SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Anma Töreni

QHA - Kırım Haber Ajansı - Anma Töreni haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Anma Töreni haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırım Derneği Gebze Şubesinden sürgünün 81. yılında anma töreni Haber

Kırım Derneği Gebze Şubesinden sürgünün 81. yılında anma töreni

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Gebze Şubesi, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 81. yıl dönümünü anma töreni ile yad edecek. Gebze Kırım Türkleri Parkı'nda 17 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleştirilecek olan tören kapsamında sürgün yolunda hayatını kaybedenler anılacak.  Saat 14.30'da başlayacak olan programda ayrıca lokma ikramı yapılacak.  18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdiler. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle sürgün yerlerinde kalmaya devam etti. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. Çekya Parlamentosunun üst kanadı olan Senato, 18 Aralık 2024 tarihli genel kurulunda, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan kararı kabul etti. Böylece Çekya, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan 7. ülke oldu. Kırım Tatar Sürgünü’nün 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edilmesi sonrasında; 2019 yılında Letonya ve Litvanya parlamentoları, 2022’de ise Kanada Parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'ün temmuz ayında Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm ve 2024'ün ekim ayında Estonya Parlamentosu (Riigikogu), 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımıştı.

Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay Ankara'da anıldı Haber

Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay Ankara'da anıldı

Mustafa KOÇYEGİT QHA Ankara Büyük Kazan Tatar Şairi Abdullah (Gabdulla) Tukay, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın Bahçelievler mevkisinde bulunan Abdullah Tukay Anıtı önünde 26 Nisan 2025 tarihinde tertip edilen programla anıldı. Kazan Tatar edebiyatının altın devri olarak anılan 1905-1917 yılları arasında Tatar dilini çağdaş bir edebiyat dili haline getiren yazarlardan olan Abdullah Tukay, sanatçı kişiliği, düşünce adamlığı ve eserleriyle Osmanlı'da ve Türkiye Cumhuriyeti'nde de aydınları etkiledi. 27 yıllık kısacık ömrüne 214 şiir ve hikayeler sığdıran Tukay, Kazan Tatar ve Türk edebiyatına silinmez izler bıraktı. Tataristan 26 Nisan Şiir Bayramı ve Tatar Millî Şairi Abdullah Tukay'ı Anma Programı, Ankara Kazan Tatarları Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ile Nogay Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ortaklığında düzenlendi. Çeşitli sivil toplum kuruluşu başkanları ve yöneticileri ile siyasi parti temsilcilerinin katıldığı programda Kazan Tatar milli şairi Tukay; hayatı, fikirleri ve şiirleriyle yâd edildi. Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay'ın hayatı ve eserlerinin öneminin sadece milletini değil tüm Türk dünyasını kapsadığından bahsedildi.  TATAR MİLLETİNİN VİCDANI: TUKAY Anma töreninin açılışında konuşan Ankara Kazan Tatarları Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Yumrutaş, 26 Nisan tarihinin Tataristan'da Şiir Bayramı olarak kutlanmakta olduğunu anımsatarak, "Abdullah Tukay sadece Tatar edebiyatının değil, aynı zamanda Tatar milletinin vicdanı, ruhu ve sesi olmuştur. O, kalemiyle halkının uyanışına öncülük etmiş; milletine kimlik, umut ve cesaret aşılamıştır. Diliyle halkını yüceltmiş, eserleriyle geleceğe ışık tutmuştur." şeklinde konuştu. "TUKAY; MİLLETİMİZİN İLHAM KAYNAĞI, EKSİLMEYEN BİR SEVDASIDIR" Kazan Tatar Tarihçi, Araştırmacı ve Yazar Roza Kurban yaptığı konuşmada, Tukay'ın Kazan Tatarları için taşıdığı öneme vurgu yaptı. Sosyal, ekonomik ve siyasi baskılar sebebiyle vatanlarından ayrı kalmak zorunda kalan Tatarların yanlarında değerli eşyaları götürdüklerini ve bu eşyalar içerisinde mutlaka bir Kur'an-ı Kerim ve bir Abdullah Tukay kitabı olduğunu kaydetti. "Kazan Tatarları nerede yaşarsa yaşasın, Tukay'ı biliyor" diyen Kurban, Tukay'ın