SON DAKİKA
Hava Durumu

#Celal İçten

QHA - Kırım Haber Ajansı - Celal İçten haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Celal İçten haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Nariman Celal’in eşi Leviza Celal QHA’ya konuştu: Mücadelemiz devam ediyor! Haber

Nariman Celal’in eşi Leviza Celal QHA’ya konuştu: Mücadelemiz devam ediyor!

Yaklaşık 3 yıldır Rus esaretinde bulunan Kırım Tatar Millî Meclis (KTMM) Başkan Yardımcısı Nariman Celal, 28 Haziran 2024 tarihinde gerçekleşen esir takası ile hürriyetine kavuştu. Rus işgali altındaki Kırım’da yaşayan Nariman Celal’in eşi Leviza Celal ve çocukları Kırım’dan çıkarak Türkiye'ye geldi. Leviza Celal ve çocuklarını Türkiye'de, Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun eşi Safinaar Cemileva, KTMM Üyesi Gülnara Bekirova, Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten, Emel Kırım Vakfı Başkan Yardımcı Nurten Bay ve Kırım Haber Ajansı Türkiye İrtibat Bürosu Müdürü Esma Kasar karşıladı. "MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR" Mutluluğunu Kırım Haber Ajansı (QHA) ile paylaşan Leviza Celal, hâlâ Rus esareti altında olan 200'ü aşkın siyasi mahkûm için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. Nariman Celal'in serbestliğinin Rus esaretinde olanlar için birer umut olduğunu ifade eden Celal, "Mahkûmların ailelerini unutmuyoruz, onlara yardım ediyoruz." dedi. Bu süre zarfında zor yıllar yaşadıklarını vurgulayan Celal, öncelikle 3 yıl içinde destek olan Kırım Tatar halkına ve Nariman Celal'in Rus esaretinden kurtulmasına yardımcı olan herkese teşekkür etti. Ayrıca Nariman Celal'i Rus hapishanesinden kurtulmadan 1 hafta önce ziyaret ettiklerini bildiren Celal, QHA'nın "Eşiniz Rus esaretinden kurtulduktan sonra ne hissettiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "3 yıl mücadele verdik, elbette mücadelimiz devam ediyor. Çok mutlu ve gururluyuz. Özellikle çocuklarımız babalarını çok bekledi. Çocuğumuz, Nariman'ın serbest bırakılmasından sonra babasını arayıp, 'Baba ben sana geleceğim' diyerek 3 gün geçirdi, artık kavuşacağız"  "NARİMAN CELAL’İN EŞİ VE ÇOCUKLARINI BAĞRIMIZA BASTIK" Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun eşi Safinar Cemileva, Türkiye'ye gelen Nariman Celal’in eşi Leviza Celal ve çocuklarını karşıladı. Cemileva, Kırım Haber Ajansı (QHA) mikrofonlarına yaptığı konuşmasında Nariman Celal’in Rusya’nın pençesinden kurtulmasının çok zor bir iş olduğuna işaret ederek emeği geçen herkese teşekkür etti. Cemilev, Rus esaretinde kalan diğer siyasi mahkûmların da kurtulmasını beklediklerini belirtti. "Nariman Celal'in çocuklarını kucakladık, bağrımıza bastık" diyen Cemileva, buradan ailece Kıyiv'e giderek çocukların babalarına kavuşacaklarını söyledi. "YAKINDA TÜM SİYASİ MAHKÛMLAR SERBEST OLACAK!" KTMM Üyesi Gülnara Bekirova KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal’in özgürlüğüne kavuşması sonrasında QHA'ya açıklamalarda bulundu. Rus işgali altındaki Kırım’dan çıkarak Türkiye'ye gelen Leviza Celal’i karşılayan Bekirova, Celal ve ailesine sağlık dilerken, bütün siyasi mahkûmların hapishaneden çıkması için çalıştıklarını belirtti. Gözyaşlarını tutamayan Bekirova, "Çok dua ettik, bu yüzden bu çok mutluyuz. Allah'a şükürler olsun. Yıllarca bekledik ama bir gecede oldu. Nariman Celal'e sağlık dilerim, Allah yıllarca çalışmayı nasip eylesin" dedi. Bekirova, Kırım ve Ukrayna'nın özgürlüğü için mücadele ettiklerini ifade etti.  "NARİMAN CELAL, UKRAYNA PARLAMENTOSUNDA MİLLETİMİZİ TEMSİL ETMELİ" Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği İstanbul Şube Başkanı Celal İçten de 2014 yılından bu yana Rus işgali altında olan Kırım’dan çıkarak Türkiye'ye gelen Nariman Celal’in eşi Leviza Celal ve çocuklarını karşılayanlar arasındaydı. QHA'ya konuşan İçten, Nariman Celal’in Kıyiv’e (Kiev) gelmesinin mutluluk verici bir olay olduğunu belirtti. İçten, Nariman Celal'in özgürlüğüne kavuşmasıyla birlikte Kırım Tatarlarını Ukrayna Parlamentosu'nda (Verhovna Rada) temsil etmesi gerektiğini vurguladı.  İçten, "Kırım Derneği İstanbul Şubesi olarak içimizden geçen Nariman Celal'in Ukrayna Parlamentosu'nda yer alarak milletimizin daha iyi temsil edilmesi. İnşallah ileride de Millî Meclisimizin reisi olmasını arzu ediyoruz" ifadelerini kullandı.  "KIRIM TATAR MİLLÎ BAYRAK GÜNÜ’NÜN EN BÜYÜK HEDİYESİ NARİMAN CELAL OLDU" Emel Kırım Vakfı Başkan Yardımcısı Nurten Bay ise 2014 yılından bu yana Rus işgali altında olan Kırım’dan çıkarak Türkiye'ye gelen Nariman Celal’in eşi Leviza Celal ve çocuklarını karşıladı. QHA'ya demeç veren Bay, tüm siyasi mahkûmların yanında olduklarını kaydetti.  Nariman Celal'in 2021 tarihinde evine yapılan baskın sonrasında alkonulduğunu anımsatan Bay, şu anda 132'si Kırım Tatarı olmak üzere 200'ün üzerinde siyasi tutuklu olduğunu söyledi. Bay, Emel Kırım Vakfı olarak 2023'te siyasi mahkûmlara ulaştırılması için bir mektup kampanyası başlattıklarını ve çok sayıda mektubun Nariman Celal'e ulaştığını dile getirdi. Bay, Nariman Celal'in bu mektuplara karşılık olarak, "Karanlık ve dipsiz bir kuyu kenarında dik duran bizler için bu kartlar, bu mektuplar uzatılan birer iplerdir." yanıtı verdiğini ifade etti. Bay, esaret altındaki Kırım Tatarlarının ailelerinin ümit dolu olduğunu belirttiği konuşmasına, "Çok yakında Kırım özgür olacak. 26 Haziran Kırım Tatar Millî Bayrak Günümüz'ün en büyük hediyesi Nariman Celal'in serbest kalması oldu. İnşallah o günü seneye Akmescit'te, özgür Kırım'da kutlayacağız" ifadeleriyle son verdi. "KAHRAMANLARIMIZIN EVLERİNE DÖNMESİ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ" Öte yandan Nariman Celal'in eşi Leviza Celal'i ve çocuklarını karşılayan Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy de QHA'ya yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi: Bugünlerde çok güzel bir olay  yaşadık. Aralarında Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celal'in de bulunduğu kahramanlarımızın Ukrayna'ya dönmesi nedeniyle çok sevinçliyiz. Ukrayna her bir kahramanı için mücadele veriyor.  Esir alınan işgalcilerin Ukrayna'da ne şartlarda tutulduğunu biliyoruz. Maalesef kahramanlarımızın Rus esaretinde ne hallerde tutulduğunu gördük. Ukrayna ve Kırım Tatar halkı olarak her bir vatandaşımızın, her bir kahramanımızın evlerine, ailelerine, çocuklarına, eşlerine dönmeleri için mücadele etmeye devam edeceğiz. Hiçbir insanımızı unutmayacağız. En kısa zamanda diğer insanlarımızın da dönmesini ümit ediyorum. Bu kez 10 kişi Ukrayna'ya döndü ve onların arasında bizim kahramanımız da vardı.

