Ukrayna, BM'deki Uygur soykırımı tasarısı hakkında geri adım attı
Ukrayna, BM'deki Uygur soykırımı tasarısı hakkında geri adım attı
Ukrayna, BM'deki Uygur soykırımı tasarısı hakkında geri adım attı
Haber Giriş Tarihi: 13.10.2022 20:31
Haber Güncellenme Tarihi: 14.10.2022 00:05
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Rusya'nın Ukrayna'yı topyekun işgal girişimi ve saldırıları, dünya kamuoyunda Rusya karşıtı cepheyi sıkılaştıran bir adım oldu. Rusya'nın Ukrayna'da sivilleri hedef alması, soykırım ve toplu katliama imza atması, ardından Kırım'daki işgal sürecine benzer şekilde ortaya konulan Kremlin senaryosu, Putin Rusyası'nın kural ve hukuk tanımaz tutumunu bir kez daha gözler önüne serdi. Rusya'nın Ukrayna'da işlediği insan hakları ihlalleri ve savaş suçları karşısında hür ve bağımsız dünya ülkeleri Ukrayna'ya ve Ukrayna halkına sahip çıktı. Benzer şekilde uluslararası kuruluşlarda Çin yönetiminin Doğu Türkistan'da işlediği insan hakları ihlalleri ve soykırım fiilleri gündeme getirilerek; birçok karar kabul edildi. Soykırımcı Çin'in Doğu Türkistan'daki hak ihlalleri karşısında Ukrayna'nın fikir değişikliğine gitmesi için çaba harcayan Ukrayna Milletvekili İnna Sovsun, Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, Doğu Türkistanlı akademisyen Prof. Dr. Abdürreşit Celil Karluk konuyu Kırım Haber Ajansı için değerlendirdi.
Son olarak, 7 Ekim 2022'de BM İnsan Hakları Konseyi, Doğu Türkistan'daki Çin'in baskıcı politikaları hakkında oturum yapılması için toplandı. 47 ülkeden temsilcinin katılımıyla meydana gelen oturum, Çin'in soykırım fiillerini görmezden gelen ülkelerin "hayır" oyu ve konuyu gündeme getirmekten kaçınan ülkelerin "çekimser" oylarıyla reddedildi. Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri durumunun görüşülmesi için sunulan tasarı, 17 “kabul” oyuna karşı 19 “ret” ve 11 “çekimser” oyla reddedildi. Aralarında Almanya, Fransa, Çekya, Finlandiya, Polonya, Güney Kore, ABD ve Birleşik Krallık’ın olduğu ülkeler tasarı için “kabul” oyu kullanırken, Bolivya, Küba, Gabon, Endonezya, Kazakistan, Pakistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Nepal, Sudan ve Özbekistan’ın bulunduğu ülkeler ise ret oyu verdi. Ukrayna, Malezya ve Hindistan dahil oturuma katılan diğer ülkeler ise çekimser oy kullandı.
Rusya'nın savaş suçları ve insanlık suçları karşısında dünya ülkelerinin "hukuk" "adalet" "insan hakları" gibi birçok konuda kararlı bir duruş sergilemesini isteyen Ukrayna'nın Çin'in soykırım fiillerini görmezden gelmesi şüphesiz birçok çevreden eleştiri aldı. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlardaki oylamalarda Çin ile olan ekonomik ilişkilerinden dolayı Pekin'e karşı gelemeyen bu ülkelere bağımsızlık ve vatan mücadelesi veren Ukrayna'nın da dahil olması vicdanları yaralayan bir adım oldu. Ukrayna, BM'deki oylamanın ertesi günü bu kararı değiştirerek, işgalci Rusya'yı her platformda destekleyen Çin yönetiminin yanında olduğuna yönelik imajı değiştirdi.
