Ordinaryus Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan'ın vefatının 14. yılı
1944 Türkçülük Turancılık davası sanıklarından, Türkoloji, tarih, hukuk ve deneysel psikoloji alanında akademik çalışmalarda bulunan Ordinaryus Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan, vefatının 14. yılında anılıyor.
Reha Oğuz Türkkan 12 Ekim 1920 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Türkkan’ın babası Halit Ziya Bey annesi ise Saibe Hanım’dır. Babası Halit Ziya Bey mühendislik tahsili yapmış, millî mücadeleye katılmış, İzmir’de İmdat ismiyle bir gazete çıkarmış, uzun yıllar kamu hizmetinde bulunarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yapmıştır. Fotometriyle kadastro teknik ve yöntemlerini İsviçre’de eğitiminden sonra Türkiye’ye getirmiş, bu alanda uzman olarak yıllarca söz sahibi olmuş, üniversitede ders vermiş, ders kitapları yazmıştır.
Türkkan, eğitim hayatına ağabeyi ile birlikte Kadıköy’de bulunan Fransız lisesi St. Joseph Lisesinde başladı. İlerleyen yıllarda ailesinin Büyükada’ya taşınmasının ardından, yatılı olarak Kabataş Erkek Lisesi’ne kayıt oldu. Kabataş’daki 2 yıllık eğitiminin ardından, Galatasaray Lisesine yazdırıldı. Galatasaray Lisesi ve yaşadığı yer olan Büyükada’daki kozmopolit ortam, azınlıkların kendi dillerini konuşması, vatandaşın Türkçe konuşması için açılan kampanyalar milli duygularının gelişmesinde önemli rol oynadı. Seçkin ailelerin çocuklarının eğitim gördüğü lisede, öğretmenleri arasında ünlü edebiyatçı Halit Fahri Ozansoy bulunmaktadır. 1937 yılının sonuna doğru babasının işinden dolayı Ankara’ya taşınarak, kaydını Gazi Lisesi’ne naklettirdi.
Liseden mezuniyetine az bir zaman kala 9 arkadaşını gizli bir cemiyet kurmaya ikna etmiş; Cihat Savaş Fer, Hikmet Tanyu, Fikret Kılıççöte, Mustafa Kızılsu ve Ceyhun Atuf Kansu ile birlikte Gürem adını verdikleri teşkilatı kurmuşlardır. Bu cemiyette Ergenekon isimli bir dergi çıkarması üzerinde anlaşılmış, Gürem adını verdikleri teşkilatın arması olarak bir yay ve üç ok tespit edilmiştir. Teşkilatın ismi daha sonra başına Bozkurt ilave edilmesiyle ‘Bozkurt Güremi’ biçimini almıştır.
Lise eğitiminin ardından yüksek öğretim için 1938 yılında Fransa’daki Sorbonne Üniversitesinde Fiziki Antropoloji bölümüne kaydolmuştur. Nazi Almanya’sının Fransa’ya saldırmasını ardından Türkiye’ye dönmek zorunda kalan Türkkan, burada Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydolmuştur. Mezuniyetine kadar geçen dönemde Adliye Vekaleti Umumi Katip Muavinliği, Büyük Millet Meclisi İnşaat Komisyonu üyeliği gibi görevlerde bulunmuştur.
Eğitim ve öğretimine ömrünün sonuna kadar devam eden Türkkan, yerli ve uluslararası üniversitelerde pek çok alanda eğitim görmüş, çalışmalar yapmıştır. Hukuk eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesinde yüksek lisans yapmış. Sorbonne Üniversitesinde tarih ve Türkoloji dallarında, Columbia Üniversitesinde deneysel psikoloji dalında uzmanlık çalışmasını tamamlamıştır.
Türkkan’ın fikri yapısı lise öğrenciliği sırasında ilgilendiği milli meseleler neticesinde, Türkçülük haline almıştır. Lise yıllarından itibaren yayınlamaya başladığı Ergenekon, Bozkurt ve Gök Börü dergilerinde Reha Kurtuluş, Mete Turanlı, Avni Motun, M. Öztürk, R.O.T müstearlarıyla çok sayıda makale neşretmiştir. Bilhassa bu dergilerdeki yazıları genç yaşına rağmen, vakıf olduğu yabancı dillerin desteğiyle zengin kaynaklarla beslendiği için dikkat çekici olmuştur. Babasının her zaman manevi desteğini alan Türkkan, dönemin en etkili gazetelerinden birisi olan Cumhuriyet’te Ergenekon dergisini ‘Ergenekon okunmasını tavsiye ederiz’ sloganıyla ücretsiz olarak tanıttırması, bu desteğin en somut halidir.
Türkkan, dernek faaliyetlerinin sıkı bir biçimde denetlendiği bir dönemde Kitap Sevenler Kurumunu kurmuş ve bir süre başkanlığını yapmıştır. 1939 yılında faaliyete geçen derneğin fahri başkanlığını Ali Fethi Okyar, ikinci başkanlığını Mehmet Sadık Aran ve derneğin bazı yöneticilerini ise Nihal Atsız, Besim Atalay, Remzi Oğuz Arık, Dr.Şerif Korkut, Hıfzı Oğuz Beketa, Yusuf Hikmet Bayur, Nebil Buharalı, Hüseyin Namık Orkun, Hüseyin Emir Erkilet gibi isimler oluşturmuştur. Derneği en önemli faaliyetleri arasında Cumhuriyetin ve Türkçülüğün fikir babası Ziya Gökalp’in “Türkçülüğün Esasları” ve Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun “Çağlayanlar” isimli eserini yeni alfabe ile bastırılması yer almaktadır. Daha sonra dönemin siyasi iktidarı tarafından dernek Halkevine iltihak ettirilmiştir.
Türk siyasi tarihine “1944 Türkçülük-Turancılık Olayı” olarak geçen hereket çerçevesinde 10 Mayıs 1944 tarihinde gözaltına alınan Türkkan, Askeri Yargıtayın hakkında verilen cezayı bozması üzerine 25 Mayıs 1947 tarihinde serbest bırakılmıştır. Türkkan tutuklu kaldığı süre içerisinde çeşitli işkencelere maruz kalmış, günlerce tabutluklarda tutulmuş, bir gözünü kaybetme noktasına gelmiştir. Cezaevinde mahkum edildiği süre içerisinde çektiği acılara ve işkencelere rağmen memleket meseleleriyle ilgisini kesmemiş, mensup olduğu fikri her daim savunmuştur.
Reha Oğuz Türkkan, zorlu hapis yıllarının ardından 1947-1972 yılları arasında Columbia Üniversitesinde, 1975-1976 yıllarında İstanbul Üniversitesinde ve daha sonra da 1996 yılında Ahmet Yesevi Üniversitesinde öğretim üyeliği yapmıştır. Genç yaşlarından itibaren kitap neşretmesinin yanı sıra, ömrünün sonuna kadar pek çok seneryo, makale, köşe yazısı yazmıştır. İki evliliğinden 4 çocuk sahibi olan Türkkan, 18 Ocak 2010 tarihinde hayatını kaybetmiş, 19 Ocak 2010’da Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilmiştir.