SON DAKİKA
Hava Durumu

#Antakya

QHA - Kırım Haber Ajansı - Antakya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Antakya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gönüllülerden Hatay'dan başlayarak örnek Haber

Gönüllülerden Hatay'dan başlayarak örnek "sürdürülebilir yaşam" projesi

Türkiye, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde art arda meydana gelen depremler ile sarsıldı. Deprem felaketinin ardından binlerce insan hayatını kaybederken yüz binlerce kişi de evini ve yaşadığı şehri terk etmek zorunda kaldı. Deprem felaketinin ardından bir aydan fazla bir süre geride kalırken bölge halkı hayata tutunma mücadelesi veriyor. Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanından insanlar afetzedelerin yaralarını yaralarını sarmak için seferber oldu. Hatay ve Hatay kırsalında insani yardım çalışmaları yapan gönüllüler; eczacı, iş insanı, Antakya Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Gönül Uğurlu ve iş insanı, esnaf Süleyman Arslantay, bölgeyi yakından izleyerek yapılması ve atılması gereken adımlara dair görüş ve düşüncelerini Kırım Haber Ajansı ile paylaştı. GÖNÜLLÜLERDEN HATAY'DA ÖRNEK PROJE Eczacı, iş insanı, Antakya Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Gönül Uğurlu, depremlerin ardından her anlamda büyük bir yıkım gören bölge yeniden inşa edilirken geleneklere de bağlı kalınarak modern, yeni nesil planlama ile işletme ve işletmecilerin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. “Modern çağ esnafı yaratalım” diyen Uğurlu, bu esnaflara beklenen destek ve imkanlar sağlandığı sürece sürdürülebilir, kalıcı üretimin ve gelişimin gerçekleştirilebileceğini belirtti. Bu yeni inşa sürecinde yetkililerin, bu tavsiyelerin hayata geçirilmesi durumunda insan kaynaklarını geliştirmek açısından da değerlendirmeleri gerektiğinin altını çizdi. Yardım faaliyetlerinde aktif olarak yer alan iş insanı, esnaf Süleyman Arslantay da “Konyalı iş insanlarıyla beraber bir model geliştirdik. Depremzede küçük çiftçinin küçük ölçekli yetiştirdikleri ürünleri satın alıp depremzedelerin yaşadığı köylere, çadırkentlere dağıtıyoruz. Bu şekilde hasatta çalışan işçilere gelir sağlanıyor, tarla sahibinin ürünü tarlada heba olmaktan kurtuluyor ve çiftçi, gelir elde ediyor, ürünü taşıyan araç gelir elde ediyor ve iş yapıyor depremzede ise taze sebzeye erişebiliyor. En önemlisi de şehrin çarkı dönüyor. Bu kapsamda küçük üreticileri geziyoruz ama bu arada geniş alanda üretim yapan çiftçilere de ulaşabiliyoruz. Bir liste yapmaya başladım konu ile ilgili. Umudun tükendiği noktada küçük bir dokunuşla umutlar yeniden yeşeriyor…” dedi. Arslantay “Bu kapsamda 9 Mart itibarıyla Konya Pazarcılar Odası, Metro market ve çalışması halen süren  Migros marketler ile iletişim sağlandı. Büyük  ve küçük alanda tarım yapan çifçilerimiz ile de irtibat kurmaya devam ediyoruz. Ulaştığımız alan 500 dekara yakın. Marul, lahana, kabak, karnabahar üreticileri ile görüştük. Turfanda biber üreticileri ile konuştuk. Listeler oluştu, talepler toplandı ve toplanmaya da devam ediyor.” diye konuştu. "HATAY ÇİFTÇİSİ BU YIL ÇOK ZORLU SÜREÇLERLE BAŞ BAŞA"  Hatay çiftçisinin bu yıl çok zorlu süreçlerle baş başa olduğunu dile getiren Arslantay, “Ürünlerin takvimini de çiftçimizle beraber yazacağız. Elde ettiğimiz bağlantılarla bu sezon boyunca tarlada olmaya ve ürün kaldırmaya gayret göstereceğiz.” ifadelerini paylaştı. HATAY VE ÇEVRESİ İÇİN ÇALIŞMALAR BAŞLATILDI 11 ilde etkili olan depremlerin Hatay’ı ve  Antakya’yı da yerle bir ettiğini anımsatan Arslantay, “Depremin ilk gününden itibaren sahada  kendi imkanlarımız ve bireysel  inisiyatiflerimizle Hatay’ın acısını sarmasına destek olmak için çabalıyoruz. Bu kapsamda şehir merkezi, mahalle ve köy ziyaretleri yapıp notlar alıyoruz." dedi. Uğurlu ve Arslantay, söz konusu ziyaretlerden çıkardıkları notları ve sonuçları şöyle özetledi: "Yardımların dağıtımı  belirli bir konseptte  yapılmıyor. İlk anda belki de doğal olarak  reflekslere göre  hareket ediliyor. Temel ihtiyaçların karşılanması hedefleniyor. Bu refleks doğru olmakla birlikte ikinci aşamada ekonominin ayakta kalması için dikkat etmemiz gereken bazı hususlar olduğunu düşünüyoruz: Eğer küçük üretici, çiftçi iyice dinlenip sorunları doğru analiz edilmezse tarımsal üretim sekteye uğrayacağı gibi köyden diğer kentlere göçün, işsizlerin, muhtaç bireylerin sayısı gittikçe artacaktır. Yapılan yardımlar ise günü kurtarmanın dışında hiç bir işe yaramadığı gibi  zararlı sonuçların doğmasına vesile olabilecektir. -İlk etapta tarımsal ürün üreticilerin desteklenmesi -Akabinde üretilen ürünlerin pazarlanabileceği sistemin ayağa kaldırılması  -Tarımsal ürünü işleyen küçük ölçekli sanayi tesislerinin desteklenmesi doğrultusunda yardımlar planlanmalı ve dağıtılmalı -Üretim sistemine dahil olabilecek bireylerin çadır kentlere