Yahya Kemal Beyatlı vefatının 66. yılında anılıyor
Yahya Kemal Beyatlı vefatının 66. yılında anılıyor
Türk şiir ve sanatının usta kalemlerinden Yahya Kemal Beyatlı vefatının 66. yılında saygı, özlem ve rahmetle anılıyor.
Haber Giriş Tarihi: 01.11.2024 19:08
Haber Güncellenme Tarihi: 01.11.2024 19:15
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
"Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!"
1923'de Urfa, 1934'te Yozgat, 1935'te Tekirdağ ve 1943'de İstanbul milletvekilliği yapan, Türkiye'nin Varşova, Madrid ve Lizbon Büyükelçiliklerinde orta elçilik, Pakistan'da büyükelçilik görevlerinde bulunan; Türk edebiyatına unutulmaz eserler kazandıran Yahya Kemal Beyatlı, vefatının 65. yılında saygıyla anılıyor.
Asıl adı Ahmed Âgâh olan Yahya Kemal Beyatlı, 2 Aralık 1884 tarihinde Üsküp’te, şehrin belediye başkanlığını da yapan adliye memuru Nişli İbrâhim Nâci Bey ile Leskofçalı İsmâil Paşazâde Dilâver Bey’in kızı Nakıye Hanım’ın oğlu olarak dünyaya gözlerini açmıştır. Aile şeceresi hem anne hem de baba tarafından III. Mustafa devri Rumeli sancakbeylerinden Şehsuvar Paşa’ya dayanır. Şairin Cumhuriyet döneminde aldığı Beyatlı soyadı da şehsuvar lakabının Türkçesidir ve onun hâtırasını taşır.
II. ABDULHAMİT İSTİBDADINDAN PARİS'E KAÇTI
Yahya Kemal Beyatlı, 1903 yılında Paris'e gitti ve bir yıl bir kolejde Fransızcasını ilerletti. Daha sonra Siyasal Bilgiler Fakültesine girdi. Paris'e gidişi, II. Abdülhamit baskısından bir kaçış olduğu halde, orada siyasi faaliyetlere katılmayarak sanat çevrelerinde kendini yetiştirdi. Paris öncesi Servet-i Fünun şiiri etkisinden kendisini böylelikle kurtardı ve klasik divan şiirimizi Batı şiirindeki bütünlük anlayışıyla ele aldı.
Yahya Kemal, 1912 yılında Paris’ten İstanbul'a döndü.1913’te öksüz ve yetim çocuklar için açılan Darüşşafaka'da edebiyat ve tarih öğretmenliği yapmıştır. 1914’te Medresetü'l-Vâizîn'de de Medeniyet Tarihi dersleri vermiştir. Daha sonra 1916-1919 yılları arasında Darülfünun'da Medeniyet Tarihi, Batı Edebiyatı Tarihi ve Türk Edebiyatı Tarihi derslerinde profesör olarak görev aldı. Eğitim faaliyetleri dışında Yeni Mecmua'da "bulunmuş sayfalar" başlığıyla yayımladığı gazel ve şarkılarla ise Türk kamuoyunda tanındı. 1918 Mondros Mütarekesi sonrasında Âti, İleri, Tevhid-i Efkâr, Hâkimiyet-i Milliye gazetelerinde ve arkadaşlarıyla çıkardığı Dergâh dergisinde Millî Mücadele'yi destekleyen yazılar yazdı. 1923’te ise Meclisin ikinci döneminde Urfa milletvekili oldu. Milletvekilliği süresinde özellikle Türkiye Suriye sınır tesbit komisyonunda önemli çalışmalar yaptı.
1926 yılında Varşova, 1929 yılında Madrid, 1931 yılında Lizbon’da orta elçi sıfatıyla görevlendirildi. 1933 yılında Türkiye'ye dönen Beyatlı, Yozgat milletvekili olarak yeniden Büyük Millet Meclisi’ne girdi. Devam eden yıllarda 1935 yılında Tekirdağ ve 1942 yılında İstanbul milletvekilliği de yaptı. 1947 yılında ise Yeni kurulan Pakistan devleti nezdinde ilk büyükelçimiz oldu. 1949’da emekliye olarak yurda döndü. Hayatının son yıllarını İstanbul'da Park Otel'de geçiren şair, bağırsak kanaması dolayısıyla 1957'de Paris'e gitti. Yahya Kemal Beyatlı, 1 Kasım 1958'de Cerrahpaşa Hastanesinde aynı hastalık nedeniyle vefat etti. Mezarı Rumelihisarı Kabristânındadır.
