SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Azerbaycan

QHA - Kırım Haber Ajansı - Azerbaycan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Azerbaycan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Azerbaycan ve Almanya arasında bayrak krizi: Almanya resmen özür diledi! Haber

Azerbaycan ve Almanya arasında bayrak krizi: Almanya resmen özür diledi!

Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, resmî sosyal medya hesabında yaptığı bir paylaşımda, Ermenistan ziyareti kapsamında Azerbaycan'ın eski işgal altındaki topraklarında kurulan sözde Ermeni rejimin "bayrağını" paylaştı. AZERBAYCAN'DAN TEPKİ GECİKMEDİ Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, yapılan bu paylaşıma tepki gösterdi. Bakanlık, konuya ilişkin açıklamasında Cumhurbaşkanı Steinmeier'in Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine karşı sert bir protesto gerçekleştirdiğini ve bölgeye yapılan ziyarette gerçekleştirilen bu açık siyasi provokasyonun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Alman tarafının bu paylaşımdan dolayı kamuoyundan özür dilemesi gerektiği vurgulayan Bakanlık, Almanya Cumhurbaşkanının bu paylaşımının Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü, egemenliğini ve devam eden barış sürecini destekleyen ifadelerle çeliştiği kaydetti.  ALMANYA'NIN BAKÜ BÜYÜKELÇİSİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINA ÇAĞIRILDI Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, yaşanan gerginliğin ardından Almanya'nın Bakü Büyükelçisi Ralf Horlemann'ı Bakanlığı çağırdı. Büyükelçi Horlemann'a Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'ın skandal paylaşımına Bakü'nün itirazı iletildi. Paylaşımın Azerbaycan'ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşı saygısızlık ve açık siyasi provokasyon olduğunun altı çizilerek Almanya'dan özür dilemesi istendi. ÖZÜR GECİKMEDİ Almanya Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Dörte Dinger, Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier'in Ermenistan ziyareti öncesinde Instagram hesabındaki paylaşımında, sözde rejimin "bayrağını" kullanması nedeniyle Azerbaycan'dan özür diledi.  Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev'e mektup gönderen Dinger, söz konusu paylaşımın Cumhurbaşkanı Steinmeier'in sosyal medya hesabında kısa bir süreliğine yayınlandığını ve hatanın fark edilmesinin ardından hemen silindiğini belirtti.  Mektubunda, "Kısa bir süreliğine, Azerbaycan'ın bir bölgesini referans alan bir bayrağın yanlış tasviri ve beraberindeki metin Federal Cumhurbaşkanının sosyal medyasında yayınlandı. Hata tespit edildikten sonra gönderi derhal geri çekildi. Teknik bir hata nedeniyle yayımlanan yazının, Almanya'nın Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne ilişkin bilinen tutumu açısından hiçbir önemi bulunmamaktadır. Bu hatadan dolayı çok mutsuzum. Gönderinin Azerbaycan'daki bazı insanlarda yarattığı yanlış izlenimden dolayı içtenlikle özür dilemek istiyorum. Federal Cumhurbaşkanının önümüzdeki ziyareti, Azerbaycan-Almanya ortaklığını güçlendirmeyi ve bölgede devam eden barış sürecini desteklemeyi amaçlıyor." ifadelerine yer verdi.

