SON DAKİKA
Hava Durumu

#Irak Türkleri

QHA - Kırım Haber Ajansı - Irak Türkleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Irak Türkleri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Birleşik Türkmeneli'nin nişanesi Irak Türkmen Cephesi Haber

Birleşik Türkmeneli'nin nişanesi Irak Türkmen Cephesi

Ömer Cihad KAYA   Irak Türkmenlerinin siyasi hareketi Irak Türkmen Cephesi, 24 Nisan 1995’te kuruldu. Cephenin oluşturulmasında Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı, Erbil Türkmeni Prof. Dr. İhsan Doğramacı büyük rol oynadı. Türkmen yurdu Erbil’de kuruluşunu ilan eden cephe, Türkmeneli’ndeki çeşitli milli siyasi oluşumları tek çatı altında birleşti. Irak Türkmen Cephesi ilk kurultayını 4-7 Ekim 1997'de Erbil’de yaptı. Birleşik Türkmeneli'nin nişanesi Irak Türkmen Cephesi Mendeli’den Telafer’e Birleşik Türkmeneli ülküsünün nişanesi Irak Türkmen Cephesi, 24 Nisan 1995'te Erbil'de kurulduğunu ilan etti. O günden bugüne Irak'ta Türklerin siyasi ve kültürel birliğini temsil ediyor. ????… pic.twitter.com/h2fpIEGPyG — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) April 24, 2023 Irak Türkmen Cephesinin kuruluşunun ilan edilmesi, Türkmenlerin ekonomik, kültürel ve siyasi arenada atılım gerçekleştirmesini sağladı. Irak Türkmen Cephesinin ilk başkanlığını Turan Ketene yaptı. Türkiye’de de yakından tanınan cephenin 7. başkanı Erşat Salihi, 10 yıl (2011-2021) boyunca bu görevi ifa etti.  Erşat Salihi, 2021 yılında bu görevi Hasan Turan’a devretti. Milli ve kültürel hareketin öncüsü olan ITC, Saddam rejiminin devrildiği 2003 yılından sonra Irak'ta değişen yönetimle birlikte demokratik bir sistemi desteklemiştir. Irak Türkmen Cephesi, özellikle Kerkük, Telafer ve Musul’da DEAŞ militanlarına karşı mücadelede aktif rol oynamıştır. ITC, sadece Irak'taki değil, tüm dünyadaki Türkmenleri temsil etme görevini üstlenmiştir. ITC, kuruluşundan bugüne Türkmen milletinin meşru haklarını savunan ve Türkmen toplumunu bütün dünyada temsil eden yegane kurum olarak bilinmektedir. IRAK'TA TÜRKLERİN BİRLİĞİNİN NİŞANESİ IRAK TÜRKMEN CEPHESİ Irak Türkmen Cephesi’nin (ITC) kuruluşu diğer Türkmen siyasi ve kültürel grupları olan Irak Milli Türkmen Partisi, Türkmeneli Partisi, Türkmen Bağımsızlar Hareketi, Türkmen Kardeşlik Ocağı, Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı, Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği gibi oluşumların bir araya gelmesiyle sağlanmıştı. ITC’nin ilk kurultayı 4-7 Ekim 1997’de Erbil’de yapılmıştı. Bunun sonucunda ITC, “Irak’ın toprak bütünlüğü içerisinde Türkmenlerin ve diğer milletlerin meşru haklarına kavuşması, Irak’ta demokratik, insan hak ve özgürlüklerine saygılı çoğulcu parlamenter bir sistemin kurulması, Irak’ta yaşayan tüm etnik, mezhebi ve dini azınlıklar arasında eşitliğin sağlanması, siyasi ve idari yapının eşit haklar ilkesi esaslarına göre düzenlenmesi” gibi temel prensipleri parti programı olarak kaydetmişti. IRAK TÜRKMEN CEPHESİ BAŞKANI ERŞAT SALİHİ'NİN KOLTUĞUNA HASAN TURAN OTURDU Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Erşat Salihi, 28 Mart 2021'de katıldığı Altunköprü Katliamı’nın 30. yıldönümünde Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanlığı görevinden istifa ettiğini duyurdu. ITC Yürütme Kurulunun Kerkük’te gerçekleştirdiği toplantıda alınan kararla, Salihi’nin yerine ITC Başkan Yardımcısı Hasan Turan’ın getirildiği bildirildi. Hasan Turan’ın görevi olan Irak Türkmen Cephesi Başkan Yardımcılığına ise Heysem Haşim Muhtaroğlu getirildi. "BÜYÜK TÜRKMENELİ CEPHESİ BİZİM TEK HEDEFİMİZDİR" Irak Türkmen Cephesi'nin bir önceki Başkanı, Irak Türkmen Cephesi Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, cephenin kuruluş yıldönümü hakkında video yayımladı: Irak Türkmen Cephesi’nin kuruluş yıl dönümü dolayısıyla açıklamamızdır. Açıklamamıza ek olarak herkes şunu bilmelidir; Büyük Türkmeneli Cephesi bizim tek hedefimizdir. pic.twitter.com/uhiRFPo8fm — Erşat Salihi - أرشد الصالحي (@Ersatsalihi) April 22, 2023