UKRAYNA'NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ OYLAMASINA ÇİN "ÇEKİMSER" KALDI
Ukrayna'yı işgal girişimi başlatan Rusya, 24 Şubat 2022'de başlayan savaş nedeniyle Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nden çıkarılmış ve Çekya yerine dahil edilmişti. Ayrıca, 12 Ekim 2022'de Ukrayna'nın toprak bütünlüğü hakkındaki tarihi oylamada 193 ülkenin 143'ü Ukrayna'ya destek verdi. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali karşısında Çin'in de dahil olduğu 35 ülke karara "çekimser" kaldı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda tarihi oylama: Ukrayna'ya 143 ülkeden destek
UKRAYNA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'DE "ÇEKİMSER" OLAN OYUNU "EVET" OLARAK DEĞİŞTİRDİ
Ukrayna'da bu konuyu gündeme getiren Ukrayna Milletvekili İnna Sovsun, Uygur Türkleri'nin soykırımı hakkında üzüntüsünü ifade ederek, “Uygur soykırımı hakkında hükumeti bilgilendirmek için elimden geleni yapacağım” dedi. Yoğun eleştirilerin ardından oylamanın ertesi günü, yapılan oturumda Ukrayna heyeti, söz alarak oylama konusunda fikir değişikliğine gidildiğini ifade etti. Ukrayna'nın Cenevre'deki BM Temsilcisi, Büyükelçi Yevgeniya Filipenko, toplantı tutanaklarında Ukrayna'nın oyunu "evet" olarak değiştirilmesini istedi. BM İnsan Hakları Konseyi Başkanı Federico Villegas, bunun oylamanın sonuçlarını değiştirmeyeceğini kaydetti.
Ukrayna içinden de Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri konusunda hassasiyet gösterilmesi ve işgalci ve soykırımcı Çin yönetimine tepki gösterilmesi konusunda demeçler geldi. Avrupa Dayanışması Milletvekili Mıkola Knyajıtskıy, Ukraynalı diplomatlarını eleştirerek, “Utanç verici. Ortakların tepkilerinden ve Ukraynalıların, Çin'deki Uygur Türklerine yönelik soykırımın tartışılmasına ilişkin BM temsilcilerimizin tutumunu kabul etmeye reddettikten sonra Ukrayna tutumunu değiştirdi. En azından bu yapıldı. Büyükelçi Yevgeniya Filipenko, Cuma günü sıra dışı adım attı ve oturum tutanağındaki Ukrayna oyunun evet olarak değiştirilmesini istedi.” dedi.
İNNA SOVSUN: UYGUR TÜRKLERİNİN SOYKIRIMI DAHİL OLMAK ÜZERE ÇİN'İN EYLEMLERİNİ DEFALARCA KINADIM
Ukrayna'da bu konuyu gündeme getiren ve Ukrayna hükumetini Uygur soykırımı konusunda bilgilendireceğini ifade eden Ukrayna Parlamentosu Golos Partisi Milletvekili, eski Eğitim Bakanı İnna Sovsun, Kırım Haber Ajansına konu hakkında röportaj verdi. Sovsun'un açıklaması şöyle:
“Uygur Türklerinin soykırımı da dahil olmak üzere Çin'in eylemlerini defalarca kınadım ve bunu yetkililere her şekilde iletmeye çalıştım. Ben Ukrayna’nın en baştan beri karara destek vermesini gerektiğini, çekimser kalmaması gerektiğini düşünüyorum ve bunu yapmadığımız için gerçekten çok üzgünüm. Müttefiklerimizin yaptığı gibi özgürlük, demokrasi ve insan haklarını savunmalıyız.
