SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Akpm

QHA - Kırım Haber Ajansı - Akpm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Akpm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

AKPM: Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığı cezasız kalmamalı Haber

AKPM: Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığı cezasız kalmamalı

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik süregelen saldırganlığına karşı yeni bir karar kabul etti. Kararda, Rusya’nın savaş suçları ve insan hakları ihlalleri nedeniyle uluslararası sorumluluk üstlenmesi gerektiği vurgulanırken, adaletin tesisi için kapsamlı bir uluslararası sürecin başlatılması çağrısında bulunuldu. AKPM Ukrayna Heyeti üyesi, Ukrayna Milletvekili Yevgeniya Kravçuk, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada AKPM’nin, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının cezasız kalmasını kınayan bir kararı kabul ettiğini bildirdi. Kararda, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı gerçekleştirdiği saldırganlık, işgal girişimleri ve soykırım dahil tüm suçlar nedeniyle uluslararası sorumluluk taşıması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, Avrupa Konseyi çatısı altında Rusya’nın saldırganlık suçuna ilişkin özel bir uluslararası mahkeme kurulması için gerekli hukuki belgelerin hazırlanmasının, memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Özel Mahkeme ile ilgili hukuki işlemlerinin gecikmeden tamamlanması çağrısı yapıldı. ADALETİN SAĞLANMASININ ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKİLDİ Romanyalı parlamenter Iulian Bulai tarafından sunulan ve 100 oyla kabul edilen kararda, adaletin sağlanmasının ve cezasızlığın önlenmesinin savaşı sona erdirmek için hayati öneme sahip olduğu ifade edildi. Bulai, özellikle büyük güçlerin uluslararası hukuku ihlal ederek kendi anlatılarını empoze etmeye çalıştığı bir dönemde, hukukun üstünlüğünün korunmasının temel bir öncelik olması gerektiğini vurguladı. 2014'TEN BERİ İŞLENEN İHLALLER BELGELENECEK Ayrıca kararda özellikle, 2014 yılından bu yana Rusya'nın Ukrayna’da işlediği tüm insan hakları ihlallerinin belgelenmesi ve kayıt altına alınmasının hayati öneme sahip olduğu belirtildi. Her türlü barış müzakeresinin insani boyutla başlaması gerektiği vurgulanan kararda, Rusya tarafından yasa dışı yollarla alıkonularak kendi topraklarına götürülen Ukraynalı çocukların iadesi, savaş esirlerinin ve sivil tutsakların serbest bırakılması çağrısı yapıldı.  TAZMİN MEKANİZMASI KURULUYOR AKPM, Uluslararası Tazminat Komisyonunun kurulması yönündeki sürecin başlatıldığını da duyurdu. Bu komisyonun, daha önce Ukrayna için kurulan Uluslararası Kayıp Kayıt Defteri'nin devamı niteliğinde olacağı ve Ukrayna’ya verilen zararların tazminine yönelik mekanizmaların oluşturulmasında önemli bir rol oynayacağı ifade edildi. Ayrıca, Avrupa’daki Ukraynalı sığınmacılara tanınan geçici koruma statüsünün, gerçek ve sürdürülebilir bir barış sağlanana dek yürürlükte kalması gerektiği kararda açıkça dile getirildi. ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI VE YAPTIRIM ÇAĞRILARI Bununla birlikte kararda, enerji güvenliği konusuna da özel vurgu yapıldı. Kararda, Avrupa’nın “Kuzey Akım-1” ve “Kuzey Akım-2” gibi projelere geri dönüş yapmaması gerektiği açıkça belirtildi. Rus gazının artık şantaj aracı olmaması gerektiğini belirten karar, Avrupa’nın Kremlin’in enerji baskılarına karşı birleşik ve dayanıklı olması gerektiğini vurguladı. AKPM Rusya’nın savaş sanayisine doğrudan hizmet eden metalurji şirketlerine, özellikle füze, SİHA, savaş uçağı ve hava savunma sistemleri için çelik sağlayan NLMK grubuna yaptırım uygulanması çağrısında bulundu. UKRAYNA-ABD KAYNAK ANLAŞMASINA AB UYUM UYARISI Kararda, Ukrayna ile ABD arasında planlanan yeni mineral kaynaklar anlaşmasına da değinildi. AKPM, böyle bir anlaşmanın yalnızca Ukrayna’nın Avrupa Birliği ile bütünleşme süreciyle uyumlu olması durumunda kabul edilebilir olduğunu belirtti. Anlaşmanın, AB’nin ortak pazar kurallarına aykırı olmaması gerektiği vurgulandı.