31 Mart Azerbaycan Türklerinin Soykırım Günü Haber

31 Mart Azerbaycan Türklerinin Soykırım Günü

Azerbaycan'da Ermeniler tarafından 1918 yılında gerçekleştirilen ve yaklaşık 50 bin kişinin hayatını kaybettiği katliamın kurbanları rahmetle anılıyor. 31 Mart 1918 tarihinde Ermeniler, Bakü'de ve birçok şehirde on binlerce Azerbaycan Türkünü katletti. Mart ve Nisan ayları boyunca Ermeni çeteleri tarafından soykırıma maruz kalan ve topraklarından sürülen Azerbaycan Türklerinin acısına binaen tarihin kara sayfalarından biri olarak her zaman hatırlanıyor. Sovyetler Birliği döneminde gündeme getirilmesine izin verilmeyen bu olay, Azerbaycan'ın bağımsızlığını kazanmasından sonra tün dünyaya duyuruldu. 26 Mart 1998 tarihinde alınan karar ile her yıl 31 Mart tarihi, "Azerbaycanlıların Soykırımı Günü” olarak anılmaya başlandı. SOYKIRIM NASIL GERÇEKLEŞTİ? Rusya'da 1917 yılında yapılan devrimin ardından Bakü'de yönetimi ele geçiren Bolşeviklerin Ermeni lideri Stepan Şaumyan'ın da desteğini alan Ermeni ve Bolşevik çeteleri, Azerbaycanlılara karşı saldırdı. 1918 yılının 30 Mart ve 3 Nisan tarihleri arasında Bakü, Şamahı, Guba, Haçmaz, Lenkeran, Hacıkabul, Salyan, Zengezur, Karabağ, Nahçıvan ve diğer bölgelerde Ermeni ve Bolşevik çeteler tarafından binlerce Azerbaycanlı öldürüldü. Ermeni Devrimci Federasyonu, Bakü'nün denetimini elinde tutan Bolşeviklerin desteğiyle, Müsavat'a yönelik karşı devrimcileri bastırmak için askerî harekâtı başlatmıştır. Çatışma ve olayın sonucunda 3.000 - 12.000 kişi öldürülmüş ve kent içindeki cami, okul ve çeşitli mimari yapılar da büyük hasar görmüştür. Şamahı şehrinde 55.000 ve diğer şehirlerdeyse 35.000 Azerbaycanlı türlü işkencelere maruz kalarak katledilmiştir. Ayrıca ölenlerin yüzde 70'i yaşlılar, kadınlar, ve çocuklar gibi savunmasız bireylerden oluşmaktaydı. Ermenilerin katliamı, Osmanlı Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın talimatıyla Nuri Paşa komutasında kurulan Kafkas İslam Ordusu'nun Azerbaycan'a yardıma gelmesi ve ülkeyi çetelerden temizlemesiyle son buldu. Azerbaycan'da yıllardır dünya kamuoyunun 1918 yılında Ermeniler tarafından uygulanan mezalim ve katliamı "soykırım" olarak kabul ettirilmesi konusunda çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Konuya ilişkin olarak, 26 Mart 1998'de çıkartılan kararname ile 31 Mart tarihinin, "Azerbaycanlılar Soykırım Günü" olarak anılmasına karar verildi. TOPLU MEZARLARDAN BİRİ İNŞAAT ÇALIŞMARINDA BULUNDU Azerbaycan'ın kuzeyinde yer alan Guba şehrinde, 2007 yılında stat inşaatı çalışmaları sırasında tesadüfen açığa çıkarılan toplu mezarlıkta, 1918 yılında Ermeni askerî birliklerince işkence yapılarak katledilen Azerbaycanlı, Lezgi, Tat, Avar, Yahudi ve diğer etnik gruplara ait kişilerin cesetleri bulundu.

