Kazakistan'ın acı tarihinin yıldönümü: Alaş Orda aydınları

Kazakistan’da bugün, Josef Stalin dönemindeki baskıların kurbanı olan Kazakların hatırlandığı "Siyasi Baskı, Sürgün ve Açlık Kurbanlarını Anma Günü" kaydediliyor. Kazak ülkesinde tutuklanan, “milliyetçi” olmakla suçlanan Alaş Orda'nın aydınları, önder isimleri ve kurşuna dizilen diğer aydınlar saygıyla anılıyor.

Haber Giriş Tarihi: 31.05.2023 18:17
Haber Güncellenme Tarihi: 31.05.2023 18:17
https://www.qha.com.tr/

Kazakistan'da 31 Mayıs 1997 tarihinde "Kazakistan Siyasi Baskı Sürgün ve Açlık Kurbanları Anma Günü" olarak ilan edilmişti. Bugün, Kazakistan’da 20. yüzyılın ilk yarısında yaşanan ve milyonlarca kişinin ölümüne neden olan acı olaylar hatırlanıyor. Kazak ülkesinde tutuklanan, “milliyetçi” olmakla suçlanan Alaş Orda'nın aydınları, önder isimleri; Alihan Bökeyhan, Yakup Akbayev, Alimhan Ermekov, Sancar Asfendiyarov, Ahmet Baytursınov, Magcan Jumabay, Muhamedcan Tınışbayev, Mirjakıp Dulatulı ve kurşuna dizilen diğer aydınlar saygıyla anılıyor.

ALAŞ ORDA AYDINLARI KURŞUNA DİZİLDİ

Bolşeviklerin iktidara gelmesi ile Büyük Kazak bozkırlarında bilinçli bir şekilde düzenlenen açlıklar yaşandığı bir dönem olarak tarih kayıtlarına geçmişti. Genel olarak, SSCB cumhuriyetlerinde baskı 1928 yılında başlamıştı. Kazak ülkesinde öncelikle Alaş aydınları tutuklandı. Alaş Orda'nın aydınları, “milliyetçi” olmakla suçlandılar. Bu yüzden Kazak milli hareketinin önder isimleri; Alihan Bökeyhan, Yakup Akbayev, Alimhan Ermekov, Sancar Asfendiyarov, Ahmet Baytursınov, Magcan Jumabay, Muhamedcan Tınışbayev, Mirjakıp Dulatulı ve diğer aydınlar kurşuna dizildi.

Tarihsel verilere göre 1921 ve 1954 arasında SSCB’de “karşı-devrimci” veya “anti-Sovyet” suçlamalarından 3 milyon 777 bin kişi hüküm giydi ve bunların 64 bini ölüm cezasına çarptırıldı. 1920’lerin sonlarında ve 1932’den 1933’e kadar Kazak halkı özellikle kasıtlı olarak organize edilen yapay kargaşadan çok etkilendi. 1932-1933 Sovyetler Birliği’ndeki açlık insanlık tarihinin en trajik dönemlerinden biriydi. O zamanlar sadece Kazakistan’ı değil, Rusya, Ukrayna ve Belarus’u da etkileyen felaket bir kıtlık 7 milyon insanı öldürdü.

SOVYETLERİN KAZAK ELİNDEKİ AÇLIK, SÜRGÜN VE KATLİAM DOLU TARİHİ

31 Mayıs’ta SSCB ve dünya tarihinin en kanlı diktatörlerinden Josef Stalin döneminde suni açlık, toplu baskılar, sürgünler sonucu hayatını kaybeden milyonlarca suçsuz insanı anma günü olarak kabul ediliyor. 1917 nüfus sayımına göre Kazakların sayısı 6 milyonun üstündeyken, 1939 nüfus sayımına göre bu sayı 2 milyon 300 bine gerilemişti. Kaynaklara göre Kazakistan’da 1919-1922 yılları arasında yaklaşık 1 milyon, 1930-1933 yılları arasında ise 1 milyon 750 bin (nüfusun yüzde 40’ı) Kazak açlıktan ve totaliter rejimin acımasız yönetimine ayaklanmaları sebebiyle kurşuna dizilmek suretiyle öldürüldü.

