SON DAKİKA
Hava Durumu

#Çocuk

QHA - Kırım Haber Ajansı - Çocuk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çocuk haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Doğu Türkistan'da çocuk istismarı: Gizlenen gerçekler Haber

Doğu Türkistan'da çocuk istismarı: Gizlenen gerçekler

Selahaddin Kaşgarlı/QHA Ankara Doğu Türkistan'da çocuk istismarı ve çocuk kaçakçılığı yıllardır dünya kamuoyunun dikkatini çeken ciddi bir sorun olarak biliniyor. Ancak Çin hükûmetinin medya kontrolü ve sansür politikaları, bu konuların geniş çapta tartışılmasını engelliyor. Uluslararası insan hakları örgütleri ve bağımsız araştırmacılar, Çin'in Doğu Türkistan'daki Uygur çocuklara yönelik asimilasyon, çocuk kaçakçılığı ve organ ticareti gibi ciddi suçlar işlediğini belirtiyor. Bu dosya haber, elde edilen veriler ve raporlar ışığında Çin’deki çocuk istismarı ve kaçakçılığına dair önemli noktaları mercek altına alıyor. ÇİN'İN  ASİMİLASYON POLİTİKALARI Çin hükûmetinin Uygur çocuklara yönelik asimilasyon politikaları, kültürel soykırım olarak nitelendirilen uygulamalara dayanıyor. Çin Eğitim Bakanlığının açıkladığına göre, 2017 yılından bu yana yaklaşık 1 milyon Uygur Türkü çocuk, ailelerinden koparılarak devlet destekli yatılı okullara yerleştirildi. Bu okullarda çocuklara, Uygur kültüründen uzaklaşmaları ve Çin kültürünü benimsemeleri teşvik ediliyor. Eğitim programlarının çoğu, çocuklara Uygur Türkçesi yerine Mandarin Çincesi öğretmeyi ve Çin'e sadakat duygusu aşılamayı amaçlıyor. ÇOCUK İSTİSMARLARINA DAİR VERİLER Birleşmiş Milletler'in (BM) raporlarına göre bu uygulamalar, çocukların kültürel kimliklerini kaybetmelerine neden oluyor. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin 2023 yılı raporunda, bu okullarda çocukların ailelerinden koparıldığı ve zorlu koşullarda eğitim gördüğü belirtiliyor. Öte yandan Doğu Türkistan ve Çin genelinde 68 çalışmadan 18 yaş altı çocukların yüzde 26,6'sının fiziksel istismara, yüzde 19,6'sının duygusal istismara, yüzde 8,7'sinin cinsel istismara ve yüzde 26'sının ihmale maruz kaldığını belirtiliyor. ÇOCUK KAÇAKÇILIĞI: KAYIP ÇOCUKLARIN KARANLIK DÜNYASI Çin, dünya genelinde insan kaçakçılığı sorunuyla bilinen bir ülke. Özellikle çocuk kaçakçılığı, hem yerel hem de uluslararası suç şebekelerinin ilgisini çeken alan olarak biliniyor. Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) 2022 yılı raporuna göre, Doğu Türkistan'daki Uygur Türkü çocuklar, yasa dışı çocuk kaçakçılığı ve organ ticareti faaliyetlerine maruz kalıyor. 