Karabağ şehitlerinin çocukları Türkiye'ye geldi Haber

Karabağ şehitlerinin çocukları Türkiye'ye geldi

Karabağ şehitlerinin çocukları, Azerbaycan'da faaliyet gösteren Zafer Şehit Aileleri Destek İçtimai Birliğinin koordinasyonunda Türkiye'ye geldi. Türkiye Cumhuriyeti Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, çocukları makamında ağırladı. Türk dünyası halkları, özellikle şehit aileleri arasında ilişkilerin ve birliğin güçlendirilmesi, ortak değerlerin tanıtılması amacıyla bazı etkinliklere katılmak üzere Türkiye'ye gelen şehit çocukları, Bakanlık Toplantı Salonu'nda misafir edildi. Bakan Göktaş, burada yaptığı konuşmada şehitlerin emaneti çocukları ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi, "Sizler Azerbaycan'ın kahraman evlatlarının bizlere emanetisiniz. Sizlerle beraber olmak, burada misafir etmek bizler için çok çok kıymetli." şeklinde konuştu. ZİYARETLER İKİ ÜLKE ARASINDAKİ DOSTLUĞU PEKİŞTİRİYOR Konuşmasında iki ülkenin kardeşliğine ve beraberliğine vurgu yapan Göktaş, "Türkiye ile Azerbaycan her zaman gönül gönüle iki ülkeyiz. Aynı köklerden besleniyoruz. Sevincimizde de hüznümüzde de bir oluyoruz. Bu ziyaretler ülkelerimiz arasındaki kardeşliği, dostluğu, dayanışmayı daha da pekiştiriyor." ifadelerini kullandı. Zafer Şehit Aileleri Destek İçtimai Birliği Başkanı Sevinç Alizade Asgerhan da Bakan Göktaş'a teşekkürlerini ileterek, Karabağ'daki şehitlere ve şehit çocuklarına ilişkin bilgi verdi. Ardından Göktaş, çocuklarla bir süre sohbet etti ve hatıra fotoğrafı çektirdi. Şehit çocuklarının ziyaretine ilişkin yazılı açıklama yapan Bakan Göktaş, "Karabağ’da şehit düşen kahraman soydaşlarımızın bizlere emaneti kıymetli evlatlarımızı Bakanlığımızda ağırladık. Vatanlarını korumak uğruna canlarını feda eden babalarının asaletini yüzlerinde taşıyan bu çocuklar, sorumluluğumuzun büyüklüğünü bir kez daha hatırlattı. Onlar, bir milletin onuru, mazlum bir coğrafyanın umududur. Bizler de onların yanında durmaya, hayallerine ulaşmaları için kendilerini desteklemeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. Karabağ’da şehit düşen kahraman soydaşlarımızın bizlere emaneti kıymetli evlatlarımızı Bakanlığımızda ağırladık. Vatanlarını korumak uğruna canlarını feda eden babalarının asaletini yüzlerinde taşıyan bu çocuklar, sorumluluğumuzun büyüklüğünü bir kez daha hatırlattı. Onlar, bir… pic.twitter.com/5hjwPKUtse — Mahinur Özdemir Göktaş (@MahinurOzdemir) March 25, 2025

Rus mahkemesi, AZAL uçağının düşürülmesiyle ilgili belgelere el konulmasına izin verdi! Haber

Rus mahkemesi, AZAL uçağının düşürülmesiyle ilgili belgelere el konulmasına izin verdi!