TOTALİTER REJİMİN ESERİ TOPLU MEZARLAR

20. yüzyılda Kazakistan topraklarında GULAG sisteminin (Sovyetler Birliği’nde Stalin döneminde milyonlarca insanın “halk düşmanı” suçlamasıyla cezalandırılmak üzere gönderildiği kamplar) en büyük kampları olan ALJİR, Steplag ve Karlag kampları bulunuyordu. Kazakistan o dönemde ülke genelinde faaliyet gösteren 953 kamp ve hükümlüler için özel yerleşim yeriyle bir büyük cezaevine dönüşmüştü. Baskı yıllarında Kazakistan’a 5 milyondan fazla insan sürgün edildi. Bazı verilere göre kamplara gönderilenlerin sayısı resmi verilerin çok üstünde.

1921-1954 yılları arasında Kazakistan’da 100 bin kişi cezalandırılırken, bunlardan 25 bini kurşuna dizildi. Daha sonra insanların toplu şekilde gömüldüğü yerler ortaya çıkmaya başladı. 1930-1940 yıllarında Kazakistana halklar sürgün edildi. 1937 yılının sonbaharında Kazakistan’a yüzbinlerce Koreli, Türk, İranlı ve Azerbaycanlı sürgün edildi. Ayrıca 2. Dünya savaşında ülkeye Kırım Tatarları, Almanlar, Yunanlılar, Çeçenler, İnguşlar, Karaçay, Balkar ve diğer halklar sürüldü. Kazakistan’ın bağımsızlığını ilan etmesinden hemen sonra kabul edilen ilk yasalardan biri de 14 Nisan 1993 tarihli “Toplu Siyasi Baskı Kurbanlarının Rehabilitasyonuna İlişkin” yasası oldu. Kazakistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, 1997 yılında imzaladığı kararla 31 Mayıs’ı Siyasi Baskı ve Totaliter Rejim Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan etmişti.

ALAŞ ORDA HAREKETİ VE AYDINLARI

Dil ve edebiyat araştırmacısı Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel'in (26 Kasım 2020 tarihinde) Alaş Hareketini ele alarak Kazak aydınlanmasının 19. yüzyıldaki öncü isimlerinden ve Alaş Hareketi'nin liderlerinden "Uyan Kazak" şiiriyle meşhur olan Kazak aydınlanmasının sembol ismi Mirjakıp Dulatulı'nın doğumunun 135. yıldönümünde Kırım Haber Ajansına verdiği röportajın tamamı:

Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel 

Alaş-Orda ulusal kurtuluş hareketinin liderlerinden birisi olan Mirjakıp Dulatulı kimdir?

Mirjakıp Dulatulı, Alaş Partisi’nin kurucularındandır. Mirjakıp Dulatulı’yı iyi anlamak ve anlatmanın yolu, Alaş millî aydınlanma hareketini anlamaktan geçer. Alaş hareketini, Alaş aydınlarının kültürel faaliyetlerini anlatmadan Mirjakıp anlatılamaz, anlaşılamaz. Çarlık Rusyası döneminde 1905-1917 yılları arasında tırmanan siyasi dalgalanmalar, bilindiği gibi Batı dünyasını da ciddi şekilde takip eden Türkistan aydınlarını siyasi ve kültürel faaliyetlere yöneltiyor.

Soldan sağa: Ahmet Baytursınulı Alihan Bökeyhanulı, Mirjakıp Dulatulı

"SADECE KAZAKİSTAN'IN DEĞİL TÜM TÜRKİSTAN'IN BAĞIMSIZLIĞI HEDEFLENİYOR"