hapsedilmesi konusu tekrar gözden geçirilmeli. -Üretim yapan köylülerin, tarlasının, ahırının, serasının önünde, yanında barınmaları sağlanmalı. BÖLGEYE DAİR NOTLAR Bölgeden ziyaret notların konu başlıkları ise şöyle; -Hayvansal ürün üreticileri -Bitkisel ürün üreticileri -Tarıma dayalı sanayi yatırımcıları (bu grup için çalışma yapılacak) Hayvansal ürün üreticilerinin mevcut durumu: *Ahırları çökmüş veya hasarlı *Hayatta kalan hayvanlara yiyecek bulma sorunu var *Yoğurt, tereyağı, peynir üretimi için kullandığı oldukça basit ekipmanları zarar görmüş veya kullanılmaz halde *Süt toplama tankları ve soğutma üniteleri zarar görmüş *Aksayan veterinerlik hizmeti *Bu insanların bir kısmının evi de hasarlı veya kullanılmaz vaziyette *Bütün bu sebeplerden dolayı hayvanını üçte bir fiyatına satmak zorunda kalan üreticinin sayısı da her geçen gün artmaktadır -Bitkisel ürün üreticilerinin durumu: Şehrimizde yaygın olan seracılar ile yapılan görüşmeler neticesinde; *Seraların barınma amaçlı kullanıldığı *Samandağında Kasım-Aralık ayında dikilen domates, fasulye, biber seralarının bir kısmında fidelerin sökülerek barınak haline getirildiği *Varlığını sürdüren seralarda ise ilaç ve gübre bulma sıkıntısının yaşandığı yönünde *Meyve ve zeytin üreticilerinin ise gübre ve ilaç bulma konusunda sıkıntı yaşadığı dile getirilmiştir *Ekilen buğdayların, yeşeren ağaçların kaderine terk edildiği bir şehirde hayat normale zor dönecektir KÖYLERDEKİ EKOSİSTEMİ KORUYACAK YARDIMLAR İÇİN ÇAĞRI Yardımlarınızı yaparken hem kaynak israfı yaratmamak adına hem göçün önlenmesi adına hem de şehir ekonomisinin canlanması adına planlama yapalım. Kurduğumuz çadır kent veya konteyner kentleri tüketici pozisyondan çıkarıp ekonomiye katkı sağlayacak projeler için STK ile ortak projeler yürütelim. Köylerdeki ekosistemi koruyacak yardımlar planlayalım. Barınma ihtiyaçlarının acilen çözülüp üretimin aksamaması adına gerekli olan ekipman gübre ilaç hayvan yem desteğini devreye sokalım. Bütün bu çalışmaları yaparken Tarım İl Müdürlüğü, ziraat odaları, Damızlık Hayvan Üreticiler Birliği, Ticaret Borsası ve Odası veri tabanı ve imkanlarından faydalanalım. HATAY *Hatay’da esnafların durumu incelendiğinde gördüğümüz tabloyu şöyle özetleyebiliriz: -İş yeri enkaz halde, -İş yeri az veya orta hasarlı, -İş yeri sigortasız, -İşyerindeki ürünler sigortasız. *İşveren -Hayatta kalanlar, -Evsiz, -İşsiz, -SGK’ya borçlu, -Vergi dairesine borçlu, -Esnaf, esnafa borçlu, -Çoğu başka şehirlere göç etti, -Bir kısmı sağlam kalan civar köylerdeki yakınlarına sığındı. -Esnafın çalıştırdığı işçilerin hayatta kalanlarının; *Çoğu sigortasız, *Evsiz, *işsiz, *Maddi birikimi yok, *Çoğunun ek geliri yok, *Başka şehirlere göç etti veya civar köylerdeki yakınlarına sığındı. Bu tabloya bakınca bütün gruplar için ihtiyaçlar hızlıca şöyle sıralanıyor: -Barınak -İşyeri -Eğitim hayatının normalleşmesi -Sağlık sisteminin normalleşmesi -Vergi muafiyeti ve indirimleri -SGK borç yapılandırmaları -6. bölge teşvik sistemine dahil edilmesi -Hibe ve uygun kredilerin aktive edilmesi -Bir kısmı  girişimciliğe teşvik edilmeli -Değişen dünyanın, yeni dönemin ihtiyaçlarına uygun işletmelerin kurulması teşvik edilmeli -Yeni iş kolları geliştirilmeli. Gelecek yılların ihtiyaç duyacağı alanlara yönlendirme yapılmalı. * Ayrıca meslek örgütlerinin kendi meslektaşlarının ayağa kalkması için yapacakları ayni ve nakdi yardımlar hem kaynakların efektif kullanımını hem de işletmelerin daha hızlı ayağa kalkmasını sağlayacaktır. *Kararsız halde olan esnafa yön verecek rehberlik, mentorluk, danışmanlık hizmeti vermek oldukça önemli. -Yön bulamayan esnafa yön göstermeliyiz. -Deprem öncesinde de yılların geleneksel refleksleriyle hareket eden esnafın yeniden doğuşunu artık daha akıllıca planlama fırsatı var elimizde. -Esnafın iş yapma şeklini yeniden tasarlamalıyız. -Onlara öncelikle yaşam yönetimi ve planlama konusunda yardımcı olmalıyız. *İkinci aşamada esnafın kapasitesini arttırıcı eğitimler ve aktiviteler planlamalıyız. Finansal okuryazarlık, temel ve basit düzeyde muhasebe eğitimi pazarlama eğitimi, markalaşma ve standardizasyon konusunda farkındalık çalışmaları, ulusal ve uluslararası satış pazarlama kanallarına erişimin sağlanması, e-ticaret altyapısının oluşturulması gibi aktivitelerle 'Yeni Nesil Esnaf' oluşturmak gerekmektedir.  Bunun için Ticaret Odası ve Ticaret Borsası ile alanında uzman ve yetkin danışmanlık firmaları, meslek örgüt ve birlikleri, KOSGEB sanayi ve ticaret bakanlıkları ortak çalışabilir, projeler geliştirebilir. Çözüme yönelik daha disiplinli modellere, uygulamalara ihtiyacımız var. Kendi haline ve alışkanlıklarına bırakılan esnaf gelişemeyecektir. Deprem öncesi can çekişen esnaf, 'Yeni Nesil Esnaf' oluşturularak makus talihini yenebilir. Bu şekilde şehrin kalkınmasında da rol model oluşturabilir."