Moskova Basmanny Mahkemesi, 25 Aralık 2024 tarihinde Azerbaycan Hava Yollarına (AZAL) ait Embraer 190 tipi uçağın düşürülmesiyle ilgili soruşturmaya ilişkin belgelere el konulmasına izin verdi. İKİ BELGEYE EL KONULDU Ocak 2025'te dava dosyasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, belgelere el konulması için mahkemeye dilekçe sunuldu. Görevli savcı tarafından da desteklenen talebin incelenmesi sonrasında, bu karar Moskova Basmanny Mahkemesi tarafından Ocak 2025'te alındı.  Mahkeme kayıtlarına göre kazaya ilişkin ceza davası, Rusya Federasyonu Soruşturma Komitesi Ana Soruşturma Müdürlüğü tarafından yürütülüyor. RUSLARIN DÜŞÜRDÜĞÜ AZERBAYCAN YOLCU UÇAĞI Azerbaycan Hava Yollarına (AZAL) ait J2-8243 sefer sayılı "Embraer 190" tipi yolcu uçağının, 25 Aralık 2024 tarihinde sabah saatlerinde Kazakistan'ın Aktau şehrinde düşmesi sonucu büyük bir felaket meydana geldi. Uçakta bulunan 67 kişiden 38'i yaşamını yitirdi. Akşam saatlerinde ise uçağın kara kutusu bulundu ve kara kutusunun Brezilya’da inceleneceği açıklandı. Öte yandan yapılan incelemeler sonucunda ise, yolcu uçağının bir Rus Pantsir-S füzesi tarafından hedef alındığına ulaşıldı. Azerbaycan hükûmet kaynakları; meydana gelen uçak kazasına bir Rus füzesinin neden olduğunu doğruladı. Kaynaklara göre füze, Grozni üzerindeki bir SİHA (silahlı insansız hava aracı) hava faaliyeti sırasında 8432 sefer sayılı uçağı hedef aldı ve uçuşun ortasında uçağın yanında patlayan şarapnel yolcuları ve kabin ekibini vurdu. Rusya, kazadan yaklaşık bir ay sonra konuyla ilgili kapsamlı bir inceleme başlatacağını duyurdu. Hava trafik kontrol servisleri, hava trafik yönetim sistemi ve hava savunma sistemi yetkililerinin eylemlerini değerlendirmek üzere kapsamlı teknik adli inceleme yapıldığı belirtildi. 19 Şubat 2025 tarihinde konuyla ilgili demeç veren Kazakistan Ulaştırma Bakanı Yardımcısı Talgat Lastayev, bakanlığın değerlendirme toplantısında yaptığı açıklamada, düşen AZAL uçağına ilişkin nihai raporun açıklanma sürecine dair bilgi verdi. YIL SONUNU İŞARET ETTİ Lastayev, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatının (ICAO) standartlarına göre uçak kazalarının soruşturma süresinin bir yıla kadar uzayabildiğini kaydetti ve "Dolayısıyla (AZAL uçağına ilişkin) soruşturmanın nihai raporunun bu yıl aralık ayına kadar hazır olması lazım." ifadelerini kullandı. ÖN RAPOR YAYIMLANMIŞTI Öte yandan Kazakistan Ulaştırma Bakanlığı, 2025 yılının şubat ayının başında AZAL uçağının düşmesine ilişkin yürütülen soruşturmanın 53 sayfalık ön raporunu yayımlamıştı. Raporda; enkazda yapılan ilk incelemede çeşitli boyut ve şekillerde uçağın kuyruk kısmında, stabilizatöründe ve dümenlerinde çok sayıda açık ve kapalı hasarın belirlendiği kaydedilmişti. Ayrıca raporda, “Uçak yere çarpmadan önce hidrolik sistemlerinin, uçak bileşenlerine giren yabancı nesneler nedeniyle hasar gördüğü kanıtlandı. Bu hasar, uçağın hidrolik sıvı veya basınç kaybına yol açacaktır.” ifadeleri kullanılmıştı. Uçağın dengeleyici kontrol kablolarında da muhtemelen yabancı nesnelerden kaynaklanan hasar meydana geldiği aktarılan raporda, “Uçaktaki hasar, harici nesnelerin uçak yapısına girdiğini gösterir. Açık hasarların çoğu uçağın kanat kısmında ve dengeleyicisinde yer alıyor.” denildi ve uçak parçalarından çok sayıda yabancı cismin çıkarıldığı belirtildi.

"Made in Turan" standartlarında düzenlenecek olan Turan Tekstil Sergisi Bakü'de gerçekleşecek Haber

"Made in Turan" standartlarında düzenlenecek olan Turan Tekstil Sergisi Bakü'de gerçekleşecek