Bu hareket, 1905 yılından Stalin Repressiyası’na (ceza-baskı-şiddet-hapis-sürgün-ölüm) kadar sadece Kazakistan’ın değil, o yıllarda dış dünyaya kapalı olan bütün Türkistan’ın kültürel olarak aydınlanması ve millî bağımsızlığı için mücadele eden bir aydınlanma hareketidir. Türkistan’daki aydın zümrenin içinden hem siyasi liderler çıkıyor hem de yazar ve şairler yetişiyor. Bökeyhan; orman bilimci, ekonomist, tarihçi, edebiyatçı, etnograf, çevirmen, siyasetçi kimliğiyle öne çıkıyor. Başta, Mirjakıp Dulatulı, Ahmet Baytursın ve Mağjan Jumabay olmak üzere onun etrafında yer alan aydınlar, bilimsel ve sanatçı kimlikleriyle hareketin yayılmasında mühim rol oynuyorlar. Alihan Bökeyhan, bilimsel ve siyasi kimliğiyle bu hareketin liderliğini yapıyor. Kazak halkının ilk siyasi partisi Alaş Partisi’ni ve ardından Türkistan’ın bağımsız ilk Türk devleti sıfatına sahip olan Millî Alaş Orda Hükûmeti’ni (1917-1920) kuruyor. 13 Aralık 1917’de Orınbor (Orenburg)’da hükûmetin başkanı seçiliyor.

 ALAŞ AYDINLARININ EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ NEDİR?

Sovyet ve Batı kaynaklarında da onun adı, Bökeyhan ve Baytursın ile birlikte sık sık geçer. Alaş aydınlarının en önemli özelliği, 19. yüzyılın sonuna doğru Batı dünyasının etkisiyle bilimi öne çıkarmaları ve 20. yüzyılın başlarında Kazak diliyle ilk bilimsel yayınları sunmalarıdır. Mirjakıp da, A. Baytursın (Okuw Kural, Til Kural, Alipbi), M. Jumabay (Pedagogika), J. Aymawıtulı (Psixologiya) gibi eğitim alanında yazıyor. Kırağat Kitabi "Kıraat Kitabı" (1916) bu tür eserlerdendir.

MİRJAKIP DULATULI'NIN HAYATI

Mirjakıp Dulatulı'nın hayatını kısaca özetler misiniz?

Alaş aydınlarından Mirjakıp Dulatulı; şair, yazar, edebiyatçı, bilim adamı, siyasetçi, halk kahramanı, ilk Kazak romanı Bakıtsız Jamal’ın yazarıdır. 1885-1902 Kazakistan’ın Torğay’ın Sarıkopa ilçesinde dünyaya geliyor. İki yaşında annesini, on iki yaşında babasını kaybediyor. İlk tahsilini, 1880’lı yıllarda Ibıray Altınsarın tarafından Torğay’da açılan Rus-Kazak okulunda alıyor; burada Kazakça ve Rusça öğreniyor ve 1902’de mezun oluyor. Daha sonra ağabeyi Askar’ın yanında yetişiyor. Ombı ve Karkaralı’da A. Bökeyhan ve A. Baytursın’ın okullarında eğitim alıyor. Doğu edebiyatını, Rusça aracılığıyla Batı edebiyatını okuyor.

"RUSLAR TARAFINDAN ZORLA ELE GEÇİRİLEN KAZAK TOPRAKLARI ŞİİRLERİNE YANSIYOR"

1907 İlk şiiri Jastarğa "Gençlere" adlı uran nitelikli şiiri, 1907’de Petersburg’da çıkan Serke adlı Kazak gazetesinde yayımlanır. 1909 Oyan Kazak! şiir kitabı, 1909’da Ufa’da çıkar. Kitabın başında yer alan Oyan Kazak! şiiri, zaman içerisinde millî uyanış uranı/mottosu haline gelir. Oyan Kazak’taki şiirlerin konusu: Dönemin siyasi ve sosyal olarak çalkantılı hali; doğal olarak düşünen, duyan ve yazan şahsiyetleri etkiliyor ve özellikle edebî eserlerde tıpkı Anadolu’da Tanzimat ve Millî Mücadele yılları gibi Türkistan’ın bozulmuş hali, temel ilham kaynağı haline geliyor. Ruslar tarafından zorla ele geçirilen Kazak toprakları, seçim adaletsizliği, eğitim ve sanatta, matbuatta geri kalmışlık, gençliğin kültürel olarak gelişememesi, dinin zayıflaması vb…

"KAZAK ÇOCUKLARINA RUSÇA DERSLER VEREREK GEÇİMİNİ SAĞLADI"

