SON DAKİKA
Hava Durumu

#Birleşmiş Milletler

QHA - Kırım Haber Ajansı - Birleşmiş Milletler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Birleşmiş Milletler haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

BM Genel Sekreteri Guterres: Bakü'de başarılı olmalıyız Haber

BM Genel Sekreteri Guterres: Bakü'de başarılı olmalıyız

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres; 19 Kasım 2024 tarihinde gerçekleşen G20 Zirvesinde yaptığı konuşmada, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de gerçekleşmekte olan  BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 29. Taraflar Konferansına (COP29) atıfta bulundu. Genel Sekreter, "Bakü'de başarılı olmalı, güven oluşturmalı ve gelecek yıl yüksek iddialı ulusal iklim planlarının hazırlanmasını teşvik etmeliyiz." ifadelerini kullandı. Konuşmasında küresel sıcaklık artışının 1,5 santigrat derecede sınırlanmaması durumunda artan felaketlerin ekonomileri mahvedeceğini belirten Guterres, mevcut politikalar izlenmeye devam edilirse derecenin üç derece üzerine çıkılacağına dikkat çekti. Sekreter, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye adil geçişin hızlandırılması yönünde de çağrıda bulundu.  "BAŞARISIZLIK BİR SEÇENEK DEĞİL" Guterres, yeni ulusal iklim eylem planlarının hazırlanmasıyla ilgili çağrısını yineledi. Konuşmasında “COP29 ile ilgili olarak, bakanlarınıza ve müzakerecilerinize bu yıl yeni ve iddialı bir iklim finansmanı hedefi üzerinde anlaşmalarını sağlamaları talimatını vermenizi rica ediyorum. Başarısızlık bir seçenek değil. Geri dönüşü olmayan dönüm noktaları yaklaştıkça potansiyel olarak yıkıcı etkilerle yeni ulusal iklim eylem planlarının hazırlanmasındaki hırsı tehlikeye atabilir.” ifadelerini kullandı.  "BAKÜ'DE BAŞARILI OLMALIYIZ" Bakü'de gerçekleşmekte olan COP29'da başarılı olunması gerektiğini vurgulayan Guterres, ülkeleri sorumluluk üstlenmeye çağırdı. Sekreter, “Bakü'de başarılı olmalı, güven oluşturmalı ve gelecek yıl yüksek iddialı ulusal iklim planlarının hazırlanmasını teşvik etmeliyiz. Bu hedef, finansal hedef, farklı katmanlarıyla, imtiyazlı kamu fonlarında önemli bir artışla başlayarak gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamalıdır.   Çok Taraflı Kalkınma Bankaları'nın son duyurusunu memnuniyetle karşılıyorum. COP29'un başarısı büyük ölçüde sizin elinizde. Bu masanın etrafındaki tüm ülkelerin COP29'un başarılı olmasını sağlamak için sorumluluk duygusuna sesleniyorum.” açıklamasını yaptı. COP 29’UN TEMEL GÜNDEM MADDELERİ COP 29, iklim değişikliği ile mücadelede ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde birçok konuyu masaya yatıracak. Azerbaycan Enerji Bakan Yardımcısı ve COP 29 Genel Müdürü (CEO) Elnur Soltanov, konferansın en önemli gündem maddelerinin iklim finansmanı olacağını açıkladı. Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere sağladığı yardımların artırılması, iklim finansmanının 100 milyar dolar civarına çıkarılması için müzakereler yapılacak. Ana maddenin iklim krizi olduğu konferansta; karbon emisyonları, iklim anlaşmaları, yenilenebilir enerji hedefleri gibi temel başlıklar üzerine görüşmeler yapılacak. Konferanst, küresel iklim gündemini şekillendirecek birçok çeşitli etkinlik, tartışma ve sergiler gerçekleşecek. AZERBAYCAN'IN  "YEŞİL" HEDEFLERİ Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in 25 Aralık 2023 tarihli emrine göre 2024 yılı, Azerbaycan'da “Yeşil Dünya Dayanışma Yılı” olarak belirlendi. Aynı zamanda Azerbaycan, sera gazı emisyonlarını 1990 temel yılına göre 2030 yılına kadar yüzde 35 ve 2050 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltmayı hedefliyor. Aynı zamanda Azerbaycan, Ermeni işgalinden kurtardığı bölgelerdeki enerji ihtiyacını yenilenebilir enerjiden sağlamayı düşünüyor. Azerbaycan'ın bu yıl düzenlenen COP29'a ev sahipliği yapması, ülkenin fosil yakıtlara dayalı ekonomisini dönüştürme konusunda attığı adımlar konusunda da öncü rol oynuyor. Azerbaycan; hedeflediği enerji geçişleri, yenilenebilir enerji yatırımları ve çevresel sürdürülebilirlik konularıyla bölgedeki diğer ülkelere de örnek teşkil ediyor.

