SON DAKİKA
Hava Durumu

Dünya Bankası, Doğu Türkistan'daki zorla çalıştırmayla bağlantılı Çinli şirketlere kredi verdi

Atlantic Council, "Finansman ve Soykırım: Uygur Bölgesinde Kalkınma Finansmanı ve Kriz" başlıklı bir rapor yayımladı. Raporda Dünya Bankası çatısı altındaki IFC'nin, Doğu Türkistan'daki zorla çalıştırılmayla bağlantılı şirketlere yüz milyonlarca dolar kredi verdiği öne sürüldü.

Haber Giriş Tarihi: 17.02.2022 10:51
Haber Güncellenme Tarihi: 17.02.2022 10:51
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Dünya Bankası, Doğu Türkistan'daki zorla çalıştırmayla bağlantılı Çinli şirketlere kredi verdi

Atlantic Council, "Finansman ve Soykırım: Uygur Bölgesinde Kalkınma Finansmanı ve Kriz" başlıklı raporu yayımladı. Raporda, Dünya Bankası çatısı altındaki Uluslararası Finans Kurumunun Doğu Türkistan'daki zorla çalıştırmayla bağlantılı şirketlere yüz milyonlarca dolar kredi verdiği öne sürüldü.

Dünya Bankası'nın özel sektördeki kolu olan Uluslararası Finans Kurumunun (IFC), Çin'in Doğu Türkistan'da Uygur Türkleri ve diğer etnik grupların zorla çalıştırılmasıyla bağlantılı şirketlere yüz milyonlarca dolar kredi verdiği öne sürüldü.

Washington DC merkezli düşünce kuruluşu Atlantic Council tarafından "Finansman ve Soykırım: Uygur Bölgesinde Kalkınma Finansmanı ve Kriz" başlıklı bir rapor yayımlandı.

Raporda IFC'nin son 4 yılda Uygurların zorla çalıştırılmasında yer alan Chenguang Biyoteknoloji Grubu, Camel Grubu, Century Sunshine ve Jointown Eczacılık Grubu gibi Çinli şirketlere yüz milyonlarca dolar kredi verdiği belirtildi. Raporda, bu şirketlerin IFC'den aldıkları kredilerin değerinin 485 milyon doları bulduğu kaydedildi.

TOPRAKLARA EL KOYMA, ÇEVREYE ZARAR VERME VE KÜLTÜREL MİRAS ALANLARINI YOK ETME

Atlantic Council tarafından hazırlanan raporda ayrıca söz konusu şirketlerin zorla çalıştırmanın yanı sıra topraklara el koyma, çevreye zarar verme ve kültürel miras alanlarını yok etme gibi faaliyetlerde de bulundukları işaret edildi.

DOĞU TÜRKİSTAN’DA NELER OLUYOR?

Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğradı, uğruyor ve uğramaktadır. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.

ÇİN’İN  DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?

Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.

Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.

Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.

“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.