Başkurt milli hareketi lideri Ruslan Gabbasov: Uzun zamandır bağımsızlık hayali kuruyoruz

Başkurt milli hareketi lideri Ruslan Gabbasov: Uzun zamandır bağımsızlık hayali kuruyoruz

Haber Giriş Tarihi: 01.12.2022 00:10
Haber Güncellenme Tarihi: 01.12.2022 00:10
https://www.qha.com.tr/

Asif Aliyev/ QHA-Kıyiv

Rusya tarafından sömürülen tüm halklar gibi Başkurtlar da sömürgeden kurtulmak ve bağımsız olmak istiyor. Kırım Haber Ajansına konuşan Başkurt milli hareketinin liderlerinden biri Ruslan Gabbasov, Başkurt milli hareketini, sömürgeci Rusya’nın halkına uyguladığı baskıları ve Başkurtların bağımsızlık arzusunu anlattı. Gabbasov, "Kırım Tatarları bizim için diğer Türk halkları gibi kardeş halkımız. Bana göre Kırım Tatar halkı Rus İmparatorluğu'ndan en çok zarar gören halktır. Kırım Tatar halkını sonuna kadar destekliyoruz" dedi.

Tataristan aktivistlerinin ardından Başkurt aktivistler de Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy’ye açık mektup yazarak Başkurdistan’ı Rusya tarafından işgal edilen toprak olarak tanıma çağrısında bulundu. Başkurt aktivistlere göre, bu adımı atarak Ukrayna Başkurt milli hareketine manevi destek sağlayacak ve aynı zaman Başkurt aktivistlerine Kremlin’e karşı mücadelede güçlü kozlar verecek. Ayrıca Başkurt aktivistler, Ukrayna’dan Moskova tarafından köleleştirilen halklardan sorumlu olacak bir yetkiliyi atanmasını istiyor.

Başkurt milli hareketinin en ünlü kişilerden biri olan Ruslan Gabbasov, tarih eğitimi aldı. Kök Börü Başkurt gençlik teşkilatına üye olarak milli harekete katıldı. Kısa süre sonra aynı görüşte olan aktivistlerle birlikte “Başkurt” örgütünü kurdu. Ruslan Gabbasov, kendisini Başkurt milliyetçisi olarak tanımlıyor ve halkının özgür olması gerektiğini savunuyor. Rus yönetiminin baskıları nedeniyle 2021’de Rusya'yı terk ederek Litvanya'dan siyasi sığınma talebinde bulundu.

Kırım Haber Ajansına konuşan Gabbasov, Başkurt milli hareketi, Rusya’nın halkına uyguladığı baskı, Başkurtların Ukrayna'daki savaşı ve Kırım Tatar halkının durumu ile ilgili tutumu hakkında bilgi verdi.

"BAŞKURTLAR YAKLAŞIK 200 YIL RUSYA’YA KARŞI SAVAŞTI"

Başkurdistan ve halkınız hakkında bilgi verir misiniz?

Başkurdistan Ural’ın güneyinde bulunuyor. Aynı anda hem Avrupa hem da Asya kıtalarında yerleşiyor. 146 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan cumhuriyetimiz örneğin Litvanya veya diğer Baltık ülkelerden daha büyük. 

Başkurdistan’da Ruslar, Başkurtlar ve Tatarlar olmak üzere üç büyük etnik grubu temsil eden 4 milyon insan yaşıyor. Ruslar nüfusun yüzde 36'sını, Başkurtlar yüzde 29,5'i (1 milyon 200 bin) ve Tatarlar yüzde 21'ini oluşturuyor. Ancak ülkedeki Müslüman ve Türklerin toplam sayısı yüzde 50'nin üzerindedir.

Ayrıca yaklaşık 100 bin Çuvaş, 100 bin Çirmişler ve Udmurt, Mordvinler gibi diğer halklar orada yaşıyor. Bugün Başkurtlar, Ruslar, Tatarlar ve Ukrainlerden sonra Rusya'nın dördüncü büyük halkıdır.

Rusya'da Başkurtlar ve Çeçenler, en sık isyan çıkaran iki halk oldu. Başkurtlar yaklaşık 200 yıl Rusya'ya karşı savaştı. Bu iki halk aynı zamanda Ruslarla en az evlenen halklardır.

"MOSKOVA BAŞKURTLARLA YAPTIĞI ANLAŞMALARI HER ZAMAN İHLAL ETTİ"

Şu anda Litvanya'dasınız ve siyasi sığınma talebinde bulundunuz. Bize Rus hükumetinin size ve diğer Başkurt aktivistlerine nasıl zulmettiğini anlatır mısınız?

