SON DAKİKA
Hava Durumu

#Dini Baskı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Dini Baskı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dini Baskı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Doğu Türkistan ile ilgili yeni rapor: İslam’ın Çinlileştirilmesi Haber

Doğu Türkistan ile ilgili yeni rapor: İslam’ın Çinlileştirilmesi

Doğu Türkistan'daki dini baskı, Çin'in İslam düşmanlığı ile ilgili, Dogu Türkistan İnsan Haklar İzleme Derneğinin hazırladığı "Doğu Türkistan’da Dini Baskı: İslamofobi ve İslam’ın Çinlileştirilmesi” konulu yeni bir rapor yayımlandı. Raporun tanıtım lansmanı 23 Haziran 2024 tarihinde İstanbul'da düzenlendi. ÇİN’İN YILLARDIR SÜRDÜRDÜĞÜ SİSTEMATİK SOYKIRIM POLİTİKASI Türkiye Gençlik Vakfı (TUGVA) genel merkezinde gerçekleşen lansmanda konuşan akademisyenler, Doğu Türkistan’da işgalci Çin’in yıllardır sürdürdüğü sistematik soykırım politikası, dini baskı ve İslam düşmanlığının tescillenmesi açısından söz konusu raporun çok kıymetli olduğunu dile getirdi.  DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ GERÇEKLER Geçen aylarda tamamen Çin'in kontrolü ve izin verdiği yerleri ziyaret eden Avustralya'nın dünyaca ünlü televizyon kanalı ABC ekibi, Çin Komünist Partisinin (ÇKP) yıllardır süren acımasız baskısının ardından Doğu Türkistan'ı bir turizm noktasına dönüştürmeye çalıştığını aktarmıştı. ABC'nin 30 Eylül 2023 tarihinde yayımladığı özel raporunda, Çin'in baskıları neticesinde Doğu Türkistan'ın dünyadan izole edildiği bildirilmişti. DOĞU TÜRKİSTAN'DA SOYKIRIM YAŞANIYOR! Çin Halk Cumhuriyeti hükûmetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da bir halk topyekûn soykırıma uğradı ve bugün halen uğramaya devam ediyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler, bu baskının kurbanı oluyor. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor.

