KKTC Dışişleri Bakanlığından AB'ye tepki!

KKTC Dışişleri Bakanlığı, AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatına olan üyeliğinden rahatsız olduğuna dair açıklamasına net bir cevap verdi.

Haber Giriş Tarihi: 08.11.2024 13:24
Haber Güncellenme Tarihi: 08.11.2024 13:24
https://www.qha.com.tr/

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in, AB'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyeliğinden ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın TDT Devlet Başkanları 11. Zirvesi'ne katılmasından rahatsız olduğunu dile getirdiği yazılı açıklamasına, KKTC Dışişleri Bakanlığı tarafından tepki gecikmedi.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Borrell tarafından yapılan bu açıklamanın "KKTC'nin yeni vizyonunun zemin bulmasından duyulan hazımsızlığın bir tezahürü" olarak değerlendirildiği aktarıldı. 

AB'YE YANLI TUTUMUNU SONLANDIRMASI ÇAĞRISI!

Açıklamada, Ada'daki iki devletli yapıyı hatırlatılırken aynı zamanda AB'nin yanlı tutumunu da sonlandırması gerektiğini kaydetti. Bakanlık, şu ifadelere yer verdi:

Bu gibi mesnetsiz söylemler, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü gibi özden gelen hakları çerçevesinde ve kendi kaderini kendi tayin etme hakkını kullanarak kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Ada'daki iki devletten biri olduğu gerçeğini asla ortadan kaldıramaz. Yaptığı bu talihsiz açıklamayla Kıbrıs meselesinde tarafsız olamayacağını bir kez daha teyit etmiş olan AB’yi, bu yanlı ve yanlış tutumuna bir an önce son vermeye ve Rum tarafının sözcülüğünü yapmaktan vazgeçmeye davet ediyoruz.

"AB’NİN BM ŞARTI’NA ATIF YAPMAK SURETİYLE TDT ÜYELERİ ÜZERİNDE BASKI KURMAYA ÇALIŞMASI BÜYÜK BİR HADSİZLİKTİR"

AB'nin Rum tarafına sağladığı desteğin Ada'daki durumu zorlaştırdığının vurgulandığı açıklamada, "Kendi değer ve prensipleri hilafına, Kıbrıs meselesi çözülmeden Rum tarafını tek taraflı olarak üye yapmakla meseleyi içinden çıkılamaz bir hale getiren AB’nin BM Şartı’na atıf yapmak suretiyle TDT üyeleri üzerinde baskı kurmaya çalışması büyük bir hadsizliktir." ifadelerine yer verildi.

Bakanlığın açıklamasında Kıbrıs Adası'ndaki Türk halkının Ada'nın geleceği üzerinde en az Rumlar kadar söz hakkına sahip olduğu vurgulandı. Açıklamada "Kıbrıs Türk halkının, adanın geleceği üzerinde en az Rum tarafı kadar söz sahibi olduğu gerçeğini göz ardı etmeye devam eden AB’ye, Rum tarafını daha da şımartmaktan başka bir amaca hizmet etmeyen bu tutumuna son verme çağrımızı bir kez daha yineliyoruz." ifadeleriyle AB'ye çağrıda bulunuldu.

Ayrıca, yapılan bu tarz olumsuz ve yanlı eleştirilerin, KKTC'nin mücadelesinde haklı olduğunu göstermek için çabalamasını teşvik ettiğini ve haklı davasını her platformda savunma azmini pekiştirdiği kaydedildi.

AB'DEN KKTC'YE "AYRILIKÇI" İTHAMI

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 7 Kasım 2024 tarihinde yazılı bir açıklamada bulundu. TDT'nin Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te tertip edilen Devlet Başkanları 11. Zirvesi sonrasında yapılan açıklamada, AB'nin KKTC'nin TDT üyeliğinden ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın zirveye katılmasından rahatsız olduğu dile getirildi.

Açıklamada, KKTC'den "Kıbrıslı Türklerin ayrılıkçı oluşumu" olarak bahsedildi. Ayrıca TDT'nin gözlemci statüsü vererek, "KKTC'yi meşrulaştırmaya yönelik tekrarlanan girişimleri" olduğu ve AB'nin bunu reddettiği kaydedildi.

Bu hususların TDT'nin bazı üyelerinin güçlü bir şekilde desteklediği Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'nın toprak bütünlüğü ilkesine aykırı olduğu savunulan açıklamada, AB'nin sadece Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni (GKRY) tanıdığı belirtildi.