Başkurt ulusal hareketinin her zaman güçlü bir hareket olduğunu söylemekle başlamak istiyorum. Neredeyse beş yüz yıldır Rusya'nın bir parçasıyız. 1554'ten beri halkımızın bir kısmı gönüllü olarak o zamanlar Moskova devleti adını taşıyan Rusya'ya katıldı, çoğu kısmı ise fethedildi. Ancak bu, sanki tüm halkımız gönüllü olarak bu adımı atmış gibi gösteriliyor. Moskova devletiyle yapılan anlaşma imzalandıktan kısa bir süre sonra ihlal edildi.

Anlaşmaya göre Rusya'nın güney sınırlarını korumamız, tüm savaşlara katılmamız ve küçük bir sembolik haraç ödememiz gerekiyordu. Karşılığında Moskova devletinin bize tam bir özerklik vermesi, topraklarımızı elimizden almaması, dinimize karışmaması gerekiyordu.

Ancak, birkaç on yıl sonra, Moskova devleti anlaşmayı ihlal etmeye başladı; topraklarımızı elimizden aldı, Başkurtları Hıristiyanlaştırmaya çalıştı, bu da bir isyana neden oldu. O zamandan beri Başkurt milli hareketinin başladığını söyleyebiliriz. 200 yıldan uzun bir süredir Başkurtlar farklı nitelikte birçok ayaklanma çıkardılar. Toprak, din yüzünden özgürlük mücadelesi başladı. O zamana kadar Moskova Sibirya'yı fethetmeye başlamıştı ve bizi Kazaklardan ayırmıştı ve dört yandan kuşatılmış olduk.

1917'DE BAĞIMSIZ BAŞKURDİSTAN CUMHURİYETİ KURULDU

Akabinde, milli hareketimizin ikinci aşaması başladı. Bu, Başkurt milli kurtuluş hareketinin lideri Zeki Velidi Togan ve yoldaşlarının ilk Başkurt Cumhuriyeti'ni kurduğu 1917 yılıdır. Bu Rusya'nın şu anki milli cumhuriyetleri arasında kurulan ilk milli cumhuriyetlerden biridir. Bu, halkın kendisi tarafından kurulan tek milli cumhuriyet oldu, diğer cumhuriyetler ise Sovyet hükümetinin kararnamesi ile oluşturulmuştur. Başkurt hükumeti, Sovyet hükumetiyle Sovyetlerin bizim cumhuriyetimizi tanıdığına dair bir anlaşma imzaladı.

Sovyetlere bağlı bir cumhuriyet olarak mı?

O donemde henüz Sovyetler Birliği yoktu. Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti yeni kuruluyordu. 1919 antlaşması ile, Sovyet devleti içinde bağımsız bir cumhuriyet olarak tanındık ve bir yıl sonra Halk Komiserleri Konseyi kararıyla başka cumhuriyetler (Tatar, Çuvaş vb.) kurmaya başladılar. Ancak Rusya ile yapılan ikinci antlaşma da ihlal edildi.

Anlaşmaya göre, hükumetimiz ekonomi, siyaset, silahlı kuvvetler alanında düzenli yetkilere sahip olmalıydı ve 10-12 bin kişilik ordumuz olmalıydı. Aslında, anlaşmanın imzalanmasının tek nedeni, Başkurt ordusunun Sovyet hükümetinin yanına geçmesi idi. Bundan önce, Başkurt ordusu Beyaz Ordusu’nun (Bolşevik karşıtı hareketi) yanında savaştı. Ancak Kolçak (Beyazların lideri) tüm halkların kendi kaderini tayin hakkını reddetti ve tüm ulusal hükümetlerin feshedilmesini emretti. Bu da bizi Bolşeviklerle ittifak yapmaya zorladı. Onlar da bizi tanıyarak akıllıca davrandılar ve sonra bizi bir kez daha işgal ettiler.

BAŞKURT MİLLİ HAREKETİNİN 3. AŞAMASI 1991'DE BAŞLADI

Milli hareketimizin üçüncü aşaması, 1991 yılında Başkurdistan'ın ilk cumhurbaşkanı Murtaza Rahimov'un milli güçlerin etkisi altında egemenliği ilan etmesi ve Rusya ile üçüncü anlaşmayı imzalamasıyla başlar. Tabi ki bu anlaşma da, 10 yıl sonra ihlal edildi. O zaman tüm haklarımız, egemenliğimiz ve anayasamız kısıtlandı. Artık Başkurt dili zorunlu olarak değil, isteğe bağlı olarak okullarda okutuluyor.

