KTMM Başkanı Refat Çubarov: Azerbaycan'ın özgürlüğüne giden yolu açan şehitleri saygıyla anıyoruz

Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov, Sovyetler Birliğinin Azerbaycan Türklerine karşı işlediği en vahşi katliamlardan birisi olan Kara Yanvar'ı 35. yıl dönümünde andı. Azerbaycan'ın bağımsızlığı yolunda önemli bir dönemeç olan olaylarda, şehit olanlara rahmet diledi.

Haber Giriş Tarihi: 20.01.2025 14:14
Haber Güncellenme Tarihi: 20.01.2025 14:14
https://www.qha.com.tr/

Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı (KTMM) Refat Çubarov, Azerbaycan Türklerine karşı Sovyet idaresinin, bundan tam 35 yıl önce işlediği katliamlardan birisi olan Kara Yanvar (Kara Ocak) sırasında hayatını kaybedenleri andı. 

KTMM Başkanı Refat Çubarov, bugün sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, tam 35 yıl önce 1990 yılında 19 Ocak’ı 20 Ocak’a bağlayan gece Sovyet ordusunun, Azerbaycan Halk Cephesini yenmek ve Azerbaycan'daki Komünist Partisi iktidarını kurtarmak amacıyla Bakü'ye saldırdığını hatırlatarak, “Sovyet askerlerinin Bakü'ye girmesi ve Azerbaycan genelinde stratejik noktalarda takviye güvenlik önlemleri alınması, aslında Azerbaycan halkının bağımsızlık ilanına karşı bir engel koyma amacını taşıyordu. Sovyet ordusu birliklerinin Bakü'ye girişi, sivillere yönelik çok sayıda kasıtlı öldürme eylemiyle birlikte gerçekleşti. Askerler zaman zaman ağır makineli tüfeklerle ateş açtılar. Sovyet ordusunun şiddetli saldırıları sonucu 150'den fazla Azerbaycanlı sivil hayatını kaybetti, 700'den fazla kişi yaralandı.” ifadelerini kullandı.

Öte yandan 22 Ocak 1990’da Bakü'nün neredeyse tamamının, bu trajedinin kurbanlarını kahraman olarak kabul ederek toplu bir cenazeye katıldığını belirten Çubarov şunları kaydetti:

O gün, Moskova'nın 20 Ocak 1990 tarihinde bağımsız bir devlet olma yolunda kararlılıkla ilerleyen Azerbaycan üzerindeki kontrolünü kaybettiği anlaşıldı.

Azerbaycan'ın özgürlüğüne giden yolu açan şehitleri saygıyla anıyor ve Azerbaycan halkının cesaretine olan saygımızı sunuyoruz.

KIZIL TERÖRÜN SON DALGASI: KANLI YANVAR 

1980’li yıllarda milletler hapishanesi SSCB içinde, Ermenistan yönetimine milliyetçi zümre geçtiğinde, Azerbaycan’da hala Sovyetler Birliği’nin baskı rejimine hizmet eden bir zihniyet varlığını sürdürüyordu.  Ancak bu dönem, Azerbaycan halkı için de bir direnç noktası oluşturdu. Azerbaycan Türklerinin lideri merhum Ebülfez Elçibey’in önderliğindeki Azerbaycan Halk Cephesi, bu hususta ilk adımdı. Sovyetler Birliği’nin boyunduruğu altına yaşamak istemeyen, istiklal için mücadeleyi göze alan Azerbaycan Türkleri; Moskova’nın dikkatini üstüne çekti.

1990 yılının ocak ayının ilk günlerinde Ermenistan, Karabağ’ın kendisine ait olduğu yönünde kararlar aldığında bölgede çatışmalar gerçekleşti. 

KREMLİN, AZERBAYCAN'DA HAKİMİYETİ KAYBETMEMEK İÇİN KANLI BİR YOLU SEÇTİ 

Bu uyanışı engellemek için bahane arayan Moskova her zaman olduğu gibi kendisini ikna eden bir kılıf hazırladı. Ermeni çatışmalarını ve halk ayaklanmalarını bahane eden Sovyet kurmayları, Mihail Gorbaçov’un direkt emriyle sözde kendi sınırlarının içinde olduğunu kabul ettikleri Bakü şehrine girerek, binlerce insana vahşi bir muamele uyguladı. Sovyet orduları, bu katliam için sadece Bakü değil Azerbaycan’ın çeşitli şehirlerine de dahil olan bir terör dalgası başlattı.

