Eski siyasi tutsak Edem Bekirov: Kırım benim hayatım, benim her şeyim
Eski siyasi tutsak Edem Bekirov: Kırım benim hayatım, benim her şeyim
Haber Giriş Tarihi: 02.04.2020 18:08
Haber Güncellenme Tarihi: 02.04.2020 18:11
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Eski siyasi tutsak, Kırım Tatar aktivist Edem Bekirov, Ukrayna ile Rusya arasında yapılan tutsak değişimi çerçevesinde serbest bırakılan tek Kırım Tatarı olma özelliğini taşıyor.
Bekirov, Kırım’da işgalci yetkililer tarafından alıkonulmadan önce baypas ameliyatı geçirmişti. Bununla birlikte şeker hastası olan Bekirov’un bir ayağı ampute durumda.
Bekirov'un, 16 Aralık 2018 tarihinde Kıyiv’de kalbine stent takılacaktı. Ameliyat öncesi Bekirov, işgal altındaki Kırım’da yaşayan 78 yaşındaki annesini ve diğer akrabalarını görmek etmek istedi. Ancak 12 Aralık 2018 tarihinde işgal altındaki Kırım’a giriş yaptığı sırada işgalci güçler onu alıkoydu ve 10 kilodan fazla TNT patlayıcısı ve 190 mermiyi depolama, taşıma ve dağıtımı yapmakla suçladı. Bekirov, Akmescit tutukevinde 258 gün alıkonuldu.
Bekirov, 7 Eylül 2019 tarihinde Rusya’da alıkonulan diğer 34 Ukrayna vatandaşıyla birlikte, Ukrayna ile Rusya arasında yapılan tutsak değişimi çerçevesinde Kıyiv’e getirildi.
“FSB’DEN KİMSE SAĞ ÇIKMIYOR”
Edem Aga karantina günleriniz nasıl geçiyor?
Yasalara uyan tüm vatandaşlar gibi evde oturuyorum.
Rus esaretinden kurtulduktan sonra hastanede muayene oldunuz. Şimdi kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Yarım yıl boyunca doktorlar birçok tedavi uyguladı. Kalbimin durumu şimdi daha iyi, şeker hastalığım konusunda yardımcı oldular. Nörolojik ve ortopedik sorunlarımı muayene ettiler. Şu an Allah’a şükür kendimi daha iyi hissediyorum.
Hastaneden taburcu edildiniz mi?
Evet, çoktan. Tedavi süreci sona erdi. 6 ay sonra yine tekrarlanacak.
Sizi 12 Şubat 2018’de alıkoydular. O gün hiç FSB tarafından alıkonulacağınızı tahmin etmiş miydiniz?
Hayır, böyle bir şeyi hiç düşünmüyordum. İşgalcilerin bu kadar alçalarak, engelli ve bir dizi hastalığı olan insanı alıkoyacaklarını aklıma bile gelmiyordu. Başıma gelenleri hayal bile etmiyordum.
Tutukevinde çok kötü şartlarda kalmaya nasıl başardınız?
Özgürlüğüme kavuşacağıma inanıyordum. Aslında soruşturma görevlisi Romanets (Rusya Federal Güvenlik Servisinin (FSB) sözde Kırım Şubesine bağlı çalışan sözde soruşturma görevlisi İvan Romanets) bana FSB’den kimsenin sağ çıkmadığını söylemişti. Ben de insan hayatının sadece Allah’ın elinde olduğunu söyledim. Ağustos 2017’de ben Hacca gitmiştim bu yüzden Allah’ın koruması altında olduğumu ve onun beni koruduğunu biliyordum. Özgürlüğe kavuşmam için ailem mücadele ediyordu, onlar tüm uluslararası topluluğu ayağa kaldırmışlardı. Ve sıradaki insanların, hak savunucu örgütlerin verdiği destek bana güç veriyordu. Sizin haber ajansınız aracılığıyla bana ve aileme destek veren tüm insanlara teşekkür etmek istiyorum.