2019 yılında "ABD Dışişleri Bakanlığının İnsan Kaçakçılığı Raporu", Çin'i en kötü insan kaçakçılığı uygulamalarının görüldüğü ülkeler arasında sınıflandırdı. Çin'de her yıl binlerce çocuğun kaçırıldığı tahmin ediliyor. Çin hükûmeti resmi olarak bu konuda sınırlı bilgi sunarken, sivil toplum örgütleri her yıl yaklaşık 20 bin çocuğun kaçırıldığını bildiriyor. Kaçırılan çocuklar genellikle insan ticareti ağlarına satılıyor; yasa dışı evlat edinme, zorla çalıştırma ya da organ ticareti amacıyla kullanılıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) raporlarına göre, bu çocukların büyük bir kısmı iz bırakmadan kayboluyor. Aileler yetkililere başvurduğunda ise genellikle sonuç alamıyor. Polis teşkilatlarının ve yerel yönetimlerin bu suçlarla yeterince mücadele etmemesi, sorunun büyümesine yol açıyor. ÇOCUK ORGAN KAÇAKÇILIĞI VE UYGURLARIN DURUMU The China Tribunal tarafından 2019 yılında yayımlanan bir raporda, zorla organ nakli uygulamalarında Uygurların da hedef alındığı kaydedildi. Rapora göre, Çin’deki organ bağış sistemi, talebi karşılayacak kadar büyük bir gönüllü bağış ağına sahip değil. Bu nedenle, özellikle Uygur ve diğer Türk topluluklarının organları kara borsada satılıyor veya zengin Çinliler ve yabancı alıcılar için kullanılıyor.  2020 yılında yapılan bir araştırmada, Çin'deki yasa dışı organ nakli pazarının yıllık değerinin 1 milyar dolara yaklaştığı belirtildi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Uygur Türklerinden alınan organların özellikle kalp, böbrek ve karaciğer gibi hayatî organların yasa dışı şekilde ticarete konu olduğunu dile getirdi. VERİLER VE RAPORLAR NE SÖYLÜYOR? Çin’deki Save the Children organizasyonu ve diğer bağımsız araştırmalar, çocukların zorla organlarının alındığını doğrulayan çeşitli kanıtlar ortaya koydu. Bu konuda Çin hükûmetinden açık ve şeffaf veri talep edilmesine rağmen, resmi kaynaklar sınırlı bilgi sağlamakla yetiniyor. China Tribunal’ın raporlarına göre, 2015-2019 yılları arasında Çin'in toplama kamplarında tutulan Uygur Türkerinin organlarının yasa dışı şekilde alındığına dair güçlü kanıtlar mevcut. Bu toplama kamplarında tutulan birçok Uygur Türkü çocuğun da söz konusu ticaretin kurbanı olduğu biliniyor. ULUSLARARASI TEPKİLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Uluslararası toplum, Çin'in Doğu Türkistan'daki bu insan hakları ihlallerine karşı tepkisini her geçen gün artırıyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres 2024'te yaptığı açıklamada, Çin hükûmetine Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerini durdurma çağrısında bulundu. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Çin'i uluslararası insan hakları normlarına uymaya çağıran yaptırımlar uygulama konusunda çeşitli adımlar atıyor. Sonuç olarak, Doğu Türkistan'daki Uygur Türkü çocuklara yönelik bu ciddi insan hakları ihlalleri, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmiş durumda. Çin hükûmetinin bu uygulamalara son vermesi, hem bölgedeki çocukların hem de uluslararası toplumun geleceği açısından büyük önem taşıyor.