Yalçın Topçu: Irak’taki Türkmenlerin hedef alındığını görüyoruz Haber

Yalçın Topçu: Irak’taki Türkmenlerin hedef alındığını görüyoruz

Türkiye'yi sarsan Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen afetzedeler için Kerkük'te toplanan yardımlar, Türkiye'de ihtiyaç sahiplerine ulaştı. Türkiye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Molla Şeyh Adil Sünni Vakfı tarafından depremzedeler için gönderilen yardım malzemelerini Türkiye’ye getiren Kerkük Avcı Cami İmam Hatibi ve Irak Din Âlimleri Konseyi Resmi Temsilcisi Adil Mahmut ile Türkmeneli TV Genel Müdürü M. Hanefi Uzunçam’ı kabul etti. "TÜRKMENLERİ HEDEF ALDIĞINI GÖRÜYORUZ" Yalçın Topçu, kabulde Irak'taki Türk varlığına değinerek, “Türkiye açısından Irak’ın toprak bütünlüğünün, siyasi, idari birliğinin ve istikrarının korunması şarttır. Bu nedenle Kerkük ile birlikte Irak’taki Türkmen varlığının korunması da Türkiye’nin Irak politikalarındaki önceliğidir. Türkiye’nin kadim düşmanlarının tarihte olduğu gibi bugün de Irak’taki Türkmenleri hedef aldığını görüyoruz. Türkiye, uluslararası hukukun meşruiyeti içinde Kerkük ile birlikte Türkmen varlığının korunarak komşusu Irak’ın birliği ve dirliği için kardeşlik ve komşuluğun gereğini yapmaktadır. Asrın depreminde hayatını kaybeden kardeşlerimizi rahmetle anıyor, şahsınızda acımıza ortak olan, Türkmen kardeşlerimize, vakfımıza ve Irak halkına saygı ve minnetle teşekkürlerimi arz ediyorum” ifadelerini kullandı. "ÖNCE ALLAH SONRA TÜRKİYE EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR" Adil Mahmut ise Topçu'ya teşekkürlerini ileterek, “Türkiye’deki deprem felaketi, kardeşleriniz olan Irak halkını ve Irak Türkmenlerini derinden üzmüştür. Vakfımızın organizesinde Bağdat, Felluce, Diyale, Samara ve Ambar’dan yapılan 15 TIR tutarında yardım malzemesini depremzede kardeşlerimize getirdik. Kerkük’teki Türkmenlerin varlığına, malına ve canına karşı, başta PKK olmak üzere DEAŞ ve FETÖ gibi terör örgütlerinin artan saldırı ve baskıları ne yazık ki devam ediyor. Irak’ın birliği ve dirliğinin teminatı olan Türkmenler, her türlü saldırıya rağmen varlıklarını Irak’ın egemenliği içinde devam ettirecektir. Önce Allah sonra Türkiye en büyük güvencemizdir” ifadelerini kullandı.  Görüşme sonunda Topçu, Kerkük Avcı Cami İmam Hatibi ve Irak Din Âlimleri Konseyi Resmi Temsilcisi Adil Mahmut’a Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ve Cumhurbaşkanlığı forsunu taşıyan kalemi hediye etti.

