SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Estonya

QHA - Kırım Haber Ajansı - Estonya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Estonya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Rusya, NATO'nun doğu kanadına saldırmaya hazırlanıyor Haber

Rusya, NATO'nun doğu kanadına saldırmaya hazırlanıyor

Rusya, NATO'nun doğu kanadındaki ülkeleri hedef alacak büyük bir saldırının tatbikatını gerçekleştirerek bu saldırıya büyük riskleri göze alarak hazır olduğunu gösterdi. NATO kaynaklarına dayandırılan bilgilere göre, Rusya'nın Finlandiya ile Norveç'in kuzeyi ve Baltık ülkelerine yönelik olası bir saldırısı ciddi şekilde değerlendiriliyor. RUSYA; DENİZ, KARA VE HAVA YOLLARIYLA SALDIRMAYI PLANLIYOR Finlandiya merkezli Iltalehti gazetesinin NATO’daki kaynaklara atıfta bulunarak hazırladığı habere göre, Rusya çok sayıda askeri birimi aynı anda koordine ederek NATO'nun doğu kanadındaki ülkelere saldırı gerçekleştirmeyi planlanlıyor. Saldırının Norveç'in kuzeyinden başlayıp, Murmansk yönünden deniz, kara ve hava yollarıyla yapılması öngörülüyor. Rus birlikleri, Finlandiya'nın Lapland bölgesine çıkarma yapmayı ve burada stratejik hedefleri, örneğin İvalo Havaalanı'nı hızla ele geçirmeyi amaçlıyor. Rusya'nın bu saldırı ile Finlandiya'nın kuzeyini, aynı zamanda Norveç'in Finnmark bölgesini de kontrol altına almayı ve orada bir tampon bölge oluşturmayı hedeflediği ifade ediliyor. Ayrıca Finlandiya'ya da Kola Yarımadası'ndan füze saldırıları yapılacak ve on binlerce Rus askeri bu saldırıya katılacak. RUSYA, AVRUPA'DA GENİŞ BİR "TAMPON BÖLGE" OLUŞTURMAK İSTİYOR Rusya'nın stratejik hedeflerinden biri, Finlandiya'nın güneydoğu kıyıları ile kuzey kıyılarının kontrolünü ele geçirmek. Bu durum, Finlandiya'nın savunma güçlerini bağlayarak, Estonya'ya yapılacak olası bir saldırının önünü açabilir. NATO kaynaklarına göre Rusya, 1743 Turku Antlaşması'yla belirlenen sınırlara ulaşmaya amaçlıyor. Bu durumda Rus işgal güçlerinin Kymijoki Nehri'ne ulaşmaya ve ardından Puumala bölgesini ele geçirmeye çalışacağı öngörülüyor. Rusya'nın güvenlik stratejisi, Avrupa'da geniş bir "tampon bölge" oluşturma amacını taşıyor. Bu bölge, Arktik'ten Baltık ile Karadeniz ve Akdeniz'e kadar uzanacak şekilde planlanmış durumda. NATO’nun değerlendirmesine göre, Rusya'nın füze saldırıları, Helsinki'yi de hedef alacak. Ancak ana saldırı Baltık ülkelerine odaklanacak. Bu değerlendirmeler, NATO'nun mevcut tehdit raporunun ne denli ciddi olduğunu ve Rusya'nın bölgedeki stratejik hedeflere ulaşmak için büyük bir risk almayı göze aldığını ortaya koyuyor.

Finlandiya'da Estlink 2 soruşturması kapsamında deniz tabanında çapa izleri tespit edildi Haber

Finlandiya'da Estlink 2 soruşturması kapsamında deniz tabanında çapa izleri tespit edildi