İşgalciler Kırım'daki çocuk yaz kamplarını beyin yıkama merkezlerine dönüştürdü Haber

İşgalciler Kırım'daki çocuk yaz kamplarını beyin yıkama merkezlerine dönüştürdü

Mıkola Şevçuk-QHA Kıyiv/Anife Bilal-QHA Ankara Rus işgali altındaki Kırım’da Kremlin kontrolündeki kukla yönetim, çocukları silaha alıştırmaya ve çocuklar arasında savaş propagandası yürütmeye devam ediyor. Bu yaz işgalciler Kırım’da 190 bin çocuğu yaz kamplara göndermeyi planlıyor. Yaz kamplarında işgalciler aktif bir şekilde savaş propagandası yaparken, Ukrayna vatandaşı olan çocukların Ukrayna kimliğini yok etmeyi hedefliyor ve onları Ruslaştırmaya çalışıyor. İşgal altında bulunan diğer Ukrayna topraklarında da işgalci yönetim çocuklara yönelik aynı uygulamaları yürütüyor. Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Almenda Sivil Eğitim Merkezi uzmanları işgalcilerin Kırım'da yürüttüğü çocukları askerileştirme kampanyasını değerlendirdi. Kırım'da kurulan ve Rus işgalinden sonra merkezini Kıyiv'e taşımak zorunda kalan Almenda Sivil Eğitim Merkezi uzmanlarının akrabaları Kırım'da yaşadığı için haberde uzmanların adları belirtilmiyor. Kırım’ın Rus işgal yönetiminin resmî açıklamalarına göre, Rusya'nın yaz boyunca yaklaşık 190 bin çocuğu yaz kamplarına almayı planladığını belirten uzman, “Yaklaşık 48 bin çocuk, işgal altındaki Ukrayna bölgeleri de dahil olmak üzere başka bölgelerden getirilecek. Bu çocuklar arasında hem Ukrayna vatandaşı olan hem de Rusya’dan getirilen çocuklar yer alıyor. İşgalciler, işgal altındaki Ukrayna bölgelerini ‘yeni bölgeler’ olarak adlandırdığı için bu bölgelerde yaşayan çocuklara yönelik ‘diğer Rusya bölgelerinden gelen çocuklar’ terimi kullanıyor. Bu organizasyon için işgal altındaki Kırım’da 53 çocuk yaz kampı hazırlandı ve 1,5 milyar ruble (16,88 milyon ABD doları) bütçe ayrıldı.” şeklinde konuştu. Çocuk yaz kamplarında askerî ve sözde vatansever temalı grupların oluşturulduğunu aktaran uzman, “Farklı kamplarda bu gruplar farklı şekilde adlandırılıyor ama verilen eğitim aynı. Çoğunlukla bu grupların faaliyetleri, Ukrayna, ABD, Avrupa Birliği’nin yaptırım listesinde yer alan ve yaz kamplarını çocukların beynini yıkamak için aktif bir şekilde kullanan Rus askeri örgütü Yunarmiya ile birlikte organize ediliyor. Bununla birlikte Rus askerleri de bu faaliyetlere aktif olarak katılıyor. Çocuklar Ukrayna'ya karşı savaşa katılanlarla, askerî personelle bir araya getiriliyor. Yani işgal altındaki Ukrayna bölgelerinde yaşayan çocuklar Kırım’a getiriliyor ve orada onlara Ukrayna’ya karşı savaşan askerlerin ‘kahramanlığı’ anlatılıyor.” dedi. İşgalcilerin “Asker” adlı bir askerî merkez oluşturduğunu ve bu merkezin de yaz kampları bünyesinde eğitim verdiğini anlatan uzman, “Bu eğitim olabildiğince militarize edilmiş; çocuklar askerî forma giyiyor, temel askerî eğitim alıyor, silahlı insansız hava araçları geliştirmeyi ve kullanmayı öğreniyorlar. Tabii ki, bu eğitim kapsamında çocuklar farklı yöntemlerle Ruslaştırılıyor. Yani bunun bir tatil değil, Ukraynalı çocukları Ruslaştırma ve askerileştirmeye yönelik amaçlı bir kampanya olduğunu görüyoruz. Sosyal ağları incelediğimizde, bu tür yaz kamplarına veya benzer faaliyetlere katılan birçok çocuğun, geleceklerini askerlik mesleğine bağlamaya karar verdiklerini söylüyor. Yani bu, Rusya’nın Ukraynalı çocukların askerileştirilmesine yönelik kasıtlı etkisinin ve eylemlerinin doğrudan bir kanıtıdır ve bu, uluslararası hukuk normlarının ağır bir ihlâlidir.” ifadelerini kullandı. Öte yandan uzmanlar, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü topyekûn saldırı ve işgal girişime katılan askerlerin “kahramanlaştırılmasını” amaçlayan eylemlerin, işgalcilerin düzenlediği bu etkinliklerin önemli bir bileşeni olduğuna dikkat çekti.

