SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gayana Yüksel

QHA - Kırım Haber Ajansı - Gayana Yüksel haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gayana Yüksel haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Başkent'in Kadınları Şiir Dinletisi'nde Kırım damgası Haber

Başkent'in Kadınları Şiir Dinletisi'nde Kırım damgası

Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı ile EGO Genel Müdürlüğü Hizmet İyileştirme ve Kurumsal Gelişim Dairesi Başkanlığı ortaklığında "21 Mart Dünya Şiir Günü Başkent'in Kadınları Şiir Dinletisi" düzenlendi. Başkent'in Kadınları Şiir Dinletisi'ne Kırım damga vurdu Türkiye'nin başkenti Ankara'da 21 Mart Dünya Şiir Günü münasebetiyle düzenlenen şiir dinletisine, Bekir Sıtkı Çobanzade'nin Ana Dil (Tuvğal Til) şiiri damgasını vurdu pic.twitter.com/UIRfklA1wp — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) March 22, 2025 Ankara Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonu'nda iki bölüm şeklinde düzenlenen program'da toplamda 12 kadın birbirinden güzel şiirlere sesleriyle hayat verdi. GECEYE BEKİR SIDKI ÇOBANZADE'NİN ŞİİRİ DAMGA VURDU Açılış konuşmalarının akabinde başlayan etkinliğin ilk bölümünde, Halime Türe Ay kendi şiiri olan Beni Hatırla'yı, Ataol Behramoğlu'nun Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var şiirini Ferhan Özkara, Ali Akbaş'ın Daldan Dala şiirini Nurten Ceceli Alkan, Can Yücel'in Bağlanmayacaksın şiirini Ayten Gök, Başak Durcuk kendi şiiri olan Başak ve Kelebek şiirini, Mevlânâ Celâleddin-î Rûmi'nin Öğrendim şiirini Göknur Atalay seslendirdi. Şiir dinletisinin ikinci bölümüne ise 13 Ekim 1937'de eli kanlı Sovyet rejimi tarafından kurşuna dizilerek şehit edilen, Türkoloji çalışmalarıyla dil bilimine yön veren Kırım Tatar dil bilimci, fikir insanı, şair ve yazar Bekir Sıtkı Çobanzade damgasını vurdu. Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Gayana Yüksel, Çobanzade'nin Ana Dil (Tuvğal Til) eserine sesiyle hayat verdi. Programın bu kısmında ayrıca, Kırım Derneği Genel Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Serra Menekay kendi şiiri olan Bin Asır şiirini seslendirdi. Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Üyesi Pınar Ayhan ise Aşık Veysel Satıroğlu'nun Atatürk'e Ağıt eserini okudu. İkinci bölümde ayrıca, Ertuğrul Özüaydın'ın Eğrisi Doğrusu şiiri Birten Gökyay, Cahit Sıtkı Tarancı'nın Memleket İsterim şiiri Şule Çınar ve Nazım Hikmet Ran'ın Davet şiiri Prof. Dr. Senem Gençtürk Hızal tarafından seslendirildi. Dinleti, katılımcılara günün anısına çiçek ve belge takdim edilmesi sonrasında sona erdi.