Delil niteliğindeki "Kırım Tatarlarının Alman Savaş Esiri Kamplarındaki Kayıtları" kitabı yayımlandı Haber

Delil niteliğindeki "Kırım Tatarlarının Alman Savaş Esiri Kamplarındaki Kayıtları" kitabı yayımlandı

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği İstanbul Şubesi, İstanbul Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Berlin Humboldt Üniversitesinin katkılarıyla “Kırım Tatarlarının Alman Savaş Esiri Kamplarındaki Kayıtları” kitap projesi hayata geçirildi. Editörlüğünü Prof. Dr. Abdullah Akat’ın üstlendiği, Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten’in finansmanını sağladığı kitabın 1000 adetten oluşan ilk baskısı İstanbul’da neşredildi. Çalışma, Prusya Kraliyet Fonografi Komisyonu tarafından 1916- 1918 yılları arasında Alman savaş esiri kamplarında kaydedilen ve günümüzde Berlin Fonogram Arşivi ve Humboldt Ses Arşivi’nde muhafaza edilen toplam 45 adet tarihi ses kaydından oluştu. Ayrıca orijinal belgelerin yer aldığı 2 CD’de kitapla beraber satışa sunuldu. “Kırım Tatarlarının Alman Savaş Esiri Kamplarındaki Kayıtları” kitabı Türkçe, İngilizce ve Kırım Tatarca olarak üç dilde yayımlandı. Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten, delil niteliği taşıyan eser hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) özel açıklama yaptı. Başkan Celal İçten, "Çarlık Rusyası'ndan ve devamı olan Rus devletinden halkımıza yapılan zulmün hesabını sormak istiyoruz" ifadelerini kullandı. "RUSLAR, KIRIM’I İŞGAL ETTİKTEN SONRA NÜFUS SAYIMIZI AZALTMAK İÇİN HALKIMIZI ALMANLARA KARŞI ÖN CEPHEDE SAVAŞTIRMIŞTI" "Bu eserin hayata geçirilmesi fikri, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Akat hocamızın temasıyla gündeme geldi. En büyük emeği geçenlerden birisi de tercümelerini yapan hemşehrimiz Emine Halil’dir. Bu proje derneğimiz, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Berlin Humboldt Üniversitesinde bulunan vakıf ile ortak protokol imzalayarak hayata geçti. Birinci Dünya Savaşı’ndan beri Ruslar, Kırım’ı işgal ettikten sonra nüfus sayımızı azaltmak için halkımızı Almanlara karşı ön cephede savaştırmıştı. Kitap, 1917 yılında Almanya’da hilal kampları olarak adlandırılan Müslüman askerlerin esir edildiği kamplarda bulunan Kırım Tatarları ile ilgili. Alman makamları, o dönem hilal kampında esir edilen Kırım Tatarlarının söylediği manileri ve türküleri CD’ye kaydederek arşivlerinde saklamışlar. “DELİL NİTELİĞİNDE BİR KİTAP” Prof. Dr. Abdullah Akat hocanın bize getirdiği teklif ile delil niteliğinde bir kitap hazırlandı. Burada iki tane amacımız var. Bunlardan biri, önümüzdeki yıllarda Çarlık Rusyası'ndan ve devamı olan Rus devletinden halkımıza yapılan zulmün hesabını sormak istiyoruz. Yahudiler, Almanlara karşı açtığı davalarda bazı deliller öne sürmüştü. Bu kitap da Kırım Tatarları için delil niteliği taşıyor. Rus devletinin Almanlara karşı ön cephede savaştırdığı Kırım Tatarlarından sağ kalanlar da hilal kampında hayatlarını devam ettirmeye çalışmışlardır. Bu kamplarda yaşayanların önemli bir kısmı o yıllarda Türkiye’ye göçmüş. Başbakanlık arşivi kayıtlarından Türkiye’ye göç eden bu aileleri arıyoruz. Onları da kitaplaştırmak için başladığımız bir çalışmamız var. 1944 sürgününde olduğu gibi yine aynı çerçevede 1917 yılında da halkımızın Kırım’ın işgalinden sonra uğradığı zulümlerin ve nüfusun azaltılmasına ilişkin politikaların yürütüldüğünü görüyoruz. Rusya’nın nüfusu kırmak üzerine olan planı tek Kırım halkı içinde