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü Haber

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu savaş ve yoksulluk altında yaşam mücadelesi veren çocuklar için 20 Kasım 1989'da Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'yi benimsedi. Barınma, eğitim, sağlık, yaşama haklarını koruyan sözleşmenin kabulü sonrasında bu gün, Dünya Çocuk Hakları Günü olarak ilan edildi. Dünyanın çeşitli yerlerinde bu özel gün farklı etkinliklerle kutlanıyor. İşgal altında olan pek çok ülkenin çocuğu ise savaş, zorbalık ve silah sesleri altında yaşam mücadelesi veriyor. Eğitim, sağlık bir yana yaşama hakkı elinden alınan çocuklar zor durumda. ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME BM'nin benimsediği 54 maddelik Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin içeriği şu şekilde: 1- Her birey on sekiz yaşına kadar çocuk olarak kabul edilir. Her çocuk vazgeçilmez haklara sahiptir. 2- Çocuk Hakları, bütün çocuklar içindir. Doğum yerleri, konuştukları dil ne olursa olsun fark etmez. Büyüklerinin inançları ya da görüşleri nedeniyle hiçbir çocuğa ayrım yapılmaz. 3- Çocuklarla ilgili bütün yasa ve uygulamaları oluşturanlar, önce çocukların yararını düşünmek zorundadır. Devlet, çocukların koruma ve bakımını üstlenenlerin sorumluluklarını yerine getirmeleri için önlemleri alır ve onların sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerine bakar. 4- ÇHS’de yazılı olan hakların uygulanması için gereken her türlü çabanın gösterilmesi gerekir. Devlet çocukların bu haklardan yararlanmasını sağlar. 5- Devlet, hakların uygulanması konusunda çaba gösterirken başta anne baba olmak üzere çocuktan sorumlu olan kişilerin haklarına karşı saygılı olur. 6- Yaşamak, her çocuğun temel hakkıdır ve herkesin ilk görevi çocukların yaşamını korumaktır. 7- Her çocuğun bir isme ve vatandaşlığa sahip olma hakkı vardır. Devlet, çocuk doğduğunda bu ismi kaydeder ve çocuğa bir kimlik verir. 8- Çocuklara verilen isim, vatandaşlık hakkı ve aile bağları korunmalıdır. Tüm bunlar zorla değiştirilemez ve alınamaz, değiştirilmek istenir ya da çocuğun elinden bu haklar alınırsa devlet bu duruma karşı çıkmalıdır. 9- Her çocuğun ailesiyle birlikte yaşama hakkı vardır. Anne baba çocuğa bakamıyorsa, çocuk bu durumdan zarar görmesin diye ona başka bir bakım sağlanmalıdır. Bu durumda da her çocuğun, anne ve babasıyla düzenli olarak görüşebilme hakkı vardır. 10- Anne babası ayrı ülkelerde yaşayan çocukların aileleriyle birlikte olabilmeleri için devletler kolaylık gösterir. 11- Anne ve babalarının izni olmadan hiçbir çocuk başka bir ülkeye götürülemez. Çocukları bu şekilde başka yerlere götüren kişilere karşı mücadele edilmesi gerekir. 12- Her çocuk, görüşlerini serbestçe ifade etme, kendisini ilgilendiren her konuda görüşlerinin dikkate alınmasını isteme hakkına sahiptir. Herkesin çocukları dinleme, onların fikirlerini öğrenme ve onlara saygı gösterme sorumluluğu vardır. 13- Her çocuğun duygu ve düşüncelerini istediği şekilde açıklama hakkı vardır. Çocukların da başka kişilerin zarar görmemesi için gerekeni yapmaları gerekir. 14- Her çocuğun, kendi düşüncesini geliştirme ve istediği dini seçme hakkı vardır. Bu konularda çocukları büyüten yetişkinlerin de onlara yol gösterme hakkı ve sorumluluğu vardır. 15- Çocukların arkadaşlarıyla barış içinde toplanabilme, dernek kurabilme ya da derneklere üye olma hakkı vardır. 16- Hiç kimse çocukların onurunu kıramaz, onları küçük düşüremez, özel hayatına karışamaz. Çocukların bu hakkı yasalarla korunur. 17- Devlet, kitle iletişim araçlarının, çocuğun gelişimi açısından önemini kabul eder. Çocuğun bunlarla çeşitli bilgi ve belgelere ulaşmasını sağlar, kendi kültürü ve dili bakımından bu araçlarla alabileceği gereksinimleri karşılar. Ayrıca kitle iletişim araçlarının verebileceği her türlü zarardan çocukları korur. 18- Çocukların yetişmesinden ve gelişmesinden sorumlu olan büyükler, bu sorumluluklarını en iyi biçimde yerine getirirler. 19- Hiç kimse, çocuklara karşı olan sorumluluklarını onlara zarar verecek şekilde kullanamaz. Devlet çocukların hiçbir zarara uğramaması için her türlü önlemi almakla yükümlüdür. 