ÖRNEK HÜCRE
İlk önce “Veciye Kaşka davası” çerçevesinde alıkonulan Kırım Tatar siyasi tutsak Ruslan Trubaç ile bir hücrede tutuldunuz. Daha sonra sözde Hizb-ut Tahrir davası kapsamında alıkonulan siyasi tutsak Server Mustafayev sizin hücrenize sevk edildi. Mahkemelerde bu insanların size yardım ettiğini anlatmıştınız…
Bu insanları bana Allah gönderdi. Onlara bana verdikleri yardım ve destek için çok minnettarım. İlk tutukevine geldiğim zaman kendimi kaybolmuş hissetmiştim. Ama Ruslan Trubaç bana yardım etti; durumu ve tutukevi usullerini anlattı. Ruslan ve Server bana çok yardım etti. Duşa ve hava almaya beni çıkartmıyorlardı. Bu yüzden hücrede lavabonun yanında yıkanmak zorundaydım. Onlar bana su ısıtıyordu. Her yere su sıçrattığım zaman yerleri siliyorlardı. Her konuda bana yardım ediyorlardı. Onların desteği sayesinde ben birçok şey öğrendim. Ayrıca bu bana hayatta kalmak için güç verdiler. Bazı zamanlarda artık sonum geldi diye düşünürken Ruslan ve Server kapılara vurarak, bağırarak tüm tutukevi görevlileri ayağa kaldırıyorlardı. Onların bana davranışları tutukevi görevlilerine her şeye rağmen yardıma muhtaç insana yardım eden Kırım Tatarlarının, Müslümanlarının gerçek yüzünü gösterdi.
Ayrıca bizim hücremizi her denetim sırasında yetkililere örnek hücre diye gösteriyorlardı. Benim durumuma rağmen hücrenin çok temiz ve bakımlı olduğuna dikkat çekiyorlardı.
Bildiğim kadarıyla size karşı açılan dava hala düşürülmedi ve siz Kırım’a gidemiyorsunuz…
Evet bana karşı açılan dava hala incelenmeye devam ediyor. Bu yüzden Kırım’a giriş yapamıyorum. Doktorlardan tedavi sürecim devam ettiği hakkında raporlar alıyorum ve onları avukatlara gönderiyorum. Avukatlar ise bu belgeleri sözde mahkemelere gösteriyor. Yine de benim hakkımda arama emri çıkarıldı. Büyük kızım Kırım’da yaşarken FSB 3-4 kez onun evine sözde beni arama bahanesiyle baskın yapmıştı. Ayrıca bulunduğum yeri bilmelerine rağmen, nerede olduğumu öğrenmek için kızımı FSB ofisine çağırmışlardı.
İki kızınız mı var? Onlar nerede yaşıyorlar?
Evet iki kızım var. Şu an iki kızım da Ukrayna’nın ana kısmında yaşıyor.
KIRIM - SÜRGÜN - KIRIM
Edem Aga her Kırım Tatarının kendi sürgün hikayesi vardır. 18 Mayıs 1944 trajedisi sizin ailenizi nasıl etkiledi?
Bekirov ailesi, tüm Kırım Tatar halkıyla birlikte 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım’dan sürgün edilmişti. Annem de, babam da o zaman 12 yaşındaydı. İkisi de okul öğrencisiydi. Annem de babam da çok çocuklu aileden geliyor. Aluştalılar. Sürgün edildikten sonra Özbekistan’ın Taşkent bölgesine yerleştirildiler. Orada da tanışıp evlendiler. Üç oğulları oldu. Ben ortanca çocuğum.
Özbekistan’daki hayatınızdan bahseder misiniz?