değil diğer Türk ve Müslüman halklara da uygulanmıştır. Bu kamplar, Almanya’daki kayıtlarda da hilal kampı olarak geçiyor. "ALMANYA’DA İLK CAMİ, HİLAL KAMPININ OLDUĞU YERDE YAPILIYOR" Almanlar bu kamplardaki esir edilen Türklerden o kadar ümitlenmişlerdir ki, Almanya’da ilk cami, hilal kampının olduğu yerde yapılıyor. Komünistler de, faşistler de bizim milletimizden istifade etmek için ellerinden geleni yapmışlar. Almanlar oradaki esirlere iyi davranmış, dilini ve dinini serbest bırakmışlar. Ancak bakıyoruz ki, İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya, Türk birlikleri oluşturarak Ruslara karşı savaştırıyor. 1917’den itibaren Almanların kafasında böyle bir plan varmış. Rusya’nın içinde ve Orta Asya’da yaşayan Türkler olduğunu biliyorlar ve istifade etmek istemişlerdir. “HALKIMIZA YAPILAN ZULMÜN HESABINI SORMAK İSTİYORUZ” Yakında derneğimizin genç avukatları ile buluşacağımız bir yemek organizasyonu düzenleyeceğiz. Genç avukatlara bu kitabı hediye edeceğim. Farklı hukuk dallarında eğitim görmüş genç avukatlarla ne yapabileceğimizi konuşacağız. Maksat para almak değil sesimizi duyurmak. '1917’de yaptılar, 1944’te yine yaptılar. Milletmizin başına gelen hadiseleri, halkımızın çektiği sıkıntıların hesabı için dünyada ne yapabiliriz? Niye kendi vatanımızda doğmadık? Hesabını sorabilir miyiz?'  diyerek kitabı bastırmak istedik. Kimseden intikam almayı düşünmüyoruz ama milletimizin başına gelen felaketleri dünyaya duyurmak için genç hukukçulara ve diğer ilim adamlarımıza ihtiyacımız var. Bu kitap suçların işlenildiği yerlerin belge niteliğindeki arşivlerini ve adreslerini gösteriyor.   “TÜRKİYE’YE GÖÇ EDEN AİLELERİ, CANLI TANIKLARI, ONLARIN ÇOCUKLARI VE TORUNLARINI BULMAYA ÇALIŞACAĞIZ” Pandemiden önce başladığımız bir çalışmaydı ancak pandemi nedeniyle bugüne sarktı. Bundan sonra da bu kitap üzerinden devam edeceğiz. Hatta Türkiye’ye göç eden aileleri, canlı tanıkları, onların çocukları ve torunlarını bulmaya çalışacağız. Başbakanlık arşivinde bazı kayıtların olduğunu biliyoruz. Ben 35 sene önce Kırım Derneğinde görev almaya başladım. Kırım’a gittiğimde oradaki ailelere misafir oldum, Türkiye’ye gelen insanların ve kendi ailemin hikayesini biliyorum. Bunların hesabının sorulması lazım. Türkiye'de yaşayan 8 milyon Kırım Tatarı olarak Yahudiler kadar olamayacak mıyız? “AMACIMIZ TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA GÜNDEM OLUŞTURMAK” Bürokratik kurallar içerisinde mahkeme önünde hesabımızı soracağız. Amacımız, Türkiye’de ve dünyada gündem oluşturmak. Tarihçi ve müzikle ilgilenen hocalarımıza, kitabımızı ulaştırmaya çalışıyoruz. Protokol gereği Almanya’daki vakfa da göndereceğiz. Türkiye'de yaşayan Kırım Tatarları olarak başımızı kuma gömemeyiz. Geride bıraktıklarımız, yollarda bıraktıklarımız oldu. “MİLLETİMİZİN KIRIM’DA SIKINTISI DEVAM EDİYOR. MİLLETİMİZİN FACİASINI UNUTTURMAMAK LAZIM” Bu tür arşivleri ve kitapları, iktisat kütüphanesinde herkesin istifadesine açacak şekilde bir çalışma yapmayı düşünüyorum. Kütüphanemizde dijital olarak indirip okuyacağımız bir sistem kurmak için proje hazırlıyorum. Eğer bunu yaparsam, Türkiye’de ve İstanbul’da karşılıksız destek verecek insanlar var. Çağımız haberleşme ve iletişim çağı, ne kadar çok kişiye ulaşırsak, geride bıraktıklarımıza küçük de olsa borcumuzu ödemiş oluruz. Milletimizin Kırım’da sıkıntısı devam ediyor, milletimizin faciasını unutturmamak lazım.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.