SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Abdullah Tukay

QHA - Kırım Haber Ajansı - Abdullah Tukay haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Abdullah Tukay haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay Ankara'da anıldı Haber

Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay Ankara'da anıldı

Mustafa KOÇYEGİT QHA Ankara Büyük Kazan Tatar Şairi Abdullah (Gabdulla) Tukay, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın Bahçelievler mevkisinde bulunan Abdullah Tukay Anıtı önünde 26 Nisan 2025 tarihinde tertip edilen programla anıldı. Kazan Tatar edebiyatının altın devri olarak anılan 1905-1917 yılları arasında Tatar dilini çağdaş bir edebiyat dili haline getiren yazarlardan olan Abdullah Tukay, sanatçı kişiliği, düşünce adamlığı ve eserleriyle Osmanlı'da ve Türkiye Cumhuriyeti'nde de aydınları etkiledi. 27 yıllık kısacık ömrüne 214 şiir ve hikayeler sığdıran Tukay, Kazan Tatar ve Türk edebiyatına silinmez izler bıraktı. Tataristan 26 Nisan Şiir Bayramı ve Tatar Millî Şairi Abdullah Tukay'ı Anma Programı, Ankara Kazan Tatarları Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ile Nogay Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ortaklığında düzenlendi. Çeşitli sivil toplum kuruluşu başkanları ve yöneticileri ile siyasi parti temsilcilerinin katıldığı programda Kazan Tatar milli şairi Tukay; hayatı, fikirleri ve şiirleriyle yâd edildi. Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay'ın hayatı ve eserlerinin öneminin sadece milletini değil tüm Türk dünyasını kapsadığından bahsedildi.  TATAR MİLLETİNİN VİCDANI: TUKAY Anma töreninin açılışında konuşan Ankara Kazan Tatarları Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Yumrutaş, 26 Nisan tarihinin Tataristan'da Şiir Bayramı olarak kutlanmakta olduğunu anımsatarak, "Abdullah Tukay sadece Tatar edebiyatının değil, aynı zamanda Tatar milletinin vicdanı, ruhu ve sesi olmuştur. O, kalemiyle halkının uyanışına öncülük etmiş; milletine kimlik, umut ve cesaret aşılamıştır. Diliyle halkını yüceltmiş, eserleriyle geleceğe ışık tutmuştur." şeklinde konuştu. "TUKAY; MİLLETİMİZİN İLHAM KAYNAĞI, EKSİLMEYEN BİR SEVDASIDIR" Kazan Tatar Tarihçi, Araştırmacı ve Yazar Roza Kurban yaptığı konuşmada, Tukay'ın Kazan Tatarları için taşıdığı öneme vurgu yaptı. Sosyal, ekonomik ve siyasi baskılar sebebiyle vatanlarından ayrı kalmak zorunda kalan Tatarların yanlarında değerli eşyaları götürdüklerini ve bu eşyalar içerisinde mutlaka bir Kur'an-ı Kerim ve bir Abdullah Tukay kitabı olduğunu kaydetti. "Kazan Tatarları nerede yaşarsa yaşasın, Tukay'ı biliyor" diyen Kurban, Tukay'ın hayatının Kazan Tatarlarının hayatına benzediğini ve küçük yaşlarından itibaren çok acı çektiğini belirtti. Daha sonra şairin hayatından bahseden Kurban, "Tukay; milletimizin ilham kaynağı, eksilmeyen bir sevdasıdır. Kalplerde yaşayan, kuşaktan kuşağa aktarılan bu bitmeyen sevda milletin kalbinde derin bir yaradır." diye konuştu. Kazan Tatarca ve Tukay'ın dilinin günümüzde Rusya tarafından yasaklanmakta olduğuna dikkat çeken Kurban, "Bunun da mücadelesini vermek gerekiyor." ifadelerini kullandı. Kurban, Putin'in iktidara gelmesi sonrasında Ruslaştırma siyasetinin, yasaklar yoluyla gerçekleştirilmeye başlandığını vurguladı. "DİLİNİ KAYBEDEN KENDİSİNİ KAYBEDER" Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkan Vekili Namık Kemal Bayar ise anma programı kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı: Kırım Tatarcada bir atasözü vardır, pek çok dile de geçmiştir; "Tilini kaybeden özünü kaybeder" der. Yani dilini kaybeden kendisini kaybeder. Milli hasletlerini, ulusunu, halkını, milli benliğini kaybeder. Abdullah Tukay, bizim tarihimize Tatar dilini yeniden dirilten ve bugünlere kadar ulaşmasını sağlayan büyük edebiyatçı, büyük şair, büyük millet adamı olarak geçti. Onun vefatı sırasında -çok kısa olarak söyleyelim- Gaspıralı İsmail Bey Tercüman gazetesinde özetle şöyle diyor; o Tatar dilini yeniden dünya yüzüne çıkartan, yeniden yaşamasını sağlayan büyük bir şairdi, büyük bir edebiyat adamıydı. O, Tatar dilinin kahramanıydı ve Tatar ulusunun yeniden canlanmasını sağlayan en önemli mürşitlerden biriydi. "TUKAY HEPİMİZE DOKUNMAYI BAŞARDI" Çankaya Belediyesi Belde A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Koç, anma konuşmasında Abdullah Tukay'ın bir şair olmanın yanında Tatar halkının diliyle, kültürüyle acısıyla ve umuduyla bütünleşmiş bir yürek olduğunu kaydetti. Tukay'ın şiirlerinin halkının sesini zamana kazıdığını belirten Koç, "İçtenliğiyle, duruluğuyla, samimiyetiyle hepimize dokunmayı başardı" dedi. İsmail Koç, konuşmasını şairin "Ana Dilim" şiiri ile sonlandırdı. "HEPİMİZ TÜRK'ÜZ" TİKA’nın desteğiyle, Kırım Derneği Genel Merkezi ve Litvanya Tatar Kültür Merkezi ortaklığında düzenlenen Gençlik Kampı kapsamında Türkiye'de bulunan Litvanya Tatar Kültür Merkezi Başkanı Almira Parmaksızoğlu da etkinliğe katılarak bir konuşma yaptı. Ailesinin Kazan'dan Kırım'a göçtüğünü ve bu sebeple kendisinin Ukrayna'da doğmakla birlikte 30 yıldır Litvanya'da yaşadığını söyledi. Litvanya'daki Tatar nüfusunun 630 yıl önce Kırım'dan geldiğini kaydeden Parmaksızoğlu, yaklaşık 15 yıldır yürüttükleri çalışmalar kapsamında Tatarca ve folklor alanında önemli çalışmalara imza attıklarını belirtti. Bu çalışmalarını kitaplaştırdıklarını söyleyen Parmaksızoğlu, eseri Ankara Kazan Tatarları Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Yumrutaş'a hediye etti. Konuşmasında ayrıca Türk birliğine vurgu yapan  Almira Parmaksızoğlu, "Biz Litvanya'da; sen Kırım Tatar mısın, Kazan Tatar mısın, Özbek misin, Kazak mısın diye düşünmüyoruz. Hepimiz Türk'üz" ifadelerini kullandı. Programda konuşan "Siyün Bike: Moskova Önlerinde Talihsiz Bir Türk Sultanı" eserinin yazarı Hikmet Doğan ise, Türkçenin doğru kullanımına dikkat çekti. Yabancı kelimelerden uzak durma çağrısı yapan Doğan, "Maalesef önce tahsillileri eğitmek lazımdır diye düşünüyorum." dedi. Zafer Partisi Ankara İl Başkan Yardımcısı Aydoğan Daştanoğlu ise, konuşmasında ana dilin öneminden bahsederek, "Unutmayalım ki, dilini kaybeden millet kültürünü de kaybeder." şeklinde konuştu. Tukay'ın Kazan Tatar edebiyatı ve dilinin kurucularından olduğunu kaydeden Daştanoğlu, "Ben bu yazıyı hazırlarken, rahmetli şairimizi kaleme almaya çalışırken çok üzüldüm. Böyle büyük bir deha, büyük bir Türk dünyası şairi 27 yaşında hayata gözlerini yummuştur" ifadelerini kullandı. Anma konuşmalarının akabinde tören, Tukay’ın şiirlerinin seslendirilmesiyle devam etti. Roza Kurban, programın bu bölümünde şairin "Milli Ezgiler" şiirini Tatarca olarak okudu. Anma etkinliği, Tukay’ın millî marş olarak kabul edilen “Tugan Til” şiirinin okunmasıyla sona erdi.

Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay Ankara'da anılacak Haber

Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay Ankara'da anılacak

Ankara Kazan Tatarları Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ile Nogay Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ortaklığında Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah Tukay'ı anacak.  Başkent Ankara'daki Bahçelievler mevkiindeki Andullah Tukay Anıtı önünde 26 Nisan 2025 tarihinde gerçekleştirilecek olan "Tataristan 26 Nisan Şiir Bayramı Tatar Millî Şairi Abdullah Tukay'ı Anma Programı" saat 14.00'te başlayacak.  Etkinlik kapsamında Andullah Tukay'ın hayatı ve eserleri hakkında bilgiler verildikten sonra konuşmalar yapılacak. Ayrıca programda Tukay'ın şiirleri okuyacak.  ABDULLAH TUKAY'IN HAYATI Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah (Gabdulla) Tukay, 26 Nisan 1886'da Kazan bölgesi Menger ili Kuşlavıç köyünde (şimdiki Tataristan Cumhuriyeti Arca bölgesinde) doğmuştur. Küçük yaşta yetim kaldığı için evlatlık verildiği aileler ve akrabaları arasında elden ele ve ilden ile dolaşan Tukay’ın çocukluğu Sansa, Üçili, Kırlay Köylerinde geçmiş; ilköğrenimini Kırlay Köyü Medresesi’nde almıştır. Daha medrese talebesi iken ilk şiir denemelerini yazarak kendini geliştirmeye başlamıştır. Tukay, medrese öğrenimi esnasında Gark-ı Rus, Tercüman gibi gazetelere ilaveten İstanbul ve Arap gazetelerini de takip etmiştir. 1902 yılında Tukay, kendisine ciddi anlamda tesir eden Mutiullah Hoca’nın oğlu Mehmet Kâmil Efendi ve İstanbul’dan gelip medreseye kaydolan Abdülveli adlı bir talebe ile tanışmıştır. Tukay’ın medresede dostluk kurduğu Abdülveli isimli İstanbullu bir talebe burada bir yıl kalmış ve bu süre zarfında Tukay’a İstanbul Türkçesi ile Osmanlı edebiyatını sevdirmiştir. Tukay, doğduğu ve edebi hayatında önemli yere sahip olan 1905-1907 yılları arasına tekabül eden döneminde yaşadığı Cayık (Uralsk) şehrinden 1907 yılının güzünde Kazan’a dönmüş, o zamanki edebî-medenî muhitin merkezi olan Kazan’da olgunlaşmıştır. A. Kemal ile birlikte Yeşin, Yalt-Yult dergilerini çıkaran Tukay, El Islah gazetesinde sık sık yazmıştır. ABDULLAH TUKAY'IN ESERLERİ Abdullah Tukay 27 yıllık kısacık hayatında birçok şiir, fıkra ve siyasi makaleler kaleme almıştır. Fikir, Yuldız, El-İslâh, Kuyaş ve Turmış gazeteleri ile El-Asrü’l-Cedit, Terbiyetü’l-Etfal, Añ, Yeşin, Yalt, Yult ve Mektep gibi dergilerde yayımlanan şiir ve nesirleri, 1907’den 1917 yılına kadar geçen zaman içerisinde risâleler halinde 55 defa basılmıştır. 1906 ile 1913 yılları arasında çıkan söz konusu gazete ve dergilerde 214 şiir ve nesri yer almıştır. Tukay’ın Şiirleri, 1917'den önce risaleler şeklinde yayınlanmış, sonra ise Kırım-Tatar, Kazak, Kırgız, Özbek, Başkurt, Uygur ve Çuvaş Türkçelerine aktarılmıştır. Ancak, Tukay hayatta iken bütün şiir ve nesirlerinin bir arada toplandığı yayınları görememiştir. Şiirlerinden seçmelerinin oluşturduğu ilk eser yayıma hazırlanırken o, hastanede yatmaktadır. 14 Mart 1913’te kaleme aldığı “Uyangaç Birinçi İşim” başlıklı yazısında 400 sayfalık şiir kitabını yayımlatmayı vaadeder. Ancak, bu eser, o öldükten sonra 1914’te basılır. Şiir ve nesirlerinin toplu yayını ise, Latin hafleriyle 1929-1931 yıllarında üç cilt olarak; Kiril harfleriyle 1947-1948’de iki; 1955-1956’da dört; 1976’da dört ve son olarak 1985’de beş cilt halinde yayımlanır. 27 YAŞINDA HAYATA VEDA ETTİ 27 yıllık kısacık hayatına külliyat mesabesinde eserler sığdıran Kazan Tatarlarının milli şairi Abdullah (Gabdulla) Tukay, 15 Nisan 1913 günü tüberküloz hastalığından vefat etmiştir.

