Prof. Dr. Soyalp Tamçelik, yıldönümünde Erenköy Direnişi’ni anlattı
Ayyıldız Huri Kaptan/QHA Ankara
Bundan 59 yıl önce Kıbrıs Türklerinin varlık mücadelesinin sembol direnişi olarak tarihe geçen Şanlı Erenköy Direnişi ve Erenköy şehitleri anılıyor. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi Ve İdari̇ Bi̇li̇mler Fakültesi̇/Uluslararası İli̇şkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soyalp Tamçelik, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluş mücadelesinde önemli bir yeri olan Erenköy Direnişi’nin yıldönümünü, Erenköy’ün önemini, Türk Mukavemet Teşkilatını (TMT), Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’i Kırım Haber Ajansına anlattı.
(Röportajın tamamına Kırım Haber Ajansının YouTube kanalından ulaşabilirsiniz.)
Prof. Dr. Soyalp Tamçelik, QHA’nın "Erenköy Direnişi nasıl başladı? Bölgede direnişin fitilini ateşleyen hadiseler nelerdir?", "Kuzey Kıbrıs Türk halkının bölgede ebedi varlığı için mücadele eden Türk Mukavemet Teşkilatının kuruluş tarihi ve önemi nedir?", "EOKA'cı Rum teröristlerin bölgedeki faaliyetleri ve amaçları nelerdir?", "Türkiye’nin başlattığı hava operasyonlarıyla Türk Mukavemet Teşkilatı, Rumları bozguna uğrattı. Türkiye yardıma gelmeseydi, Kıbrıs Türklerinin aylardır süren şanlı Erenköy Direnişi nasıl sonuçlanırdı?", "Türkiye, yapılan hava operasyonunda tarihinde ilk kez bir savaş pilotunu şehit verdi. Türkiye’nin ilk hava harp şehidi Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel nasıl şehit düşmüştür?" sorularına yanıt verdi.
Prof. Dr. Soyalp Tamçelik, "8 Ağustos, Kıbrıs Türklerinin milli mücadele tarihinde önemli bir gün. Hem Direniş Bayramı olarak kutlanıyor hem de Erenköy Şehitlerinin ve bölgede şehit düşen sivil unsurların anıldığı bir gündür. Erenköy Direnişi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluş safahatını, Türk Mukavemet Teşkilatının (TMT) mücadele ruhunu, bir ölçüde Çanakkale'deki askeri birliklerin mantığı ve ruhu ile birlikte Kıbrıslı Türk öğrencilerin verdiği mücadelenin nişanesi olarak kabul edilen bir gündür." dedi.
Prof. Dr. Soyalp Tamçelik, "Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz, yaşayan gazilerimize Allah’tan sağlıklı, uzun ömürler vermesini niyaz ediyorum" sözlerine yer verdi.
Prof. Dr. Tamçelik, "Erenköy, bu dönem zarfında Mansura (Mansoura) dediğimiz bölgede, adanın bir ölçüde batı coğrafyasında bulunan bir yer, küçük bir balıkçı kasabası an itibarıyla özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin sınırları içerisinde olan bir yer." dedi.
Adanın coğrafi ve tarihi yönü açısından bilgilendirmelerde bulunarak sözlerine devam eden Prof. Dr. Tamçelik, Erenköy'de 4 tane daha Türk Köyü bulunduğunu ifade etti. Ardından Tamçelik, bölgede mücadelenin 24 Aralık 1963 tarihinde Kıbrıslı Rumların EOKA terör örgütü mensuplarınca yapılan Kanlı Noel Katliamı ile başladığını anlattı. Tamçelik, 24 Aralık 1963 tarihinden itibaren söz konusu Rum unsurlarının Türk köylerini kuşatma altına aldığını söyledi.
