SON DAKİKA
Hava Durumu

#Aliya Izzetbegoviç

QHA - Kırım Haber Ajansı - Aliya Izzetbegoviç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Aliya Izzetbegoviç haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç vefatının 21. yılında rahmetle anılıyor Haber

Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç vefatının 21. yılında rahmetle anılıyor

Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç, Bosna Hersek’te Türk ve Müslüman kimliği varlığının savunucularından biri oldu. Bosna Hersek’in eski Cumhurbaşkanı İzzetbegoviç, büyük fikir ve devlet adamı olarak tarihte yerini aldı. İzzetbegoviç, 78 yıllık ömrü boyunca Bosna Hersek ve Avrupa’da Türk ve Müslüman kimliğiyle yaşayan halkı için mücadele etti. Bir öncü olarak bilinen İzzetbegoviç, insani değerleri, prensipleri ve ahlakıyla halkına örnek bir liderdi. Bilge Kral, 19 Ekim 2003 tarihinde Saraybosna’da hayata veda etti. İzzetbegoviç’in cenazesine birçok ülkeden 150 bine yakın insan katıldı. Vasiyeti üzerine Saraybosna’daki Kovaçi Şehitliği’ne defnedildi. 21 yıl önce aramızdan ayrılan Aliya İzzetbegoviç rahmet, saygı ve özlemle anılmaya devam ediyor. ALİYA İZZETBEGOVİÇ KİMDİR? Babası Mustafa ve annesi Hiba’nın beş çocuğundan birisi olan Aliya, 8 Ağustos 1925’te Bosanski Samac şehrinde dünyaya geldi. Dedesinin ismini ona verdiler. Dedesi Aliya İstanbul’da askerlik yaparken Üsküdarlı bir Türk olan Sıdıka Hanım ile evlendi. Aliya İzzetbegoviç’in büyükannesi bir Türk’tü. Küçük yaşta ailesiyle Saraybosna’ya taşındı, eğitimine burada devam etti. Aliya, Yugoslavya Müslümanlarının yaşadığı ayrımcılığın farkında olarak büyüdü. İlk gençlik çağlarından itibaren okuyan ve fikirlerini savunabilen bir insan oldu. II. Dünya Savaşında Hırvat Ustaşa rejiminin işgal ettiği Bosna Hersek’te Müslümanların kimliği yok sayıldı ve zulme uğradılar. Aynı dönemde ırkçı Sırp Çetnikleri de Müslüman Boşnakları katletmeye başlamışlardı. İki grubun da temel hedefi bölgeyi Müslüman Boşnaklardan temizlemekti. BOSNA'DA GENÇ MÜSLÜMANLAR HAREKETİ Bilge Kral, Komünist Josip Broz Tito’nun yönettiği Yugoslavya döneminde Müslüman halkı bilinçlendirme çalışmalarına katıldı. “Mladi Musülmani- Genç Müslümanlar” hareketine katılan Aliya, öncü isimlerden biri haline geldi. Halkın yaşadığı zulüm ve zorluklara karşı yardım ve destek çalışmaları yürüten Genç Müslümanlar hareketine üye olan Aliya ve bazı arkadaşları “din bilincini uyandırılması” suçlamasıyla ile 1946 yılında hapis cezasına çarptırıldı. Boşnak halkının hakkını aramaktan hiç vazgeçmeyen Aliya, pek çok gazeteye takma ad ile köşe yazıları yazdı. 1970 yılında “İslam Deklarasyonu” kitabı yayımlandı. SARAYBOSNA SÜRECİ DAVASI VE ALİYA’NIN MAHKUMİYETİ Tito’nun 1980 yılında ölmesinin ardından Yugoslavya yeni bir sancılı döneme girdi. Aliya İzetbegoviç, 1983’de 12 arkadaşıyla beraber yeniden tutuklandı. “Saraybosna Süreci” olarak tarihe geçen dava sonunda 14 yıl hapse mahkûm oldu. Hapisteyken “Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar: 1983-1988” adlı kitabını yazdı. 