SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Cumhuriyet

QHA - Kırım Haber Ajansı - Cumhuriyet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhuriyet haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

"Yüzyılımdaki Cumhuriyet" belgeseli, Ankara'da yankı buldu Haber

"Yüzyılımdaki Cumhuriyet" belgeseli, Ankara'da yankı buldu

Yapımcı, Yönetmen Neşe Sarısoy Karatay'ın "Yüzyılımdaki Cumhuriyet" isimli belgesel filmi, 21 Mart 2025 tarihinde başkent Ankara'daki Alman Kültür Merkezinde (Goethe Institut) gösterildi. Anadolu Sanat Tarihçileri Derneğinin organizasyonuyla düzenlenen "Belgesel Gösterimi ve Söyleşi" programı saat 14.30'da başladı.  Programın koordinatörü, Yapımcı ve Yönetmen Kerime Senyücel yaptığı açılış konuşmasında, Yapımcı, Yönetmen Neşe Sarısoy Karatay ve "Yüzyılımdaki Cumhuriyet" isimli belgesel hakkında bilgiler verdi ve belgesel filmin önemine dikkat çekti. BELGESEL İZLEYENLERİN BEĞENİSİNİ TOPLADI Cumhuriyet'in ilk yıllarına tanıklık eden öğretmen, akademisyen, işçi, yazar, sanatçı ve eczacı gibi mesleklere sahip vatandaşların, 18 yaşındaki Ecrin Abay isimli öğrenci ile gerçekleştirdiği söyleşiden oluşan belgesel  film, program kapsamında katılımcılara izletildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına ithaf edilen ve demokrasinin ne anlama geldiğini vurgulayan belgesel, büyük ilgiyle takip edildi. "CUMHURİYET'İN İLKELERİNİ DEVAM ETTİRECEĞİME SÖZ VERİYORUM" Gösterimin ardından filmin yönetmeni Neşe Sarısoy Karatay, belgeselde yer alan öğrenci Ecrin Abay ve "Türkiye 100" bestesine hayat veren ve belgeselde kullanılan eserin sahibi Turan Manafzade ile söyleşi gerçekleştirildi. Moderatör Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pelin Şahin Tekinalp, konuklara çeşitli sorular yöneltti. Tekinalp, Atatürk'ün ilkelerini önemsediğini, bu belgesel film ile birlikte yeniden Kurtuluş Savaşı şehitlerine, Cumhuriyet'in ilkelerini devam ettiren isimlere borçlu olduğunu söyledi. Tekinalp, "Bu ilkeleri devam ettireceğime kendi adıma söz veriyorum." dedi. CUMHURİYET'İN 100. YILINA ÖZEL BELGESEL FİKRİ NASIL OLUŞTU? Karatay, "Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına özel olarak böyle bir belgesel filmine hayat verme fikri nasıl oluştu?" sorusuna kapsamlı bir yanıt verdi. Karatay, Cumhuriyet'in nasıl kurulduğunu tarihsel anlamda anlatmanın en güzel yollarından birinin görüntülerle olabileceğini, bu nedenle Cumhuriyet'in tanıklarıyla belgesel çekmeyi düşündüğünü dile getirdi. Karatay, "Cumhuriyet'in ilk yıllarını görmüş, o heyecanı duymuş, motivasyonu hissetmiş, Cumhuriyet ilkelerine göre eğitim almış 100 yaşındaki vatandaşlarımız geldi aklıma." diyerek, belgesel çekimine nasıl adım attığını belirtti. Belgesel filmdeki karakterlerin çoğunun vefat ettiğini aktaran Karatay, "İyi ki onlarla konuşabilmişiz. Bilgiden ziyade o ruha odaklandık. Soyut ve somut olarak onlardan almaya çalıştık. Aynı zamanda Ecrinimiz'e (vatandaşlarla söyleşi yapan öğrenci) ne katabilirlerdi bunu düşündük. Didaktik anlamda anlatmak istemedim, o duyguyu ve ruhu yakalamak istedim." bilgisini verdi. Neşe Sarısoy Karatay, belgeselin eğitim kurumlarında öğrencilere izletildiğini de sözlerine ekledi. "BU DUYGULARI YAŞAMIŞ İNSANLARDAN CUMHURİYET'İ ÖĞRENMEK ZAMANDA YOLCULUK YAPMAK GİBİ" Kendisine yöneltilen soru üzerine Abay ise belgeselin kendisine çok şey kattığını