Azerbaycan-Ermenistan "ateşkes" süreci: Şimdi ne olacak?
Azerbaycan-Ermenistan "ateşkes" süreci: Şimdi ne olacak?
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ateşkes gerçekten var mı?
Haber Giriş Tarihi: 16.10.2020 10:23
Haber Güncellenme Tarihi: 16.10.2020 11:59
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Ömer Cihad KAYA QHA Ankara
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 27 Ekim 2020 tarihinde başlayan çatışmalardan sonra, dünyanın gözü kulağı Güney Kafkasya'dan gelecek haberlerde. Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'daki topraklarını işgalden kurtarmak için başlattığı harekata, Ermenistan tarafı, ısrarla cephede değil Azerbaycan'ın sivil yerleşim birimlerine saldırarak karşılık verdi. Ermenistan'ın isteğiyle 9 Ekim 2020 tarihinde taraflar, Moskova'da geçici ateşkes imzaladı. İmzalanan sözde ateşkes, insani amaçlarla yapılsa da fiilen Ermenistan, Azerbaycan'ın sivil yerleşim birimlerini balistik füzeler ile vurmaya devam etti. Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkes anlaşmasının asıl amacını, ateşkes sonrasında gerçekleştirdiği hamleleri ve Kremlin'in ateşkes sürecine ilişkin tutumunu Doç. Dr. Ali Asker ve gazeteci-yazar Dr. Aynur İmran değerlendirdi.
İlgili haber: Azerbaycan ve Ermenistan arasında 9 Ekim 2020'de Moskova'da geçici ateşkes anlaşması imzalandı
Karabük Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Asker, QHA’ya Azerbaycan-Ermenistan arasında Moskova'da 9 Ekim 2020 tarihinde imzalanan geçici ateşkes sürecinden sonraki durumu değerlendirdi. Doç. Dr. Asker, Azerbaycan ve Ermenistan arasında gerçek bir ateşkes olmadığını Erivan yönetiminin ateşkese, Karabağ'da uzun yıllardır yaptığı üzere uymadığını vurguladı.
"ORTADA FİİLEN BİR ATEŞKES YOKTUR"
Doç. Dr. Asker, Ermenistan'ın ateşkesi ihlal edeceğine Azerbaycan'ın zaten beklediğini ifade ederek, ortada fiilen bir ateşkes sürecinin olmadığını kaydetti:
Doç. Dr. Ali Asker
"Ateşkesin hemen ardından Ermenistan ordusu, Azerbaycan mevzilerine karşı taarruzda bulundu. Azerbaycan ordusu bunu zaten bekliyordu. Ermenistan tarafı, 1990'dan bu tarafa yapılan tüm ateşkesleri ihlal etti. Azerbaycan kamuoyu, başından beri ateşkes sürecinin doğru olmadığı kanaatindedir. Sahada zafer kazanılmasına rağmen neden ateşkes imzalandığı konusunda tereddütler var. Ancak, bu insani bir konu olduğu için hükumet ateşkese onay verdi ancak her şeye de hazırlıklıydı. Ermenistan tarafının ateşkesi ihlal etmesindeki ana amaç, kaybettikleri bölgeleri yeniden ele geçirmekti fakat buna muvaffak olamadı. Azerbaycan, sahada çok önemli bölgelerde hakim tepeleri ele geçirmiş durumdadır. Ama Ermenistan tarafı bunu kendi kamuoyundan saklıyor. Dolayısıyla ateşkese benzer bir şey var ama ortada fiilen bir ateşkes yok."