Irak Türklerinin mezarlığına saldırı: Haber

Irak Türklerinin mezarlığına saldırı: "Irak'ta Türkün ölüsünden bile korkuyorlar"

Irak'ta Türk varlığından rahatsız olanlar, Irak Türklerinin mezarlığına saldırdı. Kimliği belirlenemeyen şahıslar, Altunköprü Şehitliğinde bulunan mezar taşlarındaki Gök Bayrakları siyah renkle boyadı. Mezarlığı ziyaret eden bir kadın, saldırıdan gereiye kalan çirkin provokasyonun izlerini görüntüledi. Saldırı sonucu Türkmen bayraklarının siyaha boyanmış görüntüleri tepki topladı. ???? Irak'taki #Türk varlığını hazmedemeyenler, #Altunköprü Şehitliği'ne saldırdı. Saldırganlar, mezar taşlarındaki Gök Bayrakları siyah renklere boyayarak bir provokasyona daha imza attı ???? https://t.co/fTbtOTOcY9 pic.twitter.com/snGFhY30i6 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) April 4, 2023 "ÖLÜMÜZDEN BİLE KORKUYORLAR" Kadın çektiği videda, "Mezarlarımızın üstündeki bayrakları siyaha boyamışlar. Baksanıza, hangi ş*** yapmış bunu? Bütün bayrakları boyamışlar. Ölümüzden bile korkuyorlar. Zaten şerefli insan böyle yapmaz. Ş*** insan böyle yapar. Şehidimize bile kıydılar. Mezarlarımızla bile uğraşıyorlar. Onlar zannediyor ki biz üzülüyoruz, kızıyoruz. Biz hiç kızmıyoruz. Anladık ki bizim hakkımızdan gelemiyorlar, ölülerimizle uğraşıyorlar" ifadelerini kullandı.  "IRAK'TA TÜRK'ÜN ÖLÜSÜNDEN BİLE KORKUYORLAR!" Irak Türkü aktivist Kerküklü Gazeteci Mustafa Kemal Yılmaz, yaşanan saldırıyı sosyal medya hesabından paylaşarak tepki gösterdi.  Yılmaz, "Irak'ta Türk'ün ölüsünden bile korkuyorlar! Türkmeneli'nde bulunan Türk şehitlerinin kabirleri saldırıya uğradı. Saldırıda, kabirler üzerinde bulunan Türkmeneli bayrağı ve ay yıldızın üzeri çizildi. Bizleri yok edemeyeceksiniz!" ifadelerini kullandı.

