SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ermenistan

QHA - Kırım Haber Ajansı - Ermenistan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ermenistan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Azerbaycan ve Almanya arasında bayrak krizi: Almanya resmen özür diledi! Haber

Azerbaycan ve Almanya arasında bayrak krizi: Almanya resmen özür diledi!

Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, resmî sosyal medya hesabında yaptığı bir paylaşımda, Ermenistan ziyareti kapsamında Azerbaycan'ın eski işgal altındaki topraklarında kurulan sözde Ermeni rejimin "bayrağını" paylaştı. AZERBAYCAN'DAN TEPKİ GECİKMEDİ Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, yapılan bu paylaşıma tepki gösterdi. Bakanlık, konuya ilişkin açıklamasında Cumhurbaşkanı Steinmeier'in Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine karşı sert bir protesto gerçekleştirdiğini ve bölgeye yapılan ziyarette gerçekleştirilen bu açık siyasi provokasyonun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Alman tarafının bu paylaşımdan dolayı kamuoyundan özür dilemesi gerektiği vurgulayan Bakanlık, Almanya Cumhurbaşkanının bu paylaşımının Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü, egemenliğini ve devam eden barış sürecini destekleyen ifadelerle çeliştiği kaydetti.  ALMANYA'NIN BAKÜ BÜYÜKELÇİSİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINA ÇAĞIRILDI Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, yaşanan gerginliğin ardından Almanya'nın Bakü Büyükelçisi Ralf Horlemann'ı Bakanlığı çağırdı. Büyükelçi Horlemann'a Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'ın skandal paylaşımına Bakü'nün itirazı iletildi. Paylaşımın Azerbaycan'ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşı saygısızlık ve açık siyasi provokasyon olduğunun altı çizilerek Almanya'dan özür dilemesi istendi. ÖZÜR GECİKMEDİ Almanya Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Dörte Dinger, Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier'in Ermenistan ziyareti öncesinde Instagram hesabındaki paylaşımında, sözde rejimin "bayrağını" kullanması nedeniyle Azerbaycan'dan özür diledi.  Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev'e mektup gönderen Dinger, söz konusu paylaşımın Cumhurbaşkanı Steinmeier'in sosyal medya hesabında kısa bir süreliğine yayınlandığını ve hatanın fark edilmesinin ardından hemen silindiğini belirtti.  Mektubunda, "Kısa bir süreliğine, Azerbaycan'ın bir bölgesini referans alan bir bayrağın yanlış tasviri ve beraberindeki metin Federal Cumhurbaşkanının sosyal medyasında yayınlandı. Hata tespit edildikten sonra gönderi derhal geri çekildi. Teknik bir hata nedeniyle yayımlanan yazının, Almanya'nın Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne ilişkin bilinen tutumu açısından hiçbir önemi bulunmamaktadır. Bu hatadan dolayı çok mutsuzum. Gönderinin Azerbaycan'daki bazı insanlarda yarattığı yanlış izlenimden dolayı içtenlikle özür dilemek istiyorum. Federal Cumhurbaşkanının önümüzdeki ziyareti, Azerbaycan-Almanya ortaklığını güçlendirmeyi ve bölgede devam eden barış sürecini desteklemeyi amaçlıyor." ifadelerine yer verdi.

Azerbaycan ve Ermenistan'dan önemli adım: Maddeler tamam, barış ne zaman? Haber

Azerbaycan ve Ermenistan'dan önemli adım: Maddeler tamam, barış ne zaman?