Ukrayna ve Kırım'ın “Özgürlük Ruhu” Ankara'da anlatıldı Haber

Ukrayna ve Kırım'ın “Özgürlük Ruhu” Ankara'da anlatıldı

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği, Polonya’nın Ankara Büyükelçiliği, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu ve Kült Kavaklıdere iş birliğinde 28 Şubat 2025 tarihinde “Özgürlük Ruhu” başlıklı kapsamlı programın açılışı yapıldı. 28 Şubat-2 Mart 2025 tarihleri arasında Ukrayna ve Polonya büyükelçiliklerinin ortaklığında tertip edilecek etkinliklerin ilki, bugün saat 19.00’da “Journalists Panel (Gazeteciler Paneli)“ ile başladı. Ukrayna ve Kırım'ın “Özgürlük Ruhu” Ankara'da anlatıldı pic.twitter.com/MmqAS7cYTJ — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) February 28, 2025 Program; AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas, Polonya'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Maciej Kamieniak ve Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev'in açılış konuşmasıyla başladı. "SINIRLAR GÜÇ KULLANARAK DEĞİŞTİRİLMEMELİ" AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Vilcinskas, Rus saldırıları altındaki Ukrayna’ya yönelik desteğin altını çizdiği konuşmasında, “Şimdi, burada Ukrayna’ya destek olmak için yaptığımız her şey fark yaratıyor. Lütfen desteğinize devam edin. Çünkü sınırlar güç kullanarak değiştirilmemeli. Özgürlük bir imtiyaz değil hak ve hukuktur.” ifadelerini kullandı. Polonya'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Maciej Kamieniak, savaşın 11 yıl önce Kırım’ın ve Ukrayna’nın doğusunun işgali ile başladığını vurguladı. Kamieniak, “Rusya, milletlerin egemenliği ve toprak bütünlüğü başta olmak üzere tüm temel ilkeleri ayaklar altına aldı. Terör ve nükleer tehditler savurarak özgür dünyadaki ülkeleri susturmaya çalıştı.” diyerek işgalci Rusya’nın emperyal hedeflerine dikkat çekti. Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Çernışev, konuşmasında programı tertip eden organizatörlere ve katılımcılara teşekkür etti. Etkinliğin yalnızca Ukrayna’daki Rus saldırganlığına karşı mücadelenin göstergesi değil aynı zamanda Ukraynalılar, Polonyalılar ve tüm Avrupa Birliği vatandaşları arasındaki dayanışmayı yansıttığını aktaran Çernışev, “Yardımlarınız bugünkü girişim için kilit öneme sahiptir. Ukrayna’ya destek olma konusundaki adanmışlığınızdan dolayı derin minnettarlığımızı sunuyoruz” dedi. GAZETECİLER PANELİ TERTİP EDİLDİ Kırım Haber Ajansı (QHA) Editörü Mustafa Koçyegit’in moderatörlüğünü yaptığı panelde; Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Gayana Yüksel, Gazeteci Nevşin Mengü ve gazeteci-yazar Gönül Şamilkızı konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, Kırım’ın işgali ve Ukrayna’daki Rus saldırganlığı ele alındı. Kırım’ın 2014 yılında Rusya tarafından işgaline yerinde tanıklık eden dönemin TRT Muhabiri Gönül Şamilkızı, moderatör Mustafa Koçyegit’in sorusu üzerine, o gün yaşananları anlattı. Savaşın 2014’ten de önce başladığına dikkat çeken Şamilkızı, “Eski Sovyet coğrafyası ülkelerinin bağımsız olma, Rusya’nın kontrolü dışında kendi yönünü belirleme girişimine başlamasıyla savaş başladı.” vurgusu yaptı. Şamilkızı, Eylül 2013’te KTMM Başkanı Refat Çubarov ile Kırım Tatarları üzerine yaptığı röportaja işaret etti. Şamilkızı, Çubarov’un o dönemde de işgal hazırlıklarının yapıldığına ve Kırım’daki durumun tehlikeli olduğuna dikkat çektiğini söyledi. 26 ŞUBAT'TAKİ TARİHΠMİTİNGİ ANLATTI TRT Türk Muhabiri olarak 2013 Aralık’tan 2014 Şubat’a kadar Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’de olduğunu aktaran Şamilkızı, Kırım’daki hareketlilik nedeniyle 24 Şubat’ta Akmescit’e geçtiğini belirtti. Şamilkızı, 26 Şubat’ta Kırım Parlamentosu önündeki tarihî mitingi ve sonrasında yaşananları anlattı. Ertesi gün Başbakanlığın önünde apoletleri sökülmüş üniformalı askerleri gördüğünü ifade eden Şamilkızı, “Bir anda ortaya çıkmaya başladılar. Kimliklerini belirten herhangi bir şey yoktu, kimseyle konuşmadılar, robot gibi bekliyorlardı. Arka planda asıl eylemi gerçekleştiren, militarist bir güce çevrilen Rus yanlısı siyasî gruplardı. Birçoğunda silah vardı.” bilgisini verdi. Kendisinin canlı yayında bir askere Rus olduğunu itiraf ettirdiğini de vurgulayan Şamilkızı, ancak gerçek tepkinin dönemin ABD Başkanı