SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ankara

QHA - Kırım Haber Ajansı - Ankara haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ankara haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ankara’daki Gençlik Kampı coşkulu bir final konseriyle son buldu Haber

Ankara’daki Gençlik Kampı coşkulu bir final konseriyle son buldu

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) destekleriyle Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi ve Litvanya Tatar Kültür Merkezi ortaklığında tertip edilen Gençlik Kampı sona erdi. Halk Oyunları Çalışmaları, Türkçe Eğitimi, Tarih Semineri, Okçuluk, Mangala dersi ve Ankara gezisi gibi faaliyetlerle 10 gün boyunca gerçekleştirilen geniş kapsamlı kamp, 29 Nisan 2025 tarihindeki final konseri ile tamamlandı. PROGRAM YOĞUN BİR KATILIMA SAHNE OLDU Ankara Mogan Teknik Meslekî ve Anadolu Lisesi Uygulama Oteli’nde yapılan kapanış konserine yoğun bir katılım oldu. Programa; TİKA Başkan Yardımcısı Dr. Mahmut Çevik, Litvanya Bursa Fahri Konsolosu Berat Tunakan, Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Denis Zolotarov, Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, Gölbaşı Kaymakamı Erol Rüstemoğlu, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Litvanya Tatar Kültür Merkezi Başkanı Almira Parmaksızoğlu, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Derneği Başkan Vekili, Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri Namık Kemal Bayar ve çok sayıda isim katıldı. GENÇLER, MİSAFİRLERE AĞIR AVA VE KAYTARMA İLE "HOŞGELDİNİZ" DEDİ Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin’in sunuculuğunu üstlendiği program saat 20.00’de gençlerin söylediği “Mına Selâm Aleyqum” türküsü ile başladı. Ardından Litvanya Tatar Kültür Merkezinin dans ekibi İlsu, konuklara Kırım Tatar halk oyunu "Ağır Ava ve Kaytarma’yı" sergiledi. "GELECEK İRADEMİZİ KURMAK İÇİN GAYRET GÖSTERİYORUZ" Protokol konuşmaları kapsamında ilk olarak, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin hitabını gerçekleştirdi. Şahin, 600 yıldan fazla bir süredir Litvanya’da yaşayan Tatarlar ile ortak bir çalışma yapmanın özel bir his uyandırdığını ifade etti. 1783 işgali, 1944 sürgünü ve 2014 işgali ile birlikte Kırım Tatarlarının şu anda 20 ülkede nüfusunun olduğunu aktaran Şahin, “Bunlar bizim diasporamız. Fakat Litvanya’nın durumu farklı. Onlar Kırım’ın diasporası değil, Kırım onların diasporası. Çünkü Kırım Hanlığını kuran Hacı Geray Han davet üzerine Kırım'a geldi, hutbesini okuttu, parasını bastı ve Kırım Hanlığı diye bilinen devleti kurdu. Dolayısıyla bu kardeşlerimiz Hacı Geray Han’ın doğduğu yerden geliyor" bilgisini verdi. Şahin; Litvanya, Belarus ve Polonya Tatarlarının yerinin her zaman ayrı olduğunu vurguladığı konuşmasında, “Bugün geleceğimizi kurmak için onlarla beraber çalışıyoruz. Gelecek irademizi kurmak ve çocuklarımıza bunu aşılamak için gayret gösteriyoruz” dedi. Şahin konuşmasının sonunda 70. yılında olan derneğin bu seneki faaliyetlerinin yoğun olacağına da işaret etti. LİTVANYA TATAR KÜLTÜR MERKEZİ ÇALIŞMALARINA NASIL BAŞLADI? Litvanya Tatar Kültür Merkezi Başkanı Almira Parmaksızoğlu, kürsü konuşmasında Litvanya Tatarlarının dilini kaybetmiş olsa da kültürünü, mutfağını ve dinini unutmadığını belirtti. Parmaksızoğlu, “Tatar kültürünü bilenler olarak yerli Litvanya Tatarlarına kültürümüzü öğretmek istedik ve 15 yıl önce çocukları topladık, dil ile folklor kursları açtık. Önce Vilnius’ta sonra da ülkenin başka yerlerindeki Tatarlar gelmeye başladı...” diyerek kültürel çalışmalara nasıl başladıklarını anlattı.   Yaz Okulu açtıklarında ise dünyanın dört bir yanından çocukların gelmeye başladığını vurgulayan Parmaksızoğlu, TİKA Başkan Yardımcısı Çevik’in önerisiyle kamp çalışmalarını büyütmek için çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Bunun bir başlangıç olduğunu, çocukların kaynaşarak daha güzel işler yapacağına inandığını dile getiren Parmaksızoğlu, destek veren kurum, kuruluş ve ailelere teşekkür ederek sözlerini sonlandırdı. "DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİKLE YAPILAN PROJELER AYRI ÖNEM TAŞIMAKTADIR" TİKA Başkan Yardımcısı Dr. Mahmut Çevik ise katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında söz konusu Gençlik Kampı’nın Litvanya ve Türkiye arasındaki bir asırlık dostluk ilişkilerinin gelişmesine katkı sağladığının altını çizdi. İki ülke arasındaki ilişkilerin artarak devam etmesi için bu tür projelerin TİKA tarafından destekleneceğini ve devam edeceğini belirten Çevik, “'Dilde, fikirde, işte birlik' ile bu birliğin devam etmesi için yapılan projeler ayrı bir önem taşımaktadır. Şüphesiz ki hem günümüz hem de geleceğimiz için ciddi bir şekilde umut aşılayıcı bir program olduğunu, Tatar Türkleri için de özel bir anlam taşıdığını belirtmek isterim” diyerek tertip edilen bu kampın önemine vurgu yaptı. Tatar ve Karaim Türklerinin Doğu Avrupa ile Türkiye arasındaki köprünün sağlam ayakları olduğunu vurgulayan Çevik, “Bu köprü Türk toplumunun