Kürşad İSMAYIL
Mehmet Talat Paşa'nın Berlin'de Ermeni teröristlerce suikaste uğramasının üzerinden 102 yıl geçti. 15 Mart 1921'de sonradan Ermeniler tarafından "milli kahraman" ilan edilen Sogomon Tehliryan tarafından suikaste uğradı. Enver Paşa ve Cemal Paşa ile beraber İttihad Terakki'nin önde gelen isimlerinden birisiydi. Osmanlı'nın son sadrazamlarından olan Talat Paşa, I. Dünya Savaşının kötü gidişatı üzerine yurdu terk etmişti. Ermenilerin yıllardır bir propaganda aracı olan "soykırım" iddialarının merkezindeydi. 1915'te Ermeni tehciri olarak da bilinen Ermeni Göç Yasasının mimarlarındandı. Talat Paşa, Osmanlı'nın Cihan Harbi'ne girdiği yıllarda, önemli görevler üstlendi. Rusların, Kars, Ardahan ve Batum’u iade etmesinde ciddi tesiri oldu.
TALAT PAŞA'NIN HAYATI
1874 yılında Edirne yerleşiminde dünyaya gelen Talat Paşa, belirsizlikler dünyasında doğdu ve büyüdü. Osmanlı İmparatorluğu düşüşteydi ve genç Talat, parçalanmakta olan bir dünyada iz bırakmaya kararlıydı. Keskin zekâsı ve eylemleriyle Osmanlı siyasetinde hızla yükseldi ve Sultan II. Abdülhamid hükumetine karşı kilit kişilerden biri oldu. Eğitimini, Edirne Askeri Rüştiyesinde tamamladıktan sonra 1898-1908 arasında Selanik Postanesinde posta memuru olarak görev yaptı. Uzun süreli memuriyetin ardından Selanik Postane Başkanı görevini üstlendi.
Bu süreçte Talat Paşa, Jön Türk düşüncesinin etkisinde kaldı. 1896 yılında ilk defa bu muhalif hareketin bir parçası olarak tutuklandı. Bu tutuklanmanın sonucunda üç yıl mahkûm kaldı ve memuriyetten atıldı. Üç senenin sonunda Talat Paşa’nın mahkumiyeti bittiğinde, Selanik şehrine sürgün edildi. Paşanın, Selanik Vilâyeti Posta ve Telgraf İdaresinde bulunduğu görevler, memleketin dışında yayımlanan muhalif gazeteleri Selanik’e getirilmesi için fırsat verdi. 1906 yılında Talat Paşa, İsmail Canbulat ve Mithat Şükrü Bey, Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’nin kurulmasına karar verdi. Cemiyet 1907 yılında Paris merkezli Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti ile birelşti. Bu birleşme neticesinde Talat Paşa dahili, Bahâeddin Şâkir Bey ise harici temaslarla cemiyetin örgütlenmesini sağladı.
1908 yılında Meclis-i Mebusan’a Edirne mebusu olarak dahil olurken, meclisin de Birinci Reis Vekili olarak görevlendirilmiştir. 1909- 1911 tarihleri arasında bir buçuk yıl Dahiliye Nazırı olarak görev yapan Talat Paşa, görevini kötüye kullanmadığından dolayı istifa etti. Balkan Savaşı sırasında gönüllü olarak Edirne’de bulunmuş, İstanbul’a geri yollanmıştır. Ünlü Bâb-ı Âli Baskını'nın başat aktörleri arasında yer aldı.
OSMANLI SADRAZAMI OLDU
1908'de Ancien Regime’i (Eski yönetim) deviren ve Osmanlı İmparatorluğu'na yeni bir reform ve modernleşme çağı getiren İttihat ve Terakki’nin örgütlenmesine yardım etti. Talat Paşa, devrimdeki rolünden dolayı ödüllendirildi ve kısa sürede yeni hükumetin en güçlü adamlarından biri oldu.
Güçle birlikte sorumluluk da geldi ve Talat Paşa kendini Osmanlı İmparatorluğu'nu modernleştirme görevine adadı. Eğitimde, hukuk sisteminde ve orduda kapsamlı reformları hayata geçirdi ve imparatorluğu modern zamanlara taşımak için yorulmadan çalıştı. Hüseyin Cahit Yalçın hem Talat Paşa hem de İttihat ve Terakki için, "Aralarında şahsi menfaat, âdi ve aşağılık düşünceler değil yüksek bir ideal bağı vardı. Ve bu ideal vatan aşkından ibaretti" demiştir.
Ufukta beliren Birinci Dünya Savaşı ile Talat Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'nun geleceğini güvence altına almak için bir fırsat gördü. Alman İmparatorluğu'nun gücünün Osmanlı İmparatorluğu'nun dünyadaki yerini güvence altına almaya yeteceğini umarak Almanya ile birleşme politikası izledi.
Talat Paşa, 1915’te kaderi için mücadele eden Türk halkına, Rusların emriyle sistemli saldırılarda bulunan Ermeni çetelerle mücadele kararı aldı. Bölgede güvenlik sorunu çıkaran Ermeni nüfusunu göç ettirerek, Türklerin Anadolu’da yok olmaması için önemli bir karar almış oldu.
ERMENİ TERÖRİST TARAFINDAN ŞEHİT EDİLDİ
Ermeni şovenistlerinin uğrak mekanı olan Taşnak Partisi, İttihatçı yöneticilere karşı suikast kararı aldı. Bu kararın neticesinde Azerbaycan Halk Cumhuriyeti yöneticileri de dahil olmak üzere birçok Türk aydını Taşnak terörüne maruz kaldı. 15 Mart 1921’de Berlin’de suikastçı Soğomon Tehliryan, Talat Paşa’yı arkasından haince bir saldırı ile şehit etti.
Ünlü tarihçi Erol Şadi Erdinç, Talat Paşa'nın şehadet mertebesine yükseldiği günü anlatırken, "Talât Paşa öldürüldüğünde ayakkabısının altı delikti" açıklamasında bulunmuştur. Bugün suikastçı Soğomon Tehliryan’ın heykeli Ermenistan’a dikilmiş ve bu katil terörist, "milli kahraman" olarak anılmaktadır.
Talat Paşa ise Ermenilerin bu şovenizmine yıllar önce cevabını vermişti. Bir ahbabı ile sohbetinde, "Beni bir gün sokakta vuracaklar. Alnımdan kan akarak yere serileceğim. Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok, varsın vursunlar, vatan benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. Bir Talât gider, bin Talât yetişir" cevabını vermiş ve Türk gencinin zihninde gezinen Türklük bilincinin en yüksek mertebesine ulaşmasını sağlamıştır.