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 9 Ekim 2020'de Moskova'da imzalanan geçici ateşkesin detayları için tıklayınız: Azerbaycan ve Ermenistan arasında geçici ateşkes anlaşması
1992’de Karabağ savaşında yer almış Azerbaycan Türkü bir akademisyen olan Doç. Dr. Ali Asker, ateşkes sürecinden sonraki durumu anlamak için bazı noktalara dikkat çekti. Asker, "Ateşkes sürecine dair en önemli nokta ise şudur, bu ateşkes sözde insanidir özde ise saldırı amaçlıdır. Ermenistan'ın bu saldırıları, Rusya tarafından destekleniyor ve daha da cesaretlendiriliyor. Ancak, Bakü yönetimi, bu zamana kadar hem askeri hem diplomatik alanda önemli kazanımlar elde etti. Ve emin adımlarla yoluna devam edecektir. " ifadelerini kullandı.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki geçici ateşkesin adresi 9 Ekim 2020 tarihinde Moskova'ydı. Moskova, geçici ateşkes sürecinde Azerbaycan ve Ermenistan arasında güya arabuluculuk rolü üstleniyor. Ancak, Azerbaycan'ın sahadaki kazanımlarını sekteye uğratacak bir sürecin başlaması Bakü yönetiminde bazı çekincelere yol açtı. Ayrıca Azerbaycan, ısrarla Türkiye'nin de masada olmasını istediğini vurguluyor. Rusya Federasyonu, ise Türkiye'nin sürece müdahil edilmesine kesin bir dille karşı çıkıyor. Doç. Dr. Ali Asker, müzakere masasına Türkiye'nin de oturmasıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"GERÇEK BİR ATEŞKESTE TÜRKİYE MASADA OLMALIDIR"
"Öte yandan, gerçekten bir ateşkes olacak ise Türkiye'nin burada masada rol alması gerekir. Şu anda Rusya bu misyonu tek başına üstlenmiş vaziyettedir. şu an masada, Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan var. Rusya zaten Ermenistan'ı destekliyor yani böyle bir dengenin oluşturulması açısından da Türkiye çok önemlidir. Ben bunu yıllardır makalelerimde ve konferanslarımda söylüyorum. Rusya ve Ermenistan arasındaki çok sıkı askeri işbirliğine karşı, bir Türkiye Azerbaycan askeri işbirliğinin olması gerekmektedir. bugün belki de en uygun şartlar oluşmuş durumdadır."
İlgili haber: Doç. Dr. Asker: Kremlin’den umduğunu bulamayan Paşinyan çaresiz bir şekilde yenilgiyi seyrediyor
Azerbaycan Türkü gazeteci, Dr. Aynur İmran, Ermenistan tarafının ısrarlı bir şekilde istediği ateşkese uymadığını ve sivillere yönelik saldırılarına devam ettiğini ifade ederek süreci şöyle değerlendirdi:
"Azerbaycan’ın topraklarını işgalden kurtarmak için başlattığı harekata karşı, Ermenistan tarafı ısrarlı bir şekilde ateşkes istedi. Ateşkes anlaşmasını sürecin başından beri uymayan Erivan yönetimi, çatışmaları ciddi bir şekilde devam ettirdi ve sivillere yönelik saldırılarına devam etti. Gence’ye atılan roketlerin nelere sebep olduğunu herkes biliyor. Ermeni saldırılarında, şehit olan ve yaralanan bir çok sivil insan var. Ancak, Azerbaycan Cumhurbaşkanının da belirttiği üzere, Ermenistan’a gereken cevaplar veriliyor ve verilmeye devam edecek. Azerbaycan hükumeti, işgali sona erdirmek için bir adım bile geri adım atmayacaktır. Azerbaycan, topraklarını işgalden kurtardıktan sonra gereken şekilde müzakere masasına oturmalıdır."
