Bulgaristan Adalet Federasyonu Başkanı Sezgin Mümin, Bulgaristan’daki, parti ve sivil toplum kuruluşlarına Kırım’daki Tatar Türklerine destek çağrısında bulundu.
Komuşma yapan BAF Başkanı Mümin şöyle konuştu: Son günlerde Ukrayna’daki gelişmeler, daha doğrusu Rusların Kırım’ı işgali Tatarları ve Türk dünyasını doğrudan ilgilendiriyor. Çünkü Kırım Tatarları hem Türktür hem Müslüman. Ben Türküm ya da ben Müslüman diyen biri elini vicdanına koysun. Ruslar Tatar topraklarını ele geçirirken eli kolu bağlı oturmak bir insanın haysiyetine yakışır mı onu söylesin. Sadece Türk-Müslüman olduğu için değil, insan olduğu için bile cılızca da olsa tepkisini göstermeli.
“SİZDEN ÇOK ŞEY İSTEYEN YOK”
Bulgaristan’daki parti ve sivil toplum kuruluşlarını duyarsızlıkla suçlayan Mümin şu açıklamayı yaptı: Türkleri temsil ettiğini söyleyen parti ve derneklere sesleniyorum. Her şey siyasȋ çıkar ve etkisini artırmak için mi yapılır? Vicdanımıza ne kulak vereceğiz? Yoksa artık insanlığımızı mı kaybettik? Yoksa “Önümüzde yiyecek ekmek oldu yetecek. Dünya batsa da umrumda değil. Kırım’daki kardeşlerimizden bana ne” diyecek kadar hayvanlaştık mı?
Madem ne yapacağınızı bilmiyorsunuz etrafınıza bir bakın. Rusların Kırım’ı işgal etmesi dünyanın dört bir yanında şiddetle protesto ediliyor. Türkiye’nin her bir şehrinde Rus işgali protesto ediliyor. Bulgarlar bile Sofya’da Rus Büyükelçiliği’nin ve Soyvey Ordusu Anıtı’nın önünde ve Varna’daki Rus Konsolosluğu’nun önünde protesto ediyor. Bulgaristan Türkleri daha büyük şiddet ve enerjiyle protesto etmesi gerekmez mi? Hem bir Bulgara ne ki Kırımlı Tatar Türkünden? Sonuçta onlarla aynı kanı taşmıyor muyuz, onlar da Türk ve Müslüman değil mi? Bulgarlar, Rusofobi diye bilinen Rus karşıtlığı nedeniyle protesto ediyorsa biz Bulgarlardan daha fazla Rus karşıtı olmamız gerekmez mı? Sadece Büyük Osmanlı Devleti 278 yılda 14 kere savaşmış, Orta Osya, İdil Nehri boyu ve Kavkasya’daki Ruslarla mücadeleleri zaten saymıyorum. Rusların Türklere yaptığı katliamları zaten saymadım. Dünya tarihinde Türkler ile Ruslardan başka hiçbir millet kendi aralarında 14 kere savaşmadı. Bunu Bulgarlardan neden daha fazla Rus karşıtı olmamız gerektiği açısından söylüyorum – eğer Bulgarları Rus karşıtlığı protesto etmeye itiyorsa.
Biz elimize 2 pankart alıp da büyükelçiliğin ya da konsolosluğun önünde açamayacak kadar mı aciziz. “Kırım’da Rus işgaline hayır” diye slogan atamayacak kadar mı aciziz.