gayretleriyle güçlenecektir” değerlendirmesinde bulundu. Çevik, Kırım Akmescit'te TİKA ofisinin faaliyete geçtiği sene olan 1997 yılında Litvanya'nın Türkiye'ye Karaim Türkü Büyükelçi atadığını ve kendisi ile görüşme fırsatı olduğunu belirtti. Çevik, "Görüşmemizde iki ülke arasında sarsılmaz bir bağın olduğunu ve bu bağın bizim projelerimizle daha güçlü olacağını, yetiştirilecek bu gençlere daha mühim katkılar sağlanarak var olan ilişkilere aktarılacağını ifade ettim" dedi. Çevik ayrıca, Tatar Türklerinin kültürlerini yaşaması için destek veren Litvanya hükûmetine de teşekkür etti. "TOPLUMLARIN YAŞAMASI İÇİN KÜLTÜREL PROJELER VAR OLMALI" Çevik, “TİKA olarak Tatar Türklerinin; eğitim, sağlık gibi alanlarda kalkınmasına projelerimizle destek oluyoruz. TİKA 170’ten fazla ülkeye kalkınma yardımı yapıyor. Bu projelerin yüzde 30’dan fazlası ise kültürel projelerdir. Çünkü toplumların yaşaması için kültürel projeler var olmalı ve onlara hayat vermelidir” ifadelerini kullandı. LİTVANYA'DAN GELEN TATAR GENÇLER ZEYBEK OYNADI Protokol konuşmalarının akabinde Kırım Derneği Genel Merkezinin dans ekibi Cıyın Ansambli, "Çibörek" dansı icra etti. Katılımcıların ilgiyle takip ettiği programda, İlsu Ansambli ekibindeki Litvanya Tatar gençleri, “Tekeler Köyü Zeybeği”, “Kerimoğlu” ve “Harmandalı” oynadı. Misafirlerin beğenisine sunulan sahne performansları büyük bir alkış topladı. Camila Şçutskite Kırım Tatar oyunu Emir Celâl’i, Lina Krinitskite ise Refat Hüseyinov’un piyano performansı ile “Kaz Kanadı” türküsünü seslendirdi. GECEYE DAMGASINI VURAN DANS PERFORMANSLARI BEĞENİ TOPLADI Final konseri boyunca Kırım Tatar halk oyunları ve türkülerini sergileyen gençler, Ankara ve Van’dan geleneksel Türk halk oyunlarını icra etti. Geceye damgasını vuran dans performansları büyük bir beğeni topladı. Litvanya’dan gelen Tatar gençler ile Türkiye’deki Kırım Tatar genç kızların birlikte sahnelediği “Pamuqçı Kız” oyununa alkışlarla eşlik edildi. Hanzade Aktaran “Em Seversin Em Sevmezsin” türküsünü seslendirdi. Lina Emre ve Aslan Bekir isimli iki küçük dansçının Kırım Tatar halk oyunu ise ilgiyle takip edildi. Elif Ata’nın Kırım yemeklerini şarkıyla tanıttığı performansı da büyük ilgi gördü. Gençlik Kampı’na katılan tüm grup koro olarak sahne aldı. Gençler, “Bahar Neşesi” oyunu ile programa noktayı koydu. PROGRAMIN SONUNDA EĞİTİMCİLERE VE ÖĞRENCİLERE BELGE TAKDİM EDİLDİ Programın sonunda TİKA Başkan Yardımcısı Dr. Mahmut Çevik; Cıyın Ansambli dans hocası Evelina Kemileva, İlsu Ansambli dans hocası İlker Teker, Cıyın Ansambli’nin müziklerinin sorumlusu Refat Hüseyin’e teşekkür belgesi, çiçek ve hediye takdim etti. Çevik buradaki konuşmasında; Türkiye’nin Vilnius Büyükelçisi Görkem Barış Tantekin'e ve Litvanya’nın Ankara Büyükelçisi Ricardas Degutis’e programa desteklerinden dolayı teşekkür etti. Çevik, “Toplumlar ve milletler kültürlerinden ve dillerinden bağımsız olarak düşünülemez. Onların kültürlerinin ve dillerinin gelişmesi için şüphesiz program ve projeler şarttır.” yorumunu yaptı. Litvanya’nın Bursa Fahri Konsolosu Berat Tunakan ise Gençlik Kampı’nda Türkçe dersi veren Feride Şahin’e ve Türk Mangalası dersi veren Rauf Özgen’e teşekkür belgesi, çiçek ve hediye verdi. Programı tertip edenlere teşekkür eden Tunakan, Fahri Konsolos olarak 20 yıldır Litvanya’yı temsil ettiğini belirtti. Gittikleri bir köyde TİKA’nın yaptığı bir camiye rastladıklarına değinen Tunakan, “Bu hizmetler çok güzel, emeği geçenlere çok teşekkür ederim” diyerek; söz konusu çalışmaların devamlılığını temenni etti. Gölbaşı Kaymakamı Erol Rüstemoğlu ise Litvanya Tatar Kültür Merkezi Başkanı Almira Parmaksızoğlu’na teşekkür belgesi, çiçek ve hediye takdim etti. Rüstemoğlu, programa destek veren herkese teşekkür etti. Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, Litvanya Tatar Kültür Merkezi Başkanı Almira Parmaksızoğlu, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay ve Kırım Derneği Başkan Vekili Namık Kemal Bayar, gençlere diplomalarını takdim etti. GÖLBAŞI BELEDİYE BAŞKANINDAN TEŞEKKÜR Programın değerlendirmesini yapan Belediye Başkanı Odabaşı, “Bence bu gençler Ballıkpınar’dan, Taşpınar’dan, Ahiboz’dan, Günalan’dan gelmişler... Çünkü giyişleriyle, folkloruyla, güler yüzleriyle ve gönülden gelen o sevgileriyle içimizden gelen bu çocukları tebrik ediyor, onları eğiten hocalarımıza ve TİKA’ya teşekkür ediyorum.” dedi. "KÜLTÜRÜMÜZÜ NE KADAR İYİ YAŞATIRSAK GELECEĞİMİZ O KADAR SAĞLAM OLUR" Parmaksızoğlu, Fahri Konsolos Berat Tunakan’a desteklerinden dolayı teşekkür ederek kendisine hediye takdim etti. Tunakan, “Uluslar ne kadar köklü olursa, geçmişimizi ne kadar iyi bilirsek, kültürümüzü ne kadar iyi yaşatırsak gençlerimiz ve geleceğimiz muhakkak o kadar sağlam olur. Bunun için çalışıyoruz.” cümlelerini kullandı. Tunakan, birlik ve dirlik halinde bir Türk dünyası hayal ettiklerini vurguladı. Birbirinden renkli dansların ve müziklerin sergilendiği final konseri toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

