Prof. Dr. Sezai Özçelik, yaptırımlardan kaçan Rus şirketlerinin durumunu QHA’ya değerlendirdi
Prof. Dr. Sezai Özçelik, yaptırımlardan kaçan Rus şirketlerinin durumunu QHA’ya değerlendirdi
Haber Giriş Tarihi: 13.06.2022 21:53
Haber Güncellenme Tarihi: 13.06.2022 21:57
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Ukrayna'ya saldıran Rusya’ya yönelik yaptırımlardan etkilenen Rus şirketlerinin Türkiye'ye gelmesi konusu gündemden düşmüyor. Rus şirketlerin gelirlerinin savaşta finanse edilme durumunu ortadan kaldırmayı hedefleyen ülkeler ise Rusya’ya peş peşe yaptırımlarla kök söktürüyor. Rus oligarklar, şirketlerinin zarar görmemesi için Türkiye’ye kaçış planları yapıyor. Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Özçelik, yaptırımlardan kaçan Rus şirketlerinin durumunun siyasi ve ekonomik açıdan değerlendirmesini QHA için ele aldı.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı geniş çaplı işgal girişimi 110’uncu gününde de devam ediyor. Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’i kısa zamanda düşürme planı yapan işgalci Rusya, yaptırımlarla karşı karşıya geldi. Çankırı Karatekin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Özçelik, yaptırımlardan kaçmak için Türkiye’ye taşınma planları yapan Rus şirketlerinin durumunu Kırım Haber Ajansı’na (QHA) değerlendirdi. Prof. Dr. Sezai Özçelik'in QHA için kaleme aldığı değerlendirmenin tamamı şöyle:
“TÜRKİYE, RUS OLİGARKLARIN VE ŞİRKETLERİN YAPTIRIMLARDAN KAÇMAK İÇİN FİNANS CENNETİ OLDU”
"Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ekonomik sonuçları, Türkiye’yi birkaç açıdan etkiledi. İlk olarak özellikle Bilişim Teknolojileri alanında çalışan Rusya ve Ukrayna vatandaşları çalışmak için Türkiye’ye gelip yerleştiler. Bu ikinci etkiyi doğurdu. Özellikle Antalya başta olmak üzere eskiden Rus ve Ukraynalıların yoğun yaşadıkları sahil kasabalarında evlerin satış ve kira fiyatları birçok yatırım aracına göre yüksek artış gösterdi. Bu durum ister istemez ev kiralarının artması sonucu en son hükumetin meclisimize gönderdiği yasa ile 1 Temmuz 2021 tarihine kadar konutlarda kira artışını yüzde 25 ile sınırlandırdı. Nisan ayında ilk kez Ruslar, Türkiye’deki yabancıların konut satın alma listesinde bir numarada yer aldı. Ruslar bin 152 konut satın alırken Ukrainler 263 satın alma ile beşinci sırada yer buldular. Ev satın almanın en önemli nedeni, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını alarak Rusya’ya karşı alınan ekonomik yaptırım kararlarından Türkiye’ye şirketlerini taşıyarak kurtulma çabası. Türk vatandaşı olmak için Antalya gibi ülkemizin cennet köşesinden sadece 250 bin dolara ev almak yeterliydi. Daha önce bu rakam 1 milyon dolardı. Bu rakam 400 bin dolara çıkarıldı.
Türkiye’nin Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki orta yol politikasının daha çok Ruslara yaradığını söylemek doğru olur. Her ne kadar hükumet, boğazları kapatarak Ukrayna yanlısı politikaları hayata geçirdiği izlenimi vermiş olsa aslında dünya ekonomisinden soyutlanan Rus iş dünyası için nefes borusu işlevi görmekte. Dünyadaki en fazla yaptırıma maruz kalan Rusya’nın doğuda komşusu Çin üzerinden bağlantısı varsa güneyde Türk hava sahasının açık olmasıyla Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Afrika ülkelerine ulaşması mümkün olmaktadır. TOBB rakamlarına göre Nisan 2022’de Türkiye’de Rus sermayesi ile 136 şirket açılmıştır. Bu rakam Mart 2022’ye göre iki katı iken 2021 yılının aylık ortalamasının dokuz katıdır. Ukrayna sermayesi ile Nisan 2022’de 22 şirket açılmıştır. Bu resmi rakamlar. Birçok Rus iş insanı, Rus şirketi yaftası yememek için Türkler ile ortaklıklar kurarak ülkemize taşınma planlarını uygulamaktadır. Daha yüksek sayıda Rus şirketi geçici süre ile Türkiye’ye taşınmıştır. Birçok Rus şirketi, çalışanlarını tarafsız görünen Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’e göndererek iş alanlarını Rusya dışına çıkarmış durumdadır.