İsrailli arama kurtarmacıların Antakya'dan kaçırdığı tarihi parşömen iade edildi Haber

İsrailli arama kurtarmacıların Antakya'dan kaçırdığı tarihi parşömen iade edildi

İsrail arama kurtarma ekipleri, Antakya’da çalışmalarını sürdürürken; Anktaya’da yaşayan yaşlı bir Yahudi ZAKA (İsrail Arama Kurtarma Ekibi) arama kurtarma ekibinin komutanı Binbaşı Haim Otmazgin’e iki asırlık Ester parşömenini Türk Yahudi Toplumu’nun uyarısı sonrası teslim etti. Ester kitabı, 2 asırdır Antakya’da bir sinagogda saklanıyordu. Yaşlı Yahudi İsrailden gelen ekibe, “Topluluğumuzun son başkanı trajik bir şekilde aramızdan ayrıldı ve Suriye'ye yakınlığımız nedeniyle parşömenlerin yanlış ellere geçmesini istemem. Lütfen onları koruyun ve topluluğumuzun hatırlandığından emin olun" ifadelerini kullandı. Harekete geçen Binbaşı Otmazgin, eserleri koruma görevini kabul etti. Otmazgin, ”Bir ZAKA gönüllüsü olarak, bu hayatımın en hareketli anlarından biri" dedi.  Binbaşı, “Böylesine önemli bir tarihi belgeyi kurtarmaktan ve Antakya'daki Yahudi cemaatinin mirasının, deprem sonra bile bozulmadan kalmasını sağlamaktan gerçekten onur duyuyorum" açıklamasında bulundu. TÜRKİYE HAHAMBAŞILIĞI VAKFI, PARŞÖMENİN ANTAKYA'DAKİ SİNAGOGA GERİ GETİRİLECEĞİNİ AÇIKLADI Türkiye Hahambaşılığı Vakfı, ilgili Ester parşömeninin İsrail'den teslim alınıp Hahambaşılığımızda muhafaza altında olduğunu bildirdi. Vakıf, Antakya'daki sinagogun tadilatından sonra parşömenin yerine getireleceğini açıkladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.