BAF, HÖH İLE HŞHP’Yİ DE ELEŞTİRDİ
BAF, Kırım’daki Rus işgali konusunda henüz poziyon almayan Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) ile Hürriyet ve Şeref Halk Partisi’ni eleştirdi ve şu yorumu yaptı: Türklerin oylarına talip her partiye de sesleniyorum. Madem seçimlerde konser ve miting düzenlemeye para bulabiliyorsunuz demek ki Varna’daki Rus Konsolosluğu’na ve Sofya’daki Rus Büyükelçiliği’ne protesto düzenlemek için otobüslerle üyelerinizi getiremez misiniz? Hele siz HÖH’lüler. Hükümeti desteklemek için otobüs ayarlayabiliyorsunuz da Rus işgalini protesto etmek için neden ayarlayamıyorsunuz? Yoksa Kırım bizi ilgilendirmez mi diyorsunuz? Ama ne önemi var Kırım’da ya da Bulgaristan’da olmalarının. Önemli olan onların da bizim gibi Türk ve Müslüman olması değil mi? Rus yanlısı olduğunuza inanmak istemiyorum. Eğer Rus yanlısıysanız seçim vakti neden Ruslardan değil de Türklerden oy istiyorsunuz? Türklerin haklarını savunuyorum diyorsanız Türk Türkün yanında olması gerekmez mi? Böyle zor günde kardeşlerimizi yalnız bırakıyoruz.
Sezgin Mümin, Kırım Türklerinin 1989 yılında Bulgaristan Türklerine yapılan zulmü protesto etmesi olayına da deyindi.
Mümin, Bulgaristan Türklerinin kayıtsız kalması nı eleştirdi şu sözleri sarf etti: Bulgaristan Türklerine 1984-1989 yıllarında her türlü zulüm ve işkence yapıldı, Türkçe konuşmak, şarkı söylemek ve dinlemek ve her türlü ibadet ile namaz yasaklandı. Yasaklara uymayanlar ya kim vurduya gitti ya hapse atıldı ya da toplama kamplarına sürüldü. Komünizmle mücadele eden Kırımlı kardeşlerimiz buna tepki gösterdi, öyle bizim gibi eli kolu bağlı oturmadı. Kırım Tatar Millî Hareketi Teşkilȃtı, Moskova’daki Kızıl Meydan’da mitin düzenledi, 1984-1989 yılları arasında Bulgaristan Türklerine yapılan zulmü kınadı. 1989’da Todor Jivkov’a yazdığı mektupta komünist dönem boyunca Bulgaristan Türklerine, Tatarlara, Müslüman Roman ve Pomaklara yapılan zulümleri ve zorunlu asimilasyonları kınadı. Peki ya şimdi biz ne yapıyoruz? Eli kolu bağlı oturuyoruz. Mektup Rusça yazılıp aşağıdaki şekliyle Türkçeye çevirilmiştir.
Kırımlı soydaşlarımız bizi destekledi. Biz ise böyle bir günde onları yalnız bırakıyoruz. Yıllar sonra torunlarımızın yüzüne nasıl bakarız. Tarih bizi yargılamaz mı? Ne zamana kadar komünist dönemden kalma eziklikle yaşayacağız? Komünist dönemde Türkler arasında birlik olmasın diye beynimiz yıkamaya çalışıyorlardı. Anlaşılan bu kampanyaların etkisi hala sürüyor. Ama komünist zulmüne sadece Bulgaristan Türkleri maruz kalmadı ki, Kafkasya, Azerbaycan, Orta Asya, Sibirya, İdil boyu ve Kırım’daki Türkler de maruz kaldı. Onları da pasifleştirmeye çalıştılar, onların da beynini yıkamaya çalıştılar. Atrık geçmişin izlerini atalım üstümüzden. Haysiyetli bir Türk gibi davranalım.
Sadece Bulgaristan Türklerinin değil, tüm Türk-İslam dünyasının, hatta medenileşme aşamasına gelmiş tüm insanlığın boynunun borcudur Kırım Tatarlarını desteklemek ve Rus işgalini kınamak.
Yüzlerce vatandaş, Rusların Kırım’ı işgal etmesini protesto etti ve Katyn kurbanlarını andı
Başkent Sofya’da binlerce vatandan, Sovyet Ordusu Anıtı’nın önünde Rusların Kırım’ı işgal etmesini protesto etti ve 5 Mart 1940 yılında Sovyet ordusu tarafindan katledilen yaklaşık 22 bin Leh subay ve aydınını andı.