Kazan Tatar edebiyatının güçlü kalemi Abdullah Tukay AHBVÜ'de anıldı Haber

Kazan Tatar edebiyatının güçlü kalemi Abdullah Tukay AHBVÜ'de anıldı

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) Avrasya ve Türk Dünyası Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından 22 Nisan 2024 tarihinde Kazan Tatarlarının büyük şairi Abdullah Tukay anıldı. Doğumunun ve vefatının yıl dönümünde şiirleriyle hatırlanan Tukay konulu panel, Üniversitenin Itrî Yerleşkesinde yer alan Mavi Salonu’da gerçekleştirildi. Saat 14.00’te başlayan etkinlikte panelin moderatörülüğünü AHBVÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zûhal Yüksel yaparken, panelist olarak Kazan Tatar tarihçi, araştırmacı ve yazar Roza Kurban, Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülhan Atnur, AHBVÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Işılay Işıktaş Sava, AHBVÜ Araştırma Görevlisi Meryem Başkurt Sabaz yer aldı. ???? AHBVÜ Avrasya ve Türk Dünyası Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından Türk dünyasının kadim şairi, Kazan Tatar edebiyatına yön veren Abdullah Tukay, bugün yapılan panel etkinliği ile bir kez daha anıldı pic.twitter.com/jc1c3tMVCX — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) April 22, 2024 Etkinlik; saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Abdullah Tukay tarafından yazılan ve Kazan Tatarlarının resmî olmayan marşı Tuvgan Til’in okunmasıyla başladı. "DÜNYA DÖNDÜKÇE TUKAY'IN ŞİİRLERİ YAŞAMAYA DEVAM EDECEK" Panelin açılışını AHBVÜ Avrasya ve Türk Dünyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Naciye Yıldız yaptı. Türk dünyasının çoğu kez katliam, soykırım ve açlıkla karşı karşıya kaldığına vurgu yapan Yıldız, Tukay’ın genç yaşta hayatını kaybettiğini anımsattı. Yıldız, “Türk dünyasında şiiri millî marş haline gelen şair Tukay’ı anmayı elzem gördük. Tukay’ın şiirleri de dünya döndükçe yaşayacak” dedi. "TÜRK DÜNYASININ EN ÇOK ISTIRAP ÇEKEN BOYLARINDAN BİRİ KAZAN TATARLARI" Panelin moderatörlüğünü üstlenen Zûhal Yüksel sözlerine, 1552 yılında Kazan Hanlığının Rus Çarlığı döneminde yıkıldığına ve Kazan Tatarlarının din ve millet konusunda baskı altında kaldığına vurgu yaparak başladı. “Türk dünyasının en çok ıstırap çeken Türk boylarından biri Kazan Tatarlarıdır” diyen Yüksel; dil, eğitim, din ve sosyal hayatlarını ele alarak Kazan Tatarlarının tarihine değindi. Tercüman gazetesinin kurucusu Kırım Tatarı İsmail Bey Gaspıralı’nın Türk dünyasında büyük bir etkisi olduğuna dikkat çeken Yüksel, Abdullah Tukay’ın o dönemde Ceditçilik Hareketinin etkisi altında olduğunu kaydetti. Yüksel, sözlerine son verirken, Kırım Tatar şairi Hamdi Giraybay’ın Kazan Tatar şairi Abdullah Tukay için yazdığı şiiri okudu. KAZAN TATARI TARİHÇİ ROZA KURBAN, ABDULLAH TUKAY'I ANLATTI Tarihçi, Araştırmacı ve yazar olan Kazan Tatarı Roza Kurban, panelde yaptığı konuşmasına şu sözlerle başladı: “Kazan Tatar Türkleri köklü bir geçmişi, zengin bir kültürü ve sayısız değerleri olan bir millettir. Bu değerlerin en önemlilerinden birisi de ünlü şair Abdullah Tukay’dır. Nisan ayı Kazan Tatarları nezdinde Tukay ayıdır. Zira nisan hem Tukay’ı dünyaya hediye eden hem de aramızdan alıp götüren aydır. Tukay’ın doğum günü olan 26 Nisan tarihi uzun yıllardan beri Tataristan’da Şiir Bayramı olarak kutlanmaktadır” Kurban, Kazan Tatarlarının göç ederken bile iki kitap götürdüklerini bunlardan birinin Kur’an-ı Kerim bir diğerinin ise Tukay’ın şiirlerinin yer aldığı kitaplar olduğunu belirtti. Kurban, Tukay’ın Kazan Tatarları arasında kutsal bir isim