Ben yedi yaşındayken 1968’de biz Kırım’a taşınmıştık. Okula Canköy’de başladım. Tüm çocukluğum ve gençliğim Canköy’de geçti. Bu yüzden Özbekistan’ı pek hatırlamıyorum. Özbekistan’da akrabalarımız vardı ama ben Kırım’ın dışına çıkmak pek istemiyordum. Anne ve babam her zaman benim oraya gidip akrabalarımızla görüşmemi çok istiyordu ama ben, "Onlar Kırım’a gelsin, ben oraya gitmem." diyordum. Sadece askerlik yaptığım zaman bir tatbikat sırasında Kazakistan’da bulunmuştum.
1968 yılında Kırım’a geldiğimiz zaman 8 aile idik. Kırım’a gelen her Kırım Tatara çok seviniyorduk. Ben Kırım’da büyümüştüm. Kırım benim herşeyim, hayatım. Biliyor musunuz, biri bana dünyanın en güzel yerlerinde yaşamaya teklif etseydi ben yinede Canköy çöllerini seçerdim. Kırım benim ve ailem için bu kadar değerli yani. Orada babam, kardeşlerim toprağa verildi. Torunum şu an 13 yaşında ve o bana, "Dede Kırım’da yaşayacağım" diyor. Şu an Kırım’ın hayalini kuruyor ve onsuz hayat düşünemiyor. Bütün ailem de aynı fikirde.
Kırım Tatar milli hareketindeki yerinizden bahseder misiniz?
Bizde yani Sovyetler Birliği’nde yaşayanlarda Sovyet propagandası çok derin kök saldı. Özbekistan’da yaşayan soydaşlarımızın Kırım’a neden taşınmadığını anlamıyorduk. Devlet ise halkımızın Kırım’a göç etmesini engellemek için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Daha sonra milli hareket hakkında konuşan büyüklerimizin konuşmalarını dinlemeye başladım. Onlar sürgünden dönen insanlar için para yardımı topluyorlardı. Ben de buna katılmıştım. Sonra soydaşlarımız tarafından organize edilen gizli toplantılara katılmaya başladım. O zaman biz Sovyetler Birliği’nin gerçekten ne olduğunu ve bizim halkımıza nasıl davrandığını anlamaya başladık. Bu yüzden 2014’te Rusya ikinci kez Kırım’ı işgal ettiği zaman halkımız Rusya’nın gerçek yüzünü biliyordu. Biz Kırım Tatarları, Rusya Federasyonu’nun Ukrayna topraklarının işgalinin neye yol açacağını biliyorduk.
Ancak işgalden önceki yönetimle de çok sorumuz var. Ukrayna bağımsız olduğu zaman, o zamanki ülke başkanları Kırım Tatarlarının vatanlarına dönme şartlarını iyileştirmek için gerekli önlemleri almadı. Eğer onlar 90’lı yıllarda bugün kabul edilmesini talep ettiğimiz yasaları kabul etseydi Kırım işgal edilmezdi.
Edem Aga siz Kırım Tatar Milli Kurultaya katıldınız mı veya Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) üyesi oldunuz mu?
Hayır ben Kurultaya katılmadım, KTMM üyesi de hiç olmadım. Eşim Gülnara Bekirova KTMM üyesi. Ben daha çok pratik insanım. Benim için tartışmalardan daha çok süreç önemli. Hedefleri koyan yöneticiler var ve bu hedeflere ulaşan insanlar var. Ben işte hedeflere ulaşan insanlardanım.
Kırım’da Rus işgalinden önce neler yapardınız?
Kırım’da değil Herson bölgesinde yaşıyordum. Benim gençliğimde Kırım Tatarları çalışmak için yarımadanın dışına gönderirlerdi. Böylece Herson bölgesinde yaşamaya başladım. Daha sonra 2015’te Kırım ablukasına katılmıştım. İşgal başladığı zaman ben hastaydım. 2000 yılında felç olmuştum. Hastalıkla mücadele ettim ve hayatta kaldım. Daha sonra sivil etkinliklere, toplantılara, KTMM’nin organize ettiği tüm etkinliklere aktif olarak katıldım.
