünde konuşma yapan Avrupa'yı Yenile Grubu Milletvekili Petras Austrevicius, Rusya’nın Kırım Tatarlarını Sovyetler’in İçişleri Halk Komiserliği (NKVD) tarzında bir kovuşturma ile tutsak ettiğini belirterek, “Viktor Orban’ın (Macaristan Başbakanı) hâlâ çağrıda bulunmaya devam ettiği gerçek Putin budur.” dedi. Bununla beraber Austrevicius AB'ye; Yolsuzlukla Mücadele Vakfının listesinde yer alan 7 bin ve daha fazla kişinin tamamının Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının sorumluları arasına dâhil ederek, Moskova üzerindeki baskıyı arttırma çağrısını yaptı. “ZAMANIMIZI BOŞA HARCIYORUZ; ZELENSKIY’E SİLAH VERİN” Tartışmanın dikkat çekici konuşmalarından biri Egemen Milletler Avrupası Grubu Milletvekili Petras Grazulis tarafından gerçekleştirildi. Konuşmasında Ukrayna ve Kırım’ın işgal altında olduğunun hâlihazırda bilindiğini vurgulayan Grazulis, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy’e (Volodimir Zelenski) destek ve askerî teçhizat desteği yapılmasının ve silahların kullanılması için izin verilmesinin daha önemli olduğunu söyledi. KIRIM TATAR ÇOCUKLARI ZORLA EVLAT EDİNDİRİLİYOR Avrupa Halk Partisi Grubu Milletvekili Alice Teodorescu Mawe, Ukrayna topraklarının işgalinin 2014 yılında başladığını söyleyerek konuşmasına başladı. Geçen on yıl boyunca Rusya’nın Kırım Tatar çocuklarını yeniden eğitim ve evlat edinme merkezleri olarak adlandırılan yerlere zorla götürdüğünü belirten Mawe, Kırım Tatar çocuklarının siyasî olarak yeniden eğitilmeleri için aktif olarak çalışan bu tür 43 merkezin olduğunu kaydetti. “PUTİN’İN ANLADIĞI DİLDEN KONUŞULMALIDIR” Mawe, “Tüm bunları, infazları, tecavüzleri, sivil hedeflerin acımasızca bombalanmasını bir araya getirdiğinizde, küresel kurallara dayalı düzene karşı mücadelede taş üstünde taş bırakmayacak bir düşmanın bileşik resmini elde edersiniz.” ifadelerini kullanarak, sözlerine şu şekilde devam etti: Batı'da pek çok kişi 2008'de Gürcistan'ın işgalini ve 2014'te Kırım'ın işgalini göreli olarak değerlendirdi. Ve Batı'da hâlâ pek çok kişi Putin'in tepkisinden korktuğumuz için gerilimi tırmandırmaktan kaçınmamız gerektiğine inanıyor. Ben ise tam tersini düşünüyorum. AB de dâhil olmak üzere dünyanın geri kalanı 2008'de ya da Rusya'nın topraklarını genişletmek amacıyla uluslararası hukuku çiğnediği 2014'te Rusya'ya karşı daha güçlü bir tepki vermiş olsaydı, o zaman kararlı bir şekilde hareket etmiş olsaydık, bence 2022'nin tam ölçekli işgalinden kaçınabilirdik. O zaman Gürcüleri yüzüstü bıraktık, o zaman Ukraynalıları yüzüstü bıraktık. Bu hata tekrarlanmamalıdır. Rusya derhâl ve koşulsuz olarak teslim olmalıdır. İşgal ettiği toprakları geri vermeli, tüm çocukları ve siyasî tutukluları serbest bırakmalı