söyledi. Abay, "Bana en büyük katkısı; kitaptan okuyarak öğrenmektense o günleri bizzat yaşayan insanlardan dinlemek oldu. Sanki o günleri yaşamış gibi oldum. Çünkü bunları, aynı duyguları yaşamış insanlardan dinlemek zamanda yolculuk yapmak gibi oluyor. Daha canlı ve daha derinden öğrenmiş oldum." ifadelerine yer verdi. "MÜZİĞİM CUMHURİYET'E OLAN DUYGULARIMIN VE TEMENNİLERİMİN TEMSİLİYETİDİR" Öte yandan söz ve müziği kendisine ait olan "Türkiye 100" eseriyle Türkiye'de büyük bir ilgi ve takdir gören Azerbaycan Türkü sanatçı Turan Manafzade de parçasının belgeselde kullanılmasından dolayı mutluluk duyduğunu ifade etti. Moderatör Tekinalp'in sorusu üzerine Manafzade eseri nasıl bestelediğini anlattı. Manafzade, "100. yıl bir kere geliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına armağan ettiğim müzik, Cumhuriyet'e olan en güzel duygularımın ve temennilerimin bir temsiliyetidir." dedi. 2023 yılının başında ürettiği bestenin Karatay'ın teklifi ile belgeselde yer edindiğini belirten Manafzade, film için farklı versiyonları da çektiklerini aktardı. Manafzade, Türkiye Cumhuriyeti'ni emanet eden bütün şehitleri andığı konuşmasında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün tüm kadınlara verdiği haklara dikkat çekti. Manafzade, "Kadınların toplum içinde eğitim alması çok önemli. Azerbaycan'da da 1918'de birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi, ilk operanın Üzeyir Hacıbeyli tarafından yazılmış olması bizde de Cumhuriyet'in elit bir tabaka tarafından Mehmet Emin Resulzade'nin önderliğinde kurulmuş olması çok kıymetli" ifadelerini kullandı.  Atatürk'ün isminin böyle bir eserde yer alması gerektiğinin altını çizen Manafzade, çok onurlu ve mutlu olduğunu belirtti. BELGESELDEKİ KARAKTERLER NASIL SEÇİLDİ? Tekinalp'in "Belgeseldeki karakterleri nasıl seçtiniz?" sorusuna ilişkin olarak Karatay, ilk olarak internet mecrasından araştırmalar yaptığını ardından Aydın'ın Nazilli Basma Fabrikasının kuruluşuna şahitlik edenlerle iletişime geçtiğini, Atatürk'ün zaman zaman dinlenmeye gittiği Yalova'daki insanlarla konuştuğunu dile getirdi. Karatay, bütün karakterlerin Cumhuriyet sevdalısı olduğunu, bu duygunun Ecrin'e geçtiğini ifade etti. Karatay espirili bir şekilde, "Ecrin, kendisine devredilen bayrağı 118 yaşında başka bir gence devredecek." dedi. Gençlerin yurt dışına çıkmasını eleştiren Karatay, belgeselde yer alan 102 yaşındaki (6 Şubat 2025'te vefat etti) Prof. Dr. Zeynep Korkmaz'ın tahsilini tamamladığı Almanya'da kendisine gıpta ile bakıldığını, Atatürk'ün kadınlara eğitim imkânı tanımasına şaşkınlıkla baktıklarını söyledi. Karatay daha sonra Korkmaz'ın Türkiye'ye dönerek Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinde Türk gençlerine eğitim verdiğini, ülkesini bırakmadığını belirtti. "NASIL BİR CUMHURİYET HAYAL EDİYORSUN?" Karatay Abay'a, "Önümüzde nasıl bir Cumhuriyet hayal ediyorsun?" sorusuna karşılık olarak, "Bize, Türk gençliğine inanıyorum. Herkesin işinin başında olduğu, başarılı olmak için çalışıp çabaladığı, pes etmediği, ülkesi için çalışmaya devam ettiği bir geleceğin olacağına inanıyorum." yanıtını verdi. Söyleşi, katılımcıların soruları ve teşekkür konuşmaları ile devam etti. Programın koordinatörü Kerime Senyücel ise konuşmacılara, "Teşekkür Belgesi" takdim etti. Program toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