Dilara Dilşah KAYA / QHA Ankara Bir süredir üzerinde çalışılan Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşması metninin müzakere süreci tamamlandı. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, 12. Küresel Bakü Forumu’nda Ermenistan ile yürütülen barış süreci hakkında açıklama yaptı. Bayramov, barış anlaşmasının metnine ilişkin müzakerelerin tamamlandığını ve Ermenistan’ın mutabakat sağlanamayan 2 maddede Azerbaycan’ın önerilerini kabul ettiğini duyurdu. İki ülke arasında mutabık kalınan anlaşma metnini, Ermenistan’ın izlemesi gereken süreci ve anlaşmanın önemini; Bayburt Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramin Sadık ve Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Analisti Tuğçe Tecimer, Kırım Haber Ajansı (QHA) için değerlendirdi. ERMENİSTAN’IN ATMASI GEREKEN ADIMLAR VAR Doç. Dr. Ramin Sadık, Azerbaycan ve Ermenistan’ın barış anlaşması taslağında bulunan 17 maddenin tamamı üzerinde anlaşarak önemli bir aşamayı geçtiklerini belirtti. Şimdiki sürecin bu maddelerin nasıl ve ne zaman uygulanacağı sorularıyla şekilleneceğini aktaran Sadık; “Ermenistan nihai barış anlaşmasının imzalanmasını ve maddelerin sonra uygulanmasını arzu ederken, Azerbaycan ise Ermenistan'ın atması gereken bazı adımlar olduğunu dile getiriyor.” değerlendirmesini yaptı. Analist Tuğçe Tecimer de İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından iki ülke arasında yapılması planlanan barış anlaşmasının neticesinin uzun zamandır beklendiğini kaydederken, anlaşma hakkında “Anlaşma sadece taraf devletler için değil aynı zamanda bölgede barış ve istikrarın kalıcı olarak sağlaması açısından da büyük önem arz ediyor.” şeklinde konuştu. Tecimer, 12. Küresel Bakü Forumu’nda Bayramov’un açıklamasından önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in konuşmasına da dikkat çekilmesi gerektiğini vurguladı. Analist, Cumhurbaşkanının konuşması hakkında “Aliyev Ermenistan’a güvenlerinin sıfıra yakın olduğunu, sözlere değil evraklara ihtiyaçları olduğunu ve bu sebeple Anayasalarında Azerbaycan’a karşı herhangi bir toprak iddiasının yer almamasının sağlanması ve Minsk Grubunun dağıtılması gerektiğini ifade etti.” şeklinde konuştu. ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNLAR NELER? Anlaşma metninde mutabık kalınmasının ardından giderilmesi gereken birtakım pürüzler olduğunu aktaran Sadık ve Tecimer, yaptıkları değerlendirmelerde kapsamlı açıklamalarda bulundular. Sadık, üzerinde anlaşılan maddelerden birisinin Ermenistan'da bulunan Avrupa Birliği (AB) gözlemcilerinin çekilmesi konusu olduğunu belirtti. Konuya ilişkin “Bilindiği gibi Ermenistan'da AB misyonu adı altında her gün sınıra giderek Azerbaycan tarafını gözetleyen, güya ateşkes rejimini kayda alan bir gözlemci heyeti var. Gözlemciler, Fransa'nın bölgedeki çıkarını temsil ediyor. Azerbaycan öncelikle gözlemcilerin çekilmesini talep ediyor. Ermenistan ise bunu nihai barış anlaşmasından sonraya bırakmaya çalışıyor.” açıklamasını yaptı. MİNSK GRUBU BİR AN ÖNCE FESH EDİLMELİ Tecimer ise üzerinde anlaşmaya varılmaktan zorlanılmış iki maddeye dikkat çekerek; bunlardan ilkinin üçüncü ülkelerin sınır boyunca konuşlandırılmaması olduğunu kaydetti. Analist, bu maddeyi Azerbaycan’ın özellikle üzerinde durduğu Minsk Grubu bağlamında ele aldı. Tecimer konuyla ilgili olarak “Söz konusu oluşum Karabağ Sorunu'nun bir an önce sonuçlandırılması için çözüm amacıyla oluşturulmuştu. Günümüzde gelinen noktada ise işgal altındaki topraklar Azerbaycan tarafından geri alınmış ve artık böyle bir sorun kalmamıştır. Dolayısıyla bu amaçla oluşturulan bir oluşuma da ihtiyaç yoktur.” şeklinde konuştu. Sadık da Minsk Grubu hakkında “hiçbir işlevi