hayatının Kazan Tatarlarının hayatına benzediğini ve küçük yaşlarından itibaren çok acı çektiğini belirtti. Daha sonra şairin hayatından bahseden Kurban, "Tukay; milletimizin ilham kaynağı, eksilmeyen bir sevdasıdır. Kalplerde yaşayan, kuşaktan kuşağa aktarılan bu bitmeyen sevda milletin kalbinde derin bir yaradır." diye konuştu. Kazan Tatarca ve Tukay'ın dilinin günümüzde Rusya tarafından yasaklanmakta olduğuna dikkat çeken Kurban, "Bunun da mücadelesini vermek gerekiyor." ifadelerini kullandı. Kurban, Putin'in iktidara gelmesi sonrasında Ruslaştırma siyasetinin, yasaklar yoluyla gerçekleştirilmeye başlandığını vurguladı. "DİLİNİ KAYBEDEN KENDİSİNİ KAYBEDER" Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkan Vekili Namık Kemal Bayar ise anma programı kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı: Kırım Tatarcada bir atasözü vardır, pek çok dile de geçmiştir; "Tilini kaybeden özünü kaybeder" der. Yani dilini kaybeden kendisini kaybeder. Milli hasletlerini, ulusunu, halkını, milli benliğini kaybeder. Abdullah Tukay, bizim tarihimize Tatar dilini yeniden dirilten ve bugünlere kadar ulaşmasını sağlayan büyük edebiyatçı, büyük şair, büyük millet adamı olarak geçti. Onun vefatı sırasında -çok kısa olarak söyleyelim- Gaspıralı İsmail Bey Tercüman gazetesinde özetle şöyle diyor; o Tatar dilini yeniden dünya yüzüne çıkartan, yeniden yaşamasını sağlayan büyük bir şairdi, büyük bir edebiyat adamıydı. O, Tatar dilinin kahramanıydı ve Tatar ulusunun yeniden canlanmasını sağlayan en önemli mürşitlerden biriydi. "TUKAY HEPİMİZE DOKUNMAYI BAŞARDI" Çankaya Belediyesi Belde A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Koç, anma konuşmasında Abdullah Tukay'ın bir şair olmanın yanında Tatar halkının diliyle, kültürüyle acısıyla ve umuduyla bütünleşmiş bir yürek olduğunu kaydetti. Tukay'ın şiirlerinin halkının sesini zamana kazıdığını belirten Koç, "İçtenliğiyle, duruluğuyla, samimiyetiyle hepimize dokunmayı başardı" dedi. İsmail Koç, konuşmasını şairin "Ana Dilim" şiiri ile sonlandırdı. "HEPİMİZ TÜRK'ÜZ" TİKA’nın desteğiyle, Kırım Derneği Genel Merkezi ve Litvanya Tatar Kültür Merkezi ortaklığında düzenlenen Gençlik Kampı kapsamında Türkiye'de bulunan Litvanya Tatar Kültür Merkezi Başkanı Almira Parmaksızoğlu da etkinliğe katılarak bir konuşma yaptı. Ailesinin Kazan'dan Kırım'a göçtüğünü ve bu sebeple kendisinin Ukrayna'da doğmakla birlikte 30 yıldır Litvanya'da yaşadığını söyledi. Litvanya'daki Tatar nüfusunun 630 yıl önce Kırım'dan geldiğini kaydeden Parmaksızoğlu, yaklaşık 15 yıldır yürüttükleri çalışmalar kapsamında Tatarca ve folklor alanında önemli çalışmalara imza attıklarını belirtti. Bu çalışmalarını kitaplaştırdıklarını söyleyen Parmaksızoğlu, eseri Ankara Kazan Tatarları Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Yumrutaş'a hediye etti. Konuşmasında ayrıca Türk birliğine vurgu yapan  Almira Parmaksızoğlu, "Biz Litvanya'da; sen Kırım Tatar mısın, Kazan Tatar mısın, Özbek misin, Kazak mısın diye düşünmüyoruz. Hepimiz Türk'üz" ifadelerini kullandı. Programda konuşan "Siyün Bike: Moskova Önlerinde Talihsiz Bir Türk Sultanı" eserinin yazarı Hikmet Doğan ise, Türkçenin doğru kullanımına dikkat çekti. Yabancı kelimelerden uzak durma çağrısı yapan Doğan, "Maalesef önce tahsillileri eğitmek lazımdır diye düşünüyorum." dedi. Zafer Partisi Ankara İl Başkan Yardımcısı Aydoğan Daştanoğlu ise, konuşmasında ana dilin öneminden bahsederek, "Unutmayalım ki, dilini kaybeden millet kültürünü de kaybeder." şeklinde konuştu. Tukay'ın Kazan Tatar edebiyatı ve dilinin kurucularından olduğunu kaydeden Daştanoğlu, "Ben bu yazıyı hazırlarken, rahmetli şairimizi kaleme almaya çalışırken çok üzüldüm. Böyle büyük bir deha, büyük bir Türk dünyası şairi 27 yaşında hayata gözlerini yummuştur" ifadelerini kullandı. Anma konuşmalarının akabinde tören, Tukay’ın şiirlerinin seslendirilmesiyle devam etti. Roza Kurban, programın bu bölümünde şairin "Milli Ezgiler" şiirini Tatarca olarak okudu. Anma etkinliği, Tukay’ın millî marş olarak kabul edilen “Tugan Til” şiirinin okunmasıyla sona erdi.