İzmir'den Kaşgar'a kadim yolculuk: Doğu Türkistan bağımsızlık mücadelesi neferi Mustafa Ali Bey Haber

İzmir'den Kaşgar'a kadim yolculuk: Doğu Türkistan bağımsızlık mücadelesi neferi Mustafa Ali Bey

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ve Çin hükûmetinin emperyalist politikalarına karşı ayak direten Uygur Türkleri, 1933 yılında kendi topraklarında Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'ni kurmuştu.  DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ, TÜRKİYE'DEN DESTEK BEKLEDİ Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, soydaşlarının yaşadığı ve henüz 10. yılını idrak eden Türkiye Cumhuriyeti'nden destek talep etmişti. Arkasında her zaman büyük bir Türkiye'nin var olduğunu hisseden Doğu Türkistan hükûmeti, o dönemde gerek askerî gerek malî ve gerekse de siyasî konularda Türkiye'nin desteğini bekliyordu.  O dönem İzmirli Mustafa Ali (Kentli) Bey, müsteşar sıfatıyla bağımsızlık mücadelesini kazanan Doğu Türkistan'ın başkenti Kaşgar'a giderek; askerî, malî ve eğitim alanında çalışmalar yapmış, Türkiye Cumhuriyeti'nden, Hoca Niyaz ve Sabit Damolla liderliğindeki hükûmet için destek talep etmişti. Mustafa Ali Bey, bölgesel gerilimler, Türkiye'nin kendi içindeki ekonomik ve siyasi meseleleri nedeniyle Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ile pek etkili olmayan diplomatik ilişkilerde arabuluculuk etmişti. DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ İÇİN ASKERÎ, MALÎ VE EĞİTİM PLANLAMALARI Türk dünyasıyla kültürel bağlar kurmayı amaçlayan ve bu bağlamda Türk yurdu Doğu Türkistan'ın bağımsızlık mücadelesine destek veren Mustafa Ali Bey, 4 ay boyunca Kaşgar hükûmetinde çeşitli faaliyetler ve planlamalar icra etmişti. "ÇALIŞAN KAVİMLER KURTULUR" Öte yandan, Mustafa Ali Bey'in, Pakistan'ın Peşaver kentindeki Türkistanlı Göçmenler Kongresinde yaptığı konuşma ise dikkate değerdir. Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti Dışişleri Delegesi sıfatıyla kongrede yer alan Mustafa Ali Bey, "Ey benim ırkdaşlarım, kan kardeşlerim! Ben sizlere müjdeli haber getirdim. Doğu Türkistan mücahitleri tarafından selam getirdim. Bugün Doğu Türkistan’ın kurtulması sizin vatanınızın kurtulması demektir. Tez zamanda sizlerin vatanınız da kurtulur. Çalışınız. Çalışkan kavimler elbette kurtulur. Kurtulmaya inancınız tam olsun!” ifadelerini kullanmıştı.  Pamukkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Coşkun Kumru'nun "Doğu Türkistan Milli Mücadele Tarihinde Mustafa Ali (Kentli) Ali Bey" adlı makalesinde yer alan bilgilerin yanı sıra, Mustafa Ali Bey'in o dönem Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'nde birden fazla ulusal bayrağın yerine tek bir bayrak kullanılmasını önerdiği aktarılıyor. Ayrıca Mustafa Bey'in önerisi üzerine Başbakan Sabit Damolla'nın, mavi zemin üzerine ay yıldız tasarladığı belirtiliyor.  