Kırım Tatar milli deseni ustası, ressam, nakışçı, kilimci Züleyha Bekirova
Kırım Tatar milli deseni ustası, ressam, nakışçı, kilimci Züleyha Bekirova
Kırım Tatar milli nakışında her bir desenin, desendeki her bir çizginin içinde bir anlam gizli. Asırlarca şekillenen bu bilgiler, nakış sanatı 1944 sürgününde halkla beraber ölüme mahkum edildi… Ama nasıl ki Kırım Tatar halkı ölmeyip yine kendi köklerine dönmüşse, onun sanatı da yeniden canlandı. Çünkü nesiller arası bağı koruyan insanlar vardı. Bu insanlardan biri de ressam, nakışçı, kilimci ve Kırım Tatar milli deseni olan Örnek deseninin ustası Züleyha Bekirova’dır.
Haber Giriş Tarihi: 24.04.2020 15:37
Haber Güncellenme Tarihi: 14.12.2020 15:29
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Nar bereket, lale erkek, karanfil
de kadın timsalidir. Üçgen zemini, ağaç ve dalları ise soyu temsil eder...
Kırım Tatar milli nakışında her
bir desenin, desendeki her bir çizginin içinde bir anlam gizli. Asırlarca
şekillenen bu bilgiler, nakış sanatı 1944 sürgününde halkla beraber ölüme
mahkum edildi… Ama nasıl ki Kırım Tatar halkı ölmeyip yine kendi köklerine
dönmüşse, onun sanatı da yeniden canlandı. Çünkü nesiller arası bağı koruyan
insanlar vardı. Bu insanlardan biri de ressam, nakışçı, kilimci ve Kırım Tatar
milli deseni olan Örnek deseninin ustası Züleyha Bekirova’dır.
1913 yılında Kırım’ın Canköy
bölgesinin Mollalar köyünde dünyaya gelen Züleyha Bekirova, ilk kez büyükannesinin
sandığında saklı altın iple nakışlanan işlemeleri gördüğünde onların
güzelliğine hayran kaldı. İlk nakış dersinin büyükannesinden aldı. O zaman
kalbinde bu sanata karşı doğan sevgi yıllar geçtikçe hep arttı ve hayatının
vazgeçilmez en önemli işi haline geldi. Köydeki Kırım Tatar okulunu bitirdikten
sonra Kezlev’e gitti ve burada 1930 yılında, ressam Polina Çepurina’nın açtığı
“Eski Desen” sanat artelinde (Rusya’da kol gücüne dayanan meslek mensuplarının
oluşturdukları bir tür kooperatif) işe başladı. Kadınlara istihdam
sağlamak amacıyla kurulan bu artellerde esasen evde kullanılan havlular, masa
örtüleri, perdeler dikilir ve nakışlanırdı. En güzel çalışmalar sergilenir ya
da yurt dışına satılırdı.
Artelde Züleyha Bekirova, o dönemin en usta nakışçılarından biri olan meşhur Adaviye Efendiyeva’nın öğrencilerinden biriydi. Züleyha’nın çalışmaları dikkat çekiyordu ve onu 1932 yılında en başarılı öğrenci olarak Moskova Sanat ve Endüstri Meslek Okuluna gönderdiler. Mezun olduktan sonra dört yıl boyunca Sanat ve Endüstri Bilimsel Araştırma Enstitüsü laboratuvarında çalışan Züleyha Bekirova, enstitünün keşif gezilerine katılarak halı dokuma sanatı üzerine bilgi ve malzeme topladı ve inceledi. 1937 yılından itibaren aralarında Kıyiv (1939) ve New York’taki (1939) da dahil olmak üzere yerli ve uluslararası sergilere iştirak etti. New York’taki sergide Züleyha Bekirova’nın eskizine göre dokulan “Develer” kilimi sergilendi.
Adaviye Efendiyeva "Develer" kilimi
Onun ismi artık sadece ülke
içinde değil yurt dışında da biliniyordu. 1939 yılında Züleyha Bekirova, SSCB
Ressamlar Birliğine kabul edildi. 1940 yılında Moskova Dekoratif ve Uygulamalı
Sanatlar Enstitüsü'nde okumaya başladı. Ancak 2. Dünya Savaşı’nın başlaması
nedeniyle eğitimini 1948 yılında tamamlayabildi. Enstitüden sonra Bekirova bütün ömür
eğitimenlik yaptı, binlerce ressam hazırladı.