ve kurbanlar için tazminat sağlamalıdır. Putin sadece kaba kuvvetten anladığı için bu taleplerin arkasında durmalı ve sözümüzün arkasında durmalıyız. RUSYA’YA KARŞI SAVAŞILMASI GEREKİYOR Avrupa'yı Yenile Grubu Milletvekili Helmut Brandstatter ise, Avusturyalı şirketler de dâhil olmak üzere pek çok Avrupalı şirketin Putin ile iş yapmaya devam ettiğini belirterek, “Şimdi bunun hakkında konuşmalıyız, bunu anlatmalıyız çünkü Rus gazının kokmadığını söylediler. Evet, kokuyor, barut gibi kokuyor.” dedi ve Putin’i yatıştırmanın mantıklı olmadığını vurgulayarak, savaşılması gerektiğinin altını çizdi. "RUS YARGIÇLAR DA SANIK SANDALYESİNE OTURTULMALIDIR" Tartışma sonrasında söz alan Avrupa'yı Yenile Grubu Millletvekili Dainius Zalimas, Rusya Anayasa Mahkemesi yargıçlarının 2014 yılında Ukrayna toprağı olan Kırım’ın işgaline izin verdiği sözde kararı anımsatarak, “Sözde Rus yargıçların hesap verebilirliği de yol gösterici ilkelerimiz arasında yer almalıdır. Her şeyden önce, sözde Anayasa Mahkemesi yargıçları, Rusya Federasyonu'nun siyasî ve askeri liderliği ile birlikte saldırganlık suçundan sanık sandalyesine oturtulmalıdır.” ifadelerini kullandı. KIRIM’DA VERİLEN RUS PASAPORTLARI AB TARAFINDAN TANINMAYACAK Tartışmanın kapanış konuşmalarını ise, Avrupa Halk Partisi Grubu Milletvekili Jessica Roswall gerçekleştirdi. Roswall sözlerine, AB’nin Rusya’nın Kırım’ı uluslararası hukuka aykırı olarak işgal altına almasını asla tanımayacağını vurgulayarak başladı. AB’nin Rusya’ya uyguladığı diplomatik baskıların, yaptırımların ve kısıtlamaların artacağının haberini veren Roswall, Kırım’da verilen Rus pasaportlarının da AB tarafından tanınmayacağını da belirtti. AB KIRIM’IN YANINDA Bununla beraber Kırım'da yaşanılanların kabul edilemez olduğunu vurgulayan Roswell, Rusya’nın; Ukrayna kültürünü ve kimliğinin bastırılması ve medya sansürü yoluyla Kırım halkının Ruslaştırmaya zorladığını kaydederek, başta sağlık durumu kritik olanlar olmak üzere, tüm siyasî mahkumların derhâl serbest bırakılması çağrısında bulundu. Konuşmasının devamında Kırım Tatarlarına seslenen Roswell, “Tüm Kırımlılara ortak mesajımız açıktır. AB sizin yanınızdadır!” ifadelerini kullandı. GENEL KURULDA GERİLİM! Öte yandan oturumda; Egemen Milletler Avrupası Grubundan Rus yanlısı parlamenter Petar Volgin ile Avrupa Halk Partisi Grubu Milletvekili Tomas Zdechovsky arasında gerilim yaşandı. Volgin, Kırım’ın tarihsel süreçte her zaman Rusya’ya ait olduğunu yönündeki yalan Rus propagandasını kürsüden dile getirdi. Zdechovsky ise bu iddialara ithafen, “Volgin, 21. yüzyılda birilerinin Rus propagandası tarafından yayılan iki yalana inanacağını mı düşünüyorsunuz?” dedi ve Volgin’in sözlerini net bir dille reddetti.