olmayan oluşum” yorumunu yaparak Azerbaycan’ın nihai barıştan önce bu grubun feshini istediğini aktardı. Ermenistan'ın da bu feshi resmî olarak istemesi gerektiğine dikkat çeken Sadık, ülkenin bu konuda henüz net yanıtlar vermediğini aktardı. ERMENİSTAN HIZLA SİLAHLANIRKEN ÜLKEDEKİ RÖVANŞİST DÜŞÜNCE DE ARTIYOR Ermenistan’ın hızla silahlanması hususuna da vurgu yapan Sadık, Azerbaycan’ın bu hususa şiddetle karşı çıktığını belirtti. Uzman, “Zira Ermenistan'ı silahlandıran güç, başta Fransa, diğeri Hindistan. Barışa can atması gereken Ermenistan'ın, hızla silahlanması ve ülkede rövanşist düşüncelerin giderek yükselmesi, Ermenistan'ın sınır hattında son zamanlarda sık sık ateşkesi bozması, Erivan yönetiminin samimi bir şekilde barışa niyetli olması konusunda kuşku uyandırıyor.” değerlendirmesini yaptı. AZERBAYCAN, ERMENİSTAN ANAYASASININ DEĞİŞMESİNİ TALEP EDİYOR Değerlendirmelerinde Ermenistan’ın toprak taleplerine de değinen Sadık ve Tecimer; ülkeler bir barış üzerinde anlaşacaksa bunun uluslararası alanda karşılıklı taleplerinin geri çekilmesiyle olacağına dikkat çekti. Ermenistan Anayasası'nda Azerbaycan ve Türkiye'ye yönelik toprak talepleri bulunduğunu vurgulayan Sadık, bu konunun Bakü yönetimi tarafından nihai barış için ciddi bir engel olarak görüldüğünü kaydetti. Uzman “Erivan yönetimi Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü tanıdığını söylüyor ancak yazılı en esas belgesinde Azerbaycan'a yönelik toprak talebi durmaya devam ediyor. Azerbaycan; Ermenistan Anayasada Karabağ'a olan iddia hükmünün ve Türkiye'nin doğu bölgesinin ‘Batı Ermenistan’ diye ifade edilmesinin kaldırılmasını talep ediyor.” Şeklinde konuştu. Aynı zamanda anayasanın değişmesinin referandum ile olabileceğini aktaran uzman, şu anda Ermenistan'da böyle bir hazırlığın olmadığını de kaydetti. Sadık, Ermenistan Anayasasında toprak taleplerinin bulunduğu maddelerin değiştirilmediği takdirde nihai barışın sağlanmasının zor olduğunu vurguladı. ERMENİSTAN ANAYASASI’NIN DEĞİŞTİRİLMESİ GELECEKTE BARIŞIN KORUNMASI İÇİN DE ELZEMDİR Ermenistan Anayasası’nın değiştirilmesinin barış sürecinin önündeki en temel engellerden biri olduğunu vurgulayan Tecimer, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Bilindiği gibi anayasa devletlerin yönetim şeklini belirler ve bütün iç hukuk kuralları ve yapılarından üstündür. O sebeple devletin en yetkin metninde Azerbaycan’ın sınırları içinde yer alan Karabağ ile ilgili söz konusu atfın bulunmasının Azerbaycan için tehdit niteliği taşıdığı aşikardır. Bu konuda Paşinyan hükümeti mevcut Ermenistan Anayasası’nın modern Ermenistan’ın çıkarları ile örtüşmediği ve Azerbaycan’ın taleplerinden bağımsız olarak zaten bir değişiklik yapılması gerekliliğini belirterek öngörülen reform süreci için çalışmaları başlatmış, ancak referandumun 2027’de yapılabileceğini açıklamıştı. Günümüzde geldiğimiz noktada ise her ne kadar taraflar barış taslağı üzerinde mutabakata vardıklarını açıklamış olsalar da anayasa değişikliği konusu Azerbaycan için hala önemini koruyor. Zira barış anlaşması yapması beklenen iki devletin birbirlerinin toprak bütünlüğüne ve sınırlarına saygı duymasını ve hak talep etmemesini beklemek en doğal haklarıdır. Dolayısıyla haksız toprak taleplerine dayanak oluşturabilecek bağımsızlık bildirgesine atıfta bulunan Ermenistan Anayasası’nın değiştirilmesi sadece barış anlaşmasının imzalanması için değil aynı zamanda devletlerin gelecekte barışı koruyabilmeleri için elzemdir.” “BARIŞI SADECE YAZILI BARIŞ ANLAŞMALARI İLE SAĞLAMAK ZORDUR” Karşılıklı taleplerin geri çekilmesini iyi ilişkiler oluşturmak ve sürdürmek isteyen devletlerin doğal talebi olarak görülebileceğini belirten Tecimer; “Sınır