Barack Obama tarafından ancak 3 Mart’ta verildiğini ancak o zaman her şey için geç kalındığını söyledi. "RUSLAR, KIRIM'IN UKRAYNA'DA KALMASINI HAZMEDEMEDİ" Koçyegit'in o dönemin sonuçlarına ilişkin olarak herhangi bir kırılma noktasının olup olmadığı ile ilgili sorusuna Prof. Dr. Gayana Yüksel yanıt verdi. Kırım’ın Ukrayna’nın bir parçası olduğunun altını çizerek sözlerine başlayan Yüksel, savaşın 300 yıllık bir süreç içinde oluştuğunu, Rusların Ukrayna’yı hiçbir zaman bağımsız bir devlet olarak görmediğini belirtti. Yüksel, “Özellikle Ruslar Kırım’ın Ukrayna’da kalmasını hazmedemedi. Kırım’da yaşayan Kırım Tatar halkına karşı propaganda çalışmaları asla bitmedi” dedi. Rus milletvekillerinin propaganda çalışmalarına karşı Ukrayna vatandaşı Kırım Tatarı gazeteciler olarak tepki gösterdiklerini belirten Yüksel, tüm bu söylemlerin savaşa ve işgale hazırlık olduğunu dile getirdi. 20 Şubat itibarıyla KTMM olarak toplantılar yaptıklarını ve mitinge karar verdiklerini aktaran Yüksel, “O günü çok iyi hatırlıyorum. Askerler, zırhlı araçlar, silahlar, hepsi gözümün önünde. Sorduğumuz hiçbir şeye yanıt vermiyorlardı. Meclis olarak hemen hemen her gün toplanıyor, gelen haberleri değerlendiriyorduk. Kırım Tatar mahallelerinde nöbet tutuluyordu. Rus işgali bizim için böyle başladı.” diyerek o gün yaşananları anlattı. Yüksel, işgalin ve savaşın Ukrayna ile bir ilgisinin olmadığının, bütün bu eylemlerin Rusya’nın yayılmacı politikasının bir sonucu olduğunun altını çizdi. "PUTİN KENDİSİNİ OTOKRAT YARI TANRISAL BİR LİDER OLARAK GÖRÜYOR" Öte yandan panelistlerden Ukrayna’da 2022 yılında başlayan topyekûn işgal girşiminin ilk günlerini yerinde inceleyen gazeteci Nevşin Mengü, oradaki durumu kendi gözünden anlattı. Sosyal medya nedeniyle çok fazla yanlış bilginin yayıldığını belirten Mengü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2020 pandemisiyle kendi kabuğuna çekildiği dönemde okuduğu Rus tarih kitaplarından etkilendiğini ve kafasını bununla bozduğunu dile getirdi. Putin’in otokrat bir lider olarak ortaya çıktığını, kendisini yarı tanrısal olarak gördüğünü ifadelerine ekledi. Ukrayna’daki gözlemlerini aktaran Mengü, “Ukraynalı insanlar millî bilinçlerinin farkındalar. Türk kamuoyunun bir kısmı, Rusya’yı anlamaya çalışırken bir kısmı da şöyle özdeşleştirmeye çalışıyor: Burası da emperyalist güçlere karşı milli mücadele ile kurulmuş bir devlet. Dolayısıyla böyle bir paralellik kurabilir Türk halkı.” değerlendirmesinde bulundu. Ukraynalıların Rus boyunduruğu altında yaşamak istemediğinin altını çizen Mengü; Rusların Buça’dan geri çekildiği süreçte, pek çok Ukraynalının elleri arkadan bağlanmış bir şekilde katledildiğini anımsattı. Moderatörün Ukrayna’nın egemenliğine dikkat çektiği konuşmasına ilişkin olarak Azerbaycan Türkü gazeteci Şamilkızı, Karabağ’ı örnek göstererek, “Ukraynalılar bu travmayı yıllarca atlatamayacak” dedi. "YEGÂNE YOL PUTİN'İN KAFASINI KALDIRAMAYACAK ŞEKİLDE EZİLMESİNDEN GEÇİYOR" Şamilkızı sözlerine şöyle son verdi: “Bu coğrafyada Putinizm belasından kurtulmanın, eski Sovyet coğrafyasında insanca yaşamanın yegâne yolu, Putin’in bir daha kafasını kaldıramayacak şekilde ezilmesinden geçiyor” Tekrar söz hakkı alan Yüksel ise Ukrayna’nın bağımsız bir ülke olduğunu ancak yine de 2014 senesinde NATO meselesinin gündemde olmadığını, bunun bir kılıf olarak öne sürüldüğünü belirtti. Yüksel, bu bağlamda 2014 yılından beri aynı tavra ve pozisyona sahip olan Türkiye’ye teşekkür etti. Mengü ise panelin sonunda şu ifadelere yer verdi: “Rusya, Türkiye NATO üyesi olduğu için kasıtlı olarak hava sahasını ihlal ediyordu. Ne oldu? Türkiye suçlandı. Türkiye’nin bağımsızlığına kasıtta bulundu. Bunun provası yapıldı zaten. NATO meselesi ayrı bir tartışma konusu. Bizim ittifaklar olarak hangi ortak konularda uzlaşabildiğimizi oturup konuşmamız gerekiyor.” UKRAYNA YAPIMI FİLM KATILIMCILARA GÖSTERİLDİ Panelin ardından saat 20.00’de Ukrayna yapımı “Under The Volcano” (Volkanın Altında) filmi özel gösterimle sahne aldı. Özgürlük Ruhu başlıklı program kapsamında Kült Kavaklıdere Kültür Merkezinde; 1 ve 2 Mart tarihlerinde “As It Was” (Olduğu Gibi), “The People” (İnsanlar) ve “Sniper: The White Raven” (Keskin Nişancı: Beyaz Kuzgun) filmlerinin gösterimi yapılacak.