Mirjakıp’ın şiirlerinde kullandığı isimler: Oyan Kazak! kitabında yer alan şiirlerde şu isimleri kullanıyor: Arğın, Alaşulı, Azamat, Torğayulı, Türikbalası, Alaköz, bunlardan bazılarıdır. 1909/Kızıljar’a sürgün Kitabın ikinci baskısı Çarlık tarafından toplatılır ve Mirjakıp, Kızıljar şehrine gitmek zorunda bırakılır. Aynı yıl Kızıljar’da tercümanlık yaparak ve Kazak çocuklarına Rusça dersler vererek geçimini sağlar. Mağjan Jumabay, Mirjakıp Dulatulı’nın talebesi olur; Mirjakıp, onun sanat hayatında ciddi rol oynar. 1910/Bakıtsız Jamal Kendinden yaşça epeyi büyük olan ağabeyinin Mirjakıp ve köyün çocukları için eğitim desteğinde bulunması, onun eserlerine de yansıyor. 25 yaşında (1910) yazdığı ve Kazak edebiyatının ilk romanı Bakıtsız Jamal, bunun örneğidir. Roman, Kazan’da yayımlanır.

YAZARLIĞI VE ESERLERİ HAKKINDA

1910/Mirjakıp dikkate değer makaleler de yazar ve yazıları Kazak gazetesi ve Aykap dergisinde çıkar. Mirjakıp, "Edebiyatçı, tarih de bilmeli. düşüncesini hayata geçirerek "Han Abılay" ve "Kazaktın Tarihı" vb. yazılar da yazar. 1913-1915 Daha sonra yazdığı şiirler, 1913’te Orınbor’da Azamat; 1915’te Terme adıyla basılır. 1914’te Bakıtsız Jamal tekrar yayımlanır. Aynı yıllarda Kazak gazetesinin baş redaktör Ahmet Baytursın’ın yardımcısı ve gazetenini sorumlu müdürü olur. 1914 Orınbor’da Esep Kuralı/Matematik kitabı yayımlanır. 1916 Kırağat Kitabi /Kıraat Kitabı 1917 Alaş Orda Hükûmeti’nin kurulmasıyla birlikte bakanlık görevine atanıyor. 1918-1920 Alaş Orda Hükûmeti’nin 1920’de sona ermesiyle Kazak gazetesi kapatılıyor. Mirjakıp, bu yıllarda Taşkent’te Akjol gazetesinde çalışıyor.

 ALAŞ HAREKETİNE KATILDIĞI İÇİN HAPSE ATILDI

1922 Alaş hareketinin faaliyetlerine katıldığı için hapse atılıyor ve kısa bir zaman sonra serbest bırakılır. Esep Kuralı/Matematik kitabı, Taşkent’te yeniden yayımlanır. 1925 Orınbor’dan Kızılorda’ya taşınır. 1928 Daha önceki gerekçelerle diğer Kazak aydınlarıyla birlikte tekrar tutuklanır. 1930 İdama mahkum edilir ve daha sonra on yıllık hapis cezasına çevrilir. 1935 Ağır hastalıktan vefat eder. 1988 Kazak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti döneminde Stalin Repressiyası ile idam edilen diğer Alaş aydınları gibi Mirjakıp da aklanır.

MÜCADELESİ VE ŞEHADETİ

"GASPIRALI'NIN CEDİTÇİLİK ANLAYIŞINI, ALAŞ AYDINLARININ ESERLERİNDE İZLEMEK MÜMKÜN"

Mirjakıp Dulatulı'nın mücadelesinden ve şehadetinden bahseder misiniz?