Azerbaycan Franchising Derneği Kamu Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jamid Movsumov, Trend Haber Ajansına yaptığı açıklamada Turan Tekstil Sergisi'nin 29-30 Nisan 2025 tarihleri ​​arasında Bakü'de düzenleneceğini söyledi. Movsumov, sergiye ana ortak olan Azerbaycan Tekstil Derneği Kamu Birliğinin Azerbaycan'ın tekstil potansiyelini dünyaya sunacağını belirtti. SERGİ "MADE IN TURAN" STANDARTLARINDA DÜZENLENİYOR Gerçekleşecek olan serginin "Made in Turan" standartlarına göre düzenleneceğini vurgulayan Başkan, sergide tekstil sektörünün önde gelen firmalarının bir araya geleceğini ve Türk dünyasının tekstil gücünün tüm dünyaya gösterileceğini vurguladı. SERGİ BÜYÜK FIRSATLAR SUNACAK Movsumov, serginin sunduğu fırsatlar hakkında da konuştu. "Azerbaycan tekstil markaları uluslararası pazarlara erişim sağlayacak, yerel üretim gücünü sergileyecek ve sektörün yeni teknolojilerle entegrasyonunu hızlandıracak. Sergi, Azerbaycan tekstil sektörünün küresel arenadaki konumunu güçlendirmek için eşsiz bir fırsat." ifadelerini kullandı. 5 BİNİ AŞAN KATILIMCI Başkan, sergiye; Azerbaycan, Türkiye, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Pakistan, Hindistan, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Macaristan ve Japonya gibi ülkelerden tekstil şirketleri, tasarımcılar ve sektör uzmanları olmak üzere 5 binden fazla kişinin katılmasının beklendiğini aktardı. Düzenlenen fuarın ikili görüşmeler yapma ve iş birliği için bağlantılar kurma fırsatı oluşturacağını belirtti.

Azerbaycan ve Ermenistan'dan önemli adım: Maddeler tamam, barış ne zaman? Haber

Azerbaycan ve Ermenistan'dan önemli adım: Maddeler tamam, barış ne zaman?

