Selahaddin Kaşgarlı / QHA Ankara
Çin'in yeni yayımladığı propaganda filmi "Karanlıkta Ürümçi", 2009’daki Ürümçi Katliamı'na dair dezenformasyon içeren birçok hususu bünyesinde barındırıyor.
Propaganda ürünü film, 15 yıl aradan sonra ilk kez ortaya çıkan iki Uygur gazetecinin fiziksel ve zihinsel olarak çöküşünü gözler önüne serdi. Çin yapımı belgesel, 2009’daki Ürümçi Katliamı’yla ilgili gerçekleri çarpıtarak dünya kamuoyunu etkilemeyi hedefledi. Belgesel filmde, Uygur Türkü gazetecilerden Gülmire Emin ve Memetcan Abdullah görüşlerini bildirdi.
Gülmire Emin ve Memetcan Abdullah, belgeselde "haydut" olmakla suçlanıyor. Ancak uluslararası insan hakları savunucuları, bu suçlamaların, tutukluların üzerindeki ağır baskı ve işkencelerin ürünü olduğunu vurguladı. Emin ve Abdullah’ın fiziksel hallerindeki çarpıcı değişiklikler, Çin hapishanelerindeki yıllar süren zulmü gözler önüne serdi.
BASKI, İŞKENCE VE İTHAMLAR: BİR İNSANLIK DRAMI
Norveç’te yaşayan Uygur Türkü aktivist Abdulveli Eyüp, bu filmde yer alan tutsakların durumunun çok daha derin bir anlam taşıdığını belirterek, "Bunlar yalnızca suçlu olarak gösterilen insanlar değil aynı zamanda sistematik işkencelere maruz kalmışlardır. Çin’in bu tür propaganda filmleri, uluslararası hukuku hiçe saymakta ve insan hakları ihlallerini gizlemeye çalışmaktadır" ifadelerini kullandı.
Bir diğer Uygur Türkü aktivist İlşat Hasan, “Karanlıkta Ürümçi” filminde görülen şahısların, yıllarca süren işkence ve psikolojik baskılar altında kamera karşısına çıkartıldığını ve zorla suçlu duruma düşürülmeye çalışıldığını vurgulayarak, "Hayal edemeyeceğimiz kötülükler var ama Çin’in yapamayacağı kötülük yok. Filmdeki tüm görüntüler Çin hükûmetinin işlediği insanlık suçlarının kanıtıdır" dedi.