Rus terörü sonucu Ukrayna'da 790 çocuk hayatını kaybetti Haber

Rus terörü sonucu Ukrayna'da 790 çocuk hayatını kaybetti

Çatışmaların yoğun olarak yaşandığı bölgelerde çocukların yaşadığı acıları duyurmak, onlara çözüm üretmek için dünya genelinde bilinç oluşturulması amacıyla 1982 yılında Birleşmiş Milletler (BM) kararı ile 4 Haziran günü “Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü” olarak ilan edildi. "DÜNYA MASUM ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMESİNE TEPKİ GÖSTERMELİ" Ukrayna’da ise 4 Haziran Rusya Federasyonu'nun Silahlı Saldırganlığı Sonucu Ölen Çocukların Anma Günü olarak kaydediliyor. Ukrayna Parlamentosu, 2014'ten bu yana Ukrayna-Rusya Savaşı sonucu ölen çocukları anmak amacıyla ilgili kararı 1 Haziran 2021 tarihinde kabul etti. Ukrayna Parlamentosu İnsan Hakları Yetkilisi (Ombudsman) Dmıtro Lubinets, bugün yaptığı açıklamada, “Bugün dünyada Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü olarak kaydediliyor. Maalesef son 10 yılda bu tarihin trajedisini tam olarak hissettik.” ifadelerine yer verdi. Ukrayna’da ise bugün Rusya Federasyonu'nun Silahlı Saldırganlığı Sonucu Ölen Çocukların Anma Günü’nün kaydedildiğini belirten Lubinets, “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş sonucu 2014’ten beri en az 790 çocuk hayatını kaybetti. 790 öldürülmüş evren ve yakılmış aile.” şeklinde konuştu. Çocukların öldürülmesinin Ukrayna halkına yönelik soykırımın bir başka kanıtı olduğunu belirten Lubinets, “Dünya masum çocukların öldürülmesine tepki göstermeli, Rusya'yı cezalandırmak ve yeni kurbanları önlemek için harekete geçmelidir.” dedi.