Dilara Dilşah KAYA / QHA Ankara Bir süredir üzerinde çalışılan Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşması metninin müzakere süreci tamamlandı. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, 12. Küresel Bakü Forumu’nda Ermenistan ile yürütülen barış süreci hakkında açıklama yaptı. Bayramov, barış anlaşmasının metnine ilişkin müzakerelerin tamamlandığını ve Ermenistan’ın mutabakat sağlanamayan 2 maddede Azerbaycan’ın önerilerini kabul ettiğini duyurdu. İki ülke arasında mutabık kalınan anlaşma metnini, Ermenistan’ın izlemesi gereken süreci ve anlaşmanın önemini; Bayburt Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramin Sadık ve Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Analisti Tuğçe Tecimer, Kırım Haber Ajansı (QHA) için değerlendirdi. ERMENİSTAN’IN ATMASI GEREKEN ADIMLAR VAR Doç. Dr. Ramin Sadık, Azerbaycan ve Ermenistan’ın barış anlaşması taslağında bulunan 17 maddenin tamamı üzerinde anlaşarak önemli bir aşamayı geçtiklerini belirtti. Şimdiki sürecin bu maddelerin nasıl ve ne zaman uygulanacağı sorularıyla şekilleneceğini aktaran Sadık; “Ermenistan nihai barış anlaşmasının imzalanmasını ve maddelerin sonra uygulanmasını arzu ederken, Azerbaycan ise Ermenistan'ın atması gereken bazı adımlar olduğunu dile getiriyor.” değerlendirmesini yaptı. Analist Tuğçe Tecimer de İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından iki ülke arasında yapılması planlanan barış anlaşmasının neticesinin uzun zamandır beklendiğini kaydederken, anlaşma hakkında “Anlaşma sadece taraf devletler için değil aynı zamanda bölgede barış ve istikrarın kalıcı olarak sağlaması açısından da büyük önem arz ediyor.” şeklinde konuştu. Tecimer, 12. Küresel Bakü Forumu’nda Bayramov’un açıklamasından önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in konuşmasına da dikkat çekilmesi gerektiğini vurguladı. Analist, Cumhurbaşkanının konuşması hakkında “Aliyev Ermenistan’a güvenlerinin sıfıra yakın olduğunu, sözlere değil evraklara ihtiyaçları olduğunu ve bu sebeple Anayasalarında Azerbaycan’a karşı herhangi bir toprak iddiasının yer almamasının sağlanması ve Minsk Grubunun dağıtılması gerektiğini ifade etti.” şeklinde konuştu. ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNLAR NELER? Anlaşma metninde mutabık kalınmasının ardından giderilmesi gereken birtakım pürüzler olduğunu aktaran Sadık ve Tecimer, yaptıkları değerlendirmelerde kapsamlı açıklamalarda bulundular. Sadık, üzerinde anlaşılan maddelerden birisinin Ermenistan'da bulunan Avrupa Birliği (AB) gözlemcilerinin çekilmesi konusu olduğunu belirtti. Konuya ilişkin “Bilindiği gibi Ermenistan'da AB misyonu adı altında her gün sınıra giderek Azerbaycan tarafını gözetleyen, güya ateşkes rejimini kayda alan bir gözlemci heyeti var. Gözlemciler, Fransa'nın bölgedeki çıkarını temsil ediyor. Azerbaycan öncelikle gözlemcilerin çekilmesini talep ediyor. Ermenistan ise bunu nihai barış anlaşmasından sonraya bırakmaya çalışıyor.” açıklamasını yaptı. MİNSK GRUBU BİR AN ÖNCE FESH EDİLMELİ Tecimer ise üzerinde anlaşmaya varılmaktan zorlanılmış iki maddeye dikkat çekerek; bunlardan ilkinin üçüncü ülkelerin sınır boyunca konuşlandırılmaması olduğunu kaydetti. Analist, bu maddeyi Azerbaycan’ın özellikle üzerinde durduğu Minsk Grubu bağlamında ele aldı. Tecimer konuyla ilgili olarak “Söz konusu oluşum Karabağ Sorunu'nun bir an önce sonuçlandırılması için çözüm amacıyla oluşturulmuştu. Günümüzde gelinen noktada ise işgal altındaki topraklar Azerbaycan tarafından geri alınmış ve artık böyle bir sorun kalmamıştır. Dolayısıyla bu amaçla oluşturulan bir oluşuma da ihtiyaç yoktur.” şeklinde konuştu. Sadık da Minsk Grubu hakkında “hiçbir