Türkiye’de Rusların iş yapmasının önündeki tek önemli engel bankacılık alanında olmakta. Özellikle Türkiye’de birçok bankanın yabancı sermayeli olması sonucu sadece Türkiye’de oturma izni olan Ruslar bu bankalarda hesap açabilmekte. Bunun nedeni ABD ve AB yaptırımlarına maruz kalmamak. Türk sermayeli bankalar ve özellikle devlet bankalarının durumu konusunda net bilgi vermek mümkün değil. Bankada hesap açmak zor olsa da birçok Rus paralarını ülkemize kolayca getirebilmekte. Kripto para ile soğuk cüzdan ile Rus parası gelirken bir başka yol Rus para gönderme sistemi KoronaPay. Nakit olarak da Rusya’nın koyduğu limitler çerçevesinde para yurtdışına çıkarılabilmekte.
Antalya’da kripto para ticareti yapan dükkanların sayısının artması şaşırtıcı değil. Bu dükkanların müşterilerinin yüzde 90’ı Ruslar. Rusların Türkiye’yi seçmesinin bir diğer nedeni vize olmadan ülkemize giriş yapılarak 60 gün kalınabilmesi. Ayrıca hava sahamız açık olduğu için Ruslar ülkelerine kolayca gidip gelebiliyorlar. Antalya ve Fethiye gibi yerlerin güzel havası yanında Rusya’da faaliyetlerine son veren McDonalds’da hamburgerlerini yedikten sonra Starbucks’ta hem kahvelerini içerken hem çalışma imkanı sunan Türkiye’nin cennet olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ayrıca Rusya Federasyonu’nun müfredatını takip eden iki tane özel okulun bulunduğu Antalya’da yakında üç hatta dördüncü Rus okulun açılacağını söyleyebiliriz.
Bu noktada Türkiye’nin durumu 2008 krizi sonrası Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne benzemekte. O yıllardan itibaren kapılarını Rus oligarkları ve şirketlerine açan Kıbrıslı Yunanlar, bugün ise tam tersi politika izlemekteler. Hava sahalarını kapatmaya ek olarak Güney Kıbrıs’ın turizm gelirleri arasında ikinci sırada yer alan Rus turistlere kapılarını kapatmış durumdalar. Batılı yaptırımlara katılmış olmalarının da altını çizmek gerekiyor. Eskiden Rusların stratejik ortağı olan Kıbrıslı Yunanlıların bu adımları atarken Türkiye’nin Rus oligark, sermayesi ve iş insanlarına kucak açmasını açıklayacak tek şey ülkemizin ekonomik durumu. Fakat Rus sermayesinin getireceği kısa süreli ekonomik rahatlama orta ve uzun vadede Türkiye’yi Batı’da yalnızlaştıracaktır.
Rus sermayesinin dünyada kaçtığı üç yer bulunmakta: Dubai, Maldivler ve Türkiye. Batılı başkentlerde son on yılda Rus oligarklara vatandaşlık veren, yasadışı Rus finans sektörünün vergi cenneti olan, Rusya’yı Avrupa Birliği’nde hep destekleyip adeta AB içinde Rus Truva Atı görevi gören Güney Kıbrıs Rum Yönetimi aklanacak ve unutulacak geriye akıllarda Mart 22’de Rus oligark Roman Abromoviç’in Marmaris’e demirleyen 474 milyon dolarlık yatı Eclipse’nin resmi hafızalarda kalacaktır.
Rus oligarkların Türk limanlarında demirleyen yatlarının toplam değeri 1.1 milyar dolar olduğu söylenmekte. Bodrum, Fethiye ve Marmaris gibi Ege’nin incisi şehirlerimizde sekiz Rus oligarka ait yat görülmüş: Abramoviç'in Eclipse’i ve Alexander Nesis'in 110 milyon dolarlık Romea'sı Fethiye yakınlarındaki Göcek kasabasında demirli. Andrei Molçanov'un 110 milyon dolarlık Aurora'sı Marmaris'te. Abramovich's Solaris ise Bodrum yakınlarındaki Yalıkavak'ta. Oleg Deripaska'nın 58 milyon dolarlık Clio'su 16 Nisan'da Göcek'ten ayrılırken, İskender Makhmudov'un 55 milyon dolarlık Predator'u bir ay önce Kuşadası limanını daha kuzeyden terk etti. Türkiye'nin başka yerlerinde, Vagit Alekperov'un 8 milyon dolarlık Space'i İstanbul'daki Tuzla yat limanında ise Arkady Rotenberg'in 38 milyon dolarlık Rahil'i en son 27 Nisan'da Rusya'nın tatil beldesi Soçi'ye gitmeden önce Tuzla'da görüldü.
Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış misali, Rus oligarkların yatları, şirketleri ve kara paraları maalesef Batılı başkentlerde diplomatların dilinde Türkiye’ye karşı ilerde koz olarak kullanılacak şekilde bizim diplomatlarımızı yoracak gibi gözüküyor."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Sezai Özçelik, yaptırımlardan kaçan Rus şirketlerinin durumunu QHA’ya değerlendirdi
Ukrayna'ya saldıran Rusya’ya yönelik yaptırımlardan etkilenen Rus şirketlerinin Türkiye'ye gelmesi konusu gündemden düşmüyor. Rus şirketlerin gelirlerinin savaşta finanse edilme durumunu ortadan kaldırmayı hedefleyen ülkeler ise Rusya’ya peş peşe yaptırımlarla kök söktürüyor. Rus oligarklar, şirketlerinin zarar görmemesi için Türkiye’ye kaçış planları yapıyor. Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Özçelik, yaptırımlardan kaçan Rus şirketlerinin durumunun siyasi ve ekonomik açıdan değerlendirmesini QHA için ele aldı.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı geniş çaplı işgal girişimi 110’uncu gününde de devam ediyor. Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’i kısa zamanda düşürme planı yapan işgalci Rusya, yaptırımlarla karşı karşıya geldi. Çankırı Karatekin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Özçelik, yaptırımlardan kaçmak için Türkiye’ye taşınma planları yapan Rus şirketlerinin durumunu Kırım Haber Ajansı’na (QHA) değerlendirdi. Prof. Dr. Sezai Özçelik'in QHA için kaleme aldığı değerlendirmenin tamamı şöyle:
“TÜRKİYE, RUS OLİGARKLARIN VE ŞİRKETLERİN YAPTIRIMLARDAN KAÇMAK İÇİN FİNANS CENNETİ OLDU”"Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ekonomik sonuçları, Türkiye’yi birkaç açıdan etkiledi. İlk olarak özellikle Bilişim Teknolojileri alanında çalışan Rusya ve Ukrayna vatandaşları çalışmak için Türkiye’ye gelip yerleştiler. Bu ikinci etkiyi doğurdu. Özellikle Antalya başta olmak üzere eskiden Rus ve Ukraynalıların yoğun yaşadıkları sahil kasabalarında evlerin satış ve kira fiyatları birçok yatırım aracına göre yüksek artış gösterdi. Bu durum ister istemez ev kiralarının artması sonucu en son hükumetin meclisimize gönderdiği yasa ile 1 Temmuz 2021 tarihine kadar konutlarda kira artışını yüzde 25 ile sınırlandırdı. Nisan ayında ilk kez Ruslar, Türkiye’deki yabancıların konut satın alma listesinde bir numarada yer aldı. Ruslar bin 152 konut satın alırken Ukrainler 263 satın alma ile beşinci sırada yer buldular. Ev satın almanın en önemli nedeni, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını alarak Rusya’ya karşı alınan ekonomik yaptırım kararlarından Türkiye’ye şirketlerini taşıyarak kurtulma çabası. Türk vatandaşı olmak için Antalya gibi ülkemizin cennet köşesinden sadece 250 bin dolara ev almak yeterliydi. Daha önce bu rakam 1 milyon dolardı. Bu rakam 400 bin dolara çıkarıldı.
Türkiye’nin Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki orta yol politikasının daha çok Ruslara yaradığını söylemek doğru olur. Her ne kadar hükumet, boğazları kapatarak Ukrayna yanlısı politikaları hayata geçirdiği izlenimi vermiş olsa aslında dünya ekonomisinden soyutlanan Rus iş dünyası için nefes borusu işlevi görmekte. Dünyadaki en fazla yaptırıma maruz kalan Rusya’nın doğuda komşusu Çin üzerinden bağlantısı varsa güneyde Türk hava sahasının açık olmasıyla Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Afrika ülkelerine ulaşması mümkün olmaktadır. TOBB rakamlarına göre Nisan 2022’de Türkiye’de Rus sermayesi ile 136 şirket açılmıştır. Bu rakam Mart 2022’ye göre iki katı iken 2021 yılının aylık ortalamasının dokuz katıdır. Ukrayna sermayesi ile Nisan 2022’de 22 şirket açılmıştır. Bu resmi rakamlar. Birçok Rus iş insanı, Rus şirketi yaftası yememek için Türkler ile ortaklıklar kurarak ülkemize taşınma planlarını uygulamaktadır. Daha yüksek sayıda Rus şirketi geçici süre ile Türkiye’ye taşınmıştır. Birçok Rus şirketi, çalışanlarını tarafsız görünen Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’e göndererek iş alanlarını Rusya dışına çıkarmış durumdadır.