20- Her çocuğun ailesinden yoksun kaldığında ya da aile ortamı onun için uygun olmadığında devletten özel koruma ve yardım alma hakkı vardır. Anne babasıyla birlikte yaşayamayacak çocuklar için özenli bir araştırmayla iyi aileler bulunur. 21–22- Yaşadığı ülkenin dışında bir başka ülkeye gitmek zorunda kalan her çocuğun, gittiği ülke tarafından korunma hakkı vardır. 23- Engelli çocukların özel olarak korunma ve saygı görme hakkı vardır. Devlet engelli çocukların bakımını, eğitimini sağlayacak kurumları oluşturma sorumluluğuna sahiptir. Engelli çocukların ailelerine her türlü yardım yapılır. 24- Her çocuğun sağlık hizmetinden yararlanma hakkı vardır. Hastalıklardan korunması devletin ve toplumun güvencesi altında olup çocukların beslenmesine, aşılanmasına, çevrenin temizliğine ve diğer sağlık koşullarına dikkat edilir. Hastalanan çocuklar tedavi edilir. 25- Çocuk haklarına uygun olarak kreşler, çocuk yuvaları, yurtlar, okullar, çocuk hastaneleri oluşturulur, bunlar düzenli olarak kontrol edilir. 26–27- Her çocuğun gelişme hakkı ve sağlığı güvence altında olmalıdır. Bu konuda çocukların daha iyi bir yaşam sürdürmeleri için gerektiğinde yardım edilir. 28- Her çocuk eğitimini tam yapabilmek için desteklenir ve korunur. İlköğretim parasız ve hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm çocuklar için hak ve zorunludur. 29–30- Çocuklara verilen eğitim onların gelişimlerini en fazla ölçüde sağlayacak düzeyde olmalıdır. Eğitim, çocukların hoşgörüsünü, kendi kültürüne ve farklı kültürlere saygısını, ayrımcılığa karşıtlığını, doğaya saygısını arttıracak biçimde düzenlenir. Çocuğun kendi kültürü, bulunduğu ülkedekinden farklıysa gelişim ve eğitim hakkının her aşamasında buna gereken özen gösterilir. 31- Çocukların boş zamanlarını değerlendirebilmeleri, kendilerini geliştirebilmeleri için oyun bahçeleri, çocuk kulüpleri, kütüphaneler, spor ve kültür merkezleri açılmalıdır. Her çocuğun bu tür etkinliklere katılma hakkı vardır. 32- Çocukların okula gitme, oyun oynama hakkı vardır. Onlar yetişkinler gibi çalıştırılamazlar. Çalışmak zorunda kalırlarsa yapacakları iş onların sağlığı ve eğitimleri için sorun oluşturmamalıdır. 33- Bütün çocuklar her türlü zararlı maddelere karşı korunur. Bu tür maddeleri üretip çocuklara veren kişiler cezalandırılır. 34- Çocukları bedensel ve ruhsal yönden örseleyecek hiçbir yaklaşıma izin verilemez. 35- Devlet, çocukları koruma ve çocukları kaçırıp onları satan, onları çalıştırmak isteyen kişilerle mücadele etme sorumluluğuna sahiptir. 36- Hiçbir kişi kendi çıkarları için çocukları kullanamaz. Devlet böyle bir duruma karşı her çocuğu korur. 37- Çocuklar hiçbir şekilde insanlık dışı yöntemlerle ya da aşağılanarak cezalandırılamaz. Bir çocuk suça itilmişse ona uygulanacak ceza yaşına ve gelişimine uygun, onun eğitimini engellemeyecek şekilde olmalıdır. 38- Her çocuğun barış ortamında yaşama ve savaşlardan korunma hakkı vardır. Çocukların askere alınmaması gerekir. Devlet, çocukları silahlı çatışmalardan ve sonuçlarından korumakla sorumludur. 39- Çocuklar çeşitli nedenlerle zarar görmüşlerse onların iyileştirilmeleri için çalışmalar yapılır, bir daha aynı şekilde zarar görmemeleri için önlemler alınır. 40- Yasalarla sorunu olan çocuklar bu durumdan tek başlarına sorumlu değildir. Çocuklar farkında olarak kimseye zarar vermez. Suça itilen çocuklar, yetişkinler gibi cezalandırılamaz, özel yasalarla yeniden topluma kazandırılırlar. 41- Bir devletin yasaları burada belirtilen hükümlerden daha iyiyse, bunlar hiçbir şekilde değiştirilemez. 42- Devlet, ÇHS’nin herkes tarafından öğrenilmesini sağlar. 43- ÇHS’nın uygulanmasını değerlendirmek üzere Çocuk Hakları Komitesi kurulmuştur. 44- Devlet ve o ülkede yaşayan insanlar Çocuk Hakları Komitesine, çocuk haklarıyla ilgili durum hakkında bilgileri vermekle sorumludur. 45-İlgili kuruluşlar Çocuk Hakları Komitesinin çalışmalarına kolaylık ve yardım sağlar. Sözleşmenin devamındaki maddelerde ise sözleşmenin devletler tarafından nasıl imzalanacağı, onaylanacağı ve yürütüleceği ile ilgili ifadeler yer alıyor.

