“Kırım Tatarları toprağının dışına itilme tehdidi altında”

Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin 22 Mart tarihinde yapılan toplantısında yaptığı konuşmada, Rusya tarafından işgal edilen Kırım’daki durumu, yarımadada ikamet eden Kırım Tatarlarının durumu ile ilgili bilgi verdi.
 
Toplantıda konuşma düzenini anlatan Refat Çubarov, 28 Mart tarihinde yaptığı açıklamada, “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nde konusunun inceleneceği ülke temsilcisine konuşma yapması için 5 dakika veriliyor. Birçok şey hakkında bilgi verilmesi gerekiyor ama en önemli konuları seçmek zorunda kalıyoruz” diye belirtti.
 
Toplantının yapıldığı gün Rusya’da Nadejda Savçenko ile ilgili mahkeme kararının çıkarıldığını dile getiren Refat Çubarov, "Ukrayna’daki durumun ele alındığı toplantının düzenlendiği gün Rus mahkemesi Nadejda Savçenko ile ilgili hükmünü çıkardı. Tabii ki Rusya’nın Ukrayna vatandaşlarına karşı yeni suçu konusuna değinmemem mümkün değildi” diye kaydetti.
 
Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov’un Cenevre’de 22 Mart tarihinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin 31. Toplantısında yaptığı konuşmanın tamamı aşağıdaki gibi:

“Sayın Başkan, Hanımefendi ve Beyefendiler,
 
Ukrayna heyeti adına, müsaadenizle öncelikle bugün Brüksel’de gerçekleştirilen terör saldırılarının kurbanlarının yakınları ve akrabalarına içten taziyelerimizi bildirmek istiyorum.
 
Son iki yıl devamında Rusya’nın saldırısı dolayısıyla olağanüstü koşullarda bulunan Ukrayna vatandaşları, her tür şiddet ve adaletsizliğe karşı son derece hassaslar.
 
Ukrayna’nın, kimin tarafından, nerede ve ne zaman gerçekleştirildiği farketmeksizin hiçbir insan hakları ihlalinin cezasız kalmaması gerektiğinden oluşan tutumu değişmez olarak kaldığından dolayı Ukrayna, Birleşmiş Milletler’in insan hakları misyonunun Ukrayna’daki faaliyetlerine değer veriyor.
 
Misyonun Ukrayna’daki faaliyetleri ayrıca, Rusya tarafından geçici olarak işgal edilen Kırım’da gerçekleştirilen kaba insan hakları ihlalleri ve Kırım yarımadasının köklü halkı olan Kırım Tatar halkının toplu haklarının ihlallerini tespit etmek için bir araçtır.
 
İşgalci devlet Rusya’yı etkilemek için gerçek mekanizmaların olmaması, hem iki yıl önce hem günümüzde Rusya’nın işgalini kabul etmeyen Kırım sakinlerine karşı toplu baskılar, düzenli ayrımcılık ve takibata yol açtı.
 
Korku, çaresizlik ve umutsuzluk ortamının oluşturulması, farklı düşünceye sahip olanlara karşı terör, askeri suçlar, insan onurunu kırma, total propaganda, bunlar Rusya’nın işgal ettiği Kırım’daki politikasının kısaca nitelikleri. Bununla birlikte, Kırım Tatarlarının Rus ordusunun istilasına örgütlü şekilde karşı çıkması nedeniyle Rus işgalcileri, Kırım Tatarlarını baskı hedefi olarak görüyor.
 
İnsan kaçırma, gençleri öldürme, toplu arama ve gözaltına alma olayları, farklı görüşe sahip kişilere karşı takibat, bağımsız Kırım Tatar medyalarının yasaklanması, sivil toplumun liderleri ve aktivistlerinin sürgün edilmesi, onların Kırım’da ikamet etmelerinin yasaklanmasına yeni baskılar eklendi.
 
Günümüzde işgalci mahkeme, Kırım Tatarlarının yüksek temsil organı olan Kırım Tatar Milli Meclisi’nin faaliyetlerinin yasaklanması ile ilgili dilekçeyi inceliyor. İşgalciler, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz, Kırım Tatar aktivistleri Ali Asanov ve Mustafa Degermenci’yi yasadışı şekilde yargılıyor. Gözaltına alınan 8 Kırım Tatarı daha tutukevinde mahkeme yapılmasını bekliyor.
 
Kırım’ın işgalinden sonra yarımadanın köklü halkı kendi topraklarının dışına itilme tehdidi altında kaldı. Sadece Kırım’ın işgalden kurtuluşu bu faciadan kaçınılmasını sağlar.
 
Konuşmamı, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı’nın Rusya yönetiminin yeni suç kararı konusunda bugün yaptığı açıklamaları dile getirerek tamamlayacağım.
 
Sözde Rusya mahkemesi bugün, Nadejda Savçenko’ya karşı uydurulan dava ile ilgili alçak hükmünü verdi, Savçenko 22 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu hüküm, Nadejda Savçenko değil, Kremlin’in adaleti yok ettiği Rusya’nın kendisine karşı bir hüküm.
 
Bu mahkeme kararı, çağdaş Rusya’da adaletin aranmaması gerektiğinin, Rusya’nın insan hak ve özgürlükleri alanında uluslararası norm ve ilkelere kayıtsız olmasının koşulsuz kanıtıdır.
 
Söz konusu sinik mahkeme şovunu Rusya Federasyonu’nun Minsk Anlaşmaları’nı suya düşürmesinin, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’in esas aldığı ilke ve değerleri görmezden gelmesinin sıradaki kanıtı olarak değerlendiriyoruz.
 
Uluslararası toplumun tüm üyelerine, bu suçu kınamaları ve Rusya’yı Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğü, Ukrayna vatandaşlarına karşı saldırısına son vermesine mecbur etmek için Rusya Federasyonu’na karşı baskıyı arttırmaları çağrısı yapıyoruz.
 
Herkese Ukrayna halkı, Kırım Tatar halkıyla dayanışma gösterme, Kırım’ın işgaline son vermeye yardımcı olma çağrısı yapıyoruz.
 
Teşekkürler.”