Neden felç oldunuz?
1990’lı yıllarda yönetimle bir çatışma yaşadım ve o sırada sırtıma tüfeğin dipçiğiyle sırtıma darbe aldım. Ve bu yüzden ayaklarım felç oldu.
Bu olay nasıl yaşandı?
Mesleğim tarım uzmanlığı. 90’lı yıllarda kanunsuzluk döneminde biz kolhozlardan toprağı kiraya alıyorduk ve çeşitli tarım kültürlerini yetiştiriyorduk. Toprağı kiraya aldığım kolhoz ise yerel OMON’a (polis özel timi) mazot parasını borçlanmıştı. Bu yüzden OMON kolhoza baskın düzenleyerek bana ait ürünler de dahil, tüm ürünlere el koymuştu. Olayı anlamak için yetkililerle buluştuğum zaman sırtıma tüfeğin dipçiğiyle darbe yemiştim. Bu darbenin sonuçları iki yıl sonra ortaya çıkmaya başladı, üç yıl sonra ayaklarım tamamen felç oldu.
“RUSYA KIRIM TATAR HALKINI YOK ETMEK İSTİYOR”
Siz şu an Ukrayna’ya iade edilen tek Kırım Tatar siyasi tutsaksınız. Sizce neden Kıyiv değişim listelerine Kırım Tatar siyasi tutsaklarının eklenmesini sağlayamıyor?
Rusya Kırım Tatar siyasi tutsakları Ukrayna vatandaşları olarak kabul etmiyor. Onlar işgalden sonra çalışabilmek, ailelerini geçindirebilmek, çocukları okullara kaydedebilmek için Rus vatandaşlığı almaya mecbur kaldılar. Rus işgalciler onları buna zorladılar. Bunun dışında Rusya Kırım Tatar halkını yok etmek istiyor. Benden başka hiçbir Kırım Tatarının değişim listesine dahil edilmediği için çok üzgünüm. Fakat Ukrayna Parlamentosunun İnsan Hakları Temsilcisi Lyudmila Denisova bu konuda çok aktif çalışıyor ve Kremlin esirleri olan Kırım Tatarlarının serbest bırakılması için uğraşıyor. Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov da bu konuda çok şey yapıyor. Onların Kırım Tatarlarının değişim listesine eklenmesini sağlayacaklarını düşünüyorum
Şu anki Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskiy hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben bu Cumhurbaşkanını halkın seçtiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanları gelip gidiyor. Devletimizin şu anki ilk sorunu Kırım’ın işgalden kurtarılması. Bununla birlikte Lugansk ve Donetsk bölgelerinin işgalden kurtarılması da gerçekleşecek. Bugün Donbas’ın anahtarı Kırım’da bulunuyorlar. Kimin Ukrayna için ne yaptığını konuşmak yerine Kırım’ın işgalden kurtarılması ile uğraşmamız gerekiyor.
“SABRININ ALTI SARI ALTINDIR”
Kırım Tatarlarından sık sık “Gelecek sene Bahçesarayda…” diye duyuyorum. Sizce Bahçesaray’da ne zaman hepimiz toplanabiliriz?
Bu soruyu cevaplamak çok zor... Hayatımız boyunca bir umutla yaşıyoruz, insan umut ve inanç olmadan yaşayamaz. Kırım’ın en kısa zamanda işgalden kurtarılacağına inanıyoruz. Herşey Allah’ın elinde. Umarım o bizim dualarımızı duyar ve uluslararası toplum Rusya’ya öyle şartlar koyar ki o Kırım’dan çekilmek zorunda kalır. Bir gün uyandığımızda nasıl Kırım’ın işgal edildiğini gördüysek, Kırım’ın bize döneceğini de göreceğiz. Kırım Tatarların bir atasözü vardır: “Sabrının altı sarı altındır” Kırım yakın zamanda Ukrayna egemenliği altına dönecek ve Kırım Tatar Milli Özerkliği olacaktır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Eski siyasi tutsak Edem Bekirov: Kırım benim hayatım, benim her şeyim
Eski siyasi tutsak, Kırım Tatar aktivist Edem Bekirov, Ukrayna ile Rusya arasında yapılan tutsak değişimi çerçevesinde serbest bırakılan tek Kırım Tatarı olma özelliğini taşıyor.