olduğunun altını çizerek, “Kısacık hayatında büyük bir miras bırakan Tukay, milletinin ilham kaynağı, eskimeyen bir sevdasıdır. Kalplerde yaşayan kuşaktan kuşağa aktarılan bu bitmeyen sevda milletin kalbinde derin bir yaradır” ifadelerine yer verdi. Tukay’ın biyografisini kapsamlı bir şekilde ele alan Kurban; Türk, Arap, Fars ve Rus edebiyatı ile ilgilendiğini ve ilk şiirlerini 1900’lü yıllarda Motıygiye Medresesi’nde yazdığını bildirdi. Aynı zamanda Fikir gazetesinde de düzeltmen olarak görev yaptığını ifade eden Kurban, çevirmenlik de yapan Tukay’ın Tatar çocuk edebiyatı kurucusu olduğunu kaydetti. "GÖNÜLLERİMİZDE TUKAY'IN ŞİİRLERİ YAŞADIKÇA TATAR DİLİ YAŞAYACAKTIR" Tukay adına çok sayıda yüksek lisans ve doktora tezi yazıldığını da sözlerine ekleyen Kurban, Ankara ve İstanbul’da Tukay’ın anıtının dikildiğini söyledi. Kurban, “Bizim gönüllerde, bizim kalplerde Tukay’ın ruhu, Tukay’ın şiirleri, Tukay’ın hüznü vardır. Tukay’ın ruhu yaşadıkça, Tukay’ın ezgileri çaldıkça Tatar milleti, Tukay dili olan Tatar dili yaşayacaktır” ifadeleriyle konuşmasına son verdi. Panel, AHBVÜ öğrencisi Batuhan Emre Ayyıldız’ın, şair Tukay’ın kaleme aldığı “Baskıç” isimli şiirini okumasıyla devam etti.   "TUKAY'IN MİLLETE HİZMET HEDEFİ VARDI" Ardından panele çevrimiçi olarak katılan Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülhan Atnur, “Abdullah Tukay’ın Eserlerinde Halk Edebiyatı Unsurları” başlıklı konuyu ele aldı. Türk dünyası şair ve yazarların birbirlerinden etkilendiği belirten Atnur, aynı zamanda Rus edebiyatına yön veren şairlerin de halk edebiyatından ilham aldığını aktardı. Atnur, “Abdullah Tukay edebiyatı; milletin ilerlemesi, milletine kavuşması, genç neslin yetiştirilmesi, dinin cahil mollaların kontrolünden çıkarılmasında bir araç olarak gördüğünden halk bilimine müracaat ediyordu” ifadesiyle Tukay’ın şiirlerinde bir amaç olduğuna dikkat çekti. Tatar halkının geleceğinin Tukay için çok önemli olduğunu belirten Atnur, Tukay’ın millete hizmet hedefi olduğunu söyledi. Rus edebiyatına karşı şiirlerinde Tatar edebiyatını zenginleştirmeyi düşündüğünü ifade eden Atnur, Tukay’ın aruz vezniyle tasavvufî şiirler yazdığını söyledi. Atnur konuşmasında, “Tukay yalnızca bir milletin edebiyatının temelini atmamış, Tatar Türkçesinin, Tatar kimliğinin gelecek kuşaklara ulaşmasını ve aynı zamanda halk millî unsurlarının başka şair ve yazarlar tarafından kullanılmasını da sağlamıştır. Tukay’ı minnetle anıyorum” dedi. TUKAY'IN KIRIM TATAR EDEBİYATINDAKİ İZLERİ AHBVÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Işılay Işıktaş Sava, "Kazan Tatar şairi Abdullah Tukay’ın Kırım Tatar Edebiyatındaki İzleri” başlığıyla söz hakkı aldı. Sava, Tukay’ın kendinden sonraki kuşaklara örnek olduğunu ifade ederek başladığı sözlerine, Kırım Tatar edebiyatında da Tukay’ın iz taşıdığını dile getirdi. Kırım Tatar edebiyatında Tukay’dan izlerin bulunduğu aktaran Sava, bu şairlerden birinin Bekir Sıtkı Çobanzade olduğunu belirtti. Çobanzade’nin “Su Anası” şiirleriyle Tukay’ın etkisi olduğunu, şiiri okuyarak gösterdi. Ayrıca Hamdi Giraybay’ın Tukay’ın ölümü üzerine şiir yazdığını ifade eden Sava, “Bu şiirinde Tukay’ın yaptığı hizmetlerden ve kıymetinin bilinmemesinden söz eder. Giraybay daha sonra yine Anadil adlı şiirine Tukay’dan aldığı dörtlükle başlar” bilgisini verdi. Sava, Tukay’ın etkisinde olan bir diğer Kırım Tatar şair Şakir Selim’in Tukay’a şiirler ithaf ettiğini veya direkt olarak Tukay’ın şiirlerini çevirdiğini aktardı. Ayrıca Sava, Şakir Selim’in Tukay’ın yazmış olduğu “Ahlaksızlık” isimli