Trump, Putin'den kaçırılan Ukraynalı çocukları isteyecek Haber

Trump, Putin'den kaçırılan Ukraynalı çocukları isteyecek

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump'ın Millî Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, CBS News'e yaptığı bir açıklamada, ABD'nin Rusya'dan "güven inşasının bir parçası olarak" kaçırılan Ukraynalı çocukların iadesini isteyebileceğini söyledi.  Waltz bu eylemin iki ülke arasında "güven artırıcı" bir adım olacağını belirtti. Danışman, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Başkan Trump'ın her iki liderle de tutuklu değişimi hakkında konuştuğunu söyleyebilirim. Hem Ruslar hem de Ukraynalılar, görüşmelerinden hemen sonra yaklaşık 200 tutukluyu değiştirdiler. Ayrıca bu çocukların geleceği hakkında da konuştular. Bu yüzden kesinlikle ilk ve en önemlisi, bir bakıma güven artırıcı bir önlem." KAÇ UKRAYNALI ÇOCUK SINIR DIŞI EDİLDİ? Ukrayna'nın "Savaş Çocukları" isimli devlet platformunda paylaşılan bilgilere göre; Mart 2023 itibarıyla en az 19 bin 546 çocuk yasa dışı yollarla Rusya'ya sınır dışı edildi veya zorla transfer edildi. 2 bin 15 çocuk ise kayıp olarak değerlendiriliyor. SON BİR YILDA RUSYA'NIN KAÇIRDIĞI 600 UKRAYNALI ÇOCUK ÜLKESİNE GERİ DÖNDÜ Ukrayna Parlamentosu İnsan Hakları Yetkilisi (Ombudsman) Dmıtro Lubinets, 2 Şubat 2025 tarihinde yaptığı açıklamada; 2024 yılında Uluslararası Ukraynalı Çocukları Geri Getirme Koalisyonunun yardımları sayesinde işgalci Rusya tarafından kaçırılan yaklaşık 600 Ukraynalı çocuğun ülkelerine geri getirilmesinin mümkün olduğunu açıkladı. RUSYA, UKRAYNALI ÇOCUKLARI KAÇIRIYOR! Kremlin, sözde tahliye bahanesiyle işgal altına aldığı Ukrayna bölgelerinden çocukları ailelerinden kopararak Rusya’ya kaçırıyor. Rusya, işgal altına aldığı Ukrayna bölgelerinden kaçırdığı çocuklara fiziksel ve psikolojik baskı uyguluyor. Ukrayna’ya iade edilen çocuklar, Rusya’da aşağılandıklarını ve kötü muamele gördüklerini anlatıyor. Ukrayna yönetimi, yaklaşık 20 bin Ukraynalı çocuğun, Rusya tarafından kaçırıldığını resmi olarak teyit etmişti. Rus tarafı, işgal altındaki Ukrayna topraklarından tahmini 700 bin çocuğun kaçırılmasını, sözde tahliye bahanesine sığınarak savunmaya çalışıyor. ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNDEN PUTİN HAKKINDA YAKALAMA KARARI Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), çocuk kaçırma dahil Ukrayna'da işlenen suçlara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova hakkında "savaş suçu" gerekçesiyle yakalama kararı çıkarıldığını duyurmuştu. AKPM, UKRAYNALI ÇOCUKLARIN RUSYA’YA KAÇIRILMASINI SOYKIRIM OLARAK TANIDI AKPM, Nisan 2023’de Ukraynalı çocukların ve genel olarak Ukraynalı sivillerin işgalci Rus güçleri tarafından Rusya'ya kaçırılması çerçevesinde bir kararı kabul etti. Ukraynalı çocukların ve yetişkinlerin Rusya'ya zorla sınır dışı edildiği ifade edilen kararda; Rusya'nın işgal ettiği Ukrayna bölgelerindeki insanları ve çocukları nasıl kaçırdığı ve işkence uyguladığı açıkça ifade edildi. Kararda, uluslararası hukuk normlarına göre zorla sınır dışı etmenin bir soykırım uygulaması olduğu, bu nedenle tüm vakaların soruşturulması ve olaya karışan herkesin hesap vermesi gerektiği belirtildi.