10 maddede Çin Komünist Partisinin dini baskı karnesi Haber

10 maddede Çin Komünist Partisinin dini baskı karnesi

Selahaddin Kaşgarlı / QHA Muhabir / Ankara Dünya çapında yayımladığı çarpıcı araştırmalar, raporlar ve analizlerle dikkat çeken Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli düşünce kuruluşu Pew Araştırma Merkezi, Çin'in son yıllarda giderek artırdığı dini baskıları inceleyen "Çin'de Dini Ölçmek" temalı kısa bir rapor yayımladı. DİN ÜZERİNDEKİ BASKI: ÇİN'E SADAKAT! Merkez yayımladığı raporunda Çin yönetiminin 2023'ün başlarında din adamlarının ve dini toplulukların gözetimini sıkılaştıran faaliyetlerle ilgili yeni kurallar yayımladığına dikkat çekti. Kuralların, Çin hükumetinin dini komünizmle uyumlu hale getirme, ateizmi benimseyen ve teşvik eden Çin Komünist Partisine (ÇKP) sadakat sağlama stratejisinin bir parçası olduğu kaydedildi. "SIRADAN VATANDAŞLARA SÖZDE DİNİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ" Çin anayasasının "sıradan vatandaşlara sözde dini inanç özgürlüğü" sağladığına dikkat çekilen raporda, hükumetin resmi olarak beş dini tanıdığını ve bunların Budizm, Katoliklik, İslam, Protestanlık ve Taoizm olduğu belirtildi. Ancak yetkililerin dini faaliyetleri yakından ve sıkı bir şekilde denetlediği vurgulandı. ÇİN'İN DİNİ BASKI KARNESİ! "Çin'de Dini Ölçmek" adlı raporda, Çin hükumetinin dini baskıları hakkında bilmesi gereken 10 şey şöyle sıralandı; 1. Çin, dini grupların doktrinlerini, geleneklerini ve ahlakını Çin kültürüyle uyumlu hale getirmelerini gerektiren bir "Çinlileştirme" politikası izliyor. Bu politika insanları, Çin geleneklerine öncelik vermeye ve devlete sadakat göstermeye zorluyor. Ayrıca İslam dininin yanı sıra Katoliklik ve Protestanlık da dahil olmak üzere Çin tarzı düşünceye tes düşen sözde "yabancı" dinleri de etkiliyor. 2. Din'in gereksinimlerini Çinlileştirme ve çeşitli biçimlere ayırma. Çinli yetkililer camilerin kubbelerini ve  minarelerini, kiliselerdeki haçları Çin kültürüne uygun olarak görünmeleri için yıkıyor. İmamlardan ve Papazlardan Çin tarzı düşünce ve sosyalist değerleri yansıtan dini öğretilere öncelik vermeleri isteniyor. Çin yönetimi, İslami öğretilerin "yeni çağda Çin kültürü" ile uyumlu hale gelmesi için İslam dininin kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'i tahrif ederek, Çin versiyonunu yayınlamayı planlıyor. 3.Çin'in Müslümanlara, özellikle de Doğu Türkistan'daki Uygur Türkü Müslümanlara yönelik kısıtlayıcı politikaları son on yılda geniş çapta artmıştır. İnsan hakları grupları, Çin'i Uygur Türkü Müslümanları toplu gözaltı, gözetim ve işkenceye maruz bırakmakla suçluyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, Doğu Türkistan'daki olayları soykırım olarak nitelendirerek, Çinli yetkililerin 1 milyondan fazla insanı özel olarak inşa edilmiş toplama kamplarında gözaltına aldığını bildiriyor. Uygurlar, Çinli Müslümanların yüzde 53'ünü oluşturuyor. 4. Çin'de Hristiyanlık çeşitli kurumlar tarafından yönetiliyor. Hristiyanların, devlet kurumlarına kayıtlı "resmi kiliselerde" ibadet etmelerine izin veriliyor. Bununla birlikte, birçok Hristiyan bu gözetimi ve devlet kiliselerinde ibadet etmeyi reddediyor. Şi Cinping'in 2013'te iktidara gelmesinden bu yana yönetim tarafından tüm Hrıstiyanlık faaliyetleri gözetim altına alındı. Devlete bilgi vermeyi ve kayıt yaptırmayı reddeden kiliseleri kapattı. 5. Çin, Budizm'e, özellikle de ülkedeki en yaygın kol olan Han Budizmi'ne, Hıristiyanlık veya İslam'dan daha hoşgörülü davranıyor. Şi Cinping, Konfüçyüsçü, Taoist ve diğer geleneksel Çin inanç ve uygulamalarını entegre ettikleri için Han Budistlerini sık sık övüyor. Aynı zamanda Çin, Tibetli Budistlere de baskı uygulıyor. Son dönemde Çinli yetkililer, Tibetlilerin Şi Cinping'e bağlılığı pekiştirmek ve sürgündeki Dalai Lama'ya sadakati caydırmak için sözde "siyasi yeniden eğitim" kampanyasına başladı. Öte yandan Çin, Tibetlilere has manastırları ve heykeller de dahil olmak üzere Tibet Budist anıtlarını yıktı. 6. Halk dini ve eski manevi gelenekler Çin'de büyük bir rol oynamaktadır. Hükumet, Çin'in kültürel mirasının bir parçası olduğunu düşündüğü bazı faaliyetleri teşvik ediyor ve bazı halk dini tapınaklarının yenilenmesini finanse ediyor. Çin yönetimi ayrıca, insanları Çinli filozof Konfüçyüs'e saygı duymaya zorluyor. 2015 yılından bu yana, ÇKP tarihi ve kültürel öneme sahip tapınakları kayıt altına alıyor. Tapınak personelini ve faaliyetlerini devlet denetimi altına alıyor. Bazı bölgelerde ise yerel yönetimler sosyal ve kültürel açıdan Çinlilik için önemsiz gördükleri tapınakları yıkıyor. 7. Resmi olarak tanınan beş dinin dışında kalan ve bir kültürel miras biçimi olarak hükumetin onayını karşılamayan dini faaliyetler, Çin tarafından genellikle "batıl inanç" veya "kötü kültür" olarak sınıflandırılıyor. Falun Gong, Birleşme Kilisesi ve Tanrı'nın Çocukları da dahil olmak üzere bazı gruplar kötü kültür olarak kabul edilerek yasaklandı.  8. İktidardaki Çin Komünist Partisi (ÇKP) ateizmi teşvik ediyor ve vatandaşları insandığı dini uygulamaktan caydırıyor. ÇKP'ye veya ona bağlı gençlik örgütlerine mensup olan 281 milyon kişinin çok çeşitli spiritüel faaliyetlerde bulunması veya inandığı dini değerleri yaşaması resmi olarak yasaklandı. ÇKP üyelerinin tüm önemli dini günler için tapınakları ziyaret etmesi ÇKP'den kovulmaya yol açabiliyor.  9.18 yaşın altındaki çocukların Çin'de herhangi bir resmi dini ilişkiye sahip olmaları anayasal olarak yasak. Çin'de herhangi bir dini okul veya yaz kampı kesinlikle yasaktır. Ayrıca gençlerin dini gruplarda yer almaları da dahil olmak üzere dini eğitim yasağı her kesimi kapsıyor. Okulların öğrencilere herhangi bir dine inanmamaya ve ateizmi teşvik etmeye odaklanmaları gerekiyor. Öte yandan daha küçük yaştaki çocukların ateizme bağlılık sözü vermeleri ve  ÇKP'ye bağlı gençlik gruplarına katılmaları da zorunlu. 10. Çin'in dine karşı tutumu, 1949'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşuna kadar uzanıyor. ÇKP'nin ilk liderleri dini "yabancı kültür emperyalizmi", "feodalizm" ve "batıl inanç" ile bağlantılı olarak kınamış ve dini gruplara zulmetmişlerdi. Kültür Devrimi (1966-76) sırasında, ÇKP lideri Mao Zedong "eski şeyleri, eski fikirleri, eski gelenekleri ve eski alışkanlıkları" ortadan kaldırma sözü vermişti ve Kızıl Muhafızlar o dönemde camilere, tanıpaklara, türbelere ve kiliselere saldırmıştı.