Züleyha Bekirova, sürgüne
uğramadı ama kendi halkıyla bağlarını hiç koparmadı. Kendi milleti, dili,
adetleri ve geçmişini unutmadı... Ve sanki bunun için Allah ona Kırım
Tatarlarının eşsiz sanatı “Tatar İşleme”yi yeniden canlandırmak için uzun ömür
ve sağlık verdi.
Kırım Tatarları Vatana toplu
şekilde dönmeye başladıktan sonra vatanperver insanlardan biri Seitmemet
Memetov, Moskova’ya gidip Züleyha Bekirova ile görüştü ve onu Kırım’a getirdi.
Memetov’un kurduğu “Örnek” şirketine bağlı olarak 12 Kırım Tatar kadın için
“Tatar İşleme” kursu açıldı. Vatana dönüşün ilk yıllarında sürgünden dönen halk
çok zor şartlarda geçinmek, yerleşmek, ev kurmak meseleleriyle uğraşırken,
rahmetli Seitmemet Memetov milli sanatın geleceğini düşünerek kendi
imkanlarıyla bu kursları açtı, Züleyha Bekirova’nın yol ve konaklama
masraflarını da karşıladı. Züleyha Bekirova, bu kurslarda öğrencilerine “Tatar
İşleme”, “Mıklama” gibi Kırım Tatar nakış tekniklerini öğretti. Züleyha Bekirova
bu kurslarda ders verme imkanına sahip olduğuna çok sevinir ve aynı zamanda
halkı için gerektiği kadar hizmet edemediğini söylerdi. Onun en büyük arzusu ve
gayesi kendi halkına fayda getirmekti.
Züleyha Bekirova’nın en yetenekli
öğrencilerinden biri olan ünlü nakış ustası Elvira Osmanova daha sonra kendi
öğrencilerine bu bilgileri aktardı.
Elvira Osmanova, Züleyha Bekirova ile ilgili anılarını şöyle anlattı:
“1991
yılında rahmetli Seitmemet Memetov beni nakış kurslarına davet etti. O zaman
ben artık “Mıklama” tekniğiyle nakış yapıyordum. Bize ders veren hocamız
Züleyha ablayla tanışmam hayatımda keskin bir dönüş oldu; karakterim,
fikirlerim değişti. Züleyha Bekirova’nın bize öğrettiği “Tatar İşleme” tekniği,
yani iki tarafı da düğümsüz nakışın adı bile beni hayrette bıraktı. Züleyha
abla bize sadece nakış yapmayı değil, desenlerin anlamlarını da öğretti. Yani
bir desene bakarak büyük bir sırrı ortaya çıkarabilirsiniz. Bir halkın ve bir
kültürün tarihini öğrenmek mümkün. Züleyha abla çok mütevazı, sakin bir
kadındı. Kurslar bitti ve biz yine önceki işlerimize döndük. Züleyha ablayı
Moskova’ya uğurlayan Seitmemet bana onun nasihatını iletti. ‘Bu kızın elinden
iş gelir, ben ona inanıyorum. Tatar İşleme’nin unutulmasına izin vermez.”
Sözleri bana vasiyet gibi oldu.”
1998 yılında Züleyha Bekirova’nın
85. doğum günü vesilesiyle bir etkinlik düzenlendi. Kırım Yerli Kültür
Müzesinde düzenlenen sergi Züleyha Bekirova’nın ilk ve son şahsi sergisi oldu.