Leniye Umerova: AKPM'de Rus esaretinin dehşetini anlattık Haber

Leniye Umerova: AKPM'de Rus esaretinin dehşetini anlattık

Ukrayna ile Rusya arasında gerçekleşen esir takası sonucunda serbest bırakılan, eski siyasi tutsak Kırım Tatarı Leniye Umerova, insan hakları savunucusu, gazeteci, asker, eski savaş esiri Maksım Butkevıç, Ukrayna deniz piyadesi, eski savaş esiri Yulian Pılıpey; Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin (AKPM) kış oturumunda kendi yaşadıklarını anlatarak Rus esaretinde alıkonulan Ukraynalı savaş askerlerinin ve sivil esirlerin durumuna dikkat çekti. Kırım Haber Ajansına konuşan eski siyasi tutsak Kırım Tatarı Leniye Umerova, toplantı hakkında şunları kaydetti: Rusya Federasyonu'ndaki hapishanelerde bulunan sivil ve askeri esirler hakkında dört komite önünde konuştuk. Rusya Federasyonu insan haklarını baltalamaya ve bu hakların korunmasına yönelik mekanizmaları yok etmeye devam ediyor. Savaşın, Avrupa için kuru bir gerçekler dizisi haline gelmemesi için kişisel hikayelerin paylaşılması önemliydi. Ben sivil esir olarak, Yulian Pılıpey ve Maksım Butkevıç ise savaş esiri olarak kendi hikayelerimiz üzerinden Rus esaretinin dehşetini anlattık. Leniye Umerova, Rus güçleri tarafından yasa dışı olarak kaçırıldığını, avukatla görüşmesine izin verilmeden alıkonulduğunu, kendisine fiziksel ve psikolojik baskının uygulandığını anlattı. Eski savaş esirleri Pılıpey ve Butkevıç’ın ise kendi deneyimlerini paylaştığını belirten Umerova, “Eminim ki bizi anladılar. Etkinlikten sonra insanlar yanıma geldiler, ilgi gösterdiler ve bireysel olarak esirlerin serbest bırakılmasına yardımcı olmak için elçi olmayı teklif ettiler. Ayrıca Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Theodore Rousopoulos, Avrupa Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Bjorn Berge ve İnsan Hakları Komiseri Michael O'Flaherty ile de görüşmelerde bulunduk. Hikayelerimizden çok etkilendiler ve nasıl yardımcı olabileceklerini sordular” diyerek Avrupa'da Kırımlı siyasi tutsaklar hakkında yeterince bilgi olmadığını ve bunun değişmesi gerektiğini vurguladı. LENİYE UMEROVA KIRIM'A GİRİŞ YAPMAK İSTERKEN ALIKONULDU Kırım Tatarı Leniye Umerova, kanser hastası olan ve durumu kötüleşen babasını görmek için 4 Aralık 2022’de Kıyiv’den Rus işgali altındaki Kırım’a doğru yola çıktı. Rusya-Gürcistan sınırını geçtikten sonra Rus yetkililer, sözde “rejim bölgesinin kurallarını ihlal” bahanesiyle Umerova’yı yasa dışı olarak alıkoydu. Rus mahkemeleri, farklı bahanelerle Umerova hakkında tutuklama kararı aldı. Mayıs 2023’te FSB’nin Leniye Umerova'yı Moskova’daki Lefortovo tutukevine sevk ettiği ve ona “casusluk” suçlaması yönelttiği ortaya çıktı. Dava dosyalarında “devlet sırrı” olarak sınıflandırılan belgelerin olması bahanesiyle Leniye Umerova’nın duruşmaları hep kapalı şekilde düzenlendi. Leniye Umerova, bir buçuk yıl boyunca türlü gerekçelerle Rusya tarafından haksız yere alıkonulan ve 13 Eylül 2024 tarihinde Rusya ile Ukrayna arasında gerçekleştirilen esir takası kapsamında serbest bırakıldı. UKRAYNALI ASKER VE GAZETECİ MAKSIM BUTKEVIÇ Haziran 2022’de esir alınan ve Ekim 2024’te esir takası sonucu serbest bırakılan insan hakları savunucusu, gazeteci ve asker Maksım Butkevıç, Rus esaretinde 2 yıl geçirdi. Esir tutulurken Butkevıç hakkında düzmece bir dava açıldı. Bu dava çerçevesinde Rus mahkemesi hakkında 12 yıl hapis cezası kararı aldı. DENİZ PİYADESİ YULİAN PILIPEY Deniz piyadesi Yulian Pılıpey, Mariupol’da Nisan 2022’de Ruslara esir düştü. Rus esaretinde 2,5 yıl geçiren Pılıpey; işkence, açlık ve kötü muameleye maruz kaldı. Hakkında açılan düzmece dava çerçevesinde Rusya’da 44 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Savaş esiri 2024 yılının sonbaharında gerçekleşen esir takası sonucu Ukrayna’ya iade edilmişti.

