Doğu Türkistan, 7 büyüklüğündeki depremle sarsıldı: Bölgeden bilgi alınamıyor!

Çin'in işgalindeki Doğu Türkistan'ın Aksu iline bağlı Aykol kasabasında bugün şiddetli bir deprem oldu. Sarsıntı, Doğu Türkistan ve Kırgızistan başta Kazakistan ve Tacikistan'da hissedildi. Ancak, Doğu Türkistan’daki sıkı dijital denetim bölgeden sağlıklı bilgi almayı zorlaştırıyor.

Haber Giriş Tarihi: 23.01.2024 10:44
Haber Güncellenme Tarihi: 23.01.2024 10:44
https://www.qha.com.tr/

Çin işgalindeki Doğu Türkistan'da 23 Ocak 2024 tarihi yerel saat ile 00.09'da (TSİ 21.09) şiddetli bir deprem meydana geldi. Deprem, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'da hissedildi.

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS), bugün Türkiye saati ile 21.09'da 7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini açıkladı. Depremin merkez üssü, ilk olarak Kırgızistan'ın Kızıl-Suu (Kızılsu) bölgesi olarak açıklansa da sonradan Doğu Türkistan'ın Aksu vilayetindeki Üç Turfan bölgesine bağlı Aykol kasabası olarak değiştirildi. Deprem; Kazakistan, Tacikistan, Doğu Türkistan ve Kırgızistan'da şiddetli bir biçimde hissedildi.

DOĞU TÜRKİSTAN'DA ŞİDDETLİ DEPREM

Deprem, Doğu Türkistan'ın Aksu kentinin Üç Turfan kasabasında hissedildi. Sarsıntı, yerin 22 kilometre derinliğinde 7 büyüklüğünde meydana geldi. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu, depremin merkez üssünü Doğu Türkistan'daki Aykol kasabası olarak değiştirdi. Deprem, Doğu Türkistan'ın birçok şehrinde şiddetli bir şekilde hissedildi.

Depremin merkez üssünde yer alan vatandaşlar, sosyal medyada yaşadıkları paniği paylaştı. Birçok insan, panikle sokaklara döküldü. Ancak, Doğu Türkistan’daki sıkı dijital denetim sağlıklı bilgi almayı zorlaştırıyor. Çin yanlısı propaganda medyaları, Çin yönetiminin bölgeye ekip gönderdiğini ifade ettiği belirtiliyor. Ancak, bu bilgiyi teyit edebilecek herhangi bir kanal bulunmuyor.

Kırgızistan-Doğu Türkistan sınırında 7 büyüklüğünde deprem! pic.twitter.com/UggcfARHOm

— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) January 22, 2024

ÇİN'İN SIKI DİJİTAL DENETİMİ

Çin Halk Cumhuriyeti'nin Doğu Türkistan'daki bölge yönetimi, depremle ilgili bir açıklama yayımladı. Aksu Bölge Arama Kurtarma Ofisinden yapılan açıklamada, bölgeye 2 araç ve 10 personelden oluşan ön deprem kurtarma ekibinin incelemelerde bulunmak üzere yola çıktığı aktarıldı. Fakat QHA ekinin bölgeden yayımlanan sosyal medya paylaşımlarına dayandırdığı haberlere göre, depremin yaşandığı bölgeye saatler geçmesine rağmen hiçbir ekip ulaşmadı.

DOĞU TÜRKİSTAN'DA SOYKIRIM YAŞANIYOR!

Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da bir halk topyekûn soykırıma uğradı ve bugün halen uğramaya devam ediyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler, bu baskının kurbanı oluyor. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor.

Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk halklarından milyonlarca kişi, suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklular, işkenceye uğruyor, sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirlerle yaşıyor. Kampta tutulanlara, içeriği belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. İnsanlar, burada tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor, kadınlar toplu tecavüze uğruyor.

GENÇ NÜFUS TOPLAMA KAMPLARINDA YOK EDİLİYOR

Milyonlarca genç, Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Doğu Türkistan’da bir çoğu, toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kamplarda, kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor ve genç kadınlar da Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya, Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyorlar.

Doğu Türkistan’da milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor, Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk-İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere Çin dışındaki ülkelerde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.