Finlandiya Körfezi'nin dibinde birkaç kilometre uzunluğunda sürükleme izleri bulunduğu ortaya çıktı. YLE News’in 29 Aralık 2024 tarihli haberine göre; Finlandiya Merkezi Kriminal Polisi, izlerin onlarca kilometre uzunluğunda olabileceğini ve henüz tespit çalışmalarının sürdüğünü açıkladı. Bununla beraber, YLE News’e konuşan Polis Müfettişi Sami Pyle, çapa izlerinin Estlink 2 kablosundaki hasarın bulunduğu yerde yürütülen sualtı araştırmasında ortaya çıktığını bildirdi. Patika izlerinin geminin çapa zincirini kaldırdığı yerde bittiğini kaydeden Pyle, sürüklenmeden kaynaklanan izin doğu tarafına doğru yüz kilometreden az olmak üzere birkaç kilometre kadar uzandığını açıkladı. HAVA KOŞULLARI SEBEBİYLE ÇALIŞMALAR DURDURULDU Bununla birlikte varsayımlara göre çapa izlerinin Eagle S gemisinin çapa izi olduğunu belirten Pyle, süregelen çalışmaların Çalışma Sınır Muhafız Servisi ve Merkez Kriminal Polisi arasında gerçekleşen iş birliği çerçevesinde yapıldığını kaydetti. Öte yandan Pyle, kötü hava koşulları nedeniyle deniz tabanı çalışmasının askıya alınması gerektiğini bildirdi ve çalışmaların ancak deniz sakinleştiğinde devam edebileceğini söyledi. SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTI Finlandiya ile Estonya'yı birbirine bağlayan deniz altı elektrik kablosunda 25 Aralık 2024 tarihinde kesinti yaşandı. Bununla beraber Finlandiya'nın ulusal elektrik iletim şebekesi operatörü Fingrid şirketinden yapılan açıklamada, "Estlink 2" enterkonnektöründe saat 10.26'da planlanmamış bir hizmet kesintisinin meydana geldiği ve kurulu kapasitesinin 1.016 MW'tan 358 megavata (MW) düştüğü belirtildi. Finlandiya polisi tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada ise, Finlandiya ve Estonya'yı birbirine bağlayan denizaltı elektrik kablosunun zarar görmesinde yabancı bir geminin parmağı olup olmadığının soruşturulması kapsamında, tankeri Porvoo yakınında gözaltına aldı. Polis, ayrıca Gürcistan ve Hindistan vatandaşlarından oluşan tanker mürettebatını sorguladı.

Finlandiya ile Estonya'yı bağlayan deniz altı elektrik kablosu hasar gördü Haber

Finlandiya ile Estonya'yı bağlayan deniz altı elektrik kablosu hasar gördü

Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, 25 Aralık 2024 tarihinde Finlandiya ile Estonya'yı birbirine bağlayan deniz altı elektrik kablosunda kesinti yaşandığını duyurdu. Başbakan Orpo, konuyla ilgili açıklamasında yetkililerin Noel'de bile uyanık olduğunu ve konuyu araştırdıklarını duyurdu. Finlandiya'nın ulusal elektrik iletim şebekesi operatörü Fingrid şirketinden yapılan açıklamada, "Estlink 2" enterkonnektöründe saat 10.26'da planlanmamış bir hizmet kesintisinin meydana geldiği ve kurulu kapasitesinin 1.016 MW'tan 358 megavata (MW) düştüğü belirtildi. Fingrid Kontrol Odası Müdürü Arto Pahkin ise olayla ilgili bir soruşturma başlatıldığını açıkladı. HASARDA YABANCI BİR GEMİNİN ETKİSİ OLUP OLMADIĞI ARAŞTIRILIYOR  Finlandiya polisi tarafından 26 Aralık'ta yapılan açıklamada, meydana gelen ani bir kesintinin ardından Finlandiya ve Estonya'yı birbirine bağlayan denizaltı elektrik kablosunun zarar görmesinde yabancı bir geminin parmağı olup olmadığını araştırdıklarını bilgisi yer aldı.  Ayrıca açıklamada “Polis, Sınır Muhafızları ve diğer yetkililerle iş birliği içinde hadise ilgili olaylar zincirini araştırıyor” ifadesi yer alırken, geminin adı verilmeden, müfettişlerin yabancı bir geminin kazadaki olası rolünü araştırdıkları belirtildi. BALTIK DENİZİ'NDE DÖRT ÜLKEYİ BİRBİRİNE BAĞLAYAN KABLOLARA SABOTAJ! 19 Kasım 2024 tarihinde Baltık Denizi'nde Finlandiya ile Almanya ve İsveç ile Litvanya arasında bağlantı kuran deniz altı telekomünikasyon kablolarında hasar meydana gelmişti. Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Moskova'nın kritik deniz altı altyapısını hedef alabileceği uyarısının ardından birkaç hafta sonra dört ülkeyi birbirine bağlayan kabloların hasar alması, Avrupalı yetkililerin gözlerini Rusya'ya çevirmesine sebep oldu. FİNLANDİYA VE ALMANYA'DAN ORTAK AÇIKLAMA GELDİ: HİBRİT SAVAŞ İHTİMALİ Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen ile Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, konuyla ilgili ortak yazılı açıklama yaptı. Yaşanan hasardan dolayı derin edişe duyduklarını belirten bakanlar, hibrit savaş ihtimalini gündeme getirdi. Açıklamada "Avrupa'nın güvenliği sadece Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşın değil, aynı zamanda kötü niyetli aktörler tarafından yürütülen hibrit savaşın da tehdidi altındadır." ifadeleri yer aldı. İsveç polisi, olayla ilgili soruşturma yürütüyor.