İşgalci Putin, kaçırılan Ukraynalı çocuklara Rus vatandaşlığı dayatıyor Haber

İşgalci Putin, kaçırılan Ukraynalı çocuklara Rus vatandaşlığı dayatıyor

Rus yetkililer, sözde tahliye bahanesiyle işgal altına aldığı Ukrayna bölgelerinden binlerce çocuğu Rusya’ya kaçırdı. Kremlin yönetimi çeşitli kararlar ve yasaları uygulamaya sokarak Ukrayna’da işlediği savaş suçlarını meşrulaştırmaya çalışıyor. Rusya Başkanı Vladimir Putin, 4 Ocak 2024 tarihinde “Rusya Federasyonu vatandaşlığına başvurma hakkına sahip belirli yabancı vatandaş ve vatansız kişi kategorilerinin tanımlanmasına dair” başlıklı kararı imzaladı. İlgili karar, yetim ve devlet koruması altında olan Ukrayna vatandaşı çocukların, federal mevzuatın tüm veya bireysel şartlarına bakılmaksızın, Rusya Federasyonu Başkanının kişisel kararıyla Rusya vatandaşlığına geçirilmesini öngörüyor. Karara göre, Ukraynalı çocukların zorla alıkonulduğu Rus kuruluşlarının yöneticileri, çocukların adına Rus vatandaşlığı için başvuruda bulunabilir. RUSYA, UKRAYNALI ÇOCUKLARIN VATANLARINA GERİ DÖNÜŞ YOLUNU KESİYOR Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, bugün yayımladığı yazılı açıklamada, işgalci devlet Rusya’nın kabul ettiği bu kararın Ukrayna mevzuatını ve uluslararası insani hukuk normlarını kaba bir şekilde ihlal ettiğine ayrıca hukuki olarak geçersiz olduğuna dikkat çekilerek, “Rusya Federasyonu tarafından vatandaşlığa ilişkin yeni mevzuatın getirilmesi, kaçırılan Ukraynalı çocukların vatana dönme fırsatından mahrum bırakılmasını amaçlıyor. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, sözde ‘insani koruma’ bahanesiyle Rusya Federasyonu topraklarına zorla götürülen Ukrayna vatandaşı olan tüm çocukların Ukrayna vatandaşı olarak kalmaya devam ettiğini bir kez daha vurguluyor. Ukrayna makamları, onların yasal hak ve özgürlüklerini korumak için mümkün olan her türlü tedbiri almaya devam ediyor.” ifadelerine yer verildi. RUSYA’NIN BU EYLEMLERİ SOYKIRIM NİTELİKLERİNİ TAŞIYOR Söz konusu kararın Rusya’nın, Ukraynalı çocukları kaçırma ve onları zorla asimile etme girişimi gibi Ukrayna'ya karşı işlediği savaş suçlarının bir başka kanıtı olduğunu vurgulayan bakanlık, “Uluslararası Ceza Mahkemesini, Rusya Federasyonu yönetimini, zorla Rus vatandaşlığı vermek de dahil olmak üzere Ukraynalı çocukları bir etnik gruptan diğerine nakletmeye yönelik ve soykırım niteliklerini taşıyan bu eylemlerini dikkate almaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası toplumu, Vladimir Putin'in uluslararası adalet organlarına teslim edilmek üzere tutuklanması için Uluslararası Ceza Mahkemesinin çıkardığı tutuklama emrini bir an önce uygulamaya ve gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz.” çağrısında bulundu. RUSYA UKRAYNALI ÇOCUKLARI KAÇIRIYOR! Rus yetkilileri, sözde tahliye bahanesiyle işgal altına aldığı Ukrayna bölgelerinden çocukları ailelerinden kopararak Rusya’ya kaçırıyor. Rusya, işgal altına aldığı Ukrayna bölgelerinden kaçırdığı Ukraynalı çocuklara fiziksel ve psikolojik baskı uyguluyor. Ukrayna’ya iade edilen çocuklar, Rusya’da aşağılandıklarını ve kötü muamele gördüklerini anlatıyor. Ukrayna yönetimi, yaklaşık 20 bin Ukraynalı çocuğunun Rusya tarafından kaçırıldığını resmi olarak teyit edildiğini bildiriyor. Öte yandan Rus tarafı, işgal altındaki Ukrayna topraklarından 700 bin çocuğun kaçırılmasını, sözde tahliye bahanesine sığınarak savunmaya çalışıyor. ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNDEN PUTİN HAKKINDA YAKALAMA KARARI Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), çocuk kaçırma dahil Ukrayna'da işlenen suçlara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova hakkında "savaş suçu" gerekçesiyle yakalama kararı çıkarıldığını duyurmuştu.