COP29 Dünya Liderleri İklim Eylem Zirvesi Bakü'de başladı Haber

COP29 Dünya Liderleri İklim Eylem Zirvesi Bakü'de başladı

Dünyanın en prestijli toplantılarından biri olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 29. Taraflar Konferansı (COP29); dünyanın dört bir yanından liderlerin, bilim insanlarının ve aktivistlerin katılımıyla Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de 11 Kasım 2024 tarihinde başladı. Katılımcılar, Azerbaycan'ın belirlediği  “Yeşil bir dünya için birlikte duralım!” sloganıyla iklim krizine karşı bir araya geliyor. Bu slogan ile Azerbaycan; tarafları yeşil, adil ve sürdürülebilir bir dünya için dayanışmayı güçlendirmeye çağırıyor. COP29’un en üst düzey etkinliği olan "Dünya Liderleri İklim Eylem Zirvesi" ise bugün başladı. 12-13 Kasım 2024 tarihleri arasında devam edecek zirvenin ilk gününde Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, katılımcı olan devlet ve hükûmet başkanları ile delegasyon başkanlarını karşıladı. Zirveye, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılıyor. Zirvede; BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine taraf olan ülkelerden 50 cumhurbaşkanı, 10 başkan yardımcısı, 20 hükümet başkanı ve iki veliahtı resmi açıklamalarda bulunacak. Standing together, in solidarity for a green world. Let’s get to work.#COP29 #COP29Azerbaijan pic.twitter.com/TIZwMpKRrs — COP29 Azerbaijan (@COP29_AZ) November 12, 2024 COP 29’UN TEMEL GÜNDEM MADDELERİ COP 29, iklim değişikliği ile mücadelede ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde birçok konuyu masaya yatıracak. Azerbaycan Enerji Bakan Yardımcısı ve COP 29 Genel Müdürü (CEO) Elnur Soltanov, konferansın en önemli gündem maddelerinin iklim finansmanı olacağını açıkladı. Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere sağladığı yardımların artırılması, iklim finansmanının 100 milyar dolar civarına çıkarılması için müzakereler yapılacak. Ana maddenin iklim krizi olduğu konferansta; karbon emisyonları, iklim anlaşmaları, yenilenebilir enerji hedefleri gibi temel başlıklar üzerine görüşmeler yapılacak. Konferanst, küresel iklim gündemini şekillendirecek birçok çeşitli etkinlik, tartışma ve sergiler gerçekleşecek. AZERBAYCAN, TARİHİNDEKİ EN BÜYÜK ULUSLARARASI ORGANİZASYONA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR Azerbaycan, ülke tarihinde bir ilke imza atarak Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 29. Taraflar Konferansı'na (COP 29) ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 11-22 Kasım 2024 tarihleri ​​arasında Bakü Olimpiyat Stadyumunda tertip edilecek olan konferans, Azerbaycan'ın bugüne kadar düzenlediği en büyük etkinlik olma niteliği taşıyor. AZERBAYCAN'IN  "YEŞİL" HEDEFLERİ Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in 25 Aralık 2023 tarihli emrine göre 2024 yılı, Azerbaycan'da “Yeşil Dünya Dayanışma Yılı” olarak belirlendi. Aynı zamanda Azerbaycan, sera gazı emisyonlarını 1990 temel yılına göre 2030 yılına kadar yüzde 35 ve 2050 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltmayı hedefliyor. Aynı zamanda Azerbaycan, Ermeni işgalinden kurtardığı bölgelerdeki enerji ihtiyacını yenilenebilir enerjiden sağlamayı düşünüyor. Azerbaycan'ın bu yıl düzenlenen COP29'a ev sahipliği yapması, ülkenin fosil yakıtlara dayalı ekonomisini dönüştürme konusunda attığı adımlar konusunda da öncü rol oynuyor. Azerbaycan; hedeflediği enerji geçişleri, yenilenebilir enerji yatırımları ve çevresel sürdürülebilirlik konularıyla bölgedeki diğer ülkelere de örnek teşkil ediyor.