Bir taraftan Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerini kınamaktan çekinen Hindistan veya Güney Afrika'dan şikayet ederken aynı anda Çin’in Uygur Türklerine yönelik eylemleri dahil diğer suç rejimlerini kınama konusunda çekimser kalamayız. Öte yandan sesimizi yönetime duyurabildiğimiz için çok mutluyum. Bu vesile ile BM'deki elçiler fikirlerini değiştirdi. Bununla birlikte protokolde değişiklik yaparak oylarını, "çekimser"den "evet"e değiştirdi. Maalesef bu oylama sonuçlarını etkilemedi. Ancak Ukrayna’nın demokratik dünyanın yanında durduğu sinyalini verdi. Umarım gelecekte bir daha böyle hatalar yaşanmaz.
Twitter is purging a lot of spam/scam accounts right now, so you may see your follower count drop
DÜNYA UYGUR KURULTAYI BAŞKANI DOLKUN İSA: SOYKIRIMIN OLDUĞU YERDE TARAFSIZLIK OLAMAZ
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinde Ukrayna'nın tutumunun üzücü verici olduğunu dile getirerek; Ukrayna'nın Konsey'de Uygur Türklerinin haklarını korumasını savundu. Dolkun İsa Kırım Haber Ajansına şöyle konuştu:
"Ukrayna’nın Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin 51. oturumu kapsamında sunulan 47 tasarıya ilişkin ilk oylama 6 Ekim 2022’de yapıldı. Bu kapsamda Konsey’e, Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri durumunun görüşülmesi için sunulan tasarı ve özel toplantı yapılması talebine tarafsız oy kullanması üzücü bir durumdu. Çünkü bütün dünya Ukrayna ile birlikteydi. Biz Uygurlar Ukrayna’nın yanında işgalci Rusya’ya karşı duruşumuzu belli etmiştik.
Ukrayna’nın Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy de bu savaşın sadece iki devlet arasında savaş olmadığını belirterek bu savaşın demokrasi ile otoriter rejimler arasındaki savaş olduğuna ve bu yüzden dünya demokrasisini kazanması için bu savaşta Ukrayna’nın kazanması gerektiğine dikkat çekiyordu. Böyle bir duruş sergileyen devletin Doğu Türkistan’da soykırım yapmakta olan bir faşist devlete karşı BM’deki tasarı oylamasında Ukrayna’nın tarafsız kalması kabul edilebilecek bir durum değildi. Samimi olmayan bir davranıştı.
Kaldı ki, böyle bir adaletsizliğin ve soykırımın yaşanmakta olduğu bir zamanda tarafsızlık diye bir tutum mevcut olmamalıydı. Bu durumda tarafsız kalmak demek soykırıma ortak olmak demektir. Biz çok üzülmüştük. Ancak oylamadan sonraki gün Ukrayna’nın BM’deki 5 elçisi 'Biz tasarıyı onaylıyoruz' dedi. Ancak oylama sona erdiği için iş işten geçmişti. Lakin Ukrayna’nın tarafsızlığına son vererek Uygur Türklerini destekleyeceğini ifade etmesi bizi sevindirmişti.
Önümüzdeki yıl şubat ayında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin 52. toplantısı gerçekleşecek ve biz tekrar bu yasayı BM’ye sunacağız. O zaman Ukrayna’nın tarafsız kalmayarak bize destek vermesi gerekiyor.
İlgili haber: BM Doğu Türkistan tasarısı Türk ve İslam ülkelerinin oylarıyla reddedildi
PROF. DR. KARLUK: BEKLENEN TUTUM, UKRAYNA'NIN SOYKIRIM MAĞDURU DOĞU TÜRKİSTANLILARDAN YANA OY KULLANMASIDIR
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdürreşit Celil Karluk, Ukrayna'nın söz konusu tutumu hakkında QHA'ya bir değerlendirme yaparak şöyle konuştu:
BM’deki yoklama aslında insani değerler ile demokrasiyi önceleyen nitelikli uygarlıkların nicelik olarak otokrasi ve zulmü önceleyen düşüşteki gayri insani rejimler karşısındaki çaresizliğinin belirginleştiğini; Kandaşlık ve Dindaşlık gibi değerlerin artık anlamsız boş şeylere dönüştüğünü daha açık bir şekilde göstermiştir.