Nariman Celal, AKPM’de Rusya’nın siyasî tutsaklara uyguladığı işkenceleri anlattı Haber

Nariman Celal, AKPM’de Rusya’nın siyasî tutsaklara uyguladığı işkenceleri anlattı

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı Nariman Celal, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) çalışmaları çerçevesinde düzenlenen “Ukraynalı savaş esirleri ve yasa dışı olarak alıkonulan sivillerin Rus esaretinden kurtarılması” konulu etkinlikte konuşma yaptı. KTMM Başkan Yardımcısı Celal, işgalci Rus güçlerinin, alıkoyduğu sivillere yönelik olarak uyguladığı fiziksel ve psikolojik işkenceleri anlattı. Yakın zamada Rus esaretinden kurtulan Nariman Celal, savaş esirleri gibi Rus işgal güçleri tarafından siyasî güdümlü davalar çerçevesinde alıkonulan neredeyse herkesin aşağılayıcı muameleye, psikolojik, fiziksel şiddete ve işkenceye maruz bırakıldığına dikkat çekti. Kendi davasını örnek olarak anlatan KTMM Başkan Yardımcısı, şu ifadeleri kullandı: “2021'de 3 Eylül'ü 4 Eylül'e bağlayan gece benim davam çerçevesinde 5 kişi alıkonuldu. Bunlardan dördü ağır fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz bırakıldı. Örneğin dostum Asan Ahtemov, şu an Rusya'nın Vladimir kentindeki cezaevinde tutuluyor. Asan Ahtemov darp edildi, kulaklarını elektriğe bağlayıp işkence yaptılar. Arabaya oturtup ıssız bir yere götürdüler ve onu öldürmekle tehdit ettiler. Verdikleri kağıtları imzalamak istemediğinde ise çocuklarını öldürmekle tehdit ettiler. Ona doğrudan şunu söylediler:  ‘Sen hapistesin ama çocukların okula gidiyor. Bir düşün, bir gün yolda karşıdan karşıya geçerken onlara aniden araba çarpabilir.’  Bundan sonra artık Asan gördüğü fiziksel ve psikolojik şiddete dayanamadı ve yalan ifadeyi imzalamayı kabul etti. Onun kuzeni Aziz Ahtemov da o sırada darp edilmişti ve ona “Asan’ı öldürdük seni de öldürürüz” dediklerinde işgalcilerin verdiği kağıtları imzalamak zorunda kaldı. Aziz’in anlattığına göre, sorgu sırasında Asan’ın çığlıklarını ve silah seslerini duydu, ondan sonra da Asan’ı öldürdüklerini söylediler. Aziz korktuğu için işgalcilerin istediğini yaptı. Eldar Adamanov ve Şevket Useinov da işkence gördü ve daha sonra iddia makamının tanığı olarak mahkemeye çıktılar. Ancak mahkemede işkence gördüklerini bu yüzden yalan ifade vermek zorunda kaldıklarını itiraf ettiler. Hakimler ise bu ifadeyi görmezden geldi. Sadece sorgulamada verdikleri ifadelere göre hareket ettiler.” SİYASΠTUTSAKLAR İÇİN AYRI GÖZALTI MERKEZİ AÇILDI İşgal edilen Ukrayna topraklarında Rus işgal güçleri tarafından yasa dışı olarak alıkonulan Ukrayna vatandaşlarının neredeyse tümünün işkenceye maruz bırakıldığını vurgulayan Celal, “Akmescit’te hatta siyasî güdümlü davalar çerçevesinde alıkonulan Ukrayna vatandaşları için ayrı bir gözaltı merkezi açıldı. 2 numaralı gözaltı merkezi. Neredeyse 6 ayımı orada geçirdim. Orası insanlara, insanlık dışı muamelenin uygulandığı yer. Bu yerde insanlar hem fiziksel hem psikolojik işkence görüyor. Her sabah ve her akşam eğilerek hücreden koridora koşuyorduk ve isimlerimizi söylüyorduk. O sırada bizi dövebilirlerdi. Ayrıca sürekli bizi Rusya milli marşını ezberleyip söylemeye zorluyorlardı. Böylece ilgili gözaltı merkezinde bulunan insanlara psikolojik işkence uygulanıyordu. Çünkü 2 numaralı gözaltı merkezinde tutulan herkes Ukrayna yanlısı tutumu savunduğu için hapsedilmişti.” dedi. Celal, Akmescit’teki 2 numaralı gözaltı merkezinde 3. katın erişime kapalı olduğunu ve işgal altına alınan Herson ve Zaporijjya’da alıkonulan insanların orada ayrı tutulduğunu, bu insanların sürekli darp edildiğini ve işkencelere maruz bırakıldığını kaydetti. Rus esaretinde bulunan Ukrayna vatandaşlarının en kısa zamanda serbest bırakılmasını dilediğini belirten KTMM Başkan Yardımcısı, “Ama bu bize ve size bağlıdır. Rusya’yı uluslararası hukuka uymaya zorlamalıyız. En azından esirlerimizi düzgün şartlarda alıkoyması, tıbbî bakım sağlaması, düzgün yemek vermesi ve kurallara göre esirlere muamele etmesi için zorlayabiliriz.” şeklinde konuştu. İŞGALCİLER TIBBÎ YARDIM SAĞLAMAYARAK SİYASΠTUTSAKLARI YAVAŞ YAVAŞ ÖLDÜRÜYOR İhtiyaç duydukları tıbbî bakım sağlanmadığı için sivil esirlerin esarette hayatını kaybettiğini vurgulayan Celal, “Şu an en az 3 siyasî tutsağın Rus hapsinde öldüğünü  biliyoruz. Bunlardan ikisi işgal altındaki Kırım’dan; Cemil Gafarov ve Kostyantın Şıring. Şu an sağlığı riskli durumda olan insanlar var. Bunlardan biri Tofik Abdülgaziyev. O çok ağır derecede hasta. Hatta Rus yasalarına göre bu hastalıklarla cezaevinde tutulmaması gerekiyor. Ancak Rus mahkemesi onun cezaevinde kalması yönünde karar veriyor ve o şu anda hapiste yavaş yavaş ölüyor. Eşiyle görüştüm, o artık kocasını hayatta görebileceğinden bile emin değil. Tüm bunlar Rus işgali altında yaşayan vatandaşların gerçekliğidir. Sizi, elinizdeki olanakları kullanarak Ukrayna’ya bu insanları esaretten kurtarmaya ve yardım etmeye çağırıyorum.” dedi.

