5 Temmuz 2009 Ürümçi katliamından sonra ailesinin uyarılarıyla Avustralya'ya iltica eden Almas Nizamiddin geçen yıl eşinin Doğu Türkistan'da tutuklandığı haberini aldı. Liseden beri birlikte olan çiftin en son geçen yıl 14 Şubat'ta (2017) görüştüğü belirtiliyor.
Almas Nizamiddin'in eşi Zeynep Abdureşit, eşinin Avustralya geri dönmesinden hemen sonra Çinli polisler tarafından suçu belirtilmeksizin tutuklandı. Zeynep Abdureşit'in hamile olduğu da öğrenildi. Almas Nizamiddin en son geçen yıl sevgililer gününde Ürümçi'ye gelerek eşine sürpriz yaptığını belirtti. Avustralya'nın Adelaide şehrinde yaşayan Almas Nizamiddin, artık Doğu Türkistan'da yaşamın katlanılamaz olduğunu vurguladı.
Doğu Türkistan'ın bir açıkhava hapishanesine dönüştüğünü vurgulayan Almas Nizamiddin, Avustralya'ya gitmek için bir vizeye 40,000 dolar ödediğini belirtti. Almas, 2009 yılında bu parayla Ürümçi'de bir daire alınabileceğini belirtti. Almas Nizamiddin, Avustralya'ya çok az bir İngilizce bilgisi ile yerleştiğini ve oradaki Uygur topluluğu sayesinde sıvacılık işi bulduğunu belirtti. 2014 yılında Avustralya vatandaşlığı kazanan Nizamiddin tüm risklere rağmen sevgilisi ile evlenme için Ürümçi'ye gitmeye çalıştı.
Zeynep Abdureşit'in29 Mart 2017'de hamilelik sonucunu aldığı hastaneden dönerken tutuklandığı belirtiliyor. Ailesinin evine de baskın yapılan Zeynep Abdureşit'in kadınlar hapishanesinde tutulduğu hamilelik durumundan ise hiçbir haber alınamadığı belirtildi. Zeynep Abdureşit, Mısır'da iki yıl boyunca ilahiyat eğitimi almış ancak daha sonra Ürümçi'ye dönerek Tıp eğitimi almaya başlamıştı.
Uluslararası Af Örgütü de Zeynep Abdureşit'in serbest bırakılması için çağrıda bulundu. Uluslararası Af Örgütü'nün Çin yetkililerinden William Nee Avustralya'nın durum ile ilgili girişimde bulunması gerektiğini vurguladı. Nizamiddin de Avustralyalı milletvekilleri ile birçok kez konuyu görüşme fırsatı yakaladı. Tek başına bir hukuk mücadelesi veren Almas Nizamiddin Avrupa'da da çeşitli kongrelerde durumunu duyurmaya çalıştı. Almas Nizamiddin: "Eşimi çok özledim. Onu buraya getirmek ve onu özgürlüğün nasıl bir şey olduğu ile tanıştırmak istiyorum" ifadelerini kullandı.
2016 Ağustos'undan beri Çin'in yönetimi altındaki Uygur Özerk Bölgesi'nde (Doğu Türkistan) Chen Quanguo adlı valinin göreve gelmesinden beri güvenlik önlemleri dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir boyuta erişti. Polis gücünün 7 kata çıkartılması bile uygulanan "teknolojik gözaltı toplumu" yanında sönük kaldı. Her sokakta, her kapalı alanda yüz tanıma sistemine sahip kameralar, markete girerken dahi gereken dijital kartlar, bıçakların üzerindeki QR takip kodları, cep telefonları ve bilgisayarlara yüklenmesi zorunlu takip programları ve daha binlercesi dünya basınının da ilgisini çekmiş durumda.