işlevi olmayan oluşum” yorumunu yaparak Azerbaycan’ın nihai barıştan önce bu grubun feshini istediğini aktardı. Ermenistan'ın da bu feshi resmî olarak istemesi gerektiğine dikkat çeken Sadık, ülkenin bu konuda henüz net yanıtlar vermediğini aktardı. ERMENİSTAN HIZLA SİLAHLANIRKEN ÜLKEDEKİ RÖVANŞİST DÜŞÜNCE DE ARTIYOR Ermenistan’ın hızla silahlanması hususuna da vurgu yapan Sadık, Azerbaycan’ın bu hususa şiddetle karşı çıktığını belirtti. Uzman, “Zira Ermenistan'ı silahlandıran güç, başta Fransa, diğeri Hindistan. Barışa can atması gereken Ermenistan'ın, hızla silahlanması ve ülkede rövanşist düşüncelerin giderek yükselmesi, Ermenistan'ın sınır hattında son zamanlarda sık sık ateşkesi bozması, Erivan yönetiminin samimi bir şekilde barışa niyetli olması konusunda kuşku uyandırıyor.” değerlendirmesini yaptı. AZERBAYCAN, ERMENİSTAN ANAYASASININ DEĞİŞMESİNİ TALEP EDİYOR Değerlendirmelerinde Ermenistan’ın toprak taleplerine de değinen Sadık ve Tecimer; ülkeler bir barış üzerinde anlaşacaksa bunun uluslararası alanda karşılıklı taleplerinin geri çekilmesiyle olacağına dikkat çekti. Ermenistan Anayasası'nda Azerbaycan ve Türkiye'ye yönelik toprak talepleri bulunduğunu vurgulayan Sadık, bu konunun Bakü yönetimi tarafından nihai barış için ciddi bir engel olarak görüldüğünü kaydetti. Uzman “Erivan yönetimi Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü tanıdığını söylüyor ancak yazılı en esas belgesinde Azerbaycan'a yönelik toprak talebi durmaya devam ediyor. Azerbaycan; Ermenistan Anayasada Karabağ'a olan iddia hükmünün ve Türkiye'nin doğu bölgesinin ‘Batı Ermenistan’ diye ifade edilmesinin kaldırılmasını talep ediyor.” Şeklinde konuştu. Aynı zamanda anayasanın değişmesinin referandum ile olabileceğini aktaran uzman, şu anda Ermenistan'da böyle bir hazırlığın olmadığını de kaydetti. Sadık, Ermenistan Anayasasında toprak taleplerinin bulunduğu maddelerin değiştirilmediği takdirde nihai barışın sağlanmasının zor olduğunu vurguladı. ERMENİSTAN ANAYASASI’NIN DEĞİŞTİRİLMESİ GELECEKTE BARIŞIN KORUNMASI İÇİN DE ELZEMDİR Ermenistan Anayasası’nın değiştirilmesinin barış sürecinin önündeki en temel engellerden biri olduğunu vurgulayan Tecimer, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Bilindiği gibi anayasa devletlerin yönetim şeklini belirler ve bütün iç hukuk kuralları ve yapılarından üstündür. O sebeple devletin en yetkin metninde Azerbaycan’ın sınırları içinde yer alan Karabağ ile ilgili söz konusu atfın bulunmasının Azerbaycan için tehdit niteliği taşıdığı aşikardır. Bu konuda Paşinyan hükümeti mevcut Ermenistan Anayasası’nın modern Ermenistan’ın çıkarları ile örtüşmediği ve Azerbaycan’ın taleplerinden bağımsız olarak zaten bir değişiklik yapılması gerekliliğini belirterek öngörülen reform süreci için çalışmaları başlatmış, ancak referandumun 2027’de yapılabileceğini açıklamıştı. Günümüzde geldiğimiz noktada ise her ne kadar taraflar barış taslağı üzerinde mutabakata vardıklarını açıklamış olsalar da anayasa değişikliği konusu Azerbaycan için hala önemini koruyor. Zira barış anlaşması yapması beklenen iki devletin birbirlerinin toprak bütünlüğüne ve sınırlarına saygı duymasını ve hak talep etmemesini beklemek en doğal haklarıdır. Dolayısıyla haksız toprak taleplerine dayanak oluşturabilecek bağımsızlık bildirgesine atıfta bulunan Ermenistan Anayasası’nın değiştirilmesi sadece barış anlaşmasının imzalanması için değil aynı zamanda devletlerin gelecekte barışı koruyabilmeleri için elzemdir.” “BARIŞI SADECE YAZILI BARIŞ ANLAŞMALARI İLE SAĞLAMAK ZORDUR” Karşılıklı taleplerin geri çekilmesini iyi ilişkiler oluşturmak ve sürdürmek isteyen devletlerin doğal talebi olarak görülebileceğini belirten