Prof. Dr. Gayana Yüksel yazdı: Ukrayna'daki Kırım Tatarlarının Geleceği Haber

Prof. Dr. Gayana Yüksel yazdı: Ukrayna'daki Kırım Tatarlarının Geleceği

Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Gayana Yüksel'in, Rus işgali altındaki Kırım'ı, Ukrayna-Türkiye arasındaki stratejik ortaklığı ve Kırım Tatarlarını ele aldığı kapsamlı yazısı Daily Sabah gazetesinde yayımlandı.  "ŞUBAT UKRAYNA İÇİN KRİTİK VE TRAJİK BİR AY" "Ukrayna'daki Kırım Tatarlarının Geleceği" başlıklı yazısında Prof. Dr. Yüksel, Ukrayna ile Türkiye'nin 3 Şubat 1992'de diplomatik ilişkilere başladığını, 20 Şubat 2014'te Rusya'nın Kırım'ı işgal etmek için harekete geçtiğini ve 24 Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'nın tamamına karşı geniş çaplı saldırı başlattığını belirterek, şubat ayının Ukrayna için kritik derecede önem arz eden ve trajik bir ay olduğunu vurguladı.  KIRIM'IN İŞGALİ Savaşın 2014 yılında başladığına işaret eden Yüksel, Vladimir Putin idaresindeki Rusya'nın 2014 yılında sürgünden sonra var olma mücadelesiyle yeniden canlanmaya başlayan Kırım'ın işgal edildiğini belirtti. Yüksel, KTMM temsilcilerinin Rusya'nın bu işgalci eylemlerini ve sözde referandumunu alenen kınadığını; bu nedenle Rusya'nın Meclis'i aşırılıkçılıkla suçlayarak yasakladığını kaydetti. Yüksel, Kırım'ın işgalinden bu yana Yarımada'da haksız tutuklamaların olduğunu, 28'i Kırım Tatarı olmak üzere 60 kişinin öldürüldüğünü, 236 kişinin ise siyasî tutuklu olarak Rus hapishanelerinde olduğunu bildirdi. Siyasî tutsaklardan 24'ünün kayıp olduğunu ifade eden Yüksel, "Bu üzücü istatistik, bir zamanlar Kırım için öncü rol oynamış birçok aktivist ve kültürel figürü evlerinden kaçmaya zorlayan sürekli aramalar, tutuklamalar ve sindirme dalgasıyla daha da kötüleşiyor." değerlendirmesini yaptı.   UKRAYNA KIRIM TATAR DİLİNİN VE KÜLTÜRÜNÜN CANLANMASINI DESTEKLEMİŞTİ 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nden sonra Kırım Tatar halkının 1990'ların başında toplu olarak vatanlarına döndükten sonra Ukrayna'nın Kırım Tatar dili ve kültürünün yeniden canlanmasını desteklediğini aktardı. Yüksel o dönemi şöyel anlattı:  Kırım'da ulusal tiyatrolar, kütüphaneler ve Kırım Tatar radyo ve televizyon kanalları aktif olarak çalışıyordu. Anadilde eğitim veren okullar ve sınıflar açılıyordu. Bir dizi altyapı projesi başlatıldı ve uygulandı. Kırım Tatarları için mahalleler inşa edildi, yollar, su temin sistemleri, elektrik ve gaz ağları döşendi. Kırım Tatar yaşamının siyasi çekirdeği, 1991'de yeniden kurulan Kurultay ve resmen tanınan temsili bir organ olan Meclis'ti. 2014'te Kırım'da yaklaşık 250 yerel ve bölgesel meclis vardı ve yerli halkın dört bine kadar aktif temsilcisini bir araya getiriyordu. KIRIM TATARLARI İÇİN TÜRKİYE'NİN GİRİŞİMLERİ Türkiye'nin de Ukrayna'nın yerli halkı olan Kırım Tatarlarını her daim desteklediğinin altını çizen Yüksel, "Türkiye ayrıca Yarımada'yı geçici olarak terk etmek zorunda kalan Kırım Tatarları için insani girişimlerde bulundu. Özellikle Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), diğerlerinin yanı sıra kültürel ve eğitim projelerine fon sağlayarak, sınır dışı edilen ve yerinden edilen insanları destekleyen birçok programa katılıyor. Türkiye'nin arabuluculuğu sayesinde Meclis Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz ve İlmi Umerov da dahil olmak üzere birçok siyasi tutuklu serbest bırakıldı. Rusya'nın 24 Şubat 2022'deki tam kapsamlı işgal girişiminden sonra Ankara, Kırım Tatarları da dahil olmak üzere savaş esirleri ve siyasi tutukluların değişimi için müzakerelere katılarak barışı koruma misyonunu sürdürdü." ifadelerini kullandı.  Yazısında Kırım'ın Ukrayna'nın bir parçası olduğunun altını çizen Yüksel, Kırım'ın işgalden kurtarılması ve Ukrayna'nın zafer elde etmesi ile egemenliğini sağlamasının tüm küresel toplumun hedefi olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Gayana Yüksel: Bizim vazifemiz duyarlı olmak Haber

Prof. Dr. Gayana Yüksel: Bizim vazifemiz duyarlı olmak

Faces of the Ukrainian Dream (Ukrayna Hayalinin Yüzleri) sergisinin açılışı, 7 Ocak 2025 tarihinde Ankara'daki Türk-Amerikan Derneği Merkezi’nde gerçekleşti. Ukrayna’da faaliyet gösteren All-Ukrainian Association Patriot tarafından hayata geçirilen ve ABD’nin Ankara Büyükelçiliği ve Türk-Amerikan Derneği (TAD) iş birliğiyle düzenlenen projede, Ukraynalı çocukların savaşın zorluklarına rağmen umut ve hayallerini yansıtan eserleri gösterildi.  Serginin açılış törenine katılan Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Gayana Yüksel, Kırım Haber Ajansı (QHA) mikrofonlarına "Ukrayna Hayalinin Yüzleri" isimli projenin detaylarını ve geleceğini anlattı. Yüksel, dünyanın neresinde olursa olsun çocukların büyüklerin sorumlulukları yüzünden herhangi bir suç duymaması ve herhangi bir sorumluluk taşımaması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Yüksel, "Ama maalesef, dünyanın neresinde bir savaş olsa ve herhangi bir trajedi olsa ilk önce bu yükü ve bu sorumluluğu çocuklar taşıyor” ifadelerini kullandı. Yüksel, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı topyekun savaşın başından beri 600 Ukraynalı çocuğun hayatını kaybettiğini ve 1600 çocuğun ise yaralandığını bildirdi. "VAZİFEMİZ DUYARLI OLMAK" Bununla birlikte 20 bin çocuğun Rusya tarafından kaçırılıp kimliklerinin değiştirildiğini belirten Yüksel, açılışı gerçekleşen serginin Ukraynalı çocukların sesi olduğunu söyledi. Gayana Yüksel, QHA'ya verdiği demeçte şöyle konuştu: Bu sergi, Ukrayna’nın birçok şehrinde düzenlendi. Şu anda yurt dışında yapılıyor ve yurt dışında ilk defa yapıldığı yer Türkiye’dir. Sergi, Türkiye’nin birçok şehrinde de gösterilecek ve Ukrayna’daki bu durum, insanlara anlatılacak. Bizim tek vazifemiz duyarlı olmak, vazifemizi bilmek, durumu bilmek ve mümkün olduğu kadarıyla çocuklara ve büyüklere yardım etmek.

