Selahaddin Kaşgarlı / QHA Muhabir / Ankara
Çin'in davetiyle Doğu Türkistan'a giden dünyaca ünlü yayın kuruluşu ABC, Çin'in Doğu Türkistan'daki baskı politikalarını deşifre etti. Avustralya'nın ulusal yayın kanalı Australian Broadcasting Corporation (ABC) ekibi Çin'in daveti üzerine uluslararası medya kuruluşları ile birlikte Doğu Türkistan'a gitti.
DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ GERÇEKLER
Tamamen Çin'in kontrolü ve izin verdiği yerleri ziyaret eden ABC ekibi, Çin Komünist Partisinin (ÇKP) yıllar süren acımasız baskısının ardından Doğu Türkistan'ı bir turizm noktasına dönüştürmeye çalıştığını aktardı. ABC'nin 30 Eylül 2023 tarihinde yayımladığı özel raporunda, Çin'in baskıları neticesinde Doğu Türkistan'ın dünyadan izole edildiği bildirildi. Şi Cinping'in 2014 tarihinde Doğu Türkistan'a yaptığı ziyaretinde verdiği sözde terörizme karşı "sert saldırı" emrinden bu yana Doğu Türkistan'daki baskıların belgelendiğini vurguladı.
ÇİN HÜKUMETİ TARAFINDAN ÖZENLE ORGANİZE EDİLEN TUR
ABC ayrıca, Çin'in Uygur soykırım politikasına değinerek ABD'nin bu baskıyı "soykırım" olarak nitelendirdiğini, ancak Avustralya'nın "soykırım" kelimesini kullanmadığını bildirdi. Öte yandan ABC ekibinin, Çin hükumeti tarafından özenle organize edilen bir medya turuna katıldığını ancak hiçbir yetkilinin kayıtlara geçmek istemediğini kaydetti.
"ÇİNLİ EV SAHİPLERİMİZ TARAFINDAN REDDEDİLDİ"
ABC muhabiri Çinli yetkililerin sıkı denetiminde bir hafta geçirdiğini aktararak, "Bir hafta süren ve dünyanın dört bir yanından yaklaşık 20 gazetecinin katıldığı tur sıkı bir şekilde kontrol edildi ve yoğun program içinde bize yerel halkla konuşmamız için çok az zaman bırakıldı. 1 milyondan fazla insanın aylarca, hatta yıllarca kilit altında tutulduğuna inanılan eski toplama kamplarından birini görme talebimiz Çinli ev sahiplerimiz tarafından reddedildi" ifadelerini kullandı.
"YANIMIZDA DURDU VE HER CEVABINI FİLME ALDI"
Öte yandan tur sırasında bölgedeki hediyelik eşya satıcısı Uygur Türkü ile röportaj yaptığını aktaran ABC muhabiri, "Bu röportaj tur rehberleri tarafından sağlanmadı. Onunla röportaj yapmaya başladığımızda, hiç tanımadığımız başka bir adam elinde kamerayla belirdi, yanımızda durdu ve her cevabını kayda aldı" diyerek sürekli izlendiğini ve takip edildiğini bildirdi.
"KUR'AN-I KERİM'İN NEREDEN ALINACAĞINI BİLEN KİMSEYİ BULAMADIK"
ABC ekibi, Kaşgar Heytgah Camisine gittiklerini aktararak, "Çin bayrağı, ufalanan cami kubbesinin üzerinde rüzgarda dalgalanıyordu. Ezan sesi susturuldu. Uzun sakalları ve peçeleri fark etmek zordu. Kuran'ın nereden alınacağını bilen kimseyi bulamadık. 5 bin kişilik ibadet etme kapasitesine sahip olan 600 yıllık Heytgah Camii, artık öncelikli olarak turistik bir çekim merkezi haline gelmişti. Rehberlerimiz başlangıçta içeri girmemizi istemediler ama sonunda izin verdi. Ziyaret ettiğimiz gün birkaç düzine insan dua etmeye gelmişti. Çoğu yaşlı ve hiçbiri 50 yaşın altında değildi" ifadeleri ile Kaşgar'daki Çin baskısını gözler önüne serdi.
"DİNİ ÖZGÜRLÜK HİÇBİR ŞEKİLDE MEVCUT DEĞİL"
Çin'in Doğu Türkistan'daki dini özgürlükleri kısıtladığını ve imamları gözaltına aldığını bildiren Uygur İnsan Hakları Projesi (UHRP) araştırma ve savunuculuk Direktör Yardımcısı Peter Irwin ise, UHRP'nin binlerce caminin yıkıldığını ve gözaltına alınan veya kaybolan 2 bine yakın Uygur imamı ve diğer dini şahsiyet vakasını belgelediklerini kaydederek, "İmamlar ya görevden alındı ya da gözaltına alındı ve ya hapsedildi. Kalan imamların yalnızca Çin hükumetinin söyledikleriyle doğrudan uyumlu bir vaaz vermelerine izin veriliyor. Yani dini özgürlük hiçbir şekilde mevcut değil. Artık dini ibaterlerin yapıldığı yerler büyük ölçüde turistlik çekim merkezi oldu" ifadeleriyle Çin'in Doğu Türkistan'daki baskı politikasını kaydetti.