Bekirov, Kırım’da işgalci yetkililer tarafından alıkonulmadan önce baypas ameliyatı geçirmişti. Bununla birlikte şeker hastası olan Bekirov’un bir ayağı ampute durumda.
Bekirov'un, 16 Aralık 2018 tarihinde Kıyiv’de kalbine stent takılacaktı. Ameliyat öncesi Bekirov, işgal altındaki Kırım’da yaşayan 78 yaşındaki annesini ve diğer akrabalarını görmek etmek istedi. Ancak 12 Aralık 2018 tarihinde işgal altındaki Kırım’a giriş yaptığı sırada işgalci güçler onu alıkoydu ve 10 kilodan fazla TNT patlayıcısı ve 190 mermiyi depolama, taşıma ve dağıtımı yapmakla suçladı. Bekirov, Akmescit tutukevinde 258 gün alıkonuldu.
Bekirov, 7 Eylül 2019 tarihinde Rusya’da alıkonulan diğer 34 Ukrayna vatandaşıyla birlikte, Ukrayna ile Rusya arasında yapılan tutsak değişimi çerçevesinde Kıyiv’e getirildi.
“FSB’DEN KİMSE SAĞ ÇIKMIYOR”Edem Aga karantina günleriniz nasıl geçiyor?
Yasalara uyan tüm vatandaşlar gibi evde oturuyorum.
Rus esaretinden kurtulduktan sonra hastanede muayene oldunuz. Şimdi kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Yarım yıl boyunca doktorlar birçok tedavi uyguladı. Kalbimin durumu şimdi daha iyi, şeker hastalığım konusunda yardımcı oldular. Nörolojik ve ortopedik sorunlarımı muayene ettiler. Şu an Allah’a şükür kendimi daha iyi hissediyorum.
Hastaneden taburcu edildiniz mi?
Evet, çoktan. Tedavi süreci sona erdi. 6 ay sonra yine tekrarlanacak.
Sizi 12 Şubat 2018’de alıkoydular. O gün hiç FSB tarafından alıkonulacağınızı tahmin etmiş miydiniz?
Hayır, böyle bir şeyi hiç düşünmüyordum. İşgalcilerin bu kadar alçalarak, engelli ve bir dizi hastalığı olan insanı alıkoyacaklarını aklıma bile gelmiyordu. Başıma gelenleri hayal bile etmiyordum.
Tutukevinde çok kötü şartlarda kalmaya nasıl başardınız?
Özgürlüğüme kavuşacağıma inanıyordum. Aslında soruşturma görevlisi Romanets (Rusya Federal Güvenlik Servisinin (FSB) sözde Kırım Şubesine bağlı çalışan sözde soruşturma görevlisi İvan Romanets) bana FSB’den kimsenin sağ çıkmadığını söylemişti. Ben de insan hayatının sadece Allah’ın elinde olduğunu söyledim. Ağustos 2017’de ben Hacca gitmiştim bu yüzden Allah’ın koruması altında olduğumu ve onun beni koruduğunu biliyordum. Özgürlüğe kavuşmam için ailem mücadele ediyordu, onlar tüm uluslararası topluluğu ayağa kaldırmışlardı. Ve sıradaki insanların, hak savunucu örgütlerin verdiği destek bana güç veriyordu. Sizin haber ajansınız aracılığıyla bana ve aileme destek veren tüm insanlara teşekkür etmek istiyorum.