Savaş şartlarında yaşayan Ukraynalı çocuklar, uluslararası konferansta anıldı Haber

Savaş şartlarında yaşayan Ukraynalı çocuklar, uluslararası konferansta anıldı

Kolombiya hükûmeti, İsveç Devlet Daireleri Sağlık ve Sosyal İşler Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Act Now 15 ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin Çocuklara Yönelik Şiddet Özel Temsilciliği (SRSG) iş birliğiyle Kolombiya’nın başkenti Bogoto’da "Çocuğa Yönelik Şiddetin Sonlandırılması Birinci Küresel Bakanlar Konferansı" adlı kapsamlı bir program düzenlendi. 120’den fazla ülkeden bakan ve temsilcinin ağırlandığı konferansta, dikkat çekilen noktalardan biri Rusya'nın sivilleri hedef alan saldırıları ve Ukrayna’daki çatışmalar dolayısıyla yaşama haklarından mahrum edilen masum çocuklar oldu. UKRAYNA SOSYAL POLİTİKA BAKANINDAN BM’YE DAVET Konferansa katılan Ukrayna Sosyal Politika Bakanı Oksana Jolnovıç (Oksana Zholnovych), uluslararası toplumu, Ukraynalı çocukların Rus saldırganlığının bir sonucu olarak karşılaştıkları tüm zorluklar hakkında bilgilendirmek, haklarını desteklemenin ve korumanın yollarını tartışmak amacıyla heyetiyle beraber görüşmeler yaptı. BM Genel Sekreterinin Çocuklara Yönelik Şiddet Özel Temsilcisi Najat Maalla ile görüşen Bakan Jolnovıç, sosyal hizmetleri geliştirme ihtiyacı, aile temelli bakıma destek ve sınır dışı edilen veya geçici olarak yurt dışında bulunan Ukraynalı çocukların geri dönüşü de dâhil olmak üzere karşılaştığı zorlukları aktardı. Jolnovıç, BM Genel Sekreterinin Çocuklara Yönelik Şiddet Özel Temsilcisini, Ukrayna'yı ziyaret etmeye davet etti. ÇOCUKLARIN YAŞAMA HAKKI YÜKSEK SESLE SAVUNULMALI Düzenlenen konferansa katılan Türkiye Cumhuriyeti Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Leman Yenigün, konferansta çok sayıda görüşme gerçekleştirdi. Görüşmeler sonrasında Anadolu Ajansına (AA) yaptığı açıklamada toplantıların içeriğine değinen Bakan Yardımcısı Yenigün, Türkiye'nin çocuğa karşı şiddetle mücadelede en aktif rol oynayan ülkelerden biri olduğunun altını çizdi. Yenigün ayrıca, “Çocuğa yönelik şiddet dediğimiz zaman aklımıza ilk olarak savaşlarda yaşananlar geliyor” dedi ve ülkelerde gerçekleşen işgal ve savaş durumlarında özellikle çocukların büyük acılara maruz kaldığını vurguladı. Çocuğa yönelik şiddet denildiğinde en başta çatışma bölgelerindeki çocukların konuşulması gerektiğini belirten Yenigün, "Bugün tüm dünyanın gözleri önünde Gazze, çocuklar için bir mezarlığa dönüştü.  Filistin'de, Yemen'de, Ukrayna'da ve diğer savaş bölgelerindeki çocukların maruz kaldığı sıkıntıları ele almalıyız. Bu çocukların en başta yaşama hakkını yüksek sesle savunmalıyız” diyerek; işgalci Rusya tarafından Ukrayna’daki çatışmalarda ve diğer çatışma bölgelerinde yaşama hakları ellerinden alınan çocukların savunulmasına dikkat çekti.

Rusya'nın BM Temsilcileri, Kuzey Kore sorularını yanıtlamıyor! Haber

Rusya'nın BM Temsilcileri, Kuzey Kore sorularını yanıtlamıyor!

Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Robert Wood, 4 Kasım 2024 tarihinde gerçekleşen BM Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısında açıklamalarda bulundu. Temsilci Wood, geçen hafta gerçekleşen bir toplantıda Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya'ya Kuzey Kore birliklerinin Rusya topraklarında olup olmadığını sorduğunu belirtti.  Rus temsilcinin kendisine yöneltilen soruyu cevaplamaktan kaçındığını belirten Wood, dün gerçekleşen toplantıda konuyu tekrar gündeme getirdi.  RUS TEMSİLCİLER KONUYLA İLGİLİ KONUŞMAKTAN KAÇINIYOR! Wood, "Rusya'daki Kuzey Kore birlikleriyle ilgili bu konu, bu sabah Rusya Federasyonu temsilcisi tarafından gündeme getirildi. Sadece Rusya Federasyonu temsilcisi tarafından gündeme getirildiği için tekrar soruyorum: Rusya'da Kuzey Kore birlikleri var mı?" ifadeleriyle sorusunu toplantıda bulunan Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Yardımcısı Anna Evstigneeva'ya yöneltti. Rus Temsilci ise yaşanan durumla ilgili bir açıklamanın, İngilizceye çevrildiğinde ABD Temsilcisine göndereceğini söyleyerek cevap vermekten kaçındı. 10 BİN KUZEY KORE ASKERİ RUS ORDUSUNA KATILDI ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Rusya'da 10 bin Kuzey Kore askerinin bulunduğunu ve bunların 8 bin kadarının Ukrayna güçlerinin ağustos ayında sınır ötesi operasyon başlattığı Kursk bölgesinin güneyinde olduğunu açıkladı. Öte yandan Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Choe Son Hui ise 1 Kasım Cuma günü Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'a "ülkesinin Ukrayna Savaşı'nda zafer elde edene kadar Rusya'yı destekleyeceğini" söyledi. Rusya’da Kuzey Kore askerleri görüntülendi! pic.twitter.com/FtJPyeDkZb — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) November 1, 2024 UKRAYNA İSTİHBARAT SERVİSİ AÇIKLAMIŞTI Ukrayna Askerî İstihbarat Servisi, 25 Ekim 2024 tarihinde 500'ü subay ve 3'ü general olmak üzere yaklaşık 12 bin Kuzey Kore askerinin Rusya'da konuşlanmış durumda olduğunu belirtmişti. Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Ana Müdürlüğü, Kuzey Koreli askerlerin 23 Ekim 2024 tarihinde Ukrayna güçlerinin ağustos ayında büyük bir sınır ötesi operasyon düzenlediği Rusya'nın sınır bölgesindeki Kursk'ta görüldüğünü kaydetmişti.  Ukraynalı yetkililer, askerlerin ülkenin doğusundaki 5 askerî bölgesinde eğitim aldığını kamuoyu ile paylaşmıştı. Açıklamada, "Doğu Rusya'nın eğitim alanlarında eğitilen Kuzey Kore'nin ilk askerî birimleri, Ukrayna-Rusya Savaşı'nın savaş bölgesine çoktan ulaştı. Bunların, özellikle 23 Ekim 2024'te Rusya Federasyonu'nda Kursk bölgesinde ortaya çıktığı kaydedildi." ifadeleri kullanılmıştı. Ardından Kuzey Koreli askerlerin cephe hattında görüldüğü ortaya çıkmıştı. 