Ateşkesi ihlal eden Ermenistan'ın sivilleri saldırdığı Gence şehri
"ERMENİSTAN, BU COĞRAFYADA TÜRK DÜNYASINI PARÇALAMAK İÇİN DESTEKLENEN BİR TERÖR DEVLETİDİR"
Azerbaycan halkının, Karabağ'da 30 yıllık işgal sürecinde ağır bedeller ödediğini kaydeden İmran, Azerbaycan'ın uluslararası kabul edilmiş sınırlarını korumak için başlattığı harekata Türkiye ve Türk dünyasının destek vermesi gerektiğini vurguladı. Aynur İmran'ın konuya ilişkin değerlendirmeleri şu şekilde:
"Bu 30 yıllık süreçte, biz her gün şehit veriyoruz, 30 yıldır topraklarımız işgal altında. 30 yıldır bölgeyi terk etmek zorunda kalan Azerbaycan vatandaşları, çok ağır bedeller ödüyor. İnsanlar, toprak hasretiyle yaşıyor ve akrabalarının mezarlarını dahi ziyaret edemiyorlar. Azerbaycan halkı, bugün Karabağ için kenetlenmiş vaziyettedir ve tarih yazmaktadır. Ayrıca, bu günler Azerbaycan-Türkiye kardeşliği için, tüm Türk dünyası için de tarihi günlerdir. Bugün, 'iki devlet bir millet' anlayışını devam ettirmek ve birlikte hareket etmek lazım. Şunu Azerbaycan da, Türkiye de, Türk dünyası da çok iyi anlamalıdır ki; Ermenistan, bu coğrafyada Türk dünyasını parçalamak için desteklenen bir terör devletidir. Azerbaycan, bugün geri çekilirse bu, hem Türkiye hem de Azerbaycan için bir kayıp ve tehdit olacaktır. Artık Karabağ sorunu çözülmelidir ve şu an için bundan başka hiçbir yol yoktur.
"DÜNYA KAMUOYU YETERLİ DESTEĞİ VERMİYOR"
Azerbaycan Türkü gazeteci, işgalci Ermenistan'a ısrarla destek veren ülkelerin tutumuna dikkat çekerek, "Şu konu çok üzücüdür ki, dünya kamuoyu hala bu konuda tutumunu, yeterli düzeyde belli etmiyor. Tarihi perspektifte dünyanın bir çok noktasında işgal ve sömürge politikaları yürüten Fransa devletinin cumhurbaşkanı, bugün kalkıp da ‘Karabağ’ı yeniden Azerbaycan'ın işgal etmesine izin vermeyeceğiz’ diyorsa bu bir düşmanlık ve taraf olmanın ifadesidir. Azerbaycan, tüm bunlara karşı darbe vurulmasına izin vermemeli ve ilerlemeye devam etmelidir." ifadelerini kullandı.
Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki topraklarını kurtarmak için başlattığı kara harekatı kararlılıkla devam ediyor. Azerbaycan, 27 Eylül 2020’de başlatılan harekat kapsamında, şu ana kadar çok yüksek ve stratejik öneme sahip dağlık bölgeler de dahil olmak üzere şehir, kasaba ve köyleri bir bir işgalci güçlerden temizliyor.
ŞU ANA KADAR İŞGALDEN KURTARILAN BÖLGELER
Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, işgal altındaki topraklarını kurtarmak için başlattığı harekât kapsamında bugüne kadar Cebrail şehrini, Şugovuşan ve Hadrut kasabasını ve Karahanbeyli, Aşağı Seyitahmetli, Mehdili, Aşağı Maralyan, Kuycak, Kend Horadiz, Çakırlı, Büyük Mercanlı, Şeybey, Taliş, Karkulu, Şükürbeyli, Yukarı Maralyan, Cereken, Daşkesen, Horovlu, Dejan, Mahmutlu, Caferabat, Papı köyleri olmak üzere toplamda 22 yerleşim yerinde kontrolü ele aldı. Azerbaycan, 5 Ekim 2020 tarihinde Cebrayıl ilinin (rayonunun) Şıhali Ağalı, Sarıcalı ve Mezre köylerin de işgalden kurtardı. Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'da Ermeni işgalinden kurtardığı diğer köyleri ise 14 ve 15 Ekim'de Cumhurbaşkanı İlham Aliyev duyurdu. 14 Ekim 2020 tarihinde; Fuzuli ilinin Karadağlı, Hatunbulak, Karakollu, Hocavend ilinin Bulutan, Melikcanlı, Kemertük, Teke, Tağaser köylerini işgalden kurtarıldığı kaydedildi. Azerbaycan ordusu, 15 Ekim 2020 tarihinde ise, Fuzuli ilinin Arış, Cebrail ilinin Doşulu, Hocavend ilinin Edişe, Düdükçü, Edilli, Çiraguz köylerini işgalden kurtardı.
ERMENİSTAN NEDEN SİVİLLERİ VURUYOR?
