Belarus'ta neler oluyor: Protestoların asıl nedeni ne?
Ömer Cihad KAYA
Belarus Halk Cumhuriyeti, son bir haftadır devam eden protestolarla çalkalanıyor. 26 yıldır ülkenin başında olan Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko'nun rakibi Svyatlana Tsihanouskaya’nın Belarus’tan "kaçmak zorunda kalması" ve Litvanya’ya gitmesi ülkedeki muhalefeti hareketlendirdi. Belarus’ta cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Merkez Seçim Komisyonunun açıkladığı kesin olmayan sonuçlara göre, mevcut Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko yüzde 80 oy alarak seçimin galibi olmuştu. Ülkede yükselen tansiyonun nedenlerini, yerleşik siyasi dengeleri ve Rusya'nın bölgeye yönelik politikalarını Doç. Dr. Sezai Özçelik değerlendirdi.
PROTESTOLARDA DÖRDÜNCÜ GÜNE GİRİLDİ
Kesin olmayan sonuçlara göre yeniden başkan seçilen Lukaşenko'ya karşı protesto gösterilerinde 4. güne girildi. Ülkenin pek çok şehrinde gerçekleştirilen eylemlerde kapsamında başkent Minsk’te yaklaşık 200 sağlık çalışanı da sokaklara çıktı. Bu tarz eylem Brest, Vitebsk, Gomel ve Grodno şehirlerinde de yayıldı.
GÖZALTINA ALINANLARIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU RUS VATANDAŞI!
Güvenlik güçleri, ülkedeki pek çok şehirde sıkı önlem aldı. Bazı göstericiler caddelerde trafiğin akışını engellemeye çalıştı. Zaman zaman güvenlik güçleri ile karşı karşıya gelen bazı protestocular gözaltına alındı. Yapılan son açıklamada, gözaltına alınan göstericilerin yarısının Rus vatandaşı olduğu bazılarının ise Ukrayna vatandaşı olduğu ileri sürüldü. Belarus basını, gözaltına alınan vatandaşların sayısının 7 bine yaklaştığını bildirdi.
QHA yazarı, Çankırı Karatekin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sezai Özçelik, Belarus'ta siyasi gerilimi hızlandıran eylemler ve güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"BELARUS'U KIRIM GİBİ TOPRAKLARINA KATMAK İSTEYEN RUSYA İLE BATI ARASINDAKİ TANSİYONUN YANSIMASIDIR"
"Son günlerde yaşanan sokak gösterileri bir anlamda Belarus’u Kırım gibi topraklarına katmak isteyen Rusya ile demokrasi, özgürlük ve piyasa ekonomisi vadeden Batı arasındaki tansiyonun yansımasıdır. Halkın istekleri ve ihtiyaçlarına artık cevap veremeyen Minsk yönetimi, 26 yıl boyunca iktidarda olan Belarus liderini destekleyen iki liderin otoriter yönetime sahip olması rastlantı değil. Eğitilmiş ucuz iş gücü bulunan Belarus’ta büyük yatırımlar yapan Çin’in lideri Xi ile gümrük birliği bulunan ve askeri alanda işbirliği yapan Rusya’nın Belarus’u AB ve NATO’nun yörüngesinden çıkarmak istemelerine şaşırmamak gerekir. Putin son yapılan anayasa değişikliği ile 2036 yılına kadar iktidarda kalmayı garantiledi. Çin Komünist Partisi ise Çin lideri Xi’nin sonsuza kadar ülkeyi yönetmesi için Anayasa değişikliği sürecini başlattı. Bu iki liderin Belarus diktötörünün yanında yer almasının bir diğer nedeni, Rusya’nın ülkedeki muhalifinin canlanmasını önlemek istemesi ile Çin’in Hong Kong’da başlayan demokratik gösterileri demir yumruk ile ezme isteğini tüm dünyaya gösterirken Belarus’un başarılı olmamasını istememesidir. Rusya ve Belarus daha önce 2014 Maidan Gösterileri’nde olduğu gibi Belarus halkının haklı taleplerini görmezden gelip olayı Batı’nın gizli ellerinin ülkenin içişlerine karıştığı tezini savunmaktadır. Batı ve Amerikan gizli servislerinin Belarus’taki sokak gösterilerinin arkasındaki güç olduğu Rus basını yanında Rusya BM Daimi İkinci Temsilcisi Dmitri Polyanskiy tarafından belirtilmiştir.
"KIRIM TATARLARININ BELARUS HALKININ YANINDA OLMASI GEREKİR"
Rusya ve Çin’in tüm bu ayak oyunlarına rağmen Belarus halkı bazı tahminlere göre öğretmen ve anne olan kadın aday Sviatlana Tsikhanouskaya’ya yüzde 80’e yakın oy vererek rakibi Lukasenko’nun 4-5 katı destek vermiştir. Her zaman şiddetsizliği savunan, demokrasi ve insan hakları konusunda hiçbir zaman geri adım atmayan ve 2014 Maidan Devrimi’nde Ukrayna halkının yanında yer alan Kırım Tatarlarının Belarus halkının yanında olması gerekir. Şu anda Litvanya’da bulunan Belarus seçimlerinin galibi Sviatlana’nın Litvanya’da bulunan Kırım Tatarları tarafından desteklenmesi yerinde olacaktır. Ayrıca sosyal medyada Kırım Tatarlarının Belaruslular ile omuz omuza Avrupa’nın ikinci diktatörüne karşı mücadele vermesi zorunludur. Sasha yüzde 3’ün yakında Vlad yüzde 3’e dönüşmesi yakındır. Rus halkı da Belarus ve Ukrain halkı gibi otoriter diktatörlere karşı ayaklanacak ve Rusya’ya demokratik serbest ve adil seçimlerin gelmesini sağlayacaktır. (Putin’in ilk ismi olan Vladimir’in kısaltılmış hali Vlad’dır).
Doç. Dr. Sezai Özçelik'in Belarus'taki güncel gelişmelere ilişkin analizinin yer aldığı yazısının tamamını okumak için;
https://qha.com.tr/opinion/avrupa-nin-ikinci-diktatorunun-sonu-mu-geliyor-minsk-devrimi/