Türk Dışişlerinden, Kıbrıs'ta Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün görev süresinin uzatılmasına tepki
Türk Dışişlerinden, Kıbrıs'ta Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün görev süresinin uzatılmasına tepki
Türkiye Dışişleri Bakanlığı 8 Temmuz 2020 tarihinde Kıbrıs’ta konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu’nun Görev Süresinin Uzatılmasına İlişkin 2537 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı hakkında yazılı açıklama yaptı.
Haber Giriş Tarihi: 29.07.2020 10:50
Haber Güncellenme Tarihi: 29.07.2020 10:50
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, 8 Temmuz 2020 tarihinde Kıbrıs’ta konuşlu Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü Misyonu’nun (BMBG) Görev Süresinin Uzatılmasına İlişkin 2537 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı hakkında yazılı açıklama yaptı.
Kıbrıs’ta konuşlu BMBG'nin görev yönergesinin altı aylık süre için yenilenmesine ilişkin 2537 (2020) sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı 28 Temmuz 2020 tarihinde kabul edildi.
KKTC'NİN KARARA İLİŞKİN AÇIKLAMASI DESTEKLENİYOR
Dışişleri Bakanlığının yazılı açıklamasında, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığının söz konusu karara ilişkin olarak yaptığı açıklamayı desteklediği belirtildi.
BMBG’nin Ada’daki varlığına dair Kıbrıs Türk tarafının rızasının yine alınmamış olmasının BM kural ve ilkelerine aykırı olduğu vurgulanarak, esasen BMBG’nin Ada’daki mevcudiyeti konusunda Kıbrıs Türk makamlarıyla yasal bir düzenleme yapması gerektiği kaydedildi.
Açıklamada, "Bu eksikliğe rağmen, BMBG’nin Ada’daki faaliyetlerinin sadece KKTC makamlarının iyi niyetli yaklaşımı sayesinde sürdürdüğünü bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isteriz." ifadelerine yer verildi.
DOĞU AKDENİZ MESELESİ NASIL ÇÖZÜLEBİLİR?
KKTC'nin görmezden gelinmesinin düşündürücü olduğu belirtilen açıklama, şu şekilde devam etti:
"Konseyin Ada’daki iki taraf arasında işbirliğine yönelik çağrılarda bulunurken, hidrokarbon kaynaklarının adil paylaşımı konusunu işbirliği alanlarından birisi olarak görmezden gelmesi düşündürücüdür. Daha önce de vurguladığımız üzere, Doğu Akdeniz’e ilişkin meseleler, Ada’nın eşit ortakları olarak Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafları arasında hidrokarbon kaynakları konusunda tesis edilecek bir işbirliğiyle çözülebilir. Aynı anlayışla, Konsey kararında işaret edilen askeri makamlar arasında doğrudan temas mekanizmasının KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve Kıbrıs Rum karşıtı arasında kurulması mümkündür.
ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN EN BÜYÜK ENGELİ KIBRIS RUM TARAFI
BM Genel Sekreteri’nin son BMBG raporunda (S/2020/682) da işaret edildiği üzere, iki taraf arasında etkin bir işbirliği tesis edilememesinin önündeki temel engel Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafını tanıma, bir başka deyişle eşit ortak olarak kabul etme endişesidir. Kıbrıs Rum tarafının bu zihniyeti, Ada’da elli yılı aşkın süredir çözüme dair çabaların akim kalmasının nedenidir. Kararda bir kez daha yer verilen Kıbrıs meselesinin çözümüne dair peşin hüküm içeren yazımlar da ne yazık ki Rum tarafını uzlaşmaz tutumunu sürdürme konusunda teşvik etmektedir."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türk Dışişlerinden, Kıbrıs'ta Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün görev süresinin uzatılmasına tepki
Türkiye Dışişleri Bakanlığı 8 Temmuz 2020 tarihinde Kıbrıs’ta konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu’nun Görev Süresinin Uzatılmasına İlişkin 2537 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı hakkında yazılı açıklama yaptı.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, 8 Temmuz 2020 tarihinde Kıbrıs’ta konuşlu Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü Misyonu’nun (BMBG) Görev Süresinin Uzatılmasına İlişkin 2537 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı hakkında yazılı açıklama yaptı.
Kıbrıs’ta konuşlu BMBG'nin görev yönergesinin altı aylık süre için yenilenmesine ilişkin 2537 (2020) sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı 28 Temmuz 2020 tarihinde kabul edildi.
KKTC'NİN KARARA İLİŞKİN AÇIKLAMASI DESTEKLENİYORDışişleri Bakanlığının yazılı açıklamasında, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığının söz konusu karara ilişkin olarak yaptığı açıklamayı desteklediği belirtildi.
BMBG’nin Ada’daki varlığına dair Kıbrıs Türk tarafının rızasının yine alınmamış olmasının BM kural ve ilkelerine aykırı olduğu vurgulanarak, esasen BMBG’nin Ada’daki mevcudiyeti konusunda Kıbrıs Türk makamlarıyla yasal bir düzenleme yapması gerektiği kaydedildi.
"BMBG FAALİYETLERİ, KKTC'NİN İYİ NİYETİNİN SONUCU"Açıklamada, "Bu eksikliğe rağmen, BMBG’nin Ada’daki faaliyetlerinin sadece KKTC makamlarının iyi niyetli yaklaşımı sayesinde sürdürdüğünü bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isteriz." ifadelerine yer verildi.
DOĞU AKDENİZ MESELESİ NASIL ÇÖZÜLEBİLİR?KKTC'nin görmezden gelinmesinin düşündürücü olduğu belirtilen açıklama, şu şekilde devam etti:
"Konseyin Ada’daki iki taraf arasında işbirliğine yönelik çağrılarda bulunurken, hidrokarbon kaynaklarının adil paylaşımı konusunu işbirliği alanlarından birisi olarak görmezden gelmesi düşündürücüdür. Daha önce de vurguladığımız üzere, Doğu Akdeniz’e ilişkin meseleler, Ada’nın eşit ortakları olarak Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafları arasında hidrokarbon kaynakları konusunda tesis edilecek bir işbirliğiyle çözülebilir. Aynı anlayışla, Konsey kararında işaret edilen askeri makamlar arasında doğrudan temas mekanizmasının KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve Kıbrıs Rum karşıtı arasında kurulması mümkündür.
ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN EN BÜYÜK ENGELİ KIBRIS RUM TARAFIBM Genel Sekreteri’nin son BMBG raporunda (S/2020/682) da işaret edildiği üzere, iki taraf arasında etkin bir işbirliği tesis edilememesinin önündeki temel engel Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafını tanıma, bir başka deyişle eşit ortak olarak kabul etme endişesidir. Kıbrıs Rum tarafının bu zihniyeti, Ada’da elli yılı aşkın süredir çözüme dair çabaların akim kalmasının nedenidir. Kararda bir kez daha yer verilen Kıbrıs meselesinin çözümüne dair peşin hüküm içeren yazımlar da ne yazık ki Rum tarafını uzlaşmaz tutumunu sürdürme konusunda teşvik etmektedir."
EN ÇOK OKUNANLAR