ESERLERİ ANCAK VEFATI SONRASINDA YAYIMLANDI
Yahya Kemal Beyatlı'nın 1961'de "Kendi Gök Kubbemiz", 1962'de "Eski Şiirin Rüzgarıyla", 1963'te "Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş", 1976'da ise "Bitmemiş Şiirler" isimli şiir kitapları yayımlandı. Saf şiir anlayışının Türk edebiyatındaki iki önemli kurucu isminden biri olarak gösterilen yazar, 1966'da "Eğil Dağlar: İstiklal Harbi" ve 1968'de "Siyasi Hikayeler" isimli kitaplarında, Türk edebiyatında büyük merhale teşkil eden şiirlerinden başka, makale, deneme, hatıra, tarih ve tefekkür yazılarıyla edebi ve siyasi portrelerini ustaca ortaya koymuştur.
Beyatlı, 1971'de çıkan "Edebiyata Dair" eserinde tarihi olayları hikaye tekniğiyle anlatırken, 1964'te basılan "Aziz İstanbul" kitabında ise İstanbul'un semtlerini, tarihini, kültürünü edebi bir üslupla ele aldı. Nihad Sami Banarlı ve İstanbul Fetih Cemiyeti'nin katkısıyla eserleri yayınlanan Beyatlı'nın, 1975'te "Tarih Musahabeleri", 1973'te "Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım" eserleri okuyucuyla buluştu. Usta şairin siyaset, felsefe ve sosyal hayata dair kaleme aldığı yazıları ise 1977'de "Mektuplar ve Makaleler" isimli kitabında toplanarak okuyuculara ulaştırıldı.
"Akıncılar", "Süleymaniye'de Bayram Sabahı", "Mohaç Türküsü", "Sessiz Gemi" ve "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!" mısrasıyla başlayan "Aziz İstanbul" şiirleri Yahya Kemal Beyatlı'nın en çok bilinen, ezberlenen ve bestelenen şiirleri arasında yer almıştır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yahya Kemal Beyatlı vefatının 66. yılında anılıyor
Türk şiir ve sanatının usta kalemlerinden Yahya Kemal Beyatlı vefatının 66. yılında saygı, özlem ve rahmetle anılıyor.
"Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!"
1923'de Urfa, 1934'te Yozgat, 1935'te Tekirdağ ve 1943'de İstanbul milletvekilliği yapan, Türkiye'nin Varşova, Madrid ve Lizbon Büyükelçiliklerinde orta elçilik, Pakistan'da büyükelçilik görevlerinde bulunan; Türk edebiyatına unutulmaz eserler kazandıran Yahya Kemal Beyatlı, vefatının 65. yılında saygıyla anılıyor.
Asıl adı Ahmed Âgâh olan Yahya Kemal Beyatlı, 2 Aralık 1884 tarihinde Üsküp’te, şehrin belediye başkanlığını da yapan adliye memuru Nişli İbrâhim Nâci Bey ile Leskofçalı İsmâil Paşazâde Dilâver Bey’in kızı Nakıye Hanım’ın oğlu olarak dünyaya gözlerini açmıştır. Aile şeceresi hem anne hem de baba tarafından III. Mustafa devri Rumeli sancakbeylerinden Şehsuvar Paşa’ya dayanır. Şairin Cumhuriyet döneminde aldığı Beyatlı soyadı da şehsuvar lakabının Türkçesidir ve onun hâtırasını taşır.
II. ABDULHAMİT İSTİBDADINDAN PARİS'E KAÇTI
Yahya Kemal Beyatlı, 1903 yılında Paris'e gitti ve bir yıl bir kolejde Fransızcasını ilerletti. Daha sonra Siyasal Bilgiler Fakültesine girdi. Paris'e gidişi, II. Abdülhamit baskısından bir kaçış olduğu halde, orada siyasi faaliyetlere katılmayarak sanat çevrelerinde kendini yetiştirdi. Paris öncesi Servet-i Fünun şiiri etkisinden kendisini böylelikle kurtardı ve klasik divan şiirimizi Batı şiirindeki bütünlük anlayışıyla ele aldı.