Ukrayna halkının 1000 günlük özgürlük mücadelesi için anma töreni Haber

Ukrayna halkının 1000 günlük özgürlük mücadelesi için anma töreni

Ukrayna'nın başkenti Kıyiv'deki Ana Vatan Anıtı'nın önünde, Ukrayna-Rusya Savaşı'nın 1000. günü olan 19 Kasım 2024 tarihinde anma töreni gerçekleştirildi. Ukrayna halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine adanan törende, hükûmet ve ordu yetkilileri, medya temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı. MÜCADELEYE ATIF OLARAK 1000 MUM YAKILDI Tören kapsamında, Ukrayna halkının direncinin ve gücünün sembolü olan anma mumları yakıldı. Anıtın önünde 1000 günlük mücadeleye atfen, 1000 adet mum yer aldı. "KIRIM, DONETSK VE LUGANSK, KIYİV İLE BİRLİKTE OLACAK" Ukrayna Kültür ve Stratejik İletişim Bakanı Mikola Toçıtskıy (Mykola Tochytskyi) törende yaptığı konuşmada, "1000 gün sadece bir sayı değildir. Mücadelenin, zaferin, kararlılığın ve fedakârlığın 1000 günüdür. Bugünkü 'Bir Ateş Yakalım' eylemi sadece bir anma töreni değildir. Hayatlarını verenler için bir anma ateşidir" ifadelerini kullandı. Konuşmasında, Ukrayna Cummhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy'ın (Volodimir Zelenski) Ukrayna Parlamentosundaki konuşmasına ve Rusya tarafından geçici olarak işgal edilen bölgelere de vurgu yapan Bakan, şu ifadeleri kullandı: Cumhurbaşkanı, Verhovna Rada'ya hitaben yaptığı konuşmada birlikten, zaferden, duada birlikten, düşüncede birlikten, inançta birlikten bahsetti. Kırım, Donetsk ve Lugansk, Kıyiv ile birlikte olacak. Yurttaşlarımızın, Avromeydan'da savunduğu, Donetsk ve Lugansk mücadelesinde savunduğu ilkeler için savaşıyoruz. Sizinle birlikte savaşıyoruz ve kim ne derse desin kazanacağız. Bizim tek bir düşüncemiz var, kazanmak için birlik olmalıyız ve kazanacağız. Zafer Ukrayna'nındır. Anma töreninde, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Onurlu Akademik Gösteri Orkestrası tarafından marş ve şarkılar seslendirildi.