Başkurt dili devlet dilidir ve sözde Rusça ile eşit kabul ediliyor. Ancak okullarda Rusça haftada 5 saat okutulurken Başkurtça için sadece bir saat ayrılıyor. Ayrıca çocuğun bu derse girmesini isteyen ebeveynler özel dilekçe yazmalılar.

Rusya’yı neden terk ettim sorusuna cevap vereyim. Kük Büre Başkurt gençlik teşkilatımız vardı. Bu hareket Rahimov'un yönetiminin son yıllarında, artık yakında görevden alınacağı anlaşılmaya başladığı bir zamanda kuruldu. O dönemde Moskova bizi çok sıkıştırmaya başladı, birçok şeyi elimizden aldı. Bu nedenle Başkurt halkının hak ve çıkarlarını korumaya başlayan bir örgüt ortaya çıktı.

Ben, 2011 yılında Rahimov görevden alındıktan sonra teşkilata üye oldum. 6 ay sonra başkan yardımcısı görevine getirildim. Biz kendimizi Başkurt milliyetçisi olarak görüyorduk. 2014 yılında ben dahil üyelerin bir kısmı teşkilattan ayrıldığını açıklayarak Başkurt isimli örgüt kurdu. Birinci başkan yardımcısı oldum ve ideolojiden sorumluydum. Başkurt milliyetçileri olmamıza rağmen Başkurdistan Cumhuriyeti'nin anayasal sistemi olan federalizmi destekledik.

KREMLİN YÖNETİMİ 2020’DE “BAŞKURT” ÖRGÜTÜNÜ AŞIRICI ÖRGÜT İLAN ETTİ

Altı yıl içinde Başkurt örgütü çok güçlü ve popüler bir örgüte dönüştüğü için 2020 yılında Rus yönetimi bizi "aşırıcı örgüt" olarak tanıdı. Cumhuriyet genelinde 18 şube ve bir şubeyi cumhuriyet dışında Çelyabinsk kentinde açtık. Örgütümüze 2-3 bin kişi üyeydi. VKontakte sosyal ağındaki grubumuzda 60 bin takipçi vardı. Birkaç saat içinde birkaç bin kişiyi toplayıp büyük eylemler düzenleyebiliyorduk. Putin 2017 yılında anadillerinin isteğe bağlı olarak okullarda okutulacağını ilan ettiğinde Başkurt diline destek vermek için Ufa’da 3 bin kişilik eylem düzenledik.

Böyle bir örgütlenme doğal olarak yetkililer için tehlikeliydi, bağımsız olduğumuz için yetkilileri eleştirdik. Rus devletinde milliyetçilere çok olumsuz bakılıyor. Öte yandan bizim için bir milliyetçi bir vatansever demektir. Biz hiçbir zaman milletimizi diğerlerinden üstün tutmadık, diğer insanları asla küçük düşürmedik, başka halklara zulmedilmesi gerektiğine dair herhangi bir yayınımız veya açıklamamız olmadı. "Başkurt" aşırılık yanlısı bir örgüt olarak tanındığında, bize saçma sapan suçlamalar yöneltildi. Sonra bize karşı baskı uygulanmaya başladı. 4 arkadaşımız tutuklandı, yargılanmaları hala devam ediyor. Beni de kovuşturmaya başladılar bundan dolayı ülkeyi terk etmek zorunda kaldım.

Milliyetçi olduğumu söylüyorsun, Pantürkizm fikirlerini mi savunuyorsun?

Pantürkizm soyut bir harekettir. Türkiye'den Tataristan'a hatta Yakutistan'a kadar uzanan bir ülke yaratmak imkansızdır. Bununla birlikte, tüm Türk devletlerinin birliğini destekliyoruz. Kazak milliyetçileriyle aktif olarak temas halindeyiz ve sık sık eylemlerimizde Bozkurt işaret gösteriyoruz. Moskova'nın Tatarlar ve Başkurtlar arasına nifak tohumları ekmeye çalıştığını biliyorum.

MOSKOVA, KAZAN TATARLARI İLE BAŞKURTLAR ARASINDA NİFAK TOHUMLARI EKMEYE ÇALIŞIYOR

Milli hareketleriniz aranızda herhangi bir çelişki var mı?