Azerbaycan’ın Ermenistan’ın işgali altındaki Dağlık Karabağ’daki topraklarını kurtarmak için geniş çapta başlattığı kara harekatı, 27 Eylül 2020’de başladı. Azerbaycan ordusu, adım adım ilerlerken, Ermenistan da ısrarla sivillere saldırmaya devam etti. Cephede sıkışan Ermenistan, Azerbaycan’ın yerleşim yerlerine ve şehirlerine top atışları ve füze atışları gerçekleştiriyor.
ERMENİSTAN, ATEŞKES ŞARTLARINA UYMUYOR
Moskova’da varılan geçici ateşkesten hemen sonra Ermenistan, Azerbaycan’ın Ağdam ve Tatar bölgelerine saldırdı. Ermenistan’ın saldırıları Hadrut ve Cabrayil yönünde devam etti. Sukavuşan’da Ermeni askerlerinin cesetlerini toplayan ve beyaz bayraklı bir ambulans, Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından vuruldu. Saldırı sonucu bir sağlık çalışanı ağır yaralandı. Gence’ye düzenlenen saldırıda ise çocuklar dahil 7 sivil öldü ve 39 kişi yaralandı. Azerbaycan ve Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’da geçici ateşkes, 9 Ekim 2020 tarihinde imzalandı. Ermeni tarafı, ateşkesin ilk dakikalarından itibaren Azerbaycan'ın sivil yerleşim birimlerini vurmaya başladı. Azerbaycan Başsavcılığı, 11 Ekim 2020’de Ermenistan'ın ateşkes sonrası Azerbaycan’ın en büyük ikinci kenti olan Gence’deki sivillere yönelik saldırıda bilançoyu açıkladı. Başsavcılık, Ermenistan’ın saldırısında 41 sivilin hayatını kaybettiğini ve 207 kişinin yaralandığını duyurdu.
DAĞLIK KARABAĞ NE ZAMAN İŞGAL EDİLMİŞTİ?
Karabağ, Azerbaycan’da Kür ve Aras nehirleri arasındaki dağlık bölgeye Azerbaycan Türkleri tarafından verilen bir isimdir. Bölgede, Ağdam, Kelbecer, Laçın, Cebrail, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan isimli yerleşim yerleri bulunmaktadır. Sovyetler Birliğinin 1989’da bölgede önce özerklik ilan edip sonradan Azerbaycan’a bağlamasını kabul etmeyen Ermenistan, Dağlık Karabağ’ın başkenti Hankendi’de Azerbaycanlılara saldırmaya başladı. Rusya’nın da desteğini alan ve Azerbaycan’ın hazırlıksız olmasını fırsat bilen Erivan, sivil katliamlarıyla Dağlık Karabağ ve çevresine yönelik işgal sürecini başlattı. Tarihler 28 Aralık 1991’i gösterdiğinde Ermeni birlikleri Dağlık Karabağ’ın merkezi Hankendi’yi işgal etti.
DAĞLIK KARABAĞ'DA İŞGAL VE ERMENİLERİN HOCALI SOYKIRIMI
İşgal sonrası, 1992 tarihinde, 25 Şubatı 26 Şubata bağlayan gecede Sovyetlerden kalma Rus 336. Mekanize Alayının desteğindeki Ermenistan kuvvetlerinin Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı şehrinde yaşayan Azerbaycan Türklerine karşı toplu şekilde katliam yaptı. Hocalı kasabasında, Azerbaycan’ın resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70’den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin katledilmiş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.
27 Eylül 2020’de toprak bütünlüğünü yeniden sağlamak için harekete geçen Azerbaycan, Dağlık Karabağ’daki ilerleyişini açıkça “kurtuluş savaşı” olarak nitelendirdi. Uluslararası ilişkiler literatüründe “dondurulmuş sorun” olarak ifade edilen Dağlık Karabağ’da çatışma her geçen gün şiddetleniyor. Azerbaycan, en üst perdeden çözümün artık müzakere masasında değil sahada olduğunu vurguladı ve Dağlık Karabağ’daki topraklarını işgalden kurtarmak için kara harekatı başlattı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Azerbaycan-Ermenistan "ateşkes" süreci: Şimdi ne olacak?