Vatandaşlar, Polonya bayrakları açarak 1 dakikalığına saygı duruşunda bulundu.
Bugünkü gösterinin sloganı “Katin kurbanlarına 1 dakikalık saygı duruşu”.
Etkinliği düzenleyen Manol Gişev şu açıklamada bulundu: Bugün Sovyetlerin yaklaşık 20 bin esir edilmiş Polonyalı subayı katletme emri verildiği günün yıl dönümüdür (5 Mart 1940). Polonyalılar bu fecȋ olayı normalde 10 Nisanda anar, fakat biz – Bulgaristan’ı da doğrudan ilgilendiren – Rusların Kırım provokasyonu çerçevesinde, aynı zamanda Rus Büyükelçiliği’nin zavallı Dışişleri Bakanımıza verdiği nota sebebiyle – kurbanların anısına saygı duruşunda bulunmayı uygun gördük.
Bulgaristan, Ukrayna krizi ile ilgili 7 ana konuda karar aldı
Başbakanı Plamen Oreşarski, Ukrayna'daki gelişmeleri değerlendirmek üzere Bakanlar Kurulu'na bağlı Güvenlik Kurulu'nu olağanüstü toplantıya çağırdı.
Toplantıda Ukrayna'daki son durum değerlendirilirken, Bulgaristan'ı doğrudan ilgilendiren 7 ana konuda karar alındı.
Güvenlik Kurulu toplantısında Bulgaristan açısından risk yaratacak faktörleri değerlendirecek kriz masasının kurulmasına, Ukrayna'dan gelen doğalğazın kesilmesi ülkedeki doğalgaz ve petrol mevcudiyetinin değerlendirilmesine, bu ülkeden olası bir sığınmacı akınının karşılanmasının planlanmasına, Bulgaristan'ı da etkileyebilecek Ukrayna topraklarındaki olası bir nükleer kaza veya radyasyon sızıntısı durumunda alınacak önlemlerin belirlenmesine, ülkeye silah ve diğer tehlikeli maddelerin transferinin önlenmesi amacıyla Ukrayna'dan gelen ve bu ülkeye yollanan tüm yüklere sıkı denetim uygulanmasına, Bulgaristan'ın, Ukrayna'daki bunalım konusunda dengeli dış siyaset yürütmesine, Bulgaristan'daki Kozluduy Atom Elektrik Enerjisi Santralı ile ilgili, kullanılacak ve kullanılmış yakıt transferlerinin denetiminin yapılması ve bu konuda gerekli alternatiflerin yaratılmasına karar verildi.
Başbakanlıktaki toplantının ardından basına açıklama yapan Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Tsvetlin Yovçev, "Bulgaristan olarakUkrayna'dan ülkeye yapılan gaz alımı, Ukrayna'daki 15 nükleer reaktörün durumu ve bu ülkede yaşayan yaklaşık 300 bin Bulgar kökenli soydaşın durumdan endişeliyiz" dedi.
Ukrayna'da yaşayan yaklaşık 300 bin Bulgar kökenli soydaşın durumundan büyük endişe duyan Dışişleri Bakanı Kristian Vigenin de bugün Ukrayna'ya giderek, bu ülke makamlarına özellikle Bulgar azınlığı ile ilgili endişelerini dile getirdi.
Bu arada, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, Ukrayna'daki gelişmeleri izlemek üzere 2 gün önce kurulan, cumhurbaşkanlığına bağlı kriz masasının çalışmalarını sürdürdüğünü açıkladı.
Plevneliev, Bulgaristan Savunma Bakanı Angel Naydenov ile yaptığı toplantıda Ukrayna'daki son gelişmelerle ilgili bilgi aldı.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi, toplantıda özellikle Ukrayna'daki Bulgar azınlığının durumunun görüşüldüğünü belirtti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BAF’tan Kırımlı Türklere destek çağrısı
Bulgaristan Adalet Federasyonu Başkanı Sezgin Mümin, Bulgaristan’daki, parti ve sivil toplum kuruluşlarına Kırım’daki Tatar Türklerine destek çağrısında bulundu.