"Ankara: Modern Bir Cumhuriyet Başkentinin Planlanması ve İnşası" artık UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde! Haber

"Ankara: Modern Bir Cumhuriyet Başkentinin Planlanması ve İnşası" artık UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde!

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Türkiye Millî Komisyonu (UTMK) Türkiye’nin başkenti Ankara’nın, "Ankara: Modern Bir Cumhuriyet Başkentinin Planlanması ve İnşası" miras alanı adıyla, Dünya Mirası Geçici Listesi'ne kaydedildiğini açıkladı.  Açıklamada, “Bu süreç, Ankara’nın yalnızca Türkiye’nin başkenti olmasının ötesinde; modern kentleşme, devletin kültürel kimliğini inşa etme çabaları ve 20. yüzyılın başlarında gerçekleştirilen planlı gelişiminin bir yansıması olarak kültürel değerinin vurgulanması açısından büyük önem taşımaktadır.” ifadelerine yer verildi. ANKARA KENT KONSEYİNDEN AÇIKLAMA Bununla birlikte Ankara Kent Konseyi (AKK) tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Cumhuriyet Dönemi Ankara Planlanması ve İnşası UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde Hak Ettiği Yerde! Başkent Ankara’nın Planlanması ve yansıması olan Cumhuriyet Dönemi eserleri ve Cumhuriyet dönemi Ankara’sı “Ankara: Modern Bir Cumhuriyet Başkentinin Planlanması ve İnşası” miras alanı adıyla UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine Kaydedildi. Yirminci yüzyılda, modern bir başkentin çağdaş şehir planlama yaklaşımlarıyla imar edilmesi açısından tarihte çok müstesna bir yeri bulunan Başkent Ankara’mızın bu özelliğiyle korunması, gelecek kuşaklara anlatılması ve aktarılması akademik ve mesleki çevrelerin, merkezi idare ve yerel yönetimlerin, Ankara Kent Konseyimizin uzun süredir üzerinde durduğu bir husustu.  Kent konseyi çatısı altında bulunan özellikle Mimarlık Kültürü ve Planlama Çalışma Grubumuzda bulunan değerli akademisyenlerin ve uzmanların konuyla ilgili çok önemli katkıları oldu. Bu değerin hak ettiği yeri bulabilmesi için oluşturulan güç birliğinin Değerli hocamız Prof. Dr. Öcal Oğuz’un vizyoner yaklaşımıyla Unesco Türkiye Milli Komisyonumuz tarafından bir araya getirilmesi ve hedefe ulaşmada önemli bir aşamayı kat etmesi Ankara’mız için çok önemli bir sonucu getirdi." ⭐️Cumhuriyet Dönemi Ankara Planlanması ve İnşası UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde Hak Ettiği Yerde! Başkent Ankara’nın Planlanması ve yansıması olan Cumhuriyet Dönemi eserleri ve Cumhuriyet dönemi Ankara’sı “Ankara: Modern Bir Cumhuriyet Başkentinin Planlanması ve İnşası”… pic.twitter.com/8HytEkodtf — Ankara Kent Konseyi (@ank_kentkonseyi) April 26, 2025

Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay Ankara'da anıldı Haber

Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay Ankara'da anıldı

Mustafa KOÇYEGİT QHA Ankara Büyük Kazan Tatar Şairi Abdullah (Gabdulla) Tukay, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın Bahçelievler mevkisinde bulunan Abdullah Tukay Anıtı önünde 26 Nisan 2025 tarihinde tertip edilen programla anıldı. Kazan Tatar edebiyatının altın devri olarak anılan 1905-1917 yılları arasında Tatar dilini çağdaş bir edebiyat dili haline getiren yazarlardan olan Abdullah Tukay, sanatçı kişiliği, düşünce adamlığı ve eserleriyle Osmanlı'da ve Türkiye Cumhuriyeti'nde de aydınları etkiledi. 27 yıllık kısacık ömrüne 214 şiir ve hikayeler sığdıran Tukay, Kazan Tatar ve Türk edebiyatına silinmez izler bıraktı. Tataristan 26 Nisan Şiir Bayramı ve Tatar Millî Şairi Abdullah Tukay'ı Anma Programı, Ankara Kazan Tatarları Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ile Nogay Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ortaklığında düzenlendi. Çeşitli sivil toplum kuruluşu başkanları ve yöneticileri ile siyasi parti temsilcilerinin katıldığı programda Kazan Tatar milli şairi Tukay; hayatı, fikirleri ve şiirleriyle yâd edildi. Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay'ın hayatı ve eserlerinin öneminin sadece milletini değil tüm Türk dünyasını kapsadığından bahsedildi.  TATAR MİLLETİNİN VİCDANI: TUKAY Anma töreninin açılışında konuşan Ankara Kazan Tatarları Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Yumrutaş, 26 Nisan tarihinin Tataristan'da Şiir Bayramı olarak kutlanmakta olduğunu anımsatarak, "Abdullah Tukay sadece Tatar edebiyatının değil, aynı zamanda Tatar milletinin vicdanı, ruhu ve sesi olmuştur. O, kalemiyle halkının uyanışına öncülük etmiş; milletine kimlik, umut ve cesaret aşılamıştır. Diliyle halkını yüceltmiş, eserleriyle geleceğe ışık tutmuştur." şeklinde konuştu. "TUKAY; MİLLETİMİZİN İLHAM KAYNAĞI, EKSİLMEYEN BİR SEVDASIDIR" Kazan Tatar Tarihçi, Araştırmacı ve Yazar Roza Kurban yaptığı konuşmada, Tukay'ın Kazan Tatarları için taşıdığı öneme vurgu yaptı. Sosyal, ekonomik ve siyasi baskılar sebebiyle vatanlarından ayrı kalmak zorunda kalan Tatarların yanlarında değerli eşyaları götürdüklerini ve bu eşyalar içerisinde mutlaka bir Kur'an-ı Kerim ve bir Abdullah Tukay kitabı olduğunu kaydetti. "Kazan Tatarları nerede yaşarsa yaşasın, Tukay'ı biliyor" diyen Kurban, Tukay'ın hayatının Kazan Tatarlarının hayatına benzediğini ve küçük yaşlarından itibaren çok acı çektiğini belirtti. Daha sonra şairin hayatından bahseden Kurban, "Tukay; milletimizin ilham kaynağı, eksilmeyen bir sevdasıdır. Kalplerde yaşayan, kuşaktan kuşağa aktarılan bu bitmeyen sevda milletin kalbinde derin bir yaradır." diye konuştu. Kazan Tatarca ve Tukay'ın dilinin günümüzde Rusya tarafından yasaklanmakta olduğuna dikkat çeken Kurban, "Bunun da mücadelesini vermek gerekiyor." ifadelerini kullandı. Kurban, Putin'in iktidara gelmesi sonrasında Ruslaştırma siyasetinin, yasaklar yoluyla gerçekleştirilmeye başlandığını vurguladı. "DİLİNİ KAYBEDEN KENDİSİNİ KAYBEDER" Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkan Vekili Namık Kemal Bayar ise anma programı kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı: Kırım Tatarcada bir atasözü vardır, pek çok dile de geçmiştir; "Tilini kaybeden özünü kaybeder" der. Yani dilini kaybeden kendisini kaybeder. Milli hasletlerini, ulusunu, halkını, milli benliğini kaybeder. Abdullah Tukay, bizim tarihimize Tatar dilini yeniden dirilten ve bugünlere kadar ulaşmasını sağlayan büyük edebiyatçı, büyük şair, büyük millet adamı olarak geçti. Onun vefatı sırasında -çok kısa olarak söyleyelim- Gaspıralı İsmail Bey Tercüman gazetesinde özetle şöyle diyor; o Tatar dilini yeniden dünya yüzüne çıkartan, yeniden yaşamasını sağlayan büyük bir şairdi, büyük bir edebiyat adamıydı. O, Tatar dilinin kahramanıydı ve Tatar ulusunun yeniden canlanmasını sağlayan en önemli mürşitlerden biriydi. "TUKAY HEPİMİZE DOKUNMAYI BAŞARDI" Çankaya Belediyesi Belde A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Koç, anma konuşmasında Abdullah Tukay'ın bir şair olmanın yanında Tatar halkının diliyle, kültürüyle acısıyla ve umuduyla bütünleşmiş bir yürek olduğunu kaydetti. Tukay'ın şiirlerinin halkının sesini zamana kazıdığını belirten Koç, "İçtenliğiyle, duruluğuyla, samimiyetiyle hepimize dokunmayı başardı" dedi. İsmail Koç, konuşmasını şairin "Ana Dilim" şiiri ile sonlandırdı. "HEPİMİZ TÜRK'ÜZ" TİKA’nın desteğiyle, Kırım Derneği Genel Merkezi ve Litvanya Tatar Kültür Merkezi ortaklığında düzenlenen Gençlik Kampı kapsamında Türkiye'de bulunan Litvanya Tatar Kültür Merkezi Başkanı Almira Parmaksızoğlu da etkinliğe katılarak bir konuşma yaptı. Ailesinin Kazan'dan Kırım'a göçtüğünü ve bu sebeple kendisinin Ukrayna'da doğmakla birlikte 30 yıldır Litvanya'da yaşadığını söyledi. Litvanya'daki Tatar nüfusunun 630 yıl önce Kırım'dan geldiğini kaydeden Parmaksızoğlu, yaklaşık 15 yıldır yürüttükleri çalışmalar kapsamında Tatarca ve folklor alanında önemli çalışmalara imza attıklarını belirtti. Bu çalışmalarını kitaplaştırdıklarını söyleyen Parmaksızoğlu, eseri Ankara Kazan Tatarları Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Yumrutaş'a hediye etti. Konuşmasında ayrıca Türk birliğine vurgu yapan  Almira Parmaksızoğlu, "Biz Litvanya'da; sen Kırım Tatar mısın, Kazan Tatar mısın, Özbek misin, Kazak mısın diye düşünmüyoruz. Hepimiz Türk'üz" ifadelerini kullandı. Programda konuşan "Siyün Bike: Moskova Önlerinde Talihsiz Bir Türk Sultanı" eserinin yazarı Hikmet Doğan ise, Türkçenin doğru kullanımına dikkat çekti. Yabancı kelimelerden uzak durma çağrısı yapan Doğan, "Maalesef önce tahsillileri eğitmek lazımdır diye düşünüyorum." dedi. Zafer Partisi Ankara İl Başkan Yardımcısı Aydoğan Daştanoğlu ise, konuşmasında ana dilin öneminden bahsederek, "Unutmayalım ki, dilini kaybeden millet kültürünü de kaybeder." şeklinde konuştu. Tukay'ın Kazan Tatar edebiyatı ve dilinin kurucularından olduğunu kaydeden Daştanoğlu, "Ben bu yazıyı hazırlarken, rahmetli şairimizi kaleme almaya çalışırken çok üzüldüm. Böyle büyük bir deha, büyük bir Türk dünyası şairi 27 yaşında hayata gözlerini yummuştur" ifadelerini kullandı. Anma konuşmalarının akabinde tören, Tukay’ın şiirlerinin seslendirilmesiyle devam etti. Roza Kurban, programın bu bölümünde şairin "Milli Ezgiler" şiirini Tatarca olarak okudu. Anma etkinliği, Tukay’ın millî marş olarak kabul edilen “Tugan Til” şiirinin okunmasıyla sona erdi.