Bayar: Putları Putin'e ibadetten öte bir uğraş değil Haber

Bayar: Putları Putin'e ibadetten öte bir uğraş değil

Rus işgali altındaki Kırım'ın Akmescit (Simferepol) kentinde, işgalciler tarafından "Kırım Tatar Temsilciler Kongresi" başlığıyla bir etkinlik tertip edildi. Kremlin kontrolündeki Fevzi Yakubov Kırım Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesinde tertip edilen kongrede Rus işgalcilerle iş birliği yapan ve 250 kişiden oluşan sözde yerel yönetim konseyleri üyeleri yer alırken ayrıca Rusya Dışişleri Bakanlığı, Federal Ulusal İşler Ajansı temsilcileri, Devlet Duması, sözde Herson Bölgesel Duması milletvekilleri ve Rusya Federasyonu'ndan delegeler katıldı. Söz konusu kongrede sözde temsilciler, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan'ı işgal altındaki Kırım'a davet ederek, haksız yere alıkonunlan siyasî mahkûmları gözardı etti ve sosyal yaşantının normal olduğunu ileri sürdü. Ayrıca çağrıda, Ankara'ya gelerek Kırım'ın durumunun bizzat Erdoğan'a anlatılacağı iddia edildi. Düzenlenen etkinliği ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan'a yönelik Kırım'ı ziyaret çağrısını, Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri ve Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi Genel Başkan Vekili Av. Namık Kemal Bayar, Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi. "SUÇLULARIN ARSIZLIĞINDAN BAŞKA BİR ŞEY OLARAK YORUMLAMAMAK GEREKİR" Türkiye Cumhuriyeti'nin Kırım'ın işgali konusunda kararlı tavrının ve görüşünün 2014 yılında başlayan işgalin ilk gününden bugüne belli olduğunu ve değişmediğini belirten Av. Namık Kemal Bayar, "Rusya’nın uluslararası hukuku hiçe sayarak başlattığı işgal barbarlığın üzerinden geçen 10 yıl zarfında Kırım'da gerçekleşen hiç bir seçim, referandum ya da başka sözde oylama mizansenleri ne Birleşmiş Milletler, ne Avrupa Birliği ne de altını çizerek belirtelim Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından tanınmamış ve tanınmayacaktır." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin, tüm medenî ve hukuka saygılı devletlerle birlikte Ukrayna'nın uluslararası hukuk tarafından tanınmış toprak bütünlüğü ve egemenliği sağlanana kadar da bu tavır ve siyasetini devam ettirme kararlılığını her fırsatta vurguladığını anımsatan Bayar, "Hukuksuz, yasa dışı sözde demokrasi komedyaları ile seçildiğini ifade ederek kendilerini sözde Kırım milletvekilleri ya da delegeleri olarak adlandıran bir takım ne ve kim olduğu belirsiz(!) şahısların Türkiye Cumhuriyeti'ne zaman zaman yaptığı bu gibi çağrılar oluyor ve kendi aralarında toplanıp Rusya adlı terör örgütünün suçlarına nasıl katkıda bulunacakları hakkında görüşüyorlar. Bir hukuk devleti olan Türkiye'yi suçlarına ortak olmaya davet etmeleri ise bu suçluların arsızlığından başka bir şey olarak yorumlamamak gerekir." şeklinde konuştu. "Rusya, Kırım'a bir kuruşluk yatırım yaptı ise bu Kırım'ı askerî bir üs haline getirmek ve Türkiye'ye tehdidini arttırmak için yaptı. Kırım Tatarlarına bugüne kadar bizim şahit olduğumuz tek bir katkısı da yok." diyen Bayar, sözlerini şöyle sürdürdü: Var ise de bu 1944 Sürgün ve Soykırımı'nda işlediği suçun tazmininin milyarda biri mesabesinde bile değildir. Üstelik son 10 yılda Kırım'dan sürgün ettiği 40 bin Kırım Tatarı da bu suçuna ve tazmin yükümlülüğüne ilave getirmiştir. Haberde bahsi geçen sahtekar milletvekillerinin Rusya ve terör elebaşısı Putin'in yalanlarını yayma gayretleri beyhude ve abes bir çabadır. Rusya’nın her gün kaybettiğini bir yolla kapatma, suça ortak olma gayretinden ibarettir. Putları Putin'e ibadetten öte bir uğraş değildir.