Tecimer; “Sınır komşusu olan ülkeler için barışı sadece yazılı barış anlaşmaları ile sağlamak zordur. Aynı zamanda toplumların da savaşın zihinlerde bıraktığı, geçmişten gelen travmaları ve düşmanlıkları zamanla aşması ya da yeni normale alışmaları gerekmektedir.” ifadelerini kullandı. Ülkelerin aktif olarak birbirlerini suçladıkları davalar görülürken toplumların barışa uyum sağlamasının zor olacağını kaydeden analist, “Ermenistan ve Azerbaycan’ın barış anlaşması taslağı üzerinde mutabakata vardıklarını açıklamalarının ardından Ermenistan’daki muhalif gruplar ve Karabağ Ermenilerinden davaların geri çekilmemesi yönünde gelen sert tepkiler de aslında bu durumun bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.” şeklinde konuştu. ERMENİSTAN, TÜRK DÜNYASININ KESİNTİSİZ KÖPRÜSÜ ZENGEZUR KORİDORUNA KARŞI ÇIKIYOR Ek olarak Azerbaycan’ın önemsediği Zengezur Koridoruna da değinen Sadık, ülkenin Ermenistan’dan bir adım beklediğini kaydetti. Önceki değerlendirmesinde Ermenistan’ın Zengezur’u bir “koridor” olarak kabul etmediğini belirten Sadık, yanına aldığı bazı devletlerin de desteğine güvenerek farklı talepler öne sürdüğünü söyledi. Sadık, bu hususu şöyle örneklendirdi: “Örneğin Paşinyan, koridor verilmesinin mümkün olmadığını (oysa 11 Kasım 2020 Üçlü Mutabakat'ın son maddesinde konu geçiyordu ve Paşinyan o belgeye imza atmıştı) dile getiriyor ve alternatif olarak ‘Barış Kavşağı’ diye bir projeden bahsediyor. Buna göre Ermenistan içinde Azerbaycan ile bağlantı kuracak ve 30 yıldır kapalı olan yollar açılabilir, Azerbaycan o yolları kullanarak Nahçıvan'a geçebilir. Ancak Bakü yönetimi o projeyi gereksiz buluyor, sadece Zengezur Koridorunun gerçekleşmesini istiyor. Zira koridoru sadece Nahçıvan'a uzanması açısından değil, Türk dünyası arasında kesintisiz ‘köprü’ rolünü oynaması açısından da önemli buluyor.” NİHAİ BARIŞ NASIL OLACAK? Sadık, bahsettiği konuların iki ülke arasında çözülmesi geren konular olduğunu belirtirken, çözüm sürecinde Ermenistan'ın nasıl bir tavır sergileyeceğinin bilinmediğini aktardı. Uzman, Azerbaycan’ın bu pürüzler giderilmeden nihai barış anlaşmasına imza atmak istemediğini kaydetti. Sadık, “Bundan dolayı iki ülke arasında hemen nihai barış yapılacağı zayıf bir ihtimal. Nihai barış olmadığı sürece ise bölge her an yeni bir gerilime ve çatışmaya müsait durumda.” değerlendirmesinde bulundu. Barış anlaşmasının ne zaman imzalanacağı konusunun belirsizliğini koruduğunu belirten Tecimer de  bu süreç boyunca özellikle Azerbaycan tarafından Ermenistan’ın Azerbaycan mevkilerine ateş açtığı yönünde açıklamalar yapıldığını aktardı. Ermenistan’ın ise bu açıklamaları reddettiğini ve böyle bir emrin verilmediği yönünde açıklamalar yaptığını belirten analist, “Bu durum, sınır tacizlerinin herhangi bir emir olmadan usulsüzce yapıldığı düşüncesini akıllara getirmektedir.” değerlendirmesini yaptı. Azerbaycan’ın Ermenistan Anayasası değiştirilmeden bir barış anlaşması imzalamayacağı yönünde açıklamaları olduğunu kaydeden Tecimer, söz konusu talep hakkında Ermenistan’da çalışmalara başlandığının belirtildiğini fakat henüz gerçekleştirilmediğini belirtti. Bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması adına anlaşmanın bir an önce imzalanmasının son derece önemli olduğuna dikkat çeken Tecimer, Azerbaycan’ın haklı endişelerinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini kaydetti. Tecimer son olarak “Ermenistan anlaşma konusunu oldu bittiye getirerek kendi lehine bir durum yaratmaya çalışmakta ise, endişeleri giderilmeyen Azerbaycan süreci ağırdan almakta, stratejik bir bekleyiş sürdürmektedir.” ifadelerini kullandı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.