BM Genel Sekreteri: Kuzey Kore askerlerinin Rusya'da olması endişe verici Haber

BM Genel Sekreteri: Kuzey Kore askerlerinin Rusya'da olması endişe verici

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ukrayna'ya karşı savaşmak için Kuzey Kore askerî birliklerin işgalci Rus ordusunun cephesine konuşlandırılması hakkında yorumda bulundu. BM Genel Sekreterinin Sözcüsü Stephane Dujarric, Guterres'in söz konusu durumdan oldukça endişeli olduğunu söyledi. Sözcü, 3 Kasım 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, "Genel Sekreter (Antonio Guterres), Kuzey Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nden Rusya Federasyonu'na asker gönderilmesi ve bu askerlerin çatışma bölgesine konuşlandırılması ihtimaline ilişkin haberlerden büyük endişe duymaktadır." ifadelerini kullandı.  "ÇATIŞMANIN ULUSLARARASILAŞMASINI ÖNLEMEK İÇİN HER ŞEY YAPILMALIDIR" Guterres'in "Ukrayna'da adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışa yönelik tüm anlamlı çabaları desteklediği" belirtilen açıklamada, "Bu, Ukrayna'daki savaşın çok tehlikeli bir şekilde tırmanmasını temsil eder. Bu çatışmanın uluslararasılaşmasını önlemek için her şey yapılmalıdır." yorumunda bulunuldu.  UKRAYNA ASKERÎ İSTİHBARAT SERVİSİ BİLDİRMİŞTİ Ukrayna Askerî İstihbarat Servisi, 25 Ekim 2024 tarihinde 500'ü subay ve 3'ü general olmak üzere yaklaşık 12 bin Kuzey Kore askerinin Rusya'da konuşlanmış durumda olduğunu belirtmişti. Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Ana Müdürlüğü, Kuzey Koreli askerlerin 23 Ekim 2024 tarihinde Ukrayna güçlerinin ağustos ayında büyük bir sınır ötesi operasyon düzenlediği Rusya'nın sınır bölgesindeki Kursk'ta görüldüğünü kaydetmişti.  Ukraynalı yetkililer, askerlerin ülkenin doğusundaki 5 askerî bölgesinde eğitim aldığını kamuoyu ile paylaşmıştı. Açıklamada, "Doğu Rusya'nın eğitim alanlarında eğitilen Kuzey Kore'nin ilk askerî birimleri, Ukrayna-Rusya Savaşı'nın savaş bölgesine çoktan ulaştı. Bunların, özellikle 23 Ekim 2024'te Rusya Federasyonu'nda Kursk bölgesinde ortaya çıktığı kaydedildi." ifadeleri kullanılmıştı. Ardından Kuzey Koreli askerlerin cephe hattında görüldüğü ortaya çıkmıştı.  Rusya’da Kuzey Kore askerleri görüntülendi! pic.twitter.com/FtJPyeDkZb — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) November 1, 2024 10 BİN KUZEY KORELİ RUSYA'DA ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Rusya'da 10 bin Kuzey Kore askerin bulunduğunu ve bunların 8 bin kadarının Ukrayna güçlerinin ağustos ayında sınır ötesi operasyon başlattığı Kursk bölgesinin güneyinde olduğunu açıkladı. Öte yandan Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Choe Son Hui ise 1 Kasım Cuma günü Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'a "ülkesinin Ukrayna Savaşı'nda zafer elde edene kadar Rusya'yı destekleyeceğini" söyledi.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, New York'taki görüşmeyi değerlendirdi Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, New York'taki görüşmeyi değerlendirdi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 15 Ekim 2024 tarihinde New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezinde, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde Rum Lider Nikos Hristodulidis ile gerçekleşen gayriresmî görüşme hakkında değerlendirmelerde bulundu.  ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA 4+1 FORMATINDA BİR GÖRÜŞME GERÇEKLEŞEBİLİR Cumhurbaşkanı Tatar, yemekle ilgili "Uluslararası diplomaside Kıbrıs konusunun içinde bulunduğu koşullarda önemli bir yemekti." yorumunda bulundu. Genel Sekretere daha önce 4+1 formatında bir görüşme önerisi yaptıklarını hatırlatan Tatar, Genel Sekreterin yemekte, genişletilmiş bir gayriresmî toplantıdan bahsettiğini vurguladı. Tatar, bu görüşmenin Türk tarafının talebi olduğunu ve önümüzdeki aylarda bu talebin gerçekleştirilebileceğini kaydetti. RESMΠBİR SÜREÇ ANCAK EGEMEN EŞİTLİK VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜNÜN TEYİDİYLE OLABİLİR Tatar, yeni bir görüşme sürecinin ancak son dört yıldır sürdürülen yeni siyasetin, egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statünün teyidiyle başlatılabileceğini vurguladı. Son 50 yıldır federal anlayışla yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığını belirten Tatar, en son 2017 yılında federal bir çözüm için Crans Montana’da yapılan görüşmenin Rum yönetiminin tutumu nedeniyle çöktüğünü ifade etti. Tatar, görüşmede resmî bir sürecin ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün teyidiyle olacağını da ifade ettiğini söyledi. ORTAK BİR ZEMİN BULUNAMADI Tatar; Genel Sekreter Guterres'in yemekten sonra yaptığı açıklamada ortak zeminin olmadığını ifade ettiğini, aynı ifadenin Genel Sekreterin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın sunduğu raporda da yer aldığını vurguladı. Tatar, her iki halka fayda sağlayacak alanlarda iş birliği ve istişare yapılabileceğini belirtti. Yeni kapıların açılması ve Güney Kıbrıs’la ticaret gibi alanlarda temasların artırılabilmesini içerem istişareyi onayladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Rum liderle bu konuların istişaresi ve değerlendirmesi konusunda Kıbrıs Adası'nda görüşebileceklerini de yemekte ifade ettiğini kaydetti.  TATAR, KKTC ÜZERİNDEKİ BASKILARA DEĞİNDİ Cumhurbaşkanı Tatar; Genel Sekretere, Kıbrıs Türk halkı üzerindeki baskıların, tutuklamaların ve turizme yönelik hareketlerin arttırıldığını ve bu durumun asla kabul edilmeyeceğini ifade etti. Sonuç olarak görüşmelerin faydalı olduğunu belirten Tatar, gerçekleşen görüşmenin yeni bir yol haritası çizebileceğini vurguladı. Son olarak Tatar, “Esas itibarı ile bizim arzu ettiğimiz Kıbrıs Rumu, Kıbrıs Türkü, anavatan Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan ve BM nezdinde bir çerçevede meseleyi tartışmaktır.” ifadelerini kullanarak Kıbrıs’ta iki halkın da faydasına olabilecek yeni kapıların açılması arayışlarının süreceğini belirtti.