Gebze'de 107. yılında Kırım Halk Cumhuriyeti konuşuldu Haber

Gebze'de 107. yılında Kırım Halk Cumhuriyeti konuşuldu

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Gebze Şubesi "Kırım Sohbetleri" kapsamında, Kırım Halk Cumhuriyeti'nin 107. kuruluş yıl dönümünü 22 Aralık 2024 tarihinde düzenlenen toplantı ile kutladı. Gebze Şubesi binasında gerçekleştirilen etkinliğe, Kocaeli ve Gebze'deki Kırım Tatar diasporası, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Toplantı, saygı duruşu ve Türk İstiklal Marşı'nın ardından Kırım Tatar milli marşı Ant Etkenmen'in okunmasıyla başladı. Programda, ilk olarak Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin ve Kırım Tatar Milli Meclisi Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Prof. Dr. Gayana Yüksel söz aldı. Yüksel, 26 Aralık 1917 tarihinde ilan edilen Kırım Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu, bu dönemde gerçekleştirilen çalışmaları ve bu hareketin Kırım Tatar halkı üzerindeki etkilerini değerlendirdi. KIRIM TATAR MİLLİ HAREKETİ VE KURULTAYLARIN ÖNEMİ Genel Başkan Mükremin Şahin, 1917'de gerçekleştirilen 1. Kırım Tatar Milli Kurultayı'nı ve bu kurultayı referans alarak 1991’de toplanan 2. Kırım Tatar Milli Kurultayı'nın önemini ve faaliyetlerini ele aldı. Şahin ayrıca Kırım Tatar milli hareketinin tarihi süreçte geçirdiği merhaleleri ve Kırım'a dönüş mücadelesindeki kilometre taşlarını ifade etti. Konuşmaların ardından katılımcılarla soru-cevap bölümü gerçekleştirildi. Bu bölümde katılımcılar, konuşmacılara Kırım Tatar halkı ve milli hareketi ile ilgili çeşitli sorular yöneltti. Toplantı sonunda katılımcılara ikramlar sunuldu. Etkinlik, Kırım Tatar halkının tarihine ve mücadelesine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen anlamlı bir buluşma olarak sona erdi. KIRIM HALK CUMHURİYETİ 26 Aralık 1917 tarihinde Bahçesaray’da toplanan ilk Kırım Tatar Milli Kurultayı, Kırım Anayasası’nı kabul ederek Kırım Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etti. 9 Aralık 1917’de Bahçesaray’da açılışını yapan Kırım Tatar Milli Kurultayı, 26 Aralık 1917 tarihinde Kurultay’da oylanıp kabul edilen Kanun-u Esasî (Anayasa) ile birlikte Kırım Halk Cumhuriyeti (Kırım Halk Cumhuriyeti) esasını da kabul etmişti. Böylece Kurultay kendisini Kırım Halk Cumhuriyeti’nin meclisi olarak ilan ederken, meclise daimi reis olmak üzere Hasan Sabri Ayvaz, Cafer Ablayev ve Ablâkim İlmiy seçilmişti. Dünya tarihinde ilk kez kadınların seçme ve seçilme hakkını birlikte kullandığı Kurultay Vekilleri seçimleri ile Kırım Tatarları, Kurultay'a katılmak üzere 5’i kadın 76 vekil belirlemişti. KIRIM TATAR HALKININ GÖK BAYRAĞI HANSARAY’IN ÜZERİNDE YÜKSELDİ: KIRIM HALK CUMHURİYETİ VE NUMAN ÇELEBİCİHAN Kurultay’a yarımadanın dört bir yanından gelen 10 bin Kırım Tatarı iştirak etti. Kongre, Kırım’ın farklı halklarının temsilcileri, Ukrayna Sovyetlerinin olağanüstü temsilcileri ve Letonya’daki teşkilatları selamlarken, Rusya’da yaşayan Türk halklarından çok sayıda kutlama telgrafı alındı. Aynı zamanda Kırım, Ukrayna, Polonya, Litvanya ve Batı Rusya Müslümanlarının Müftüsü de olan 32 yaşındaki Numan Çelebicihan'ın kurduğu hükumet, Bolşeviklerin işgaline dek varlığını sürdürebildi. Kurultaydan kısa bir süre önce Çelebicihan