MUSTAFA ALİ BEY TÜRKLERE, DOĞU TÜRKİSTAN'A GİTMELERİ İÇİN ÇAĞRIDA BULUNDU Yaş Türkistan dergisine 8 Ocak 1934 tarihinde "Doğu Türkistan Cumhuriyeti Fevkalade Elçisi" sıfatıyla mektup gönderen Mustafa Ali Bey şu ifadelere yer vermişti: Türkiye’den sonra Doğu Türkistan da kendisini esaretten kurtarmış bulunuyor. Ben Doğu Türkistan’a gittim. Bağımsızlık mücadelesine kısmen katıldım. Yeni kurtulan on beş milyon Türk ile yeni teşkilatta beraber çalıştım. Doğu Türkistan kuruluş ve teşkilatlanma dönemini tamamlamak üzeredir. Reisicumhur Hoca Niyaz Hazretleri’dir. Hoca Niyaz, Çinlilere karşı ilk mücadele bayrağını açan Doğu Türkistanlı olduğu için büyük bir hürmet ve güven kazanmıştır… Doğu Türkistan aydın Türklere muhtaçtır. Subay, öğretmen, yönetici, doktor, matbaacı, dizgici ve el sanatları ile uğraşanlar için geniş bir saha açık durmaktadır. Yapılacak en hayırlı uygulama kendi parasıyla Türkistan’a kadar gidemeyen ve şurada burada, yabancı ellerde oturan Türkistanlıları Doğu Türkistan’a sevk etmektir. Teşkilatçılıktaki kudretiniz Türk dünyası tarafından bilindiği için sizden bu hususu rica ediyorum. Şerefli bir macera arayan asker, işsizlikten şikâyet eden doktor, işi bozulan zanaatçı Türkler derhal Kaşgar’a hareket etmelidirler. Yepyeni ve bakir bir Türk ülkesi Türk aydınlarını, bilhassa Türkistanlıları bekliyor. Altın, gümüş, bakır, taşkömürü, petrol, pamuk ve ipek üretimiyle dünyanın en zengin topraklarına sahip olan atalar yurdu Türkistan, bugün Batı tekniğiyle donanmış azim ve irade sahibi aydın insanları istiyor. Biz bugün Doğu Türkistan’ı kurtarmak işiyle değil - çünkü o kurtulmuştur- onu donatmakla meşgulüz. Tekrar esarete düşmemesi, yine bir Bolşevik istilasına maruz kalmaması. İşte bizim hedefimiz budur. Avrupa’nın muhtelif yerlerinde ve Türkiye’de birçok Türkistanlı aydın var. Onlara hitap ediyorum: Milletiniz veya nefsiniz için bir ihtirasınız, bir emeliniz varsa, Kaşgar’a geliniz. Orada sizi bir önder gibi, bir kurtarıcı gibi karşılayacaklar ve gurbetin kalplerinizde açtığı mazlum çukur dolacaktır. Kendi yurdunuzda, atalarınızın yurdunda olacaksınız.. "ŞARKİ TÜRKİSTAN HALKININ TÜRK OLDUĞU HAKİKATTİR" Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti'nin Doğu Türkistan'ı resmî olarak tanıması konusunda da çok kez çağrıda bulunan Mustafa Ali Bey, “Yegâne kuvvet Türkiye’dir. Türkiye’den ayrı bir siyaset takip etmeyeceğiz. Bizim muvaffakiyetimizin birinci şart-ı resmî Türkiye’nin bize itimat etmesidir… Şarkî Türkistan halkının Türk oldukları ve bugün fiilen müstakil oldukları da bir hakikattir. Rusya, Türkiye efkâr-ı umumiyesini kazanmanın kendisi için faideli olduğuna kanaat ederse, Şarkî Türkistan’ın istiklâlini tanırsa bir sonuç alınabilir" demişti. KADİM TÜRK YURDU DOĞU TÜRKİSTAN İŞGAL ALTINDA Ancak SSCB ve Çin arasındaki işgal prensibi kapsamında Doğu Türkistan, Çin yönetimi altına girdi. Yeniden 1944 yılında kurulan ve Alihan Töre liderliğindeki Doğu Türkistan Cumhuriyeti 5 yıl ayakta kalabilmişti. 1949 yılında işgal edilen kadim Türk yurdu Doğu Türkistan bugün hâla işgalci Çin politikalarına maruz kalıyor.  İnsan haklarından mahrûm bırakılan Doğu Türkistanlılar, açık bir cezaevine dönüştürülen vatan topraklarında, Çin'in açtığı toplama kampında tutuluyor. Millî kimliğine, diline ve dinine tehdit oluşturan Komünizm rejimine sahip olan Çin hükûmeti, Uygur Türklerine insanlık dışı muamalede bulunuyor. 