Gençlik Kampı'nın ikinci gününde öğrencilere Kırım Tatar tarihi ve kültürü eğitimi verildi Haber

Gençlik Kampı'nın ikinci gününde öğrencilere Kırım Tatar tarihi ve kültürü eğitimi verildi

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ve Litvanya Tatar Kültür Merkezinin 21-30 Nisan 2025 tarihleri arasında tertip ettiği Gençlik Kampı’nın ikinci gününde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Dr. Öğretim Üyesi Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu öğrencilere tarih semineri verdi. Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) destekleriyle düzenlenen kamp kapsamındaki seminer, Mogan Teknik Meslekî ve Anadolu Lisesi Uygulama Otelinde saat 14.00’te başladı. İngilizce olarak gerçekleşen tarih semineri Kırım Tatarları ve Kırım'ın tarihi üzerine oldu.  KIRIM'IN TARİHİNE İZ BIRAKAN KIRIM TATARLARI KONUŞULDU Kırım, Litvanya ve Polonya Tatarları ile ilgili bilgi veren Bezikoğlu, Kırım Tatarlarının etnik yapısından söz etti. Kırım’ın tarihine ve Kırım Tatarlarının önemli şahsiyetlerine değinen Bezikoğlu, Kırım Tatarlarının dünya üzerindeki nüfusuna dikkat çekti. Dr. Öğretim Üyesi Bezikoğlu, Kırım Tatarlarının en çok Türkiye'de bulunduğunu ve sayılarının tahmini olarak 3 ile 5 milyon arasında olduğunu vurguladı.  Kırım’ın tarihine yön veren şahsiyetlere ve sanatçılara değinen Bezikoğlu, kısaca Numan Çelebicihan, İsmail Bey Gaspıralı, Şefika Gaspıralı, Cafer Seydahmet Kırımer, Eşref Şemizade ve Şakir Selim gibi isimlerin hayatı ve mücadelelerinden söz etti. Ayrıca Kırım Halk Cumhuriyeti'ni öğrencilere anlatan uzman, Birinci Kırım Tatar Millî Kurultayı'nın tarihi önemi hakkında bilgiler verdi. Ayrıca Kırım Tatarlarının millî marşı olan Numan Çelebicihan’ın kaleme aldığı “Ant Etkenmen” şiirini ele alan Bezikoğlu, gençlerle birlikte marşı söyledi. 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’na da dikkat çeken Bezikoğlu, Kırım Tatarlarının hayvan vagonlarıyla vatan topraklarından sürüldüğünü ve çok sayıda Kırım Tatarının sürgün yolunda yaşamını yitirdiğini aktardı. Bezikoğlu, Kırım Tatarlarının her türlü zorluğa rağmen mücadele ettiğini ve kültürünü korumak, tanıtmak ve yaygınlaştırmak için çaba sarf ettiğini sözlerine ekledi. KIRIM TATARLARININ VATANA DÖNÜŞ MÜCADELESİ  Tarih seminerinin ilk kısmını gerçekleştiren Bezikoğlu, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarlarının vatana dönüş mücadelesinin başladığını kaydetti. Bezikoğlu; Litvanya, Romanya ve Polonya Tatarlarının eski fotoğraflarını gençlere göstererek sunumunu tamamladı. Litvanya Tatar Kültür Merkezi Başkanı Almira Parmaksızoğlu, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu’na teşekkür ettikten sonra öğrencilerle birlikte toplu fotoğraf çekimi yapıldı. Tarih seminerinin ardından gençler, folklor ve müzik çalışmalarıyla geniş kapsamlı programlarına devam etti. Litvanya’dan gelen Tatar öğrenciler ile Kırım Derneği dans topluluğu Cıyın Ansambli ekibinin gerçekleştirdiği dans provası esnasında Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Denis Zolotarov ve Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisinin Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar Temsilcisi Elvin Kadirov, kampa ziyarette bulunarak öğrencilerle bir araya geldi.