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ateşkes gerçekten var mı?
Ömer Cihad KAYA
QHA Ankara
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 27 Ekim 2020 tarihinde başlayan çatışmalardan sonra, dünyanın gözü kulağı Güney Kafkasya'dan gelecek haberlerde. Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'daki topraklarını işgalden kurtarmak için başlattığı harekata, Ermenistan tarafı, ısrarla cephede değil Azerbaycan'ın sivil yerleşim birimlerine saldırarak karşılık verdi. Ermenistan'ın isteğiyle 9 Ekim 2020 tarihinde taraflar, Moskova'da geçici ateşkes imzaladı. İmzalanan sözde ateşkes, insani amaçlarla yapılsa da fiilen Ermenistan, Azerbaycan'ın sivil yerleşim birimlerini balistik füzeler ile vurmaya devam etti. Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkes anlaşmasının asıl amacını, ateşkes sonrasında gerçekleştirdiği hamleleri ve Kremlin'in ateşkes sürecine ilişkin tutumunu Doç. Dr. Ali Asker ve gazeteci-yazar Dr. Aynur İmran değerlendirdi.
İlgili haber: Azerbaycan ve Ermenistan arasında 9 Ekim 2020'de Moskova'da geçici ateşkes anlaşması imzalandı
Karabük Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Asker, QHA’ya Azerbaycan-Ermenistan arasında Moskova'da 9 Ekim 2020 tarihinde imzalanan geçici ateşkes sürecinden sonraki durumu değerlendirdi. Doç. Dr. Asker, Azerbaycan ve Ermenistan arasında gerçek bir ateşkes olmadığını Erivan yönetiminin ateşkese, Karabağ'da uzun yıllardır yaptığı üzere uymadığını vurguladı.
"ORTADA FİİLEN BİR ATEŞKES YOKTUR"Doç. Dr. Asker, Ermenistan'ın ateşkesi ihlal edeceğine Azerbaycan'ın zaten beklediğini ifade ederek, ortada fiilen bir ateşkes sürecinin olmadığını kaydetti:
Doç. Dr. Ali Asker"Ateşkesin hemen ardından Ermenistan ordusu, Azerbaycan mevzilerine karşı taarruzda bulundu. Azerbaycan ordusu bunu zaten bekliyordu. Ermenistan tarafı, 1990'dan bu tarafa yapılan tüm ateşkesleri ihlal etti. Azerbaycan kamuoyu, başından beri ateşkes sürecinin doğru olmadığı kanaatindedir. Sahada zafer kazanılmasına rağmen neden ateşkes imzalandığı konusunda tereddütler var. Ancak, bu insani bir konu olduğu için hükumet ateşkese onay verdi ancak her şeye de hazırlıklıydı. Ermenistan tarafının ateşkesi ihlal etmesindeki ana amaç, kaybettikleri bölgeleri yeniden ele geçirmekti fakat buna muvaffak olamadı. Azerbaycan, sahada çok önemli bölgelerde hakim tepeleri ele geçirmiş durumdadır. Ama Ermenistan tarafı bunu kendi kamuoyundan saklıyor. Dolayısıyla ateşkese benzer bir şey var ama ortada fiilen bir ateşkes yok."