Av. Namık Kemal Bayar, Polonyalı Bakanın Kırım'a ilişkin tepki çeken çözüm önerisini QHA'ya değerlendirdi Haber

Av. Namık Kemal Bayar, Polonyalı Bakanın Kırım'a ilişkin tepki çeken çözüm önerisini QHA'ya değerlendirdi

Yağmur Filiz ŞAHİN/QHA Ankara Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski’nin 19 Eylül 2024 tarihinde yaptığı Kırım’a ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) çözüm önerisi tepki çekti. Yalta Avrupa Strateji Forumu'ndaki konuşmasında Rus işgali altındaki Kırım’da referandum gerçekleştirilerek, BM’nin yetkisi altına girmesi gerektiğini savunan Bakan Sikorksi’nin ifadeleri tartışma konusu oldu. Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ve Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Sivastopol) Şehri Daimi Temsilcisi Tamila Taşeva, söz konusu çözüm önerisinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek, tepki gösterdi. Bu kapsamda Kırım Haber Ajansı (QHA), Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri, Avukat Namık Kemal Bayar’dan Polonyalı Bakan Sikorski’nin tepki çeken sözde çözüm önerisi hakkında değerlendirme aldı. "BM YETKİSİ ALTINA GİREN HİÇBİR ÜLKENİN SORUNU ÇÖZÜLEMEDİ"  QHA’nın, “Kırım BM’nin yetkisi altına girebilir mi, böyle bir şey mümkün olursa ne gibi sonuçlar elde edilir?” sorusuna yanıt veren Av. Bayar sözlerine, BM yetkisine altına giren ülkelerden birinin Srebrenitsa Katliamı’nın yaşandığı Bosna Hersek’ten örnek vererek başladı. Bayar, “BM yetkisi altına giren hiçbir ülkenin bugüne kadar gerek siyasî gerek ise mahallî hiçbir sorunu çözülemedi. Bir bölgenin BM yetkisi altına girmesi demek, sorunun dondurulmuş bir sorun haline getirilmesi demektir.” yorumunda bulundu. Kırım’ın uluslararası hukuk çerçevesinde Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği altına geri döndürülmesinin aslî amaçları olduğunun altını çizen Av. Bayar, sözde çözüm önerisinin bu amacın dışına çıkacağını ifade etti. Öte yandan Bayar, referandumun Kırım’ın demografik yapısına uygun olmayacağını vurgulayarak, 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nün ardından özellikle Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı işgal etmesiyle birlikte Rusların yoğun bir demografik baskısı olduğunu aktardı. "KIRIM'DAKİ DEMOGRAFİK YAPI DEVAM ETTİĞİ SÜRECE REFERANDUM BU MESELENİN ÇÖZÜMÜ DEĞİL" Duruma bu iki bakış açısıyla bakılması gerektiğinin altını çizen Bayar şu ifadeleri kullandı: Birincisi, Birleşmiş Milletler bugüne kadar Barış Gücü gönderdiği, kontrol altına aldığı hiçbir toprakta, hiçbir bölgede adil ve uluslararası hukuka uygun bir şekilde çözecek bir mekanizma veya yapı oluşturamadı. O bölgelerde Srebrenitsa Katliamı gibi çok ciddi insanlık suçlarının işlenmesinin de önüne geçemedi. Bu nedenle Birleşmiş Milletler mekanizmasının bugün Kırım meselesini çözme noktasında bir yetki alarak, harekete geçmesi çok doğru bir yaklaşım değil. Birleşmiş Milletler bunu yapabilecek bir kudret ve güce sahip değil. Özellikle de Rusya'nın Güvenlik Konseyinde veto hakkına sahip beş ülkeden biri olduğu bir yapıda, Kırım Tatarlarının ve Ukrayna'nın haklarını tesis edecek bir yapı oluşturması mümkün görünmüyor. İkincisi; referandum yönünde bir talepte bulunması da keza Rusların amaçlarına uygun bir talep. Şu haliyle Kırım'daki demografik yapı devam ettiği müddetçe referandumla bu meselenin çözümü mümkün değil. "ÇÖZÜM, KIRIM'IN YENİDEN UKRAYNA'YA İADE EDİLMESİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL" “Ayrıca Rusya’nın Kırım’da oluşturduğu paramiliter güçlerin yapacağı saldırı ve operasyonlar 20 yıl içinde gerçekleşebilecek felaket senaryolarından ibaret.” diyen Bayar, Kırım’ın 10 yıldır işgal altında olduğunu ve BM’nin kınama kararı dışında herhangi bir şekilde adım atmadığını ifade etti. Rusya’nın BM kararlarına kulak asmayarak insan hakları ihlali işlediğini de anımsatan Bayar, Kırım’ın BM yetkisi altına girmesiyle hiçbir şeyin çözülemeyeceğini de ifadelerine ekledi. Bayar sözlerine, “Kırım meselesinin tek çözümü, Ukrayna’nın desteklenerek, Rusya’nın Kırım’daki işgalinin sona erdirilip Kırım’ın yeniden Ukrayna’ya iade edilmesinden başka bir şey değildir.” diyerek sonlandırdı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.