komşusu olan ülkeler için barışı sadece yazılı barış anlaşmaları ile sağlamak zordur. Aynı zamanda toplumların da savaşın zihinlerde bıraktığı, geçmişten gelen travmaları ve düşmanlıkları zamanla aşması ya da yeni normale alışmaları gerekmektedir.” ifadelerini kullandı. Ülkelerin aktif olarak birbirlerini suçladıkları davalar görülürken toplumların barışa uyum sağlamasının zor olacağını kaydeden analist, “Ermenistan ve Azerbaycan’ın barış anlaşması taslağı üzerinde mutabakata vardıklarını açıklamalarının ardından Ermenistan’daki muhalif gruplar ve Karabağ Ermenilerinden davaların geri çekilmemesi yönünde gelen sert tepkiler de aslında bu durumun bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.” şeklinde konuştu. ERMENİSTAN, TÜRK DÜNYASININ KESİNTİSİZ KÖPRÜSÜ ZENGEZUR KORİDORUNA KARŞI ÇIKIYOR Ek olarak Azerbaycan’ın önemsediği Zengezur Koridoruna da değinen Sadık, ülkenin Ermenistan’dan bir adım beklediğini kaydetti. Önceki değerlendirmesinde Ermenistan’ın Zengezur’u bir “koridor” olarak kabul etmediğini belirten Sadık, yanına aldığı bazı devletlerin de desteğine güvenerek farklı talepler öne sürdüğünü söyledi. Sadık, bu hususu şöyle örneklendirdi: “Örneğin Paşinyan, koridor verilmesinin mümkün olmadığını (oysa 11 Kasım 2020 Üçlü Mutabakat'ın son maddesinde konu geçiyordu ve Paşinyan o belgeye imza atmıştı) dile getiriyor ve alternatif olarak ‘Barış Kavşağı’ diye bir projeden bahsediyor. Buna göre Ermenistan içinde Azerbaycan ile bağlantı kuracak ve 30 yıldır kapalı olan yollar açılabilir, Azerbaycan o yolları kullanarak Nahçıvan'a geçebilir. Ancak Bakü yönetimi o projeyi gereksiz buluyor, sadece Zengezur Koridorunun gerçekleşmesini istiyor. Zira koridoru sadece Nahçıvan'a uzanması açısından değil, Türk dünyası arasında kesintisiz ‘köprü’ rolünü oynaması açısından da önemli buluyor.” NİHAİ BARIŞ NASIL OLACAK? Sadık, bahsettiği konuların iki ülke arasında çözülmesi geren konular olduğunu belirtirken, çözüm sürecinde Ermenistan'ın nasıl bir tavır sergileyeceğinin bilinmediğini aktardı. Uzman, Azerbaycan’ın bu pürüzler giderilmeden nihai barış anlaşmasına imza atmak istemediğini kaydetti. Sadık, “Bundan dolayı iki ülke arasında hemen nihai barış yapılacağı zayıf bir ihtimal. Nihai barış olmadığı sürece ise bölge her an yeni bir gerilime ve çatışmaya müsait durumda.” değerlendirmesinde bulundu. Barış anlaşmasının ne zaman imzalanacağı konusunun belirsizliğini koruduğunu belirten Tecimer de  bu süreç boyunca özellikle Azerbaycan tarafından Ermenistan’ın Azerbaycan mevkilerine ateş açtığı yönünde açıklamalar yapıldığını aktardı. Ermenistan’ın ise bu açıklamaları reddettiğini ve böyle bir emrin verilmediği yönünde açıklamalar yaptığını belirten analist, “Bu durum, sınır tacizlerinin herhangi bir emir olmadan usulsüzce yapıldığı düşüncesini akıllara getirmektedir.” değerlendirmesini yaptı. Azerbaycan’ın Ermenistan Anayasası değiştirilmeden bir barış anlaşması imzalamayacağı yönünde açıklamaları olduğunu kaydeden Tecimer, söz konusu talep hakkında Ermenistan’da çalışmalara başlandığının belirtildiğini fakat henüz gerçekleştirilmediğini belirtti. Bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması adına anlaşmanın bir an önce imzalanmasının son derece önemli olduğuna dikkat çeken Tecimer, Azerbaycan’ın haklı endişelerinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini kaydetti. Tecimer son olarak “Ermenistan anlaşma konusunu oldu bittiye getirerek kendi lehine bir durum yaratmaya çalışmakta ise, endişeleri giderilmeyen Azerbaycan süreci ağırdan almakta, stratejik bir bekleyiş sürdürmektedir.” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, barış anlaşmasına giden yoldan memnun Haber

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, barış anlaşmasına giden yoldan memnun

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış sürecine giden anlaşmanın son taslağı iki maddenin kabulü ile tamamlanmış oldu. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov 12. Küresel Bakü Forumu'nun tertip edildiği 13 Mart 2025 tarihinde basına verdiği bilgide, "Barış anlaşmasının metnine ilişkin müzakereler tamamlandı. Mutabakat sağlanmayan 2 madde kalmıştı. Ermenistan bu 2 maddede de Azerbaycan'ın önerilerini kabul etti. Metin hususunda çalışmalar bitti." demişti. BİR SONRAKİ AŞAMA ERMENİSTAN ANAYASASININ DEĞİŞTİRİLMESİ Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan bildiride, söz konusu anlaşmadan memnuniyet duyulduğu ifade edildi. Bakanlığın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: "Müzakere edilen metnin imzalanmasının temel koşulunun Azerbaycan'ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik iddiaları ortadan kaldırmak için Ermeni Anayasasının değiştirilmesi olduğu yönündeki Azerbaycan'ın uzun süredir devam eden ve ilkeli tutumunu yineliyoruz. Aynı zamanda, eski ve işlevsiz AGİT Minsk Grubu ve ilgili yapıların resmen feshedilmesi gerektiğini vurguluyoruz. İki ülke arasındaki normalleşme süreciyle ilgili bu ve diğer konularda ikili diyaloğu sürdürmeye hazırız." ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ BARIŞ SÜRECİNİN GEREKLİLİĞİ Bakan Bayramov, bundan sonraki adımın Ermenistan'ın Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine karşı maddeleri içeren anayasasının değiştirilmesi yönünde olduğunu vurgulamış, Minsk Grubu'nun tasfiye edilmesi gerektiğinin altını çizmişti.