Doğu Türkistan’da Uygurlar ile birlikte yaşayan Kazak ve Özbeklerin de soykırıma tabi tutulduğu gerçeği çok iyi bilinmesine rağmen Kazakistan ve Özbekistan’ın Çin lehine oy kullanması, Doğu Türkistanlıları derinden yaralamış, ortak kimlik duygusuna zehirli neşter vurmuştur. Pakistan benzeri sözde İslam cumhuriyetlerinin tutumları Doğu Türkistanlıları hiç şaşırtmamıştır.
En dikkat çeken hususlardan biri ise Rusya ile savaş halinde olan Ukrayna hükumetinin tutumu olmuştur. Beklenen tutum ise Ukrayna’nın medeni dünya ile birlikte hareket etmesi, işgalci Rusya ile onun destekçisi Çin karşısında tavır sergileyerek soykırım mağduru Doğu Türkistanlılardan yana oy kullanması idi. Sonuç öyle olmadı. Bu durum şunu göstermiştir: Ukrayna yönetimi içinde hala Stokholm sendromu yaşayan bürokratların varlığı veya ülkesindeki Çin yatırımından dolayı Çin’in bağlayıcı ilişkilileri ağına takılmış çürük karar vericilerin etkinliğinin küçümsenmeyecek düzeyde olduğudur. Diğer taraftan Çin’deki Uygur soykırımı hakkında Ukrayna halkı başta elitlerinin yeterince bilgi sahibi olmadığı, Ukrayna’nın uluslararası sorun ve krizlere hassasiyeti olan siyasetçi (örneğin İnna Sovsun), aktivist, hatta akademisyenlerin bu alana eğilmesinin önemi ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan Uygur Türkleri veya Doğu Türkistan adına lobicilik yapan kurum ve kişilerin de Ukrayna benzeri ülkelerde de faaliyet göstermeleri elzemdir.
ÇİN'İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ SOYKIRIMI
Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğradı, uğruyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.
ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?
Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.
Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.
Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.
“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ukrayna, BM'deki Uygur soykırımı tasarısı hakkında geri adım attı
Ukrayna, BM'deki Uygur soykırımı tasarısı hakkında geri adım attı
Rusya'nın Ukrayna'yı topyekun işgal girişimi ve saldırıları, dünya kamuoyunda Rusya karşıtı cepheyi sıkılaştıran bir adım oldu. Rusya'nın Ukrayna'da sivilleri hedef alması, soykırım ve toplu katliama imza atması, ardından Kırım'daki işgal sürecine benzer şekilde ortaya konulan Kremlin senaryosu, Putin Rusyası'nın kural ve hukuk tanımaz tutumunu bir kez daha gözler önüne serdi. Rusya'nın Ukrayna'da işlediği insan hakları ihlalleri ve savaş suçları karşısında hür ve bağımsız dünya ülkeleri Ukrayna'ya ve Ukrayna halkına sahip çıktı. Benzer şekilde uluslararası kuruluşlarda Çin yönetiminin Doğu Türkistan'da işlediği insan hakları ihlalleri ve soykırım fiilleri gündeme getirilerek; birçok karar kabul edildi. Soykırımcı Çin'in Doğu Türkistan'daki hak ihlalleri karşısında Ukrayna'nın fikir değişikliğine gitmesi için çaba harcayan Ukrayna Milletvekili İnna Sovsun, Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, Doğu Türkistanlı akademisyen Prof. Dr. Abdürreşit Celil Karluk konuyu Kırım Haber Ajansı için değerlendirdi.