Büyük Tatar şairi Abdullah Tukay Ankara'da anılacak Haber

Büyük Tatar şairi Abdullah Tukay Ankara'da anılacak

Kazan Tatar edebiyatının altın devri olarak anılan 1905-1917 yılları arasında Tatar dilini çağdaş bir edebiyat dili haline getiren yazarlardan olan Abdullah (Gabdulla) Tukay, sanatçı kişiliği, düşünce adamlığı ve eserleriyle Osmanlı'da ve Türkiye Cumhuriyeti'nde de aydınları etkiledi. 27 yıllık kısacık ömrüne 214 şiir ve hikayeler sığdıran Tukay, Kazan Tatar ve Türk edebiyatına silinmez izler bıraktı. Türkiye'nin başkenti Ankara'da Kazan Tatarlarının milli şairi Abdullah Tukay’ı anma etkinliği düzenlenecek. Tukay, vefatının 110. yıl dönümü kapsamında Ankara'da bulunan büstü başında anılacak. Düzenlenen anma etinliği 29 Nisan 2023 tarihi saat 14.00'te gerçekleşecek. ABDULLAH (GABDULLA) TUKAY KİMDİR? Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah (Gabdulla) Tukay, 26 Nisan 1886’da Kazan bölgesi Menger ili Kuşlavıç köyünde (şimdiki Tataristan Cumhuriyeti Arca bölgesinde) doğmuştur. Küçük yaşta yetim kaldığı için evlatlık verildiği aileler ve akrabaları arasında elden ele ve ilden ile dolaşan Tukay’ın çocukluğu Sansa, Üçili, Kırlay Köylerinde geçmiş; ilköğrenimini Kırlay Köyü Medresesi’nde almıştır. Daha medrese talebesi iken ilk şiir denemelerini yazarak kendini geliştirmeye başlamıştır. Tukay, medrese öğrenimi esnasında Gark-ı Rus, Tercüman gibi gazetelere ilaveten İstanbul ve Arap gazetelerini de takip etmiştir. 1902 yılında Tukay, kendisine ciddi anlamda tesir eden Mutiullah Hoca’nın oğlu Mehmet Kâmil Efendi ve İstanbul’dan gelip medreseye kaydolan Abdülveli adlı bir talebe ile tanışmıştır. Tukay’ın medresede dostluk kurduğu Abdülveli isimli İstanbullu bir talebe burada bir yıl kalmış ve bu süre zarfında Tukay’a İstanbul Türkçesi ile Osmanlı edebiyatını sevdirmiştir. Tukay, doğduğu ve edebi hayatında önemli yere sahip olan 1905-1907 yılları arasına tekabül eden döneminde yaşadığı Cayık (Uralsk) şehrinden 1907 yılının güzünde Kazan’a dönmüş, o zamanki edebî-medenî muhitin merkezi olan Kazan’da olgunlaşmıştır. A. Kemal ile birlikte Yeşin, Yalt-Yult dergilerini çıkaran Tukay, El Islah gazetesinde sık sık yazmıştır. ABDULLAH TUKAY’IN ESERLERİ Abdullah Tukay 27 yıllık kısacık hayatında birçok şiir, fıkra ve siyasi makaleler kaleme almıştır. Fikir, Yuldız, El-İslâh, Kuyaş ve Turmış gazeteleri ile El-Asrü’l-Cedit, Terbiyetü’l-Etfal, Añ, Yeşin, Yalt, Yult ve Mektep gibi dergilerde yayımlanan şiir ve nesirleri, 1907’den 1917 yılına kadar geçen zaman içerisinde risâleler halinde 55 defa basılmıştır. 1906 ile 1913 yılları arasında çıkan söz konusu gazete ve dergilerde 214 şiir ve nesri yer almıştır. Tukay’ın Şiirleri, 1917’den önce risaleler şeklinde yayınlanmış, sonra ise Kırım-Tatar, Kazak, Kırgız, Özbek, Başkurt, Uygur ve Çuvaş Türkçelerine aktarılmıştır. Ancak, Tukay hayatta iken bütün şiir ve nesirlerinin bir arada toplandığı yayınları görememiştir. Şiirlerinden seçmelerinin oluşturduğu ilk eser yayıma hazırlanırken o, hastanede yatmaktadır. 14 Mart 1913’te kaleme aldığı “Uyangaç Birinçi İşim” başlıklı yazısında 400 sayfalık şiir kitabını yayımlatmayı vaad eder. Ancak, bu eser, o öldükten sonra 1914’te basılır. Şiir ve nesirlerinin toplu yayını ise, Latin harfleriyle 1929-1931 yıllarında üç cilt olarak; Kiril harfleriyle 1947-1948’de iki; 1955-1956’da dört; 1976’da dört ve son olarak 1985’de beş cilt halinde yayımlanır.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.