Kırım'da insan hakları durumu: Rus işgali altında süregelen baskı ve zulüm artıyor Haber

Kırım'da insan hakları durumu: Rus işgali altında süregelen baskı ve zulüm artıyor

10 Aralık tarihi, tüm dünyada İnsan Hakları Günü olarak kabul ediliyor. Rusya tarafından işgal edilen Kırım, 2014 yılından bu yana sistematik insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir bölge haline geldi. Rusya 24 Şubat 2022’te Ukrayna’ya karşı geniş çaplı işgal saldırısını başlatınca Kırım Yarımadası’ndaki insan hakları durumu daha da kötüleşti; baskı, zulüm ve işkenceler benzeri görülmemiş bir boyuta ulaştı. Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Kırım İnsan Hakları Grubu Koordinatörü Olga Skrıpnık, neredeyse 11 yıldır Rus işgali altında bulunan Kırım’daki insan hakları durumunu değerlendirdi. 2022'DEN SONRA BASKILAR ARTTI VE İŞKENCELER YAYGINLAŞTI Araştırmacı Olga Skrıpnık, “Dinamik değişmedi; Kırım'da insan hakları durumu sürekli kötüleşiyor. Rusya, bir saldırgan olarak insan haklarını sistematik olarak ihlal ediyor. 2022 yılından itibaren, siyasi güdümlü ceza davalarının sayısındaki keskin artışa, işkence vakalarının ise işgalci güçler için bir norm haline gelmesine tanık oluyoruz. İnsanlar, özellikle sözde 'devlete ihanet' veya casuslukla ilgili davalarda, fiziksel ve psikolojik baskı altında itiraflar yapmaya zorlanıyorlar" değerlendirmesini yaptı. Kırım’da yaklaşık 110’u Kırım Tatarı olmak üzere en az 220 Ukrayna vatandaşının düzmece siyasi davalar çerçevesinde Rusya tarafından alıkonulduğunu belirten insan hakları savunucusu, “Sistem, herhangi bir farklı düşünceyi bastırmak için çalışıyor. Çoğu durumda, itirafları zorla almak için işkence kullanılıyor" şeklinde konuştu. KADINLARA KARŞI AÇILAN DAVALARIN SAYISINDA ENDİŞE VERİCİ ARTIŞ Kırım'da son yılların en endişe verici eğilimlerinden birinin kadınlara yönelik baskılar olduğunu aktaran Skrıpnık, “Kadınlara karşı açılan ceza davalarının sayısında bir artış gözlemliyoruz. Örneğin, Galına Dovgopolova 'devlete ihanet' suçundan mahkûm edildi, İrina Danılovıç ise sözde silah bulundurma suçlamasıyla düzmece bir dava çerçevesinde tutuklandı. Bunlar, Rusya yönetiminin baskı makinesini kadınlara karş nasıl kullandığının sadece birkaç örneğidir" dedi. Kısa zaman önceki baskıları hatırlatan Skrıpnık, ağustos ayından ekim ayının başına kadar Akyar’da (Sivastopol) 3 kadının alıkonulduğunu aktararak, “Bu kadınların hepsi, Kırım’ın işgaline karşı çıkan aktivistlerdi. İşgalciler onlara karşı düzmece davalar açtı. Bu davalara Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) bakıyor.” ifadelerini kullandı. YURTTAŞ GAZETECİLER VE DİN ADAMLARI İŞGALCİLERİN HEDEFİNDE İşgal yönetiminin bir başka hedefinin yurttaş gazeteciler olduğunu belirten insan hakları aktivisti, “En az 18 yurttaş gazeteci halihazırda Rusya tarafından düzmece davalar çerçevesinde alıkonuluyor. Bunların çoğunu, işgal güçlerinin gerçekleştirdiği yasa dışı baskın, aramalar ve insan kaçırmaları dünyaya duyuran Kırım Tatarlarıdır” değerlendirmesini yaptı. Ayrıca Skrıpnık, işgalcilerin din adamlarına baskı uyguladığını belirtti. Baskıların önemli bir kısmının, “Yehova Şahitleri'ne” yönelik olduğunu kaydederek; Rusya’nın bu grubun faaliyetlerini yasakladığını şimdi ise “terörizm” suçlamalarıyla kişilere baskı uyguladığını anlattı. Bununla birlikte