Rus askerleri, 19 Ocak’ta Azerbaycan Televizyonunun enerji jeneratörünü havaya uçurarak, katliamdan kimsenin haberi olmaması için var gücüyle çalıştı. Milletler Hapishanesi’nin Azerbaycan’daki yayın organı olan Komünist gazetesinin son sayısı 18 Ocak 1990’da bir sonraki sayısı ise 27 Ocak 1990’da çıktı. 

Savunma Bakanı Mareşal Yazov liderliğindeki Rus ordusu, 19 Ocak 1990 gecesi saat 23.30'da Sovyetler Birliği’nin Genel Sekreteri Gorbaçov’un emriyle olağanüstü hâl ilan etmeden Bakü şehrine girdi. “Darbe” kod adıyla yaptığı hukuksuz müdahalede sivil halkı katletti ve bunun sonucunda 147 kişi öldü, 744 kişi yaralandı, 841 kişi hukuksuzca gözaltına alındı ve yüzlerce kişi ortadan kayboldu.

Bakü'de olağanüstü hâl ilanına ilişkin bilgi, yalnızca 20 Ocak sabah 7'de devlet radyosu tarafından halka iletildi. Ancak Mihail Gorbaçov'un Azerbaycan'a gönderdiği üst düzey yetkililer yüzsüzce Bakü'de olağanüstü hâl ilan edilmeyeceğini açıkladı..

OHAL'in halka duyurulduğu tarihe kadar Rus askerleri, 82 kişiyi acımasızca katletti, 20 kişiyi de ağır şekilde yaraladı. Olağanüstü hal ilanının ardından 20 Ocak ve sonraki günlerde Bakü'de 21 kişi katledildi. 25 Ocak'ta Neftçala'da ve 26 Ocak'ta Lenkeran'da olağanüstü hâl ilan edilmeyen bölgelerde 8 kişi daha öldürüldü.

Moskova’nın askerleri, 19 Ocak gecesi Azerbaycan Televizyonuna saldırmalarına rağmen 20 Ocak’ta "Azadlık" radiosunun sunucusu ünlü gazeteci Mirze Hazar’ın sesi duyulduğunda, umut ışığı tekrar doğmuştu. Mirze Hazar’ın 20 Ocak'ta ilk yayını, hem Azerbaycan'da hem de tüm dünyada Azerbaycanlıları ve kamuoyunu uyandırdı. Dünyadaki tüm Azerbaycanlılar ayağa kalktı ve protestolar başladı.

20 Ocak’ta Bakü’ye saldıran Sovyet ordusunun içinde Ermeni nüfusunun da yüksek olduğu sonraki araştırmalarda ortaya çıkarıldı. O gün içinde Ermeni nüfusunu da barındıran Sovyet ordusu, Bakü sokaklarında önlerine çıkan her şeyi ezdi ve ordu acımasızca her yere ateş açtı. İnsanlar sadece sokaklarda değil, otobüse binerken, apartmanlarında otururken bile vuruldu. Rus güçleri, yaralıları götürmeye gelen ambulans araçlarına ve sağlık çalışanlarına da saldırdı.

AZERBAYCAN'DA BAĞIMSIZLIK HAREKETİ HIZLANDI

Bu facia Azerbaycan'da bağımsızlık hareketini hızlandırdı ve Sovyetler Birliği'ne ciddi bir darbe vurdu. Bakü'nün tüm nüfusu, gece öldürülenlerin toplu cenaze töreninde gün boyunca merasim düzenledi. Şehrin yüksek kısmında inşa edilen Şehitler Hiyabanında defnedilen ilk şehitlerin töreni sırasında, binlerce Komünist Parti üyesi parti kimliklerini yaktı.

20 Ocak Milli Yas Günü olduğu için Azerbaycan'da bugün bütün kamu kurumları ve özel işletmeler anma töreni düzenleyecek.