1988 yılında af çıkınca mahkûmiyeti sona erdi. Aliya İzetbegoviç, bu dönemde Boşnakların hak mücadelesinin en önemli liderlerinden birisi olmuştu.1990 yılında Boşnakların kurduğu Demokratik Eylem Partisinin (SDA) ilk genel başkanı olarak seçildi. SDA ile daha ilk seçimde sağladığı başarı Aliya İzzetbegoviç’i Yugoslavya’ya bağlı Bosna Hersek’in başkanı yaptı. SIRP KASABI KARADZİÇ: BAĞIMSIZ BOSNA FİKRİ BOŞNAKLARIN SONU OLACAK! Yugoslavya, 1990- 1991’lerde dağılırken büyük bir iç çatışmaya sürüklendi. Tüm halklar kendi geleceklerini kurma gayreti içine girdiğinde Bosna’da da bağımsız devlet olmak için çalışmalar başladı. Bosnalı Sırp siyasetçi Radovan Karadziç gibi politikacılar ise Bosna’nın bağımsızlık fikrinin Boşnakların sonu olacağını savunuyorlardı. Bağımsızlık için 29 Şubat-1 Mart 1992 tarihinde referandumu yapıldı. Bosnalı Sırpların boykot ettiği referandumdan yüzde 99,7 bağımsız Bosna Hersek kararı çıktı. Ancak bu kararın ardından silahlı Sırp gruplar, Bosna Hersek’e saldırmaya başladılar. Boşnaklar da bu silahlı gruplara karşı Aliya’nın liderliğinde mücadele etmeye başladılar. SIRP ÇETNİKLERİN BOŞNAK SOYKIRIMI Sırp Çetnikler, savaş boyunca kadınları ve çocukları öldürmekten çekinmediler. Silahsız sivil halka yönelik büyük katliamlar yaptılar. Boşnakların evlerini ellerinden alıp şehirlerden sürdüler. Kadınlara tecavüz edip, toplama kamplarında masum halka akıl almaz işkenceler yaptılar. Pek çok şehirde soykırımlar yaşandı. Müslüman Boşnaklar, hem Sırplarla hem de Hırvatlarla savaşıyorlardı. Savaş 1995’te Dayton Anlaşması ile sona erdiğinde 200 bin insan ölmüş, 1 milyon insan yerinden yurdundan olmuştu. Yapılan anlaşma Boşnakların haklarını korumasa da savaşı sona erdirmişti. Savaştan sonra Aliya İzetbegoviç Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı oldu. Savaş süresince halkıyla beraber cephelerde mücadele veren İzzetbegoviç, Avrupa’nın ortasında Boşnak halkının maruz kaldığı etnik soykırıma sessiz kalan dünyaya rağmen dimdik ayakta durarak Bosna’nın kurtuluş mücadelesini verdi.  

Haber

"Aliya: Bir Medeniyetin İnşası" paneli ilgi topladı

Anadolu Eğitim, Kültür ve Bilim Vakfı (AEKBV) tarafından başlatılan "Aliya: Bir Medeniyetin İnşası" isimli proje kapsamında yaklaşık 3 yıldır devam eden çeşitli etkinlikler ses getirmeye devam ediyor. Vakfın koordinasyonu; Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Gençlik ve Spor Bakanlığı, Gazi Üniversitesi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) Kültürel Diplomasi ve İş Birliği Topluluğu ile Uluslararası İlişkiler Araştırma ve Geliştirme Topluluğu tarafından 8 Mayıs 2024 tarihinde Aliya İzzetbegoviç'i Tanıma ve Tanıtma etkinlikleri kapsamında fotoğraf sergisi ve panel etkinliği düzenlendi. Etkinliğe; Ankara Vali Yardımcısı Kağan Mekan Çeviren, AHBVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Orbay, AHBVÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanı Prof. Dr. Fırat Purtaş, İİBF Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Fatih Dikmen, Anadolu Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Av. Hayrullah Başer, Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Abidin Memili, Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.  "ALİYA SADECE BOSNA'YI DÜŞÜNEN BİR LİDER DEĞİLDİ" AHBVÜ'nün 100. Yıl Kültür Merkezinde gerçekleşen program saat 14.00'te saygı duruşu ve İstikâl Marşı ile başladı. Ardından açılış konuşmalarını yapmak üzere Vakfın Mütevelli Heyeti Başkanı Av. Başer kürsüde yer aldı. Aliya İzzetbegoviç'in hayatından kısaca söz eden Başer, bilge liderin sıradan bir Cumhurbaşkanı olmadığını vurguladı. Başer, "Aliya yalnızca Bosna'yı düşünen bir lider değildi, o savaş başladığında askerlerle cephede beraberdi, savaş bitsin diye dünyayı dolaşan, 'Hayatımın en zor imzasını attım' dediği Dayton Anlaşması'na imza atan bir diplomat, Boşnakların anayasal haklarını teminat altına almak için mücadele veren bir devlet ve siyaset adamıydı. Düşündüklerini ruhuna kadar yaşayan bir rol model idi. O bu özellikleriyle Bosna Hersek'in lideriydi" ifadelerini kullandı.  Başta Doğu Türkistan olmak üzere dünyanın birçok yerinde soykırımın olduğunu vurgulayan Başer, "'Kafkasya'da Türkistan'da Balkanlar'da soykırım sona erdi mi?' bu soruyu sormamız lazım" diyerek, Gönül Çoban'ın "Herkes hür bu dünyada yalnız esir biz varız. İnim inim çırpınır kanlı kanlı ağlarız" sözlerini içeren şiirini okudu.  Başer, "Bütün insanlığın medeniyete, medeniyet inşasına ihtiyacı var" diyerek sözlerine son verdi.  "ALİYA İZZETBEGOVİÇ TÜM DÜNYAYA ÖRNEK BİR ŞAHSİYETTİR" Ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orbay, "Dinler tarihinde de milletler tarihinde de kriz ve savaş anları özel ve güzel insanları doğrumuştur maalesef. Maalesef diyorum çünkü  21. yüzyılın ortasında, Avrupa'nın göbeğinde din ve ırk temelli çatışmanın ortasında Müslümanlara karşı yapılan soykırıma 'Dur' deme cecsareti gösteren, geçmişteki bilgeliğiyle milletini kendi ekseni etrafında toplayan bir bilge liderdir Aliya İzzetbegoviç. Söylemleri ve eylemleriyle yalnızca din temelinde değil ahlak temelinde de tüm dünyaya örnek bir şahsiyettir" ifadelerini kullandı. Orbay, programda emeği geçenlere teşekkür etti. ALİYA İSİMLİ SİNEVİZYON GÖSTERİMİ BEĞENİ TOPLADI Açılış konuşmalarının ardından "Aliya" adlı sinevizyon gösterimi yapıldı. Dikkatleri üzerine toplayan sinevizyonun ardından AHBVÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Şimşek'in moderatörlüğünde "Aliya: Bir Medeniyetin İnşası" paneli başladı. Programda; TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Demir "Aliya İzzetbegoviç'in Dünyasında Din ve Özgürlük", Ankara Yıldırım Beyzaıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Güngör "Aliya'nın Medeniyet İnşasında Siyaset ve Din", Anayasa Mahkemesi Basın Müşaviri Dr. Osman Arslan ise "Aliya İzzetbegoviç'te İnsan Olmak ve İnsan Kalmak" başlığıyla konuşmacı olarak yer aldı.  "ALİYA İZZETBEGOVİÇ KURAMCI VE KURAMLARINI HAYATA GEÇİREN BİR ŞAHSİYET" Panelin açılışını yapan Prof. Dr. Osman Şimşek, medeniyet kavramına dikkat çektiği konuşmasında, "Bugünkü dünyamız medeniyet anlayışını yeniden kurmalı" diyerek söz konusu kavramın birçok toplum tarafından farklı algılandığını kaydetti. Aliya İzzetbegoviç'in bu manada bir kuramcı olduğunu ve kuramlarını hayata geçiren değerli bir şahsiyet olduğunu belirten Şimşek, bilge liderin İslam üzerinde sosyal bir teori inşa ettiğini vurguladı.  "BİLGE LİDER İSLAM'I YENİDEN ANLAMA İHTİYACI HİSSETTİ" TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Demir ise gençliğinde Bosna Savaşıyla birlikte Aliya İzzetbegoviç'e ve Bosna Hersek'e ilgi topladığını aktardı. Demir, evlad-ı fatihan topraklarında Müslüman ifadesinin Türk ifadesiyle aynı olduğunu vurgulayarak, "Bu toprakların mesuliyeti bizim boynumuzun borcudur" dedi. Osmanlı'nın Balkanlardan çekildikten sonra 1942-1945 yılları arasında Nazilerin ve SSCB'nin işgaliyle komünizm etkisiyle kırılma yaşadığını anımsatan Demir, "Aliya İzztebegoviç hem nazizmi hem de komünizmi yaşadı. O yüzden kendisi 'Müslüman olmak' derken bize kendi Müslümanlığını anlatıyor. Bu şartların yani dinsizliğin içinde kendini koruyarak İslam'ı yeniden anlama ihtiyacı hissetti. Bu yüzden kendisi yeniden Müslüman oldu. Aliya'nın İslam'ı seçilmiş İslam'dı" ifadelerini kullandı.  Öte yandan Demir, Aliya İzzetbegoviç'in Bosna Hersek Savaşı'nı ahlâkıyla yürüttüğünü dile getirdi. Demir, İzzetbegoviç'in "Bir savaşı düşmanınıza benzediğiniz zaman kaybedersiniz" sözünü örnek vererek, intikam ve kin duymadan ama geçmişi unutmadan hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca Demir, Türkistan'daki Müslümanlıkla Balkanlar'daki Müslümanlığın birbirine çok benzediğini ifade ederek, Aliya İzzetbegoviç'in önemine işaret etti. İSTANBUL İSLAMCILIĞI VE ALİYA İZZETBEGOVİÇ Ardından panelistlerden Prof. Dr. Özcan Güngör, Bilge lider Aliya İzzetbegoviç'in dinin araç olarak kullanılmasına karşı çıktığını 4 yaklaşım üzerinden anlattı. Güngör; araçsal yaklaşım, diyalektik yaklaşım, dinsel yaklaşım ve liberal yaklaşım üzerinden İzzetbegoviç'ten kendi dünyasını imgeleyerek söz etti. Aliya İzzetbegoviç'in hem faşizm hem nazizim hem de komünizm dönemlerini gördüğünü ve kendi siyaset anlayışını bu noktada modelleyerek yeniden inşa ettiğini belirtti. Güngör, İstanbul İslamcılığı olarak nitelendirdiği kavram çerçevesinde Aliya İzzetbegoviç'in tarikat ve cemaatlere, bununla birlikte dayatmaya dayalı devrimlere karşı olduğunu söyledi. "İNSAN OLMAK VE İNSAN KALMAK..." Dr. Osman Arslan konuşmasına, Balkanlar'ın evlad-ı fatihan toprakları olduğunu vurgulayarak başladı. "Bosna bizim kaybettiğmiz uzvumuz gibidir. Ne zaman Bosna'da bir acı olsa bizim vücudumuzda hissedilir" diyerek başladığı sözlerine, Sırp birliklerin Bosna Hersek'teki acı katliamlarına işaret etti. Mavi kelebekler sayesinde savaşın ardından toplu mezarların bulunduğunu ve soykırımın tüm dünyaya kanıt olarak sunulduğunu anımsatan Arslan, Balkanlar'daki durumu değerlendirdi. Arslan, böyle bir ortamda "insan olmak ve insan kalmanın" altını çizerek Aliya İzzetbegoviç'in not aldığı şu ifadeleri dile getirdi: "İnsan olmak ve insan kalmak... Allah'a karşı en büyük sorumluluğumuzdur. İnsan, insanlığından çıktığı noktalardadır. Fakat siz o anda bile ahlakınızdan, ilkelerinizden ve benliğinizden ayrılmamlısınız" Arslan sözlerine, "Aliya, 