Doğu Türkistan'da boşaltılan toplama kamplarına ait görüntüler, Uygur Türklerinin maruz kaldığı zor koşulları ve Çin zulmünü bir kez daha gözler önüne serdi. Uygur Dil Bilimcisi Abduveli Ayup, bunun gibi bir koğuşta 458 gün süren tutukluluğunu anlatarak, kendisi gibi siyasi tutukluların yaşadığı zor koşulları dile getirdi.
Çin yönetimi Doğu Türkistan'daki toplama kamplarının bazılarını kapatıyor. Bu kapsamda kapılatan toplama kampları Çinli sosyal medya kullanıcıları tarafından görüntülendi.
Kırım Haber Ajansı (QHA) ekibinin elde ettiği görüntülerde Doğu Türkistan'daki toplama kamplarının korkunç gerçekleri bir kez daha gözler önüne serildi. Görüntüler, bölgedeki insan hakları ihlallerinin boyutlarını net bir şekilde ortaya koyuyor.
BOŞALTILMIŞ KOĞUŞUN DEHŞET VERİCİ GÖRÜNTÜLERİ
Video kaydında, toplama kampı içerisinde bulunan boşaltılmış bir koğuşun görüntüleri yer alıyor. Yaklaşık 20 kişinin zorla tutulduğu 309 numaralı söz konusu koğuşun oldukça dar ve kasvetli olduğu görülüyor. Küçük bir avluya açılan koğuşta herhangi bir eşya bulunmazken, tuvalet bölümünün etrafı dahi kapatılmamış durumda. Görüntüler, Uygur Türklerinin maruz kaldığı zor koşulları bir kez daha gözler önüne seriyor.
TANIKLARDAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
Sızdırılan görüntüler hakkında konuşan toplama kampı mağdurları, koğuşun kendilerinin daha önce işkencelere maruz kaldığı koğuşlarla aynı olduğunu belirtiyor. Doğu Türkistan'da Uygur Türkçesi için mücadele eden ve bu nedenle tutuklanıp 18 ay hapishanede tutulan Uygur Dil Bilimcisi Abduveli Ayup ise bu görüntüler ile ilgili şöyle dedi:
Orada 458 gün ve gece geçirdim. Hırsızlar, katiller, tecavüzcüler platformda yatarken, benim gibi Uygur siyasi tutuklular yere yatıyordu. Bir süre tuvaletin yanına yatmak zorunda kaldım; oraya giden birini görmek gerçekten iğrençti.
İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE TEPKİLER ARTACAK MI?
Çin hükûmetinin 2014 yılından bu yana uyguladığı sözde "yeniden eğitim politikası", milyonlarca Uygur Türkünü hedef almış durumda. Uygur Türklerinin toplama kamplarına alındığı bu politika, uluslararası kamuoyunda büyük bir infiale yol açarken, sızdırılan görüntüler insan hakları ihlallerine karşı tepkilerin artmasına neden olabilir.