ERENKÖY'ÜN ÖNEMİ
Prof. Dr. Soyalp Tamçelik, “Erenköy neden bu kadar önemli ve mücadele neden burada başladı?" sorusuna yanıt olarak ise şunları kaydetti:
“Çünkü burası Akdeniz'e ait müstakil Türk köylerinden istisna yerlerden biri, özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Anamur'dan, Antalya'dan ya da Mersin'den adaya Türk Mukavemet Teşkilatına destek vermek için silah sevkiyatı gerekmekte bu silah sevkiyatı 1958 yılından beri aralıklarla devam etmekte."
Bölgenin köylülerinden olan Celal ve Vehbi Mahmutoğlu kardeşlerin küçük bir balıkçı kayığıyla Anamura gidip silah almak istediklerini söylediklerini, Türk yetkililer tarafından ilk önce tutuklandıklarını ardından neden böyle bir şey yaptıkları öğrenildikten sonra silah sevkiyatının sağlandığını aktaran Tamçelik, böylece Anamur'dan ilk seferin başladığını ve sevkiyatın bir süre devam ettiğini anlattı.
TMT'NİN İLK DENİZ ŞEHİTLERİ: MEZARLARI AKDENİZ SULARI
Prof. Dr. Soyalp Tamçelik, sözlerini söyle sürdürdü:
"1958 yılına gelindiğinde Asaf Elmas ile Hikmet Rezvan adındaki iki Türk Mukavemet Teşkilatı mensubu Erenköy mücahitleri burada şehit olmaları hasebiyle Akdeniz'in sularında kayboldu. Bu bizim için Türk Mukavemet Teşkilatının mücadele tarihinde denizle, denizcilikle ya da denize şehit düşen ilk mücahitler olması açısından önemlidir. Bugün itibarıyla da mezarları Akdeniz sularıdır.
"KIBRISLI TÜRKLERİN MİLLİ MÜCADELESİNİN BAŞLADIĞI DÖNEM"
O yüzden bu bölge, Erenköy bölgesi adadan bu bölgeye gelen silahların bütün adaya, TMT mukavemetçilerine dağıtılarak çanak dediğimiz silahların toprağa gömülmesi, eğitim alması için çıkış noktası. İşte Rumlar ve EOKA terör örgütü, bu çıkış noktasını ele geçirmek adaya silah sevkiyatını önlemek ve Türkiye ile olan bağlantıyı kesmek için takriben 10 bin kişilik asker ile bu bölgeye saldırdı. Buraya 1963 Aralık ayından itibaren askeri birlikler toplanır ve (EOKA terör örgütünün kurucusu ve lideri) Grivaz 1964 yılında Nisan ayından itibaren bölgede konuşlanmaya başlar. 21 Aralık'tan sonra saldırıların artmasıyla, Kuzey Kıbrıs'ta on binlerce yerlerinden edilen Kıbrıslı Türklerin bir ölçüde milli mücadelesinin başladığı dönem olarak ifade edilir ve bu milli mücadelenin ilk büyük çatışması Erenköy Direnişi'yle vuku bulur.
Nisan ayında küçük çaplı saldırılarla Erenköy'e tecavüzler başlıyor. Bu esnada Türkiye'de okuyan Kıbrıs Türklerinden oluşan muazzam bir öğrenci kitlesi, Türk hükumetine baskı yapar ve 'biz adaya gitmek ve orada vatan topraklarını korumak istiyoruz' derler. Aynı duygu İngiltere'de okuyan Kıbrıslı Türkler için de geçerlidir, bu istikbal vaat edebilecek gençler birleşirler ve Ankara'ya gelirler.
Türk hükumeti bir süre sonra öğrencilere kısa süreli bir ve iki haftalık eğitim vererek bunlara Anamur'dan Erenköy'e gizli yoldan çıkarırlar.
TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATININ KURULUŞU VE ÖNEMİ
Kuzey Kıbrıs Türk halkının bölgede ebedi varlığı için mücadele eden Türk Mukavemet Teşkilatının kuruluş tarihine ve önemini anlatan Prof Dr. Tamçelik şu ifadelere yer verdi:
"Türk Mukavemet Teşkilatı bilinen yasal ve hukuki süreçte 1 Ağustos 1958 tarihinde kurulduğu kabul edilir anayasamızda ve ilgili devlet mevzuatında bu şekilde ifade edilmiştir ama esasında bu tarih adada kurulan ve Kıbrıslı Türkler tarafından teşekkül edilen yeraltı teşkilatının, Türk Silahlı Kuvvetleri muvazzaf askeri birliğine teslim edildiği, kontrol altına alındığı tarihtir. Rauf Denktaş aslında teşkilatın 26 Kasım 1957 tarihinde 3 kişiyle birlikte Lefkoşa'da bir köy evinde kurulduğunu söyler. Biri Kemal Tanrısevdi, diğeri Doktor Burhan Nalbantoğlu ve Rauf Denktaş'tır."
TÜRKİYE’NİN İLK HAVA HARP ŞEHİDİ CENGİZ TOPEL
Türkiye, yapılan hava operasyonunda tarihinde ilk kez bir savaş pilotunu şehit verdi. Tamçelik, Türkiye’nin ilk hava harp şehidi Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel hakkında ise şu ifadeleri aktardı:
"Cengiz Topel 8 Ağustos günü Rum Millî Muhafız Ordusunun uçaksavar mermisiyle yara alır. Bugün Cengizköy diye bilinen yere iniş yapar. Çok büyük bir şanssızlıktır. Türk köyü olsa kurtulacaktır ama Rum köyüne indiği için orada tutuklanır. 9 Ağustos’ta şehit olduğu tahmin edilir çünkü ağır yarası yoktur fakat otopsi raporlarına göre işkence gördüğü bilinmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Türk tarafının baskısı sonucu naaşı 12 Ağustos’ta Türkiye’ye teslim edilmiştir. 14’ünde düzenlenen büyük bir törenle Edirne Kapı Şehitliği’ne defnedildi. Bugün Türkiye’de, KKTC’de pek çok yere ve Türk çocuklarına adı verilmiştir. Cengiz Topel’in bir diğer önemi de Türkiye’nin hava unsurunun ilk şehidi olmasıdır.
SOYALP TAMÇELİK: ERENKÖY’Ü ÇANAKKALE VE SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİNE BENZETİYORUM
Erenköy'ü daha çok Çanakkale'deki müdafaa hukukuna benzetiyorum bir ölçüde Çanakkale'deki gidenler de vatan toprağını korumak için gitmişti.
Buradaki Kıbrıslı Türkler de vatan toplarını korumak için gitmişti. Fakat Erenköy'ü aynı zamanda Sakarya Meydan Muharebesi’ne de benzetiyorum.
Türkiye'deki en elit, okumuş harp okulu öğrencilerinin hepsi burada şehit düşmüşlerdir ve genellikle bunların rütbeleri teğmen, yüzbaşı, binbaşı arasında yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu aklını oluşturabilecek zat-ı muhteremlerdir. Orada şehit düşmüşlerdi. 1974 Barış Harekatı’ndan önce Erenköy'e 1964'te gelen öğrenciler de Sakarya'daki gibidir. Çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin geleceği olan çocuklardır; hukukçu, doktor olacak nesillerdir.
"KKTC, KIBRISLI TÜRKLERİN KURDUĞU BATI TÜRKLÜĞÜNÜN EN GÜNEYİNDEKİ DEVLET"
Hem Sakarya hem Çanakkale ruhunu orada görmek mümkündür. Hepsinden önemlisi; direniş, özgürlük ve bağımsızlığı ikame edebilecek nesli üretmek ve bundan beslenmek zorundayız. İkbal ve istikbal buradan geçiyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıslı Türklerin kurduğu özellikle Batı Türklüğünün en güneyindeki devlet olarak ebed müddet yaşaması dileklerimle..."