MİLLİ MÜCADELENİN DESTEKÇİSİ, CUMHURİYET'İN VEKİLİ
Yahya Kemal, 1912 yılında Paris’ten İstanbul'a döndü.1913’te öksüz ve yetim çocuklar için açılan Darüşşafaka'da edebiyat ve tarih öğretmenliği yapmıştır. 1914’te Medresetü'l-Vâizîn'de de Medeniyet Tarihi dersleri vermiştir. Daha sonra 1916-1919 yılları arasında Darülfünun'da Medeniyet Tarihi, Batı Edebiyatı Tarihi ve Türk Edebiyatı Tarihi derslerinde profesör olarak görev aldı. Eğitim faaliyetleri dışında Yeni Mecmua'da "bulunmuş sayfalar" başlığıyla yayımladığı gazel ve şarkılarla ise Türk kamuoyunda tanındı. 1918 Mondros Mütarekesi sonrasında Âti, İleri, Tevhid-i Efkâr, Hâkimiyet-i Milliye gazetelerinde ve arkadaşlarıyla çıkardığı Dergâh dergisinde Millî Mücadele'yi destekleyen yazılar yazdı. 1923’te ise Meclisin ikinci döneminde Urfa milletvekili oldu. Milletvekilliği süresinde özellikle Türkiye Suriye sınır tesbit komisyonunda önemli çalışmalar yaptı.
1926 yılında Varşova, 1929 yılında Madrid, 1931 yılında Lizbon’da orta elçi sıfatıyla görevlendirildi. 1933 yılında Türkiye'ye dönen Beyatlı, Yozgat milletvekili olarak yeniden Büyük Millet Meclisi’ne girdi. Devam eden yıllarda 1935 yılında Tekirdağ ve 1942 yılında İstanbul milletvekilliği de yaptı. 1947 yılında ise Yeni kurulan Pakistan devleti nezdinde ilk büyükelçimiz oldu. 1949’da emekliye olarak yurda döndü. Hayatının son yıllarını İstanbul'da Park Otel'de geçiren şair, bağırsak kanaması dolayısıyla 1957'de Paris'e gitti. Yahya Kemal Beyatlı, 1 Kasım 1958'de Cerrahpaşa Hastanesinde aynı hastalık nedeniyle vefat etti. Mezarı Rumelihisarı Kabristânındadır.
ESERLERİ ANCAK VEFATI SONRASINDA YAYIMLANDI
Yahya Kemal Beyatlı'nın 1961'de "Kendi Gök Kubbemiz", 1962'de "Eski Şiirin Rüzgarıyla", 1963'te "Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş", 1976'da ise "Bitmemiş Şiirler" isimli şiir kitapları yayımlandı. Saf şiir anlayışının Türk edebiyatındaki iki önemli kurucu isminden biri olarak gösterilen yazar, 1966'da "Eğil Dağlar: İstiklal Harbi" ve 1968'de "Siyasi Hikayeler" isimli kitaplarında, Türk edebiyatında büyük merhale teşkil eden şiirlerinden başka, makale, deneme, hatıra, tarih ve tefekkür yazılarıyla edebi ve siyasi portrelerini ustaca ortaya koymuştur.
Beyatlı, 1971'de çıkan "Edebiyata Dair" eserinde tarihi olayları hikaye tekniğiyle anlatırken, 1964'te basılan "Aziz İstanbul" kitabında ise İstanbul'un semtlerini, tarihini, kültürünü edebi bir üslupla ele aldı. Nihad Sami Banarlı ve İstanbul Fetih Cemiyeti'nin katkısıyla eserleri yayınlanan Beyatlı'nın, 1975'te "Tarih Musahabeleri", 1973'te "Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım" eserleri okuyucuyla buluştu. Usta şairin siyaset, felsefe ve sosyal hayata dair kaleme aldığı yazıları ise 1977'de "Mektuplar ve Makaleler" isimli kitabında toplanarak okuyuculara ulaştırıldı.
"Akıncılar", "Süleymaniye'de Bayram Sabahı", "Mohaç Türküsü", "Sessiz Gemi" ve "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!" mısrasıyla başlayan "Aziz İstanbul" şiirleri Yahya Kemal Beyatlı'nın en çok bilinen, ezberlenen ve bestelenen şiirleri arasında yer almıştır.
EN ÇOK OKUNANLAR