Komuşma yapan BAF Başkanı Mümin şöyle konuştu:
Son günlerde Ukrayna’daki gelişmeler, daha doğrusu Rusların Kırım’ı işgali Tatarları ve Türk dünyasını doğrudan ilgilendiriyor. Çünkü Kırım Tatarları hem Türktür hem Müslüman. Ben Türküm ya da ben Müslüman diyen biri elini vicdanına koysun. Ruslar Tatar topraklarını ele geçirirken eli kolu bağlı oturmak bir insanın haysiyetine yakışır mı onu söylesin. Sadece Türk-Müslüman olduğu için değil, insan olduğu için bile cılızca da olsa tepkisini göstermeli.
“SİZDEN ÇOK ŞEY İSTEYEN YOK”
Bulgaristan’daki parti ve sivil toplum kuruluşlarını duyarsızlıkla suçlayan Mümin şu açıklamayı yaptı:
Türkleri temsil ettiğini söyleyen parti ve derneklere sesleniyorum. Her şey siyasȋ çıkar ve etkisini artırmak için mi yapılır? Vicdanımıza ne kulak vereceğiz? Yoksa artık insanlığımızı mı kaybettik? Yoksa “Önümüzde yiyecek ekmek oldu yetecek. Dünya batsa da umrumda değil. Kırım’daki kardeşlerimizden bana ne” diyecek kadar hayvanlaştık mı?
Madem ne yapacağınızı bilmiyorsunuz etrafınıza bir bakın. Rusların Kırım’ı işgal etmesi dünyanın dört bir yanında şiddetle protesto ediliyor. Türkiye’nin her bir şehrinde Rus işgali protesto ediliyor. Bulgarlar bile Sofya’da Rus Büyükelçiliği’nin ve Soyvey Ordusu Anıtı’nın önünde ve Varna’daki Rus Konsolosluğu’nun önünde protesto ediyor. Bulgaristan Türkleri daha büyük şiddet ve enerjiyle protesto etmesi gerekmez mi? Hem bir Bulgara ne ki Kırımlı Tatar Türkünden? Sonuçta onlarla aynı kanı taşmıyor muyuz, onlar da Türk ve Müslüman değil mi? Bulgarlar, Rusofobi diye bilinen Rus karşıtlığı nedeniyle protesto ediyorsa biz Bulgarlardan daha fazla Rus karşıtı olmamız gerekmez mı? Sadece Büyük Osmanlı Devleti 278 yılda 14 kere savaşmış, Orta Osya, İdil Nehri boyu ve Kavkasya’daki Ruslarla mücadeleleri zaten saymıyorum. Rusların Türklere yaptığı katliamları zaten saymadım. Dünya tarihinde Türkler ile Ruslardan başka hiçbir millet kendi aralarında 14 kere savaşmadı. Bunu Bulgarlardan neden daha fazla Rus karşıtı olmamız gerektiği açısından söylüyorum – eğer Bulgarları Rus karşıtlığı protesto etmeye itiyorsa.
Biz elimize 2 pankart alıp da büyükelçiliğin ya da konsolosluğun önünde açamayacak kadar mı aciziz. “Kırım’da Rus işgaline hayır” diye slogan atamayacak kadar mı aciziz.