ÖRNEK HÜCREİlk önce “Veciye Kaşka davası” çerçevesinde alıkonulan Kırım Tatar siyasi tutsak Ruslan Trubaç ile bir hücrede tutuldunuz. Daha sonra sözde Hizb-ut Tahrir davası kapsamında alıkonulan siyasi tutsak Server Mustafayev sizin hücrenize sevk edildi. Mahkemelerde bu insanların size yardım ettiğini anlatmıştınız…
Bu insanları bana Allah gönderdi. Onlara bana verdikleri yardım ve destek için çok minnettarım. İlk tutukevine geldiğim zaman kendimi kaybolmuş hissetmiştim. Ama Ruslan Trubaç bana yardım etti; durumu ve tutukevi usullerini anlattı. Ruslan ve Server bana çok yardım etti. Duşa ve hava almaya beni çıkartmıyorlardı. Bu yüzden hücrede lavabonun yanında yıkanmak zorundaydım. Onlar bana su ısıtıyordu. Her yere su sıçrattığım zaman yerleri siliyorlardı. Her konuda bana yardım ediyorlardı. Onların desteği sayesinde ben birçok şey öğrendim. Ayrıca bu bana hayatta kalmak için güç verdiler. Bazı zamanlarda artık sonum geldi diye düşünürken Ruslan ve Server kapılara vurarak, bağırarak tüm tutukevi görevlileri ayağa kaldırıyorlardı. Onların bana davranışları tutukevi görevlilerine her şeye rağmen yardıma muhtaç insana yardım eden Kırım Tatarlarının, Müslümanlarının gerçek yüzünü gösterdi.
Ayrıca bizim hücremizi her denetim sırasında yetkililere örnek hücre diye gösteriyorlardı. Benim durumuma rağmen hücrenin çok temiz ve bakımlı olduğuna dikkat çekiyorlardı.
Bildiğim kadarıyla size karşı açılan dava hala düşürülmedi ve siz Kırım’a gidemiyorsunuz…
Evet bana karşı açılan dava hala incelenmeye devam ediyor. Bu yüzden Kırım’a giriş yapamıyorum. Doktorlardan tedavi sürecim devam ettiği hakkında raporlar alıyorum ve onları avukatlara gönderiyorum. Avukatlar ise bu belgeleri sözde mahkemelere gösteriyor. Yine de benim hakkımda arama emri çıkarıldı. Büyük kızım Kırım’da yaşarken FSB 3-4 kez onun evine sözde beni arama bahanesiyle baskın yapmıştı. Ayrıca bulunduğum yeri bilmelerine rağmen, nerede olduğumu öğrenmek için kızımı FSB ofisine çağırmışlardı.
İki kızınız mı var? Onlar nerede yaşıyorlar?
Evet iki kızım var. Şu an iki kızım da Ukrayna’nın ana kısmında yaşıyor.
KIRIM - SÜRGÜN - KIRIMEdem Aga her Kırım Tatarının kendi sürgün hikayesi vardır. 18 Mayıs 1944 trajedisi sizin ailenizi nasıl etkiledi?
Bekirov ailesi, tüm Kırım Tatar halkıyla birlikte 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım’dan sürgün edilmişti. Annem de, babam da o zaman 12 yaşındaydı. İkisi de okul öğrencisiydi. Annem de babam da çok çocuklu aileden geliyor. Aluştalılar. Sürgün edildikten sonra Özbekistan’ın Taşkent bölgesine yerleştirildiler. Orada da tanışıp evlendiler. Üç oğulları oldu. Ben ortanca çocuğum.
Özbekistan’daki hayatınızdan bahseder misiniz?
Ben yedi yaşındayken 1968’de biz Kırım’a taşınmıştık. Okula Canköy’de başladım. Tüm çocukluğum ve gençliğim Canköy’de geçti. Bu yüzden Özbekistan’ı pek hatırlamıyorum. Özbekistan’da akrabalarımız vardı ama ben Kırım’ın dışına çıkmak pek istemiyordum. Anne ve babam her zaman benim oraya gidip akrabalarımızla görüşmemi çok istiyordu ama ben, "Onlar Kırım’a gelsin, ben oraya gitmem." diyordum. Sadece askerlik yaptığım zaman bir tatbikat sırasında Kazakistan’da bulunmuştum.
