Avukat Emil Kurbedinov, Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da Müslümanlara karşı baskılarının giderek artacağını söyledi. QHA’ya röportaj veren Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da sözde Hizb-ut Tahrir davası kapsamında tutuklanan Kırımlı Müslümanları savunan avukat Emil Kurbedinov, Kırım’ın başkenti Akmescit’te tutuklanan Kırımlı Müslümanlara psikotrop maddelerin uygulanabileceği ihtimalinin olduğunu dile getirdi. QHA: Emil Bey, savunduğunuz Ruslan Zeytullayev davası başta olmak üzere “Sivastopol dörtlüsü” davası ne durumda? Emil Kurbedinov: 27 Aralık tarihinde Moskova’da Rusya Yüksek Mahkemesi’nde söz konusu dava ile ilgili temyiz dilekçesinin inceleneceği duruşmanın yapılması gerekiyor. Temyiz dilekçesi, Zeytullayev hakkında verilen hükmün yumuşak olduğu gerekçesiyle savcı tarafından verildi. Savcı, Zeytullayev’in ilgili davada Hizb-ut Tahrir hücresinin başkanı olarak geçtiğinden dolayı 17 yıl hapis cezasına çaptırılması gerektiğini savunuyor. Biz de (Sivastopol’de tutuklanan tüm 4 Müslüman tarafından), mahkemenin verdiği hükmü kabul etmediğimizi ve beraat kararının verilmesini talep ederek karşılıklı temyiz dilekçesi verdik. Yüksek Mahkeme söz konusu davada son noktayı koyacak, ama mücadele tabii ki sona ermeyecek. Çünkü bundan sonra tutuklanan gençlerin nereye sevk edileceği, cezasını nerede çekeceği ile ilgili sorular ortaya çıkacak. Kırım’a ya da Rusya’nın kuzey bölgelerine mi gönderilecekler… Bu mücadelenin ikinci aşması olacak. QHA: Hizb-ut Tahrir davasında “Akmescitli Beşli” olarak geçen son dava ile ilgili bilgi verir misiniz? Emil Kurbedinov: Söz konusu dava çerçevesinde tutuklanan gençlerin evlerinde yapılan arama sırasında müsadere edilen kitaplar, videolar ve bloknotlar ekspertize gönderildi. Şu anda çok sayıda ekspertiz yapılmasına karar verildi ve sonuçlar bekleniyor. Böylece tanıkları, onlar (işgalciler) ileri sürdüğü gibi kanıtları arıyorlar. Biz ise ön soruşturmayı bekliyoruz. QHA: İşgalci yönetimden, Hizb-ut Tahrir teşkilatı ile ilgili yeni davalar açacağı beklenmeli mi? Emil Kurbedinov: Durumun kötüye gideceğini söyleyebilirim, çünkü Rusya Yüksek Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir teşkilatının terör örgütü olarak kabul edilmesi ile ilgili kararı var ve bu karar yürürlükte olduğu sürece baskılar devam edecek. Söz konusu karar için milyonlarca belki de milyarlarca ruble ayrılan müdürlük, FSB, aşırıcılıkla mücadele merkezi, çeşitli alt bölümler kuruldu. Onların, raporlar sunması ve teröristlerle mücadele ettiklerini bir şekilde göstermesi gerekiyor. Onlar için Hizb-ut Tahrir üyeleri çok uygun bir dava, çünkü söz konusu gençlerin silahı, bombaları olmadığını, evlerine gelmenin, tutuklamanın, götürmenin tehlikeli olmadığını biliyorlar. Bundan dolayı Hizb-ut Tahrir’in terör örgütü kabul edilmesi ile ilgili karar yürürlükte olduğu sürece bahse konu kurumlar da çalışmalarına devam edecek. QHA: Geçtiğimiz günlerde Emir Üsein Kuku zorunlu psikiyatri muayenesine gönderildi. Kuku, Refat Aliyev, Arsen Cepparov, Vadim Siruk, Enver Bekirov ve Muslim Aliyev'in ardından sözde Hizb-ut Tahrir davası çerçevesinde tutuklanan ve muayene için psikiyatri kliniğine gönderilen 6. Müslüman oldu. Benzer şekilde davranarak işgalci yönetim neyi amaçlıyor? Emil Kurbedinov: Tutuklanan gençler, diğer sebepler arasında, bunu, daha önce psikiyatri kliniğine kapatılan Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı İlmi Ümerov’a dayanışma göstermek için yaptığını kaydetti. Tutuklanan gençler psikiyatri muayene olmayı kabul ettiği ve gönüllü muayene için hastaneye getirildiği zaman, doktor dava ile ilgili sorular sormaya başladı, örneğin suçunu kabul edip etmediklerini sordu. Tabii ki gençler benzer soruları yanıtlamayı reddetti ve soruya cevap vermedi.Dolayısıyla psikiyatrlar, gençlerin temas kurması zor olan kişiler olduğu ve onların ruh halini tespit etmenin imkansız olduğu sonucuna vardı, bu da gençlerin zorunlu muayene için psikiyatri kliniğine kapatılması için bir sebep oldu. Kliniğine kapatılan ilk Müslüman Muslim Aliyev’e hemen Kırım Müftüsü’ne nasıl davrandığı, Şiilere, Sünnilere nasıl davrandığı ile ilgili sorular soruldu. Tabii ki Muslim Aliyev, soruları cevaplamayı reddetti. Benzer davranışlar tam bir psikolojik baskı. Şimdilik cezalandırıcı tıp, onlara hiçbir ilaç vermiyor. Ama insan hakları savunucuları susmaya devam ederse “Akmescit beşlisine” belirli psikotrop maddeler verilebileceği ihtimali büyük. QHA: 7 Aralık tarihinde Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Rus yönetiminin Kırım’da ikamet eden Ukrayna vatandaşları ile ilgili zorunlu psikiyatri muayene kararı verilmesinden dolayı protesto bildirdi. Bu, davanın gidişatını bir şekilde etkileyebilir mi? Emil Kurbedinov: Birincisi, bu bir manevi destek sağlıyor. İkincisi, avukat olarak Ukrayna’nın bir devlet olarak vatandaşlarını savunduğunu söyleyebilirim. Üçüncüsü, Kırım’da neler olduğunu anlayan devletlerin söz konusu protestoya katılması çok önemli. Bunun doğru bir devlet tutumu olduğunu düşünüyorum.