Nariman Celal: 21 yurttaş gazeteci Rus esaretinde! Haber

Nariman Celal: 21 yurttaş gazeteci Rus esaretinde!

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı Nariman Celal, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) çalışmaları çerçevesinde düzenlenen “Ukraynalı savaş esirleri ve yasa dışı olarak alıkonulan sivillerin Rus esaretinden kurtarılması” konulu etkinlikte konuşma yaptı. Nariman Celal konuşmasında, işgalci Rus yönetiminin hak ihlallerini dünyaya duyurmaya çalışan 21 yurttaş gazetecinin şu an Rus cezaevlerinde alıkonulduğunu belirtti. Kırım'da çok sayıda insanın kaçırıldığını ve onlara ne olduğunu hâlâ bilmediğini belirten Celal, “Aralarında dostlarım da var. Mesela Mayıs 2016’da kaçırılan Ervin İbragimov. Annesi ve babası hâlâ onu bekliyor. Serbest bırakıldığında bana, ‘Rus esaretindeyken onu hiç gören veya hakkında bir şey duyan insana denk geldin mi?’ diye sordular. Onlara ne cevap vereceğimi bilemedim.” dedi. Nariman Celal, Rusya'nın 2014'ten bu yana Kırım’da uluslararası hukukla öngörülen tüm insan hakları ve özgürlükleri ihlal ettiğini belirtti.  İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARDA YAŞANAN HAK İHLALLERİ YURTTAŞ GAZETECİLER TARAFINDAN DUYURULUYOR İfade özgürlüğünün ihlal edildiği vakalara şahsen şahit olduğunu kaydeden KTMM Başkan Yardımcısı, “İnsanların alıkonması ile ilgili bazı sorunları ele almak amacıyla toplanmamızı yasaklıyorlardı. Bazı insanları Kırım'dan kovdular. Bunların arasında Kırım Tatarlarının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov ve bazı KTMM üyeleri yer alıyor. Öte yandan mesela Kırım'daki durum hakkında haber yapmak isteyen Ukraynalı gazetecilerin Kırım'a girişini de yasakladılar. Profesyonel bağımsız gazetecilerin Kırım'a erişimi kesildiğinde yurttaş gazetecilik olayı ortaya çıktı. Bunlar işgal altındaki topraklarda yaşanan hak ihlallerini dünyaya duyurma görevini üstlenen sıradan insanlar. Halihazırda Rus hapishanelerinde yaklaşık 21 yurttaş gazeteci alıkonuluyor. Çoğunu yakından tanıyorum. Gerçeği söylemek isteyen herkesin ağzını kapatma isteği Rus işgalinin ana özelliklerden biridir.” ifadelerini kullandı. Celal, AKMP'yi Rusya tarafından alıkonulan Ukrayna vatandaşı savaş esirleri ve siyasî tutsakları serbest bırakılması konusunda elinden gelen her şeyi yapmaya davet etti.