insan hakları savunucusu, Rus işgal yönetiminin Kırım Tatar imamlarına sık sık baskı uyguladığına dikkat çekti. RUSYA, SİYASİ TUTSAKLARI KASITLI OLARAK TEDAVİ ETMİYOR En büyük sorunlardan birinin siyasi tutsaklara sağlık bakımının sağlanmaması olduğunu kaydeden Skrıpnık, şu ana kadar en az 2 siyasi tutsağın gerekli tıbbi bakım sağlanmadığı için Rus esaretinde hayatını kaybettiğini hatırlattı. “Cemil Gafarov, Rus tutukevinde hayatını kaybetti, oysa onun durumu, Rusya yasalarına göre bile tutuklu kalmasına uygun değildi. Kalp ameliyatına ihtiyacı olan Kostyantın Şıring, tedavi edilmemesi nedeniyle hayatını kaybetti" şeklinde konuşan Skrıpnık, halihazırda Rusya tarafından alıkonulan onlarca Kırımlı siyasi tutsağın sağlık sorunları yaşadığını kaydetti. İnsan hakları aktivisti, bu kişilerden bazılarının durumunun kritik olduğunu ancak Rusya’nın yine de onlara kasıtlı olarak tedavi sağlamadığını belirtti. İŞGALCİLER, KIRIMLILARI RUS ORDUSUNDA HİZMETE ZORLAYARAK ULUSLARARASI HUKUKU İHLAL EDİYOR İşgalcilerin Kırım’da yürüttüğü yasa dışı zorunlu askere alma kampanyasının, Rusya’nın işlediği savaş suçlarından biri olduğuna dikkat çeken insan hakları savunucusu şu şekilde konuştu: 2022 yılına kadar, Rusya yılda iki kez askere çağırma kampanyaları yürütüyordu. Öte yandan bu uygulama uluslararası insancıl hukuk tarafından yasaklanmıştır. 2022 yılından sonra Putin, Eylül 2022'de ek bir seferberlik süreci başlattı. Bu, kısmi seferberlik olarak da biliniyor; bu durumda, genel askerlik yaş sınırından daha yaşlı erkekler ve 60 yaşına kadar olan tüm erkekler seferber edilebiliyor. 2022'de kanser hastalığı olan kişilerin orduya alma girişimlerini kaydettik. Ayrıca, Kırım Tatarlarının yoğun yaşadığı yerleşim yerlerinde baskınlar yapıldı. Baskınlarda alıkonulan Kırım Tatar erkeklerini seferber etmeye çalıştılar. Şu anda seferberlik ile ilgili tüm veriler, Rusya tarafından gizleniyor. Son dönemde işgalcilerin, uygulamaya 2022 yılında konulan “Rus ordusunun itibarını zedeleme” maddesini sık sık baskı uygulamak için kullandığını kaydeden Skrıpnık, bu suçlamalar çerçevesinde Kırım’da şimdiden 800’den fazla idari davanın açıldığını aktardı. BAĞIMSIZ AVUKATLARA BASKI UYGULANIYOR Siyasi tutsakları savunan avukatların da işgalcilerin baskısı altında olduğunu vurgulayan Skrıpnık şöyle konuştu: Kırım'da zaten çok az sayıda bulunan bağımsız avukatlara yönelik zulüm de artıyor. Bunlar siyasi tutukluları savunan avukatlardır. Ya lisansları ellerinden alınıyor ya da haklarında dava açmaya çalışıyorlar. Bu uygulama son dönemde arttı. Bu nedenle genel olarak durum daha da kötüleşiyor. "KIRIM İŞGAL ALTINDA KALDIĞI SÜRECE DURUM DEĞİŞMEYECEK" Kırımlı siyasi tutsakların iade edilmesi konusunu değerlendiren insan hakları savunucusu, işgal dönemi boyunca sadece 10 Kırımlı siyasi tutsağın Rus esaretinden kurtarıldığını kaydederek şunları söyledi: Olumsuz eğilimlere rağmen küçük başarılar var. 2024 yılında Kırım Tatar Milli Meclis Başkan Yardımcısı Nariman Celal ve Leniye Umerova esaretten kurtarıldı. Elbette Kırım işgal altında kaldığı sürece durum iyileşmeyecek. Çünkü Rusya hiçbir zaman insan haklarını korumamıştır; her türlü anlaşmayı ve tüm uluslararası anlaşmaları hiçe sayan bir devlettir.

Kırım'da Rus ordusuna katılmayanlara ceza yağıyor! Haber

Kırım'da Rus ordusuna katılmayanlara ceza yağıyor!