Türkiye’de Rusların iş yapmasının önündeki tek önemli engel bankacılık alanında olmakta. Özellikle Türkiye’de birçok bankanın yabancı sermayeli olması sonucu sadece Türkiye’de oturma izni olan Ruslar bu bankalarda hesap açabilmekte. Bunun nedeni ABD ve AB yaptırımlarına maruz kalmamak. Türk sermayeli bankalar ve özellikle devlet bankalarının durumu konusunda net bilgi vermek mümkün değil. Bankada hesap açmak zor olsa da birçok Rus paralarını ülkemize kolayca getirebilmekte. Kripto para ile soğuk cüzdan ile Rus parası gelirken bir başka yol Rus para gönderme sistemi KoronaPay. Nakit olarak da Rusya’nın koyduğu limitler çerçevesinde para yurtdışına çıkarılabilmekte.
Antalya’da kripto para ticareti yapan dükkanların sayısının artması şaşırtıcı değil. Bu dükkanların müşterilerinin yüzde 90’ı Ruslar. Rusların Türkiye’yi seçmesinin bir diğer nedeni vize olmadan ülkemize giriş yapılarak 60 gün kalınabilmesi. Ayrıca hava sahamız açık olduğu için Ruslar ülkelerine kolayca gidip gelebiliyorlar. Antalya ve Fethiye gibi yerlerin güzel havası yanında Rusya’da faaliyetlerine son veren McDonalds’da hamburgerlerini yedikten sonra Starbucks’ta hem kahvelerini içerken hem çalışma imkanı sunan Türkiye’nin cennet olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ayrıca Rusya Federasyonu’nun müfredatını takip eden iki tane özel okulun bulunduğu Antalya’da yakında üç hatta dördüncü Rus okulun açılacağını söyleyebiliriz.
Bu noktada Türkiye’nin durumu 2008 krizi sonrası Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne benzemekte. O yıllardan itibaren kapılarını Rus oligarkları ve şirketlerine açan Kıbrıslı Yunanlar, bugün ise tam tersi politika izlemekteler. Hava sahalarını kapatmaya ek olarak Güney Kıbrıs’ın turizm gelirleri arasında ikinci sırada yer alan Rus turistlere kapılarını kapatmış durumdalar. Batılı yaptırımlara katılmış olmalarının da altını çizmek gerekiyor. Eskiden Rusların stratejik ortağı olan Kıbrıslı Yunanlıların bu adımları atarken Türkiye’nin Rus oligark, sermayesi ve iş insanlarına kucak açmasını açıklayacak tek şey ülkemizin ekonomik durumu. Fakat Rus sermayesinin getireceği kısa süreli ekonomik rahatlama orta ve uzun vadede Türkiye’yi Batı’da yalnızlaştıracaktır.
Rus sermayesinin dünyada kaçtığı üç yer bulunmakta: Dubai, Maldivler ve Türkiye. Batılı başkentlerde son on yılda Rus oligarklara vatandaşlık veren, yasadışı Rus finans sektörünün vergi cenneti olan, Rusya’yı Avrupa Birliği’nde hep destekleyip adeta AB içinde Rus Truva Atı görevi gören Güney Kıbrıs Rum Yönetimi aklanacak ve unutulacak geriye akıllarda Mart 22’de Rus oligark Roman Abromoviç’in Marmaris’e demirleyen 474 milyon dolarlık yatı Eclipse’nin resmi hafızalarda kalacaktır.
Rus oligarkların Türk limanlarında demirleyen yatlarının toplam değeri 1.1 milyar dolar olduğu söylenmekte. Bodrum, Fethiye ve Marmaris gibi Ege’nin incisi şehirlerimizde sekiz Rus oligarka ait yat görülmüş: Abramoviç'in Eclipse’i ve Alexander Nesis'in 110 milyon dolarlık Romea'sı Fethiye yakınlarındaki Göcek kasabasında demirli. Andrei Molçanov'un 110 milyon dolarlık Aurora'sı Marmaris'te. Abramovich's Solaris ise Bodrum yakınlarındaki Yalıkavak'ta. Oleg Deripaska'nın 58 milyon dolarlık Clio'su 16 Nisan'da Göcek'ten ayrılırken, İskender Makhmudov'un 55 milyon dolarlık Predator'u bir ay önce Kuşadası limanını daha kuzeyden terk etti. Türkiye'nin başka yerlerinde, Vagit Alekperov'un 8 milyon dolarlık Space'i İstanbul'daki Tuzla yat limanında ise Arkady Rotenberg'in 38 milyon dolarlık Rahil'i en son 27 Nisan'da Rusya'nın tatil beldesi Soçi'ye gitmeden önce Tuzla'da görüldü.
Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış misali, Rus oligarkların yatları, şirketleri ve kara paraları maalesef Batılı başkentlerde diplomatların dilinde Türkiye’ye karşı ilerde koz olarak kullanılacak şekilde bizim diplomatlarımızı yoracak gibi gözüküyor."
Son Haberler