Litvanya Tatar Kültür Merkezi Başkanı: Gençlerimiz asimile olmasın, kültürümüz tüm dünyada yaşasın! Haber

Litvanya Tatar Kültür Merkezi Başkanı: Gençlerimiz asimile olmasın, kültürümüz tüm dünyada yaşasın!

21-30 Nisan 2025 tarihlerinde Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ile başkent Ankara'da Gençlik Kampı düzenleyen Litvanya Tatar Kültür Merkezinin Başkanı Almira Parmaksızoğlu açılış töreninin ardından Kırım Haber Ajansına (QHA) konuştu.  AMAÇ TATAR KÜLTÜRÜNÜ KORUMAK, TANITMAK VE YAYGINLAŞTIRMAK Litvanya Tatar Kültür Merkezi olarak düzenledikleri Yaz Okulu programlarından söz eden Parmaksızoğlu; Tatar kültürünü tanıtmayı, korumayı ve yaygınlaştırmayı amaçladıklarını bu bağlamda çocuklara ve gençlere yönelik çeşitli programlar tertip ettiklerini aktardı. Litvanya'ya döndüklerinde Nevruz Bayramı kutlamaları yapacaklarını da sözlerine ekleyen Parmaksızoğlu, kamp kapsamında spor, halk oyunları çalışmaları, müzik ve okçuluk gibi faaliyetler gerçekleştirdiklerini belirtti. Parmaksızoğlu, bu tür kamplar sayesinde çocukların asimile olmaktan korunduklarının ve  kültürlerini muhafaza ettiklerinin altını çizdi. "HEPİMİZ TÜRK'ÜZ, HEDEFİMİZ BİRLİKTE OLMAK" Türkiye, Letonya, Polonya, Kazan ve Kırım'dan misafirlerin geldiğini de sözlerine ekleyen Kültür Merkezi Başkanı Parmaksızoğlu, "Hem Litvanya'da hem de bütün dünyada kültürümüz yaşasın. Kırım Tatarı, Kazan Tatarı, Özbek, Kazak... Hep birlikte programlar yapıyoruz. Bütün kültürleri tanıtıyoruz. Bu gerçekten bizim için çok önemli. Çünkü hepimiz Türk'üz. Hedefimiz birlikte olmak." dedi.

Dr. Mahmut Çevik: Litvanya ve Türkiye arasındaki dostluk ilişkilerinin en önemli köprüsü Tatar Türkleriyle birlikte projelerimiz devam edecek Haber

Dr. Mahmut Çevik: Litvanya ve Türkiye arasındaki dostluk ilişkilerinin en önemli köprüsü Tatar Türkleriyle birlikte projelerimiz devam edecek

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından desteklenen, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ile Litvanya Tatar Kültür Merkezi iş birliğinde düzenlenen Gençlik Kampı'nın açılış töreni 22 Nisan 2025 tarihinde gerçekleştirildi. Törene katılarak protokol konuşması yapan TİKA Başkan Yardımcısı Dr. Mahmut Çevik, Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirmelerde bulundu.  "MİLLETLERİN VE KÜLTÜREL OLUŞUMLARININ HASSASİYETLERİNİ KORUMAMIZ GEREKİYOR" "Milletlerin ve kültürel oluşumların hassasiyetlerini ve muhafazasını, birleştirici ve bütünleştirici vasfını korumamız gerekiyor" diyerek sözlerine başlayan Çevik, Litvanya Tatarlarının bölgede sevgi kaynağı olduğunu, o bölgedeki sosyal yaşamlara zenginlik kazandırdığını vurguladı. Geçen sene Litvanya Tatar Kültür Merkezinin Yaz Okulu etkinliklerine tanıklık ettiklerini belirten Çevik, TİKA olarak Tatar Türklerinin eğitim, sağlık ve sosyal alanlardaki kalkınmalarına projelerle destek olduklarını söyledi. "TATAR TÜRKLERİ İLE BİRLİKTE KÜLTÜREL PROJELERİMİZ DEVAM EDECEK" Dr. Mahmut Çevik, Tatar kültürünün korunması, tanıtılması ve yaygınlaştırılması için Litvanya'da gerçekleştirilen Yaz Okulu'nun genişletilerek Türkiye'de devam etmesini önerdiğini söyledi. TİKA Başkan Yardımcısı, "Ümit ediyorum ki Litvanya ve Türkiye arasında var olan dostluk ilişkisinin en önemli köprüsü Tatar Türkleri ile birlikte Litvanya'daki kültürel katkılarımız ve projelerimiz devam edecek" ifadelerini kullandı. 

Türk dünyasının renkleri Ankara'da buluştu: 'Sanatla Gelen Bahar' isimli sergi açıldı Haber

Türk dünyasının renkleri Ankara'da buluştu: 'Sanatla Gelen Bahar' isimli sergi açıldı