12 Kasım Doğu Türkistan Milli Günü Haber

12 Kasım Doğu Türkistan Milli Günü

Bugün Doğu Türkistan'da 1933 ve 1944 yıllarında kurulan iki cumhuriyetin kuruluş yıl dönümü. Diasporadaki Doğu Türkistan Türkleri, 12 Kasım'ı unutturmamak için milli gün olarak kutluyor. Bilindiği üzere, Çin'in baskıcı ve soykırıma varan politikalarından dolayı günümüzde Doğu Türkistan halkı bir varoluş mücadelesi veriyor. DOĞU TÜRKİSTAN MİLLİ GÜNÜ  Doğu Türkistan Türkleri, 12 Kasım 1933 ve 1944’te iki kez bağımsız bir devlet ilan etmişti. Bu nedenle, iki cumhuriyetin kuruluş yıl dönümü “Doğu Türkistan Milli Günü” olarak kutlanıyor. Doğu Türkistan Türkleri, 12 Kasım 1933 ve 1944’te iki kez bağımsız bir devlet ilan etmişti. Bu nedenle, iki cumhuriyetin kuruluş yıl dönümü “Doğu Türkistan Milli Günü” olarak kutlanıyor. pic.twitter.com/6YZdPkfa0f — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) November 12, 2024 Dönemin Mançu rejimine karşı zafer elde eden Doğu Türkistan Türkleri, 12 Kasım 1933 ve 1944’te iki kez bağımsız bir Türk-İslam devleti ilan etmişti. İlanından sonra sadece dört ay ayakta kalabilen Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti 1933 ile ilanından sonra beş yıl hüküm süren Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin (1944) kuruluşlarının yıl dönümü olan 12 Kasım; Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesinin hatırlanmasında ve Doğu Türkistanlı Uygur Türkleri ile diğer Türk toplulukları için büyük bir önem taşıyor. BİRİNCİ DOĞU TÜRKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ Bağımsızlık ateşini yakan Doğu Türkistanlılar, 12 Kasım 1933’te Birinci Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kurdu. Hoca Niyaz’ın Cumhurbaşkanı ve Sabit Damollam’ın Başbakan olduğu bu Cumhuriyet, Çinli Müslümanların (Tunganlar) diğer Çinliler ile anlaşması ve Rusların da bu düşman kuvvetlere destek vermesi sonucunda büyük katliamlara maruz kalarak yıkıldı. YIKILIŞA GÖTÜREN ÇİN'DE KOMÜNİST VE SOVYET MANEVRALARI Doğu Türkistan’da dört yıllık milli ayaklanma, Çin içerisindeki komünistlerin ve Sovyetlerin Doğu Türkistan’da manevra alanı bulmasına neden oldu. Milliyetçi Çin hükumetinin bölgedeki isyanlardan sonra nüfuzunu Komünist Çinli komutanlara bırakması, Türkistanlılar için işleri daha karmaşık hale getirdi. Niyaz Hoca sonrası askeri birliklere komutan olan Abdu Niyaz, 1937’de Kaşgar’ı aldı. Çinlilere ve Ruslara karşı savaşabilmek için Tungan komutanlarla işbirliği girişiminde bulundu. Bunun üzerine, bölge geneline yayılan isyanı bastırmak için komünist Çinli vali Sovyetlerden yardım istedi. Sovyetlerin askeri takviyesinden sonra 1938 sonlarında ayaklanmalar bastırıldı. OSMAN BATUR DİRENİŞİ VE İKİNCİ CUMHURİYET 1940 yılına gelindiğinde Altay, Gulca ve Urumçi'de isyanlar çıkmış, Altay bölgesinde başarılar elde edilmiştir. Vali isyancıların isteklerini, özellikle Rusların bölgeyi terk etmesini anlaşmayla kabul ettiyse de bir yıl sonra bozdu. Osman İslam (Batur) bunun üzerine, Altay’da görev yapan bütün Rusları kurşunu dizdirdi. Osman Batur, 1944’e gelindiğinde hala bölgesine hakimdi. Bu sırada Doğu Türkistan, Çin’deki komünist ihtilalcilerin, milliyetçi Çin hükumetine karşı rahat zemin bulduğu bir alan haline geldi. Bundan yararlanan Uygur aydınları ve siyasileri, ayaklanmalara başladı. Nihayetinde Gulca’da Ali Han Töre, 12 Kasım 1944’te İkinci Doğu Türkistan Cumhuriyetini kurarak Cumhurbaşkanı oldu. YIKILIŞ VE ÇİN İŞGALİ Uygur siyasetçiler, Milliyetçi Çin’e karşı Sovyetler ile yakınlaşmışlardı. Komünizm, Çin’de zafer elde ettikten sonra, Komünist Rusya ile iyi ilişkiler içerisinde olsalar da bu yeni yönetimi tanımadılar. Alma Ata’ya davet edilen Ahmetcan Kasimi, İshak Beğ, Abdülkerim Abbas ve Delil Han uçakları düşürülerek öldürüldüler. Cumhuriyetin en parlak önderlerinden Canım Han Hacı, Urumçi'de idam edildi. 1949’da Cumhuriyet tamamen Çin tarafından ortadan kaldırıldı. Osman Batur, son mücadeleleri sırasında Şubat 1951’de esir düştü. Nisan ayında Urumçi'de asılarak idam edildi. 1946’dan itibaren devlet başkanı Ahmetcan Kasimi oldu. Daha sonrasında Türkiye’ye iltica eden İsa Yusuf Alptekin ise bu hükumetin Genel Sekreterliği görevini yürüttü. Bu Cumhuriyet’in en büyük talihsizliği, Sovyet Rusya’ya karşı fazla iyimser olan tavırlarıydı.