Altunköprü'deki Türkmen Katliamı'nın yıl dönümü Haber

Altunköprü'deki Türkmen Katliamı'nın yıl dönümü

Bundan 32 yıl önce yaşlı ve çocukların da aralarında bulunduğu sayıları 130’u aşkın Irak Türkmeni, adını Kerkük-Erbil yolundaki Küçük Zap Nehri üzerinde bulunan tarihi köprüden alan Türkmen yoğunluklu Altunköprü ilçesinde devrik Saddam rejimi güçleri tarafından katledilmişti. PEŞMERGE KERKÜK’Ü KONTROL ALTINA ALMAYA ÇALIŞTI 1. Körfez Savaşı sırasında Irak içerisinde yaşanan kargaşa ortamından ötürü ülkede Kürt ve Şii unsurların ayaklanmaları baş göstermişti. Peşmerge güçleri Kerkük'ü kontrol altına almaya çalıştı. SADDAM REJİMİ TÜRKMENLERE İNTİKAM KAMPANYASI BAŞLATTI Irak Ordusu Kerkük üzerine yürüyüş harekatına başladığında ise peşmergeler geri çekilmeye başladı. Saddam rejimine bağlı Irak Ordusu peşmergeyi karşısında bulamayınca isyan bile etmeyen Türkmenlere karşı sözde intikam kampanyası başlattı. Genç yaşlı ayırt etmeden Kerkük, Tazehurmatu ve Altunköprü kasabasından topladıkları 135 Türkmen’i Altunköprü yakınlarındaki Dibis Kayabaşı mevkiine götüren Saddam güçleri kurşuna dizerek infaz etti. 8 YAŞINDAKİ TÜRKMEN ÇOCUK KATLEDİLDİ Şehitlerin 55’i Kerkük şehir merkezinden, 15’i Tazehurmatu’dan, 32’si Altunköprü’den ve 13’ü ise bilinmeyen Türkmen bölgelerinden getirilmişti. Şehit düşen Türkmenlerden 25 tanesi 18 yaşının altındaydı. Şehitlerden Cemil Süleyman Abbas sadece 8 yaşındayken katledildi. Kemal Sabır Ahmet ise 10 yaşında bulunuyordu. IRAK TÜRKMENLERİ 1922’DEN BERİ SOYKIRIMA UĞRADI Irak Türkmenleri 1922’den beri sayısız soykırıma uğradı. Bunların bazıları peşmerge ve diğer Kürt grupları tarafından diğerleri ise Arap milliyetçisi Saddam Hüseyin rejimi tarafından gerçekleştirildi. Altunköprü kasabası 20 Kasım 2017’de peşmerge işgalinden kurtarıldı. Altunköprü, özellikle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi tarafından ABD işgali sonrası Kürtleştirilmeye çalışılan bölgelerden biriydi.

Zaho saldırısı ne anlama geliyor? Haber

Zaho saldırısı ne anlama geliyor? "İran'ın desteğiyle yeni Türk düşmanlığı yaratılıyor, Irak Türklerine yönelik bir katliam başlatılabilir!"