Son olarak, 7 Ekim 2022'de BM İnsan Hakları Konseyi, Doğu Türkistan'daki Çin'in baskıcı politikaları hakkında oturum yapılması için toplandı. 47 ülkeden temsilcinin katılımıyla meydana gelen oturum, Çin'in soykırım fiillerini görmezden gelen ülkelerin "hayır" oyu ve konuyu gündeme getirmekten kaçınan ülkelerin "çekimser" oylarıyla reddedildi. Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri durumunun görüşülmesi için sunulan tasarı, 17 “kabul” oyuna karşı 19 “ret” ve 11 “çekimser” oyla reddedildi. Aralarında Almanya, Fransa, Çekya, Finlandiya, Polonya, Güney Kore, ABD ve Birleşik Krallık’ın olduğu ülkeler tasarı için “kabul” oyu kullanırken, Bolivya, Küba, Gabon, Endonezya, Kazakistan, Pakistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Nepal, Sudan ve Özbekistan’ın bulunduğu ülkeler ise ret oyu verdi. Ukrayna, Malezya ve Hindistan dahil oturuma katılan diğer ülkeler ise çekimser oy kullandı.
Rusya'nın savaş suçları ve insanlık suçları karşısında dünya ülkelerinin "hukuk" "adalet" "insan hakları" gibi birçok konuda kararlı bir duruş sergilemesini isteyen Ukrayna'nın Çin'in soykırım fiillerini görmezden gelmesi şüphesiz birçok çevreden eleştiri aldı. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlardaki oylamalarda Çin ile olan ekonomik ilişkilerinden dolayı Pekin'e karşı gelemeyen bu ülkelere bağımsızlık ve vatan mücadelesi veren Ukrayna'nın da dahil olması vicdanları yaralayan bir adım oldu. Ukrayna, BM'deki oylamanın ertesi günü bu kararı değiştirerek, işgalci Rusya'yı her platformda destekleyen Çin yönetiminin yanında olduğuna yönelik imajı değiştirdi.
UKRAYNA'NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ OYLAMASINA ÇİN "ÇEKİMSER" KALDI
Ukrayna'yı işgal girişimi başlatan Rusya, 24 Şubat 2022'de başlayan savaş nedeniyle Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nden çıkarılmış ve Çekya yerine dahil edilmişti. Ayrıca, 12 Ekim 2022'de Ukrayna'nın toprak bütünlüğü hakkındaki tarihi oylamada 193 ülkenin 143'ü Ukrayna'ya destek verdi. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali karşısında Çin'in de dahil olduğu 35 ülke karara "çekimser" kaldı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda tarihi oylama: Ukrayna'ya 143 ülkeden destek
UKRAYNA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'DE "ÇEKİMSER" OLAN OYUNU "EVET" OLARAK DEĞİŞTİRDİ
Ukrayna'da bu konuyu gündeme getiren Ukrayna Milletvekili İnna Sovsun, Uygur Türkleri'nin soykırımı hakkında üzüntüsünü ifade ederek, “Uygur soykırımı hakkında hükumeti bilgilendirmek için elimden geleni yapacağım” dedi. Yoğun eleştirilerin ardından oylamanın ertesi günü, yapılan oturumda Ukrayna heyeti, söz alarak oylama konusunda fikir değişikliğine gidildiğini ifade etti. Ukrayna'nın Cenevre'deki BM Temsilcisi, Büyükelçi Yevgeniya Filipenko, toplantı tutanaklarında Ukrayna'nın oyunu "evet" olarak değiştirilmesini istedi. BM İnsan Hakları Konseyi Başkanı Federico Villegas, bunun oylamanın sonuçlarını değiştirmeyeceğini kaydetti.
Ukrayna içinden de Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri konusunda hassasiyet gösterilmesi ve işgalci ve soykırımcı Çin yönetimine tepki gösterilmesi konusunda demeçler geldi. Avrupa Dayanışması Milletvekili Mıkola Knyajıtskıy, Ukraynalı diplomatlarını eleştirerek, “Utanç verici. Ortakların tepkilerinden ve Ukraynalıların, Çin'deki Uygur Türklerine yönelik soykırımın tartışılmasına ilişkin BM temsilcilerimizin tutumunu kabul etmeye reddettikten sonra Ukrayna tutumunu değiştirdi. En azından bu yapıldı. Büyükelçi Yevgeniya Filipenko, Cuma günü sıra dışı adım attı ve oturum tutanağındaki Ukrayna oyunun evet olarak değiştirilmesini istedi.” dedi.