Yapay zeka güdümlü drone savar füzeleri Ukrayna'da test edilecek Haber

Yapay zeka güdümlü drone savar füzeleri Ukrayna'da test edilecek

Estonyalı savunma firması Frankenburg Technologies, 2025 yılında Ukrayna'da drone savar füzelerini test etmeye başlamayı planlıyor. Plan; Frankenburg Technologies CEO'su ve Estonya Savunma Bakanlığının eski Daimi Sekreteri Kusti Salm'ın 5 Aralık 2024 tarihinde Estonya devlet televizyon kanalı Eesti Rahvusringhaaling'a (ERR) yaptığı açıklamayla duyuruldu. “Teknoloji umut verici ve yeni yılda Ukrayna'da test etmeye başlayacağız” ifadelerini kullanan CEO, test için anlaşmanın mevcut olduğunu da belirtti. Testlerin amacının ise sistemin gerçek muharebe koşullarındaki etkinliğini teyit etmek olduğu kaydedildi. Aynı zamanda şirket; "10 kat daha uygun fiyatlı, 100 kat daha hızlı üretilebilen ve mevcut endüstri kabiliyetlerini aşan miktarlarda füze sistemleri geliştirmeyi” hedefliyor. FÜZELER, İRAN YAPIMI İHA'LARI ENGELLEYEBİLİYOR Şirketin geliştirdiği füzeler, İran tarafından üretilen ve Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik olarak saldırılarında sıklıkla kullanlığı Şâhid tipi İHA'ları iki kilometreye kadar yükseklikte engellemek üzere tasarlandı. Ayrıca sistemin en önemli özelliklerinden biri de otonom hedefleme için yapay zekaya sahip olması. Füzenin üretiminin ise haftada birkaç düzine ünite ile başlaması ve 2025 yılının üçüncü çeyreğine kadar yüzlerce üniteye çıkması planlanıyor. UKRAYNA'NIN YETERLİ KAYNAKLARA SAHİP OLMASI GEREKLİ Estonya Savunma Bakanı Hanno Pevkur, daha önce Halifax Uluslararası Güvenlik Forumu'nda yaptığı bir konuşmada Ukrayna'nın askeri üretim kabiliyetlerinin desteklenmesi gerektiğini kaydetmişti. Pevkur, Ukrayna'nın yeterli kaynaklara sahip olmasının savunması için gerekli olduğunu, "Rusya ile savaşmak için ihtiyaç duydukları her şeyi onlara ulaştırdığımızda Ukraynalılar tüm bunların üstesinden gelebilirler" ifadeleriyle aktarmıştı.

Estonya, Kırım Tatar Sürgünü'ne sessiz kalmadı: Ukrayna ve Avrupa Parlamentosu destekledi Haber

Estonya, Kırım Tatar Sürgünü'ne sessiz kalmadı: Ukrayna ve Avrupa Parlamentosu destekledi