Başkurtlar ve Tatarlar çok yakın ve akraba halklardır. Etnik gruplar arası evliliklerin çok büyük bir yüzdesine sahibiz. Günlük yaşam konusunda hiçbir sorun yok. Sorunlar ideolojik düzeyde başlıyor, seçkinlerimiz, bilim adamlarımız tarihi tartıştığı zaman, milli kahramanları kendi aralarında bölemedikleri zaman... Ayrıca Başkurdistan’da bir milyon Tatar yaşıyor. Kendileri için belirli ayrıcalıklar istiyorlar örneğin Tatar'ı üçüncü devlet dili ilan etmek, Başkurtlar bunu istemiyor.

Başkurdistan Cumhuriyeti topraklarında Başkurt halkı kendi kaderini tayin etme hakkına sahip. Tatarlar ise Tataristan Cumhuriyeti topraklarında bunu yapabilirler. Örneğin bir Tatar Başkurdistan’da yaşamaktan hoşlanmıyorsa her zaman Tataristan’a gidebilir. Orada kendi kültür, dil, müzik vs şeylere sahip olabilir. Ruslar ise her zaman Voronej, Orlov veya başka bir yere gidebilirler ama Başkurtların gidecek yerleri yok.

Moskova ise bu çelişkilerden yararlanıyor. Kremlin yönetimi iki halkı birbirine karşı getirmeye çalışıyor. Başkurtlar ile Tatarlar arasında dostane yekpare ilişkilerin kurulması Moskova’nın çıkarlarına aykırıdır. Çünkü Başkurdistan ve Tataristan, Rusya içindeki en büyük iki cumhuriyet. Rusya'nın merkezinde, Türk bileşeni olan iki Müslüman cumhuriyet. Çuvaşlar da Türk ve bize yakın olsalar da, daha çok Ruslaşmışlar. Ayrıca Başkurtların ve Tatarların millî hareketleri çok kuvvetlidir. Bu güçlerin birleşmesi Rusya Federasyonu için büyük bir tehdit oluşturacaktır.

24 ŞUBAT'TAN SONRA BAKIŞ AÇIMIZ TAMAMEN DEĞİŞTİ: BAĞIMSIZLIK İSTEDİĞİMİZİ İLAN ETTİK

Başkurtlar bağımsızlık istiyorlar mı?

Daha önce Başkurt milli hareketi liderlerinden biri Ayrat Dilmuhamedov, Rusya Federasyonu'ndaki tüm cumhuriyetlerinin Moskova'nın katılımı olmadan kendi aralarında müzakere edeceği yeni sözleşme şartlarına göre Rusya Federasyonu'nu yeniden biçimlendirmeyi önerdiği bir proje geliştirmişti. Bu yüzden Moskova yönetimi Dilmuhamedov hakkında dava açtı ve onu 9 yıl hapis cezasına çarptırdı. Başkurdistan’ı terk etmeden önce ben söz konusu projeyi devam ettirmiştim. Ancak 24 Şubat 2022’den sonra biz bakış açımızı kökten değiştirdik ve federasyon istemediğimizi, Başkurdistan bağımsızlığı için mücadele edeceğimizi ilan ettik.

Başkurtların çoğu bağımsızlık istiyor. Bağımsızlık, Başkurt halkının eski bir hayalidir. Sadece Kremlin hükümeti ile işbirliği yapanlar, bazı mevkilerde bulunanlar istemiyor.

Başkurt halkının anadilinde konuşma hakkının ihlal edilmesi, Başkurdistan maden kaynaklarının kullanılması bunlar bağımsızlık arzusunun temel nedenleri midir?

Sadece bu değil. 90’lı yıllarda kendi egemenliğimiz varken, tarihi kendimiz yazıyorduk. Şu an tüm ders kitapları Moskova’nın sansüründen geçiyor. Başkurtların tarihini ancak Başkurtların Moskova devletine katıldığı andan itibaren öğretiliyor. Başkurtların 1554'ten önce bir tarihi yok muydu? Okullarda Rus edebiyatı zorunlu bir ders var, ama Başkurt edebiyatı diye bir ders yok. Başkurtlar çocukları okullarda zorunlu olarak iki yabancı dil öğreniyor. Rusça ve bir dil daha ancak anadillerinin öğrenilmesi zorunlu değil.