İNNA SOVSUN: UYGUR TÜRKLERİNİN SOYKIRIMI DAHİL OLMAK ÜZERE ÇİN'İN EYLEMLERİNİ DEFALARCA KINADIM
Ukrayna'da bu konuyu gündeme getiren ve Ukrayna hükumetini Uygur soykırımı konusunda bilgilendireceğini ifade eden Ukrayna Parlamentosu Golos Partisi Milletvekili, eski Eğitim Bakanı İnna Sovsun, Kırım Haber Ajansına konu hakkında röportaj verdi. Sovsun'un açıklaması şöyle:
“Uygur Türklerinin soykırımı da dahil olmak üzere Çin'in eylemlerini defalarca kınadım ve bunu yetkililere her şekilde iletmeye çalıştım. Ben Ukrayna’nın en baştan beri karara destek vermesini gerektiğini, çekimser kalmaması gerektiğini düşünüyorum ve bunu yapmadığımız için gerçekten çok üzgünüm. Müttefiklerimizin yaptığı gibi özgürlük, demokrasi ve insan haklarını savunmalıyız.
Bir taraftan Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerini kınamaktan çekinen Hindistan veya Güney Afrika'dan şikayet ederken aynı anda Çin’in Uygur Türklerine yönelik eylemleri dahil diğer suç rejimlerini kınama konusunda çekimser kalamayız. Öte yandan sesimizi yönetime duyurabildiğimiz için çok mutluyum. Bu vesile ile BM'deki elçiler fikirlerini değiştirdi. Bununla birlikte protokolde değişiklik yaparak oylarını, "çekimser"den "evet"e değiştirdi. Maalesef bu oylama sonuçlarını etkilemedi. Ancak Ukrayna’nın demokratik dünyanın yanında durduğu sinyalini verdi. Umarım gelecekte bir daha böyle hatalar yaşanmaz.
DÜNYA UYGUR KURULTAYI BAŞKANI DOLKUN İSA: SOYKIRIMIN OLDUĞU YERDE TARAFSIZLIK OLAMAZ
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinde Ukrayna'nın tutumunun üzücü verici olduğunu dile getirerek; Ukrayna'nın Konsey'de Uygur Türklerinin haklarını korumasını savundu. Dolkun İsa Kırım Haber Ajansına şöyle konuştu:
"Ukrayna’nın Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin 51. oturumu kapsamında sunulan 47 tasarıya ilişkin ilk oylama 6 Ekim 2022’de yapıldı. Bu kapsamda Konsey’e, Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri durumunun görüşülmesi için sunulan tasarı ve özel toplantı yapılması talebine tarafsız oy kullanması üzücü bir durumdu. Çünkü bütün dünya Ukrayna ile birlikteydi. Biz Uygurlar Ukrayna’nın yanında işgalci Rusya’ya karşı duruşumuzu belli etmiştik.
Ukrayna’nın Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy de bu savaşın sadece iki devlet arasında savaş olmadığını belirterek bu savaşın demokrasi ile otoriter rejimler arasındaki savaş olduğuna ve bu yüzden dünya demokrasisini kazanması için bu savaşta Ukrayna’nın kazanması gerektiğine dikkat çekiyordu. Böyle bir duruş sergileyen devletin Doğu Türkistan’da soykırım yapmakta olan bir faşist devlete karşı BM’deki tasarı oylamasında Ukrayna’nın tarafsız kalması kabul edilebilecek bir durum değildi. Samimi olmayan bir davranıştı.