şiirini okuyarak katılımcılara örnek verdi. Sava, “Kısacık ömrüyle yaptığı işlerle yazdığı şiirlerle Kazan Tatar çocuk edebiyatının kurulmasındaki rolüyle yazdığı anadille sahip çıktığı kimlikle bütün Kırım Tatarlarının gönlünde taht kuran Tukay, kendinden sonra gelen şair ve yazarlara ilham kaynağı olmuş, eşsiz şahsiyetlerden biridir” diyerek Tukay ve Türk dünyası edebiyatına yöne veren şair ve yazarlara rahmet diledi. "TUVGAN TİL ŞİİRİ İLE BİR ÇOCUĞUN DÜNYAYI ALGILAYIŞINA ARACILIK ETTİ" Ardından AHBVÜ Araştırma Görevlisi Meryem Başkurt Sabaz, “Abdullah Tukay’ın Tuvgan Til Şiiri ve Türk Dünyasındaki Anadil” konusunu panele taşıdı. Sabaz, 19. yüzyılda Türk dünyasını etkisi altına alan Gaspıralı ve Ceditçilik Hareketi olduğu dönemin gölgesinde edebiyatçıların yetiştiğini aktardı. Tukay’ın şiirlerinde Arapçadan ve Farsçadan arındırılmış bir dilin hâkim olduğunu ifade eden Sabaz, milliyetçi bir şair olduğunu, şiirlerini “millî sorunları ele almasıyla” ortaya koyduğunu belirtti. Tukay’ın Tuvgan Til şiirini örnek göstererek, “Adeta bir çocuğun hisleriyle yazılan bu şiir anadilin anneden anadilin anneden öğrenilmesini ve çocuğun dünyayı algılayışına aracılık etmesini ortaya koyuyor. Kalbe huzur veren o çocuksu masumiyetin hatırlarının sıcaklığını insanın bu hayatta en önemli amaçlarından biri olan anlaşılabilirliğe vurgu yapması belki de yıllardır bütün Kazan halkının bu şiir ne kadar sevdiğini ortaya koyuyor” değerlendirmesinde bulundu. Sabaz, Tukay’ın bir milleti birleştiren unsurun ana dil olduğuna vurgu yaptığını da kaydetti. Sabaz, sözlerine şu ifadelerle son verdi: “Tukay’ın doğum günü olan 26 Nisan aynı zamanda Anadil Günü olarak kutlanıyor. Anadilin aslında hayatımızın ne kadar da merkezinde yer aldığını vurgulamadan geçmek istemem. Tukay insanoğlunun yüzyıllardır ruhuna hitap eden bir duyguyu bizlere şiirleştiriyor. Bu sayede Türk dünyasının en tanınmış şairlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Dili çok yalın ancak duyguları bütün insanların ortak duyguları. Çocukluğumuzdan ölümümüze kadar bütün duygularımız, ana dilimiz bizim en önemli hazinemiz. Anadilin vatan sevgisinden ayrı düşürmek olmaz. Anadile vurgu yapan pek çok şair vatan sevgisi işlediğini de görüyoruz. Dilimizi kaybetme korkusu zaman zaman bizi yokluyor. Bu bakımdan geçmişimize sahip çıkma düşüncesi ana dil sevgisi ile birlikte büyüyor ama hiçbir zaman kaybolmuyor” Panelin sonunda, AHBVÜ öğrencisi Ömer Arıkoğlu, Tukay’ın “Küzgi Ciller”, AHBVÜ öğrencisi Zûhal Kartal ise “Milletke” şiirini okudu. PANELİSTLERE KATILIM BELGESİ TAKDİM EDİLDİ AHBVÜ Avrasya ve Türk Dünyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Naciye Yıldız, panelin moderatörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Zûhal Yüksel ve panelist Prof. Dr. Gülhan Atnur'a katılım belgesi verdi. AHBVÜ Avrasya ve Türk Dünyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkan Yardımcısı Güljanat Kurmangaliyeva Ercilusu, panelistlerden Doç. Dr. Işılay Işıktaş Sava’ya katılım belgesi takdim ederken, Tarihçi, Araştırmacı, Yazar Roza Kurban, AHBVÜ Avrasya ve Türk Dünyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkan Yardımcısı, AHBVÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tümen Somunoğlu’ndan, Araştırma Görevlisi Meryem Başkurt Sabaz ise AHBVÜ Öğretim Üyesi İlahe Gurbancı’dan katılm belgesini aldı. AHBVÜ Avrasya ve Türk Dünyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Zeynep Aslan ve AHBVÜ Araştırma Görevlisi Hilal Öztürk ise şiir okuyan öğrencilere teşekkür belgesi takdim etti.