Başkurtların tarihini anlatan tiyatro oyunları yasaklanıyor. 2000’li yıllarında Başkurt Milli Müzesinde Sovyet yönetiminin 1921 yıllarında Başkurt halkına karşı yaptığı suni açlığı (Holodomor) konu alan sergi açılmıştı. O dönemde halkımıza Amerikalılar yardım etmişti. Başkurtları kurtaran Amerikalılara minnettarlığımızı göstermek için sergi açılmıştı ancak Moskova’dan gelen emriyle sergi kapatıldı.

BAŞKURT MİLLİYETÇİLERİ SAVAŞA KARŞI

Rusya geniş çaplı işgal saldırısı başlattıktan sonra, Başkurdistan yetkilileri Ukrayna'ya karşı savaşa göndermek üzere birkaç tabur oluşturdu. Başkurtlar bu savaş hakkında ne düşünüyor?

Başkurt örgütü hiçbir üyesi Ukrayna’ya karşı başlatılan savaşa katılmıyor. Yine de Başkurtlar, Rusya Federasyonu'ndaki diğer tüm halklar gibi propagandaya çok fazla maruz kaldılar ancak birçok insan gerçekte neler olduğunu anlıyor ve Ukrayna'ya karşı savaşı desteklemiyor. Başkurdistan Cumhuriyeti Başkanı Habirov, mankurt ve Moskova'nın gözüne girmeye çalışıyor.

Tüm Başkurtlar için milli kahraman Salavat Yulaev iken, Habirov için 2. Dünya Savaşı'nda imparatorluk, SSCB için savaşan General Shaimuratov kahraman. (!) Ufa'nın merkezinde onun için büyük bir anıt diktirdi.

RUSYA MİLLİ KAHRAMANLARIMIZI YASAKLADI

Başkurdistan Cumhuriyeti'nde ulusal kahramanlarımızı değiştirme politikası var. Tüm ulusal kahramanlarımız Başkurtların özgürlüğü için savaşan batırlardır. En ünlüleri: Salavat Yulayev ve Zaki Velidi. Başkurdistan’da şu an Zeki Velidi’nin ismi yasaklar listesinde. Salavat Yulayev hakkında çirkin karalama kampanyası başlatıldı. Onun ayrılıkçı, hırsız, baş belası olduğu iddia ediliyor.

İmparatorluk için savaşan kahramanların yüceltilmesi ve Rusya'ya karşı savaşanları unutturmaya çalışıyorlar.

TÜM İMPARATORLUKLAR ER YA DA GEÇ DAĞILIR

Sizce Rusya’nın dağılması mümkün mü? Ve size göre bu nasıl olur?

Rusya, diğer halkları sömürerek hayatta kalan klasik bir imparatorluktur. İmparatorluklar er yada geç sona ererler. Rusya iki kere dağılmıştı; 1917 Polonya ve Finlandiya ondan ayrıldıktan sonra ve 1991’de 15 Cumhuriyet ondan ayrıldıktan sonra. Şimdi ise tamamen dağılma zamanı geldi. Rusya son yıllarını yaşıyor. Ne de olsa hiçbir şey biz Başkurtları Ruslara bağlamıyor, Başkurdistan ile Moskova, Yakutistan veya Uzak Doğu ile St. Petersburg arasında da bir bağ yok.

Sibirya'da yaşayan birçok insan Moskova'ya hiç gitmedi, Başkurdistan sakinlerinin çoğu Moskova'ya hiç gitmedik. Dolayısıyla bu imparatorluk yok olmaya mahkumdur. Belki 30-50 yıl daha var olabilirdi. Ancak  ölümcül bir hata yaparak Ukrayna'ya karşı savaş başlattı. Bu, Rusya'nın çöküşünü tetikleyecektir. Tabi ki yenilgisinin bir sonucu olarak Rusya dağılacak.

Biz de elimize geçen imkanı kullanarak bağımsızlığımızı ilan edebiliriz. Birçok diğer milli cumhuriyet gibi biz buna hazırız.

KIRIM TATAR HALKI RUSYA'DAN EN ÇOK ZARAR GÖREN HALKTIR

Başkurtların Kırım Tatar halkı, Kırım'ın işgali ile ilgili tutumu nedir?

Kırım Tatarları bizim için diğer Türk halkları gibi kardeş halkımız. Bana göre Kırım Tatar halkı Rus İmparatorluğu'ndan en çok zarar gören halktır. Geçenlerde Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov ile görüşme yaptım, tabii ki Kırım Tatar halkını sonuna kadar destekliyoruz. Kırım Tatarlarının bize çok yakın bir halk olduğuna inanıyorum ve hepimiz onlar için endişeleniyoruz.