Türk dünyasından ressamları buluşturan “Sanatla Gelen Bahar” isimli serginin açılışı 19 Nisan 2025 tarihinde saat 14.00’da Ankara Kent Konseyi Sergi Salonu’nda gerçekleşti. “Türk Dünyasının Kültürel Zenginliği Sanatla Buluşuyor” temasıyla düzenlenen sergi; Ankara Kent Konseyi, Ankara Kent Konseyi Kültür Sanat Meclisi, Kök Tuğ Kazak Kültür Derneği ve Art Imperia iş birliğiyle hayata geçti. Sergiye; Ankara Kent Konseyi Kültür Sanat Meclisi Başkanı Alper Kaya, Art Imperia Galeri Kurucu Üyesi ve serginin küratörü Nur Doğu Koçak, Kök Tuğ Kazak Kültür Derneği Başkanı ve Ankara Kent Konseyi Kültür Sanat Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi İlge Karagöz Ahmetova ve çok sayıda ziyaretçi katılım sağladı. Farklı Türk coğrafyalarında 35 sanatçının katılımıyla gerçekleşen sergide; Türk dünyasının zengin kültürel kodları, doğa ve bahar temalarıyla harmanlanan eserler Türk dünyasından ezgiler eşliğinde ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. “TÜRK DÜNYASININ BAHARA SELAMI” Serginin sunuculuğunu Ankara Kent Konseyi Diplomasi Meclisi Üyesi, hikâye anlatıcısı, eğitimci ve yazar Hilâl Koçyiğit üstlendi. Koçyiğit konuşmasında, “Ses Tanrı’ya varan dağların eteklerinden geliyor. Merhaba. Altaylar'dan mı diyeyim? Hazar Kıyısı'ndan mı diyeyim? Uçsuz uçaksız gider bozkırdan mı diyeyim? Merhaba. Selam Ankara'dan geliyorum ama sesi ta Tanrı Dağları'ndan Akdeniz'e bir kısrak başı uzanan bütün topraklarda yankılanıyor. Neyin selamı bu? Türk dünyasından kıymetli sanatçılarımızın kültürümüzün izleriyle sanata baharla; bahara sanatla selamı.” ifadeleriyle kullandı. “BİR HAYALİMİ GERÇEKLEŞTİRDİM” Serginin açılış konuşmaları, Art Imperia Galeri Kurucu Üyesi ve serginin küratörü Nur Doğu Koçak tarafından yapıldı. Doğu Koçak, bu serginin hayalini uzun zamandır kurduğunu kaydederek, “Öncelikle söyleyeyim ki bu sergi benim için çok önemli. Yıllardan beri düşünü kurduğum Türk dünyasından önemli sanatçıları bir araya getirdi. Buradaki sanatçıların hepsi benim dostlarım. Onlarla birlikte böyle bir sergiyi oluşturmak benim için çok onur verici, çok güzel bir duygu.” dedi. “TÜRK DÜNYASI KENETLENMEYE DEVAM EDECEK” Kök Tuğ Kazak Kültür Derneği Başkanı Karagöz Ahmetova sözlerine, baharın tazeliğini, kültür dünyasını ve kültürel mirasını evrensel sanat diliyle buluşturan bu özel anlamlı serginin önemini vurgulayarak başladı. Ayrıca Karagöz konuşmasında, “Sanat, ortak duygularda birleştiren, kalpleri birbirine yaklaştıran çok özel bir güçtür. Bu sergide yer alan eserler de farklı coğrafyalardan sanatçıların aynı ilhamla, aynı duygularla bize seslendiğini gösteriyor. Zaman zaman gündem bizi zorlasa da biz kendi kültürümüzle, tarihimizle, ortak geçmişimizle kenetlenmeye devam edeceğiz, sürdüreceğiz. Biz şuna inanıyoruz: Ortak geçmişimiz ve geleceği olan umudumuz, bizi böyle güzel duygularda birleştiriyor ve biz bu duyguları paylaşmaya devam edeceğiz.” cümlelerine yer verdi. “ANKARA’YI SANAT ALANINDA MARKALAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORUZ” Ankara Kent Konseyi Kültür Sanat Meclisi Başkanı Kaya ise, Ankara Kent Konseyi Kültür Sanat Meclisinin kültür ve sanat alanında yapmış olduğu faaliyetlere vurgu yaptı. Bu bağlamda, “Ankara Kent Konseyi Kültür Sanat Meclisi olarak bizim bir amacımız var ki, o da Ankara'yı her kültür sanatı alanına markalaştırmak. Ankaralılar olarak dertlerimiz var. Hepimiz Ankara’ya kültürün başkenti diyoruz ama değiliz. Ama olmak için de çabalıyoruz. Bu konuda 100 bin madde yazdık. Bu 100 bin maddenin her birinde sinema, edebiyat, müzik, tiyatro, kültürel miras ve kültürel diplomasi alanlarında çıktılarımız var. Bu sergi de o çıktılardan birisi. Bizi ve Ankara’yı yalnız bırakmayın.” dedi. “TURAN BİRLİĞİNE GİDEN YOLDA KÜLTÜR ÇOK ÖNEMLİ” Art Imperia Galeri Kurucu Üyesi ve serginin küratörü Doğu Koçak, Kırım Haber Ajansı (QHA) mikrofonlarına serginin çıkış noktasını ve gelecek planlarını anlattı. Doğu Koçak cümlelerine, sanatın kendisi için bir yaşam biçimi olduğunu belirterek başladı. Öz köklerinin Kazakistan ile Kırgızistan arasında, Almatı ve Issık Göl arasından olduğunu bildiren Doğu Koçak, “Yıllardan beri bir misyonum olduğunu düşünmeye başladım. Bu misyon da Türk dünyasındaki sanatçılarla Türkiye'deki sanatçıları bir araya getirmekti. Çünkü kültürel birlik, Turan birliğine giden yolda birleşmemiz için çok önemli bir faktör. Kültür birliği, dil birliği olmadan yalnızca ticaretle, çeşitli ilişkilerle, ekonomik ilişkilerle bu işin yürüyeceğine inanmıyorum. Çünkü aslında bir halkız, hepimiz biriz. Gerçekten özümüz bir.” dedi. "Türkistan topraklarında ruhumun ait olduğu yeri buluyorum. Çünkü benim ruhum hep orada.” diyen Doğu Koçak, resimlerinde de Türk mitolojisini, şamanizmi ve Türk dünyasının ruhunu işlemeyi sevdiğini söyledi.  BİR SONRAKİ DURAK ÖZBEKİSTAN Doğu Koçak “Aslına bakarsanız hepimizin gönlünden ortak Türk birliği geçiyor.  