AHBVÜ'de büyük Tatar şair Abdullah Tukay konulu panel Haber

AHBVÜ'de büyük Tatar şair Abdullah Tukay konulu panel

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) Avrasya ve Türk Dünyası Araştırma ve Uygulama Merkezi, Kazan Tatar halkının millî şairi Abdullah Tukay'ı düzenleyeceği panel ile anacak. 22 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilecek olan panelin moderatörlüğünü AHBVÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zûhal Yüksel üstelenecek.  Itri Yerleşkesi Mavi Salonu'nda saat 14.00'te gerçekleştirilecek etkinlikte; Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülhan Atnur, AHBVÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Işılay Işıktaş Sava, AHBVÜ Araştırma Görevlisi Meryem Başkurt Sabaz ve Kazan Tatar tarihçi ve yazar Roza Kurban panelist olarak yer alacak.  KAZAN TATARLARININ MİLLİ ŞAİRİ ABDULLAH TUKAY Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah (Gabdulla) Tukay, 26 Nisan 1886'da Kazan bölgesi Menger ili Kuşlavıç köyünde (şimdiki Tataristan Cumhuriyeti Arca bölgesinde) doğmuştur. Küçük yaşta yetim kaldığı için evlatlık verildiği aileler ve akrabaları arasında elden ele ve ilden ile dolaşan Tukay’ın çocukluğu Sansa, Üçili, Kırlay Köylerinde geçmiş; ilköğrenimini Kırlay Köyü Medresesinde almıştır. Daha medrese talebesi iken ilk şiir denemelerini yazarak kendini geliştirmeye başlamıştır. Tukay, medrese öğrenimi esnasında Gark-ı Rus, Tercüman gibi gazetelere ilaveten İstanbul ve Arap gazetelerini de takip etmiştir. 1902 yılında Tukay, kendisine ciddi anlamda tesir eden Mutiullah Hoca’nın oğlu Mehmet Kâmil Efendi ve İstanbul’dan gelip medreseye kaydolan Abdülveli adlı bir talebe ile tanışmıştır. Tukay’ın medresede dostluk kurduğu Abdülveli isimli İstanbullu bir talebe burada bir yıl kalmış ve bu süre zarfında Tukay’a İstanbul Türkçesi ile Osmanlı edebiyatını sevdirmiştir. Tukay, doğduğu ve edebi hayatında önemli yere sahip olan 1905-1907 yılları arasına tekabül eden döneminde yaşadığı Cayık (Uralsk) şehrinden 1907 yılının güzünde Kazan’a dönmüş, o zamanki edebî-medenî muhitin merkezi olan Kazan’da olgunlaşmıştır. A. Kemal ile birlikte Yeşin, Yalt-Yult dergilerini çıkaran Tukay, El Islah gazetesinde sık sık yazmıştır. ABDULLAH TUKAY'IN ESERLERİ Abdullah Tukay 27 yıllık kısacık hayatında birçok şiir, fıkra ve siyasi makaleler kaleme almıştır. Fikir, Yuldız, El-İslâh, Kuyaş ve Turmış gazeteleri ile El-Asrü’l-Cedit, Terbiyetü’l-Etfal, Añ, Yeşin, Yalt, Yult ve Mektep gibi dergilerde yayımlanan şiir ve nesirleri, 1907’den 1917 yılına kadar geçen zaman içerisinde risâleler halinde 55 defa basılmıştır. 1906 ile 1913 yılları arasında çıkan söz konusu gazete ve dergilerde 214 şiir ve nesri yer almıştır. Tukay’ın Şiirleri, 1917'den önce risaleler şeklinde yayınlanmış, sonra ise Kırım-Tatar, Kazak, Kırgız, Özbek, Başkurt, Uygur ve Çuvaş Türkçelerine aktarılmıştır. Ancak, Tukay hayatta iken bütün şiir ve nesirlerinin bir arada toplandığı yayınları görememiştir. Şiirlerinden seçmelerinin oluşturduğu ilk eser yayıma hazırlanırken o, hastanede yatmaktadır. 14 Mart 1913’te kaleme aldığı “Uyangaç Birinçi İşim” başlıklı yazısında 400 sayfalık şiir kitabını yayımlatmayı vaadeder. Ancak, bu eser, o öldükten sonra 1914’te basılır. Şiir ve nesirlerinin toplu yayını ise, Latin hafleriyle 1929-1931 yıllarında üç cilt olarak; Kiril harfleriyle 1947-1948’de iki; 1955-1956’da dört; 1976’da dört ve son olarak 1985’de beş cilt halinde yayımlanır. 27 YAŞINDA HAYATA VEDA ETTİ 27 yıllık kısacık hayatına külliyat mesabesinde eserler sığdıran Kazan Tatarlarının milli şairi Abdullah (Gabdulla) Tukay, 15 Nisan 1913 günü tüberküloz hastalığından vefat etmiştir.