Azerbaycan'daki sivil kayıpları ve ölümlere ilişkin veriler güncellendi Haber

Azerbaycan'daki sivil kayıpları ve ölümlere ilişkin veriler güncellendi

Uluslararası Kayıp Şahıslar Komisyonu (ICMP) ile Savaş Esirleri, Rehineler ve Kayıp Şahıslar Devlet Komisyonu tarafından düzenlenen; "Azerbaycan Cuhuriyeti'nde Kayıp Şahısların Aranmasına İlişkin Değerlendirme Raporu'nda" işgalci Ermeni güçlerinin sivil halka yönelik olarak uyguladığı saldırılardaki güncel veriler kaydedildi. "BİN 702 KİŞİ ESARETTEN KURTULABİLMİŞ" Rapora göre söz konusu saldırıların neticesinde 3 bin 983 Azerbaycanlının kayıp olduğu tespit edildi. Azerbaycan Cumhuriyeti Savaş Esirleri, Rehineler ve Kayıp Şahıslar Devlet Komisyonu Sekreteri Gazanfar Ahmadov kayıpların; 3 bin 209'unun askerî personel, 774'ünün ise sivil olduğunu aktardığı açıklamasında, "3 bin 983 kişiden 285'i kadın. Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik askerî saldırısı sonucunda, Komisyon tarafından bin 702 kişi esaretten veya rehin olmaktan kurtulmuş kişiler olarak kaydedildi. Bunların arasında 419'u askerî personel. Görüldüğü gibi, daha fazla sivil esir alınmış" bilgisini verdi. Gazanfar Ahmedov, 1 Mart 2025 itibarıyla 688 kayıp kişinin kalıntılarının bulunduğunu, kimliklerin belirlenmesi üzerine 165 kişinin naaşının ailelerine teslim edildiğini dile getirdi. KAYIP KİŞİLERİN GÖMÜLDÜĞÜ YERLERİN TESPİTİ İÇİN ARABULUCULUK ÇAĞRISI Devlet Güvenlik Servisi Başkan Yardımcısı Tümgeneral Şerafat Hasanov ise ICMP'nin Ermenistan önünde kayıp şahısların gömüldüğü yerlerin tespiti için arabuluculuk yapmasını temenni ettiklerini kaydetti. Raporun sunumu sırasında Hasanov, Ermenistan'ın toprak iddiaları üzerine 1988'de başlayan vahşi eylemlerinde 19 binden fazla Azerbaycanlının öldüğünü veya kaybolduğunu, 65 bin kişiden fazlasının ise yarlanmaya maruz kaldığını vurguladı.  "900'DEN FAZLA YERLEŞİM YERİ TAMAMEN YOK EDİLDİ" Hasanov açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "900'den fazla yerleşim yeri tamamen yok edildi, bölgelerin altyapısı ve ekolojisi milyarlarca dolar değerinde hasar gördü ve on binlerce hektarlık arazi mayınlar ve patlamamış mühimmatlarla kirlendi. Çatışma döneminde Ermenistan'ın silahlı kuvvetleri etnik temizlik ve soykırım suçları işledi, sivil Azerbaycan nüfusu topluca katledildi ve esir veya rehine olarak yakalandıktan sonra insanlık dışı koşullarda tutuldular, korkunç işkencelere, yoksunluklara ve insani ilkeleri ihlal eden muamelelere maruz kaldılar. Tüm bu koşullar vatandaşlarımızın kaybolmasına ve kaderlerinin bugüne kadar belirsiz kalmasına yol açtı." 170 AZERBAYCANLI İŞKENCEYLE ÖLDÜRÜLDÜ Söz konusu rapor kapsamında 170 Azerbaycanlının ise işkenceyle öldürüldüğünü kaydetti.

Eski Ermeni Tümgeneral Azerbaycan'a karşı savaştığını itiraf etti! Haber

Eski Ermeni Tümgeneral Azerbaycan'a karşı savaştığını itiraf etti!

Ermenistan Silahlı Kuvvetlerine bağlı Tümgeneral rütbeli eski asker Davit Manukyan, Azerbaycan'daki Birinci ve İkinci Karabağ Savaşı'nda işgalci Ermeni ordusu bünyesinde savaştığını itiraf etti. Bakü Askerî Mahkemesinde görülen dava çerçevesinde eski Tümgeneral Manukyan, Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine karşı savaştığını söyledi. ARACI BAYRAKTAR TARAFINDAN VURULDU Manukyan, üzerinde taşıdığı ve evinde bulunan silahların Ermenistan Cumhuriyeti Emniyet Müdürlüğüne kayıtlı olduğunu belirtti. Azerbaycan basın servisi Report'un gündeme taşıdığı haberine göre; Manukyan, İkinci Karabağ Zaferi sırasında Türk hava savunma sistemi Bayraktar SİHA (silahlı insansız hava aracı) tarafından aracının vurulduğunu, şoförünün yaralandığını ve kendisinin 20 metre uzakta olduğunu söyledi. "BANA KARŞI GÖSTERİLEN TAVIR İNSANÎ OLDU" Soruşturmacılarla arasında iyi bir diyalog yaşandığını aktaran Manukyan, "Bana karşı gösterilen tavır insanî ve iyi oldu, bundan dolayı minnettarım. Artık tüm soruları cevaplamaya hazırım" dedi. Ermenilerin; barışa ve insanlığa karşı suçlar, saldırı savaşı hazırlama ve yürütme de dahil olmak üzere savaş suçları, soykırım, savaş hukuku ve geleneklerini ihlal etme, ayrıca terörizm, terörizmin finansmanı, iktidarı zorla ele geçirme, iktidarı zorla elinde tutma ve Ermenistan'ın askerî saldırganlığı sonucu işlenen çok sayıda diğer suçlarla yargılanmaları devam ediyor. 

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.