Züleyha Bekirova, 1999 yılında Moskova’da uzun süren hastalık sonucu yaşama veda etti. Kendi çocukları olmayan Bekirova’nın mezarına baş taşı, Kırım Tatar el sanatı ustaları ve Moskova’daki Kırım Tatar diaspora temsilcileri tarafından dikildi. Moskova’daki Kırım Tatarları, milli el sanatlarının yeniden canlanması ve yaşamasına büyük katkı sağlayan nakış ustasının kabrini ziyaret edip ve ruhuna dualar okuyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kırım Tatar milli deseni ustası, ressam, nakışçı, kilimci Züleyha Bekirova
Kırım Tatar milli nakışında her bir desenin, desendeki her bir çizginin içinde bir anlam gizli. Asırlarca şekillenen bu bilgiler, nakış sanatı 1944 sürgününde halkla beraber ölüme mahkum edildi… Ama nasıl ki Kırım Tatar halkı ölmeyip yine kendi köklerine dönmüşse, onun sanatı da yeniden canlandı. Çünkü nesiller arası bağı koruyan insanlar vardı. Bu insanlardan biri de ressam, nakışçı, kilimci ve Kırım Tatar milli deseni olan Örnek deseninin ustası Züleyha Bekirova’dır.
Nar bereket, lale erkek, karanfil de kadın timsalidir. Üçgen zemini, ağaç ve dalları ise soyu temsil eder...
Kırım Tatar milli nakışında her bir desenin, desendeki her bir çizginin içinde bir anlam gizli. Asırlarca şekillenen bu bilgiler, nakış sanatı 1944 sürgününde halkla beraber ölüme mahkum edildi… Ama nasıl ki Kırım Tatar halkı ölmeyip yine kendi köklerine dönmüşse, onun sanatı da yeniden canlandı. Çünkü nesiller arası bağı koruyan insanlar vardı. Bu insanlardan biri de ressam, nakışçı, kilimci ve Kırım Tatar milli deseni olan Örnek deseninin ustası Züleyha Bekirova’dır.
1913 yılında Kırım’ın Canköy bölgesinin Mollalar köyünde dünyaya gelen Züleyha Bekirova, ilk kez büyükannesinin sandığında saklı altın iple nakışlanan işlemeleri gördüğünde onların güzelliğine hayran kaldı. İlk nakış dersinin büyükannesinden aldı. O zaman kalbinde bu sanata karşı doğan sevgi yıllar geçtikçe hep arttı ve hayatının vazgeçilmez en önemli işi haline geldi. Köydeki Kırım Tatar okulunu bitirdikten sonra Kezlev’e gitti ve burada 1930 yılında, ressam Polina Çepurina’nın açtığı “Eski Desen” sanat artelinde (Rusya’da kol gücüne dayanan meslek mensuplarının oluşturdukları bir tür kooperatif) işe başladı. Kadınlara istihdam sağlamak amacıyla kurulan bu artellerde esasen evde kullanılan havlular, masa örtüleri, perdeler dikilir ve nakışlanırdı. En güzel çalışmalar sergilenir ya da yurt dışına satılırdı.
Artelde Züleyha Bekirova, o dönemin en usta nakışçılarından biri olan meşhur Adaviye Efendiyeva’nın öğrencilerinden biriydi. Züleyha’nın çalışmaları dikkat çekiyordu ve onu 1932 yılında en başarılı öğrenci olarak Moskova Sanat ve Endüstri Meslek Okuluna gönderdiler. Mezun olduktan sonra dört yıl boyunca Sanat ve Endüstri Bilimsel Araştırma Enstitüsü laboratuvarında çalışan Züleyha Bekirova, enstitünün keşif gezilerine katılarak halı dokuma sanatı üzerine bilgi ve malzeme topladı ve inceledi. 1937 yılından itibaren aralarında Kıyiv (1939) ve New York’taki (1939) da dahil olmak üzere yerli ve uluslararası sergilere iştirak etti. New York’taki sergide Züleyha Bekirova’nın eskizine göre dokulan “Develer” kilimi sergilendi.
Adaviye Efendiyeva"Develer" kilimi
Onun ismi artık sadece ülke içinde değil yurt dışında da biliniyordu. 1939 yılında Züleyha Bekirova, SSCB Ressamlar Birliğine kabul edildi. 1940 yılında Moskova Dekoratif ve Uygulamalı Sanatlar Enstitüsü'nde okumaya başladı. Ancak 2. Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle eğitimini 1948 yılında tamamlayabildi. Enstitüden sonra Bekirova bütün ömür eğitimenlik yaptı, binlerce ressam hazırladı.