Eli kanlı Sovyet rejiminin gerçekleştirdiği vahşet 21. yüzyılda hafızalardaki yerini koruyor. Dünya kamuoyunda yankı bulan 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü bugün Estonya Parlamentosunda gündeme geldi. ESTONYA PARLAMENTOSU SÜRGÜNÜ SOYKIRIM OLARAK TANIDI Estonya Parlamentosu (Riigikogu), 16 Ekim 2024 tarihli genel kurulunda, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan kararı kabul etti. Genel kurula sunulan karar metninde, Kırım Tatarlarının Kırım Yarımadası'ndaki anavatanlarından Türkistan coğrafyasına toplu bir şekilde sürgün edilmesinin şiddetle kınandığı ifade edildi. Bildiride ayrıca, Rusya Federasyonu'nun 2014 yılında işgal ettiği Kırım'da, Kırım Tatarlarının kimliğini yok etmek, tarihi ve kültürel mirasını silmek amacıyla Sovyetler Birliği'nin Kırım Tatarlarına karşı yürüttüğü soykırım politikasını sürdürdüğünün altı çizildi. Ukrayna Parlamentosu (Verhovna Rada) ise Kırım Tatar Sürgünü'nün Estonya tarafından soykırım olarak kabul edilmesini değerlendirdi. Parlamento, Rusya'nın 1944 yılında gerçekleştirdiği eylemin soykırım olduğunu bir kez daha yineledi. "ESTONYA, UKRAYNA TOPRAKLARINI SAVUNMASI KONUSUNDA LİDERLİK GÖSTERDİ" Öte yandan Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola ise söz konusu kararı, "Estonya, Ukrayna'nın topraklarını savunması ve kendini yeniden inşa etmesi konusunda destek vererek kayda değer bir liderlik gösterdi." ifadeleriyle destekledi. ESTONYA, 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ'NÜ SOYKIRIM OLARAK TANIDI! Estonya Parlamentosu (Riigikogu), 16 Ekim 2024 tarihli genel kurulunda, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan kararı kabul etti. Toplam 101 üyeli parlamentonun 91 üyesinin hazır bulunduğu oturumda 83 milletvekili "evet" oyu verdi. 8 milletvekili ise çekimser oy kullandı. SÜRGÜNÜ SOYKIRIM OLARAK TANIYAN ALTINCI DEVLET Estonya 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan 6. ülke oldu. Kırım Tatar Sürgünü’nün 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edilmesi sonrasında; 2019 yılında Letonya ve Litvanya parlamentoları, 2022’de ise Kanada Parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'ün temmuz ayında Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımıştı. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.

KTMM Başkanı Refat Çubarov, Estonya Parlamentosunun “soykırım” kararını QHA’ya değerlendirdi Haber

KTMM Başkanı Refat Çubarov, Estonya Parlamentosunun “soykırım” kararını QHA’ya değerlendirdi

İrem Kaya / QHA Ankara Estonya Parlamentosu (Riigikogu) tarafından bugün, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü  "soykırım" olarak kabul edildi. Toplam 101 üyeli parlamentonun 91'i hazır içeren kütüğünda 83 milletvekili "evet" oyu vererek, Sovyet rejiminin gerçekleştirdiği vahşeti soykırım olarak sıralamada yer aldı. "RUSYA KIRIM TATARLARINA YÖNELİK CİNAYETİNİ BUGÜN KIRIM'DA SÜRDÜRÜYOR" Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov , Estonya Parlametosunun söz konusu olacağı Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi. KTMM Başkanı Refat Çubarov, Estonya Parlamentosunun “soykırım” kısmını QHA'ya değerlendirdi pic.twitter.com/97sYdPqfg4 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) 16 Ekim 2024 Parlamento kararındaki Federasyonu Rusya'nın 2014 yılında işgal ettiği Kırım'da, Kırım Tatarlarının işlemlerini yok etmek, tarihi ve kültürel mirasını silmek amacıyla Sovyetler Birliği'nin Kırım Tatarlarına karşı yürüttüğü soykırım politikasını sürdürdüğü rejimin önemli olduğunu belirten Çubarov, kararın aynı zamanda  "Rusya'nın" , Kırım Tatarlarına yönelik cinayetin bugün Kırım'da devam ettirildiğinin  işareti olduğunu vurguladı. Öte yandan KTMM Başkanı kararda, Kırım Tatarcasının yaygınlaştırılması için dünya çapında çağrıda bulunulduğu aktarıldı.  ESTONYA, 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ'NÜ SOYKIRIM OLARAK TANIDI! Çubarov, Behçe'nin geçen kararın son derece yerinde olduğunu vurgulayarak, "Kırım Tatarlarının haklarının savunulması konusunda önemli bir karar oldu." dedi. Estonya Parlamentosu (Riigikogu), 16 Ekim 2024 tarihli genel kurulunda, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tarih kararını kabul etti. Toplam 101 üyeli parlamentonun 91'i hazır klasöründe 83 milletvekili  "evet"  oy verdi. 8 milletvekili ise çekimser oy kullandı. Estonya Parlamentosunun 54 üyesi tarafından Genel Kurul tarafından sunulan karar belgesinde, 1944'te totalliter Sovyet mevzuatı tarafından planlandı ve Kırım Tatarlarının Yarım Kırımadası'ndaki anavatanlarından Türkistan coğrafyasında toplu sürgünün başarıyla kınandı ifade edildi. SÜRGÜNÜ SOYKIRIM OLARAK TANIYAN ALTINCI DEVLET Estonya 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak 6. ülke oldu. Kırım Tatar Sürgünü'nün 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edilmesi sonrasında; 2019 yılında Letonya ve Litvanya parlamentoları, 2022'de ise Kanada Parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'ün temmuz ayında Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımıştı. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944'te Kırım'daki tüm Kırım Tatarlarını sürgüne gönderdi. Sürgün sırasında Kırım Tatarlarının büyük bir çoğunluğu Kızılordu'da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. genellikle kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya'ya sürgün edildi. Kırım'dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46'sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatlarını kaybetti. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım'ın demografik değişimini amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağlarından koptukları o aziz vatanı, Kırım'ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında sürgün edildikleri vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet yıl 1989'da görüldüğünde Kırım Tatarları, yavaş yavaş at topraklarına dönmeye başladı. Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989'un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım'a geri dönme girişimleri, hapis ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engellemeler nedeniyle Türkistan'da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihinde “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.