BAF, HÖH İLE HŞHP’Yİ DE ELEŞTİRDİ
BAF, Kırım’daki Rus işgali konusunda henüz poziyon almayan Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) ile Hürriyet ve Şeref Halk Partisi’ni eleştirdi ve şu yorumu yaptı:
Türklerin oylarına talip her partiye de sesleniyorum. Madem seçimlerde konser ve miting düzenlemeye para bulabiliyorsunuz demek ki Varna’daki Rus Konsolosluğu’na ve Sofya’daki Rus Büyükelçiliği’ne protesto düzenlemek için otobüslerle üyelerinizi getiremez misiniz? Hele siz HÖH’lüler. Hükümeti desteklemek için otobüs ayarlayabiliyorsunuz da Rus işgalini protesto etmek için neden ayarlayamıyorsunuz? Yoksa Kırım bizi ilgilendirmez mi diyorsunuz? Ama ne önemi var Kırım’da ya da Bulgaristan’da olmalarının. Önemli olan onların da bizim gibi Türk ve Müslüman olması değil mi? Rus yanlısı olduğunuza inanmak istemiyorum. Eğer Rus yanlısıysanız seçim vakti neden Ruslardan değil de Türklerden oy istiyorsunuz? Türklerin haklarını savunuyorum diyorsanız Türk Türkün yanında olması gerekmez mi? Böyle zor günde kardeşlerimizi yalnız bırakıyoruz.
“KIRIMLI KARDEŞLERİMİZ 1984-89 YILLARINDA BİZE YAPILAN ZULMÜ PROTESTO ETTİ, BİZ DE VEFA BORÇUMUZU ÖDEYELİM”
Sezgin Mümin, Kırım Türklerinin 1989 yılında Bulgaristan Türklerine yapılan zulmü protesto etmesi olayına da deyindi.
Mümin, Bulgaristan Türklerinin kayıtsız kalması nı eleştirdi şu sözleri sarf etti:
Bulgaristan Türklerine 1984-1989 yıllarında her türlü zulüm ve işkence yapıldı, Türkçe konuşmak, şarkı söylemek ve dinlemek ve her türlü ibadet ile namaz yasaklandı. Yasaklara uymayanlar ya kim vurduya gitti ya hapse atıldı ya da toplama kamplarına sürüldü. Komünizmle mücadele eden Kırımlı kardeşlerimiz buna tepki gösterdi, öyle bizim gibi eli kolu bağlı oturmadı. Kırım Tatar Millî Hareketi Teşkilȃtı, Moskova’daki Kızıl Meydan’da mitin düzenledi, 1984-1989 yılları arasında Bulgaristan Türklerine yapılan zulmü kınadı. 1989’da Todor Jivkov’a yazdığı mektupta komünist dönem boyunca Bulgaristan Türklerine, Tatarlara, Müslüman Roman ve Pomaklara yapılan zulümleri ve zorunlu asimilasyonları kınadı. Peki ya şimdi biz ne yapıyoruz? Eli kolu bağlı oturuyoruz. Mektup Rusça yazılıp aşağıdaki şekliyle Türkçeye çevirilmiştir.
Kırımlı soydaşlarımız bizi destekledi. Biz ise böyle bir günde onları yalnız bırakıyoruz. Yıllar sonra torunlarımızın yüzüne nasıl bakarız. Tarih bizi yargılamaz mı? Ne zamana kadar komünist dönemden kalma eziklikle yaşayacağız? Komünist dönemde Türkler arasında birlik olmasın diye beynimiz yıkamaya çalışıyorlardı. Anlaşılan bu kampanyaların etkisi hala sürüyor. Ama komünist zulmüne sadece Bulgaristan Türkleri maruz kalmadı ki, Kafkasya, Azerbaycan, Orta Asya, Sibirya, İdil boyu ve Kırım’daki Türkler de maruz kaldı. Onları da pasifleştirmeye çalıştılar, onların da beynini yıkamaya çalıştılar. Atrık geçmişin izlerini atalım üstümüzden. Haysiyetli bir Türk gibi davranalım.
Sadece Bulgaristan Türklerinin değil, tüm Türk-İslam dünyasının, hatta medenileşme aşamasına gelmiş tüm insanlığın boynunun borcudur Kırım Tatarlarını desteklemek ve Rus işgalini kınamak.
Yüzlerce vatandaş, Rusların Kırım’ı işgal etmesini protesto etti ve Katyn kurbanlarını andı
Başkent Sofya’da binlerce vatandan, Sovyet Ordusu Anıtı’nın önünde Rusların Kırım’ı işgal etmesini protesto etti ve 5 Mart 1940 yılında Sovyet ordusu tarafindan katledilen yaklaşık 22 bin Leh subay ve aydınını andı.