UNICEF: Ukrayna’da Rus saldırılarında bin 800 çocuk öldü veya yaralandı Haber

UNICEF: Ukrayna’da Rus saldırılarında bin 800 çocuk öldü veya yaralandı

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Ukrayna temsilcisi Munir Mammadzade, BM’nin verilerine göre 24 Şubat 2024’ten bu yana Ukrayna’da Rus saldırılarında bin 800 çocuğun öldürüldüğünü veya yaralandığını açıkladı. Öte yandan BM’nin işgal altındaki bölgelere erişimin olmadığına dikkat çeken yetkili gerçek sayılarının çok daha yüksek olduğunu belirtti. UNICEF Ukrayna temsilcisi Munir Mammadzade, son bir hafta içinde Ukrayna’da Rus saldırılarında en az 2 çocuğun hayatını kaybettiğini ve 15 çocuğun yaralandığını aktardı. Mammadzade yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz 6 gün içinde Dnipro, Lviv, Karkiv, Kıyiv, Odesa ve diğer bölgeleri vuran amansız saldırılar 2 çocuğun trajik kaybına, 15 çocuğun yaralanmasına ayrıca 8 okul ve bir doğumhanenin de aralarında bulunduğu 10 sağlık tesisi dahil olmak üzere sivil altyapının hasar görmesine yol açtı.” ifadelerine yer verdi. RUS SALDIRILARINDA BİN 800 ÇOCUK ZARAR GÖRDÜ UNICEF Temsilcisi her gün devam eden Rus saldırıları nedeniyle Ukrayna'nın farklı yerlerinde yaşayan çocukların dondurucu soğukta bodrumlara, bomba sığınaklarına ve metro istasyonlarına sığınmak zorunda kaldığına dikkat çekerek, “BM tarafından doğrulanan raporlara göre, Ukrayna'da savaşın patlak vermesinden bu yana yaklaşık bin 800 çocuk öldürüldü veya yaralandı. Gerçek sayı muhtemelen çok daha yüksektir.” açıklamasında bulundu. "ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMESİNE SON VERİLMELİDİR" Mammadzade, “Çocukların öldürülmesi, sakatlanması, okullara ve hastanelere yönelik saldırılar ağır çocuk hakları ihlalleridir ve bunlara son verilmelidir. Savaş kanunlarına uyulmalıdır. Çocuklar ve onların güvendiği sivil altyapı korunmalıdır. Bunları korumak için gerekli tüm tedbirlerin alınması gerekiyor." ifadelerini kullandı. GERÇEK RAKAMLAR DAHA YÜKSEK Bilindiği gibi Ukrayna ve uluslararası örgütlerin temsilcileri Ukrayna'nın işgal altında bulunan bölgelerine erişemediği için bu bölgelerdeki durum hakkında net bilgi alınamıyor. Dolayısıyla işgal altındaki bölgelerde hayatını kaybeden ve yaralananlara dair bilgiler resmi raporlarda yer almıyor.

20 Kasım Dünya Çocukları Günü'nde Doğu Türkistan’da çocuklar baskı altında! Haber

20 Kasım Dünya Çocukları Günü'nde Doğu Türkistan’da çocuklar baskı altında!

Bugün 20 Kasım Dünya Çocuklar Günü kutlanırken, Doğu Türkistan'daki Uygur Türkü çocuklar ise bu günü kutlamaktan mahrum bırakılıyor. Uygur Türkü çocuklar, ailelerinden zorla alıkonuluyor. Çin yönetimi, son yıllarda toplama kamplarının yanı sıra çocuk toplama kampları da inşa ediyor. 1 MİLYONU BULAN UYGUR TÜRKÜ ÇOCUKLARIN ÇİN'İN TOPLAMA KAMPLARINDA Çin, ailesinden zorla alıkoyduğu Uygur Türkü çocuklarını kaçırdığı toplama kampları sözde "Çocuk Eğitim Merkezi" olarak tanıtıyor. Bu kamplarda, Uygur Türkü çocuklar Çin'in her türlü taciz ve asimilasyon politikalarına maruz kalıyor. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), sayıları 1 milyonu bulan Uygur Türkü çocukların Çin'in toplama kamplarında tutulduğunu bildiriyor. ALMAN ARAŞTIRMACIDAN DİKKAT ÇEKEN RAPOR Doğu Türkistan'da milyonlarca insan toplama kamplarına atıldıktan sonra ortada kalan küçük çocuklar, Çin Komünist Partisinin kurbanı haline geldi. Alman araştırmacı Dr. Adrian Zenz'in hazırladığı raporda, Doğu Türkistan'da çocukların da sözde okul benzeri kamplara kapatıldığı bildirildi. TOPLAMA KAMPLARINDA 1 MİLYON ÇOCUK VAR Zenz raporunda, Doğu Türkistanlı olup da yatılı okullarda eğitim gören çocukların sayısında son iki yılda sıra dışı bir artış yaşandığını belirtti. 2017 ile 2019 döneminde daha önce 500 bin olan şehir dışına giden öğrenci sayısında yaklaşık 380 binlik bir artış olduğunu ve bu rakamın toplamda neredeyse 1 milyona yaklaştığını kaydetti. ÇOCUKLARIN BİRÇOĞU 10 YAŞ ALTI! Zenz raporunda, Yarkent'ten alınıp çocuk kamplarına götürülen çocuklar ile ilgili, "Kamplara götürülenler genellikle 1 ile 10 yaş arasındaki küçük çocuklardan oluşuyor. Eğitimi silaha dönüştüren devlet, bir grubu sadece yukarıdan aşağıya değil kendi özünden ve köklerinden söküp atmak istiyor" ifadelerini kullandı.