Estonya Parlamentosunda "Kırım İçin" sergisi Haber

Estonya Parlamentosunda "Kırım İçin" sergisi

Estonya Parlamentosunda (Riigikogu) “Kırım İçin” (Qırım İçün) başlıklı sergi açıldı. Sergi Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümü vesilesiyle Estonya Parlamentosuna Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasını öngören karar tasarısının sunulması bağlamında gerçekleştiriliyor. Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Temsilciliğinden yapılan açıklamada, serginin Estonya Parlamentosu Başkanı Lauri Hussar, Dışişleri Komisyonu Başkanı Marko Mihkelson ve Ukrayna'nın Estonya Büyükelçisi Maksım Kononenko'nun katılımıyla gerçekleştiği aktarıldı. Çevrim içi olarak katılımcılara hitap eden Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Daimi Temsilcisi Tamila Taşeva, Kırım Tatar Sürgünü’nün soykırım olarak kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Halkınız Rusların suçlarını asla kabul etmeyeceğini kendi deneyimlerinden biliyor. Tıpkı 1940'larda Baltık ülkelerinin işgalini tanımadıkları, Kırım Tatarlarının toplu sürgününü soykırım olarak tanımadıkları gibi... Bugün de Ruslar Ukrayna'nın işgal altındaki topraklarında işledikleri suçları kabul etmiyor. Eğer uluslararası toplum bu korkunç suçlar hakkında sesini çıkarmazsa, olayları gerçek isimleriyle anmazsa, affederse ve Rusların geçmişteki keyfiliklerine göz yumarsa, o zaman bu suçlar defalarca tekrarlanacaktır.” şeklinde konuştu. “KIRIM İÇİN” SERGİSİ Kırım Tatar halkının trajik geçmişine dikkat çekmek, Rusya’nın Ukrayna'nın yerli halklarına karşı işlediği suçları gündeme getirmek amacıyla düzenlenen sergide Kırım Tatar seramik ustası Rüstem Skibin, Kırım Tatar ressam Rüstem Eminov ve Asan Baraş, Ukraynalı ressam Anton Logunov’un eserleri sergileniyor. Sanat eserleri yanı sıra sergide Kırım’dan getirilen Kırım Tatarlarına ait geleneksel ev eşyaları, kıyafetler ve 18. yüzyıla ait bir Kur'an-ı Kerim sergileniyor. Ayrıca sergi çerçevesinde savaş konulu bir enstalasyon, Kırım Tatar askerlerin portreleri ve onların hikayeleri ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. ESTONYA KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ SOYKIRIM OLARAK TANIMAYA HAZIRLANIYOR Estonya Parlamentosu (Riigikogu) Dışişleri Komisyonu Başkanı Marko Mihkelson, 54 milletvekili adına, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasını öngören karar tasarısını 8 Ekim 2024 tarihinde parlamentoya sundu.