Alaş aydınlarından Mirjakıp Dulatulı ve yol arkadaşları, sadece Kazakistan’ın değil, bütün Türkistan’ın bağımsızlığı için mücadele ettiler. Onlar, milli aydınlanma adına yola çıktılar ve o yoldan asla dönmediler ve bu yolda kurban oldular. Gaspıralı’nın Çarlık döneminde mücadelesini verdiği Ceditçilik anlayışını ve onun, Türkistan’da oluşturmaya çalıştığı ortak kültür hayatını, Alaş aydınlarının eserlerinde izlemek mümkündür. Mirjakıp’ın şiirleri, kitapları romanı, hikâyeleri ve yazıları, bu anlayışa tam anlamıyla hizmet eder. Çarlık döneminde oluşturulan ortak kültür hayatı, 20. yüzyılında başında Kazakistan’da yayımlanan bilimsel ve edebî çalışmalar, Sovyet döneminde görmezden gelindi; hatta, yok sayıldı. Alaş aydınlarının, 1988’de aklanması ve eserler üzerindeki yasakların kalkmasıyla onların çalışmalarından ancak Bağımsız Kazakistan Cumhuriyeti döneminde söz edilmeye başlandı. Bilim ve kültür hayatının Sovyet döneminde başladığı fikrini benimsemiş olan Kazak bilim ve kültür çevreleri, bu çalışmaları, bağımsızlık dönemiyle birlikte tanımaya başladılar.

"Uyan, Kazak!" şiirinin önemi ve etkisi hakkında neler söylemek istersiniz?

Jastarğa ve Oyan Kazak! Onun ilk şiiri Jastarğa (1907), gençlerde milli şuur uyandırma çabasının, gençlerden geleceğe yönelik beklentilerin mısralara yansımasıdır ve şiir, adeta millî uran hâline gelmiştir. Bu şiir, Alaş hareketinin içinde yer alan diğer aydınların aynı ya da benzer başlıkla ve aynı içerikte coşkulu, gençleri harekete geçiren, gençlere ümit telkin eden şiirlerine ilham olmuştur. Mağjan’ın 1918’de Kızıljar’da Jas Azamat gazetesinde basılan Jastarğa (Men jastarğa senemin) şiiri ve Alaş Partisi’nin üyelerinden Kırgız şair, yazar, dilbilimci Kasım Tınıstanov’un 1920’lı yıllarda yazdığı Caştarğa şiiri, bunun en tipik örnekleridir. Mirjakıp, "Etemin ümit jastardan" (Gençlerden umutluyum) derken Mağjan "Men jastarğa senemin" (Ben gençlere güvenirim) diyor. Mirjakıp’ın 1909’da yazdığı Oyan Kazak! şiirinin Türk Dünyasında "Milli Uyanış"ın sembolü, hatta milli uranı (mottosu) olduğu ve pek çok şairi etkilediği söylenebilir.

Oyan Kazak! Köziñdi aş, oyan Kazak, köter bastı, Ötkizbey karañğıda beker jastı, Jer ketti, din naşarlap hal harap bop, Kazağım endi jatuv jaramastı.

"Kazağım, şimdi yatmanın zamanı mı!" diyerek halkı uyanışa davet eden Mirjakıp’ın mısraları, Mehmet Âkif’te (Uyan/1915) "Artık ölüm uykularından uyan!"; 20. yüzyıl Doğu Türkistan’ın millî istiklal ve vatan şairlerinden Abduhalık Uygur’un (Oyğan/1922) şiirinde "Ey pekır Uyğur oyğan uykun yeter!" (Ey fakir Uygur, uyan, uykun yeter!) şeklinde mısralara yansıyor. Yine aynı yıllarda Tınıstanov, Caştarğa şiirinde "Oygon caştar, oylon caştar!" (Uyanın gençler, düşünün gençler!) diyerek gençlerden ümitvar olduğunu lirik tarzda ifade ediyor. Mirjakıp’ın şiirindeki "uyan" motifinin etkisini, bu şiirlerde izlemek mümkündür.

KAYNAKLAR

Arıkan, Metin (2008). "Mirjakıp Duvlatulı: Hayatı ve Eserleri".  Journal of Modern Turkish Studies. S. 5/4. Ankara 2008. 102-121.

Isimakova, Aygül (2009). Alaş Adebiyettanuvı. Almatı: "Mektep". 

İlgili haberler:

Türk dünyasında edebiyat köprülerinin mimarı: Gaspıralı İsmail Bey Kırım sahasında Gregoryen Kıpçaklar ve Türkolog Agatangel Efimoviç Krımskiy Deşt-i Kıpçak’tan Macar Kıpçak Bozkırına: Ünlü Türkolog András Bodrogligeti Kırım Tatarları ve Kıpçakçaya adanmış bir ömür: Polonyalı Türkolog Henryk Jankowski