Ayyıldız Huri Kaptan/QHA ANKARA Irak’ın Dohuk Vilayeti’ne bağlı Zaho İlçesi’nde bir dere kenarına 20 Temmuz 2022 tarihinde terör örgütlerince saldırı düzenlendi. Hain saldırı sonucu ilk belirlemelere göre 9 kişi hayatını kaybederken en az 23 kişi de yaralandı. Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı, Irak’ın Dohuk Vilayeti’nde gerçekleştirilen saldırı hakkında aynı gün yazılı açıklama yayımladı. Bakanlığın konuya ilişkin açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Bu elim hadisede hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor, yakınları başta olmak üzere dost ve kardeş Irak halkına ve hükumetine taziyelerimizi iletiyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Türkiye sivilleri hedef alan her türlü saldırının karşısındadır. Türkiye terörle mücadelesini uluslararası hukuka uygun şekilde, sivillerin, sivil altyapının, tarihi ve kültürel varlıklar ile tabiatın korunmasına azami hassasiyet göstererek yürütmektedir. Masum insanları hedef alan ve terör örgütü kaynaklı olduğu değerlendirilen bu gibi saldırılarla ülkemizin terörle mücadeledeki haklı ve kararlı tutumunun hedef alındığı kıymetlendirilmektedir.” TÜRKİYE’DEN IRAK’A ÇAĞRI Türkiye’nin gerçeğin açığa çıkması noktasında her türlü adımı atmaya hazır olduğu vurgulanan açıklamada, “Irak hükumeti yetkililerini hain terör örgütünün söylem ve propagandasının etkisi altında açıklamalar yapmamaya, bu elim hadisenin gerçek faillerinin açığa çıkarılması için iş birliği yapmaya davet ediyoruz” ifadelerinin altı çizildi. SALDIRI ÖNCESİ TAHRAN'DA TÜRKİYE-RUSYA-İRAN ÜÇLÜ ZİRVESİ GERÇEKLEŞTİ Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 19 Temmuz 2022 tarihinde “Astana Formatında Yedinci Üçlü Zirve Toplantısı” kapsamında Tahran’da bir araya geldi. Üçlü zirvenin hemen akabinde Irak'ta gerçekleştirilen terör saldırısı sonrası Türkiye'nin saldırının failiymiş gibi hedef gösterilerek Irak ve medyası başta olmak provokasyonlara yol açıldı. Türk bayraklarının Irak genelinde eş zamanlı olarak yakılması akıllara gelen "Sahte Bayrak Operasyonu" ihtimalini güçlendirdi. Akabinde ise provokasyona gelen Iraklıların protestolarının sebebi olan ve Türkiye'nin yaptığı iddia edilen saldırıyı, Türkiye'nin terör listesinde olan bir grubun üstlendiği iddia edildi. Irak Türkü Kerküklü Gazeteci Mustafa Kemal Yılmaz, söz konusu bölgede yaşanan hain terör saldırı sonrası Türkiye'nin hedef gösterilmesini ve olayların perde arkasını Kırım Haber Ajansına (QHA) şöyle değerlendirdi: Öncelikle Irak'ta meydana gelen ve bölücü terör örgütü PKK ya da İran destekli milislerce gerçekleştirildiğini düşündüğümüz saldırıyı incelediğimiz zaman sadece saldırı özelinde kalmamamız gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Çünkü saldırı anını kayıt altına alan turistin, olayı anlatmaya çalışırken direkt olarak "Türk bombardımanı" olarak bağırması aslında Irak toplumunda daha önceden beridir yaratılan Türk düşmanlığının dışa vurmuş halidir. Ne de olsa, o an saldırıyı kimin gerçekleştirdiğini kimse bilemez ancak insanların kafasında saldırı olacaksa bunu kesin Türkiye yapmıştır olgusu yaratılması önemli bir noktadır. "ZAHO'DAKİ SALDIRI TÜRKİYE'YE KARŞI KARA PROPAGANDANIN ESERİ, İRAN FAKTÖRÜ OLASI..." İran'da gerçekleşen zirve ile birlikte, Kerkük'te Irak Türklerine karşı tüm Kürt partilerinin birleşerek yaptığı basın bildirisi çerçevesinde Zaho'da böyle bir saldırının meydana gelmesi, doğrudan Türkiye'ye karşı planlı bir kara propagandanın eseridir. Ek olarak burada bölücü terör örgütü PKK'nın bir propagandası mevcut fakat şu an Türkiye, Irak toplumunun gözünde 'İkinci İsrail', 'İsrail müttefiki' şeklinde gösterilmektedir. Bunu PKK'nın tek başına yapmasına da imkan yoktur, bu nedenle bu saldırıda İran'ın parmağı olduğu ciddi bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. ÖNCEDEN HAZIRLANMIŞ TÜRKİYE KARŞITI AFİŞ VE POSTERLER Saldırı sonrasında, Barzani'ye yakın haber kanalları ve diğer Kürt ajansları tarafından medyada yayımlanan görüntülerin direkt olarak "Türkler katliam yaptı" şeklinde yansıtılması sonucu tüm Irak medyası da haberi "Türk Bombardımanı" şeklinde duyurmaya başladı. Iraklı yetkililer ise ortada hiçbir kanıt olmadığı halde bunu alıp, "Türkiye'den hesap soracağız" derecesinde sert açıklamalarda bulunarak halkı da kin ve nefrete sürükledi. Bunlar olurken, önceden hazırlanmış Türkiye karşıtı grafik tasarımlar, afiş ve posterler de İran destekli haber ajansları ve Haşdi Şabi yayın organları tarafından medyaya yansıtıldı. Protestolara; Şii liderlerin fotoğrafları taşınmaya başladı, Irak'ın güneyinde ağırlıklı olarak Şii Araplar ve Haşdi Şabi milisleri, Kuzey Irak'ta ise Kürtler katıldı. Göstericiler, Türkiye'nin Irak'tan tamamen çıkarılmasını istiyor ancak Türk askerinin bulunduğu bölgede ne Irak ordusu ne de Peşmerge milisleri bulunamıyor. Çünkü bölge tamamen bölücü terör örgütü PKK'nın kontrolündeydi ki, Türkiye girene kadar... İRAN'IN TÜRKİYE'Yİ HEDEF GÖSTERMESİ İLE OLAYLARIN DOZU ARTTI İran'ın direkt olarak olaya müdahalesi böylece başladı ve ABD Büyükelçiliği saldırılarında olduğu gibi tüm İran destekli medya ağları, Türk büyükelçiliklerini, konsolosluklarını, daha da ileri giderek Türk diplomatların evlerini ve Türk Şehitliklerini belli saatler vererek hedef gösterdi. Irak güvenlik güçlerinin zayıf müdahaleleri sonucu İran destekli milisler, daha da destek kazanarak az katılımcı ile başlayan gösterilerde protestoların dozunu artırdı. "IRAK TÜRKLERİNE YÖNELİK YENİ BİR KATLİAM BAŞLATILABİLİR!" Bunun devamında yaşananlar Türk mallarına boykot, Irak'ta mevcut Türk vatandaşlarına yönelik ırkçılık, Irak'ta yaşayan 4 milyon yerel Türk'ün hedef gösterilmesi haline geldi. Şuan halen İran destekli haber ve örgüt medya ağları, halkı Türkiye'ye karşı kin ve nefrete sevk etmekte ve dozlarını artırarak "Türkler giremez" şeklinde faşist ve ırkçı saldırılarda bulunmaktadırlar. Sosyal medyada ise bu provokasyonu destekleyen kullanıcılar tarafından, tüm Irak Türklerine karşı "Türkmenleri yok edelim, onlar Türkiye casusu, Türkiye köpeği" şeklinde saldırı propagandası yapılmaktadır. Bu tehdit ve saldırılardan gazeteciler olarak bizler de nasibimizi alsak da asıl korktuğumuz bu saldırıların sosyal medyadan çıkıp sokağa inmesi ve Irak Türklerine karşı yeni bir katliamın başlatılması... "IRAK'TA İRAN'IN DA DESTEĞİYLE YENİ BİR TÜRK DÜŞMANLIĞI YARATILIYOR" Bölücü terör örgütü PKK'nın kara propagandası; önce düzenledikleri saldırıda hedef şaşırtmakla başlamış ardından ise İran'ın desteğini alarak Irak'ta yeni bir Türk düşmanlığı yaratılmıştır. Zaten Irak Türklerinden nefret eden ve 4 milyonluk nüfusu göz ardı eden Araplar ve Kürtler şimdi de doğrudan Türkleri, "Türkiye Casusluğu" suçlaması ile hedef tahtasına koymuştur. Türkiye, Irak için ikinci "İsrail" olmuş, Irak Türkleri ise "vatan haini" ilan edilmiştir. Aslında şahsıma yapılan bir saldırı sırasında yazılan "Osmanlı artığı" sözü, Iraklıların, Türklere karşı kininin nedenini özetlemektedir. IRAK'TA YAŞANANLAR TÜRKİYE AÇISINDAN NE ANLAMA GELİYOR? Şuan için Irak'ta yaşananları böyle özetleyebiliriz: Türkiye'nin Irak'tan çekilmesi, PKK ve İran destekli milislere yeni bir alan açacaktır. Bu nedenle Türkiye karşıtlığının büyük çoğunluğu bu kaynaklardan gelmektedir. Aynı zamanda Suriye'de yapılması planlanan haklı bir barış harekatı ise bu olayların nedenlerinden bir diğeridir. Tüm bunların yanında Barzani ve diğer Kürt ailelerinin çıkarlarına Kerkük ve çevresinde çomak sokan Irak Türklerini bu vesile ile saf dışı bırakmak isteyenler de harekete geçmiş durumdadır.