Tataristan'da "Cumhurbaşkanı" sıfatı resmen kaldırıldı Haber

Tataristan'da "Cumhurbaşkanı" sıfatı resmen kaldırıldı

Tataristan Devlet Konseyi, 26 Ocak 2023'te Cumhuriyet Anayasası'ndaki değişiklikleri bir buçuk saatten kısa bir süre içinde, üç okumada gözden geçirdi ve kabul etti. Tataristan'da Putin Rusyası'na bağlı olan kukla yönetim, zaten fiilen kalmayan özerk yapıyı hukuken de bitiren anayasa değişikliğini kabul etti. TATARİSTAN'DA "CUMHURBAŞKANI" SIFATI RESMEN KALDIRILDI Tataristan milletvekilleri, parlamentoya sunulan anayasa değişikliği ile 2022’nin Aralık ayında mevcut Cumhurbaşkanı Minnihanov'un 2025'te görev süresinin sonuna kadar Tataristan'ın Cumhurbaşkanı olarak kalmasına karar vermişti. Alınan yeni karar sonucunda Tataristan'da yakın gelecekte "Cumhurbaşkanı" unvanı ortadan kalkacak. Böylece görevde bulunan Tataristan Cumhurbaşkanı Minnihanov’un sıfatı, “Tataristan Cumhuriyeti Reisi” olarak değişecek. Minnihanov, ülkede "Tataristan Cumhuriyeti Başkanı" sıfatını da taşıyacak.  TATARİSTAN'DA YETKİLİLER KONUYU TARTIŞMAYA KAPATTI! Tataristan Parlamentosu Devlet İnşası ve Yerel Öz Yönetim Komitesi Başkanı Albert Habibullin, Tataristan Devlet Konseyi'nin aldığı karar hakkında açıklamada bulunmadı. Habibullin, Tataristan Cumhuriyeti Anayasası'nda bulunan 25. maddenin geçerliliğini yitirdiğini açıklamakla yetindi. Habibullin, milletvekillerinden de bu konuyu tartışmaya açmamalarını istedi. Ayrıca, Devlet Konseyi Başkanı Farid Muhametşin de değişikliklerin tartışılmasına karşı çıktı ve bu konuyu "politikleştirmeye" gerek olmadığını söyledi. Tataristan Parlamentosunun kabul ettiği değişikliklerin metni ise henüz yayımlanmadı.  TATARİSTAN'DA ANAYASA TAMAMEN "RUSLAŞTIRILDI" Tataristan'da kabul edilen anayasa değişikliğiyle, Tataristan'ın zaten fiilen kalmayan özerk yapısını hukuken bitiren düzenlemeler hayata geçirildi. Alınan kararlar neticesinde, Tataristan Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesinin yetkilerini sınırlandırdı. "Egemenlik" kelimesi anayasadan çıkarıldı. Tataristan Cumhuriyeti vatandaşlığına ilişkin anayasa maddesi iptal edildi ve Danıştay milletvekillerinin dokunulmazlıkları da böylelikle kalmamış oldu. Özetle, Tataristan'da anayasa tamamen "Ruslaştırıldı." Rusya Federasyonu'na bağlı kukla bir yönetimin egemen olduğu Tataristan'da alınan bu kararlar, Tatar aktivistler ve Tataristan ve dünyadaki kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.