Kaldı ki, böyle bir adaletsizliğin ve soykırımın yaşanmakta olduğu bir zamanda tarafsızlık diye bir tutum mevcut olmamalıydı. Bu durumda tarafsız kalmak demek soykırıma ortak olmak demektir. Biz çok üzülmüştük. Ancak oylamadan sonraki gün Ukrayna’nın BM’deki 5 elçisi 'Biz tasarıyı onaylıyoruz' dedi. Ancak oylama sona erdiği için iş işten geçmişti. Lakin Ukrayna’nın tarafsızlığına son vererek Uygur Türklerini destekleyeceğini ifade etmesi bizi sevindirmişti.
Önümüzdeki yıl şubat ayında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin 52. toplantısı gerçekleşecek ve biz tekrar bu yasayı BM’ye sunacağız. O zaman Ukrayna’nın tarafsız kalmayarak bize destek vermesi gerekiyor.
İlgili haber:
BM Doğu Türkistan tasarısı Türk ve İslam ülkelerinin oylarıyla reddedildi
PROF. DR. KARLUK: BEKLENEN TUTUM, UKRAYNA'NIN SOYKIRIM MAĞDURU DOĞU TÜRKİSTANLILARDAN YANA OY KULLANMASIDIR
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdürreşit Celil Karluk, Ukrayna'nın söz konusu tutumu hakkında QHA'ya bir değerlendirme yaparak şöyle konuştu:
BM’deki yoklama aslında insani değerler ile demokrasiyi önceleyen nitelikli uygarlıkların nicelik olarak otokrasi ve zulmü önceleyen düşüşteki gayri insani rejimler karşısındaki çaresizliğinin belirginleştiğini; Kandaşlık ve Dindaşlık gibi değerlerin artık anlamsız boş şeylere dönüştüğünü daha açık bir şekilde göstermiştir.
Doğu Türkistan’da Uygurlar ile birlikte yaşayan Kazak ve Özbeklerin de soykırıma tabi tutulduğu gerçeği çok iyi bilinmesine rağmen Kazakistan ve Özbekistan’ın Çin lehine oy kullanması, Doğu Türkistanlıları derinden yaralamış, ortak kimlik duygusuna zehirli neşter vurmuştur. Pakistan benzeri sözde İslam cumhuriyetlerinin tutumları Doğu Türkistanlıları hiç şaşırtmamıştır.
En dikkat çeken hususlardan biri ise Rusya ile savaş halinde olan Ukrayna hükumetinin tutumu olmuştur. Beklenen tutum ise Ukrayna’nın medeni dünya ile birlikte hareket etmesi, işgalci Rusya ile onun destekçisi Çin karşısında tavır sergileyerek soykırım mağduru Doğu Türkistanlılardan yana oy kullanması idi. Sonuç öyle olmadı. Bu durum şunu göstermiştir: Ukrayna yönetimi içinde hala Stokholm sendromu yaşayan bürokratların varlığı veya ülkesindeki Çin yatırımından dolayı Çin’in bağlayıcı ilişkilileri ağına takılmış çürük karar vericilerin etkinliğinin küçümsenmeyecek düzeyde olduğudur. Diğer taraftan Çin’deki Uygur soykırımı hakkında Ukrayna halkı başta elitlerinin yeterince bilgi sahibi olmadığı, Ukrayna’nın uluslararası sorun ve krizlere hassasiyeti olan siyasetçi (örneğin İnna Sovsun), aktivist, hatta akademisyenlerin bu alana eğilmesinin önemi ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan Uygur Türkleri veya Doğu Türkistan adına lobicilik yapan kurum ve kişilerin de Ukrayna benzeri ülkelerde de faaliyet göstermeleri elzemdir.
ÇİN'İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ SOYKIRIMI
Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğradı, uğruyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.
ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?
Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.
Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.
Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.
“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.
Son Haberler