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 9 Ekim 2020'de Moskova'da imzalanan geçici ateşkesin detayları için tıklayınız:
"ERMENİSTAN, SÖZDE İNSANİ ÖZDE SALDIRI AMACI GÜDÜYOR"Azerbaycan ve Ermenistan arasında geçici ateşkes anlaşması
1992’de Karabağ savaşında yer almış Azerbaycan Türkü bir akademisyen olan Doç. Dr. Ali Asker, ateşkes sürecinden sonraki durumu anlamak için bazı noktalara dikkat çekti. Asker, "Ateşkes sürecine dair en önemli nokta ise şudur, bu ateşkes sözde insanidir özde ise saldırı amaçlıdır. Ermenistan'ın bu saldırıları, Rusya tarafından destekleniyor ve daha da cesaretlendiriliyor. Ancak, Bakü yönetimi, bu zamana kadar hem askeri hem diplomatik alanda önemli kazanımlar elde etti. Ve emin adımlarla yoluna devam edecektir. " ifadelerini kullandı.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki geçici ateşkesin adresi 9 Ekim 2020 tarihinde Moskova'ydı. Moskova, geçici ateşkes sürecinde Azerbaycan ve Ermenistan arasında güya arabuluculuk rolü üstleniyor. Ancak, Azerbaycan'ın sahadaki kazanımlarını sekteye uğratacak bir sürecin başlaması Bakü yönetiminde bazı çekincelere yol açtı. Ayrıca Azerbaycan, ısrarla Türkiye'nin de masada olmasını istediğini vurguluyor. Rusya Federasyonu, ise Türkiye'nin sürece müdahil edilmesine kesin bir dille karşı çıkıyor. Doç. Dr. Ali Asker, müzakere masasına Türkiye'nin de oturmasıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"GERÇEK BİR ATEŞKESTE TÜRKİYE MASADA OLMALIDIR""Öte yandan, gerçekten bir ateşkes olacak ise Türkiye'nin burada masada rol alması gerekir. Şu anda Rusya bu misyonu tek başına üstlenmiş vaziyettedir. şu an masada, Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan var. Rusya zaten Ermenistan'ı destekliyor yani böyle bir dengenin oluşturulması açısından da Türkiye çok önemlidir. Ben bunu yıllardır makalelerimde ve konferanslarımda söylüyorum. Rusya ve Ermenistan arasındaki çok sıkı askeri işbirliğine karşı, bir Türkiye Azerbaycan askeri işbirliğinin olması gerekmektedir. bugün belki de en uygun şartlar oluşmuş durumdadır."
İlgili haber:
Doç. Dr. Asker: Kremlin’den umduğunu bulamayan Paşinyan çaresiz bir şekilde yenilgiyi seyrediyor
Azerbaycan Türkü gazeteci, Dr. Aynur İmran, Ermenistan tarafının ısrarlı bir şekilde istediği ateşkese uymadığını ve sivillere yönelik saldırılarına devam ettiğini ifade ederek süreci şöyle değerlendirdi:
"ERMENİSTAN, ATEŞKESE SÜRECİN BAŞINDAN BERİ UYMUYOR" Aynur İmran"Azerbaycan’ın topraklarını işgalden kurtarmak için başlattığı harekata karşı, Ermenistan tarafı ısrarlı bir şekilde ateşkes istedi. Ateşkes anlaşmasını sürecin başından beri uymayan Erivan yönetimi, çatışmaları ciddi bir şekilde devam ettirdi ve sivillere yönelik saldırılarına devam etti. Gence’ye atılan roketlerin nelere sebep olduğunu herkes biliyor. Ermeni saldırılarında, şehit olan ve yaralanan bir çok sivil insan var. Ancak, Azerbaycan Cumhurbaşkanının da belirttiği üzere, Ermenistan’a gereken cevaplar veriliyor ve verilmeye devam edecek. Azerbaycan hükumeti, işgali sona erdirmek için bir adım bile geri adım atmayacaktır. Azerbaycan, topraklarını işgalden kurtardıktan sonra gereken şekilde müzakere masasına oturmalıdır."