Umarım bunu çok daha büyük böyle festivaller hâline getirebiliriz.” dedi ve "Sanatla Gelen Bahar" sergisini kültürel birlik yolunda atılan bir ilk adım olarak nitelendirdi. Ayrıca Doğu Koçak, projeyi genişletmek için çalışmalara başladıklarını açıkladı. Bu bağlamda gelecek mayıs ayıda Özbekistan’da “Heritage Turkuaz” kapsamında bir sergi açacaklarını bildirdi. “DERNEĞİMİZ ÇALIŞMALARINA DEVAM EDECEK” "Sanatla Gelen Bahar" isimli serginin iş birliği ortaklarından biri olan Kök Tuğ Kazak Kültür Derneğinin Başkanı Karagöz Ahmetova, serginin oluşum sürecini ve dernek faaliyetlerini QHA ile paylaştı. Serginin Ankara Kent Konseyi Kültür Sanat Meclisi bünyesindeki çalışmalar sonucu ortaya çıktığını belirten Karagöz Ahmetova, "Ankara Kent Konseyinin Kültür Sanat Meclisi yönetim kurulundayım. Orada kültürel diplomasi çalışma grubundan sorumluyum. Kök Tuğ Kazak Kültür Derneği de Konsey’in birleşenlerinden biri. Nevruz bu yıl Ramazan'a denk geldiği için böyle bir sergi fikri doğdu ve bu ay içinde gerçekleştirmeye karar verdik." dedi. Kök Tuğ Kazak Kültür Derneğinin amacının Kazakistan kültürünü tanıtmak olduğunu dile getiren Karagöz Ahmetova, gelecekte de Türk dünyası alanında çalışmalar gerçekleştirmeyi istediklerini dile getirdi.  "BİZ KÜLTÜRÜMÜZÜ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ" "Sanatla Gelen Bahar" isimli sergiye katkı sağlayan Ankara Kent Konseyi Kültürel Demokrasi Çalışma Grubu üyelerinden Fulya Kırımoğlu, etkinlikteki amaçlarını ve kültüre verdikleri önemi QHA’ya anlattı. Kırımoğlu, kültürün bir toplumun geçmişi ve geleceği olduğuna dikkat çekti ve “Çalışma grubu olarak gelecek kuşaklara Birleşmiş Milletlerin (BM) 17 maddesini, onların geleceklerinden ödün vermeden aktarmaya çalışıyoruz. Kültür de bu maddelerden biri. Her ülkenin kendine has örf ve adetleri, yaşama biçimi var.  Kültür kendi bizim birikimimiz, yaşantımız, geçmişimiz ve de geleceğimizdir. Bunu yaşatmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. "SERGİ TANIDIK DUYGULARI UYANDIRIYOR" QHA’ya konuşan Ankara Kent Konseyi Diplomasi Meclisi bünyesindeki Kültürel Diplomasi Çalışma Grubu üyesi Betül Serpil Aykam, serginin insan ruhunu doyuran bir etkinlik olduğunu söyledi. Türk boylarının kültürel mirasını sanatta görmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Aykam, özellikle şaman kökenli eserlerin kendisine tanıdık duygular yaşattığını vurgulayarak, "Genetik ve kültürel kökenlerimize bu kadar yakın çalışmaları görmek ruhumu doyurdu. Aynı uzlaşı noktasından baktığımızı görmek çok anlamlıydı." cümlelerini sarf etti. TÜRK DÜNYASINDAN SANATÇILAR QHA’YA KONUŞTU Kazak ressam Zamira Zeren, “Kopuz Çalan Kadın” isimli tablosu hakkında konuştu. Zeren, "Bugün burada, tarihimin ruhunu yansıtan bir eserle karşınızdayım. 'Kopuz Çalan Kadın' tablomda, Kazak kadınının gücünü, zarafetini ve müziğin birleştirici gücünü anlatıyorum." dedi. Bu sergide Türk kültüründen sanatçılarla bir arada olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Zamira Zeren, organizasyona emeği geçenlere teşekkür ederek sanatseverleri sergiyi ziyaret etmeye davet etti. Kuzey Kafkas kökenli olduğunu belirten ressam Yıldız Evren, eserlerinde kültürel köklerine de vurgu yaptığını kaydetti. "Atlar, hem Türk kültüründe hem Çerkezlerde, Kuzey Kafkasya halklarında çok önemli bir yere sahip. Onlar bizim kalbimizde her zaman var. Şu an binemiyoruz, göremiyoruz ama bizim hikâyelerimizde, mitolojimizde, atalarımızda hep at figürü ve atın asaleti vardır." cümlelerini kullanan Evren, bu sergiyle ve baharın bereketiyle tüm güzelliklerin artmasını dileyerek sözlerini sonlandırdı. Sergi sanatçılarından ressam Ayla Aksoyoğlu, eserlerine ve ilham kaynaklarına dair bilgi verdi. Anadolu'nun binlerce yıllık kültürel mirasından ilham aldığını belirten Aksoyoğlu, ilhamının Anadolu’dan aldığını kaydetti. Sergide yer alan çalışmasının, 10 bin yıllık Anadolu geçmişini anlatan büyük koleksiyonunun bir parçası olduğunu ifade eden Aksoyoğlu, Göbekli Tepe, Hittit kabartmaları, Urartu ve Karkamış gibi uygarlıklardan figürler taşıyan bir eseri sanatseverlerle buluşturduğunu aktardı.  Tataristan kökenli ressam Alsu Saygılı, "Sanatla Gelen Bahar" isimli sergide seramik pano üzerine çalıştığı eserini ziyaretçilerle buluşturdu. Sanatının temel ilham kaynağının doğup büyüdüğü topraklar olduğunu vurgulayan Saygılı, “İlham olan şeyler, memleketim. İlham veren şeyler, ilk önce doğa, memleketim. Uzak olduğum için özlüyorum. Tataristan’ın kültürünü ve doğasını tablolarıma yansıtıyorum. Burada Türkiye’de Tatarların varlığını görünce doğru bir yolda olduğumu hissettim.” dedi.  Açılışı yapılan sergiyi bir sanatçı gözüyle değerlendiren ressam Memik Kibarkaya konuşmasında, "Sanat insanı insan yapan bir güçtür. Virüsleri temizler gibi ruhu arındırır. Burada da ruhsal olarak kendini ispat etmiş eserler var. Çünkü duygulanırsan ve kendini verirsen ortaya sanat çıkar. Bu bakımdan sergi çok güzel olmuş. Türk dünyasının Türkiye’de gelmesi çok iyi bir şey. Keşke biz de diğer Türk devletlerine gitsek ve sergiler açsak. Sanat bizi birleştiriyor. Sanatın en büyük özelliklerinden biri de budur.” ifadelerine yer verdi. Türkiye'nin başkenti Ankara'da Türk dünyasının renklerini bir araya getiren sergi, 26 Nisan tarihine kadar sanatseverler tarafından ziyaret edilebilecek.