Lubinets: Rusya Haber

Lubinets: Rusya "dini gerekçelerle" 100'den fazla Kırımlıya ceza davası açtı!

Kremlin yönetimi, işgal altında tuttuğu Kırım’da, etnik ve dini baskıları devam ettiriyor. Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi (Ombudsman) Dmıtro Lubinets, işgalci Rus yönetiminin, Kırım’da "dini gerekçelerle" 100’den fazla Kırımlıya ceza davası açtığını bildirdi. Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Dmıtro Lubinets, dün sosyal medyada yaptığı açıklamada, “Rusya, Kırım’da dini gerekçelerle baskı uygulamayı sürdürüyor. Bugüne kadar Rusya, Kırımlılara karşı dini gerekçesiyle 100’den fazla ceza davası açtı.” ifadelerini kullandı. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 18. maddesine göre herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkına sahip olduğunu belirten Lubinets, Rusya’nın, dini örgüt üyelerine zulmederek İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme'nin 9. maddesini ihlal ettiğini vurguladı. Lubinets, “Rusya, uluslararası toplumun Rusya Federasyonu'na ayrımcılık yapmadan vicdan ve din özgürlüğünü sağlama çağrısında bulunduğu 74/168 sayılı BM Genel Kurulu Kararını görmezden gelmeye devam ediyor." dedi. Rus işgalinin başından bu yana Kırım’daki dini topluluklar, kasıtlı baskı hedefine dönüştü. Ayrıca Rus mevzuatının yarımadada zorla uygulanmasının ve işgalci yönetiminin baskı politikası Kırım’daki dini toplulukların durumunu oldukça kötüleştirdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.