2014 yılından bu yana işgal altında olan Kırım'da, Rus ordusuna katılmak istemeyen kişilere karşı ortaya konulan baskılar devam ediyor.  24 Şubat 2022'de Ukrayna'da topyekun savaş başlatan Rusya, işgal ettiği Kırım'da yasa dışı askere alma faaliyetleri ile savaş suçu işliyor. Bu kapsamda; Kırım’daki insan hakları ihlallerini takip ederek kamuoyuna duyuran "Mahkeme: Kırım Bölümü" adlı kuruluş, topyekûn savaşın başından beri Kırım’da Rus ordusuna katılmak istemeyenlere karşı; işgalci yönetimin, 260'tan fazla yasa dışı "mahkeme kararına" imza attığını açıkladı. İnsan hakları savunucuları; söz konusu bilgileri, yarımadada gerçekleşen sözde kovuşturmalar kapsamındaki karar belgelerinden derledi. 1000 GÜNDE 260'TAN FAZLA KARAR! Bu çerçevede yapılan bilgilendirmede, "Tam ölçekli savaşın sürdüğü 1000 gün içinde, işgal edilen Kırım'daki 'mahkemeler', yürütülen askere alma kampanyasına katılmayanlara 260'tan fazla yasa dışı hüküm verdi" açıklaması yer aldı. Diğer yandan, işgalci kolluk kuvvetleri tarafından Kırım’daki yasa dışı Rus mahkemelerine, her dört günde bir sözde orduya katılmak istememe suçlaması çerçevesinde açılan "ceza davaları" gönderildiği belirtildi. Ayrıca, sadece 6 dosyada ise sözde mahkemelerin ret kararı verdiği aktarıldı. RUSYA, ULUSLARARASI HUKUKU HİÇE SAYIYOR! Aynı zamanda bilgilendirmede Rusya'nın ihlal ettiği uluslararası kabul gören sözleşmelere de yer verildi. Açıklamada, "Savaş Zamanında Sivil Kişilerin Korunmasına İlişkin Cenevre Sözleşmesi'nin 51. maddesi, askeri birliklerin işgal altındaki topraklarda yaşayanlardan oluşmasını yasaklıyor. Roma Statüsü'nün 8. maddesi, vatandaşları işgalci ülkenin silahlı kuvvetlerinde hizmet etmeye zorlamayı savaş suçu olarak kabul etmektedir. Bu tür davalarda kararı veren askeri komiserler ve müfettişlerin yanı sıra Kırımlı hakimler de bu suçlara iştirak etmektedir" ifadeleri kullanıldı. KIRIM TATARLARININ ANA VATANI RUS İŞGALİ ALTINDA Kırım, 26 Şubat 2014 tarihinden bu yana Rusya tarafından işgal altında. Başkent Kıyiv’de yaşanan Euromeydan protestolarıyla başlayan Onur Devrimi’nin akabinde Kırım’da Rusya çıkarlarına göre hareket eden işbirlikçiler, yarımadanın Rusya tarafından işgali için süreci başlatmıştı. 25 Şubat 2014 tarihinde Kırım Parlamentosu, olağanüstü toplantı düzenleyip Kırım’ı Ukrayna’dan ayırmak için harekete geçmişti. Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM), Kırım milletvekillerini ve Kırım Parlamentosu Başkanını ikna edemeyince 26 Şubat 2014 tarihinde, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü korumak ve yarımadada durumun istikrarsız hale gelmesini önlemek için miting düzenleme kararı aldı. KTMM’nin çağrısıyla, 26 Şubat 2014’te, binlerce kişi Kırım Özerk Cumhuri̇yeti̇ Parlamentosu bi̇nasının önünde toplandı. Eylemciler, Ukrayna ve Kırım Tatar bayraklarını açtı ve “Yaşasın Ukrayna!”, “Kırım Ukrayna’dır!” sloganları attı.  26 Şubat 2014 tarihinde Kırım'ın sivil halkı, barışçıl şeki̇lde Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savundu. Ancak Kırım’daki şi̇ddete dayanamayan toplu direniş, maalesef Kırım'ın Rusya tarafından işgalini önleyemedi̇. Rus işgali 10 yılı aşkın bir süredir devam ederken Kremlin kontrolündeki sözde yönetim; Kırım’daki, baskı ve zulüm politikasını her geçen gün daha da artırıyor. Rusya, Kırım’ı işgal ettikten sonra Ukrayna yanlısı açıklamalarda bulunan ve işgalci yönetimi eleştiren insanlara karşı baskı uygulamaya başladı. 26 Şubat 2014’te "işgale hayır” demek için toplu bir miting organize eden Kırım Tatarları ise işgalci Rusya'nın zulümlerinin odağı haline geldi. Kırım’ın Kremlin kontrolündeki kukla yönetimi, Kırım Tatarlarına zulmetmek için devamlı farklı bahaneler öne sürerek, yarımadanın yerli halkını öz vatanından uzaklaştırmak istiyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.