AKPM: Mevcut savaş, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik soykırım politikasının yeni bir aşamasıdır Haber

AKPM: Mevcut savaş, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik soykırım politikasının yeni bir aşamasıdır

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, bugün “Holodomor’un 90. yıl dönümünün anılması: Ukrayna bir kez daha soykırım tehdidiyle karşı karşıya" başlıklı kararı kabul etti. Kararda, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü saldırgan savaşın, Ukrayna ulusunu yok etmeye yönelik önceki girişim bağlamında değerlendirilmesi ve bunun Rusya'nın soykırım politikasının yeni bir aşaması olarak görülmesi gerektiği vurgulandı. 80 AKMP üyesi tarafından desteklenen kararda bir kere daha, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle Ukrayna’da 1932-1933 yılları arasında uygulanan ve milyonlarca Ukraynalının ölümüne sebep olan Holodomor'un (sunî açlık) Ukrayna halkına karşı yapılan bir soykırım olduğu teyit edildi. UKRAYNA YİNE SOYKIRIM TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYA Ayrıca kararda AKPM’nin, Ukrayna'nın Rusya Federasyonu tarafından başlatılan geniş çaplı işgal saldırısı sırasında karşı karşıya kaldığı soykırım tehdidinden derin endişe duyduğu ifade edildi. Bu bağlamda, Ukrayna halkının bağımsız bir ulus olarak var olma hakkını reddeden en üst düzey Rus yetkililerin açıklamalarına dikkat çekildi. Belgede, Rus ordusunun Ukrayna'ya karşı savaşta kullandığı yöntemlerin ve geçici olarak işgal altında bulunan Ukrayna topraklarındaki Rus yetkililerin yasa dışı eylemlerinin, bu açıklamaların sadece bir tehdit olmadığını gösterdiği belirtildi. AKPM, Buça, İrpin ve diğer şehirlerdeki toplu katliamların, yoğun nüfuslu bölgelerde güçlü patlayıcılar, termobarik ve misket bombalarının kullanılmasının savaş suçu olduğunu ve bunların geniş ölçekli sistematik doğası göz önüne alındığında insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu vurguladı. Aynı zamanda kararda şehirlerin kuşatılması ve yıkılması, Ukrayna'daki hayatî önem taşıyan sivil altyapının sistematik bombardımanı ve tahrip edilmesi, geçici işgal altında bulunan Ukrayna topraklarındaki Ukrayna yanlısı aktivistlere sistematik olarak zulmedilmesi, geçici işgal altında bulunan bölgelerde yaşayanların zorla Rus ordusuna askere alınması, Ukrayna'nın kültürel mirasının sistematik olarak yok edilmesi gibi ihlallere de dikkat çekildi.  Kararda, “On binlerce Ukraynalı çocuğun Rusya’nın uzak bölgelerine ve Belarus’a zorla nakledilmesi ve sınır dışı edilmesi bir savaş suçudur, insanlığa karşı bir suçtur ve bir soykırım unsuru oluşturabilir.” ifadesi yer aldı. Holodomor'u Ukrayna halkına karşı bir soykırım eylemi olarak tanıyan AKPM, tüm ulusal parlamentoları ilgili kararları kabul etmeye çağırdı. Ayrıca AKPM, üye devletlerin hükûmetlerine, Ukrayna halkının soykırım saldırısına karşı mücadelesine yardım etmeye ve insanlığa karşı işlenen suçlar ile savaş suçlarının sorumlularını adalet önüne çıkarmak için mümkün olan her şeyi yapmaya çağırdı. UKRAYNA AKPM’YE TEŞEKKÜR ETTİ Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, AKPM’nin ilgili kararını kabul etmesini memnuniyetle karşıladığını duyurdu. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, "AKPM üyelerine dayanışmaları ve destekleri için derinden minnettarız. Bu yenilenen karar, uluslararası topluma daha fazla Rus zulmünün önlenmesi ve bu korkunç suçların sorumlularının adalet önüne çıkarılmasının acil gerekliliği konusunda güçlü bir hatırlatma görevi görmektedir." ifadelerine yer verildi. Ukrayna'nın egemenliğini savunma ve halkını koruma arzusunda kararlı olduğunu vurgulayan Bakanlık, “Tüm devletleri ve uluslararası örgütleri 1932-1933 yılları Holodomor’u Ukrayna halkına karşı işlenen soykırım eylemi olarak kabul etmeye, Rusya'nın devam eden saldırgan ve soykırım eylemlerini kınamaya ve Ukrayna'nın özgürlük, insan hakları ve hukukun üstünlüğü mücadelesine destek vermeye davet ediyoruz.” çağrısında bulundu. HOLODOMOR SOYKIRIMI 1932-1933 yıllarında Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde, Sovyet idaresinin uygulamaları nedeniyle toplu açlık meydana geldi. Milyonlarca insan bu trajedide hayatını kaybetti. Ukrayna Milli Güvenlik Servisi, Holodomor davasının sorgusu sırasında ortaya çıkan bilgilere göre suni açlıktan 3 milyon 941 bin kişinin öldüğünü açıkladı. Açlığın kasıtlı olarak meydana getirildiği ispat edilirken, Rusya ise gerçekleri reddederek Ukrayna’daki açlığın 1932-1933 yılında SSCB’de meydana gelen açlığın bir parçası olduğunu ileri sürüyor. 26 Kasım 1998 yılında dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kuçma’nın kararı ile kasım ayının son cumartesi günü Holodomor Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan edildi. 2006 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko’nun inisiyatifi ile Holodomor’un soykırım olduğunun açık şekilde inkâr edilmesi için ceza öngören yasa kabul edildi. Stalin Rusyası’nın gerçekleştirdiği Holodomor katliamı, uluslararası kamuoyunun da ilgisini çekti. Günümüzde AB, Fransa, Slovenya, Kanada, ABD, Avustralya, Portekiz, Almanya, Çekya, Vatikan, Estonya, Litvanya, Letonya, Gürcistan, Polonya, Macaristan, Ekvador, Kolombiya, Meksika, Paraguay ve Peru dahil yaklaşık 30 ülke Holodomor’u soykırım olarak tanıdı. AKPM ilk kez Ekim 2023'te Holodomor'u soykırım eylemi olarak nitelendiren bir kararı kabul etti.