'İnsan kalmanın en önemli sırrı ise her şartta ahlkalı kalmak, ajlakı koruyabilmektir. Aliya İzzetbegoviç ahlakın daha doğrusu insan kalmanın siyaseti uygulama biçiminde denemiştir. Siyasete uyguladığı zaman insan kalmayı, başkalarına saygı bakımından çoğulcu, demokratik sistemin, hakları korumak bakımından da hukuk devletini karşılayan şekilde hareket eder. İnsan kalmanın mümükün olduğu rejim, çoğulcu, demokratik, hukuk devletidir' der. Dolayısıyla çoğulcu, demokratik, hukuk devleti zemininde ancak insanlar insan olarak kalabilirler. İnsan kalmanın en önemli özelliği özgürlüktür. Ahlaklı olmanın şartı da özgür olmaktır. Bu nedenle ahlaklı olacaksanız özgür olmalısını, özgür olursanız ancak insanlığınızı koruyacaksınız" ifadeleriyle son verdi. PROGRAM FOTOĞRAF ÇEKİMİ İLE SONA ERDİ Panelin ardından panelistlere katılımcı belgesi takdim edildi. Öte yandan Vakıf, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş, organizasyona katkı sağlayan Küresel Diplomasi ve İş Birliği Topluluğu Başkanı Harun Reşit Öcal ve Uluslararası İlişkiler Araştırma ve Geliştirme Topluluğu Başkanı Muhammed Nuri Yalçın'a hediye verdi. Program toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. Programın sonunda Dr. Osman Arslan öğrencilere, kaleme aldığı "Bilge Aliya" kitabını imzaladı. 

Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç 98 yaşında! Haber

Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç 98 yaşında!

Bosna Hersek'in varoluş mücadelesine önderlik eden, bağımsız Bosna Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç, bugün doğumunun 98. yıldönümünde rahmetle anılıyor. "Bilge Lider" veya meşhur deyimiyle "Bilge Kral" olarak anılan İzzetbegoviç; Türk, Boşnak ve Müslüman halkların gönlünde yer etmiş, adını tarihe altın harflerle kazımıştı.  Bundan tam 20 yıl önce hayatını kaybeden öncü lider İzzetbegoviç hala unutulmadı. Avrupa'daki Türk, Müslüman ve Boşnak kimliğiyle yok olma mücadelesine boyun eğmeyenler bugün İzzetbegoviç'in izinden yürümeye devam ediyor. ALİYA İZZETBEGOVİÇ KİMDİR? Babası Mustafa ve annesi Hiba’nın beş çocuğundan birisi olan Aliya, 8 Ağustos 1925’te Bosanski Samac şehrinde dünyaya geldi. Dedesinin ismini ona verdiler. Dedesi Aliya, İstanbul’da askerlik yaparken Üsküdarlı bir Türk olan Sıdıka Hanım ile evlendi. Aliya İzzetbegoviç’in büyükannesi bir Türk’tü. Küçük yaşta ailesiyle Saraybosna’ya taşındı, eğitimine burada devam etti. Aliya, Yugoslavya Müslümanlarının yaşadığı ayrımcılığın farkında olarak büyüdü. İlk gençlik çağlarından itibaren okuyan ve fikirlerini savunabilen bir insan oldu. II. Dünya Savaşında Hırvat Ustaşa rejiminin işgal ettiği Bosna Hersek’te Müslümanların kimliği yok sayıldı ve zulme uğradılar. Aynı dönemde ırkçı Sırp Çetnikleri de Müslüman Boşnakları katletmeye başlamışlardı. İki grubun da temel hedefi bölgeyi Müslüman Boşnaklardan temizlemekti. BOSNA'DA GENÇ MÜSLÜMANLAR HAREKETİ Bilge Kral, Komünist Josip Broz Tito’nun yönettiği Yugoslavya döneminde Müslüman halkı bilinçlendirme çalışmalarına katıldı. “Mladi Musülmani- Genç Müslümanlar” hareketine katılan Aliya, öncü isimlerden biri haline geldi. Halkın yaşadığı zulüm ve zorluklara karşı yardım ve destek çalışmaları yürüten Genç Müslümanlar hareketine üye olan Aliya ve bazı arkadaşları “din bilincini uyandırılması” suçlamasıyla ile 1946 yılında hapis cezasına çarptırıldı. Boşnak halkının hakkını aramaktan hiç vazgeçmeyen Aliya, pek çok gazeteye takma ad ile köşe yazıları yazdı. 