Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu saldırı Ermenistan'ın çapını aşan bir hadisedir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, külliyede gerçekleşen kabine toplantısı sonrası gerçekleştirdiği basın açıklamasında Ermenistan'ın Azerbaycan ordusuna yönelik saldırılarını değerlendirdi. Erdoğan, "Azerbaycan'a karşı Ermenistan tarafından yapılan saldırıları şiddetle kınadığımızı belirtmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından kameralar karşısına geçen Erdoğan, Ermenistan'a sert uyarılar içeren konuşmasında şunları söyledi:

"Ermenistan ve Azerbaycan arasında da devam eden bir sıkıntı var. Ecdadın asırlar boyunca Kafkaslarda yerine getirdiği görevi neyse yine yerine getirmeye devam edeceğiz. Dost ve kardeş Azerbaycan'a karşı Ermenistan tarafından yapılan saldırıları şiddetle kınadığımızı söylemek istiyorum. Şehit olanlara Allah'tan rahmet yaralananlara şifalar diliyorum. Yukarı Karabağ'da Ermenistan'ın pervasız saldırılarıyla çatışmaya dönüşmesinden şüpheliyiz. Bu durum olayın herhangi bir sınır ihlali çatışması değil, doğrudan Azerbaycan'a yönelik doğrudan taarruz olduğunu göstermektedir. Bu saldırı Ermenistan'ın çapını aşan bir hadisedir. "

Rusya Federasyonu, dünyanın tüm istikrarsız coğrafyalarında (Suriye, Libya, Kırım, Donbas, Dağlık Karabağ, vb.) savaşı körükleyerek çatışmadan nemalanma siyaseti yürütüyor. Bunu konuya en bariz örnek, şüphesiz 2014 yılında işgal ettiği Kırım'da Wagner isimli paralı asker şirketi üzerinden örtülü operasyonlar yürüterek, dış politikada elini güçlendirmesi gösterilebilir. Kremlin, aynı paralı askerleri, Ukrayna'nın doğusundaki Donbas'ta, dünya ülkelerinin güç çatışmasına sahne olan Suriye'de ve son olarak da Libya'da kullanmakta. Bunlara paralel olarak, Ermeni işgali altındaki Dağlık Karabağ'da da meşru ve gayrimeşru yollarla bölgesel istikrarı tehdit ederek çatışmaları alevlendiren Rusya'nın, Ermenistan'ın 12 Temmuz'daki saldırısında da parmağı olduğunu beklemek güç olmaz. Konuyla ilgili, sosyal medyada pek çok kullanıcı, Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırmasını, Türkiye'nin Ayasofya tutumuna karşı bir misilleme olarak değerlendirdi.

Öte yandan, Ayasofya konusunu sadece "Türkiye'nin iç meselesi" olarak değerlendiren Kremlin'in, işgal ettiği Kırım ile Suriye, Libya ve dünyanın değişik çatışma alanlarında ülkelerin iç meselelerine müdahil olması ve savaşı körüklemesi, dünya ülkelerinin gözünden kaçmadı ve Moskova'nın ikircikli siyasetini gözler önüne serdi.

Benzer haber:Karabağ Savaşı emektarı, eski Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Güvenlik Bakanlığı İstihbarat Daire Başkanı Emekli Yarbay İlham İsmayil, bölgedeki son gelişmeleri ve Ermenistan’ın saldırısının Türkiye’nin Ayasofya kararından sonra Rusya’nın bir kışkırtması sonucu gerçekleşmiş olma ihtimalini Kırım Haber Ajansına değerlendirdi. Habere ulaşmak için:
“Ermenistan, provokasyon saldırılarını Rusya’nın desteğiyle yapıyor”

Türkiye, 10 Temmuz 2020’de tarihi bir karar alarak, Ayasofya’nın yeniden cami olarak kullanıma açılmasıyla ilgili karar aldı. Dış dünyada Türkiye’nin bu kararı bir dizi tepkiye neden oldu. Rusya resmi kanattan her ne kadar “Türkiye’nin iç meselesidir” yorumunu yapsa da Rus Ortodoks Kilisesi tarafından 12 Temmuz 2020’de yapılan açıklamada, “Karar büyük ayrışmalara yol açabilir.” şeklinde bir yaklaşım sergilendi. Hemen arkasında da Rusya’daki radikal komünistler  “Türkiye’ye seyahat etmeyin!” çağrısı yaparak Türkiye’ye duyulan nefreti gözler önüne serdi. Putin ise şimdilik bu karara sessiz kalmış gözüküyor.

İlgili haber: Ayasofya kararı sonrası Rusya’nın Komünistleri: Türkiye’ye gitmeyin!