AKPM, Kırım Tatarlarının sürgününü soykırım eylemi olarak tanıma çağrısında bulundu Haber

AKPM, Kırım Tatarlarının sürgününü soykırım eylemi olarak tanıma çağrısında bulundu

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Ukrayna Parlamentosunun (Verkhovna Rada) talebine yazılı bir bildiriyle yanıt vererek, sürgünün Kırım Tatar halkına yönelik soykırım olarak tanınması çağrısında bulundu. Belge Litvanya, Letonya, Estonya, Monako, Romanya, İspanya, Arnavutluk, İsveç, Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye'den milletvekilleri tarafından imzalandı. Belgede AKPM, Kırım Tatarlarının insan haklarının Sovyetler Birliği ve Rusya tarafından ihlal edilmesini kınamakta ve tüm ortaklara, Kırım Tatar halkının 1944'te sürgün edilmesini soykırım olarak tanımaya çağırdı. AKPM açıklamasında, "18 Mayıs'ta Ukrayna, 1944'te Kırım Tatarlarının Kırım'dan sürülmesinin kurbanlarını anıyor. Yaklaşık 200 bin Kırım Tatarı, yani tüm ulus 3 gün içinde sürgün edildi ve en az yüzde 46'sı Orta Asya yolunda ve sürgünün ilk birkaç yılında hayatını kaybetti. 80 yıl önce gerçekleştirilen bu soykırımın kurbanlarını anıyor, 2014 yılından bu yana Rusya İmparatorluğu, SSCB ve şimdi de Rusya Federasyonu tarafından ayrımcılığa maruz kalan Kırım Tatarlarına saygılarımızı sunuyoruz. Hem SSCB hem de Rusya tarafından, Kırım Tatarlarını anayurtlarından mahrum etmeye yönelik tüm hak ihlallerini kınıyoruz ve tüm ortaklarımızı, örneği takip etmeye ve 1944'teki tehciri Kırım Tatarlarına karşı bir soykırım eylemi olarak tanımaya çağırıyoruz." ifadelerini kullandı. Ayrıca AKPM, uluslararası topluma, Kırım'daki insan hakları ihlallerine, Kırım Tatarlarına yönelik zulme son verilmesi ve Kremlin'deki tüm tutukluların serbest bırakılması için Rusya'ya yönelik diplomatik baskıyı artırma çağrısında bulundu. Çağrıda, "Yalnızca Ukrayna'nın zaferi, yerel Kırım Tatar halkına yönelik baskıyı durdurabilir ve insan haklarına saygıyı yeniden tesis edebilir." açıklaması yapıldı. 8 Mayıs'ta Ukrayna Parlamentosu (Verkhovna Rada), yabancı ülkelere ve uluslararası kuruluşlara, 1944'te Kırım Tatarlarının sürgününü soykırım olarak tanımaya ve 18 Mayıs'ta Kırım Tatar soykırımı kurbanlarının anma törenlerine katılmaya çağrıda bulundu. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI'NIN 80. YILI 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin diktatörü Stalin’in emriyle Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuldu. O döneme değin gerçekleşen Vatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan bölgesinde kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