Rusya, işgal altında bulunan Lugansk bölgesindeki yerleşim yerlerini Tataristan'ın kontrolüne devretti Haber

Rusya, işgal altında bulunan Lugansk bölgesindeki yerleşim yerlerini Tataristan'ın kontrolüne devretti

Kremlin, Lugansk bölgesindeki Severodonetsk, Lısıçansk ve Rubijne gibi işgal altında bulunan kasabalarını, kendisine bağlı Tataristan Cumhuriyeti'nin tam kontrolü altına devretti. Buna göre Tataristan’ın bölgede “altyapı restorasyonuna” ve yerel çocukların "yeniden eğitimine" yönelik projeleri yürütmesi öngörülüyor. Ulusal Direniş Merkezi’nden 29 Ekim’de yapılan açıklamada, “Başbakan Aleksey Yesoşin başkanlığındaki Tataristan Cumhuriyeti'nden bir heyet, Lugansk bölgesinin geçici olarak işgal edilen topraklarına yasadışı bir ziyaret gerçekleştirdi. Lısıçansk kasabasına özel dikkat ayrıldı. Bunun nedeni, Kremlin'in Severodonetsk-Lısıçansk-Rubijne aglomerasyonunu, kendisine bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin tam kontrolü altına vermesidir” denildi. İşgal altındaki bölgeye yasa dışı ziyaret gerçekleştiren heyet, bölgede güya altyapı restorasyonuna yönelik projelerin hayata geçirileceğini duyurdu. Ayrıca yerel işgal yetkililerinin, Tataristan’dan gelen işçilere, gasp ettikleri ve sözde “terk edilmiş” olarak tanımladıkları evlerde konaklama olanağı sağlayacağını belirtildi. İŞGALCİLER YEREL ÇOCUKLARIN BEYNİNİ YIKIYOR Ayrıca Tataristan aynı zamanda yerel gençliği yeniden eğitilmesini ve onları Rus yanlısı askerlere dönüştürecek bir programı yürüttüğü aktarıldı. Ulusal Direniş Merkezi verilerine göre Ekim 2023'te Lugansk bölgesinden yaklaşık 200 çocuk Tataristan'daki Zareçye Çocuk Kampına götürüldü. Kampta, milli kimliklerini değiştirmeye yönelik etkinliklerin yanı sıra dijital bir yarışma düzenlendi. İşgalcilerin, bu çocukları gelecekte savaş alanındaki drone kontrol birimlerinde görev almaları için teşvik edecekleri muhtemel olduğu belirtildi.  Yerel gençleri yeniden eğitme politikası çerçevesinde Tataristan, "Çalışmaya ve Savunmaya Hazır (GTO)" adlı programı kapsamındaki test merkezlerinin açılmasını finanse edecek. "Çalışmaya ve Savunmaya Hazır (GTO)" adlı programı, Rus ordusuna bağlı Yunarmiya (Genç Ordu) veya Putin'in Birleşik Rusya partisinin gençlik faaliyetleri gibi paramiliter örgütlere katılımına teşvik edek propaganda bileşeni ve ajitasyon içeren Rus spor ve paramiliter gençlik eğitimi programıdır.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.