500 bin Doğu Türkistanlı çocuk Çin kamplarında!

Çin yönetimi, Uygur Türkü çocukları Çinlileştirilmeye devam ediyor. Bağımsız araştırmacılara göre, 500 binden fazla Uygur Türkü çocuk toplama kamplarında tutuluyor.

Haber Giriş Tarihi: 26.12.2022 12:17
Haber Güncellenme Tarihi: 26.12.2022 12:17
https://www.qha.com.tr/

Kızıl Çin’in Doğu Türkistan'da devam ettirdiği asimilasyon politikası tüm sertliğiyle devam ediyor. Dünyanın görmezden geldiği Doğu Türkistan’daki soykırımı yaşayan Uygur Türkü küçük çocuklar ailelerinden koparılarak zorla alıkonuluyor. Çin hükumetinin son yıllarda inşa ettiği kamplarda Uygur Türkü çocuklar her türlü taciz ve asimilasyon politikalarına maruz kalıyor. Ailesin izni alınmaksızın Çin’in iç bölgelerine götürülen çocuklar asimilasyona tabi tutuluyor.

ÇİN'İN DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ ASİMİLASYON KAMPLARI 

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne göre anne-babalar, çocuklarına verilecek eğitimi seçme konusunda hak sahibi iken Çin rejimi, Doğu Türkistanlı ailelerin bu hakkını gasp ediyor. Çin rejimi “Ülkeye sadakat aşılamak” adı altındaki sloganıyla yaklaşık yarım milyon Uygur Türkü çocuğu kamplara hapsederek onları asimile ediyor. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) ise Çin rejiminin Uygur Türkü çocukları ailelerinden ayırarak çocuk toplama kamplarına gönderdiğini delillere dayanan bir rapor yayımlayarak duyurdu. UAÖ raporunda, Doğu Türkistanlı ailelerin rızası olmadan Çin'in söz konusu "çocuk kamplarında" tutulan bütün Uygur Türkü çocukların özgürlüğüne kavuşturulması için çağrıda bulundu.

DOĞU TÜRKİSTAN’DA ÇOCUK OLMAK

Doğu Türkistan’ın geneline bakılacak olursa 2017 yılından beri yatılı okullarda eğitim gören çocukların sayısında yüzde 76,9 oranında artmış durumda. Hükumetin “çocuklara daha iyi eğitim vermek” bahanesiyle başlattığı yatılı okulları yaygınlaştırma projesiyle, Uygur Türkü öğrencilerin daha hızlı asimilasyon edilmesine kapı aralanıyor. Çin rejimi söz konusu yatılı okullarla ile ilgili yaptığı açıklamalar ise, Doğu Türkistan'daki okullarda çocukların kendi ana dillerini konuşmadığı, kültürlerini ve dinlerini yaşama hakkının tanımadığını ortaya çıkardı.

DOĞU TÜRKİSTAN'DA BİR SOYKIRIM YAŞANIYOR

Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğradı, uğruyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor. Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar. Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor. Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor. “Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.