Ateşkesi ihlal eden Ermenistan'ın sivilleri saldırdığı Gence şehri "ERMENİSTAN, BU COĞRAFYADA TÜRK DÜNYASINI PARÇALAMAK İÇİN DESTEKLENEN BİR TERÖR DEVLETİDİR"Azerbaycan halkının, Karabağ'da 30 yıllık işgal sürecinde ağır bedeller ödediğini kaydeden İmran, Azerbaycan'ın uluslararası kabul edilmiş sınırlarını korumak için başlattığı harekata Türkiye ve Türk dünyasının destek vermesi gerektiğini vurguladı. Aynur İmran'ın konuya ilişkin değerlendirmeleri şu şekilde:
"Bu 30 yıllık süreçte, biz her gün şehit veriyoruz, 30 yıldır topraklarımız işgal altında. 30 yıldır bölgeyi terk etmek zorunda kalan Azerbaycan vatandaşları, çok ağır bedeller ödüyor. İnsanlar, toprak hasretiyle yaşıyor ve akrabalarının mezarlarını dahi ziyaret edemiyorlar. Azerbaycan halkı, bugün Karabağ için kenetlenmiş vaziyettedir ve tarih yazmaktadır. Ayrıca, bu günler Azerbaycan-Türkiye kardeşliği için, tüm Türk dünyası için de tarihi günlerdir. Bugün, 'iki devlet bir millet' anlayışını devam ettirmek ve birlikte hareket etmek lazım. Şunu Azerbaycan da, Türkiye de, Türk dünyası da çok iyi anlamalıdır ki; Ermenistan, bu coğrafyada Türk dünyasını parçalamak için desteklenen bir terör devletidir. Azerbaycan, bugün geri çekilirse bu, hem Türkiye hem de Azerbaycan için bir kayıp ve tehdit olacaktır. Artık Karabağ sorunu çözülmelidir ve şu an için bundan başka hiçbir yol yoktur.
"DÜNYA KAMUOYU YETERLİ DESTEĞİ VERMİYOR"Azerbaycan Türkü gazeteci, işgalci Ermenistan'a ısrarla destek veren ülkelerin tutumuna dikkat çekerek, "Şu konu çok üzücüdür ki, dünya kamuoyu hala bu konuda tutumunu, yeterli düzeyde belli etmiyor. Tarihi perspektifte dünyanın bir çok noktasında işgal ve sömürge politikaları yürüten Fransa devletinin cumhurbaşkanı, bugün kalkıp da ‘Karabağ’ı yeniden Azerbaycan'ın işgal etmesine izin vermeyeceğiz’ diyorsa bu bir düşmanlık ve taraf olmanın ifadesidir. Azerbaycan, tüm bunlara karşı darbe vurulmasına izin vermemeli ve ilerlemeye devam etmelidir." ifadelerini kullandı.
AZERBAYCAN, DAĞLIK KARABAĞ’DA TOPRAKLARINI GERİ ALIYOR
Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki topraklarını kurtarmak için başlattığı kara harekatı kararlılıkla devam ediyor. Azerbaycan, 27 Eylül 2020’de başlatılan harekat kapsamında, şu ana kadar çok yüksek ve stratejik öneme sahip dağlık bölgeler de dahil olmak üzere şehir, kasaba ve köyleri bir bir işgalci güçlerden temizliyor.
ŞU ANA KADAR İŞGALDEN KURTARILAN BÖLGELER
Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, işgal altındaki topraklarını kurtarmak için başlattığı harekât kapsamında bugüne kadar Cebrail şehrini, Şugovuşan ve Hadrut kasabasını ve Karahanbeyli, Aşağı Seyitahmetli, Mehdili, Aşağı Maralyan, Kuycak, Kend Horadiz, Çakırlı, Büyük Mercanlı, Şeybey, Taliş, Karkulu, Şükürbeyli, Yukarı Maralyan, Cereken, Daşkesen, Horovlu, Dejan, Mahmutlu, Caferabat, Papı köyleri olmak üzere toplamda 22 yerleşim yerinde kontrolü ele aldı. Azerbaycan, 5 Ekim 2020 tarihinde Cebrayıl ilinin (rayonunun) Şıhali Ağalı, Sarıcalı ve Mezre köylerin de işgalden kurtardı.
Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'da Ermeni işgalinden kurtardığı diğer köyleri ise 14 ve 15 Ekim'de Cumhurbaşkanı İlham Aliyev duyurdu. 14 Ekim 2020 tarihinde; Fuzuli ilinin Karadağlı, Hatunbulak, Karakollu, Hocavend ilinin Bulutan, Melikcanlı, Kemertük, Teke, Tağaser köylerini işgalden kurtarıldığı kaydedildi. Azerbaycan ordusu, 15 Ekim 2020 tarihinde ise, Fuzuli ilinin Arış, Cebrail ilinin Doşulu, Hocavend ilinin Edişe, Düdükçü, Edilli, Çiraguz köylerini işgalden kurtardı.
ERMENİSTAN NEDEN SİVİLLERİ VURUYOR?