Büyük Tatar şairi Abdullah Tukay Ankara'da anılacak Haber

Büyük Tatar şairi Abdullah Tukay Ankara'da anılacak

Kazan Tatar edebiyatının altın devri olarak anılan 1905-1917 yılları arasında Tatar dilini çağdaş bir edebiyat dili haline getiren yazarlardan olan Abdullah (Gabdulla) Tukay, sanatçı kişiliği, düşünce adamlığı ve eserleriyle Osmanlı'da ve Türkiye Cumhuriyeti'nde de aydınları etkiledi. 27 yıllık kısacık ömrüne 214 şiir ve hikayeler sığdıran Tukay, Kazan Tatar ve Türk edebiyatına silinmez izler bıraktı. Türkiye'nin başkenti Ankara'da Kazan Tatarlarının milli şairi Abdullah Tukay’ı anma etkinliği düzenlenecek. Tukay, vefatının 110. yıl dönümü kapsamında Ankara'da bulunan büstü başında anılacak. Düzenlenen anma etinliği 29 Nisan 2023 tarihi saat 14.00'te gerçekleşecek. ABDULLAH (GABDULLA) TUKAY KİMDİR? Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah (Gabdulla) Tukay, 26 Nisan 1886’da Kazan bölgesi Menger ili Kuşlavıç köyünde (şimdiki Tataristan Cumhuriyeti Arca bölgesinde) doğmuştur. Küçük yaşta yetim kaldığı için evlatlık verildiği aileler ve akrabaları arasında elden ele ve ilden ile dolaşan Tukay’ın çocukluğu Sansa, Üçili, Kırlay Köylerinde geçmiş; ilköğrenimini Kırlay Köyü Medresesi’nde almıştır. Daha medrese talebesi iken ilk şiir denemelerini yazarak kendini geliştirmeye başlamıştır. Tukay, medrese öğrenimi esnasında Gark-ı Rus, Tercüman gibi gazetelere ilaveten İstanbul ve Arap gazetelerini de takip etmiştir. 1902 yılında Tukay, kendisine ciddi anlamda tesir eden Mutiullah Hoca’nın oğlu Mehmet Kâmil Efendi ve İstanbul’dan gelip medreseye kaydolan Abdülveli adlı bir talebe ile tanışmıştır. Tukay’ın medresede dostluk kurduğu Abdülveli isimli İstanbullu bir talebe burada bir yıl kalmış ve bu süre zarfında Tukay’a İstanbul Türkçesi ile Osmanlı edebiyatını sevdirmiştir. Tukay, doğduğu ve edebi hayatında önemli yere sahip olan 1905-1907 yılları arasına tekabül eden döneminde yaşadığı Cayık (Uralsk) şehrinden 1907 yılının güzünde Kazan’a dönmüş, o zamanki edebî-medenî muhitin merkezi olan Kazan’da olgunlaşmıştır. A. Kemal ile birlikte Yeşin, Yalt-Yult dergilerini çıkaran Tukay, El Islah gazetesinde sık sık yazmıştır. ABDULLAH TUKAY’IN ESERLERİ Abdullah Tukay 27 yıllık kısacık hayatında birçok şiir, fıkra ve siyasi makaleler kaleme almıştır. Fikir, Yuldız, El-İslâh, Kuyaş ve Turmış gazeteleri ile El-Asrü’l-Cedit, Terbiyetü’l-Etfal, Añ, Yeşin, Yalt, Yult ve Mektep gibi dergilerde yayımlanan şiir ve nesirleri, 1907’den 1917 yılına kadar geçen zaman içerisinde risâleler halinde 55 defa basılmıştır. 1906 ile 1913 yılları arasında çıkan söz konusu gazete ve dergilerde 214 şiir ve nesri yer almıştır. Tukay’ın Şiirleri, 1917’den önce risaleler şeklinde yayınlanmış, sonra ise Kırım-Tatar, Kazak, Kırgız, Özbek, Başkurt, Uygur ve Çuvaş Türkçelerine aktarılmıştır. Ancak, Tukay hayatta iken bütün şiir ve nesirlerinin bir arada toplandığı yayınları görememiştir. Şiirlerinden seçmelerinin oluşturduğu ilk eser yayıma hazırlanırken o, hastanede yatmaktadır. 14 Mart 1913’te kaleme aldığı “Uyangaç Birinçi İşim” başlıklı yazısında 400 sayfalık şiir kitabını yayımlatmayı vaad eder. Ancak, bu eser, o öldükten sonra 1914’te basılır. Şiir ve nesirlerinin toplu yayını ise, Latin harfleriyle 1929-1931 yıllarında üç cilt olarak; Kiril harfleriyle 1947-1948’de iki; 1955-1956’da dört; 1976’da dört ve son olarak 1985’de beş cilt halinde yayımlanır.