Vatandaşlar, Polonya bayrakları açarak 1 dakikalığına saygı duruşunda bulundu.
Bugünkü gösterinin sloganı “Katin kurbanlarına 1 dakikalık saygı duruşu”.
Etkinliği düzenleyen Manol Gişev şu açıklamada bulundu:
Bugün Sovyetlerin yaklaşık 20 bin esir edilmiş Polonyalı subayı katletme emri verildiği günün yıl dönümüdür (5 Mart 1940). Polonyalılar bu fecȋ olayı normalde 10 Nisanda anar, fakat biz – Bulgaristan’ı da doğrudan ilgilendiren – Rusların Kırım provokasyonu çerçevesinde, aynı zamanda Rus Büyükelçiliği’nin zavallı Dışişleri Bakanımıza verdiği nota sebebiyle – kurbanların anısına saygı duruşunda bulunmayı uygun gördük.
Bulgaristan, Ukrayna krizi ile ilgili 7 ana konuda karar aldı
Başbakanı Plamen Oreşarski, Ukrayna'daki gelişmeleri değerlendirmek üzere Bakanlar Kurulu'na bağlı Güvenlik Kurulu'nu olağanüstü toplantıya çağırdı.
Toplantıda Ukrayna'daki son durum değerlendirilirken, Bulgaristan'ı doğrudan ilgilendiren 7 ana konuda karar alındı.
Güvenlik Kurulu toplantısında Bulgaristan açısından risk yaratacak faktörleri değerlendirecek kriz masasının kurulmasına, Ukrayna'dan gelen doğalğazın kesilmesi ülkedeki doğalgaz ve petrol mevcudiyetinin değerlendirilmesine, bu ülkeden olası bir sığınmacı akınının karşılanmasının planlanmasına, Bulgaristan'ı da etkileyebilecek Ukrayna topraklarındaki olası bir nükleer kaza veya radyasyon sızıntısı durumunda alınacak önlemlerin belirlenmesine, ülkeye silah ve diğer tehlikeli maddelerin transferinin önlenmesi amacıyla Ukrayna'dan gelen ve bu ülkeye yollanan tüm yüklere sıkı denetim uygulanmasına, Bulgaristan'ın, Ukrayna'daki bunalım konusunda dengeli dış siyaset yürütmesine, Bulgaristan'daki Kozluduy Atom Elektrik Enerjisi Santralı ile ilgili, kullanılacak ve kullanılmış yakıt transferlerinin denetiminin yapılması ve bu konuda gerekli alternatiflerin yaratılmasına karar verildi.
Başbakanlıktaki toplantının ardından basına açıklama yapan Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Tsvetlin Yovçev, "Bulgaristan olarakUkrayna'dan ülkeye yapılan gaz alımı, Ukrayna'daki 15 nükleer reaktörün durumu ve bu ülkede yaşayan yaklaşık 300 bin Bulgar kökenli soydaşın durumdan endişeliyiz" dedi.
Ukrayna'da yaşayan yaklaşık 300 bin Bulgar kökenli soydaşın durumundan büyük endişe duyan Dışişleri Bakanı Kristian Vigenin de bugün Ukrayna'ya giderek, bu ülke makamlarına özellikle Bulgar azınlığı ile ilgili endişelerini dile getirdi.
Bu arada, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, Ukrayna'daki gelişmeleri izlemek üzere 2 gün önce kurulan, cumhurbaşkanlığına bağlı kriz masasının çalışmalarını sürdürdüğünü açıkladı.
Plevneliev, Bulgaristan Savunma Bakanı Angel Naydenov ile yaptığı toplantıda Ukrayna'daki son gelişmelerle ilgili bilgi aldı.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi, toplantıda özellikle Ukrayna'daki Bulgar azınlığının durumunun görüşüldüğünü belirtti.
Son Haberler