Bir ülke daha, Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımaya hazırlanıyor Haber

Bir ülke daha, Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımaya hazırlanıyor

Estonya Parlamentosu (Riigikogu) Dışişleri Komisyonu Başkanı Marko Mihkelson, 54 milletvekili adına, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasını öngören karar tasarısını 8 Ekim 2024 tarihinde parlamentoya sundu. Estonya Parlamentosundan yapılan açıklamada, sunulan belgede totaliter Sovyet rejimi tarafından planlanan ve Mayıs 1944'te gerçekleştirilen, Kırım Tatarlarının anayurtları olan Kırım Yarımadası’ndan Türkistan topraklarına toplu sürgününün şiddetle kınandığı kaydedildi. Belgede, Sovyet rejiminin 1944’te 200 bine yakın Kırım Tatarlarını vatanından sürdüğü, sürgün sırasında ve sonraki yıllarda binlerce Kırım Tatarının hayatını kaybettiği, vatanını kaybeden halkın onlarca yıl boyunca acımasız Ruslaştırma politikasına maruz kaldığı ve anavatanlarına dönüş yasağının ancak Kasım 1989'da kaldırıldığına dikkat çekiliyor. Bununla birlikte belgede, Rusya Federasyonu'nun 2014 yılında işgal ettiği Kırım'da Kırım Tatarlarına karşı, Sovyetler Birliği tarafından uygulanan, amacı Kırım Tatarlarının kimliğini, kültürel mirasını yok etmek ve tarihlerini silmek olan soykırım politikasını sürdürmeye devam ettiği vurgulanarak Kremlin yönetiminin Kırım Tatarlarına yönelik baskıları kınanıyor. Uluslararası toplumu Kırım Tatarlarıyla dayanışma göstermeye ve Kırım'ın Rusya Federasyonu tarafından işgalini kınamaya devam etme çağrısının yer aldığı belgede, Ukrayna toprak bütünlüğüne destek verilerek Kırım’ın Ukrayna’nın ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulanıyor. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI ???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024 Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. BEŞ DEVLET SÜRGÜNÜ SOYKIRIM OLARAK TANIDI Kırım Tatar Sürgünü’nün 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edilmesi sonrasında; 2019 yılında Letonya ve Litvanya parlamentoları, 2022’de Kanada Parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'de ise Polonya 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Estonya Ortodoks Kilisesi Moskova ile bağlantısını kesti Haber

Estonya Ortodoks Kilisesi Moskova ile bağlantısını kesti

Estonya Ortodoks Kilisesi, Moskova Patrikhanesiyle ilişkilerini kesti. Moskova Patrikhanesine bağlı Estonya Ortodoks Kilisesi Konseyinin ikinci oturumunda Moskova Patrikhanesi ibaresinin yer almadığı yeni tüzüğü kabul edildi. Estonya merkezli ERR haber ajansı, 20 Ağustos 2024 tarihinde, Moskova Patrikhanesi Estonya Ortodoks Kilisesi Konseyinin ikinci oturumunun Talinn’de gerçekleştiğini aktardı. Oturumda konsey, Moskova Patrikhanesinin adının kaldırıldığı yeni bir tüzük kabul etti. Kilisenin resmî internet sayfasından yapılan açıklamada, oturumun ana görevinin, devletle müzakerelerde varılan anlaşmaları dikkate alarak Estonya Ortodoks Kilisesinin daha fazla idari bağımsızlığına ulaşmasının yollarını onaylamak olduğunu aktarıldı. Kabul edilen yeni tüzükte kilisenin idari, ekonomik, eğitim ve sivil konularda bağımsızlığı belirleniyor. UKRAYNA, RUS ORTODOKS KİLİSESİYLE BAĞLARINI KOPARDI Ukrayna Parlamentosu, 20 Ağustos 2024’te başta Moskova Patrikhanesine bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi olmak üzere, ülkede Rusya ile bağlantılı olan dini kuruluşların faaliyetlerinin yasaklanmasını öngören yasa tasarısını kabul etti. Bilindiği üzere Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill, uzun süredir Putin'in en önemli destekçileri arasında yer almış ve Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü topyekûn saldırı ve işgal girişimini "Kutsal Savaş" olarak ilan etmişti. Kirill'in Ukrayna'daki savaşa verdiği destek, Rus Ortodoks Kilisesi ile Ortodoksluğun dünyadaki diğer kolları arasındaki çatlağı derinleştirdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.