Züleyha Bekirova, sürgüne uğramadı ama kendi halkıyla bağlarını hiç koparmadı. Kendi milleti, dili, adetleri ve geçmişini unutmadı... Ve sanki bunun için Allah ona Kırım Tatarlarının eşsiz sanatı “Tatar İşleme”yi yeniden canlandırmak için uzun ömür ve sağlık verdi.
Kırım Tatarları Vatana toplu şekilde dönmeye başladıktan sonra vatanperver insanlardan biri Seitmemet Memetov, Moskova’ya gidip Züleyha Bekirova ile görüştü ve onu Kırım’a getirdi. Memetov’un kurduğu “Örnek” şirketine bağlı olarak 12 Kırım Tatar kadın için “Tatar İşleme” kursu açıldı. Vatana dönüşün ilk yıllarında sürgünden dönen halk çok zor şartlarda geçinmek, yerleşmek, ev kurmak meseleleriyle uğraşırken, rahmetli Seitmemet Memetov milli sanatın geleceğini düşünerek kendi imkanlarıyla bu kursları açtı, Züleyha Bekirova’nın yol ve konaklama masraflarını da karşıladı. Züleyha Bekirova, bu kurslarda öğrencilerine “Tatar İşleme”, “Mıklama” gibi Kırım Tatar nakış tekniklerini öğretti. Züleyha Bekirova bu kurslarda ders verme imkanına sahip olduğuna çok sevinir ve aynı zamanda halkı için gerektiği kadar hizmet edemediğini söylerdi. Onun en büyük arzusu ve gayesi kendi halkına fayda getirmekti.
Züleyha Bekirova’nın en yetenekli öğrencilerinden biri olan ünlü nakış ustası Elvira Osmanova daha sonra kendi öğrencilerine bu bilgileri aktardı. Elvira Osmanova, Züleyha Bekirova ile ilgili anılarını şöyle anlattı:
“1991 yılında rahmetli Seitmemet Memetov beni nakış kurslarına davet etti. O zaman ben artık “Mıklama” tekniğiyle nakış yapıyordum. Bize ders veren hocamız Züleyha ablayla tanışmam hayatımda keskin bir dönüş oldu; karakterim, fikirlerim değişti. Züleyha Bekirova’nın bize öğrettiği “Tatar İşleme” tekniği, yani iki tarafı da düğümsüz nakışın adı bile beni hayrette bıraktı. Züleyha abla bize sadece nakış yapmayı değil, desenlerin anlamlarını da öğretti. Yani bir desene bakarak büyük bir sırrı ortaya çıkarabilirsiniz. Bir halkın ve bir kültürün tarihini öğrenmek mümkün. Züleyha abla çok mütevazı, sakin bir kadındı. Kurslar bitti ve biz yine önceki işlerimize döndük. Züleyha ablayı Moskova’ya uğurlayan Seitmemet bana onun nasihatını iletti. ‘Bu kızın elinden iş gelir, ben ona inanıyorum. Tatar İşleme’nin unutulmasına izin vermez.” Sözleri bana vasiyet gibi oldu.”
1998 yılında Züleyha Bekirova’nın 85. doğum günü vesilesiyle bir etkinlik düzenlendi. Kırım Yerli Kültür Müzesinde düzenlenen sergi Züleyha Bekirova’nın ilk ve son şahsi sergisi oldu.
Züleyha Bekirova, 1999 yılında Moskova’da uzun süren hastalık sonucu yaşama veda etti. Kendi çocukları olmayan Bekirova’nın mezarına baş taşı, Kırım Tatar el sanatı ustaları ve Moskova’daki Kırım Tatar diaspora temsilcileri tarafından dikildi. Moskova’daki Kırım Tatarları, milli el sanatlarının yeniden canlanması ve yaşamasına büyük katkı sağlayan nakış ustasının kabrini ziyaret edip ve ruhuna dualar okuyor.
https://www.youtube.com/watch?v=w9A51M0hc-U&feature=youtu.be&fbclid=IwAR1wE5FTxVwvjW3ue8z9jLV-BqV_RrB5JBxfHyCEN0I018cny1fZBt3rTkcEN ÇOK OKUNANLAR