Azerbaycan’ın Ermenistan’ın işgali altındaki Dağlık Karabağ’daki topraklarını kurtarmak için geniş çapta başlattığı kara harekatı, 27 Eylül 2020’de başladı. Azerbaycan ordusu, adım adım ilerlerken, Ermenistan da ısrarla sivillere saldırmaya devam etti. Cephede sıkışan Ermenistan, Azerbaycan’ın yerleşim yerlerine ve şehirlerine top atışları ve füze atışları gerçekleştiriyor.
ERMENİSTAN, ATEŞKES ŞARTLARINA UYMUYOR
Moskova’da varılan geçici ateşkesten hemen sonra Ermenistan, Azerbaycan’ın Ağdam ve Tatar bölgelerine saldırdı. Ermenistan’ın saldırıları Hadrut ve Cabrayil yönünde devam etti. Sukavuşan’da Ermeni askerlerinin cesetlerini toplayan ve beyaz bayraklı bir ambulans, Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından vuruldu. Saldırı sonucu bir sağlık çalışanı ağır yaralandı. Gence’ye düzenlenen saldırıda ise çocuklar dahil 7 sivil öldü ve 39 kişi yaralandı. Azerbaycan ve Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’da geçici ateşkes, 9 Ekim 2020 tarihinde imzalandı. Ermeni tarafı, ateşkesin ilk dakikalarından itibaren Azerbaycan'ın sivil yerleşim birimlerini vurmaya başladı. Azerbaycan Başsavcılığı, 11 Ekim 2020’de Ermenistan'ın ateşkes sonrası Azerbaycan’ın en büyük ikinci kenti olan Gence’deki sivillere yönelik saldırıda bilançoyu açıkladı. Başsavcılık, Ermenistan’ın saldırısında 41 sivilin hayatını kaybettiğini ve 207 kişinin yaralandığını duyurdu.
DAĞLIK KARABAĞ NE ZAMAN İŞGAL EDİLMİŞTİ?
Karabağ, Azerbaycan’da Kür ve Aras nehirleri arasındaki dağlık bölgeye Azerbaycan Türkleri tarafından verilen bir isimdir. Bölgede, Ağdam, Kelbecer, Laçın, Cebrail, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan isimli yerleşim yerleri bulunmaktadır. Sovyetler Birliğinin 1989’da bölgede önce özerklik ilan edip sonradan Azerbaycan’a bağlamasını kabul etmeyen Ermenistan, Dağlık Karabağ’ın başkenti Hankendi’de Azerbaycanlılara saldırmaya başladı. Rusya’nın da desteğini alan ve Azerbaycan’ın hazırlıksız olmasını fırsat bilen Erivan, sivil katliamlarıyla Dağlık Karabağ ve çevresine yönelik işgal sürecini başlattı. Tarihler 28 Aralık 1991’i gösterdiğinde Ermeni birlikleri Dağlık Karabağ’ın merkezi Hankendi’yi işgal etti.
DAĞLIK KARABAĞ'DA İŞGAL VE ERMENİLERİN HOCALI SOYKIRIMI
İşgal sonrası, 1992 tarihinde, 25 Şubatı 26 Şubata bağlayan gecede Sovyetlerden kalma Rus 336. Mekanize Alayının desteğindeki Ermenistan kuvvetlerinin Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı şehrinde yaşayan Azerbaycan Türklerine karşı toplu şekilde katliam yaptı. Hocalı kasabasında, Azerbaycan’ın resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70’den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin katledilmiş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.
27 Eylül 2020’de toprak bütünlüğünü yeniden sağlamak için harekete geçen Azerbaycan, Dağlık Karabağ’daki ilerleyişini açıkça “kurtuluş savaşı” olarak nitelendirdi. Uluslararası ilişkiler literatüründe “dondurulmuş sorun” olarak ifade edilen Dağlık Karabağ’da çatışma her geçen gün şiddetleniyor. Azerbaycan, en üst perdeden çözümün artık müzakere masasında değil sahada olduğunu vurguladı ve Dağlık Karabağ’daki topraklarını işgalden kurtarmak için kara harekatı başlattı.
Son Haberler