Ukrayna Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Bogomolov: Rusya, ateşkesi kendi amaçları için kullanmaya çalışacak Haber

Ukrayna Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Bogomolov: Rusya, ateşkesi kendi amaçları için kullanmaya çalışacak

Ukrayna Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (NISS) Direktörü Dr. Oleksandr Bogomolov, 15 Nisan 2025 tarihinde Ankara’da “Fighting For Peace vs Negotiating For War” (Barış İçin Mücadele Etmek ve Savaş İçin Müzakere Etmek) isimli konferansta konuştu. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından düzenlenen konferans, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesindeki TEPAV Binası’nda gerçekleşti.  Konferansın ardından Kırım Haber Ajansına (QHA) demeç veren NISS Direktörü Bogomolov, Çinli askerlerin Rusya safında savaşması ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından yürütülen barış müzakereleri sürecini değerlendirdi. “ÇİN’İN MÜDAHALESİ ŞU AN GİDİŞATI DEĞİŞTİRMEZ” Bogomolov, Çinli askerlerin Ukrayna karşısında Rus saflarında savaşması hakkında "Çin hükûmeti bu sürece dâhil olduğunu reddediyor. Ancak Çin’in böyle bir gelişmeden habersiz olduğunu düşünmek zor. Çünkü Çin vatandaşlarının, özellikle de yurt dışında ne yaptıklarını gerçekten takip etmeye çalışan bir ülke" açıklamasını yaptı. Aynı zamanda bu konuda Ukrayna istihbaratına güvendiğini bildiren Bogomolov, Çinli askerlerin sahada olduğuna dair bilgilerin sahih olduğunu vurguladı. Öte yandan Çin’in resmî olarak tarafsız kaldığını hatırlatan Bogomolov, “Çin Büyükelçisiyle görüştüğümde bunu yeniden teyit etme şansım oldu. O ayrıca Çin'in, örneğin Rusya’nın nükleer şantaj kullanmaması ve Ukrayna'ya karşı savaşta sivil nükleer tesisleri kullanmaması konusunda Rusya'ya ısrar ettiğini söyledi” dedi. Bogomolov, bu tür sınırlı müdahalelerin savaşın yönünü değiştirecek boyutta olmadığı değerlendirmesini yaptı ve “Ancak Çin'in ne amaçladığını, bir şeyler öğrenmek isteyip istemediğini kestirmek zor… Durum böyle de olabilir. Gerçekten çok sınırlı bir sayı belirlemiş olabilirler ki bu askerî açıdan gerçekten şüphe uyandırıcı. Aslında Çinli askerlerin sayısı çok fazla bir şey ifade etmiyor. 150 asker, savaşın gidişatını değiştirmiyor. Kuzey Kore'nin savaşta binlerce askeri olması, Rusya için daha anlamlı bir katkı” ifadelerini kullandı. "RUSYA, ATEŞKESİ KENDİ AMAÇLARI İÇİN KULLANMAYA ÇALIŞACAK" Öte yandan, Ukraynalı uzman, devam eden topyekun savaşın adil ve kalıcı bir şekilde sona erdirilmesi hususunda da açıklama yaptı. İşgalci Rusya'nın Ukrayna'nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü ihlal ettiği topyekun savaş, 24 Şubat 2022'den bu yana devam ediyor. Savaşı bitirmek için Trump idaresindeki ABD tartışmalı bir müzakere sürecini yönetiyor. ABD tarafından yürütülen ateşkes meselesini değerlendiren Bogomolov, bu süreci “mütevazı” olarak değerlendirdi ve şu ifadeleri kullandı: "Bu sürecin daha da ilerlemesiyle ilgili umutlarım da oldukça mütevazı. Bunun mümkün olmadığını söylemiyorum; bir ateşkes gerçekten sağlanabilir. Ancak böyle bir ateşkesin faydası ve yararlılığı çok sınırlıdır. Elbette Rusya, bunu kötüye ve kendi amaçları için kullanmaya çalışacaktır. Bu müzakerelerde elbette sorun ABD değil Rusya. Çünkü Rusya, Ukrayna'yı haritadan silmeye ve ortadan kaldırmaya kararlı. Yaptıkları şeyin ciddi olduğunu düşünüyorlar ve bunu başarabileceklerine inanıyorlar." Dr. Bogomolov, “Geçen üç yıl boyunca bu savaşta hiçbir ilerleme kaydetmemelerine rağmen buna inanıyorlar. Ve bundan sonra da herhangi bir ilerleme kaydedemeyecekler. Ama yine de maksimalist hedeflerinde ısrar ediyorlar” değerlendirmesini yaptı.

Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarı: Ukrayna, ateşkese ve savaşı bitirmeye hazır Haber

Ukrayna Büyükelçiliği Maslahatgüzarı: Ukrayna, ateşkese ve savaşı bitirmeye hazır

Antalya, dünya ülkelerinden liderlerin, siyasilerin, diplomatların, uzmanların ve gazetecilerin bir araya geldiği foruma dördüncü kez ev sahipliği yaptı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının himayesinde Dışişleri Bakanlığının ev sahipliğinde gerçekleşen 4. Antalya Diplomasi Forumu (ADF 2025), bu yıl "Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" ana temasıyla dünya kamuoyunda öne çıkan meseleleri, dış politika cephesindeki acil çözüm bekleyen konuları tartışma ve çözüm üretme imkânı sağladı. Belek'teki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve 140'ı aşkın ülkeden davetlinin yer aldığı foruma, Ukrayna her yıl olduğu gibi üst düzey katılım sağladı. Forum sonrasında Ankara’da 15 Nisan 2025 tarihinde Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından düzenlenen “Fighting For Peace vs Negotiating For War” (Barış İçin Mücadele Etmek ve Savaş İçin Müzakere Etmek) konulu konferansa katılan Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev, Ukrayna’nın ADF2025 temasları hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) konuştu. ÇERNIŞEV: UKRAYNA KARARLI Çernışev, ADF’nin bu yıl da oldukça yoğun geçtiğini belirtti ve “Dışişleri Bakanımız foruma hem katılımcı olarak hem de panelde konuşmacı olarak davet edildi. Avrupa güvenliği konusunda bir panel düzenlendi. Bu panelde, Avrupa'daki güvenlik mimarisinin günümüzde karşı karşıya olduğu çağrılar ve geleceğe ilişkin öngörüler üzerine bir konuşma yapıldı. Sayın Bakanımız da burada Ukrayna’nın pozisyonunu ifade etti. Birçok yerde tekrarladığımız gibi Ukrayna, ateşkese ve savaşı bitirmeye hazır. Bu konuda kararlı ve bu yöndeki adımlarımızı atmaya devam etmekteyiz.” dedi. “FORUM GELECEĞE YÖNELİK BAKIŞIMIZI ELE ALMAKLA GEÇTİ” Forum kapsamında 20’nin üzerinde ikili görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Çernışev, bu temasların Afrika, Asya, Avrupa ülkeleri ve çeşitli uluslararası örgütlerle yapıldığını ifade etti. Çernışev, “Yine forum çerçevesinde 20'nin üzerinde ikili görüşmelerimiz oldu. Bunlar Afrika, Asya, Avrupa ülkeleri ve uluslararası örgütlerin temsilcileri ile gerçekleşti. Devletlerle olan görüşmeler genellikle ikili ilişkiler gündeminde gerçekleşti. Yani meslektaşları, Dışişleri Bakanları ile değerlendirmenin yanı sıra Ukrayna'nın pozisyonunu yine teyit ediyor. Aynı zamanda forum geleceğe yönelik bakışımızı ele almakla geçti.” ifadelerini kullandı. “AFRİKA ÜLKELERİ İLE İKİLİ GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİ” ADF’nin artık gelenekselleştiğine dikkat çeken Çernışev, forumun küresel güney ülkeleriyle temas kurmak için önemli bir platform sunduğunu belirtti.  “Örneğin iş birliğimizin devam ettiği ve Ukrayna'dan tahıl sevk eden Somali ile ikili diplomatik ilişkiler tesis ettik. Yine Saint Kitts ve Nevis ülkesinin temsilcileri ile bir araya geldik. İkili gündemimizi değerlendirdik. Her bir görüşme oldukça verimli geçti. Özellikle de uluslararası süreçler, mekanizmalar bağlamında, uluslararası kuruluşlarla da oldukça faydalı konular ele aldık diyebiliriz.” dedi. “TÜRKİYE’NİN ÖNEMLİ YETKİLİLERİYLE BULUŞTUK” Aynı zamanda Çernışev, Türkiye ile olan ilişkilerin de ele alındığını belirterek, “Dışişleri Bakanımız ADF’nin ev sahibi Türkiye Cumhuriyeti'nin de önemli yetkilileriyle bir araya gelip ikili ilişkilerimizin gündemini pekiştirdi. Bu açıdan bizim için yine oldukça faydalı bir ziyaret ve forum oldu.” şeklinde konuştu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.