konuşmasında, Kırım Tatarlarının yeni siyasi programını ilan etti: “Kırım’ı korumak için, Kırım’da kendi kanunlarımızı ve düzenimizi kurmak için Kırım Müslümanları Kurultayını toplamaya karar verdik. Çünkü Kurultay, yüzlerce yıldır Türkler tarafından düzen ve adaleti sağlayan yasama organı olarak tanınmaktadır… Kurultay, Kırım’ın diğer sakinleriyle adil ve beraber yaşama ilkesini hayata geçirmek istiyor… Kırım yarımadasında çeşitli renklerde birçok zarif gül, zambak, lale vardır. Ve bu lâtif ruh-i naz çiçeklerin hepisinin kendilerine has bir güzelligi, kendilerine has lâtif kokuları var. Bu güller, bu çiçekler Kırım’da yaşayan milletler: Tatarlar, Ruslar, Ermeniler, Yahudiler, Almanlar ve diğerleridir. Kurultayın maksadı onları bir yere toplayıp hepsinden güzel ve nefis bir buket yapmaktır, güzel Kırım adasında hakiki ve medeni bir İsviçre tesis etmektir.” Kırım halklarının farklı renklerde bir buketle böylesine şiirsel bir karşılaştırması halen Çelebicihan’ın en ünlü ifadesi olarak kabul edilmektedir. İşte o zaman ilk kez “Ant Etkenmen” marşı seslendirilmiş ve Kırım Tatarlarının Gökbayrağı, Hansaray’ın üzerinde yükselmiştir. İlk Kurultay 18 gün devam etti. Bu süre içinde Kurultay, Anayasa’yı kabul etti, devletçiliğin temellerini attı ve parlamentoyu kurdu. Dönemin kaynaklarına göre Kırım Tatarlarının önerdiği anayasanın demokratik yapısını değerlendirebiliriz. Belgede kadın erkek eşitliği, eşit oy hakkı, ayrıcalıkların ve mülklerin kaldırılması, kişisel ve kamusal yaşam özgürlüğü düzenlendi. Anayasada kadın erkek eşitliği, eşit oy hakkı, ayrıcalıkların ve sınıfların kaldırılması, kişisel ve kamusal yaşam özgürlüğü öngörülüyordu. Tarihçi Gülnara Bekirova bu hususla ilgili olarak, “Aslında Çelebicihan’ın taraftarlarının sunduğu bu reformlar ve anayasa, bir nevi Avrupa anayasasıydı. Fakat yine de, Rus siyasi seçkinlerinin Kırım Tatarlarının bu gayretlerini küçümseme girişimleri yapacağını yaptı. Öyle görünüyor ki eğer o zaman küçümseyici bakış değil de, işbirliği fırsatı ve arzusu olsaydı, bugün tamamen farklı bir Kırım’da yaşıyor olabilirdik.” açıklamasını yapmıştı. Daha Kurultay’dan önce Müslüman İcra Komitesi Amet Özenbaşlı başkanlığındaki heyeti; Kıyiv’deki Ukrayna Milli Radası yönetimine, Mihaylo Gruşevskiy ve Volodımir Vinniçenko ile müzakerelere gönderdi. Mücadelenin bu aşamasında hem Ukrainler hem Kırım Tatarları kendi halkları için bağımsızlık kazanmaya çalışıyorlardı. KIRIM HALK CUMHURİYETİ BOLŞEVİK İŞGALİ NEDENİYLE AKAMETE UĞRADI 14 Ocak 1918’de Akmescit’e Bolşevikler girdi ve Kurultay’ın çalışmalarını durdurdu, liderlerini mevcut olmayan bir anlaşmayı ihlal etmekle suçladı. Kırım’da kanlı kızıl terör dalgası başladı. Dışişlerinden sorumlu Cafer Seydahmet Türkiye’ye zar zor ulaşabildi. Numan Çelebicihan tutuklandı ve deniz birliklerine mensup anarşistler tarafından Akyar'a (Sivastopol) götürüldü. 27 gün hapis tutulduktan sonra kurşuna dizildi ve cesedi Karadeniz’e atıldı. İki ay süren sıkı çalışmadan sonra Kırım Tatarlarının milli hareketi inanılmaz kayıplara uğradı. 26 Aralık 1917'de Kırım Tatar halkının Tarak Tamgalı Gökbayrağı, Hansaray üzerinde yükseldi. Kırım Tatar halkının bağımsızlığa olan azminin nişanesi olan Kırım Halk Cumhuriyeti, halen hafızalardaki yerini koruyor.