1970 yılında “İslam Deklarasyonu” kitabı yayımlandı. SARAYBOSNA SÜRECİ DAVASI VE ALİYA’NIN MAHKUMİYETİ Tito’nun 1980 yılında ölmesinin ardından Yugoslavya yeni bir sancılı döneme girdi. Aliya İzzetbegoviç, 1983’te 12 arkadaşıyla beraber yeniden tutuklandı. “Saraybosna Süreci” olarak tarihe geçen dava sonunda 14 yıl hapse mahkûm oldu. Hapisteyken “Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar: 1983-1988” adlı kitabını yazdı. 1988 yılında af çıkınca mahkûmiyeti sona erdi. Aliya İzzetbegoviç, bu dönemde Boşnakların hak mücadelesinin en önemli liderlerinden birisi olmuştu.1990 yılında Boşnakların kurduğu Demokratik Eylem Partisinin (SDA) ilk genel başkanı olarak seçildi. SDA ile daha ilk seçimde sağladığı başarı Aliya İzzetbegoviç’i Yugoslavya’ya bağlı Bosna Hersek’in başkanı yaptı. SIRP KASABI KARADZİÇ: BAĞIMSIZ BOSNA FİKRİ BOŞNAKLARIN SONU OLACAK! Yugoslavya, 1990 ve 1991 yıllarında büyük bir iç çatışmaya sürüklendi. Tüm halklar kendi geleceklerini kurma gayreti içine girdiğinde Bosna’da da bağımsız devlet olmak için çalışmalar başladı. Bosnalı Sırp siyasetçi Radovan Karadziç gibi politikacılar ise Bosna’nın bağımsızlık fikrinin Boşnakların sonu olacağını savunuyorlardı. Bağımsızlık için 29 Şubat 1992-1 Mart 1992 tarihinde referandum yapıldı. Bosnalı Sırpların boykot ettiği referandumdan yüzde 99.7 bağımsız Bosna Hersek kararı çıktı. Ancak, bu kararın ardından silahlı Sırp gruplar, Bosna Hersek’e saldırmaya başladılar. Boşnaklar da bu silahlı gruplara karşı Aliya’nın liderliğinde mücadele etmeye başladılar. SIRP ÇETNİKLERİN BOŞNAK SOYKIRIMI Sırp Çetnikler, savaş boyunca kadınları ve çocukları öldürmekten çekinmediler. Silahsız sivil halka yönelik büyük katliamlar yaptılar. Boşnakların evlerini ellerinden alıp şehirlerden sürdüler. Kadınlara tecavüz edip, toplama kamplarında masum halka akıl almaz işkenceler yaptılar. Pek çok şehirde soykırımlar yaşandı. Müslüman Boşnaklar, hem Sırplarla hem de Hırvatlarla savaşıyorlardı. Savaş 1995’te Dayton Anlaşması ile sona erdiğinde 200 bin insan ölmüş ve 1 milyon insan yerinden yurdundan olmuştu. Yapılan anlaşma Boşnakların haklarını korumasa da savaşı sona erdirmişti. Savaştan sonra Aliya İzzetbegoviç, Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı oldu. Savaş süresince halkıyla beraber cephelerde mücadele veren İzzetbegoviç, Avrupa’nın ortasında Boşnak halkının maruz kaldığı etnik soykırıma sessiz kalan dünyaya rağmen dimdik ayakta durarak Bosna’nın kurtuluş mücadelesini verdi. Bağımsız Bosna devletinin mimarı Aliya İzzetbegoviç, 19 Ekim 2003’te başkent Saraybosna’da vefat etti. Vasiyeti üzerine Saraybosna’daki Kovaçi Şehitliği’ne defnedildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.