Haber

"Irak makamları, Türkiye'deki deprem felaketini fırsat bildi Türkçeyi yasakladı"

Ayyıldız Huri KAPTAN/QHA Ankara İran destekli Irak hükumeti, Kerkük'te resmî dairelerde Türkçe yazışmayı yasakladı. Irak'ta, Bakanlar Kurulunun 20 Şubat'ta aldığı kararla, Kerkük'teki devlet dairelerinde sadece Kürtçe ve Arapça kullanılmasına karar verildi. Bu karar, Türkmenlerin çoğunlukta yaşadığı Kerkük'teki Türkmenlerin dil ve kültürel haklarını yok sayan Türkçe yasağı kararının, Türkiye'nin tüm imkanlarını seferber ettiği Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem felaketinin hemen ardından alınması dikkat çekti. Irak Türkü akademisyen Necmettin Erbakan Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Şehabettin Kırdar, Irak hükumetinin Kerkük'te resmi dairelerde Türkçe yazışmayı yasaklama kararını 1 Mart 2023 tarihinde Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi. Dr. Öğr. Üyesi Şehabettin Kırdar, "Bu, siyasi bir karar. Baktılar; Kerkük ile Türkiye arasında büyük bir bağ var ve bu bağı koparmak için bu kararı aldılar. Malumunuz Türkiye deprem felaketinin açtığı tahribatla meşgul. Kerkük'te zaten Saddam zamanından beri sindirilmeye çalışılan bir milletiz. Kendi haklarımızı savunamıyoruz. Saddam zamanında da Saddam'dan sonraki süreçte de Türkiye korkusu olmasa idi Irak'ta Kerkük'ü, Türkmenleri dağıtacaklardı." dedi. 80'li yıllarda Irak Türklerinin devlet dairelerinde çalışmalarına imkan tanıyan tayin hakkının olmadığını belirten Kırdar, "Hep Kerkük dışına atanırlardı. Saddam'dan sonraki süreçte Türkiye'nin de desteğiyle Irak'ta Türkmenleri daha fazla dağıtamadılar bir soykırıma cesaret edemediler. Ama bunun yolunu açtılar. Irak'taki Türkmenlerin Kerkük'ten çıkmasına göz yumdular." ifadelerini kullandı. Kırdar, Irak makamlarının, Türkiye'nin depremin getirdiği felaketle uğraşıyor ve seçim sürecine yaklaşıyor olmasını fırsat bildiğini dile getirerek "Türkiye büyük problemler ile baş başa." dedi. "IRAK MAKAMLARI, TÜRKİYE'DEKİ DEPREM FELAKETİNİ FIRSAT BİLDİ!" Kırdar, ayrıca Irak Türklerinin anadili ve kültürüne sahip çıkma noktasında geçmişten bugüne Kerkük'te yaşadığı sıkıntılara örnek vererek şu ifadelere dikkat çekti: (80'li yıllarda) Saddam döneminde de Türkçe yazışmalar hatta telefonda Türkmence konuşmaları bile yasakladılar. Bize resmen "Türkmence konuşmayın" dediler. Tabii ki buna uymadık. Saddam döneminde, Türkiye'nin müdahalesi ile ulaşamadıkları hedeflerine şu an Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntılı durumları fırsat bilerek yapmaya çalışıyorlar.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.