Türkiye Yüzyılında I. Uluslararası Türk Diasporası Sempozyumu gerçekleştirildi Haber

Türkiye Yüzyılında I. Uluslararası Türk Diasporası Sempozyumu gerçekleştirildi

Türkiye'nin Erzincan şehrinde, 14-16 Ekim 2024 tarihleri arasında Erzincan Valiliği, Erzincan Belediyesi, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın iş birliğiyle "Türkiye Yüzyılında I. Uluslararası Türk Diasporası Sempozyumu" gerçekleştirildi. Sempozyum kapsamında dünyanın dört bir yanındaki Türk diasporası temsilcileri, ortak hedefler doğrultusunda bir araya geldi. İki gün süren sempozyumda göç, medya, diplomasi, sivil toplum kuruluşları, lobicilik, yumuşak güç, İslamofobi, tarih, kültür, sanat, eğitim, diaspora, ticaret, uluslararası ilişkiler, ekonomi, ilahiyat ve hukuk gibi çeşitli konular ele alındı. Sempozyumun resmi internet sayfasında paylaşılan bilgilendirmede "Türk diasporasının aktif temsilcileri, uzmanlar ve aydınların fikirleri ile sahadan gelecek veriler ışığında öncelikle sorunların tespiti yapılarak, akabinde çözüm yollarının neler olabileceği tartışılacaktır. Böylece ortaya çıkacak somut çıktılar hem Türk diasporasını güçlendirmeye katkı sunacak hem de alana uluslararası çapta zengin bir literatür kazandıracaktır. Sempozyumdaki bildiri ve raporlar kitap olarak yayımlanacaktır." ifadelerine yer verildi. KTMM ÜYESİ GAYANA YÜKSEL DE SEMPOZYUMDAYDI Kırım Tatar Milli Meclis (KTMM) Üyesi, Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı, İstanbul Üniversitesi ve Tavriya Milli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gayana Yüksel de Erzincan'da düzenlenen sempozyuma katılım sağladı. Yüksel, gerçekleşen sempozyum hakkında yaptığı paylaşımda "14-16 Ekim 2024 tarihleri arasında Erzincan'da gerçekleştirilen Birinci Uluslararası Türk Diasporası Sempozyumu sona erdi. Sempozyum, 33 ülkeden ve 5 kıtadan katılımcıları bir araya getirdi. Türk dünyasının 6+1 ülke, 13 özerk bölge ve 60 devletsiz millette yaşayan yaklaşık 250 milyon insandan oluştuğu düşünülmektedir. Türk halklarının yaklaşık 30 milyon diasporası bulunmaktadır. Kırım Tatar aktivist İsmail Bey Gaspıralı'nın “Dilde, fikirde, işte birlik” sözleri bugün de geçerliliğini korumaktadır. Kırım Tatarları, 2014'te Kırım'ın işgali ve 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı topyekûn işgal girişimi sonucunda yaşanan gizli göç hakkında konuştu." açıklamasında bulundu.

Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği kuruldu! Haber

Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği kuruldu!

Daha önce alanında çeşitli faaliyetler yürüten Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi, Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği ismiyle yeniden teşkilatlanarak sivil toplum kuruluşu (STK) olarak kuruldu. Mayıs 2016’da Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından Ankara’da kurulan inisiyatif, bugün Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Üyesi, Volodımır Vernadskıy Tavriya Milli Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gayana Yüksel’in başkanlığında yeniden faaliyete geçiyor. Konuyla ilgili olarak Kırım Haber Ajansına (QHA) ayrıntılı bilgi veren Doç. Dr. Yüksel, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin’in 7-8 ay önce sunduğu teklif ile Kadın Birliğinin başkanlığını kabul edildiğini belirtti. İnisiyatifin, dernek olarak değiştirilmesi gerektiğini öneren Yüksel, Ukrayna’da sıkı temasta olduğu diğer birliklerle diyalog içerisinde olabilmelerini mümkün kılacağını ifade etti. ŞEFİKA GASPIRALI ULUSLARARASI KADIN BİRLİĞİNİN PLANLARI NELER? Kırım Tatar kadınların siyasî, ilmî ve sosyal alanda aktif olduğunun altını çizen Yüksel, Kırım’ın işgalinden önce 2013 yılında yaptığı bir konuşmadan örnek verdi. Yüksel, “Kırım Tatar halkının yarısı kadın ve bu kadınlar en mukaddes vazifelerini yerine getirirken -ailesine, evine, çocuklarına bakarken- aynı zamanda bu tür vazifelerini de yerine getirerek çok iyi işler başarıyor.” dedi. Kırım Tatarlarının tüm dünyaya sesini duyurmayı amaçladıklarını aktaran Yüksel, gelecek zamanlarda bu işi profesyonel olarak yapmayı planladıklarını söyledi. Kırım Tatar kültürünü yansıtan etkinlikler icra edeceklerini belirten Yüksel, “Daha önceki faaliyetlerimizi pekiştirip devam edeceğiz. Daha sonra çok kıymetli planlarımız var. Ancak önce ‘Şefika Gaspıralı kimdir, bize bıraktığı miras neydi, dünyaya nasıl bir iz bıraktı?’ bunu konuşmalıyız. İlk etapta bu konu üzerinde çalışan uzman kişilerle seminer düzenlemeyi düşünüyoruz.” açıklamasını yaptı. Yüksel QHA’ya verdiği demeçte sözlerine, “Burası sıfırdan kurulan bir dernek değil, geçmişte yaptığı çalışmalar var. Şimdi bu çalışmaları daha iyi bir seviyeye taşıyarak devam edeceğiz.” ifadelerini ekledi. 24 Ağustos 2024 tarihinde ilk resmî toplantısını düzenleyecek olan Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliğinde 11 Yönetim Kurulu üyesi bulunuyor. Birliğin yönetiminde yer alacak isimler ise şu şekilde: Gayana Yüksel, Oya Deniz Çongar Şahin, Saadet Aslan Bayar, Ülkü Aksel, Pınar Ayhan, Serra Menekay, Evelina Kemileva, Nariye Seydametova, Gönül Şamilkızı, Zühal Yüksel, Necla Kalkay.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.