Dünya genelinde "Siyah Altın" olarak bilinen ve yaklaşık 30 milyar dolarlık pazara sahip kadın peruklarının, Doğu Türkistan'daki Çin toplama kamplarına atılan Uygur kadınlarına ait olduğu ileri sürülüyor.
Çin, takma saç ürünlerinin ucuz olması ve fazla üretim yapması nedeniyle dünya peruk pazarında ilk sıralarda yer alıyor. Bunun yanında Doğu Türkistan'da inşa ettiği toplama kamplarında tuttuğu Uygur kadınlarının saçlarının kampta tamamen kazındığıda bu olaylara şahit olan kamp mağdurları tarafından sıkça ifade ediliyor. Ayrıca kamptan sağ kurtulmayı başaran Doğu Türkistinlılar da Çin yönetiminin kamplarda hapsettiği Uygurları peruk fabrikalarında zorla çalıştırıldığını dile getiriyor.
PERUKLAR TOPLAMA KAMPLARINA ATILAN UYGUR KADINLARINA AİT
Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri'de (ABD) 2.5 milyar dolarlık pazara sahip olan perukların da Çin'den geldiği belirtiliyor. ABD yönetimi ise bu iddalar doğrultusunda, Çin'den gelen perukları incelemek üzere el koyduğunu açıkladı. ABD Ticaret Bakanlığı, son dönemlerde Çin'den tedarik edilen peruk benzeri ürünlerin, toplama kamplarına atılan Uygur kadınlarına ait olduğunu tespit ettiklerini bildirdi. Ayrıca ABD Gümrük ve Sınır Koruması Birimi'nin (CBP), daha önce Çin'de üretilen 800 bin dolar değerinde 13 ton saça el konulduğu belirtildi. ABD'deki Rutgers Üniversitesi'nde tarih profesörü ve "Güzellik Mağazası Politikaları" kitabının yazarı Tiffany Gill'e göre, ABD'de postiş uygulamalarında ciddi bir patlama yaşanırken, saç ürünlerinin çoğunun Çin'den geldiğini aktarıyor.
CNN'E YAŞADIKLARI ANLATAN KAMP MAĞRUDU
Daha önce Doğu Türkistan'daki kamplardan sağ kurtulmayı başaran ve CNN kanalı işkence gördüklerini, cinsel saldırıya uğradıklarını ve kısırlaştırma işlemlerine zorlandıklarını anlatan kamp mağdurları perukların kamplara alınan Uygur kadınlarına ait olduğunu bildirmişti. Bunları arasında Kazakisan vatandaşı olduğu için kamptan kurtulabilen Gülzire Urkankızı, 2017'de Kazakistan'daki ailesini ziyaretten dönmesinin ardından kampa kapatıldığını belirtmişti.
"HER YER KAMERALARLA GÖRÜNTÜLENİYORDU"
Urkankızı toplama kampında yaşadıklarını, "Her yer kameralarla görüntüleniyordu. Ağlarsak bizleri kelepçeliyorlardı, hareket edersek de kelepçeliyorlardı. Sadece iki dakikalığına tuvalete gitme izni veriyorlardı. Bu süreyi aşanlara elektrikli sopalarla vuruyorlardı" ifadelerini kullanmıştı.
"BİRÇOK KİŞİ BU ÜRÜNLERİ YAPARKEN AĞLIYOR"
Öte yandan söz konusu fabrikaların kapatılması gerektiğini söyleyen Urkankızı, "Bu ürünler kölelikle elde ediliyor. Birçok kişi bu ürünleri yaparken ağlıyor" diyerek fabrikalarda zorla çalıştırıldıklarını bildirmişti.