ABD Kongresinde neden Uygur Dostluk Grubu kuruldu?
Çin, işgal ettiği Doğu Türkistan'da senelerdir baskı ve zulüm politikasına devam ediyor. 2017 yılından günümüze kadar bölgede, Doğu Türkistanlılar toplama kamplarına alınarak asimilasyon ve soykırıma maruz kalıyor. Bu kapsamda, ABD Kongresinde Doğu Türkistan’ı yakından takip etmeyi amaçlayan Uygur Grubu kuruldu.
Uygur Araştırmaları Merkezi İcra Direktörü Abdulhakim İdris, Kırım Haber Ajansına (QHA) Uygur Dostluk Grubunun önemini anlattı.
"DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ BASKI VE ZULÜMLERİ DÜNYAYA DUYURMAK AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİDİR"
Uygur Dostluk Grubunun önemi nedir?
"Amerikan Kongresinde, 16 Nisan’da Uygur Hareketi’nin öncülüğünde kurulan Uygur Dostluk Grubu, Doğu Türkistan’da yaşanan Uygur soykırımın durdurulması ve uluslararası kamuoyunda yankı bulması için çok önemlidir. Şunu ifade etmek gerekir ki, bugün Ukrayna’daki savaş, Ortadoğu’daki gerilim, gelişmiş ülkelerdeki ekonomik krizler dünya gündeminin ilk sıralarında yer almaktadır. Çin Komünist Partisinin milyarlarca dolar harcayarak kurduğu dezenformasyon sistemi ile birlikte Doğu Türkistan’da milyonlarca insanın zulüm gördüğü Uygur Soykırımı dünyada tam olarak yankı bulamamaktadır. Bu nedenle ABD’de Konrgesinde Uygur Dostluk Grubunun kurulması Doğu Türkistan’daki baskı ve zulümleri dünyaya duyurmak açısından çok önemlidir. Bu grubun en önemli özelliği ise Kongre’de hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi üyelerin ortak desteği ile kurulmasıdır"
UYGUR SOYKIRIMINI DURDUMAK İÇİN ADIMLAR ATILACAK
ABD Kongresinde kurulan Uygur Dostluk Grubu neyi amaçlıyor?
"Uygur Dostluk Grubunun kuruluş amacı, Doğu Türkistan’da yaşanan hadiseler hakkında araştırma yapmak, hadiseleri soruşturmak, gerektiğinde konunun taraflarını davet ederek onları dinlemektir. Böylece Uygur Soykırımı’nın durdurulması için gerekli süreçleri takip edecek, aynı zamanda hem ABD Kongresini hem de uluslararası kamuoyunu bilgilendirecektir. Dostluk Grubu aynı zamanda diğer ülkelerde teşekkül etmiş benzeri kuruluşlar ve dostluk grupları ile de görüşerek, Uygur Soykırımı konusundaki farkındalık çabalarını güçlendirecektir. Uygur Dostluk Grubunun bir diğer amacı, Uygur Soykırımını durdumak için atılacak adımlar kapsamında gerekli araştırmaları ve raporları hazırlayarak, bu soykırım suçuna karışanların yargılanması için belgelendirmektir"
"TÜRKİSTAN’DAKİ DEVLETLERİN BÜYÜK BİR KISMI ÇİN’İN EKONOMİK EGEMENLİĞİ ALTINDADIR"
ABD Kongresinde kurulan Uygur Dostluk Grubunun diğer Türk devletlerinde kurulamamasının temel sebebi nedir?
"Diğer Türk devletlerinde kurulamamasının temel sebebi, Çin’in ekonomik ve diplomatik olarak bu coğrafyalardaki etkisinden kaynaklanmaktadır. Çünkü, Türkistan’daki devletlerin büyük bir kısmı Çin’in ekonomik egemenliği altındadır. Türkistan’daki enerji kaynaklarının önemli bir kısmı Çin tarafından kullanılmaktadır. Petrol ve doğalgaz üreten Türk devletlerinin en büyük alıcısı Çin ve Çin uzantılı şirketlerdir. Bu durumda da bahse konu devletler Çin’in söylemlerine sahip çıkmakta ve Uygur Dostluk Grubu gibi oluşumlara izin vermemektedirler. Diğer taraftan, Türk devletleri, BM Günvenlik Konseyi Daimi üyesi olan Çin’in uluslararası alanda da desteğini istemektedir. Bu desteğin karşılığında da Uygur Soykırımı karşısında sessiz kalmayı tercih etmektedir. Son olarak üzerinde durulması gereken bir husus ise, Çin’in dezenformasyon mekanizmasının en etkili şekilde Türk devletlerinde kullanmaktadır. Milyarlarca dolar harcanan propaganda mekanizması karşısında mazlum Uygurların sesi çıkamamaktadır. Böylece Türk devletlerindeki siyasi oluşumlarda Doğu Türkistan davasına tam olarak destek olmamaktadır"
"BAKIN SİZE KENDİ DİN KARDEŞLERİNİZ BİLE SAHİP ÇIKMIYOR. BU DÜNYADA SAHİPSİZSİNİZ”
Son olarak sizce Müslüman devletlerin Çin’e olan sempatisi Doğu Türkistan mücadelesine nasıl zarar veriyor?
"Bu soruya cevap vermeden önce, önemli bir hususun altını çizmek gerekmektedir. Doğu Türkistan’da soykırım mağduru, Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar ve diğer topluluklar aynı zamanda Müslüman dünyasının bir parçasıdır. Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Müslüman devletlerin liderlerinin din kardeşleridir. Bu açıdan bakıldığında Müslüman devletlerin Çin’e olan sempatisi, Kardeşlerine zulüm yapıldığı halde ses çıkarmayan aynı dine mensupları durumu ortaya çıkmaktadır. Yani kendi din kardeşine sahip çıkmaya Müslüman dünyası ile karşı karşıyayız. Bu durum ise, Komünist Çin rejimi tarafından sonuna kadar sömürülmektedir. Çünkü Çin, Uygur Soykırımı mağduru Doğu Türkistan halkına dolaylı olarak şu mesajı vermektedir: 'Bakın size kendi din kardeşleriniz bile sahip çıkmıyor. Bu dünyada sahipsizsiniz.' Aynı şekilde, Komünist Çin rejimi Uygur Soykırımı’nın duyulmaması için Müslüman dünyasını kullanmaktadır. Bu yöntemle dünyaya 'Benim İslam dini veya Müslümanlarla bir savaşım yok. Bakın benim en büyük ticari ortağım Müslüman ülkelerdir' mesajını vermektedir. Diğer taraftan da sözde aşırılıklarla mücadele ediyorum söylemini Müslüman ülkelere benimsettiği için çok yaygın ve zalim bir propaganda mekanizması yürütmektedir. Bir tarafta soykırım mağduru Müslüman Uygurlar sesini çıkaramazken, diğer taraftan da Çin, Doğu Türkistan’daki baskılarını dünya kamuoyundan gizlemektedir. Bu süreci yönetirken de en büyük müttefiki Müslüman ülkelerdir. Dolayısıyla, Çin’in etkisi altındaki Müslüman ülkeler, kendi dindaşlarının zulme uğramasına ses çıkarmamakta ve zulme ortak olmaktadır"