Alman Dışişleri Bakanından Çin'e Doğu Türkistan tepkisi!

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Pekin ziyaretinde, Çin'in Doğu Türkistan’da işlemekte olduğu insan hakları ihlallerine hakkında endişelerini dile getirerek Çin'e tepki gösterdi.

Haber Giriş Tarihi: 17.04.2023 14:03
Haber Güncellenme Tarihi: 17.04.2023 14:03
https://www.qha.com.tr/

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Çin'in başkenti Pekin'e yaptığı ziyaretinde Çinli mevkidaşı Çin Gang ile bir araya geldi. İki bakan görüşmenin ardından 14 Nisan 2023 tarihinde ortak basın açıklaması yaptı.

Alman Bakan Baerbock, Çin'in Doğu Türkistan’da işlemekte olduğu insan hakları ihlallerine hakkında endişelerini dile getirerek; Çin'e tepki gösterdi. Baerbock, insan haklarının Çin’de kısıtlandığını ve sivil toplum dayanışma alanlarının gidttikçe daraldığı endişelerini dile getirdi.

YAYGIN İŞKENCELER İLE İLGİLİ GÜVENİLİR İDDİALARI VAR

Baerbock, Doğu Türkistan konusuna açık ve net bir dille değinerek, yaygın işkencelere ilişkin güvenilir iddiaların bulunduğunu dile getirdi. Ayrıca Çin hükumetinin, Doğu Türkistan'da Uygur Türkleri ile diğer Müslüman Türk topluluklara yönelik bir dizi insan hak ihlalini ayrıntılı bir şekilde ortaya koyan Birleşmiş Milletler raporuna atıfta bulundu. Ancak, Çin Dışişleri Bakanı Çin Gang insan hakları endişelerini reddetti ve tüm uygulamaların ayrılıkçılıkla mücadeleye karşı yürütüldüğünü belirtti.

DOĞU TÜRKİSTAN'DA BİR SOYKIRIM YAŞANIYOR!

Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğradı, uğramaya devam ediyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler, bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise Çin Komünist Partisi, kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında, milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor. Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklular, işkenceya uğruyor, sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara, ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. İnsanlar, burada tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor, kadınlar toplu tecavüze uğruyor. Milyonlarca genç, Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Doğu Türkistan’da bir çoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kamplarda, kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor ve genç kadınlar da Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya, Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyorlar. Doğu Türkistan’da milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor, Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk-İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor. “Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.