1968 yılında Kırım’a geldiğimiz zaman 8 aile idik. Kırım’a gelen her Kırım Tatara çok seviniyorduk. Ben Kırım’da büyümüştüm. Kırım benim herşeyim, hayatım. Biliyor musunuz, biri bana dünyanın en güzel yerlerinde yaşamaya teklif etseydi ben yinede Canköy çöllerini seçerdim. Kırım benim ve ailem için bu kadar değerli yani. Orada babam, kardeşlerim toprağa verildi. Torunum şu an 13 yaşında ve o bana, "Dede Kırım’da yaşayacağım" diyor. Şu an Kırım’ın hayalini kuruyor ve onsuz hayat düşünemiyor. Bütün ailem de aynı fikirde.
Kırım Tatar milli hareketindeki yerinizden bahseder misiniz?
Bizde yani Sovyetler Birliği’nde yaşayanlarda Sovyet propagandası çok derin kök saldı. Özbekistan’da yaşayan soydaşlarımızın Kırım’a neden taşınmadığını anlamıyorduk. Devlet ise halkımızın Kırım’a göç etmesini engellemek için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Daha sonra milli hareket hakkında konuşan büyüklerimizin konuşmalarını dinlemeye başladım. Onlar sürgünden dönen insanlar için para yardımı topluyorlardı. Ben de buna katılmıştım. Sonra soydaşlarımız tarafından organize edilen gizli toplantılara katılmaya başladım. O zaman biz Sovyetler Birliği’nin gerçekten ne olduğunu ve bizim halkımıza nasıl davrandığını anlamaya başladık. Bu yüzden 2014’te Rusya ikinci kez Kırım’ı işgal ettiği zaman halkımız Rusya’nın gerçek yüzünü biliyordu. Biz Kırım Tatarları, Rusya Federasyonu’nun Ukrayna topraklarının işgalinin neye yol açacağını biliyorduk.
Ancak işgalden önceki yönetimle de çok sorumuz var. Ukrayna bağımsız olduğu zaman, o zamanki ülke başkanları Kırım Tatarlarının vatanlarına dönme şartlarını iyileştirmek için gerekli önlemleri almadı. Eğer onlar 90’lı yıllarda bugün kabul edilmesini talep ettiğimiz yasaları kabul etseydi Kırım işgal edilmezdi.
Edem Aga siz Kırım Tatar Milli Kurultaya katıldınız mı veya Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) üyesi oldunuz mu?
Hayır ben Kurultaya katılmadım, KTMM üyesi de hiç olmadım. Eşim Gülnara Bekirova KTMM üyesi. Ben daha çok pratik insanım. Benim için tartışmalardan daha çok süreç önemli. Hedefleri koyan yöneticiler var ve bu hedeflere ulaşan insanlar var. Ben işte hedeflere ulaşan insanlardanım.
Kırım’da Rus işgalinden önce neler yapardınız?
Kırım’da değil Herson bölgesinde yaşıyordum. Benim gençliğimde Kırım Tatarları çalışmak için yarımadanın dışına gönderirlerdi. Böylece Herson bölgesinde yaşamaya başladım. Daha sonra 2015’te Kırım ablukasına katılmıştım. İşgal başladığı zaman ben hastaydım. 2000 yılında felç olmuştum. Hastalıkla mücadele ettim ve hayatta kaldım. Daha sonra sivil etkinliklere, toplantılara, KTMM’nin organize ettiği tüm etkinliklere aktif olarak katıldım.
Neden felç oldunuz?
