"Kırım'ın işgali sadece Ukrayna'nın değil, dünyanın meselesi"

Kırım Tatar halkının milli lideri, Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Tatarlarından Sorumlu Yetkilisi, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun Kırım ve Sivastopol’deki insan haklarıyla ilgili aldığı son kararın önemli olduğunu vurguladı.

Rusya'nın BM kararlarına karşı durarak kendisini ortaya koyduğuna işaret eden Kırımoğlu, "Bizim için önemli konulardan birisi Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımların sürdürülmesidir. İşte bu alınan kararlar bu yaptırımlara temel oluşturuyor. BM’nin kararı Rusya’nın işgalci ve saldırgan olduğunu, işgal ettiği topraklarda ise insan haklarına saygı göstermediğini ve suç işlediğini göstermiş oldu” ifadelerini kullandı.

Kırım’ın işgalden mutlaka kurtulacağını belirten Kırımoğlu, “Bu mesele sadece Ukrayna'nın meselesi değil, dünyanın meselesidir. Uluslararası hukuka karşı suçlar işlenmeye devam edecek olsa o zaman bütün dünya tehlikede demektir. Herkes benim silahım, tankım fazla diye başkalarının toprağını alacağım derse buna da dünya gözünü yumarsa o zaman üçüncü dünya savaşına hazırlanmak lazım” diye konuştu.

Yarımadanın işgalden kurtarılması için Budapeşte Memorandumu temelinde Karadeniz ülkelerinin de içinde yer alması öngörülen 'Cenevre Plus' oluşumu hususunda önemli bir adım atılamadığını kaydeden Kırımoğlu, Minsk Anlaşması dahilinde ise Kırım meselesinin çözülemeyeceğini dile getirdi.

Rusya'nın Kırım'daki işgalinin sonlandırılması için diplomatik çalışmaların sürdüğüne dikkat çeken Kırımoğlu, genel olarak da Minsk Anlaşması’nın Kiev ile Moskova arasındaki problemleri çözecek bir içeriğe sahip olmadığını ve başka formüller bulunması gerektiğini savundu.

Kırım Tatar Milli Meclisi’nin yasaklanmasından sonra yarımadadaki baskıların daha da arttığını bildiren Kırımoğlu, bugüne kadar 350-400 civarında, çoğunluğu Kırım Tatarlarına ait evlere, camilere ve okullara baskınlar yapıldığını aktardı. Kırımoğlu, yarımadada yaşayan herkesin tehlikede olduğunu ifade etti.

Yarımadanın işgalinden sonra evlerini terkederek Ukrayna anakarasında yaşamak zorunda kalan Kırım Tatarları için Türkiye'nin yardımıyla, okul ve caminin de içinde olduğu bir toplu konut projesi üzerinde çalışıldığını dile getiren Kırımoğlu, “Çok insanımızın yaşayacak yeri yok. Ev kiralayacak olsalar kazançları ev kirasına bile yetmeyecek. Onun için bu bizim için çok önemli” şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 19 Aralık tarihinde yapılan 65. oturumunda “Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Sivastopol) Şehrinde (Ukrayna) İnsan Hakları Alanındaki Durum İle İlgili” kararı oy çoğunluğuyla kabul etti. Karar için yapılan oylamada 70 ülkenin heyeti “evet” oyunu kullanırken 77 ülke heyeti çekimser kaldı. Geleneksel olarak Rusya, Belarus, Sırbistan, Çin, Ermenistan ve bazı Afrika heyetleri dahil 26 ülkenin heyeti oylamada “hayır” oyunu kullandı.

Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun İnsan Hakları Komitesi, 15 Kasım tarihinde Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Sivastopol) şehrinde (Ukrayna) insan hakları durumuna ilişkin kararı kabul etti. Karar için aralarında Türkiye, ABD, İngiltere, Polonya, Romanya, Moldova’nın da dahil olduğu 73 ülke “evet” oyu kullanırken, 23 ülke karşı çıktı, 76 heyet de çekimser kaldı. Karara karşı çıkan ülkeler arasında Rusya ve Belarus da yer aldı.
 
Kararda Rusya işgalci ülke olarak, Kırım, işgal edilen bölge olarak kabul edildi. BM söz konusu Kırım kararını kabul ederek, insan haklarının ihlal edilmesini, Rus işgalci yönetim tarafından Kırım Tatarları, Ukrainler ve diğer etnik ve dini grup mensubu olan geçici işgal altındaki Kırım sakinlerine yönelik ayrımcı tedbir ve uygulamaları kınamış oldu.
 
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Kırım kararı için yapılan oylama ile ilgili yorum yapan Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov, eski SSCB ülkeleri Ermenistan, Belarus, Kazakistan ve Özbekistan’nın Rusya korkusunu bir türlü yenemediğini ifade etti.
 
Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Kırım’da insan hakları durumuna ilişkin kararı kabul etmesini “gerçek bir adalet zaferi” olarak adlandırdı ve kararı destekleyen ülkelere teşekkürlerini bildirdi.