AKPM, Putin'i Rusya'nın meşru başkanı olarak tanımayı reddetti Haber

AKPM, Putin'i Rusya'nın meşru başkanı olarak tanımayı reddetti

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Vladimir Putin'i Rusya Federasyonu'nun meşru başkanı olarak tanımayı reddetti. AKPM, Avrupa ülkelerine Rusya ile insani yardım dışındaki tüm temasları durdurma çağrısında bulundu. AKPM, 17 Nisan 2024 tarihinde “Aleksey Navalnıy'ın ölümü ve Vladimir Putin'in totaliter rejimine ve onun demokrasiye karşı savaşına karşı koyma ihtiyacı” başlıklı kararı kabul etti.  Belgede, “Rusya Federasyonu'nda 2000 yılından bu yana kesintisiz olarak Devlet Başkanı ya da Başbakan olarak iktidarda bulunan Vladimir Putin, Temmuz 2020'de kabul edilen ve Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu (Venedik Komisyonu) ile AKPM tarafından gayri meşru kabul edilen Rusya Anayasası değişiklikleri sayesinde 2036 yılına kadar görevde kalabilecek. Vladimir Putin iktidara geldiğinden beri demokrasiye karşı savaş açan ve eski Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra kurulan Avrupa ve küresel düzeni yeniden şekillendirmeyi amaçlayan bir rejim inşa etmektedir. Transdinyester'in işgali, 2008'de Gürcistan'ın işgali, 2014'ten bu yana Ukrayna'ya karşı yürütülen savaş, toprakların yasa dışı ilhakı ve işgali, Rusya Federasyonu içinde ifade özgürlüğünün yok edilmesi, dünya çapındaki dezenformasyon savaşı, Rusya Federasyonu içinde ve dışında siyasi muhaliflerine yönelik zulüm ve suikastlar ayrıca siyasi görüşleri suç sayan bir mevzuat sisteminin oluşturulması Vladimir Putin rejiminin özelliklerinden sadece birkaçıdır, ancak hepsi değildir. Aleksey Navalnıy'ın hukuksuz bir şekilde hapsedilmesi ve bunun sonucunda ölümü, Vladimir Putin rejiminin politikasının ve demokrasiye karşı savaşının bir devamıdır.” ifadelerine yer verildi. PUTİN SÖZDE SEÇİMLER SONUCU "BAŞKAN" OLDU Putin’in 17 Mart 2024 tarihinde düzenlenen, sürecin başından itibaren gerçek bir rakibinin aday olmasına bile izin verilmeyen, özgür ve adil olmayan sözde başkanlık seçimi sonucu tekrar devlet başkanı seçildiği kaydedilen belgede, “AKPM, 2519 (2023 tarihli) sayılı kararı doğrultusunda, Vladimir Putin'in Rusya Federasyonu Devlet Başkanı olarak meşruiyetini tanımıyor ve Avrupa Konseyi üyesi ile gözlemci devletler ayrıca, Avrupa Birliği'ne, insani amaçlar ve barış arayışları dışında, kendisiyle her türlü teması kesmeleri çağrısını yineliyor. AKPM, Vladimir Putin'in menfaati için başkanlık dönem sınırlamalarının kaldırılmasının sadece Rusya Anayasası'nı değil aynı zamanda yerleşik uluslararası hukuk ilkelerini de ihlal ettiğini hatırlatıyor.” denildi. RUS ORTODOKS KİLİSESİNİN DİNLE HİÇBİR İLGİSİ YOR Bunun dışında belgede, Rusya karşıtı yaptırımları güçlendirme, Ukrayna'ya askerî yardım sağlama, Ukrayna'daki çatışmaların kurbanları için uluslararası bir tazminat ödeme mekanizması oluşturma, Moskova'ya yaptırımları delmesine ve Ukrayna'daki savaşı sürdürmesine yardımcı olan ülkelerin, gerçek ve tüzel kişilerin bir listesini çıkarma ayrıca Rus Ortodoks Kilisesini dinle hiçbir ilgisi olmayan bir "Rus nüfuz aracı" olarak tanıma çağrıları yapıldı. Putin’in Rus muhalif lider Aleksey Navalnıy'ın öldürülmesinden sorumlu olarak kabul edilen belgede muhalifin ölümünün uluslararası bir komisyon tarafından soruşturulması çağrısında da bulunuluyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.