1990’lı yıllarda yönetimle bir çatışma yaşadım ve o sırada sırtıma tüfeğin dipçiğiyle sırtıma darbe aldım. Ve bu yüzden ayaklarım felç oldu.
Bu olay nasıl yaşandı?
Mesleğim tarım uzmanlığı. 90’lı yıllarda kanunsuzluk döneminde biz kolhozlardan toprağı kiraya alıyorduk ve çeşitli tarım kültürlerini yetiştiriyorduk. Toprağı kiraya aldığım kolhoz ise yerel OMON’a (polis özel timi) mazot parasını borçlanmıştı. Bu yüzden OMON kolhoza baskın düzenleyerek bana ait ürünler de dahil, tüm ürünlere el koymuştu. Olayı anlamak için yetkililerle buluştuğum zaman sırtıma tüfeğin dipçiğiyle darbe yemiştim. Bu darbenin sonuçları iki yıl sonra ortaya çıkmaya başladı, üç yıl sonra ayaklarım tamamen felç oldu.
“RUSYA KIRIM TATAR HALKINI YOK ETMEK İSTİYOR”Siz şu an Ukrayna’ya iade edilen tek Kırım Tatar siyasi tutsaksınız. Sizce neden Kıyiv değişim listelerine Kırım Tatar siyasi tutsaklarının eklenmesini sağlayamıyor?
Rusya Kırım Tatar siyasi tutsakları Ukrayna vatandaşları olarak kabul etmiyor. Onlar işgalden sonra çalışabilmek, ailelerini geçindirebilmek, çocukları okullara kaydedebilmek için Rus vatandaşlığı almaya mecbur kaldılar. Rus işgalciler onları buna zorladılar. Bunun dışında Rusya Kırım Tatar halkını yok etmek istiyor. Benden başka hiçbir Kırım Tatarının değişim listesine dahil edilmediği için çok üzgünüm. Fakat Ukrayna Parlamentosunun İnsan Hakları Temsilcisi Lyudmila Denisova bu konuda çok aktif çalışıyor ve Kremlin esirleri olan Kırım Tatarlarının serbest bırakılması için uğraşıyor. Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov da bu konuda çok şey yapıyor. Onların Kırım Tatarlarının değişim listesine eklenmesini sağlayacaklarını düşünüyorum
Şu anki Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskiy hakkında ne düşünüyorsunuz?Ben bu Cumhurbaşkanını halkın seçtiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanları gelip gidiyor. Devletimizin şu anki ilk sorunu Kırım’ın işgalden kurtarılması. Bununla birlikte Lugansk ve Donetsk bölgelerinin işgalden kurtarılması da gerçekleşecek. Bugün Donbas’ın anahtarı Kırım’da bulunuyorlar. Kimin Ukrayna için ne yaptığını konuşmak yerine Kırım’ın işgalden kurtarılması ile uğraşmamız gerekiyor.
“SABRININ ALTI SARI ALTINDIR”Kırım Tatarlarından sık sık “Gelecek sene Bahçesarayda…” diye duyuyorum. Sizce Bahçesaray’da ne zaman hepimiz toplanabiliriz?
Bu soruyu cevaplamak çok zor... Hayatımız boyunca bir umutla yaşıyoruz, insan umut ve inanç olmadan yaşayamaz. Kırım’ın en kısa zamanda işgalden kurtarılacağına inanıyoruz. Herşey Allah’ın elinde. Umarım o bizim dualarımızı duyar ve uluslararası toplum Rusya’ya öyle şartlar koyar ki o Kırım’dan çekilmek zorunda kalır. Bir gün uyandığımızda nasıl Kırım’ın işgal edildiğini gördüysek, Kırım’ın bize döneceğini de göreceğiz. Kırım Tatarların bir atasözü vardır: “Sabrının altı sarı altındır” Kırım yakın zamanda Ukrayna egemenliği altına dönecek ve Kırım Tatar Milli Özerkliği olacaktır.
EN ÇOK OKUNANLAR