Kazan Tatar halkının milli şairi Abdullah Tukay Haber

Kazan Tatar halkının milli şairi Abdullah Tukay

Tataristan'da edebiyatın en tanınmış isimlerinden, çok yönlü bir şair olarak hem yaşadığı dönemde hem de sonrasında edebiyata yön vermiş ve yol gösterici olmuş bir isim Abdullah Tukay, 15 Nisan 1913'te Kazan'da hayatını kaybetmişti. Tatar edebiyatının altın devri olarak anılan 1905-1917 yılları arasında Tatar dilini çağdaş bir edebiyat dili haline getiren yazarlardan olan Abdullah (Gabdulla) Tukay, sanatçı kişiliği, düşünce adamlığı ve eserleriyle Osmanlı'da ve Türkiye Cumhuriyeti'nde de aydınları etkiledi. 27 yıllık kısacık ömrüne 214 şiir ve hikayeler sığdıran Abdullah (Gabdulla) Tukay, Kazan ve Türk edebiyatının önemli isimleri arasında hafızalardaki yerini korumaya devam ediyor. Ünlü Kazan Tatar şairi Abdullah Tukay, yalnızca yaşadığı toprakların, içinde doğup büyüdüğü, eserlerini verdiği toplumun ve Tatar halkının şairi değil, Türk dünyasının anıtsal şahsiyetlerinden biri olarak kabul edildi. ABDULLAH TUKAY'IN HAYATI Kazan Tatarlarının millî şairi Abdullah (Gabdulla) Tukay, 26 Nisan 1886'da Kazan bölgesi Menger ili Kuşlavıç köyünde (şimdiki Tataristan Cumhuriyeti Arca bölgesinde) doğmuştur. Küçük yaşta yetim kaldığı için evlatlık verildiği aileler ve akrabaları arasında elden ele ve ilden ile dolaşan Tukay’ın çocukluğu Sansa, Üçili, Kırlay Köylerinde geçmiş; ilköğrenimini Kırlay Köyü Medresesi’nde almıştır. Daha medrese talebesi iken ilk şiir denemelerini yazarak kendini geliştirmeye başlamıştır. Tukay, medrese öğrenimi esnasında Gark-ı Rus, Tercüman gibi gazetelere ilaveten İstanbul ve Arap gazetelerini de takip etmiştir. 1902 yılında Tukay, kendisine ciddi anlamda tesir eden Mutiullah Hoca’nın oğlu Mehmet Kâmil Efendi ve İstanbul’dan gelip medreseye kaydolan Abdülveli adlı bir talebe ile tanışmıştır. Tukay’ın medresede dostluk kurduğu Abdülveli isimli İstanbullu bir talebe burada bir yıl kalmış ve bu süre zarfında Tukay’a İstanbul Türkçesi ile Osmanlı edebiyatını sevdirmiştir. Tukay, doğduğu ve edebi hayatında önemli yere sahip olan 1905-1907 yılları arasına tekabül eden döneminde yaşadığı Cayık (Uralsk) şehrinden 1907 yılının güzünde Kazan’a dönmüş, o zamanki edebî-medenî muhitin merkezi olan Kazan’da olgunlaşmıştır. A. Kemal ile birlikte Yeşin, Yalt-Yult dergilerini çıkaran Tukay, El Islah gazetesinde sık sık yazmıştır. ABDULLAH TUKAY'IN ESERLERİ Abdullah Tukay 27 yıllık kısacık hayatında birçok şiir, fıkra ve siyasi makaleler kaleme almıştır. Fikir, Yuldız, El-İslâh, Kuyaş ve Turmış gazeteleri ile El-Asrü’l-Cedit, Terbiyetü’l-Etfal, Añ, Yeşin, Yalt, Yult ve Mektep gibi dergilerde yayımlanan şiir ve nesirleri, 1907’den 1917 yılına kadar geçen zaman içerisinde risâleler halinde 55 defa basılmıştır. 1906 ile 1913 yılları arasında çıkan söz konusu gazete ve dergilerde 214 şiir ve nesri yer almıştır. Tukay’ın Şiirleri, 1917'den önce risaleler şeklinde yayınlanmış, sonra ise Kırım-Tatar, Kazak, Kırgız, Özbek, Başkurt, Uygur ve Çuvaş Türkçelerine aktarılmıştır. Ancak, Tukay hayatta iken bütün şiir ve nesirlerinin bir arada toplandığı yayınları görememiştir. Şiirlerinden seçmelerinin oluşturduğu ilk eser yayıma hazırlanırken o, hastanede yatmaktadır. 14 Mart 1913’te kaleme aldığı “Uyangaç Birinçi İşim” başlıklı yazısında 400 sayfalık şiir kitabını yayımlatmayı vaadeder. Ancak, bu eser, o öldükten sonra 1914’te basılır. Şiir ve nesirlerinin toplu yayını ise, Latin hafleriyle 1929-1931 yıllarında üç cilt olarak; Kiril harfleriyle 1947-1948’de iki; 1955-1956’da dört; 1976’da dört ve son olarak 1985’de beş cilt halinde yayımlanır. 27 YAŞINDA HAYATA VEDA ETTİ 27 yıllık kısacık hayatına külliyat mesabesinde eserler sığdıran Kazan Tatarlarının milli şairi Abdullah (Gabdulla) Tukay, 15 Nisan 1913 günü tüberküloz hastalığından vefat etmiştir.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.